Kategori: Çevre

  • Çanakkale’de tırtıl istilası

    Çanakkale’de tırtıl istilası

    Çanakkale’nin Yenice ilçesine bağlı Bekten, Davutköy ve Torhasan köylerinde tarım alanlarında ekili bulunan kapya biberi, yonca ve mısır tarlarını istila eden çayır tırtılları bitkilerin yapraklarını yiyerek zarar veriyor. Çanakkale İl Tarım Müdürlüğüne bağlı ekipler tırtıl tespit edilen tarlalarda ilaçlama çalışmaları gerçekleştiriyor.

    Bekten köyünde kapya biber yetiştiriciliği yapan İsmail Bülbül, tarlasının yüzde 60’ını çayır tırtıllarının yediğini belirterek, “Bu sene tırtıllar 13 dönüm kapya biber tarlamın yüzde altmışını yediler. Bu konuda devletimizin bize yardımcı olmasını istiyoruz. Bu tırtılları nasıl yok edebiliriz. Şu anda tırtıllar biberlerin her tarafını sarmış yapraklarını yediler bir şey kalmadı. Bilmiyorum nasıl olacak nasıl gidecek. Mısır ve yonca tarlalarımızı da tırtıllar bastı. Oralardan da mağduruz. Herkes ilaçlama bekliyor. Bilmiyorum nasıl ilaçlanacak onu da bilmiyoruz bir yardım bekliyoruz” dedi.

    Çiftçi Korkmaz: “Yan tarafta bulunan biber tarlasında başladı”

    Komşu tarlada görülen tırtılların sonrasında kendi tarlasına geçtiğini belirten Davutköy köyünde mısır yetiştiriciliği yapan Nadir Korkmaz, “Tarlamda zararlılar mevcut şu an. Malumunuz şu an tırtıl istilası var. Yan tarafta bulunan biber tarlasında başladı. Oradan yonca tarlasına ardından da benim tarlaya geçti tırtıllar. Hakikaten çok zarar söz konusu. Civar köylerde tarlaları komple bitirmiş tırtıllar. Şu an ilaçlama yapıyoruz. Dron ile ilaçlama var tarlamızda. İnşallah neticeyi olumlu yönde alırız” dedi.

  • Kuruyan göl Ay yüzeyini andırdı

    Kuruyan göl Ay yüzeyini andırdı

    Sivas’ın Ulaş ilçesine uzaklığı yaklaşık 5 kilometre olan Kellah Gölü, geçtiğimiz yıllar olduğu gibi bu yılda kuraklığın etkisiyle tamamen kurudu.

    Suların çekildiği gölden geriye beyaz bir tabaka kaldı. Ayın yüzeyini de andıran beyaz tabaka drone ile havadan görüntülendi. Bozkırın ortasında bembeyaz kalan göl, endişelendirse de ortaya kartpostallık görüntüler çıkardı.

    “Burada güzel bir hayat vardı”

    Kaya Çıldır, kuraklığın etkisiyle gölün kuruduğunu ifade ederek, “Önceden suyun, yabani kuşların ve yoğun bir sazlığın olduğu bir yerdi. Burada güzel bir hayat vardı. Bölgenin florası zengindi. Fakat son 10 yıldır falan burada kuraklık oluşmaya başladı. Tecer ırmağından daha önceden su bağlıydı.

    Tekrardan bir dolum olmuştu, fakat son zamanlarda o da olmadı. Kuraklığın etkisi de var. Şuan ki hali yaban hayat için çok kötü oldu. Görüntü olarak güzel tabi ama bu bölgede zemin tuz olduğu için ondan kaynaklı beyazlık. Burası doğal tuzlu bir göldü. Ama kurudu kötü oldu” dedi.

  • Kars Çayı zehir akıyor

    Kars Çayı zehir akıyor

    Kars’ta özellikle akşamları yüzlerce vatandaşın zaman geçirdiği Bedesten bölgesinden geçen Kars Çayı, suyunun çekilmesiyle birlikte etrafa pis koku yaymaya başladı. İçerisi suyun getirdiği atık ve çöplerle dolan çay vatandaşları tedirgin ediyor.Kars Çayı’nın kent merkezinden geçen yaklaşık 10 kilometrelik bölümünde ise neredeyse canlı yaşamıyor.

    “Koku çok kötü, hiç yakışmıyor buraya”

    Kars Çayı’nın içerisindeki çöp ve atıkların koku yaptığını ifade eden vatandaşlar, “Koku çok kötü gerçekten, hiç yakışmıyor buraya, daha temiz olsa hepimiz için daha güzel olur. Umarım bu da düzeltilir, etrafının düzeltildiği gibi bunlarda yetkililer tarafından düzeltilir” dedi.

    Öte yandan, bir zaman içerisinde birçok balık çeşidini barındıran Kars Çayı, neredeyse canlı yaşamıyor. Şehir kanalizasyon şebekesi ve fabrika atıklarının da Kars Çayı’na bağlı bulunması çayın kirlenmesine etken oluyor.

    Zaman zaman toplu balık ölümlerinin de yaşandığı Kars Çayı, debisinin düşmesi ve havaların da ısınmaya başlamasıyla birlikte etrafa aşır pis koku yayıyor.

    Kars Çayı içerisinde atık ve pisliklerinin belediyece temizlenerek hem kokunun önüne geçilmesi ve hem de kötü görünümüm ortadan kaldırılmasını bekliyor.

  • Datça’daki yangından 17 konut olumsuz etkilendi

    Datça’daki yangından 17 konut olumsuz etkilendi

    Datça’da Mesudiye Mahallesi radar mevkiinde 13 Temmuz Çarşamba günü 12.30 sıralarında, ormanlık alandan alevlerin yükseldiğini fark eden vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye ekipler yönlendirildi. Rüzgarın da etkisi ile yangın büyüdü. Kısa sürede olay yerine gelen Muğla Orman Bölge Müdürlüğü ve Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekipleri karadan, yangın söndürme helikopterleri ve uçaklar ile de havadan yangını söndürme çalışmaları başlatıldı.

    3 bin 520 kişi tahliye edildi

    Yangınla mücadelede 23’üncü saate girilirken Muğla Büyükşehir Belediyesi son durum raporu yayımladı. Yangına havadan ve karadan yoğun müdahalenin olduğunun belirtildiği açıklamada, “Yangın, Datça Hava Radar Mevzi Komutanlığı yerleşim bölgesinin alt kısmından çıkmış olup, rüzgarın da etkisi ile Mesudiye Mahallesi’ne doğru ilerlemiştir. Yangın Hava Radar Mevzi Komutanlığı altı, Mesudiye Mahallesi Girtepe ve Domuz Çukuru bölgesinde devam etmektedir. Havadan ve karadan müdahale devam etmektedir. Rüzgar kuzey-batı yönünden 8km/h hızla esmektedir.

    Meşe Çukuru Mahallesi’nde 10 ev, Döşeme Mevkii’nde 15 ev, Mesudiye Hayıtlıbükü, Mezitli Mahalleleri’nde konaklama tesislerinde bulunan 3 bin 520 kişi, 10 araç, 28 büyükbaş ve 35 küçükbaş hayvan tahliye edilmiştir. Şu ana kadar 17 konutun olumsuz etkilendiği tespit edilmiştir. Resmi olmayan rakamlara göre 728 hektar alan zarar görmüştür. Muğla Büyükşehir Belediyesi olarak 105 personel, 57 araç ve yardımcı ekipmanlarımızla sahadayız” ifadelerine yer verildi.

  • Trabzon’da “Katil salyangoz” istilası

    Trabzon’da “Katil salyangoz” istilası

    Trabzon’da tarım ürünlerinde ’Vampir kelebek’ ve ’Drakula’nın ardından ’katil salyangoz’ ya da ’İspanyol salyangozu’ olarak bilinen Arion Vulgaris türü istilası yaşanıyor. Özellikle Düzköy ilçesindeki her mahallede varlığını gösteren katil salyangoz tarım ürünlerini tehdit ediyor.

    Güneşten kaçan, yağmurda ise adeta saldırıya geçen salyangoz özellikle patates, fasulye ve lahana gibi ürünlere zarar veriyor. Yaklaşık 4 yıldır ilçede etkisini gösteren salyangoz türü ile mücadele etmeye çalışan yöre sakinleri yetkililerden yardım istiyor. Dünyada tarım ürünlerinde en tehlikeli ve zararlı canlı olarak bilinen İspanyol salyangozu bir seferde yaklaşık 400 yumurta bırakıyor.

    Düzköy ilçesindeki Yenimahalle muhtarı Halil Aydın, İspanyol salyangozu ile 3-4 yıldır mücadele ettiklerini belirterek, “İspanyol salyangozu diğer adıyla katil salyangoz olarak bilinen canlı 3-4 yıldan beri bölgemizde görüldü, 3-4 yıldır da bu zararlı ile mücadele ediyoruz. Diğer mahallelerin hepsinde de görülmeye başladı. Çok hızlı bir şekilde üreyen işgalci bir zararlı. Bununla ilgili tam olarak bilimsel bir çalışma yapılmadı mavi bir ilaç vuruyoruz. Yağmurlu, çiseli havalarda tamamen saldırıya geçiyor. Güneşli, kuru havalarda görülmüyor toprağa girip kayboluyor. Dolayısıyla bu zararlı ile ilgili fazla bir bilgi sahibi değiliz. En büyük zararı büyümekte olan patates, fasulye, lahanaya veriyor. Diğer sebzelere de zarar veriyor ancak en çok zararı patates, fasulye, lahanaya veriyor. Bu konuda fazla bilgimiz yok 3-4 yıldır bu zararlı ile mücadele veriyoruz” dedi.

    “Bu illet ile 3-3,5 yıldır uğraşıyoruz”

    Büyükmahalle muhtarı Ali Türeli ise, Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü’nden gönderilen ilaç ile mücadele ettiklerini ancak yeterli olmadığını dile getirerek, “Bu illet ile 3-3,5 yıldır uğraşıyoruz. Elimizden geldiğince kendi çabalarımızla uğraştık. Bununla ilgili İl Tarım Müdürlüğü nereden kaynaklandığını belirlemek için bizden numune istediler. Bir kavanozun içerisine 3-4 tane koyarak gönderdik. Samsun’a gönderildi incelediler 3-4 ay sonra tekrar bizden numune istediler İzmir’e gönderileceğini söylediler. Bunun araştırması yapıldı. Devlet olarak biz belki yardım alamadık ama bu konuda gerek ilçe tarım, gerekse kaymakamlık bize elinden geldiğince yardım yaptı. Şu anda bize 150 kilogram kadar ilaç gönderdiler. Bu ilacı vatandaşlarımıza dağıttık ancak yeterli değil çok daha fazlası lazım. Vatandaşlarımızı ne kadar uyarıyorsak he beraber mücadele edelim onlar ellerinden geldiğini yaptılar fakat biz devlet olarak devletten bu konuda yardım dileğimizi iletiyoruz” şeklinde konuştu.

    “İnce tuzu üzerine atıyoruz eritiyor, öldürüyor”

    İspanyol salyangoza tuz ile çözüm bulduklarını vurgulayan Türeli, “Bu zararlının en çok sevdiği şeker dediğimiz fasulye. Fasulyenin her türlünü yiyor ancak şeker fasulyesinin daha fazla seviyor. Bunun yanı sara lahana, patates. Önceleri fasulyemizi dikerdik ürününü alırdık şimdi 3-4 defa dikiyoruz hala daha sonuç elde edemedik. Vatandaş olarak bizim de yapmamız lazım, devletimizin de bize yardım etmesi lazım. Kendimiz geliştirdiğimiz yöntemle yemeklerde kullandığımız ince tuzu üzerine atıyoruz eritiyor, öldürüyor. Ancak bire bir mücadele biraz zor. Yağmurlu günde yollar dahi araçlar ezerek geçiyor bayağı fazla var. Üç yıldır mücadelesini veriyoruz ilçe tarıma gittiğimde bu artmadan önlemini alalım dememize rağmen onlarda ellerinden geleni yaptı ancak bir sonuç elde edemedik. Devletimize sesleniyoruz bizi bundan kurtarın da nasıl kurtaracaksanız kurtarın bayağı sıkıntı vermeye başladı” diye konuştu.

    “Bu zararlıdan üç yıldır kurtulamadık şimdi de her tarafa yayıldı”

    Yöre sakinlerinden üretici Ayşe Türeli de, “Fasulyelerimizi 5 kez dikmemize rağmen hiç olmadı. Bu zararlı patatesleri dahi yedi bir şey bırakmadı. Bu zararlıdan üç yıldır kurtulamadık şimdi de her tarafa yayıldı. Mezarlıklar dahil evin içine bile yayıldılar. Özellikle yağmurlu havada çıkıyor. Şimdiye kadar böyle bir şey yaşamadık. Bu sene daha fazla. Bununla mücadele etmede imkanımız yok” ifadelerini kullandı.

  • Tarihi Kelekom Köprüsü yıllara meydan okuyor

    Tarihi Kelekom Köprüsü yıllara meydan okuyor

    Selçuklu dönemi eserinden tarihi Kelekom Köprüsü, tanıklık ettiği birçok doğal afete rağmen adeta yıllara meydan okuyor. 2011 yılında restore edilerek turizme kazandırılan tarihi köprü, her yıl binlerce yerli ve yabancı ziyaretçiyi ağırlıyor.

    Havadan da görüntülenen tarihi köprü, Başkale-Hakkari karayolunun 25. kilometresinin 700 metre doğusunda yer alan Zap Çayı üzerinde yer alıyor. Kesme taştan yapılan ve Selçuklu mimarisinin tipik özelliklerini taşıyan Kelekom Köprüsü, 4 metre genişliğinde ve 34 metre uzunluğundan oluşuyor. Köprü mimari özellikleri bakımından iki gözlü yolu her iki yana eğimli olarak devam eden köprüler grubuna giriyor.

    Köprünün Abbasi komutanlarından Hüsrev Bey tarafından onarımı yapılmış ve onarımdan sonra köprüye kitabe yerleştirildiği biliniyor.

  • Yarasalar Düden Şelalesi’ne ilaç oldu

    Yarasalar Düden Şelalesi’ne ilaç oldu

    Korona virüs pandemisinde adı sık sık anılan yarasalardan Antalya’nın dünyaca ünlü Düden Şelalesi’nde doğal görselliğin verimini arttırmak amacıyla yararlanılıyor. Şelale içerisinde doğal yaşam alanları bulunan yarasalardan elde edilen gübreler, şelalenin doğal yapısında meyve ağaçları ve süs bitkilerinin verimini arttırmak için kullanılıyor. Potasyum, kalsiyum ve fosfor yönünden zengin olduğu belirtilen gübreler, şelaledeki yetkililer tarafından toplanıyor, ardından meyve ağaçları ve süs bitkilerinin köklerine serpiliyor. Yaklaşık 3 yıldır yapılan bu işlem sayesinde yemyeşil doğası daha da keskinleşen şelale, ziyaretçilerine kartpostallık fotoğraf çekinme şansı tanıyor.

    “Canlılık daha fazla oluyor”

    Düden Şelalesi İşletme Müdürü Rıfat Ünal, tarımsal amaçta kullanılan gübreleri çiçekli bitkiler ve meyve veren ağaçlarda kullandıklarını aktardı. Kullanım sonrası bitkilerden ciddi bir şekilde verim aldıklarını belirten Ünal, “Özellikle çiçekli bitkilerde canlılık daha fazla oluyor. Gelişim ve yaşam süresi artıyor. Burası sonuç itibariyle doğal bir alan ama belirli seviyede bize katkı sağlıyor. Bunu fark etmemiz çok güzel bir şey” dedi.

    “1 ay yaşayacak çiçeğin ömrü, 2-3 aya çıkıyor”

    Düden Şelalesi Park ve Bahçeler Ekibi biriminden sorumlu Recep Recai Kutanak da gübreleri toplayıp torla karıştırarak çiçeklerin köklerine döktüklerini anlattı. Kutanak, “Bir çay bardağı gübre attığınız zaman çiçekler yeşilliğini hiç kaybetmiyor. 1 ay yaşayacak olan çiçeğin ömrü, 2-3 aya çıkıyor. Bazı çiçeklerde bunu denedim. Onlara çok iyi bir besin kaynağı oluyor” diye konuştu.

  • Çıldır Gölü, Akdeniz sahillerini aratmıyor

    Çıldır Gölü, Akdeniz sahillerini aratmıyor

    Yaklaşık 124 kilometrekare alanı ile Doğu Anadolu Bölgesi’nin Van’dan sonra en büyük 2’inci gölü olan Çıldır Gölü’nü sıcaktan bunalan vatandaşları ağırlıyor.

    En derin noktası 42 metre olan, deniz seviyesinden bin 959 metre yükseklikteki Çıldır Gölü’nde serinlemek isteyenler, göl kenarına akın ediyor. Göl kıyısındaki mesire alanında piknik yapanlar daha sonra serinlemek için kendilerini suya bırakıyor.

    “30 derece sıcaklıkta serinliyoruz”

    Kars’a İstanbul’dan geldiğini ifade eden Mertcan Ateş, “Vallahi güzel, temiz her ne kadar Ege’de Marmara’da deniz varsa bizim de Çıldır Gölümüz var. Serinliyoruz, güzel 30 derece sıcaklığın içerisinde iyi” dedi.

    “İnsanlar suda serinliyorlar”

    Çıldır Gölü’nün çok güzel olduğunu belirten Sinan Elik, “Gerçekten çok güzel, doğası, suyu tabiatı her şeyi çok güzel. Arkadaşlarımız suya girdi. Gerçekten çok güzel, şuan görüyorsunuz. Hava sıcaklığı 30 derecenin üzerinde insanlar suda serinliyoruz” diye konuştu.

    Hava sıcaklığının 30 dereceyi gördüğü Kars’ta vatandaşlar Arpaçay Kütük Eve akın etti. Burada çam ağaçlarının arasından sevdikleriyle zaman geçiren vatandaşlar daha sonra Çıldır Gölü’ne girerek serinledi. İnsanların serinlemek için akın ettiği Çıldır Gölü, adeta Ege ve Akdeniz sahillerini aratmadı.

  • Asırlık tarihi mağaralar keşfedilmeyi bekliyor

    Asırlık tarihi mağaralar keşfedilmeyi bekliyor

    Van Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 2016 yılında tescilli alan olarak ilan edilen İncekaya Mağaraları, tarihi yapısı ve doğal güzelliğiyle kendine hayran bırakıyor.

    Tatvan ilçe merkezine yaklaşık 25 kilometre uzaklıkta bulunan tarihi mağaralar, Van Gölü’nün en güzel koylarının birinde bulunuyor. Doğal güzelliğinin yanı sıra mağaraları ve bitişiğinde bulunan Hazreti Ebubekir’in torunu olduğuna inanılan Şeyh Hüseyin’in türbesi, özellikle hafta sonları ziyaretçi akınına uğruyor.

    İrili ufaklı birçok tescilli mağaranın bulunduğu Van Gölü kıyısındaki mağaraların tarihi 500 yılı aşkın bir tarihe dayanıyor. Yörede Bapiri Kal (Yaşlı Dede) olarak bilinen Hazreti Ebubekir’in torunu Şeyh Hüseyin’in de söz konusu mağaralarda ibadet ettiği rivayet ediliyor.

    Gerek türbe ve gerekse mağaralar için her gün çok sayıda ziyaretçinin akın ettiği tarihi alan, bölgenin önemli turizm destinasyonları arasında bulunuyor. Bakım için gerekli özenin gösterilmemiş olması, tarihi yapının doğal güzelliğine gölge düşürüyor. Mağaraların bazıları Van Gölü manzarasına karşı muazzam bir görüntü sunarken, bazıları da bağımsızlıktan içine girilemeyecek hale gelmiş durumda. Tarihi alanı ziyarete gelen ziyaretçiler, alana gereken özenin gösterilmesi neticesinde bölgenin daha çok tanınacağı ve ziyaretçi alacağına dikkat çekiyor.

    Tarihi alanı ilk defa ziyaret etme imkanı bulduklarını belirten ziyaretçilerden Enver Erbegi, tarihi mağaralara hayran kaldığını ifade etti.

    Alana gereken özenin gösterilmediğine dikkat çeken Ali Dursun ise gereken özenin gösterilmesi durumunda söz konusu alanın kentin önemli destinasyonlarından biri haline geleceğine inandığını dile getirdi.

    Ziyaretçilerden Mina Nisa da, ilk defa ziyaret ettikleri bölgeye hayran kaldıklarını kaydetti.

  • Kargaların yemek keyfi

    Kargaların yemek keyfi

    Aydın’da enginar hasat sezonunun tamamlanması ile çiftçiler yeni ürün için arazilerini işlemeye başladı. Sürülen her araziye akın eden kargalar yeni sürülen toprağı karış karış gezip topraktan çıkan solucan ve böceklerle kendilerine ziyafet çekiyor.

    Duruma alışık olduklarını, özellikle kurak dönemlerde kargaların çift süren traktörleri takip ettiğini belirten Berkay Kaser, “Normal günlerde tarlada hiç karga olmuyor. Ama tarlayı sürmeye başladığımızda nereden geldiğini anlayamadığımız bir şekilde binlerce kuş sabanın arkasına akın ediyor.

    Çift sezonunda daha rahat beslenen kuşlar mutlu oluyor, kuşların oluşturduğu bu görüntü bizi de mutlu ediyor” dedi.