Kategori: Çevre

  • İznik Gölü’nde dikkat çeken görüntü! DSİ’den açıklama

    İznik Gölü’nde dikkat çeken görüntü! DSİ’den açıklama

    Türkiye’nin 5’inci, Marmara Bölgesi’nin ise en büyük doğal gölü İznik’te; küresel ısınma, tarımsal ve sanayi tipi sulama nedeniyle son 1 yıl içinde su çekildi.

    Bu çekilme, göl kıyısının bütün kesimlerinde gözle görülür şekilde fark edildi. 2006’da deniz seviyesinden 85,5 metre yüksekteki su seviyesi, 2021 yılı sonlarında 83,3 metre olarak ölçüldü.

    SULAMALAR İÇİN 55 MİLYON METREKÜP SU

    Son dönemdeki yağmur ve kar yağışlarıyla seviyenin 83,4 metreye çıktığını belirten DSİ 1’inci Bölge Müdürü Yüksel Tazegül, düşüşü önlemek için çalışmaların devam ettiğini belirtti.

    Geçen yıla göre su seviyesinin 14 santimetre daha düşük olduğunu kaydeden Tazegül, göl çevresinde gerekli tedbirlerin alındığını söyledi.

    Küresel iklim değişikliğine işaret eden Tazegül, “Yüzey alanı 298 kilometrekare olup, göle yıllık 426 milyon metreküp su girmektedir. Gölden yılda sulamalar için 55 milyon metreküp su kullanılmaktayız. İznik Gölü’nü 83,30 ile 85 metre arasında aktif hacim olarak kullanılmaktadır. Bunun çoğu buharlaşmaya gider. Yıllık aktif hacim ise 60 milyon metreküptür. Bunu da sulamalara 55 milyon metreküp ayırmışız ama normalde 50 milyon metreküp sulamaya yetiyor. Küresel iklim değişikliğiyle buharlaşmanın fazla olması ve son yıllardaki su azlığından dolayı göl seviyesi, geçen yıl bugünkü orana göre 14 santimetre daha düşük olarak ölçülmüştür” dedi.

    ’43 BİN DEKAR ARAZİYİ KAPALI SİSTEME ALDIK’

    Öncelikle gölden sağlanan tarımsal sulama ihtiyacının kapalı sisteme dönüştürüleceğini belirten Yüksel Tazegül, “Bugünkü göl kotumuz 83,46 olarak ölçüldü. Geçen yıl bugünse 83,60 olarak kayıtlarımıza geçmiş. 14 santimetre seviye düşük durumda. Gerekli tedbirler alınmaktadır. İznik Gölü etrafında bulunan sulama şebekelerinin öncelikli olarak kapalı sisteme dönüştürülmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

    Toplam sulama alanı 140 bin dekar arazinin 43 bin dekarını kapalı sisteme aldık. Kalan 98 bin dekar arazinin de kapalı sisteme alınması için çalışmalarımız devam etmektedir. İznik Gölü için ilave su kaynakları edinilmesi için de proje kaynaklarımız devam etmektedir” diye konuştu.

  • Çevre felaketinin boyutu havadan görüntülendi

    Çevre felaketinin boyutu havadan görüntülendi

    Avrupa’ya açılan Hamzabeyli Sınır Kapısı yolu istikametinde Hasanağa Köyü mevkisindeki asfalt şantiyesinin fuel oil kazanın patlaması sonucu kazandan akan asfalt yapımında kullanılan yaklaşık bin 500 ton kimyasal attık tarım arazilerine yayıldı.

    Tonlarca ham madde ziftin tarım arazilerine yayılma anları drone ile havadan görüntülendi. Çevreye yayılan sıvı zift maddesi yaklaşık 1 kilometrelik alana yayılırken, haber verilmesi üzerine jandarma ve Edirne Çevre Şehircilik ve İklim Değişikli Müdürlüğü ekipleri kısa sürede bölgeye sevk edilerek önlem alma çalışmaları devam ediyor.

    “İçme suyuna 200 metre uzaklıkta”

    Yüz yıl sonrasına kadar devam edecek büyük bir çevre kirliliğinin yaşandığını ifade eden Süleyman Kaya, kendisinin yakın alanda tarım arazilerinin olduğunu belirterek, “Buranın satışında belediye başkanı yardımcısı Hüsnü bey gelmişti. Kendisine burada ciddi anlamda tarım arazilerinin olduğunu aynı zamanda hemen 200 metre ilerde karşısında Edirne’nin içme suyunun gitti bir yer olduğunu söylemiştim. Burada ki petrol buharlaşarak içinde ki kanserojen maddelerden içme suyuna zarar vereceğini de söyledim.

    Tüm bunları birçok kuruma yazılı bir şekilde de beyan ettim hatta belediye başkanının bile bilgisi var bu konuda. Hiçbir kurum ve işletme hiçbir şey yapmadı. Verilen yanlış kararlar üzerinde satıştan hemen bir gün sonra inşat işlerine başlandı. İşlemler nasıl bu kadar hızlı yapıldığının müfettişler tarafından da araştırılmasını istiyorum. Petrol yanıcı bir madde ayrıca içindeki diğer maddelerden dolayı bu 100 yıl sonra bile devam edebilir ve burası tarım arazisi olduğundan ciddi bir tehlike oluşuyor. Petrolün burada işletilmesi ciddi bir sıkıntı oluşturuyor ve bu sıkıntının uzun süreli olduğunu düşünüyorum” dedi.

  • Tonlarca yakıt çevreye yayıldı!

    Tonlarca yakıt çevreye yayıldı!

    Hasanağa köyü yakınlarındaki bir asfalt şantiyesinde henüz belirlenemeyen nedenle fuel oil kazanı patladı. Kazandaki asfalt yapımında kullanılan tonlarca fuel oil çevreye yayıldı. Yayılan yakıt nedeniyle ortalık siyaha büründü.

    İhbar üzerine bölgeye jandarma ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ekipleri sevk edildi. Ekipler, kepçelerle temizlik çalışması başlattı. Yakıtın, ekili buğday arazilerine yayılmasından endişe edildiği bildirildi.

  • Çevreyi kirleten tesislere ceza yağdı

    Çevreyi kirleten tesislere ceza yağdı

    Tekirdağ Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü, il genelinde çevre, hava ve su kirliliğine neden olan tesislere yönelik denetimlerini sürdürüyor. 5 ekiple çalışmalarına aralıksız devam eden müdürlük, yılın ilk 3 ayında çevreyi, havayı ve suyu kirlettiği belirlenen 45 işletmeye yönelik toplam 6 milyon 799 bin 850 lira ceza uyguladı. Tekirdağ’da 2021’de yapılan denetimlerde ise 248 tesise 26 milyon 419 bin lira ceza uygulanıp, 51 tesisin faaliyeti ise durdurulmuştu.

    Kirlilikten en fazla etkilenen Ergene Nehri’nin kollarından Çorlu Deresi, yine simsiyah akıyor. Dereye karışan endüstriyel ve evsel atıklar, ağır kokuya neden oluyor. Koku nedeniyle evlerinin pencerelerini dahi açamayan Sağlık Mahallesi halkı, yıllardır tedbir alınmasını istiyor.

    ‘EVLER, ARSALAR TALEP GÖRMÜYOR’

    Ergene Kent Konseyi Başkanı Ercüment Tuncay, Çorlu Deresi’nin yıllardır ağır kokular yayarak aktığını belirtip, “Burada kötü bir koku var. Temiz akmayan bir deremiz var. Havamız, suyumuz zaten çevre kirliliğinden çok fazla etkilenmekte” dedi.

    Derenin geçtiği Sağlık Mahallesi’ndeki ev ve arsaların da kirlilik nedeniyle rayicinin altında satıldığını kaydeden Tuncay, “Ergene Nehri’nin etrafındaki ve Sağlık Mahallesi bölgesindeki evler, arsalar hiçbir şekilde talep görmemekte. Aksine vatandaşlarımız, buradan daha çok uzaklaşmakta. Burada doğan, büyüyen çocuklarımızın gelecekte problem yaşamamaları için evler, arsalar satılmakta” diye konuştu.

    ‘SEBZE VE MEYVELERİN ÜZERİNDE TABAKA OLUŞUYOR’

    Sağlık Mahallesi’nde yaşayan, 3 çocuk annesi Gülbahar Öziş (59) de evinin dereye 300 metre uzaklıkta olduğunu belirterek, “Burada doğup, büyüdüm. Bu dereden hakikaten balık tutuyorduk, kenarında çok deniz kumu gibi olmasa da kum vardı. Bu derede oynuyorduk fakat şu anda geldiğimiz nokta; inanılmaz bir hastalık, salgın var. Camlar, kapılar açılmıyor, evde nefes alamıyoruz. Özellikle yaz günleri” dedi.

    Dışarı çamaşır dahi asamadığını söyleyen Öziş, “Yaz kış çamaşırlarımızı içeride kurutuyoruz. Maalesef bahçeye ektiğimiz sebze, meyvelerin üzerinde bir tabaka oluşuyor. Bunlar bizi çok etkiliyor. Zannediyorum, bu derenin temizlenmeye niyeti yok ama temizlenmesi gerekiyor. Bunlar aynı şekilde yediğimiz sebze ve meyvelerle birlikte bizim midemize, içimize işliyor. Yediklerimizden de zehirleniyoruz, sağlıklı bir ortamımız yok” diye konuştu.

     

  • Evsel atık sıkıntısı tarih oluyor

    Evsel atık sıkıntısı tarih oluyor

    Bursa’yı daha yaşanılabilir şehir haline dönüştürmeyi hedefleyen Büyükşehir Belediyesi, kent genelindeki 29 vahşi çöp depolama alanından 25’ini kapatarak, ilçelerdeki önemli bir çevre sonunu daha ortadan kaldırdı.

    Orhaneli, Harmancık, Büyükorhan ve Keles ilçelerinde vahşi çöp depolama sahalarıyla ilgili köklü çözümler üreten Büyükşehir Belediyesi, Orhaneli’nde yapımı tamamlanan Güney Bölgesi Evsel Katı Atık Aktarma İstasyonu’nu geçtiğimiz yıl hizmete almıştı.

    Benzer projeyi Keles’in Kirazlı Mahallesi’nde de hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, inşaatı tamamladı. Zemin asfaltlama ve çevre düzenleme çalışmalarının tamamlanmasının ardından, hizmete açılacak tesis ile Keles ilçesinde toplanan günlük yaklaşık 15 ton evsel katı atık, istasyonda treyler araçlara alınacak.

    Yere tek bir çöp bile değmeyecek proje ile atıklar, Yenikent Katı Atık Düzenli Depolama Alanı’na nakledilecek. Böylece hem trafik yükü hem de daha düşük karbon salınımı ile hava kirliliği azalacak. Bu işlem sonucunda koku ve çevre kirliliği gibi istenmeyen durumlar oluşmayacak.

    Çevreye değer katacak

    Dağ ilçelerinde kalkınmanın hayvancılık ve eko-turizmle sağlanacağını, turizm için de çevre yatırımlarının büyük önem taşıdığını ifade eden Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Bursamızın 16 ilçesinde artık vahşi depolama yapılmıyor. Vahşi depolama yapılmış alanları ıslah edip, bahçe hüviyetine kavuşturuyoruz. Keles ilçemizde de bu proje ile vahşi depolamayı bitirmiş olacağız. Aktarma istasyonumuz 4 dönüm. Proje çerçevesinde 480 metrekare platform binası, 1100 metrekare saha düzenlemesi, 188 metre rampa ve yol çalışması yapıldı. Son düzenlemelerinin ardından, tesisi kullanmaya başlayacağız. Böylelikle Keles ilçemiz de evsel katı atık sorunundan tamamen kurtulmuş olacak” dedi.

  • İsveç’ten daha fazla enerji tüketiyor

    İsveç’ten daha fazla enerji tüketiyor

    Greenpeace ile Çevresel Çalışma Grubu ortaklığında başlatılan ‘Kodunu değiştir, İklimi değil’ adlı kampanyayla Bitcoin’e çağrıda bulunarak yazılım kodunu değiştirmesi istendi. Çevreci gruplar, Cambridge Üniversitesi verilerine dayanarak Bitcoin üretiminde tüketilen enerjinin İsveç’ten fazla olduğu belirtildi. Sadece yazılım kodunun değişmesiyle Bitcoin üretiminde yüzde 99.9 daha az enerji tüketileceği ifade edildi. .

    GEZEGEN 2 DERECEDEN FAZLA ISINABİLİR

    Kampanya çerçevesinde verilen bazı bilgilere göre; eğer Bitcoin yaygın olarak benimsenirse, Bitcoin üretmek için gerekli enerjinin ortaya çıkartacağı karbondioksit emisyonunun gezegeni 2 santigrat derece ısıtabileceği ileri sürüldü.

    Kampanya açıklamasında “Bitcoin o kadar çok güç gerektiriyor ki ‘madenciler’ ABD kömür santrallerini satın almaya başladı” ifadelerini kullanarak Teksas’ta petrol endüstrisiyle anlaşmalar yapılmaya başlandığı vurgulandı. Bitcoin üretiminde sadece bir yazılım kodunun değiştirilmesiyle enerji kullanımının yüzde 99,9 oranında azalabileceği ifade edilerek Ethereum’un bu değişikliği yaptığı belirtildi.

  • Bursa’da 42 hektar alan hatıra ormanına dönüşüyor

    Bursa’da 42 hektar alan hatıra ormanına dönüşüyor

    Bursa’nın 2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilmesinin ardından bu yılı farklı etkinliklerle dolu dolu geçirmeyi hedefleyen Büyükşehir Belediyesi, unvanı ölümsüzleştirecek ayrıcalıklı bir projeyi daha hayata geçiriyor. Etkinliklerin startını Nevruz Bayramı kutlamaları ile veren ve coşkuyu tüm ilçelere yayan Büyükşehir Belediyesi, şimdi de Göynüklü’de 2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti Hatıra Ormanı oluşturuyor.

    Bursa Orman İşletme Müdürlüğü işbirliğiyle hayata geçirilen proje kapsamında Mudanya İşletme Şefliği sahasındaki 41.7 hektar alana yaklaşık 100 bin adet kızılçam, fıstık çamı ve servi fidanı dikilecek. İlk fidanların toprakla buluşacağı dikim törenine; Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın yanı sıra Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç, orman teşkilatının yönetici ve çalışanları ile çevreciler katıldı.

    Yeşil en çok Bursa’ya yakışıyor

    Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, fidan dikim töreninde yaptığı konuşmada, Bursa’nın doğal ve tarihi güzellikleriyle herkesin büyülendiği bir şehir olduğunu söyledi.

    Kurucu başkent Bursa’da bir taraftan şehrin kadim kimliğini korurken diğer taraftan hızlı sanayileşme karşısında doğal güzellikleri muhafaza etmek için tüm gayreti ortaya koyduklarını belirten Başkan Aktaş, “Çınarların gölgesinde birlik, beraberlik ve huzur içinde yaşayan mutlu bir dünya şehri hedefimizi dönem başında söylemiştik. Yeşil renklerden bir renk ama yeşil rengin en yakıştığı şehir Bursa. Son yıllarda yoğun nüfus artışı ve hızlı sanayileşmenin getirdiği olumsuzlukla, yeşil kimliğinden uzaklaşma gibi bir durumla karşı karşıya kaldık. Ancak biz, 1,5 milyon metrekare olan yeni yeşil alan hedefimizi 3 milyon metrekareye çıkardık. Büyük ölçekli parkları şehrimize kazandırıyoruz. Sadece geçen yıl 55 bin fidan diktik. Yine son günlerde gündeme geldiği, İstanbul’da anıt ağaçlar kesildiği için ifade etmek istiyorum. Büyükşehir Belediyesi olarak bu konuda gerçekten deneyimli ve donanımlıyız. Yaşları 100 ile 700 arasında değişen 1242 anıt ağacımızı korumak için elimizden geleni yapıyoruz. Onlar bizim kadim medeniyetimizin simgesi, şehrimizin süsü” dedi.

    2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında oluşturdukları hatıra ormanı ile bu unvanı ölümsüzleştirmiş olacaklarını kaydeden Başkan Aktaş, sürece katkı sağlayan herkese teşekkür etti.

    Ağaç için projeler değişti

    Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç da konuşmasında İstanbul’da yaşanan asırlık çınarların kesilmesi olayına tepki gösterdi. O çınarlı yolda herkesin bir anısı olduğunu ifade eden Kılıç, “Ve o anıların artık ağaçların olmadığı ortamda tekrar yaşanamayacağını söylemek istiyorum. Bursa’da da pek çok projede, bir ağaca bile zarar vermemek için proje değişikliğine gidildi. Bursa’da bu bakış açısı ile davranmaya devam edeceğiz. 2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti için hatıra ormanı oluşturuyoruz. İnşallah bu fidanlar, yüzyıllar boyunca sizlerin ve bizlerin hatırası olacak” diye konuştu.

    Konuşmaların ardından Başkan Aktaş, AK Parti Milletvekili Kılıç ve protokol üyeleri, 2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti Hatıra Ormanı’nın ilk fidanlarını toprakla buluşturdu.

  • Bursa’da gençler, küresel iklim çağrısında bulundu

    Bursa’da gençler, küresel iklim çağrısında bulundu

    Bursa Nilüfer Kent Konseyi Gençlik Meclisi üyeleri, yaşanan iklim krizine kayıtsız kalmayarak çözüm önerilerine dikkat çekmek adına harekete geçti.

    Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Neslihan Binbaş’ın da katıldığı basın açıklamasında Gençlik Meclisi adına konuşan Sabriye Berna Görhan ve Kıvanç Gümen, şu ifadeleri kullandı:

    “Gençlik Meclisi gönüllüleri olarak tüm dünyadan arkadaşlarımızla beraber çıkarı değil insanlığı seç, diyoruz. Çünkü artık zamanımız gerçekten azaldı. Seçim yapmanın zamanı geçmek üzere. Bu seçimi yapmak karar vericileri neden bu kadar çok zorluyor farkındayız. Sebebi çok basit. Para. Ama şunu bilmiyorlar ki insanlığa ve doğaya verdikleri bu zararı parayla geri döndüremezler.”

    Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı imzalamasına rağmen, iklim krizi adına çözüm üretmek yerine zeytinliklere göz dikildiği belirtilen açıklamada şu sözlere yer verildi:

    “Nilüfer Çayı ve İznik Gölü’ndeki kirliliğe karşı neden gereken yapılmıyor. İznik Gölü’nü besleyen kaynaklardan tonlarca su çeken şirkete neden bir yaptırım uygulanamıyor. Su gelecektir, sahip çıkalım. Birçok köye maden şirketleri girip oradaki insanların hayatını, işlerini yani tarım alanlarını yok eden faaliyetlerde bulunuyor. Sonrasında hem artan maliyetleri hem de bu haksızlık karşısında çiftçiler işlerini bırakıyor. Kente göç etmek zorunda kalıyorlar.

    Kentteki insanları besleyen yuvalar yok ediliyor. Bunun sonucunda artık hiçbirimiz insanca yaşayamaz olduk. İşte bu yüzden aynı gemide değiliz. Karar vericiler ve kirletici şirket sahipleri hayatını lüks şekilde yaşayacak diye bizler sistemin en kör noktasına atılıyoruz. Bunun tek bir çözümü var. O da birlikte harekete geçmek! Biz gençler her şeyin farkındayız. Siyasilerin her gün kavga etmesinden sıkıldık. Biz gerçekten çözüm için çalışan, süslü cümleler kurup bizi kandırmaya çalışmayan ve ayrımcı dille konuşmayan siyasiler istiyoruz. Çıkarı değil insanlığı seç.”

    Açıklamaya destek veren gençler çeşitli sloganlar atarak yaşanan sürece karşı tepkilerini dile getirdi. Basın açıklamasının ardından “Nilüfer’de İklim Yılı ve gençler” paneli yapıldı. Panele katılan İklim ve Enerji Uzmanı Önder Algedik ile Nilüfer Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Zerrin Güleş, gençlere İklim Yılı hakkında bilgi verdi.

  • Osmangazi’de öğrenciler çevre için yarışacak

    Osmangazi’de öğrenciler çevre için yarışacak

    Atıklarının doğru yöntemle toplanması konusunda çeşitli projeleri hayata geçiren Osmangazi Belediyesi, geri dönüşüm konusunda anlamlı bir etkinliğe imza attı.

    Bursa Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle düzenledikleri ‘Okullar Yarışıyor Çevre Kazanıyor’ yarışmasıyla, öğrencilere kağıt-karton, plastik, elektronik ve metal atıkların ekonomiye kazandırılması için ayrı ayrı toplanmasının önemini vurgulamayı hedeflediklerini belirtti.

    Yarışma hakkında bilgiler veren Başkan Dündar, “Öğrencilerimiz, bu yıl da geri dönüşüme en fazla atık toplamak için ter dökecek. İlk ve ortaokulların yarışacağı etkinlikte, atıklar 31 Mayıs tarihine kadar teslim edilecek. Temizlik İşleri Müdürlüğü’müzün yaptığı değerlendirme sonunda ise 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde öğrencilerimize Sukaypark’ta görkemli bir şenlik düzenlenecek. Evlatlarımızın doyasıya eğleneceği program, ödül töreni ile sona erecek” diye konuştu.

  • ‘Dünya Su Günü’nde, Nilüfer Çayı’na dikkat çektiler

    ‘Dünya Su Günü’nde, Nilüfer Çayı’na dikkat çektiler

    Bursa Nilüfer Belediyesi ve Bursa Çevre Platformu, kirletilen Nilüfer Çayı’na dikkat çekmek için 22 Mart Dünya Su Günü’nde Tarihi Nilüfer Hatun Köprüsü’nde basın açıklaması düzenledi.

    Bursa Çevre Platformu adına açıklama yapan Prof. Dr. Ertuğrul Ersoy, “Bursa, temiz akan Nilüfer Çayı için sularına sahip çıkıyor, uyarıyor. Su; sürdürülebilir kalkınma, yoksulluk ve açlığın ortadan kaldırılması için kritik öneminin yanında, insani gelişme, sağlıklı ve huzurlu bir yaşam için olduğu kadar doğa ve tüm canlılar için vazgeçilmezdir. Güvenli su ve sanitasyona sınırlı erişim su kaynakları ve ekosistemler üzerine artan baskı, afetler, kuraklık, sel gibi mücadele alanları tüm canlıların yaşamında büyük öneme sahiptir. Su hizmetlerin de kamusal hizmet alanı olduğunu suyun bir rant aracı olarak satılmaması, kirletilmemesi, şişelenmemesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Su kar elde edici bir şey olmadığı gibi devletlerin savaş aracı da olmamalıdır. Su tüm canlıların hakkıdır. Nilüfer Çayı için bir an önce hareket geçilmesi gerekmektedir” dedi.

    “KRİTİK EŞİKTEYİZ”

    Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem de konuşmasında suyun önemine dikkat çekerek, “22 Mart tarihi Birleşmiş Milletler tarafından temiz ve güvenli suya erişememe konusuna ve bizi bekleyen küresel bir su krizine dikkat çekmek için ‘Dünya Su Günü’ ilan edilmiş bir gündür. Biz Nilüfer’de 2022 yılını ‘İklim Yılı’ ilan ederken iklim değişikliğine bağlı olarak bizi bekleyen küresel gıda krizi ve su krizine dikkat çekmek istedik. Dünyada küresel ısınmaya bağlı olarak su krizlerinin, kuraklığın, kıtlığın ve açlığın yaşanması kaçınılmaz görünüyor. Bu konuda gerçekten kritik bir eşikteyiz” diye konuştu.

    “SU SAVAŞLARINA TANIK OLACAĞIZ”

    Gelecekte en büyük silahın su ve gıda olacağını vurgulayan Erdem, “Ben her fırsatta ifade ediyorum, gelecekte ülkelerin en büyük silahı gıda ve su olacak. Belki de su savaşlarına tanık olacağız. Dünya nüfusu arttıkça tarım ve sanayi alanındaki su ihtiyacı da artıyor, kişi başına düşen su miktarı azalıyor. Biliyorsunuz su, tüm canlıların ve ekosistemlerin varlığı için vazgeçilmezdir. Ancak bizler var olan su kaynaklarımızı da doğru kullanamıyoruz. Yaşam kaynağımız olan su kaynaklarının kirletici faktörlerden korunmasını sağlayamıyoruz. Bunun en çarpıcı göstergesi Nilüfer Çayı’dır. Bugün Bursa bir sanayi kenti olmanın sancılarını yaşamaktadır. Sanayi alanları arttıkça endüstriyel atıklar da artmış ve bu suların arıtılmadan su kaynaklarına deşarjı sonucu Nilüfer Çayı giderek kirlenmiştir. Bu kirliliğe rağmen bu çay tarımsal üretimde sulama suyu olarak da kullanılmaktadır. Sonuç olarak sadece suyumuz değil, toprağımız ve gıdamız da kirlenmektedir. Çevreye karşı sorumsuz davranarak ekolojik dengeyi işte böyle kendi ellerimizle bozuyoruz. Şimdi temiz akan Nilüfer Çayı için görev zamanı diyerek, derhal önlem alınmasını istiyoruz. Dünya Su Günü’nde ‘Suyumuza sahip çıkalım geleceğimiz kurumasın’ diyoruz” ifadelerini kullandı.