Kategori: Çevre

  • Yanan ormanda ilk hayıtlar filizlendi

    Yanan ormanda ilk hayıtlar filizlendi

    Antalya’nın Manavgat ilçesinde 10 gün süren 50 bin hektardan fazla alanın zarar gördüğü orman yangını sonrası yanan alanlarda ilk filizlenen bitkiler Akdeniz’e özgü maki türü, mavi-mor renklerde çiçek açan ‘hayıt’ isimli bitkiler oldu.

    Türkiye’de en büyük orman yangın olarak kayıtlara geçen Manavgat yangını, toplamda 75 bin hektarda etkili oldu. Yerleşim yerleri ve tarım alanları haricinde 50 bin hektarı aşkın orman yok oldu. Bir taraftan yangından etkilenen yerleşim yerleri, diğer taraftan da bölgenin yeniden ağaçlandırılması için çalışmalar yürütülürken, ormanın doğal olarak kendini yenilemesiyle ilgili, bölgeden ilk sevindirici haber de geldi.

    Kuş ve doğa gözlemcisi Gökçe Coşkun, Manavgat’ta yanan ormanlarda incelemelerde bulundu. Coşkun, Beydiğin bölgesinde yanan alanlarda yeni filizlenmiş ‘hayıt’ isimli bitkileri görüntüledi. Ormanla birlikte bölgede makiliklerin de yandığını belirten Coşkun, “Maki bitkisi olan hayıt onlardan biri. Köklerinden yeniden yükselmeye başlamış. Mavi ve mor renklerde, aralıklarla beyaz da bulunan çiçekler açar ve oldukça güzel kokarlar. Yangın söndürüldükten sonraki bir haftalık süreçte yanan alanlarda ilk filizlenen hayıt çiçekleri oldu diyebiliriz” diye konuştu.

    SİNEK VE BÖCEK İSTİLASI

    Bölgedeki gözlemlerini de anlatan Coşkun, yangın çok geniş alanı etkilediği için habitat kayıplarının çok fazla olduğunu kaydetti. Yanan alanlarda sinek istilasının çok yoğun olduğunu ifade eden Coşkun, “Alana diğer böcekler de akın etmeye başlamış. Çekirge, karınca, yusufçuk gibi türlerden çokça gördüm. Orman içinde çokça yusufçukla karşılaştım. Yanmış dal ve ağaçlara konuyorlardı” dedi.

    KUŞLAR DA YANAN ALANDA

    Yanan alanlardaki kuşlarla ilgili de bilgi veren Coşkun, “Az sayıda kırlangıçlar uçuyor. Değişik bölgelerde 25 büyük baştankara saydım. Zeminde dolaşıp böcekleri yiyorlardı. Yanan ağaç dallarında ötleğenlere de denk geldim. Yangın sınırında alakarga ve alaca ağaçkakanlar dolaşıyordu. Yangının batı kısmı Beydiğin mevkisinde 6 kuzgun ve 1 şahin, diğer alanlarda ise 3 şahin ve 1 kerkenez gördüm. Yangın sonrası kaynaklarda belirtildiği gibi alanlara yırtıcı kuşlar akın edebiliyor. Şahin tam yanan kısımların üzerinde dolanıyor, ara ara dalışa geçiyordu. Kuzgunlar birçok yerde birden fazla leşe saldırıyordu” ifadelerini kullandı.

    AKARSULAR CAN ÇEKİŞİYOR

    Yer yer küçük bitki filizlerinin çıktığını da gözlemleyen Coşkun, şöyle konuştu:

    “Bunlara yangın sonrası toprağın ilk umutları diyebiliriz. Yangın belirli bölgelerde yüksek sıcaklıklara ulaştığı için ağaç iskeleti bile bırakmamış. Ancak bazı bölgelerde iğne yaprakları üzerinde bulunan yerler var. Kısmi ağaçsız bölgeler sayesinde ise orman içinde yangından etkilenmemiş alanlar kalmış. Genel anlamda beklediğimden daha az yaban hayvan yangından direkt etkilenmiş. Ancak bu yangının dolaylı etkileriyle birçok olumsuz sonuç ortaya çıkabilir. Bunlardan en önemlisi bölgede can çekişen küçük akarsulardaki suyun kirlenmesi. Akarsu diyorum ama ne yazık ki akan sulardan pek eser yok bölgede. Hepsi ıslah edilmiş veya kum, mermer ocağı tarafından yok edilmiş.”

    RESTORASYONU KUŞLAR YAPSIN

    Restorasyonu kuşların yapması önerisinde de bulunan Coşkun, “Yanmış ağaç ve çalıları yangından sonra kuşlar tünek olarak kullanır. Dışkılarıyla bu bölgelere tohum taşırlar. Bu şekilde yanmış bu bölgelerde tekrardan bitki örtüsü şekillenmeye başlar. Unutmayalım, ormana ve doğaya en iyi yapacağımız şey, onu kirletmemek. Başta çöpleri ve molozların bu alanlara atılmasına engel olmamız lazım. Yanan ormanlar kendini yeniler ama atılan pet şişeyi gidip çöpe atamaz” diye konuştu.

    ALAGEYİKLERE RASTLAMADI

    2020 yılında Beydiğin bölgesine salınan 15 erkek alageyikle ilgili, büyük bir alan olmasına rağmen, yürüyerek ve 2 saate yakın dronla tarama yaptığını anlatan Coşkun, “Herhangi bir alageyik leşine rastlamadım. Üzerlerinde verici olan bu alageyikler umarım güvendedir. İkinci olarak merak ettiğim tür ise Oymapınar bölgesinde yuvası olan balık baykuşu. Giriş kapalı olması ve yaşadığı yere ancak tekneyle gidileceğinden ulaşmam mümkün olmadı. Ancak alanın komple yanmış olması beni epey üzdü. Diğer üreme alanlarını ziyaret ettim, bir sıkıntı yok. Orman içinde en fazla yaşamını yitirmiş kaplumbağalar ve Eynif Ovası’na yakın yüksek kesimlerde bir sincapla karşılaştım. Ancak alan çok geniş olduğu için 12 saatlik taramam bile yeterli olmadı” dedi.

  • Plastik şişelerdeki tehlikeye dikkat

    Plastik şişelerdeki tehlikeye dikkat

    Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tunç Akkoç, plastik şişelerdeki tehlikeye dikkat çekti. Akkoç, trafikte satılan, araçlarda bırakılarak güneşe maruz kalan şişelerdeki suları tüketmenin sağlık açısından zararlı olduğunu kaydetti.

    Yaz aylarında plastik şişelerde satılan sular daha fazla tercih ediliyor. Gün içinde güneş ışınına maruz kalan bu şişeler defalarca kullanılabiliyor. Uzmanlar ise trafikte satılan, arabada bırakılarak güneşe maruz kalan bu suları tüketmenin sağlık açısından zararlı olduğu konusunda uyarıyor. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tunç Akkoç, pet şişenin içeriğinde bulunan kimyasala dikkat çekerek, “Plastik şişelere baktığımızda, kimyasal yapısı nedeniyle uzun süre dayanıklı yapılar tercih ediliyor. Bunların çözünürlükleri çok düşük, dolayısıyla doğada uzun süre kalabiliyorlar. Bu kimyasal maddeler zaman içerisinde, özellikle ışığa maruz kaldıklarında, suyun içerisinde daha çok çözünüyorlar. Bunun sonucunda; bunlar tüketildiği zaman, ciddi problemler yaratıyorlar. Bağışıklık sistemini uyararak yabancı madde olarak algılandıkları için sistem doğrudan yanıt veriyor bunlara. Yanıt dışında aynı zamanda toksik etkileri de var ve bu durum hücrelere zarar veriyor” diye konuştu.

    “DENİZ CANLILARINDAN DOLAYLI OLARAK İNSANLARA GEÇEBİLİYOR”

    Deniz canlılarının pet şişe atıklarından beslendiğini belirten Prof. Dr. Tunç Akkoç, “Doğaya baktığımızda; bu pet şişeler kullanıldığında ormanlarda bunların çözünürlükleri çok düşük olduğu için yine yüksek ısıyla beraber, o bölgede beslenen canlılar da bunlarla kontamine olabiliyorlar. Bunun sonucunda da bu hayvanların insanlar tarafından tüketilmesiyle birlikte insanlar da zarar görebiliyor. Onun dışında, deniz canlılarına bakalım mesela; göllerde ve denizlerde bulunan, yine atılmış pet şişeler yüksek ısıya maruz kaldıkları zaman bahsettiğimiz kimyasal maddeler suya geçiyor ve deniz canlıları bunlarla besleniyor bir şekilde. Dolaylı olarak insanlara da geçebiliyorlar. Bu bahsettiklerim damacana sular için de geçerli” uyarısında bulundu.

    “PET ŞİŞELERİN ÇOK HIZLI TÜKETİLMESİ GEREKİYOR”

    Suların güneş görmeyen bir ortamda saklanması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Tunç Akkoç, uyarılarını şu şekilde sürdürdü:

    “Bizim doğaya bıraktığımız pet şişeler ve diğer plastik yapılar doğada uzun süre kalsalar dahi yok olmuyorlar. İçindeki kimyasallar zaman içerisinde ısıyla çözündüklerinde toprağa karışabiliyor. Eğer orada bir kaynak varsa ve o kaynağa inerse tekrar o döngüyle karşılaşabiliyoruz. Bu nedenle pet şişelerin çok hızlı bir şekilde tüketilmesi gerekiyor. Özellikle bunları sağlayan yerlerin pet şişeleri sıcak yerde tutmaması ve hızlı şekilde tüketiciye ulaştırması gerekiyor. Stok sisteminde uzun süre kalan sular, yani pet şişeler bir şekilde sıcakla ve bulunan ortam ısısıyla birlikte o kimyasal maddeleri dışarıya doğru yayacaklar. Bazı suları içtiğimiz zaman acı bir tat gelir, işte acı tadın sebebi kimyasalın işin içine girmesidir.”

  • Denizi kirleten gemilere 51 milyon TL ceza

    Denizi kirleten gemilere 51 milyon TL ceza

    Mersin’de, 2019 yılının Nisan ayından bugüne kadar denizi kirlettiği tespit edilen 30 gemiye yönelik 51 milyon 926 bin 955 TL ceza kesildi.

    Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi, tekneyle yaptığı denetimlerde Mersin Limanı 15 No’lu rıhtımda yük boşaltan, Barbados bandıralı, 18 bin 17 grostonluk gemiden denize evsel nitelikli atık su bırakıldığını tespit etti. Ekipler, gemiye yönelik 1 milyon 490 bin TL ceza uyguladı. Ekipler, aldıkları numuneyi test için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın akredite ettiği laboratuvara gönderdi. Ceza ödenmeden veya teminat mektubu bırakılmadan gemi limandan ayrılamayacak.

    Büyükşehir Belediyesi, Nisan 2019’dan bu yana gerçekleştirilen denetimlerde denizi kirlettiği tespit edilen 30 gemiye yönelik toplam 51 milyon 926 bin 955 TL ceza kesildiğini de açıkladı.

     

  • Sis kalkınca ortaya çıktı! Taşköprü Yaylası çöplüğe döndü

    Sis kalkınca ortaya çıktı! Taşköprü Yaylası çöplüğe döndü

    Gümüşhane sınırlarında, yeşil doğası ve temiz havasıyla ilgi gören 2 bin 140 rakımlı Taşköprü Yaylası, gelişigüzel atılan moloz ve evsel atıklar nedeniyle çöplüğe dönüştü. Doğa tutkunlarının yanı sıra yayla halkı, bölgede düzenli çöp alımları yapılması önerisinde bulunup, yakındıkları kötü görüntü ve kokunun da ortadan kaldırılmasını istedi.

    Kent merkezine 50 kilometre uzaklıkta, deniz seviyesinden 2 bin 140 metre yükseklikte, çevredeki 105 yaylanın merkezi konumunda yer alan Taşköprü Yaylası, gelişi güzel atılan moloz, hayvan leşleri ve evsel atıklar nedeniyle çöp yığınları ile doldu. Doğal güzellikleri, tarihi kalıntıları, zengin flora ve faunası ile foto safari turizmi için önemli potansiyele sahip yaylada, belirlenecek tarihlerde düzenli çöp alımları yapılması isteniyor. Doğa tutkunlarının yanı sıra yayla halkının da yakındıkları kötü görüntü ve kokunun da ortadan kaldırılması için çözüm üretilmesi bekleniyor.

    ‘HER YER ÇÖPLÜĞE DÖNDÜ’

    Doğal güzelliklerin çöplerle kapandığını belirten yöre halkından Hüseyin Ural, “İnsanlar buraya turizm amaçlı gezmeye geliyorlar. Piknik yapıyorlar. Herkes çöpünü bir poşete bir çuvala koyuyor. Gelip buraya çöp konteyneri soruyorlar. Burada hiçbir yerde çöp konteyneri yok. İnsanlarda çıkıyor buradan doğaya elindeki çöpü bırakıp gidiyor. Her yer çöplüğe döndü. Birkaç yıl önce burada çöp bidonları vardı ama şimdi yok. Önüne gelen çöpünü doğaya atıyor. Sinekler oluşuyor, kötü bir koku geliyor sürekli burnumuza zaten doğada çöp yığınlarına rastlamak mümkün. Burada yeşillikler içerisinde güzel manzaralar görmemiz gerekirken beyaz beyaz çöpler görüyoruz. Çiçek zannediyoruz ama meğer dağlardaki genellikle poşetler oluyor. Yazık günah” diye konuştu.

    ‘ÇÖPLERİMİZİ MERKEZE TAŞIYORUZ’

    Yaylada çöp alımı yapılmadığını belirten Hasan Turhal, “Yaylada çöp yığını haline dönüştü birçok yer. Buradan yetkililer gelip çöp almadıkları için insanlar çöplerini dağlarda belli yerlere bırakıyor. Çöp atacak yer yok. Kimi insanlar da çöplerini çuvallara doldurup merkezdeki çöp konteynırlarına atıyor ama herkesin arabası olmadığı için çoğu insan doğaya bırakıyor” dedi.

    ‘SİS KALKINCA ÇÖPLER ORTAYA ÇIKIYOR’

    Selahattin Mazlum ise “Burada büyük bir çöp sorunu var. Burada yaylada belirlenen bir yer var. Yasal değil ama insanlar çöplerini oraya atıyor. Kendi evimizin çöpünü genellikle çuvallarla merkeze taşıyoruz. Burası turizm alanı. Dağlardan sis kalktığı zaman atılan çöpler ortaya çıkıyor. Bu güzel ve eşsiz manzaraya bu görüntüler yakışmıyor. Buraya yetkililer gelip çöp almıyorlar” diye konuştu.

  • Marmari̇steki̇ 2 Bi̇n Yıllık Ağacın Yaraları Sarıldı

    Marmari̇steki̇ 2 Bi̇n Yıllık Ağacın Yaraları Sarıldı

    Marmaris’te yaklaşık 2 bin yıldır ayakta duran ağaç tarihe meydan okuyor. Ağacın yaşam süresini uzatmak için ise katran ve bitkisel karışımlarla pansuman yapılıyor. Yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan ağaç havadan görüntülendi.

    Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı Bayır Mahallesi sınırları içerisinde bulunan 2 bin yıllık tarihi ağaç geçen onca yıla rağmen halen ayakta durarak tarihe meydan okuyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından görünümüyle kendine hayran bırakan ağaca katran ve bitkisel karışımla pansuman yapıldı. Asırlık ağaca yapılan pansumanın yanı sıra uzayan dalları da kesilerek bakımı gerçekleştirildi. Anıtlar Kurulu tarafından ‘anıt ağaç’ olarak tescillenen ve mahallenin simgesi haline gelen ağaç yerli ve yabancı turistlerin ise ilgi odağı haline gelirken, bakımları tamamlanan asırlık ağaç havadan görüntülendi.

    “Turistler ağaca ilgi gösteriyor”

    Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ekiplerinin ağaçla ilgilendiğini ifade eden Hasan Vural, “Bu ağaç için 2 bin yaşında olduğunu söylüyorlar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan gelen ekipler ağacı budadılar, çürük yerlerini kestiler. Katran sürerek pansuman yaptılar. Burası turizm noktası. Gelen turistler de ağaca oldukça fazla ilgi gösteriyorlar” dedi.

    Çevre sakinlerinden Esma Alper ise, “Küçüklüğümden bu yana bildiğim bir ağaç. Bizim bildiğimiz kadarıyla 2 binli yaşlarda. Yetkililer buraya gelerek ağaca bakım yaptılar, katran sürdüler. Çok güzel oldu. Ellerine sağlık. Katran ağacın yaralarını sarıyor” diye konuştu.

  • Kedi̇, Köpek Ve Geli̇nci̇kleri̇n Ki̇mli̇klendi̇ri̇lmesi̇ İşlemi̇ Başladı

    Kedi̇, Köpek Ve Geli̇nci̇kleri̇n Ki̇mli̇klendi̇ri̇lmesi̇ İşlemi̇ Başladı

    Türkiye’de kedi, köpek ve gelinciklerin kimliklendirilmesi işlemi başladı.

    “Kedi, Köpek ve Gelinciklerin Kimliklendirilmesi ve Kayıt Altına Alınmasına Dair Yönetmelik” 26 Şubat 2018 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmıştı. Yönetmelik kapsamında sahipli köpekler 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren, sahipli kedi ve gelincikler ise 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren kimliklendirilerek kayıt altına alınmaya başlandı.

    İlk mikroçip uygulaması gerçekleştirildi

    11 Ağustos Çarşamba günü Samsun Tarım ve Orman İl Müdürü İbrahim Sağlam ve Hayvan Sağlığı ve Yetiştiriciliği Şube Müdürü Rukiye Pınar eşliğinde Şube Müdürlüğü teknik elemanı tarafından ilk mikroçip uygulaması gerçekleştirildi. İbrahim Sağlam konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Resmi Gazete’de yayınlanan karar gereği, 31 Aralık 2021 tarihine kadar her yaştan sahipli köpeklere mikroçip uygulanarak, yönetmelikte belirtilen tanımlama süresine bakılmaksızın kayıt işlemleri yapılarak kimliklendirileceklerdir. Sahipsiz kedi, köpek ve gelinciklerin kimliklendirilmesi işlemleri Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilecektir. Kimliklendirme işlemleri il/ ilçe tarım ve orman müdürlükleri ve ilimizde serbest veteriner hekimlik hizmeti veren veteriner hekimler tarafından yürütülecektir” dedi.

    Cezai yaptırım

    “Köpek sahiplerinin 01 Ocak 2022 tarihine kadar köpeklerini kimliklendirmesi zorunlu olup, cezai yaptırıma uğramamak için bu tarihe kadar il/ ilçe tarım ve orman müdürlükleri veya serbest veteriner hekimlere başvurmaları gerekmektedir” diyen Sağlam şunları söyledi:

    “Kedi, köpek ve gelinciklerin hareketlerinin takibi, başta kuduz hastalığı olmak üzere hayvan hastalıklarıyla daha etkin mücadele etmek amacıyla bu hayvanların kimliklendirilerek elektronik ortamda kayıt altına alınması amaçlanmaktadır. Resmi veteriner hekim tarafından hayvan için yeni pasaport düzenlenecek ve veri tabanına kaydedilecektir. Kayıtlı ev hayvanlarının ölümü ya da kaybolması halinde en geç 60 gün içinde ev hayvanı sahibi, durumu il veya ilçe müdürlüğüne bildirecektir. Kedi, köpek ve gelinciklere derialtı mikroçip uygulanacak ve el terminali aracılığıyla okunabilecektir. Kuduz aşısı başta olmak üzere hayvanın geçmişine ait tüm hastalıkları kayıt altına alınacaktır.”

  • Tavşanlıda Göletlere 80 Bi̇n Yavru Sazan  Balığı Bırakıldı

    Tavşanlıda Göletlere 80 Bi̇n Yavru Sazan Balığı Bırakıldı

    Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından başlatılan “su kaynaklarının balıklandırılması projesi” kapsamında 8 gölet içerisine toplam 80 bin pullu sazan balığı yavrusu bırakıldı.

    Tavşanlı İlçe Tarım Müdürü Özkan Parlak, amaçlarının su kaynaklarındaki balık popülasyonunun korunması olduğunu söyleyerek, “Bu kapsamda; ilçemizdeki Şenlik, Kayı, Kuruçay, Karacakaş, Ayvalı, Köprücek, Uluçam ve Doğanlar göletlerine 80 bin adet pullu sazan balığı yavrusu saldık. Karacakaş Göleti’nde düzenlediğimiz salım töreninde Kaymakamımız Erdoğan Kanyılmaz ile Belediye Başkanımız Mustafa Güler de bizleri yalnız bırakmadı. Kendilerine ve tüm katılımcılara teşekkür ediyorum” dedi.

    Karacakaş’taki balık salım törenine Tavşanlı Kaymakam Erdoğan Kanyılmaz, Kuruçay Belediye Başkanı Erhan Demiray, İlçe Tarım Müdürü Özkan Parlak, İl Encümen Üyeleri Ahmet Yüksel, Mustafa Altınbay, Karacakaş Köyü Muhtarı Mustafa Kayabaşı ve vatandaşlar katıldı.

  • Bi̇lsem, Müsi̇laj Temi̇zleme Ci̇hazı Geli̇şti̇rdi̇

    Bi̇lsem, Müsi̇laj Temi̇zleme Ci̇hazı Geli̇şti̇rdi̇

    Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde Şahinde Hayrettin Yavuz Bilim Sanat Merkezi Biyoloji ARGE grubu öğrencileri, deniz yüzeyi ve dip temizliği yapabilen doğaya sıfır atık özelliğinde “Müsilaj Temizleme Cihazı” geliştirdi.

    Kdz. Ereğli Şahinde Hayrettin Yavuz Bilim Sanat Merkezi Biyoloji ARGE grubu öğrencileri, öğretmenleri Yalçın Arslan önderliğinde denizleri istila eden müsilaj ile mücadele edebilecek dip ve yüzey temizliğini gerçekleştirebilen deniz canlılarının yuva ve yumurtalarına zarar vermeyen, adhezyon ve kohezyon kuvvetleri sonucu yukarı yönlü akış özelliğine sahip, yenilenebilir enerji sayesinde sürekli çalışarak deniz yüzeyi ve dip temizliği yapabilen doğaya sıfır atık özelliğinde “Müsilaj Temizleme Cihazı” geliştirdi.

    Yapılan cihazın kıyıda ve denizde dört farklı versiyonu, yine aynı grup tarafından tasarlanıp patent başvurularının gerçekleştirildiğini dile getiren Kurum Müdürü Serkan Çakır, müsilaj cihazının prototipinin okul bünyesinde tamamlanarak suya indirildiğini ve yapılan ön çalışmalar ile denizin dip ve yüzeyindeki birçok atığın toplanarak cihaz üzerinde bulunan çöp süzgecinde depolandığını belirtti.

    Cihazın çalışması için gerekli enerjinin fosil yakıtlar kullanmadan sağlanması (Güneş Paneli, dalga ve rüzgâr türbin), doğaya herhangi bir atık bırakmaması, dip canlılarına zarar vermeden atıkların emilerek temizlenmesi (Adhezyon ve Kohezyon kuvvetleri) gibi birçok artılarının olduğu kaydedildi.

    Cihaz ile ilgili bilgiler veren Biyoloji Öğretmeni Yalçın Arslan açıklamasında, “Cihazın orijinal boyutu 10×10 metre olarak tasarlanmış olup aynı zamanda balıkçı platformu olarak dizayn edilmişti. Cihazın petrol platformlarındaki mantık üzerinden suyun yüzeyinde sabit ve dalgadan etkilenmeyen bir yapı olmasından dolayı üzerinde olta balıkçılığının da yapılabileceği ve aynı zamanda kurulduğu bölgede trol balıkçılığının engelleneceğini ve bu sayede deniz altı ekosisteminin gelişip canlanmasına da fayda sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.

  • Pursaklarda Çevre Temi̇zli̇ği̇ne Büyük Önem

    Pursaklarda Çevre Temi̇zli̇ği̇ne Büyük Önem

    Pursaklar Belediyesi, daha temiz sokaklar için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Cadde, sokak ve kaldırımlar detaylı biçimde yıkanıyor.

    Pursaklar Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri, vatandaşların sağlığı ve çevre temizliği kapsamında, gün içinde yoğunluk olduğu alanlar başta olmak üzere ilçe genelindeki yolları ve kaldırımları, detaylıca temizleyip, köpüklü suyla yıkıyor. Belediye ekipleri mesai mefhumu gözetmeksizin, temizlik ve dezenfeksiyon çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. Kirlenen yol ve kaldırımları yıkayan ekipler, basınçlı su ile ilçe sakinlerine daha temiz ve sağlıklı bir ortam sunabilmek için büyük çaba sarf ediyor.

    ‘‘Bizim için önemli olan hemşehrilerimizin sağlığıdır’’

    Yaz ayları boyunca ilçenin cadde ve sokaklarında yol ve kaldırım yıkama çalışmalarına devam edeceklerini belirten Pursaklar Belediye Başkanı Ertuğrul Çetin, ‘‘Belediye olarak gerçekleştirmiş olduğumuz temizlik çalışmalarıyla ilçemizi daha yaşanılabilir, daha temiz ve daha nezih bir yer haline getirme çalışmalarımız artarak devam ediyoruz. Cadde ve sokaklarımız belirlenen plan ve program dâhilinde sürekli temizleniyor. Bizim için önemli olan hemşehrilerimizin sağlığıdır. Biz onların sağlığını korumak adına üzerimize düşeni yapıyor ve yapmaya devam edeceğiz. İlçe temizliği için gecesini gündüzüne katan, canla başla çalışan mesai arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum” dedi.

  • Müftü Deresi̇ Bi̇si̇klet Ve Yürüyüş Yolu Yeni̇lendi̇

    Müftü Deresi̇ Bi̇si̇klet Ve Yürüyüş Yolu Yeni̇lendi̇

    Akdeniz Belediyesi; Müftü Deresi doğu kıyısında yer alan, Turgut Reis ile Hamidiye mahalleleri sınırları arasında bulunan bisiklet ve yürüyüş yolunda yenileme ve düzenleme çalışması gerçekleştirdi.

    Mersin7in merkez ilçe Akdeniz Belediye Başkanı Muhammet Mustafa Gültak’ın talimatıyla harekete geçen Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri, Müftü Deresi doğu kıyısında yer alan bisiklet ve yürüyüş yolu üzerinde kapsamlı yenileme ve düzenleme çalışması yaptı. Ekipler, civarda yaşayan vatandaşların uğrak yerlerinden biri olan bölgedeki oturma banklarını, zarar gören kilitli parke taşları ve bordürleri yeniledi. Ayrıca, alandaki aydınlatma direkleri ve çöp kovaları da yenilenirken, toprak tesviyesi yapılıp yeni çim ekilen bisiklet ve yürüyüş yolu üzerinde engelli rampası da hazırlandı. Yenilemenin ardından Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü ekipleri de alanda temizlik ve bakım çalışması yaptı.

    “Akdeniz’in tüm yeşil alanlarında yenileme çalışması başlattık”

    Akdeniz Belediye Başkanı Gültak, yaptığı açıklamada, ilçede yer alan tüm park ve yeşil alanlarda yenileme çalışmalarının aralıksız sürdüğünü ifade etti. Gültak, “Her gün yüzlerce insanımızın gezmek, dinlenmek, spor yapmak ve bisiklet sürmek amacıyla kullandığı bu yeşil alan varlığımızı hak ettiği şekilde yenileyip yeniden hizmete açtık. Amacımız daha yeşil bir Akdeniz’e kavuşmak; yeşil alan varlığımızı arttırmak ve mevcut alanları da korumak. Akdeniz’de bulunan bütün park ve yeşil alanlarımızda yenileme çalışmalarımız kesintisiz şekilde sürecek” dedi.