Kategori: Çevre

  • Meteoroloji’den yağmur ve poyraz uyarısı

    Meteoroloji’den yağmur ve poyraz uyarısı

    Sabah saatlerinde Marmara’nın güneydoğusu ile Batı ve Orta Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’nun kuzeyinde yer yer pus ve sis bekleniyor.

    Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik beklenmiyor. Ülke genelinde mevsim normalleri civarında seyredeceği tahmin ediliyor.
    Rüzgarın genellikle kuzeyli yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, yarın Marmara’da kuvvetli (40-60 km/sa) olarak eseceği tahmin ediliyor.

    Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:

    Bursa: Parçalı bulutlu ve sağanak yağışlı 21

    Ankara: Parçalı ve yer yer çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra batı kesimleri ile il geneli yerel olmak üzere aralıklı sağanak yağışlı 21

    İstanbul: Parçalı yer yer çok bulutlu, akşam saatlerinden itibaren yerel olmak üzere aralıklı sağanak yağışlı 21

    İzmir: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra yerel olmak üzere aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 21

    Adana: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 29

    Antalya: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra yerel olmak üzere aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 25

    Samsun: Parçalı, zamanla yer yer çok bulutlu 19

    Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu, zamanla yerel olmak üzere sağanak yağışlı 20

    Erzurum: Parçalı ve yer yer çok bulutlu, zamanla yerel olmak üzere aralıklı sağanak yağışlı 15

    Diyarbakır: Parçalı, zamanla yer yer çok bulutlu 27

  • İznik Gölü’ndeki çekilme endişelendiren boyuta ulaştı

    İznik Gölü’ndeki çekilme endişelendiren boyuta ulaştı

    Dünyanın en önemli 10 buluşu arasında yer alan İznik Gölü’nün dibinde keşfedilen Aziz Neophytos’un adına inşa edilen tarihi bazilika, artık sular altında değil. Göldeki kuraklığın artması nedeniyle gün yüzüne çıkan dünya tarihinin en önemli eserinde görevli arkeolog dalgıçlar artık araştırmalarını bazilikanın üzerinden yapıyor.

    ÇEKİLME 200 METREYİ AŞTI

    Marmara Bölgesi’nin en büyük, Türkiye’nin ise beşinci büyük doğal gölü olan İznik Gölü, fabrikaların aşırı su çekmesi ve kuraklıktan nasibini aldı. Fabrikaların ve zirai sulamanın da ihtiyacını karşıladığı için günden güne kuruyan İznik Gölü’ndeki çekilme 200 metreyi aştı.

    KEŞİFLER ARTIK YÜRÜYEREK YAPILABİLİYOR

    Vatandaşlar endişe içerisinde göldeki su oranının günden güne azalmasına şahit olurken, bazilika ile ilgili araştırmalarını gölün dibinde yapan araştırmacılar ve arkeologlar göldeki çekilme yüzünden çalışmalarını artık yüzyılın keşfinin üzerinde yürüyerek yapıyor. Adeta bir sır gibi korunan ve çalışma alanına kimsenin alınmadığı tarihi eserin üzerinde bazı kendini bilmez kişilerin gezmesi ise herkesi endişe içinde bırakıyor.

    ANTİK ÇAĞ ESERLERİ SU ÜZERİNDE

    Dünyanın en önemli tarihi eserlerinin başında bazilikanın olduğunu ifade eden İznik Eski Müze Müdürü Taylan Sevil, “İznik Gölü’nde geçen yıllarda başlayan çekilme bu yıl da devam etti. Bu sene gerçekten oldukça belirgin bir duruma dönüştü. Bu çekilmeler sonucunda antik çağdaN kalan eserlerde su üzerine çıktı. Bunlardan birisi yüzyılın keşiflerinden biri olan bazilika kalıntısı ortaya çıktı. Günümüzde artık bazilikaya yürüyerek ulaşmak mümkün hale gelmiştir. Bu da gölün ne derecede çekildiğinin önemli göstergesidir” dedi.

    “KURAKLIK YÜZDE 50 ARTTI”

    İznik Gölü kıyısında 20 yıllık işletmesi bulunan Bekir Uslu, “Gördüğüm manzara karşısında çok şaşkınım. Gerçekten durum çok vahim. Artık yetkililere sesleniyorum. Kuraklık had safhaya ulaştı. Buna önlem alınması lazım. Çünkü bazilika artık gün yüzüne çıktı. Üzerine çıkıp rahatlıkla gezebilirsiniz. Bu kuraklık geçen yıla göre yüzde 50 daha arttı. Diğer yerlerde kuraklık 150-200 metreye kadar ulaştı. Eğer bu böyle devam ederse gölümüzü kaybetmek üzereyiz. Lütfen artık herkes elini taşın altına koysun” diye konuştu.

  • Nilüfer Çayı için yol haritası hazırlanıyor

    Nilüfer Çayı için yol haritası hazırlanıyor

    Kaynağını Uludağ’dan alarak Bursa Ovasını baştan sona geçip Marmara Denizi’ne dökülen Nilüfer Çayı’nın ‘eskiden olduğu gibi’ tekrar temiz suyuna tekrar kavuşması için Bursa’nın ortak aklı devreye girdi. Bursa Valiliği koordinasyonunda Büyükşehir Belediyesi ile Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (BTSO) katılımıyla yapılan dar katılımlı toplantının ardından; Nilüfer Çayı’nın içerisinden geçtiği ilçe belediye başkan ve yöneticileri, organize sanayi bölgelerinin temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve bakanlık temsilcilerinin katıldığı geniş katılımlı toplantı düzenlendi. Toplantıda, Nilüfer Çayı tüm yönleri ile ele alındı.

    “Vizyon proje olacağına inanıyorum”

    Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki toplantıda konuşan Bursa Valisi Yakup Canbolat, Nilüfer Çayı’nda sanayi ve diğer atıklardan dolayı çevre kirliliği yaşandığını söyledi. Nilüfer Çayı’nın kurtarılması için iki düşünce ortaya çıktığını ve bunların içinin teknik anlamda doldurulması gerektiğini belirten Vali Canbolat, “Birinci proje, OSB’lerden çıkan arıtılmış suyun ‘Nilüfer Çayı yatağının altından veya kenarından götürülerek’ Marmara Denizi’ne derin deşarjının yapılmasıdır. İkinci proje ise Nilüfer Çayı’nın baraj sistemiyle korunması ve burada 12 ay boyunca su tutulması, değişik sportif ve kültürel etkinliklerin yapılabileceği havzaya kavuşturulmasıdır. Bununla ilgili önemli araştırma yapıldı. Nilüfer Çayı’nın daha geniş katılımla ele alınması için bu toplantıyı düzenledik. Bu proje, ancak Bursa’daki şartlar konuşularak yapılabilir. Bursa için vitrin ve vizyon proje olacağına inanıyorum. Toplantı; Nilüfer Çayı’nın turizme, kültüre ve şehre kazandırılması adına önemli katkılar sunacaktır. Ortak karar sonrasında, fizibilite ve projelendirme çalışmaları başlatılacak. Nilüfer Çayı’yla ilgisi olan tüm tarafların destek vermesini arzu ediyoruz” dedi.

    “Tarihi sorumluluğumuz var”

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, şehrin son 25-30 yıldır Nilüfer Çayı’nın kirliliğini konuştuğunu dile getirdi. Şehrin doğusundan batı yakasına kadar geniş bir hat izleyen, şehir merkezini bölüp geçen çayın düzenlenmesi ve düzeltilmesiyle alakalı fizibilite çalışması yapıldığını açıklayan Başkan Aktaş, sürekli konuşulan çevre kirliliği konusunda iş insanlarının da duyarlı davrandığını söyledi.

    Gelinen noktada gerçekleri masaya yatırarak hareket edilmesi gerektiğinin altını çizen Başkan Aktaş, “Nihayetinde buna Bursa karar verecek. Büyükşehir Belediyesi ve BUSKİ olarak, belki de yaptığımız en yüklü yatırımlardan bir tanesi arıtma tesisleridir. Bu konuda toplamda 500 milyon avroluk yatırımımız söz konusudur. Nilüfer Çayı özelinde ise Bakanlığın ve iş insanlarının destekleriyle formül ortaya koymalıyız. Elbette büyük rakamlardan bahsediyoruz. Ama bu konuda tarihi sorumluluğumuz var. Geniş katılımlı toplantıda, güzergah içerisinde bulunan belediyelerden temsilciler, organize sanayi bölgeleri ve müstakil kuruluşlardan yetkililer olsun arzu ettik. Umarım hayırlı neticeler çıkar” diye konuştu.

    “Projeyi çok değerli buluyoruz”

    Nilüfer Çayı’yla ilgili fizibilite çalışması yapan firma tarafından yapılan sunumun ardından söz alan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay da Nilüfer Çayı’nın Bursa için önemli bir konu olduğunu söyledi. Gözden kaçırılmaması gereken konular da bulunduğunu ifade eden Burkay, organize sanayi bölgelerinin tamamında kendilerine ait arıtma tesislerinin bulunduğunu anlattı.

    Bursa’daki 17 sanayi bölgesini bir araya getiren yeni bir oluşumu da başlattıklarını belirten Burkay, “Bu oluşumla yaptığımız toplantının ilk gündem maddesi, arıtılan endüstriyel atıkların tekrar geri kazanımıdır. Nilüfer Çayı’yla ilgili ciddi bir maliyet ortaya çıkarıldı. O zaman bu çalışmaya, Bursa sanayisinin yüzde 47’sini kapsayan plansız sanayi alanlarını da eklemeliyiz. Evsel atıkların da proje içerisinde yer alması gerekir. Şehrin doğusundaki 3 sanayi bölgesinden atıkları topluyoruz. Tek bir merkezde bu arıtmayı yapıyoruz. Projeye başladığımızda, özellikle tarım kesimi ‘mevcut kanallardan kirli suyun aktığı yönünde’ şikayetlerde bulunuyordu. Deşarj ve kolektör hatlarımızı döşedikten sonra, sanayiden gelen tüm atığı ‘kolektör hatlarıyla toplayıp’ arıtılmış suyu yeşil çevreye ulaştırdık. Ama gördük ki bütün kanallar durdu. Yani bizim akarsu dediğimiz, akarsuyu kirletiyor dediğimiz olay, tamamen endüstriyel atıklardan oluşan deşarjdı. Yaklaşık 3-4 yıldır, bölgede tarım yapanların bizim kolektör hatlarının belirli noktalarından su çektiğini de gördük. Nilüfer Deresini kurtaralım ama aynı zamanda bu kolektör hatlarıyla birlikte bunu deşarj ettiğinizde, Nilüfer Deresi’nin kuruyacağını da hesap edelim. Oranın beslenmesi de lazım. Elbette projeyi çok değerli buluyoruz ve önemsiyoruz” şeklinde konuştu.

  • Bolu’da balık ölümlerine soruşturma

    Bolu’da balık ölümlerine soruşturma

    Bolu’nun içme suyu olarak kullanılan Gölköy Baraj Göleti’nde geçtiğimiz hafta yapılan Türkiye Sportif Sazan Balığı Yakalama yarışması öncesinde göl çevresinde yapılan keşifte sazan balıklarının hareketsiz şekilde suyun üzerinde yüzdüğü ve kıyıya vurarak öldüğü görüldü. Balık ölümlerinin artması üzerine yetkililer inceleme başlattı. İl Tarım Müdürlüğü yetkilileri, sudan ve ölen balıklardan numune alarak incelenmek üzere İzmir ve Antalya’da bulunan laboratuvarlara gönderdi.

    Balık ölümlerinin devam etmesi üzerine farklı şehirlerden gelen ve 29 takımdan 110 yarışmacının katıldığı ‘Sportif sazan balığı yakalama yarışması’ tertip komitesi tarafından sonlandırıldı.

    Yarışmanın bitişiyle birlikte Federasyon Başkanı Serkan İnanç, kendilerini istemeyen grubun sabotajı nedeniyle balık ölümlerinin olabileceğini iddia etti. İnanç’ın iddiasının ardından Bolu Cumhuriyet Savcılığı’nca balık ölümleri ile ilgili adli soruşturma başlatıldı.

  • Karadeniz’de aynı anda 3 hortum oluştu

    Karadeniz’de aynı anda 3 hortum oluştu

    Abana’ya kıyısı bulunan Karadeniz’de aynı anda 3 hortum oluştu.

    Abana açıklarında, deniz üzerinde oluşan hortumu gören vatandaşlar cep telefonu ile görüntüledi. Görüntülerde, yan yana oluşan hortumlar görülüyor. Bir süre denizde ilerleyen hortumlar, daha sonra gözden kayboluyor.

  • Karacabey’in doğası öğrencilere ilham oluyor

    Karacabey’in doğası öğrencilere ilham oluyor

    Karacabey Belediyesi, ilçenin doğal güzelliklerinin en iyi şekilde sergilenmesi adına turizmin yanında eğitim hedefli de çalışarak, gelecek nesillere sürdürülebilir bir doğa için çalışıyor.

    Geçtiğimiz ay Bandırma Bilim Sanat Merkezinin projesi çerçevesinde Karacabey Longozunda Karacabey Belediyesi’nin de destekçisi olduğu bir projenin hayata geçirilirken, son olarak Pendik Bilim Sanat Merkezi tarafından hazırlanan proje hayata geçti. Pendik Bilim ve Sanat Merkezi tarafından hazırlanan ve TUBİTAK tarafından onaylanan ‘Bursa’da Sürdürülebilir Çevreyi Tanıma’ projesi, Karacabey’in de dahil olduğu bir çalışma çerçevsinde gerçekleşti. Bu doğrultuda öğrenciler ve eğitmenler Karacabey Longozu ve Eskikaraağaç Leylek Köyüne ziyaret gerçekleştirdi.

    Proje çerçevesinde öğrenciler Karacabey Longozunda ormanlarla ilgili eğitimcilerden önemli bilgileri sahada uygulamalı olarak edinirken, Eskikraarağaç Leylek Köyünde ise Yaban hayatı ve kuş gözlemciliği üzerine çeşitli sunumlara katıldı. Belediye Başkanı Ali Özkan, “İlçenin doğal alanlarını hem turizm hem yerel kalkınma hem de eğitim anlamında değerlendirmek ve bunları yaparken, korumak ve gelecek nesillere aktarma gayesindeyiz. Bildiğiniz gibi Eskikaraağaç Leylek Köyünü adeta bir doğa okulu gibi kullanıyoruz. Burada Uluslararası Kuş Konferansından tutun, üniversitelerin ve derneklerin çeşitli eğitim faaliyetlerini gerçekleştirmiştik. Hatta son olarak baharda Milli Eğitim Müdürlüğü ile yüzlerce öğrenciyi kapsayan bir çalışma ile Eskikaraağaç’ta doğa eğitimlerini Karacabey Belediyesi olarak bizzat vermiştik. Bu noktada Karacabey artık tümüyle bir doğa okulu işlevi görüyor” dedi.

    Özkan, “Projede emeği geçen öğretmenleri yürekten kutluyorum. Günümüzde doğa bilinci gençlere yönelik yapılacak en önemli faaliyetlerin belki de başında geliyordur. Bu çerçevede bizler doğaya, eğitime önem veren bir ilçeyiz. Bu şekilde misafirlerimizi ağırlamaktan ve onlara doğayı bölgemizde anlatmaktan ayrıca memnun olduk” diye konuştu.

    Öte yandan, proje çerçevesinde Leylek Köyüne gelen öğrencilere leylek ile kurduğu dostlukla gönülleri fetheden Adem Yılmaz da sürpriz yaptı. Öğrencilerle bir araya gelen Yılmaz, Yaren Leylek ile dostluklarını anlatan heykelin önünde çocuklarla hatıra fotoğrafı çekildi ve sorular bir bir cevapladı.

  • Dünyada sadece Manavgat’ta var

    Dünyada sadece Manavgat’ta var

    Geçtiğimiz yaz yaşanan büyük yangın felaketi sonrasında Akdeniz Üniversitesi öğretim üyeleri, Manavgat’ta faaliyet gösteren yerel sivil toplum kuruluşları ve Antalya Orkidelerini ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Derneği uzmanları, yangından doğal floranın etkilenme düzeyinin saptanması amacıyla CONIFERA Projesi çerçevesinde bir yıllık periyotta arazi gözlemleri yaptı.

    Özellikle orman altında yayılış gösteren endemik ve nadir bitki türlerinin izlendiği arazi çalışmalarında yangından etkilenen alanın büyüklüğü ve alandaki bitki örtüsünün yoğun tahribatının etkisi gözler önüne serildi. Yangından etkilenmeyen bölgelerde Ophrys antalyensis (Antalya orkidesi) türünün yeniden bulunması sevindirirken, Oymapınar Barajı göleti yakın çevresinde yayılış gösteren Antalya endemiği Ophrys urteae (Saman orkidesi) türünün bölge popülasyonlarının neredeyse tamamen ortadan kalkması üzüntüye sebep oldu.

    40 tür takipte

    Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Bölümü Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gökhan Deniz, CONIFERA’nın en önemli alanının türler üzerinde izleme çalışmaları olduğunu belirtti. İzleme çalışmalarında Antalya ormanlarında yayılış gösteren ve durumu kritik olarak belirlenen 40 tür bitki üzerine detaylı çalışmalar yaptıklarını ifade eden Deniz, “Bu çalışmalarda yıldan yıla değişme gözlemlememiz gerekiyor. Elde edilen en önemli veri, bazı türlerin insan kaynaklı yoğun baskılara maruz kalmasıdır. Baskı sonucunda bazı türlerde daralma çok fazla. İnsan eliyle oluşan en önemli tehditlerden biri orman yangınlarıdır. Bu yangınlar maalesef türlerimizi çok olumsuz etkiledi. Etkilenmeyen bölgelerdeki türlerin de devamlılığı çok önemli. O nedenle Manavgat’ta bir iyi, bir kötü haberimiz var” diye konuştu.

    Çok uzun süredir bilim dünyasına tanıtıldığı lokasyonda bulunamayan Antalya orkidesini Manavgat’ın Gençler bölgesinde yeniden bulduklarını kaydeden Deniz, çok ciddi bir biyolojik yıkıma neden olan yangında dünyada sadece Oymapınar bölgesinde yayılış gösteren saman orkidesinin popülasyonunun yarısının kaybedildiğini bildirdi.

    “10 yıl sonra bulduk”

    Arazi çalışmalarında yanan sahalara ayrı bir önem verdiklerinin altını çizen Deniz, “Manavgat yangını bilindiği gibi 2021 yılının yaz aylarında meydana geldi. Dolayısıyla türlerin etkilenmelerini görmek için 2022 yılının bahar aylarını beklememiz gerekiyordu. Bazı bölgeler çok ağır etkilendi, bazı bölgeler ise sınırda kaldı. Yanmayan sahalardaki biyolojik çeşitliliğe de odaklandık. Bunların en önemli verilerinden birisi de Antalya orkidesidir. Manavgat’ta Gençler’e kadar gelen yangın, özellikle sınır diyebileceğimiz yanmayan sahalardaki arazi çalışmalarına odaklanmamızı sağladı. O bölgelerde Antalya orkidesini 10 yıl sonra yeniden bulduk. Eğer yangın biraz daha ilerlemiş olsaydı, orkidenin bilim dünyasına ilk tanıtıldığı yer olan Gençler bölgesi sahasını kaybetmeyle karşı karşıya kalacaktık” ifadelerini kullandı.

    Bu türlerin devamlılığında insan baskısının çok fazla olduğunu ifade eden Deniz, Türkiye’nin gelecekteki biyolojik çeşitliliğine sahip çıkmanın ve tehdit faktörlerinin bertaraf edilmesinin önemli olduğunu vurguladı. 40 türün içinde en çok baskıya kalanların insan yaşamıyla en fazla iç içe olan türler olduğunun altını çizen Deniz, “Kepez bölgesinde varyant yakınında ‘sığır dili’nin yayılış alanı o kadar dar ki, arazi çalışmalarında 15-20 bireyini yıllık çiçeklenme döngüsü içinde görebiliyoruz. Bir diğeri Lara kumullarının hemen arkasında yayılış gösteren Lara çöveni, çok lokal yayılışlı bir bitki türü. 150 yıl önce keşfedilmiş ve dünya üzerindeki yayılış yeri Muratpaşa ve yakın çevresi. Termesos Çiğdemi, Olimpos safranı, Akseki navruzu 40 türün içinde en dikkat çekenleridir” dedi.

    Orman Bölge Müdürlüğünden çalışmalara destek

    Çalışmalarının hepsinde Antalya Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerinin desteğinin olduğunu vurgulayan Deniz, “Bölgelerdeki yayılış modellemeleri, daha sonra yeni yılda yayılışlarının bir önceki yılara göre farklılığının ortaya konması açısından Antalya Orman Bölge Müdürlüğüne sürekli bir veri aktarımız söz konusudur. Bu gibi çalışmalar arkadan gelen izleme çalışmalarının öncüleridir. Tehdit faktörlerinin bertaraf edilmesinde, türlerin geleceğe aktarılması adına alınması gereken önlemleri Orman Bölge Müdürlüğü ile birlikte alıyoruz” diye konuştu.
    Koruma çalışmasına saman orkidesi üzerinden örnek veren Gökhan Deniz, “Saman orkidesi toprak altında yumru taşır. O bölgedeki yayılış noktalarında arazinin tarımsal aletle sürülmemesi gerekiyor. Tütün yayılış gösterdiği bölgelerde ekolojiye uygun önlemler alınıyor” dedi.

    “Hem arazide çalışıyorlar, hem tanıtım yapıyorlar”

    Proje Koordinatörü Pınar Kınıklı ise, projelerinin AB fonları tarafından desteklendiğini belirterek, Antalya’da ormanlık alanlarda yayılış gösteren endemik bitki türlerinin izlenmesi, korunması ve topluma tanıtılması konusunda çalışmalar yürüttüklerini kaydetti. Antalya’nın ormanlarında arazi çalışmaları yaptıklarını dile getiren Kınıklı, “Antalya’da 40 hedef bitki türlerimiz var. Bu türlerinin izleme çalışmalarını gerçekleştiriyoruz. Bunun yanında türlerin çevreye ve topluma tanıtılması hakkında birçok farklı etkinlik düzenliyoruz. Tanıtım için ilkokullara yönelik resim, ortaokullara ise kompozisyon, liseler için fotoğraf yarışması düzenledik. Birçok çalıştay, eğitim ve koruma çalışmalarını proje çerçevesinde yürütüyoruz” diye konuştu.

  • Yurt geneli için sağanak uyarısı

    Yurt geneli için sağanak uyarısı

    Yağışların Kastamonu, Kocaeli, Bilecik çevreleri ile Bursa’nın doğusunda Sakarya, Bolu, Düzce, Bartın, Zonguldak ve Kastamonu, Kocaeli, Bilecik çevreleri ile Bursa’nın doğusunda kuvvetli; Sakarya, Bolu, Düzce, Bartın, Zonguldak ve Karabük çevrelerinde yerel olarak çok kuvvetli ve şiddetli, Çankırı, Sivas ve Tokat çevreleri ile Ankara’nın kuzeyi ve Ordu’nun iç ve batı kesimlerinde kuvvetli olması bekleniyor.

    Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre, kuzey, iç ve batı kesimlerde mevsim normallerinin altında düşecek, diğer yerlerde mevsim normalleri civarında seyredecek. Rüzgar, genellikle kuzey ve kuzeybatı, yurdun güney ve doğu kesimlerinde güneyli yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette; Marmara ile Kuzey Ege kıyılarında kuzey ve kuzeydoğu, Erzincan, Tunceli, Bingöl, Elazığ, Gümüşhane, Bayburt ve Sivas’ın doğu çevrelerinde güney ve güneydoğu yönlerden kuvvetli ve kısa süreli fırtına (40-70 yer yer 80 km/sa) şeklinde esecek. Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:

    Bursa: Kuvvetli Sağanak Yağışlı 17

    Ankara: Parçalı ve çok bulutlu, sağanak, yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların kuzey kesimlerinde yerel olmak üzere kuvvetli olması bekleniyor 15

    İstanbul: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak yağışlı 21

    İzmir: Parçalı ve az bulutlu 26

    Adana: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı 29

    Antalya: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı 25

    Samsun: Parçalı ve çok bulutlu, sağanak yağışlı 21

    Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu, sağanak yağışlı 20

    Erzurum: Parçalı ve çok bulutlu, sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 25

    Diyarbakır: Parçalı ve çok bulutlu sağanak yağışlı 28

  • Marmara Denizi’nde ulaşıma poyraz engeli

    Marmara Denizi’nde ulaşıma poyraz engeli

    Tekirdağ’da etkisini gösteren poyraz nedeniyle hava sıcaklığı aniden düşerken, sert esen rüzgar sebebiyle oluşan dalgalar yüzünden deniz ulaşımında aksaklıklar yaşandı.

    Limanlara yanaşmak için sıra bekleyen gemiler, açıkta demir atarak dalgaların etkisini azaltmasını bekledi. Balıkçı tekneleri ise balıkçı barınağına çekildi. Rüzgarın etkisiyle uçmakta zorluk çeken martılar ise denizin üzerine konarak poyrazın azalmasını bekledi.

  • Van Gölü’nde sular çekildi, adacıklar oluştu

    Van Gölü’nde sular çekildi, adacıklar oluştu

    Dünyanın en büyük sodalı gölü olan ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Resmi Gazete’de yayımlanan “doğal sit-sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı” olarak tescil edilen Van Gölü’nde küresel iklim değişikliğinin etkisiyle sular çekilince, yeni küçük adacıklar gün yüzüne çıktı. Suyun sığ olduğu noktalarda çekilmenin ciddi boyutlara ulaştığı Tatvan ilçesinde tehlike çanları çalmaya başladı. Göl kıyısında metrelerce çekilme yaşanırken, yerleşim yerlerine yakın alanlarda küçük adacıkların gün yüzüne çıkması tehlikenin boyutunu gözler önüne seriyor.

    Van Gölü suyunun çekilmesinin nedenlerinden biri olarak tarımda düzensiz sulama olduğunu söyleyen fotoğraf sanatçısı Enes Tarlan, “Sarıkum köyü sahilindeyiz. Çok acı bir durum. Suyun çekilmesiyle mikrobiyolitler ortaya çıktı. Elimizden geldiğince biz de kıyı temizliğini yapmaya çalışıyoruz. Tüm vatandaşlarımız da duyarlı olsun. Van Gölü gördüğünüz gibi bayağı çekilmiş, bizler de şaşkınlıklar içerisinde izliyoruz. Yani umut ediyoruz ki bu kış iyi bir yağış alır. En azından Van Gölü’nü doldurmuş olur. Tek ümit ettiğimiz nokta budur. Umarım bizler için daha iyi olur. Gelecek nesillere de güzel bir Van Gölü bırakmış oluruz. Gölün çekilmesindeki bir sebep ise küresel ısınmadan kaynaklı ve çevre köylerde kullanılan tarım sularından dolayı da olabilir. Sondajlardan dolayı suyun çekilme oranı çok yüksek. Umut ediyoruz ki önümüzdeki yıllarda Van Gölü eski haline dönmüş olur” diye konuştu.

    Uzun bir zamandan sonra Van Gölü’ndeki suların bu kadar çok çekildiğine şahit olduklarını belirten araştırmacı yazar Mert Atal ise “Türkiye’nin nadide güzelliklerinden Van Gölü binlerce yıllık bir geçmişe sahip. Ama uzun bir zamandan sonra suyun bu kadar çekildiğine şahit olduk. Bu bizim için üzücü bir durum. Çünkü Van Gölü’nün büyük bir ekolojik yapısı var. Bu ekosistemin gittikçe kaybetmesi hem ülkemiz açısından hem bizim açımızdan üzücü bir durumdur. Van Gölü, bilindiği üzere Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle sit alanına çevrilip koruma altına alındı. Yakın zamanlarda da NASA’dan çekilmiş bir fotoğrafı vardı. Böyle bir doğal güzelliğin yok olması yöre halkıyla birlikte bütün ülkeyi aynı zamanda üzüyor. Hem doğal güzellik açısından hem turistik bir mekan olma açısından büyük bir öneme sahiptir. Van Gölü’nün korunması yönünde adımların atılmasını ivedilikle bekliyoruz” dedi.