Kategori: Çevre

  • 2020’de en fazla kuş türü, Antalya’da gözlendi

    2020’de en fazla kuş türü, Antalya’da gözlendi

    Kuş gözlemcileri tarafından dünyanın en yaygın kullanılan uluslararası kuş gözlem platformu eBird üzerinde yer alan kayıtlara göre, 2020 yılında Türkiye’de en fazla kuş Antalya’da gözlendi. Antalya’da bir yıl içerisinde 289 kuş türü kayıt altına alındı.

    Kuş gözlem platformu eBird kayıtlarında, Türkiye genelinde illere göre yapılan kuş gözlem sayıları ve kuş gözlemi yapan isimler belli oldu. Kayıtlara göre, 2020 yılında Türkiye’de en fazla kuş türü Antalya’da gözlendi. Bir yıl içinde toplam 289 kuş türünün kayıt altına alındığı Antalya’yı, 280 türün kayıt altına alındığı İstanbul izlerken, üçüncü sırada 270 kuş türüyle Ankara yer aldı. İlk 10 il sıralamasında 269 türle Bursa, 265 türle Çanakkale, 244 türle Kars, 242 türle Kayseri, 241 türle Mersin, 238 türle Hatay, 231 türle Muğla yer aldı.

    TÜM ZAMANLARIN LİDERİ MERSİN

    Tüm zamanların kayıt altına alındığı tür sıralamasında ise Mersin 349 türle birinci, Hatay 346 türle ikinci, İstanbul 341 türle üçüncü sırada. Diğer iller Adana 336, Antalya 331, Kayseri 325, Ankara 323, Bursa, Konya ve Muğla 322’şer, Samsun 318, İzmir 314 tür olarak sıralandı.

    KUŞ GÖZLEMİNDE ÜÇÜNCÜ

    Antalya’da 10 yıldır kuş gözlemciliği yapan ve 2020 yılında Antalya’da kuş gözlemi yapan isimler sıralamasında üçüncü olan veteriner hekim Gökçe Coşkun, “Geçen yıl Antalya’da 289 kuş türü kayıt altına alındı. Antalya kuş gözlem ailesi olarak büyük mutluluk içindeyiz. Tüm yıllara baktığımızda Antalya, eBird Türkiye listesinde 331 tür ile beşinci sırada yer alıyor” dedi.

    EN ÖNEMLİ KAYIT AKÇAYLAK

    Özellikle ilkbahar göçünde birçok kuş türünün ilk konaklama veya yaşam alanı olarak Antalya’yı seçtiğini belirten Coşkun, 2020’deki gözlemlerde Antalya için ender görülen veya ilk defa kaydı yapılan türler arasında tepeli patka, duvar tırmaşık kuşları olduğunu kaydetti. Coşkun, Antalya için 2020’deki en önemli kaydın ise akçaylak kuşu olduğunu belirterek, “İlk olarak Özcan Kılıç tarafından Boğazkent’te görüntülendi. Antalya için çok önemli bir kayıttı” diye konuştu.

    HANGİ TÜRLER GÖZLENDİ

    Coşkun, sulak alanlarda çokça İzmir yalı çapkını, çıkrıkçın ördekleri, çamurcun ördekleri, kıl kuyruk ve suna, Akseki ve Feslikan Yaylası gibi yüksek yayla kesimlerinde kar serçeleri, kara isketeler ve gökardıç kuşlarının kayıt altına alındığını kaydetti. Coşkun, Antalya’nın kıyı kesimlerinin çöl iklimini andırdığı için de ilkbahar döneminde çöl kuyruk kakanı ve ender rastlanan çöl koşarı kuşlarının Manavgat sahilinde gözlendiğini dile getirdi.

    KUŞLARIN PEŞİNDE

    2020’de pandemi günlerini unutturan ve moral veren zamanlar geçirdiklerini kaydeden Coşkun, “Doğaya olan sevgimizin yanında ona saygımızı da koruduk. Son iki yılda Antalya’da artan kuş gözlemci sayısı ve deneyimli arkadaşlarımızın desteği bu liderliği almamızı sağladı. Herkese teşekkürler. Kimi zaman deniz kıyısında kum kuşlarını gözlemledik, kimi zaman çayırlıklarda ötücülerin peşindeydik, kimi zaman da Toroslar’da kar serçelerinin peşine düştük” diye konuştu.

    YAŞAM ALANLARI YOK OLUYOR

    Kuşların ve diğer yaban hayvanlarının yaşam alanlarının yok oluşunu zaman içinde görmekten de büyük üzüntü duyduklarına dikkat çeken Coşkun, “Kuruyan akarsular, yok olan sahiller, yanan ormanlar, çöplüğe dönen çayırlıklar. Doğaya değerin artması için onun farkına varan insanların da artması gerekiyor. Çünkü bilmediğimiz bir şeyi korumak mümkün değil. 2021’de daha çok doğaseverle daha fazla kuş gözlemlemeyi umut ediyoruz. Yakında çıkacak Antalya Kuş Gözlem kitabımızın da bu farkındalığı artıracağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

  • Elektrik akımıyla balıkları katlettiler

    Elektrik akımıyla balıkları katlettiler

    Tunceli’deki Pülümür Çayı’na kimliği belirsiz kişilerce yüksek gerilim hattından elektrik verildi. Çok sayıda balığın ölümüne neden olan olaya köy halkı “Bunu yapan insan olamaz” diyerek tepki gösterdi.

    Tunceli’de kimliği belirsiz kişilerce yüksek gerilim hattından çekilerek, Pülümür Çayı’na verilen elektrik nedeniyle yüzlerce balık telef oldu.

    Pülümür ilçesine 40 kilometre uzaklıkta bulunan Kırmızıköprü köyü yakınlarında kimliği belirsiz kişilerce, balık avlamak amacıyla yüksek gerilim hattından elektrik çekilerek Pülümür Çayı’na verildi.

    Aralarında kırmızı benekli alabalık da olan yüzlerce balık telef oldu. Olayı fark eden köy sakinleri duruma tepki göstererek, suya elektriği verenlerin yakalanarak cezalandırılmasını istedi.

    Yüzlerce balığın telef olduğunu belirten köy halkından Ümit Bayram, “Doğamızdan ne istiyorlar anlamıyorum. Kendini bilmez insanlar suya elektrik vermişler. Bunu yapanlar insan değildir. Buraya biri gübre, biri çöp döküyor, biri de elektrik veriyor. İnsanın elini vicdanına koyması lazım. Baksanıza balıkların derisi yanıp gitmiş. Balığı bir iki tane tutar yersin ama bu neyin nesidir? Bu balığın neslini tüketeceksiniz. İki senedir bu durum yaşanıyor. Bu sene de iki kere yaşandı. Bizim gördüğümüz yerde bu kadar balık var. Su da akıntı olduğu için ölü balıklar 7 kilometreye kadar aşağıya gidiyor” dedi.

  • Bursa’da çevre katliamına 5,8 milyon TL ceza

    Bursa’da çevre katliamına 5,8 milyon TL ceza

    Hafriyat ve inşaat atığı taşıyan bine yakın kamyonu uydu araç takip sistemine uyumlu, damper hareketlerine duyarlı GPS cihazı ile takip altına alan Bursa Büyükşehir Belediyesi, 2020 yılında atıkları kaçak olarak doğal ortama bırakan kişi ve firmalara toplam 5 milyon 873 bin 214 TL idari para cezası uygulandı.

    Bursa’nın daha sağlıklı ve yaşanılabilir bir kent olması için çevre yatırımlarına ağırlık veren, su, kanalizasyon, yağmur suyu hatları ve dere ıslah çalışmalarının yanında büyük ölçekli yeni yeşil alanları kente kazandıran Büyükşehir Belediyesi, diğer taraftan doğayı kirletici unsurlara karşı da yoğun bir mücadele veriyor.

    Özellikle dere kenarları ve verimli tarım alanlarına kaçak olarak dökülen hafriyatların önüne geçmek için Büyükşehir Belediyesi’nce il genelinde 28 adet hafriyat depolama sahası oluşturuldu.

    Hafriyat atıklarını kontrollü döküm sahalarına getirenlerden 2020 yılında ton başına 5,50 TL ücret alınırken, bu kadar az parayı ödememek için kaçak dökümle çevre katliamına yol açanlar da hem havadan hem de karadan takip altına alındı.

    UKOME kararıyla hafriyat taşıyan araçlara, uydu araç takip sistemine uyumlu, damper hareketlerine duyarlı GPS cihazı taktırılması zorunluluğu getirilirken, bugüne kadar bine yakın kamyon GPS’le takibe alındı.

    2020 yılında gerek uydu takibi gerekse saha denetimlerinde kaçak olarak hafriyat dökümü yaptığı tespit edilen 17 şahıs ve 13 firmaya toplam 5 milyon 873 bin 214 TL idari para cezası uygulandı.

    Çevre hassasiyeti

    Daha yeşil, daha yaşanabilir Bursa için her bireyin üzerine düşen sorumluluklar olduğunu ifade eden Başkan Aktaş, “Vatandaşlar olarak, sanayiciler olarak, bu şehirde yaşayan her bir birey olarak hepimizin bu konuda yükümlülükleri var. Jandarma ile işbirliği içerisinde havadan ve karadan denetimler yapıyoruz. Bu noktada kimsenin mağdur olmaması için çok küçük bedellerle bu işi halletmek varken, sırf ‘bedava yapayım’ diye hem çevreye zarar verildiğini hem de çok ağır cezai müeyyidelerin olduğunu hatırlatmak istiyorum. Kaçak döküm yapan şirketlere 265 bin 497 TL ve kişilere ise 88 bin 499 TL bu işin cezası var. 2020 yılında biz 5 milyon 873 bin 214 TL idari para cezası uyguladık. Günde ortalama 250-300 kamyon kontrollü sahalarımıza gelip, 7 bin ton civarında atık bırakıyor. Eğer buralara izinli döküm yaparsanız tonu 5,5 TL. Böyle küçük bedellerle bu işi halletmek varken, çok yüksek bedellerle ceza ödemenin hem insani hem de mali olarak ciddi sıkıntıları var. Şehir hepimizin, şehrin yeşilliği, güzelliği, yaşanabilirliği hepimizin ortak çalışmasıyla oluşacak. Bu vesileyle tüm hemşehrilerimizi daha dikkatli olmaya davet ediyorum” diye konuştu.

    Bu arada Çevre Kanunu’na göre belirlenen ceza miktarları 2021 yılından itibaren yeniden güncellenecek. Buna göre 2021 yılı döküm ücreti ton başına 6,5 TL olarak güncellenirken, yılbaşından itibaren kaçak döküm yapan kişilere 96.561 TL, firmalara ise 289 bin 683 TL para cezası uygulanacak.

  • Sümela Manastırı teleferik projesi tamamlandı

    Sümela Manastırı teleferik projesi tamamlandı

    Türkiye’nin önemli tarihi ve turistik mekanlarından Sümela Manastırı’nda inşa edilmesi planlanan teleferik projesi hazırlandı. 2 yılda tamamlanması planlanan 150 milyon TL’ye mal olacak proje yap-işlet-devret modeli işletilecek.

    Türkiye’nin önemli tarihi, turistik ve inanç mekanlarından olan, yerli ve yabancı binlerce turistin ziyaret ettiği Trabzon’un Maçka ilçesinde Karadağ eteklerindeki tarihi Sümela Manastırı’nda, 2015 yılında başlatılan restorasyon çalışmalarında sona gelindi. Manastırda, kaya ve buz kütlelerinin düşerek olumsuzluğa yol açmaması için endüstriyel dağcılardan oluşan özel ekiple sürdürülen ‘yamaç ıslah çalışması’ tamamlandı. Ekipler, 3 aşamada yürütülen çalışmalarda yaklaşık 80 bin metrekare alanda kaya temizliği gerçekleştirdi. Çalışmalarla, alanda 4 bin ton kaya temizliği yapıldı.

    TELEFERİK PROJESİ İHALEYE ÇIKIYOR

    Seyir terası yapılarak ziyaretçilerin farklı açıdan görebildiği manastırda, teleferik projesi için de proje hazırlandı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi yaklaşık 2,5 kilometre uzunluğunda olacak teleferik hattı yap, işlet, devret modeli ile hayata geçirecek. Projede 40 kişilik vagonların olacağı teleferik hattı kurulacak. 2 istasyondan oluşacak proje ise 150 milyon liraya mal olacak.

    ‘YATIRIMCI ARANIYOR’

    Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, projeyle ilgilenen birkaç yatırımcı olduğunu belirterek, “Sümela Manastırı için uzun bir süredir projesiyle uğraştığımız teleferik projesini tamamladık. Yaklaşık 150 milyon liralık bir yatırım olacak. 2 duraklı bir teleferik ön görülüyor. Birinci durak Altındere Vadisi’nin çok güzel bir noktasında yer alacak. Teleferiğe binenler Altındere Vadisi’nin çam ormanları üzerinden muhteşem bir manzarayla birinci durağa gidecekler. Seyir teraslarının bulunduğu ve birkaç saat geçirilecek bir alana gelecekler. İkinci bir durak olarak Sümela Manastırı’na oldukça yakın bir noktaya teleferik geliyor. Oradan da Sümela ziyaretleri gerçekleşecek. Projeyi tamamladık. Şu anda yatırımcı arıyoruz. Projeyle ilgilenen birkaç tane yatırımcı var. İnşallah ihaleye çıktığımızda yap işlet devret modeliyle 2 yılda tamamlandığında Sümela’nın cazibesine cazibe katacak yatırımı hayata geçirmiş olacağız. Büyükşehir Belediyesi olarak Sümela’ya varmadan son noktada sosyal tesisler yapıyoruz. Lokantalar, yöresel alışveriş yapılabilecek kaliteli mekânlar yapıyoruz. Sümela’yı arzu ediyoruz ki bu çalışmalarımızı tamamladıktan Kültür Bakanlığımız teklif etsin ve dünya geçici miras listesinden kalıcı listeye aktarabilelim. Biz bunun için mücadele veriyoruz” dedi.

    SÜMELA MANASTIRI

    Maçka’da Karadağ’ın Altındere Vadisi’ne bakan eteğinde, yaklaşık 300 metre yükseklikteki ormanlık alanda kayaların oyulmasıyla yapılan Sümela Manastırı, halk arasında ‘Meryem Ana’ adıyla da biliniyor. Hakkında çeşitli rivayetler de bulunan ve kuruluşu bilimsel verilere göre 13’üncü yüzyıla uzanan tarihi manastırda, hizmet birimleri, misafirhane, mutfak ve ayazmanın dışında toplam 72 oda bulunuyor. 88 yıl aranın ardından, manastırda 2010 yılında binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen ayini, Fener Rum Patriği Dimitri Bartholomeos yönetmişti.

  • Resmi Gazete yayımlandı! Türkiye Çevre Ajansı kuruldu

    Resmi Gazete yayımlandı! Türkiye Çevre Ajansı kuruldu

    Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca uygulamaya geçirilen Sıfır Atık Projesi çalışmalarının daha ileriye taşınması, içecek ambalajlarının etkin bir şekilde toplanmasını hedefleyen ve Bakanlığa bağlı olarak görev yapacak Türkiye Çevre Ajansı kuruldu.

    Bu kapsamda, Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, bugünkü Resmi Gazete’de yayımlandı.

    Buna göre Ajans, Bakanlıkça belirlenen çevre strateji ve politikaları doğrultusunda, depozito yönetim sistemini kurma, kurdurma, işletme veya işlettirme, ilgili tarafların depozito yönetim sistemine dahil olmasını sağlama ve bunların yükümlülüklerini belirleme ile Bakanlıkça belirlenen depozito bedeli, ücret ve teminatları alma ve iade etme faaliyetlerini yürütecek.

    Bakanlıkça depozito uygulamasına zorunlu olarak tabi tutulan ürünlere yönelik depozito yönetim sistemi altyapısının oluşturulmasına, uygulanmasına, izlenmesine yönelik izin ve onay işlemleri dahil gerekli idari düzenlemeleri ve tedbirleri uygulayacak ve gerekli kontrolleri yapacak.

    Çevrenin iyileştirilmesine yönelik faaliyetlerde bulunacak Ajans, sıfır atık yönetim sisteminin kurulmasına ve uygulanmasına katkı sağlayacak.

    Geri kazanılabilir ürünlerin kullanımları sonrası ülke ekonomisine kazandırılmasına ve geri kazanılabilir atıkların yönetimine ilişkin faaliyetlere katkı sağlayacak.

    Türkiye Çevre Ajansı, kamuoyunda duyarlılık ve farkındalık oluşturmak amacıyla görsel, işitsel ve yazılı yayınlar hazırlama, yayımlama, basın ve yayın organları ile iş birliği yapma ve kampanya, yarışma, tanıtım gibi faaliyetlerde bulunacak.

    Eğitim ve sertifika programları düzenleme, bilimsel çalışmalar yapma, dokümantasyon, araştırma ve uygulama merkezleri ile laboratuvar ve müze kurma gibi faaliyetleri de yürütecek ajans, yurt içinde veya yurt dışında yerel yönetimler, ulusal veya uluslararası kurum veya kuruluşlar, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve gerçek veya tüzel kişilerle iş birliği yapma, ortak projeler geliştirme ve faaliyetlerde bulunma, uygun görülmesi halinde belediyelere, il özel idarelerine, eğitim kurumlarına ve diğer kurum ve kuruluşlara mali ve teknik destek sağlama faaliyetlerini yürütecek.

    Bazı kanunlarda değişiklik yapıldı

    Çevreyle ilgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Düzenlemeler de bugünkü Resmi Gazete’de yayımlandı.

    Buna göre Çevre Kanunu’na, şu cümleler eklendi:

    “Atık üreticileri, atıklarının yönetimini atık yönetim sorumlusu olarak yetki verilmiş firmalar aracılığıyla da yerine getirebilir. Ancak, Bakanlıkça nitelikleri belirlenen atık üreticilerinin atıklarının yönetimini atık yönetim sorumlusu firmalar aracılığıyla yerine getirmeleri zorunludur. Atık üreticilerinin sorumlulukları ile atık yönetim sorumlusu firmaların yetkilendirilmesine ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Atıkların üretiminin ve zararlarının önlenmesi veya azaltılması ile atıkların geri kazanılması ve geri kazanılabilen atıkların kaynağında ayrı toplanması esastır. Sıfır atık yönetim sistemini kurarak belge alanlar, türlerine göre kaynağında ayrı biriktirdikleri atıklarını, Bakanlıktan çevre lisansı almış atık işleme tesislerine geri kazanımı sağlanmak üzere verebilirler.

    Atık yönetim planlarının hazırlanmasına ve sıfır atık yönetim sistemine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir ve bu çerçevede sıfır atık yönetim sisteminin kurulması ve işletilmesi zorunludur. Atıkların, doğal kaynak ve hammadde kullanımının azaltılması ve geri kazanımın artırılması amacıyla kullanılması esastır. Atıkların veya atıklardan elde edilen geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımına yönelik düzenlemeler ile zorunlu kullanıma ilişkin esaslar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir. Geri kazanım imkanı olmayan atıklar, yönetmeliklerle belirlenen uygun yöntemlerle bertaraf edilir. Lisans almakla yükümlü gerçek ve/veya tüzel kişiler ile atık yönetim sorumlusu firmalardan alınacak teminatlar için yönetiminden sorumlu oldukları atıkların türü, miktarı ve bertaraf maliyeti temel alınır ve bu teminatlara ilişkin esaslar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”

    Yapılan değişiklikle Bakanlık, kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisini, gerektiğinde Türkiye Çevre Ajansına, Emniyet Genel Müdürlüğüne, Jandarma Genel Komutanlığına ve Sahil Güvenlik Komutanlığına devredebilecek.

    Çevre kurallarına uymayanlara para cezası

    Çevre Kanunu’nda yer alan idari para cezalarının bir kısmı yeniden düzenlendi. Buna göre, Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslara aykırı olarak depozitoya tabi ürünleri piyasaya sürenlere 20 bin lira, tüketicilere sunanlara (perakende) ise faaliyet alanının her metrekaresi için 15,16 lira, depozito sistemine dahil olmayan satış noktalarına satış alanının her metrekaresi için 100 lira, sıfır atık yönetim sistemini kurmayanlara veya kurduğunu belgeleyemeyenlere 20 bin lira para cezası verilecek.

    Benzin ve naftanın depolanması, dolumu ve tankerlerle nakliyesine ilişkin Bakanlıkça belirlenen esas ve kriterlere uymayan terminaller ve dolum adaları için 60 bin lira, akaryakıt istasyonları için 30 bin lira, tankerler için 3 bin lira, kapalı koy ve sit alanlarında su ürünleri üretim çiftliği kuranlara 100 bin lira ceza uygulanacak.

    Denizler, akarsular ve göller ile tarım alanlarından belirlenen esaslara aykırı kum ve çakıl alanlara 100 binden 300 bin liraya kadar, bu faaliyetlerin sanat yapılarına zarar vermesi veya akarsuyun akış rejimini bozması halinde 300 bin lira, alınan kum ve çakıl için ise metreküp başına 450 lira ceza verilecek.

    Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslara aykırı olarak plastik poşetleri üretene, tedarik edene, üreticinin Türkiye dışında olması halinde, üretici tarafından yetkilendirilen temsilciye 15 bin lira, plastik poşetleri belirlenen maddeye aykırı olarak ücretsiz verdiği veya Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslara aykırı olarak plastik poşet verdiği tespit edilen satış noktalarına depo alanı hariç kapalı satış alanının her metrekaresi için 15,16 lira, elektronik ortamda satış yapanlara ise 3 binden 30 bin liraya kadar ceza uygulanacak.

    Yazılı ihtara rağmen, yetki belgesi bulunmaksızın motor yağı değişimi yapan işletmelere 10 bin lira ceza verilecek.

    Depozito uygulaması 2022’ye ertelendi

    Yapılan değişiklikle, depozito sistemi uygulamasının başlangıcı 1 Ocak 2021’den 1 Ocak 2022’ye ertelendi.

    Mevcutta depozito sistemi kapsamında sadece ambalajlar bulunurken, düzenlemeyle pil, elektrikli-elektronik eşyalar, lastikler, akümülatörler de sistem kapsamına alınabilecek.

    Çevre Bakanlığı tarafından belirlenen noktalarda motor yağı değişiminin yapılması ve atık motor yağlarının bu yerlere teslim edilmesi zorunlu hale getirildi.

    e-Skuter ve bisiklete düzenleme

    Bisiklet yolunun tanımı, e-skuter kullanımına açık, taşıt ve yayaların trafiğine kapalı olacak şekilde yeniden yapıldı, e-skuter ve bisiklet şeridi tanımları Kanun kapsamına alındı.

    Karayolları Genel Müdürlüğüne, sorumlu olduğu karayollarının kenarına bisiklet yolu ve gürültü bariyeri yapma ve banketleri bisiklet şeridi olarak işaretleyerek bisiklet ve e-skuter kullanımına uygun hale getirme görevi verildi.

    Karayollarında bulunan bisiklet yollarında ve şeritlerinde e-bisiklet ve e-skuter kullanabilmek için 15 yaşını bitirmiş olma şartı getirildi.

    Sürücülerin sağa ve sola dönüşlerde, bisiklet yolundaki ve şeridindeki bisiklet ve e-skuter kullananlara ilk geçiş hakkını vermeleri zorunlu kılındı.

    Ayrı bisiklet yolu veya şeridi varsa e-skuter taşıt yolunda sürülemeyecek, motorlu bisikletler bisiklet yolunda sürülemeyecek; e-skuter otoyol, şehirlerarası karayolları ve azami hız sınırı 50 km/s üzerinde olan karayollarında kullanılamayacak, bunlarla sırtta taşınabilen kişisel eşya harici yük ve yolcu taşınması yasak olacak.

    Bisiklet, motorlu bisiklet ve motosiklet sürücülerinin uyması gereken kurallar elektrikli skuter kullananlar için de uygulanacak.

    Büyükşehir belediyelerine bisiklet ve e-skuter yol, şerit, park ve şarj istasyonlarını yapma görevi verildi. Yine madde ile ilçe belediyelerine bölge otoparkı ve açık otoparklar yapma, işletme ve bunlara ruhsat verme görevi verildi.

    Büyükşehir belediyelerinin ulaşım ana planlarında bisikletli ulaşıma yer vermesi ya da bisikletli ulaşım ana planını hazırlanması zorunlu hale getirildi.

    İlçe belediyelerinin otoparkla ilgili elde ettikleri gelirlerin, büyükşehir belediyesine aktarılması uygulamasına son verilerek, tahsil edilen gelirlerin ilçe belediyelerince bölge otoparkı yapılması için gerekli arsa alımları ile otopark yapımında kullanılmasına yönelik düzenleme yapıldı.

    İl Özel İdarelerine ve belediyelere bisiklet ve e-skuter yol, şerit, park ve şarj istasyonlarını yapma görevi verildi.

    Geçici maddelere göre ise Ajansın faaliyetlerine başlamasından itibaren 5 yıl süreyle, kamu personeli Ajansta geçici olarak görevlendirilecek.

    Geri kazanım katılım paylarının yüzde 25’i, 1 Ocak 2021’den 31 Aralık 2025’e kadar Ajansa aktarılacak.

  • 450 yıllık çeşme kuraklıktan etkilendi

    450 yıllık çeşme kuraklıktan etkilendi

    Erzurum merkez Yakutiye ilçesi Altunbulak Mahallesi’nde, Osmanlı döneminde yapıldığı tahmin edilen 450 yıllık çeşmeler kurudu. Muhtar Nuri Demir, asırlardır su akan çeşmelerin kurumasına üzüldüklerini söyledi. Jeoloji Mühendisleri Odası Erzurum Temsilcisi Eyüp Tavlaşoğlu, son yıllarda kar ve yağmur yağışının azalması nedeniyle yeraltı sularının azaldığını, bu yüzden çeşmelerin kuruduğunu belirtti.

    Osmanlı döneminde ‘Tivnik’ olarak bilinen Erzurum’a 15 kilometre uzaklıktaki Altunbulak Mahallesi tarihi köprüleri ve çeşmeleriyle dikkat çekiyor. Merkez Yakutiye ilçesine bağlı Altunbulak Mahallesi dışında ve 450 yıl önce yapıldığı tahmin edilen Altunbulak ve Gümüşbulak isimleri verilen iki çeşme, asırlar sonra kurudu. Aralık ayının ortalarında kuruyan çeşmeler mahalle sakinlerini üzdü.

    Mahalle muhtarı Nuri Demir, Osmanlı döneminde 450 yıl önce yapıldığı tahmin edilen çeşmelerin tescilli olduğunu belirterek, “Bu çeşmelerin dedelerimizden gelen bilgilere göre hep aktığını duyduk. Biz de ata dede mirası bu çeşmeleri hep akarken gördük. Ama maalesef asırlardır akan çeşmelerin kurumasına akıl sır erdiremedik. Çok üzüldük. Bu aylar genelde suların bol aktığı zamanlardır. Çeşmelerin kuraklık sebebiyle mi yoksa başka bir sebeple mi kuruduğunu bilmiyorum. Bunların suları yeraltı kaynaklarından geliyor” dedi.

    Çeşmelerin sularının kışın sıcak, yazın ise soğuk aktığını belirten Demir, komşu mahallelerden vatandaşların özellikle Ramazan aylarında evlerine buradan su götürdüklerini belirtti.

    YERALTI SU KAYNAKLARI VE NEHİRLERİN SUYU AZALDI

    Jeoloji Mühendisleri Odası Erzurum Temsilcisi Eyüp Tavlaşoğlu, 90’lı yıllardan sonra sera gazlarının salınmasıyla birlikte dünya genelinde yaşanan iklim değişikliğinin Türkiye ve Erzurum’da da hissedildiğini söyledi. Tavlaşoğlu, “İklim değişikliğiyle beraber karın ve yağmurun az yağması sebebiyle yeraltı su kaynaklarında azalma yaşandı. Erzurum, Doğu Anadolu’da yeraltı su rezervi bakımından en zengin ili. Fırat, Çoruh ve Aras nehri bu topraklardan doğmakta. Son yıllarda bu bunların debilerinde de azalma yaşandı” dedi.

    Erzurum’un 1800’lü rakımlarda etrafı dağlarla çevrili bir plato olduğunu hatırlatan Tavlaşoğlu, “Çok yüksek, 3 bin 200 rakımlı dağlar var. Bu dağları etrafına kışın çok kar yağıyor, nisan ayında eriyordu. Karların erimesiyle birlikte yeraltı su kaynakları besleniyor, nehir sularına karışıyordu. İklim değişikliğiyle birlikte kar ve yağmurun az yağması yeraltı sularında doygunlaşmamayı sağladı ve şehirde artık su kıtlığı başladı. Bazı nehir ve çay suları akmamaya, yeraltına çekilmeye başladı” diye konuştu.

    Son yıllarda yağmurun azalması, yeterince kar yağmaması sebebiyle ovadaki yeraltı suyunun azaldığını ve kurumanın başladığını kaydeden Tavlaşoğlu, çeşmelerin kurumasının sebebinin yağış azlığı olduğunu belirtti.

  • Plastik poşette ücret değişmedi

    Plastik poşette ücret değişmedi

    Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca satış noktalarında plastik poşetlerden alınan ücretler, yeni yılda da 25 kuruş olacak.

    Alınan bilgiye göre, Plastik Poşetlerin Ücretlendirilmesine İlişkin Usul ve Esaslar’da Bakan Oluru ile güncelleme yapıldı.

    Buna göre, 17 Aralık 2020’de ilgili sektör ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla çevrimiçi platformda gerçekleştirilen Plastik Poşet Komisyonu toplantısında görüşülen konular da dikkate alınarak, 1 Ocak 2019’dan itibaren yürürlükte olan Plastik Poşetlerin Ücretlendirilmesine İlişkin Usul ve Esaslar’da yapılan güncellemeyle, “2021 yılı plastik poşetlere uygulanacak taban ücret adet başına vergiler dahil 25 kuruştur. 1 Ocak 2021’den başlayarak yıl sonuna kadar ise satışa tabi tüm poşetler için uygulanacak ücret adet başına vergiler dahil 25 kuruş olup daha az veya daha fazla ücret uygulanamaz.” hükmüne yer verildi.

    Sadece Bakanlıkça belirlenen sıfır atık logosu ve çevreci sloganlar kullanılacak

    Ayrıca güncelleme ile açık satılan gıdaların hijyenini sağlamak için satış noktalarında ücretsiz verilen plastik poşetlere alternatif olarak kağıt/karton içerikli torbaların da sunulması zorunluluğu getirildi.

    Ücretli poşetlerin bir yüzeyinde sadece Bakanlıkça belirlenen sıfır atık logosu ve çevreci sloganların kullanılması zorunluluğu da getirildi.

    Sıfır atık logosu ve çevreci slogan kullanımı düzenlemesine uygun poşetlerin uygulamaya dahil edilmesi için 1 Temmuz 2021’e kadar geçiş süreci öngörüldü.

    Bu tarihe kadar halihazırda üretilmiş ve kullanımda olan plastik poşetlerin atık haline gelmeden tüketiminin sağlanmasına imkan tanındı. 1 Ocak 2022 itibarıyla bu kriterleri sağlamayan poşetlerin satışı yasaklandı.

  • Salda Gölü alarm veriyor: Sular 30 metre çekildi

    Salda Gölü alarm veriyor: Sular 30 metre çekildi

    Türkiye’nin Maldivleri olarak bilinen Burdur’un Yeşilova ilçesindeki Salda Gölü’nde kuraklıkla birlikte su seviyesi düştü. Bunun sonucunda halk plajı ve Beyaz Adalar bölgelerinde küçük adacıklar ortaya çıktı. Göl sularındaki çekilmenin 10 yılda 30 metre seviyesinde olduğunu belirtiliyor.

    Burdur’un Yeşilova ilçesindeki turistlerin uğrak noktası Salda Gölü de kuraklıktan nasibini aldı.

    Son yıllarda yağışların mevsim normallerinin altında olması nedeniyle göl suyunda çekilme meydana geldi. Salda Gölü’nün Beyaz Adalar ve halk plajı bölümünde suların çekilmesinden sonra küçük adacıklar ortaya çıktı.

    Yeşilova Belediye Başkanı Mümtaz Şenel, Salda Gölü’nde yağışların azlığı nedeniyle Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi çekilme meydana geldiğini söyledi. Mümtaz Şenel, “Burası çok derin bir göl olduğu için dışarıdan gelen insanlar suyunda çekilme yok gibi görüyorlar. Salda Gölü, 1959 yılında ilkokul yıllarımdan bildiğim kabaran turkuaz mavisiyle güzel bir göldür. Ama son yıllarda sondajların yapılması ve çevresine yapılan göletler nedeniyle besleyen kaynak azaldı. Sadece Sultanpınarı’ndan akan sudan; bir de kar ve yağmur suyu ile besleniyor” dedi.

    Kuraklık devam ederse her yerde olduğu gibi Salda Gölü’nde de bu çekilmenin devam edeceğini vurgulayan Mümtaz Şenel, şunları söyledi:

    “Salda Gölü’nün çekilmesinden çok temiz tutulmaması ile ilgili korkularım var. Bunu valiliğimizin, kaymakamlığımızın, belediyemizin aldığı önlemlerle güzel bir yere getirmeye çalışıyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde valiliğimizin Salda Gölü’nü koruma ile ilgili önlemleri var. O önlemleri hep beraber uygularız ve Mars’a benzeyen yönüyle dünyadaki bu değerli, nadide göl tüm Türkiye’nin incisi olarak kalır. Bize düşen görev de burayı en iyi şekilde korumak. Biz de elimizden geleni yapacağız, bu konuda kararlıyız.”

    Salda Gölü’nde önceki yıllarda da kurak giden mevsimlerde az da olsa çekilme olduğunu belirten Mümtaz Şenel, “Ama son yıllarda kuraklığın artmasıyla bu çekilme devam ediyor. Söylediğim gibi çok derin bir göl olduğu için başka yerlerdeki sığ göllerde olduğu gibi çekilme çok belli olmuyor, buna ancak gölün eski zamanlarını bilenler farkına varabilir. Gölde 20- 30 metre civarında bir çekilme var. Ben bunu değerlendirirken 10 yıl içindeki süreden bahsediyorum. 1959 yılından bu yana Yeşilova ve Salda Gölü’nden hiç bağlantımı koparmadım. Şimdiki tabiat parkının olduğu orman plajı dediğimiz yerde yılda 2 ay kamp kurduğum olurdu. Öğretmen olduğum için yaz tatillerinde çocuklarımla birlikte orada kamp kurardık” diye konuştu.

    Ağustos ayında Vali Ali Arslantaş başkanlığında yapılan toplantıda bu bölgede mısır ekiminin sınırlı yapılmasının dile getirildiğini anlatan Mümtaz Şenel, “Bize düşen bu bölgede turizme yönelik çalışmalar yapılmalı. Hayvancılığı başka bölgelere yönlendirirsek daha iyi olur diye düşünüyorum. Son yıllarda Yeşilova, Doğanbaba, Kayadibi, Salda gibi bölgeler tam yeterli olmasa da turizm kaynağından beslenmeye başladı. Bize düşen görev buraya gelen turistleri en iyi şekilde ağırlamak ve bu bölgede yatak kapasitesini artırıp, bunu yaparken de gölün hemen kıyısında değil yamaçlara yapmak. Bunu yaparsak hem gölü kirletmemiş hem de turizmden yeteri kadar faydalanmış oluruz. Bu görevi de belediye olarak devletimizin kurumları olarak birlikte yapacağız” dedi.

    Ciddi yağışlar olursa gölün besleneceğini de belirten Yeşilova Belediye Başkanı Mümtaz Şenel, göl çevresinde vahşi sulamadan vazgeçilmesi konusunda halkı uyarma ve bilinçlendirme yapılması ve sondajların sınırlandırılması gerektiğini söyledi.

  • AB, çevre için doğal gaz projelerine desteği kesmeye hazırlanıyor

    AB, çevre için doğal gaz projelerine desteği kesmeye hazırlanıyor

    Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, iklim hedefleri doğrultusunda üye ülkeler arası doğal gaz boru hattı gibi projelere mali desteğin kesilmesi teklifinde bulundu.

    AB Komisyonu Enerjiden Sorumlu Üyesi Kadri Simson, Avrupa Parlamentosu (AP) Sanayi, Araştırma ve Enerji Komitesi’nde, AB’nin üye ülkelerdeki enerji altyapılarını bağlamayı amaçlayan Trans-Avrupa Enerji Ağı (TEN-E) düzenlemesinde yapılacak değişiklikleri açıkladı.

    AB üyesi ülkelerin 2030 yılına kadar sera gazı salınımlarını yüzde 55 oranında düşürmek konusunda anlaştıklarını anımsatan Simson, AB’nin iklim dostu bir kıtaya dönüşmesi hedefine katkı sağlamak üzere TEN-E çerçevesinin de güncelleneceğini belirtti.

    Simson, AB üyesi ülkelerin enerji bağlantılarının geliştirildiğine, enerji piyasalarının daha güvenli, entegre ve rekabetçi bir konuma geldiğine dikkati çekerek, Avrupa Yeşil Anlaşması ile politika hedeflerinin değiştiğini kaydetti.

    Günümüzde enerji sistem entegrasyonları ve dijitalleşme gibi trendlerin ön plana çıktığını aktaran Simson, “2030’a kadar elektrik şebekelerine yapılan yatırımların yılda 50 milyar avronun üzerine çıkacağını tahmin ediyoruz.” dedi.

    “Doğal gaz yerine yenilenebilir ve düşük karbonlu enerji sitemlerini desteklemeye odaklanacağız”

    Kadri Simson, çevre hedeflerini yakalamak için yenilenebilir enerji yatırımlarına önemli miktarda mali kaynak gerekeceğine işaret ederek, “Yeni yönetmeliğimizin geleceğe yönelik sınır ötesi altyapıda ihtiyaç duyduğumuz yatırımlara yardımcı olması gerekiyor.” ifadesini kullandı.

    Halihazırda doğal gazın Avrupa enerji ihtiyacının yaklaşık dörtte birini sağladığını anımsatan Simson, sektörün enerji dönüşümünde bir rol oynayacağını vurguladı.

    Simson, AB’nin iklim hedeflerini yakalamasıyla birlikte doğal gazın yerini yenilenebilir ve düşük karbonlu kaynaklara bırakacağını söyledi.

    TEN-E ile Avrupa’da güvenli ve birbirine iyi derecede bağlı bir doğal gaz şebekesi kurulduğuna işaret eden Simson, mevcut projelerin de tamamlanması ile bütün AB üyesi ülkelerde güvenli ve rekabetçi doğal gaz tedariki sağlanacağını kaydetti.

    Simson, “Komisyon, artık sınır ötesi doğal gaz projeleri için politika desteğine devam etme gereğini duymamaktadır. Bu nedenle doğal gaz altyapısını gelecekteki TEN-E politikasının dışında tutmayı teklif ediyoruz. Doğal gaz yerine yenilenebilir ve düşük karbonlu enerji sitemlerini desteklemeye odaklanacağız.” şeklinde konuştu.

  • Bursa Yıldırım Belediyesi’nden çevre dostu proje

    Bursa Yıldırım Belediyesi’nden çevre dostu proje

    Yıldırım Belediyesi, ‘Sıfır Atık’ projesi kapsamında çevre kirliliğini önlemek ve geri dönüşümü yaygınlaştırmak amacıyla ilçenin birçok noktasına “Mobil Atık Getirme Merkezi” yerleştirdi.

    Proje kapsamında ilk etapta Şükraniye, Yeşil, Emirsultan, Millet Mahallesi ve Yıldırım Belediyesi Kaplıkaya Cazibe Merkezi’ne yerleştirilen çevre dostu mobil atık getirme merkezi ile atıkların kaynağında ayrıştırılarak ekonomiye kazandırılması amaçlanıyor.

    GELECEK NESİLLERE EN ÖNEMLİ MİRAS

    Cam, plastik, metal, kağıt, elektrik elektronik, atık pil ve atık yağ bölmelerinden oluşan mobil atık getirme merkezlerinin önemine vurgu yapan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Yıldırım’da çevremizi ve doğamızı çok önemsiyoruz. İlçemizde başlattığımız ‘sıfır atık’ projesinin de gelecek nesillere bırakacağımız en önemli miras olduğunu düşünüyoruz. Bunun için hemşehrilerimizi de projemize destek olmaya ve geleceğimiz için iz bırakmaya davet ediyorum” şeklinde konuştu.