Kategori: Çevre

  • Çeşmede serinlediler

    Çeşmede serinlediler

    Bolu’nun Mudurnu ilçesinde aşırı sıcaklardan bunalan kuşlar çeşmede su içerek serinledi. Ülke genelinde etkili olan sıcak havadan hayvanlar da etkilendi.

    Termometrelerin yaklaşık 35-40 dereceye ulaştığı Mudurnu ilçesinde sıcaktan bunalan kuşlar çeşmede serinledi. Akan suya yaklaşan kuşlar, çeşmeden su içerek ferahladı.

  • Kavurucu sıcaklar o ilçeye uğramadı

    Kavurucu sıcaklar o ilçeye uğramadı

    Dünyayı etkisi altına alan kavurucu sıcaklar, Tokat’ın Artova ilçesine uğramadı. Türkiye’yi ve dünyayı etkisi altına alan kavurucu sıcaklar her geçen gün etkisini artırırken Tokat’tın Artova ilçesinde hava sıcaklığı akşam saatlerinde hissedilir derecede düştü.

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü internet sitesinden alınan verilere göre hava sıcaklığının 5.8 derece ölçüldüğü Tokat’ın Artova ilçesi Türkiye’de en düşük hava sıcaklığına sahip yerleşim yeri oldu. Hava sıcaklığının geçtiğimiz akşam 18.00 ile bu sabah 06.00 sıralarında ölçüldüğü kaydedildi.

  • Santa Harabeleri güzellikleriyle göz kamaştırıyor

    Santa Harabeleri güzellikleriyle göz kamaştırıyor

    Merkeze bağlı Dumanlı Köyü sınırları içerisinde 17. yüzyılda Rumlar tarafından kurulduğu bilinen ve 7 mahalleden oluşan Santa Harabeleri, her bir mahallesinde dönemin özelliklerini yansıtan tek ve iki katlı evleri, kiliseleri, okulları, şelaleleri ve çeşmeleriyle döneminin kendine özgü sivil mimari özelliklerini sergiliyor.

    Doğu Karadeniz’in önemli kültürel miraslarından birisi ve geçmişin izleriyle dolu olan Santa Harabeleri, tarihi ihtişamı ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerine enfes manzaralar sunuyor.

    Doğa ve tarih tutkunlarının adresi olmasının yanında son dönemde bölgedeki Arap turistlerin de akınına uğrayan Santa Harabeleri, Binatlı, Terzili, Zurnacili, Piştovlu, İşhanlı, Çinganli ve Çakallı olmak üzere 7 mahalleden oluşuyor. İki sıradağın oluşturduğu dar ve derin bir vadi içinde yer alan Santa, kaybolmaya yüz tutmuş önemli bir değer olarak biliniyor. Arkeolojik ve doğal sit alanı olan Santa Harabeleri geçtiğimiz yıllarda kesin korunacak hassas alan olarak ilan edilmişti.

    Tarihi eserler yönünden oldukça zengin olan, bazı mahallelerinde kiremit fabrikası ve kireç ocaklarının da bulunduğu Santa Harabeleri, Yanbolu deresinin doğduğu üç ayrı yamaçta denizden ortalama bin 500 metre yükseklikte yer alıyor.

    Fransa’da yaşayan ve yaz tatili için Santa Harabelerindeki Zurnacılı Mahallesine gelen Taha Sarıtaş, “Burası çok güzel bir yer. Özellikle Sakız ağaçları çok güzel. Burada ağaçlar, doğa, tarihi yapılar çok etkileyici. Ben herkesi buraya bekliyorum. Gelsinler çok güzel bir yer” dedi.

    “Burası Ayder’den çok daha güzel bir yer”

    Kıbrıs’ta yaşayan ve yaz tatili için babasının doğduğu yere gelen Kağan Bilaloğlu da “Bir ay oldu ben buraya geldi. Babam burada büyüdüğü için okul bitince yaz tatilinde buraya geliyorum. Burası çok güzel bir yer. Kiliseler, doğa, köprüler, eski yapılar başta olmak üzere görülecek çok şey var. Kesinlikle gelinmesi gereken bir yer. Ben Ayder’e de gittim ama burası Ayder’den çok daha güzel bir yer” diye konuştu.

    Yüzlerce yıllık taş binaları, kiliseleri, tarihi okulları, çeşmeleriyle büyüleyici bir atmosfere sahip olan Santa Harabelerinde geceyi kamp yaparak geçirip ertesi gün mahallelerinde doğa yürüyüşü gerçekleştiren Gümüşhane Dağcılık, Doğa Sporları ve Gençlik Derneği (GÜDAK) üyesi sporcular da Gümüşhane’nin muhteşem güzelliklerle dolu “Vadideki Cennet”i Santa Harabelerini doya doya gezdi.

    Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ilgisini çekmeye devam eden bölgeye şahsi araçlarıyla ulaştıktan sonra kamp yapıp geceyi burada geçiren sporcular ertesi gün Gümüşhane’den minibüsle gelen sporcularla buluşarak toplam 41 kişiyle doğa yürüyüşü gerçekleştirdi.
    Piştovlu mahallesinde bulunan tarihi köprüyle başlayan doğa yürüyüşünde sporcular Çakallı, Binatlı, Terzili ve Zurnacılı Mahallelerini yürüyerek etkinliği tamamladı.

    Etkinliğe katılan sporculardan Bilgehan Yüce, “Yıllardır görmek istediğim ve çok merak ettiğim bir yerdi Santa Harabeleri. Ben kültürel gezileri çok seviyorum. Çok bekledim ve beklediğime değdi. Hemen hemen bütün mahalleleri gezdik. Herksin gelmesi gereken bir yer olduğunu düşünüyorum. Bütün yapıların aynı özellikte olması beni çok etkiledi. Dolu dolu gezmek isteyen bir gün yetmeyebilir burada” ifadelerini kullandı.

  • Devasa etçil çekirge görüldü

    Devasa etçil çekirge görüldü

    Kurtalan ilçesinde çiftçilik yapan Veysel Özçelik, bahçesinde bakım çalışması yaparken yaklaşık olarak 20 santimetre olan etçil bir çekirge ile karşılaştı.

    Çekirgenin büyüklüğü karşısında şaşkınlığını gizleyemeyen Özçelik, hayatında ilk defa böyle büyük bir çekirge gördüğünü söyledi.

    Bu canlıların insanlara karşı bir zararının olmadığını ve zararlı böcekleri yiyerek beslendiğini duyduğunu aktaran Özçelik, “Çekirgenin zararsız olduğu görünce de onu doğal ortamına bıraktım” dedi.

     

  • Güvercinler kanatlarını açıp serinledi

    Güvercinler kanatlarını açıp serinledi

    Sıcak havalardan insanlar kadar hayvanlar da etkilendi. Valiliğin, aşırı sıcaklar sebebiyle vatandaşların mecbur kalmadıkça dışarı çıkılmaması uyarısıyla boşalan şehir merkezi güvercinlere kaldı. 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda bir esnaf, sıcaktan bunalan güvercinlerin imdadına yetişti.

    Meydanda bulunan çeşmeye hortum takan esnaf, kuşlara su tutarak serinletti. Buz gibi suyun altında rahatlamaya çalışan güvercinlerin kanatlarını kaldırıp çırpınması renkli görüntüler oluşturdu.

    Hava sıcaklıklarının 40 dereceleri gördüğünü belirten esnaf ise, “Burada güvercinlerin serinlemesi için elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyoruz. Günde 2 defa olmak üzere sabah ve akşam saatlerinde güvercinleri serinletiyoruz. Bazen de emekli esnaflarımız gelip kendi imkanlarıyla serinletiyor.

    Serinlerken güvercinlerin hareketlerini izlemek gerçekten zevkli. Kartpostallık görüntüler çıkıyor. Bazı vatandaşlarımız da fotoğraf çekiniyor” ifadelerini kullandı.

  • Deniz bisikletlerine yasak

    Deniz bisikletlerine yasak

    Trabzon’un Akçaabat ilçesi Yıldızlı Mahallesi’nde yeşil bir vadinin içinde yer alan Sera Gölü, son yıllarda deniz bisikletleriyle yapılan tur ile Arap turistlerin gözdesi oldu. Turistlerin en çok ilgisini çeken aktivitelerin başında gelen deniz bisikletlerine alınan kararla yasak getirildi. Deniz bisikletlerinin kaldırılmasında kendilerine bir gereç belirtilmediğini söyleyen işletme sahipleri, duruma tepki gösterdi.
    Derecik Vadisi’nde 1950’de meydana gelen heyelanın ardından yamaçlardan kopan büyük kaya parçalarının Sera Deresi’nin önünü kapamasıyla oluşan göl, 2010 yılında tabiat parkı ilan edildi.

    Hem Trabzon il merkezine hem de Akçaabat’a yakın mesafedeki göl, ulaşım kolaylığının yanı sıra eşsiz manzarası ile ilgi çekiyor. Sera Gölü ziyaretçilerine tabiatla iç içe vakit geçirme ve deniz bisikleti ile gezinti imkanı sunarken, alınan son kararla deniz bisikletlerine yasak getirildi. Alınan karara göldeki işletme sahipleri tepki gösterdi. Sera Gölü’ndeki işletme sahiplerinden Yaşar Kaya, deniz bisikletlerinin kaldırılmasıyla ilgili ilgili kurumlara başvurmalarına rağmen bir çözüm bulamadıklarını belirterek, “1980’li yıllardan beri hizmet veriyoruz.

    Sera Gölü’nde ne hikmettir bilmiyoruz uzun zamandan beri deniz bisikletlerinin kaldırılmasıyla alakalı sıkıntı yaşıyorduk. Bir gerekçe gösterilmeden dün itibarıyla buna son verildi. Burada elemanlara istihdam sağlıyorduk, dolayısıyla turistler gelerek belli miktarda döviz bırakıyordu. Yetkililerin bize verdiği somut bir cevap yok. Yanımıza gelip bizimle konuşmalarını, bize yardımcı olmalarını istiyoruz.

    Turistiler ilimize döviz bırakmayacaksa, gelen turistler sandalları kullanamayacaksa bu durum herkesi olumsuz etkiler. Dolayısıyla biz de elemanlarımızı çıkartmak zorunda kalacağız. Tesisler 200’ün üzerinde kişiye istihdam sağlıyor. Yetkililerden bu konu ile ilgilenmelerini bekliyoruz. Bu işi çözelim, bu işin adını koyalım. Belge verilecekse belge verilsin. Konuyla alakalı birçok kuruma gittik ancak hiçbir kurumdan randımanlı cevap alamadık. Bize gerekçe söylemiyorlar, sadece kaldırıldığını belirtiyorlar” dedi.

    “Tesislerimiz boş kaldı”
    Deniz bisikletleri kaldırılınca Arap turistlerden tepki aldıklarını belirten işletme görevlilerinden Mustafa Hatipoğlu, tesislerin boş kaldığını kaydederek, “Yıllarca işletmeciliğini yapmış olduğumuz deniz bisikletleri son alınan kararla iptal edilerek, gölden kaldırılması yönünde tarafımıza bir açıklama geldi. Biz de kanun gereği istenilen düzenlemeleri yaptık, tüm deniz bisikletlerini boşalttık. Özellikle Arap turistlerden çok tepkiler aldık. Bize ‘Neden verilmiyor?’ diye sorulduğunda biz de kendilerine alınan kararı söylüyoruz. Bu saatlerde burasının çok canlı olması gerekiyordu ancak tesisimiz bomboş. Üç tane işletmeyiz, hepsi aynı şekilde boş. İş yapamaz duruma geldik” diye konuştu.

  • Güneşin altında yumurta

    Güneşin altında yumurta

    İstanbul’da sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerinde seyrederken, Çekmeköy’de bir grup vatandaş güneşin altında tavada yumurta pişirdi. Güneşten ısınan tavaya kırılan yumurtanın saniyeler içinde piştiği anlar kameraya da yansıdı. Uzmanlar tarafından yapılan uyarılara göre İstanbul bugün en yüksek sıcaklıklarından birini yaşadığı ve şehirde bugün hissedilen sıcaklığın 40 dereceyi aşabileceği belirtildi. Sıcaklıklar yükselince genelde doğu illerinde yaşanan ilginç manzara bu kez Çekmeköy’de yaşandı.

    Çekmeköy’de bir grup vatandaş güneşin altında ısınan tavaya yumurta kırarak pişirdi. Tavaya kırılan yumurta güneşin ve sıcak havanın etkisiyle saniyeler içerisinde pişti. Vatandaşlar pişirdikleri yumurtayı daha sonra beraber yedi. Güneşin altında ısınan tavada yumurta pişiren Erkan Urtenur, “Sıcaklık 42 dereceyi buldu. Bayağı sıcak. Tavada yumurtamız da pişti. Allah yardımcımız olsun” dedi.

  • Sultangazi’de otluk alanda yangın paniği

    Sultangazi’de otluk alanda yangın paniği

    Edinilen bilgiye göre, yangın saat 11.00 sıralarında Cebeci Mahallesi ile Kuzey Marmara Otoyolu arasında bulunan otluk alanda çıktı. Çevrede oturan vatandaşların araziden yükselen dumanları fark edince ihbarda bulundu. Bunun üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, polis ve zabıta ekibi sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen itfaiye ekipleri teller ile çevrili olan alana araçların girememesi nedeni ile farklı noktalardan uzatılan hortumlarla yangına müdahale etti.

    Rüzgarın etkisiyle büyüyen alevler çevrede bulunan işyerlerine ve arazinin yanından geçen Kuzey Marmara otoyoluna ulaşmadan söndürüldü. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından tekrar yanması ihtimaline karşı ise bölgede soğutma çalışması başlatılırken arazide yangına neden olabilecek şişe ve kırık cam parçalarının bulunması da dikkat çekti.

  • Tuz Gölü’ndeki görsel şölen

    Tuz Gölü’ndeki görsel şölen

    Türkiye’nin tuz ihtiyacının yüzde 70’inin karşılandığı Tuz Gölü, kendine özgü doğal yapısı ile UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alıyor.

    Her yıl çok sayıda yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği göldeki algler, sıcaklığın ve tuzluluğun arttığı yaz dönemlerinde kırmızı renkli beta-karoten madde üreterek güneş ışınlarının zararlı etkilerinden kendisini koruyor.

    Yine bu dönemde halo bakteriler ise fazla ürediği için gölün rengi pembe veya kırmızı renge bürünüyor.

    Tuz Gölü’nün büyük bir kısmı yaz aylarında tuzun yüzeye çıkmasıyla beyaza bürünüyor.

    Gölde yaşanan bu değişim ziyaretçilerine görsel şölen sunuyor.

     

  • Araba kullananlar dikkat

    Araba kullananlar dikkat

    Yaz aylarının gelmesiyle artan sıcaklıklar araçlara bırakılan çakmak, deodorant, su şişesi, cam, karton bardak, kağıt gibi maddeler araçlarda yangına neden olabiliyor. Bu şekilde yanan araçlar, sigorta dahiline girmiyor. Ülke genelinde artan kavurucu sıcaklar etkili olmaya devam ediyor. Bu çerçevede sıcaklıklardan yalnızca insanlar etkilenmiyor. Artan sıcaklıklar araçlarda çeşitli hasarlara neden olurken, araç önüne, torpidoya, göğsüne konulan; çakmak, deodorant, su şişesi, cam, karton bardak, kağıt gibi maddeler tehlike saçıyor.

    Isının artmasıyla camın mercek görevi görmesi, bu maddeleri yakarak araçların yanmasına, hatta patlamasına neden oluyor. Duruma ilişkin İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamada bulunan oto tamir ustası Yakup Kalyoncu, “Arabanın önünde kağıt, çakmak, şişe gibi şeyler olursa cam mercek görevi yaptığı için yangına sebep verir. Vatandaşlara da bize de zararı olur. Araba için de içindeki insanlara da sıkıntıları olur. Onun için dikkat etmemiz gerekiyor” dedi.

    Kalyoncu, bırakılan maddeler nedeniyle vatandaşların araçlarını kaybedebileceğine dikkati çekerek, “Arabası değer kaybeder, kendine zarar verir. Bunlara herkes dikkat edecek, sorumluluk almayınca kendine de zarar verecek, dışarıdaki vatandaşa da zarar verecek. Güneş enerjisi fazla olduğu için araçların önündeki kağıt, gözlük camları yangına sebep verir” diye konuştu.

    Kendisinin de böyle bir duruma şahit olduğunu dile getiren Kalyoncu, “Duman çıkardığına şahit oldum. Kendi aracıma değil ama bir arkadaşımızın arabasının yanına gittik, 15 dakika daha gelmesek araç alev alabilirmiş” ifadelerini kullandı. Araçlarda güneşlik kullanılması gerektiğini söyleyen Kalyoncu, “Parlak şeyler değil de karton gibi şeyler hem aracın göğsüne zarar vermez, hem içeriyi ferah tutar hem de araba için daha uygun olur” dedi.

    “Araçları gölgeye bırakın”
    Kalyoncu, aracın güneşe koyulmaması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti.
    “Ağaç gölgelerine, bina garajına, bina gölge yerlerine çekilebilir. Daha uygun olur. Aracı fazla bunaltmamak lazım. Hava şartlarında arabadaki ısı fazla olduğu için dışarıdaki ısı arabada yangına sebep veriyor. Arabada kendim yaşadım.

    Araca takviye yaptığımız kablo ısınıyor, egzozun üzerine düşüyor. Kablo ısındığı için aleve neden oldu. Gömleğimi çıkardım, ateşi söndürdüm. Onun için dikkat etmek gerekiyor. Arabayı fazla bunaltmayacaklar, serinde binmeleri lazım. Sıcaklarda çok çaresiz kalınmadığı sürece araba kullanmasınlar.”

    “Kullanıcı hatalı yanan araçları sigorta karşılamıyor”
    Sigorta şirketlerinin araçlarda bırakılan maddelerden nedeniyle kaynaklanan hasarları karşılamadığını aktaran Avukat Muhammed Emin Akbudak ise şöyle konuştu:
    Bu durumlarda maalesef istenmeyen olaylar başımıza gelebiliyor. Araçlarda özellikle bırakılan çakmak, kağıt, gözlüğün bulunması sebebiyle farklı yangınlar veya patlamalar söz konusu olabiliyor. Milletimiz de yaptırmış oldukları zorunlu trafik sigortasıyla bunların karşılanabileceğini zannedebiliyorlar.

    Ancak bu mümkün değil. Trafik sigortası sadece üçüncü kişiler üzerinden gerçekleşen problemleri ve hasarları karşılamakta. Böyle bir durumda hasarlarının karşılanmasını veya zarar etmemek istiyorlarsa vatandaşlarımızın zorunlu trafik sigortasının yanında kasko dediğimiz bir diğer koruyucu sigortanın da yaptırılması gerekiyor.”

    Kasko poliçesinde yazılı olan sigortanın karşılayacağı durumların da belli olması gerektiğini söyleyen Akbudak, “Her kasko da bunu karşılayacak diye bir durum yok. Dolayısıyla yazılı olan poliçelerde bütün risklerin yazılı olması gerekiyor ki zararlar karşılansın. Örneğin yangın sigortası varsa kaskonuzda böyle bir durum yaşamanız halinde sigortanız bu zararı karşılayacaktır” dedi.