Kategori: Çevre

  • Dünyanın ikinci en büyüğü! Manzarasıyla hayran bırakıyor

    Dünyanın ikinci en büyüğü! Manzarasıyla hayran bırakıyor

    “Avrupalı Seçkin Destinasyonlar” projesi çerçevesinde ‘Mükemmeliyet Ödülü’ alan 2 bin 250 rakımlı Nemrut Krater Gölü, her mevsim doyumsuz manzarasıyla görsel şölen sunuyor.

    Doğal güzelliklerinin yanı sıra bünyesinde barındırdığı sıcak ve soğuk gölleri, buz mağarası, buhar bacası, kuş türleri ve biyoçeşitliliği ile de dikkatleri üzerine çeken krater gölü, her yıl çok sayıda yerli ve yabancı turisti ağırlıyor.

    Havadan da görüntülenen krater gölü, doğal güzelliğiyle seyrine doyumsuz görüntüler sunuyor.

    İlk defa geçen yıl ziyaret etme imkanı bulduğu Nemrut Kalderasına bu yıl tekrar geldiğini belirten Nafiz Tüzün, kalderanın kendine hayran bırakan bir güzelliği olduğunu ifade etti.

  • Kuş türleri Beyşehir Gölü’ne akın ediyor

    Kuş türleri Beyşehir Gölü’ne akın ediyor

    Türkiye’nin en önemli kuş cennetleri arasında gösterilen Beyşehir Gölü’nün kıyılarına çok sayıda kuş, su kuşu ve ördek akın etti. Tarımsal sulama mevsiminin başlamasıyla birlikte sığlaşan kıyıları mesken tutan su kuşları kıyıda gezinti yapan vatandaşların da ilgisini çekiyor.

    Vatandaşlar yürüyüşleri esnasında ya da kameriyelerde otururken farklı türlerin yaşamlarına tanıklık ediyor. Saz ve su bitkileri arasındaki beslenmelerini izleyebiliyor. Göl kıyılarında üreme mevsimi olması nedeniyle çok sayıda sakarmekenin yuva yapması dikkat çekerken, kuluçkadan çıkan yavru kuşların ebeveynleri ile birlikte gezintisi ve beslenme mesaisi de ilgiyle izleniyor. Su bitkileri arasında hareketsiz bekleyerek küçük balıklarla beslenen farklı tür ve renkteki balıkçıl kuşları da dikkat çeken renkli görüntüler sergiliyor.

    “Beyşehir Gölü yılın 365 günü çok sayıda kuş türünün yaşam alanı”

    Beyşehir Birliği, Göl, Çevre ve Doğa Koruma Derneği Başkanı Bekir Sami Tan, Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü’nün aynı zamanda milli park olarak koruma altında bulundurulan Türkiye’nin en önemli kuş cennetleri arasında yer aldığını hatırlattı. Beyşehir Gölü’nün yılın 365 günü çok sayıda kuş türüne yaşam alanı olduğunu vurgulayan Tan, kuş çeşitliliği sayısının mevsimlere göre değişkenlik gösterdiğini belirtti. Yaz mevsimiyle birlikte Beyşehir Gölü kıyılarına da çok sayıda farklı türde su kuşu akınının olduğunu gözlediklerini anlatan Tan, bunların su seviyesinin düşmesi ile birlikte sığlaşmaya başlayan kıyı kesimlerde daha iyi beslenme imkanı bulabildiğini söyledi.

    Özellikle küçük balıklarla beslenen balıkçılları sığ kesimlerde avlanmanın kendileri için kolaylaşması nedeniyle çok sık görmeye başladıklarını dile getiren Tan, kuluçka döneminin uzun sürmesi nedeniyle hala göl kıyılarında sakarmekelerin yuvalarının görülebileceğini, kuluçkadan çıkan yavru bireyleri ise ebeveynlerinin sucul bitkilerle beslediğini söyledi. Bahrilerin de dünyaya gözlerini açan yavrularıyla birlikte yiyecek arayışı içerisinde çok sık görüldüğünü anlatan Tan, kıyılara akın eden karabatakların da su dalışlarıyla yaptıkları avla balıklarla beslendiğini kaydetti.

    “Beyşehir Gölü Türkiye’nin önemli kuş cennetleri arasına girdi”

    Sami Tan, Beyşehir Gölü’nün birçok farklı türe ev sahipliği yaptığını, kış aylarında da çok sayıda kaz türünün bölgeye geldiğini vurgulayarak, “Kuş çeşitliliği yeri geliyor yükseliyor, yeri geliyor düşüyor. Buranın yerli kuşlarından yeşil ve boz ördek, sakarmeke, dalağan ve martılar gölde yaşam sürüyor. Kış döneminde kazlar da buraya akın ederken angutlar, elmabaş ördekler ve çayır ördekleri de bölgemize gelebiliyor.

    Beyşehir Gölü milli park olarak ilan edilmesinin ardından Türkiye’nin önemli kuş cennetleri arasına girdi. Çünkü burada milli parktan dolayı ateşli silahlarla ve her türlü avlanmak yasak. Sessiz ve çok sakin bir yaşam alanı olmasından dolayı ve özellikle çok sayıda ada bulunmasından dolayı su kuşları ve birçok tür artık Beyşehir Gölü’nü yaşam alanı olarak kullanmaya başladı. Ayrıca, kıyılara gelen martılar ve sakarmekeleri yerel halk da attığı yiyeceklerle beslerken, av olmadığından ve kendilerine zarar verilmeyeceğini artık hissettiğinden olsa gerek ki su kuşları insanların gezip dolaştığı kıyılara yakın kesimlerde bile üreme dönemini çok rahat bir şekilde geçiriyor ve beslenimlerini de sağlıyorlar ”dedi.

  • Kuş cenneti Arin Gölü yok oluyor

    Kuş cenneti Arin Gölü yok oluyor

    1657 hektar alana sahip ve deniz seviyesinden 1650 metre yükseklikte bulunan Arin Gölü, eşsiz manzarası ve onlarca çeşit kuş türüne ev sahipliği yapıyordu.

    Dikkuyruk, Uzunbacak, Kızılbacak, Van Gölü Martısı, Karabaş Martı, Angıt, Kılıçgaga, Kaşıkgaga ve Küçük Batağan gibi onlarca kuş türünün yaşadığı Arin Gölü’nün yüzde 40’ının kuruduğunu ifade eden Göldüzü Köyü Muhtarı Halis Oruçlu, “Arin Gölü, bilinçsiz tarımsal sulama nedeniyle giderek kuruyor. Eşsiz manzara ve onlarca çeşit kuş türünü misafir eden Arin Gölü biterse bizler de bitmiş oluyoruz” dedi.

     

  • 38 yılda 30 bin ağaç dikti

    38 yılda 30 bin ağaç dikti

    Tunceli’nin Çemişgezek ilçesine bağlı Savuk köyü Keban Barajının yapılmasının ardından sular altında kaldı ve köy farklı bir alana taşındı. Savuk köyünde ikamet eden İsmail Çelik, köyüne 38 yılda diktiği 30 bin adet fidanla adeta köyün ‘Toprak dedesi’ oldu. Köyün ilk zamanlarında sadece bir ardıç ağacı olduğu ve ondan dolayı köye yerleşmek üzere ve dinlenmek isteyen vatandaşların ardıç ağacı altında oturduklarını gören Çelik, içindeki doğa sevgisi ve vatandaşların da yardımıyla 30 bin adet ağaç dikti. Ağaç ekimine halen daha devam eden Çelik, “Ben ağacı kesmek için değil dikmek için çabalıyorum” dedi.

    1 ağaçtan 30 bin ağaca

    Köylerinin 1974 yılında yapımına başlanan Keban Barajının açılmasının ardından suların altında kaldığını ve yeni köylerinin kurulduğunu aktaran İsmail Çelik, “1983 yılında köyümüzü buraya taşıdık. Köyümüzü buraya taşıdıktan sonra ağaçlandırma çalışması başladı ve bu çalışma esnasında çam fidanlarına bir merakım oldu. Ondan dolayı 10 bin adet çam fidanı diktim ondan sonra da 15 bin adede yakın badem ağacı diktim. Bu esnada köyümüz de halen ağaç dikmeye devam ediyoruz.

    Köyümüzün ağaçlandırması sırasında dönemin Orman Bölge Müdürü geldi ağaçlandırma çalışmamızı gördükten sonra bizlere bir kamyon çam fidanı gönderdi. Neticede şuan da köyümüzde 30 bine yakın ağaç dikilmiş durumda çalışmalarımız halen daha devam ediyor. Köyümüzde daha önce hiç ağaç yoktu. Köye yerleşim başladığı zaman sadece bir tane ardıç ağacı vardı o ağacın altında yemek yerdik başka da ağacımız yoktu. Sonradan başlatılan çalışma neticesinde ağaç sevdamız başladı. Bende daha önceden de ağaç sevdası vardı ben ağaçları çok seviyorum. Bir tane ağaç kesmek değil de daha fazla ağaç dikmek için uğraşıyorum” diye konuştu.

  • 46 yıldır leyleklerin değişmeyen yuvası

    46 yıldır leyleklerin değişmeyen yuvası

    Van’ın Özalp ilçesine bağlı Yukarı Dönerdere Mahallesi’ni mesken tutan leylekler, yaklaşık 46 yıldır aynı direkte konaklıyor. Mahalle sakinlerinden İsmail Genel’in bahçe duvarının yanındaki elektrik direğindeki yuvada kuluçkaya yatan leylekler, 4 yavru dünyaya getirdi. Bu yıl dünyaya getirdikleri 4 yavrudan ikisi yuvadan düşerek telef oldu. Yaz boyunca akarsularda ve mahallenin hemen yanı başında bulunan göletten avladıkları balık, kurbağa ve yılanlarla yavrularını besleyen leylekler, vatandaşlar tarafından da yemleniyor.

    Bu yıl dünyaya getirdikleri 4 yavrudan ikisinin yuvadan düşerek telef olduğunu ifade eden mahalle sakini Hacı İsmail Genel, “Leylekler 1976 yılında sulama göletin yapımı ile beraber iki grup olarak buraya geldiler. Bir grup karşı taraf yerleşti, bir grupta buraya yerleşti. Karşı direkteki yuva, mahallede meydana gelen rüzgardan dolayı çatıdan kopan bir saç oradaki yuvayı bozdu. Ondan sonra orada daha yuva yapmadılar. Buradaki leylekler her Mart ayının 5’i ile 20’si arasında mutlaka geliyorlar. Bir sene yuvaları düştü buradan bir vagon çöp kaldırdım. Daha sonra tekrar biz yuvanın ızgarasını yaptıktan sonra onlarda geri kalan kısmı tamamladılar. Geldikleri her yıl hiç durmadan yuvalarına ne buluyorsalar taşıyorlar. Eskiden çevre köylerde de çok vardı. Son zamanlarda yok denecek kadar az. Çünkü her taraf şenlik oldu, yaşam alanları azaldı. Burada kalmalarının nedeni tahminime göre buradaki göletin oluşu ve yem sorunu yaşamamaları. Balık var, kurbağa var, yılan var. Burada her türlü besin kaynağı mevcut. Bundan dolayı bizim mahalleyi terk etmediklerini düşünüyorum” dedi.

    “Benim ve mahallemiz için güzel bir şenliktir”

    Leylek ailesine çok alıştıklarını ifade eden Genel, “Her kuluçkaya yattıklarında ortalama en az 3 ile 5 yavru yapıyorlar. Bu sene 4 yavru yaptılar. 2 yavru yuvadan düşerek öldü. Bazen geç geldiklerinde her gün yuvalarına bakıyorum. Benim için güzel bir şenliktir bunlar. Mahallemiz içinde güzel bir şenliktir. Bura gelen misafirlerimizin ilgisini ilk çeken leyleklerin yuvası oluyor. Özellikle benim için çok değerlidir bunlar. Mahalleli olarak bu misafirlerimize çok alıştık” dedi.

  • Flamingoların görsel şöleni hayran bıraktı

    Flamingoların görsel şöleni hayran bıraktı

    Afyonkarahisar Başmakçı ve Dazkırı ilçeleri sınırında Aşağı Akpınar köyünde bulanan Acıgöl, ilk bahar ve yaz aylarında onlarca kuş türüne ev sahipliği yapıyor.

    Kuşların tamda göç sezonuna denk gelen haziran aylarında özellikle flamingolar görsel şölen oluşturuyor.

    Doğa Koruma ve Milli Parklar Afyonkarahisar Şube Müdürlüğü tarafından drone ile görüntülenen flamingolar ve kuş türleri müdürlüğün sosyal medya hesaplarında paylaşılarak büyük beğeni topluyor.

  • Karadeniz’deki sel afetinde 13 bina yıkıldı

    Karadeniz’deki sel afetinde 13 bina yıkıldı

    Batı Karadeniz’de 27 Haziran Pazartesi günü yoğun yağışlar sebebiyle sel felaketi yaşandı. Sel felaketine maruz kalan Kastamonu, Zonguldak, Düzce, Bolu, Karabük ve Bartın’da devletin tüm kurumları, vatandaşın sıkıntısını gidermek ve derdini çözmek için acil olarak çalışmalarına başladı. Yoğun mesai harcayan ekipler hasar tespit çalışmalarına devam ederken, Yapı İşleri Müdürlüğü hasar tespit verilerini paylaştı.

    13 bina yıkıldı, 11 bina ağır hasarlı, 509 bina az hasarlı, 20 bina acil yıkılacak

    Toplam 13 binanın yıkıldığı, 11 binanın ağır hasarlı, 509 binanın da az hasarlı olduğu 7 ilde 20 bina acil yıkılacaklar listesine alındı. Bakanlığın Yapı İşleri Müdürlüğü tarafından Kastamonu’nun Bozkurt, Merkez, Azdavay, Cide, Devrekani, Hanönü, İnebolu ilçelerinde meydana gelebilecek talepler için 20 ekiple hasar tespit çalışmalarına başlandığı, gelen ihbar ve talepler doğrultusunda 12 ilçe ve 60 köy/mahallede hasar tespit çalışmalarının tamamlandığı duyuruldu. İnebolu ilçesine bağlı Çaydüzü, Çatalzeytin ilçesine bağlı Hacıreis ve Kızılcakaya köylerine ve Bozkurt ilçesi Bayramgazi köyünün belirli bir mevkisine ise ulaşım sağlanamadığı belirtildi.

    Kastamonu’da 271 binadan 7’sinin yıkıldığı, 2 ağır hasarlı, 133 az hasarlı, 124 hasarsız ve 5 acil yıkılacak bina olduğu aktarıldı.
    Bartın ilinde Merkez, Hasankadı, Kozcağaz, Kemerköprü bölgeleri ile Ulus ilçesinde meydana gelen yağışlar sonrasında gelen ihbar ve talepler doğrultusunda 10 ekip ile hasar tespit çalışmalarına başlandığı, yapılan incelemede 2 istinat duvarının yıkıldığının tespit edildiği ve ilgili belediyeye gerekli tedbirleri alması için bilgi verildiği vurgulandı. Bartın’da 318 binadan 3’ünün yıkıldığı, 7 ağır hasarlı, 235 az hasarlı, 70 hasarsız ve 3 acil yıkılacak bina olduğu aktarıldı.

    Karabük ilinde 10 ekip ile çalışmaların devam ettiği, Yenice ve Eskipazar ilçelerinden gelen talepler doğrultusunda yapılan hasar tespit çalışmalarına başlandığı duyuruldu. Karabük’te 109 binadan 3’ünün yıkıldığı, 18 az hasarlı, 79 hasarsız ve 7 acil yıkılacak bina olduğu kaydedildi.

    Düzce’nin Akçakoca, Yığılca, Kaynaşlı, Beyköy, Merkez ilçelerinden gelen talepler doğrultusunda 8 ekip ile çalışmaların sürdüğü bilgisi paylaşıldı. Düzce’de 89 binadan yıkılan ve ağır hasarlı bina olmadığı, 80 az hasarlı, 6 hasarsız ve 3 acil yıkılacak bina olduğu belirtildi.

    Bolu Merkez ve Mengen ilçelerinde 13 köyden gelen talepler doğrultusunda 3 ekiple çalışmaların devam ettiği aktarılarak, Bolu’da 77 binadan yıkılan ve ağır hasarlı olmadığı, 9 az hasarlı, 66 hasarsız bina olduğu, 2 acil yıkılacak bina olduğu aktarıldı.
    Sinop’ta hasar tespit çalışmaları için ilk etapta 10 kişi, 5 ekip ve 5 araçla hazır bulunulduğu, ekiplerin takviye olarak hazır bekletildiği belirtildi. Türkeli ilçesi Çatakgüney köyü camisi için hasar tespit çalışmasının yollar açıldığında hemen yapılacağı, Sinop’un İncedayı Mahallesi’nde istinat duvarının çöktüğü, Sinop Belediye Başkanlığı tarafından gerekli önlemlerin alındığı bildirildi. Sinop’ta herhangi bir hasar tespit edilmediği bildirildi.

    Zonguldak’ın Gökçebey ilçesinde gelen taleplere istinaden hasar tespit çalışmalarının tamamlandığı, vatandaşlardan gelecek ihbar ve talepler için 5 ekibin halihazırda bekletildiği kaydedildi. Zonguldak’ta herhangi bir hasar tespit edilmediği aktarıldı.

    İlbank altyapı çalışmalarına ilişkin detaylar ise şu şekilde paylaşıldı:

    “Kastamonu’nun Bozkurt ilçesi Ezine Çayı üzerindeki geçici köprünün DSİ tarafından kaldırması sonucu şehrin Yılmaz Mahallesi’ne su verilemiyor. Yılmaz Mahallesi’ne su verilebilmesi için çalışmalar devam ediyor. Abana’da şehri besleyen kuyu-depo terfii hattı zarar görmüştür. Devam eden içme suyu projesi şümulunda yeni açılan derin kuyudan şehre su verilmeye başlanmıştır. İnebolu’da şehri besleyen Başköy kaptajı zarar görmüş, ihtiyaç halinde kullanılan ilave derin kuyudan şehre kısmen su verilmeye başlanmıştır. Şenpazar’da meydana gelen kısmi arızalar giderilmiştir. Çatalzeytin, Azdavay, Küre, Doğanyurt, Devrekani ve Cide’de itibari ile olumsuz bir durum bulunmamaktadır. Sinop’un Ayancık ilçesinde yapılan çalışmalarda altyapıdan kaynaklı bir sorun oluşmadığı bilgisi alınmıştır. Türkeli’nde belediye tarafından altyapı çalışmaları devam etmekte olup, İLBANK tarafından malzeme tedariği yapılmaktadır.”

  • Denizin altında çekilen görüntüler kirliliği gözler önüne serdi

    Denizin altında çekilen görüntüler kirliliği gözler önüne serdi

    Darıca Kaymakamlığı, Darıca Belediyesi ve Gebze bölgesindeki 6. Organize Sanayi Bölgesi işbirliğinde farkındalık oluşturmak amacıyla Balyanoz Koyu’nda deniz ve kıyı temizliği gerçekleştirildi. Balık adamlar da mavi sulara dalarak denizin dibini temizledi. Darıca Kaymakamı Yüksel Kara ve Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık da eldiven takarak temizlik için kolları sıvadı. Vatandaşların ve dalgıçların çıkardığı çöpler, Darıca Belediyesi’nin atık toplama aracıyla alınarak geri dönüşüme kazandırıldı. Deniz altında çekilen görüntüler ise kirliliğin boyutunu gözler önüne serdi.

    “Denizlerimiz bizim için çok kıymetli”

    Programda konuşan Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık, “Gönüllülerimiz de bizlerle beraber. Bu yıl sanayicilerimizi de bu işin içerisine kattık. Güzel bir etkinlik oluyor. Tabii bunları temizlemekten daha kıymetli olan şey kirletmemek. Onun için buradan bir kere daha çağrıda bulunuyoruz; lütfen çevremizi kirletmeyelim. Hele denizlerimizi hiç kirletmeyelim. Denizlerimiz bizim için çok kıymetli. Hep birlikte daha yaşanılabilir bir Darıca, yaşanılabilir bir Kocaeli, yaşanılabilir bir dünya hepimizin bugün yapacağı hareketlere bağlı. El birliğiyle özellikle çevremize karşı duyarlı olmaya tüm halkımızı davet ediyoruz” dedi.

    “Vatandaşların bireysel atıklarıyla uğraşıyoruz”

    Temizlik çalışmasına katıldığını da aktaran Başkan Bıyık, “Yaklaşık 10 dakikalık zamanda bir çöp poşeti doldurduk. Gerçekten çok kirli. Zaman zaman bizim ekiplerimiz burada temizlik yapıyorlar ama alt kısımlar görünmüyor. Maalesef dalgaların da vurduğu taşların dipleri üzülerek söylüyorum ki plastik atıklarla dolu. Arıtmalarımız çalışıyor bizim burada, sanayisel veya evsel bir atık yok, kanalizasyon Darıca sahilimizin hiçbir yerinde yok. Ama maalesef vatandaşların bireysel atıklarıyla uğraşıyoruz. Bu da bir farkındalık projesi aslında. Ümit ediyoruz ki buralara insanlarımız daha duyarlı olur ve bu bölgeleri hep beraber daha temiz hale dönüştürürüz” diye konuştu.

    “Mutfak tezgâhı çıkarttık biraz önce”

    Kıyıları sürekli periyodik olarak temizlediklerini aktaran Bayramoğlu Balıkçılar Derneği Başkanı Enis Kaya ise “Bu gönüllülük esasına bağlı bir iş. Bu işe sağ olsun belediye başkanımız, kaymakamımız ve OSB’lerimizdeki iş adamlarımızın desteğiyle biz de sürdürüyoruz. İnsanların olduğu yerde çöp var, balıkların, hayvanların olduğu yerde hiç bir şey yok. Oralar temiz. O yüzden biraz daha dikkat etmemiz gerekiyor. Deniz çok değil. Bir de şöyle bir sloganımız var bizim; temizlemenin en kolay yolu kirletmemektir. Kirletmezsek çocuklarımıza, torunlarımıza bırakacağımız miras deniz. Denizin altında hiç görmek istemeyeceğiniz görüntüler var. Herkes denizi çöp olarak kullanıyor. Deniz çöp değildir. Sadece insanların kıyılardan attığı çöpler değil, insanların evlerindeki mutfaklarının atıkları da burada var. Herkesin bu işe gönül verip katkı sağlaması lazım. Ben bu neslin sınıfta kaldığını düşünüyorum. İnşallah gelecek nesiller bunu daha iyi değerlendirir. Aklınıza gelecek her şey çıktı. Şezlonglardan, şemsiyelerden, alkollü kutu içeceklerden, ocaklar, mutfak tezgâhı çıkarttık biraz önce. Balıkçıların bırakmış olduğu hayalet ağlarla mücadele ediyoruz. Asıl sıkıntımız onlar. Onlar balık familyasını katlediyorlar. Denizde bırakılan bir ağ 60 yılda çürüyor” şeklinde konuştu.

  • Türkiye son 40 yılın en ekstrem iki yılını yaşıyor

    Türkiye son 40 yılın en ekstrem iki yılını yaşıyor

    Karabük, Bartın ve Zonguldak başta olmak üzere Batı Karadeniz’de yaşanan sel felaketinin yaraları bir yandan sarılırken Türkiye genelinde devam eden yağışlar önümüzdeki hafta da etkisini devam ettirecek.

    Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü son 40 yılda meydana gelen iklim değişikliklerine bağlı sıcaklık farklılıkları ve buna bağlı olarak gelişen ekstrem doğa olaylarını derledi.

    Yapılan araştırmaya göre 2021 yılı ortalama sıcaklığı 14.9 derece ile son 40 yılın ortalaması olan 13.5 derecenin 1.4 üzerinde seyretti. Buna göre Türkiye ortalama sıcaklıklarında 1998 yılından bu yana pozitif sıcaklık farkları gerçekleştiği belirtildi.

    En yüksek sıcaklık 20 Temmuz 2021 tarihinde 49.1 derece ile Şırnak Cizre’de ölçüldü. Bu değer Türkiye yeni ekstrem maksimum sıcaklığı olarak kayıtlara geçti. 168 merkezde farklı aylarda yeni ekstrem maksimum, 4 merkezde ise yeni ekstrem minimum sıcaklıklar tespit edildi.

    2021 yılı, bin 24 ekstrem olay sayısı ile en fazla ekstrem olay yaşanan yıl oldu. Yapılan araştırmaya göre olay trendlerinde özellikle son yirmi yılda artış eğilimi olduğu gözlendi.

    2021’de kaydedilen ekstrem olayların çoğu yüzde 40 ile fırtına/hortum, yüzde 28 ile şiddetli yağış/sel, yüzde 13 ile dolu ve yüzde 7 ile şiddetli kar şeklinde gerçekleşti.

    28 Temmuz 2021 tarihinde Manavgat’tan başlayan orman yangınları, Muğla, Antalya ve Adana’da binlerce dekar orman alanının yanmasına, 3 can kaybı ve 271 kişinin yaralanmasına sebep oldu.

    Kastamonu il ve ilçelerinde 10 Ağustos’ta gerçekleşen sağanak yağışlar nedeniyle meydana gelen sel olaylarında ise 71 kişi hayatını kaybederken, 10 kişi kaybolmuş, birçok ev ve iş yeri kullanılamaz hale geldi. Sinop’ta 09-12 Ağustos tarihlerinde gerçekleşen şiddetli yağışlar sonucu oluşan sel yüzünden 10 kişi hayatını kaybederken 6 kişi de kayboldu.

    2022 yılının Haziran ayında Marmaris’te yaşanan orman yangınlarında yaklaşık 5 bin hektarlık ormanlık alan küle döndü. Yine aynı ay Zonguldak, Bartın ve Karabük’te şiddetli yağmur sebebiyle yaşanan sel büyük yıkıma yol açtı. Ev ve iş yerlerini su bastı, birçok noktada heyelanlar meydana geldi Selin vurduğu ormanlık alanlarda yaşayan bazı hayvanlar telef oldu. Bartın’daki bir barınakta 56 köpek sel sularında telef oldu.

  • Yumurta bırakmak için kıyıya gelen caretta caretta misinaya dolandı

    Yumurta bırakmak için kıyıya gelen caretta caretta misinaya dolandı

    Antalya’nın Aksu ilçesi Kundu Mahallesi plaj kısmında 5 yıldızlı bir otelin çalışanları, yumurtasını bırakmak için kıyıya gelen ve hareketsiz şekilde duran caretta carettayı fark etti.

    Kontrol edilen kaplumbağanın çeşitli yerlerinden balık tutmak için kullanılan misinaya dolaştığı görüldü. Çalışanlar tarafından misinadan kurtarılan kaplumbağa tekrar denize bırakıldı.