Kategori: Çevre

  • Düden ve Çağlayan Şelaleleri ile Santa harabeleri sit alanı ilan edildi

    Düden ve Çağlayan Şelaleleri ile Santa harabeleri sit alanı ilan edildi

    Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, Mersin, Antalya ve Gümüşhane’deki bazı alanların, “doğal sit-nitelikli doğal koruma alanı” olarak tesciline ilişkin ilanlar, Resmi Gazete’de yayımlandı.

    Tescillenen alanlara ait koordinat ve parsel bilgilerinin de yer aldığı ilanlara göre, Mersin’in Gülnar ilçesi sınırlarında yer alan Çağlayan Şelalesi Doğal Sit Alanı ile Antalya’nın Kepez ve Muratpaşa ilçesi sınırındaki Düden Şelalesi ve Çayı Doğal Sit Alanı “doğal sit-nitelikli doğal koruma alanı” olarak tescil edildi.

    Gümüşhane’nin Dumanlı köyünde bulunan Santa Harabeleri Doğal Sit Alanı da “doğal sit-nitelikli doğal koruma alanı” ve “doğal sit-sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı” olarak belirlendi.

  • 40 yıllık çorak arazi orman oldu

    40 yıllık çorak arazi orman oldu

    Sinop’ta, Akyörük köyü Azak Deresi mevkiinde 3 bin 590 dekarlık çorak arazi, başlatılan planlı ağaçlandırma çalışmasıyla 799 bin kızılçam fidanı dikilerek 40 yılda ormana dönüştürüldü. Yöre sakinleri ormana gözü gibi bakarken, kimsenin zarar vermemesi için de koruyor.

    Boyabat ilçesi Akyörük köyü Azak Deresi mevkiindeki 3 bin 590 dekar çorak arazi için 1980 yılında Orman Genel Müdürlüğü’nce planlı ağaçlandırma çalışması başlatıldı. 5 yıl süren çalışma ile bölgeye 799 bin kızılçam fidanı dikilerek bakımı yapıldı. Bölgedeki sel ve heyelan riskinin de ortadan kaldırılmasının hedeflendiği çalışmada aradan geçen 40 yılın ardından alan yemyeşil bir ormana dönüştü. Bölgedeki Akyörük, Gazidere, Alibeyli ve Karacaören köylerinde yaşayan vatandaşlar da ormana gözü gibi bakıyor.

    ’40 YILDA ORMAN OLDU’

    Emekli orman teknikeri olan ve 1980’li yılarda Azak Deresi mevkiindeki ağaçlandırma çalışmasına katılan Hikmet Kaya, “Burası bomboş bir araziydi ve biran önce yeşillendirilmesi gerektiğini düşündük. Teraslama çalışması yaptık ve sonrasında 1 yaşındaki kızıl çam fidanlarını buraya diktik. Ardından bakımını sürekli yaptık. Çalışmaya başladığımız ilk dönem buranın fotoğrafını da çekmiştim. O zaman çorak bir arazi görünüyordu fotoğrafta. Şimdi aradan 40 yıl geçtikten sonra burası bir ormana dönüştü. Ben burayı her gördüğümde eski halini bildiğim için çok mutlu oluyorum. Bunu ben nasıl başardım diye kendimle de gurur duyuyorum. Bu ormanın oksijenini teneffüs ettiğimiz için ayrıca seviniyorum” dedi.

    ‘GÖZÜMÜZ GİBİ BAKIYORUZ’

    Akyörük Köyü Muhtarı Şaban Türk de 40 yıl önce bu alanın bomboş çorak bir arazi olduğunu belirterek, “Burası 4 köyün arasında bulanan bir ağaçlandırma sahası. Çocukluğumuzdan biliyoruz, buralar bomboşken kel bir araziyken şimdi yemyeşil oldu. Sel heyelan riskini de ortadan kaldırıyor bu ağaçlar. Köylülerimiz bu alana gözü gibi bakıyor. Ağaçlarımızı koruyoruz. Kimsenin bu ormana zarar vermesine izin vermiyoruz. Devletimiz kadar biz de koruyoruz. Rahat bir nefes aldığımız bir bölge burası, yeşilinden ormanımızdan oksijenden hepimiz yaralanıyoruz. Bu ormanını oluşmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

    ‘KÖYLÜLER DE AĞAÇLANDIRMA ÇALIŞMASINDA ÇALIŞTI’

    Ağaçlandırma çalışması başladığı yıllarda Akyörük Köyü’nde muhtar olan Hüseyin Deveci, ağaçlandırma çalışmasına bütün köylülerin destek verdiğini ve yardımcı olduğunu söyleyerek, “Orman teşkilatımızın görevlileri 40 yıl önce buraya gelip çalışma yaptı. Teraslama ve ağaç dikim çalışmalarına köylüler olarak bizler de yardımcı olduk. Biz de buralarda çalıştık ‘Yeter ki ağaçlandırılsın’ dedik. Yemyeşil bir orman haline geldi şimdi bakmaya doyamıyoruz. Kimse bu ormana zarar veremez hepimiz sahip çıkıyoruz. Bu güzellik 40 yılda oldu ama yine de inanılacak gibi değil” şeklinde konuştu.

  • Bursa’da helikopterli çevre denetimi

    Bursa’da helikopterli çevre denetimi

    Bursa’da havadan ve karadan çevre denetimi gerçekleştirildi.

    Bursa Jandarma Komutanlığı Çevre, Doğa ve Hayvan Koruma Timi ile Bursa Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı ekipleri karadan ve havadan hafriyat dökümü ve çevre kirliliği denetimi yaptı.

    Osmangazi, Nilüfer, Gemlik, Gürsu, Kestel, Yıldırım, Karacabey ve Mudanya ilçelerinde havadan gerçekleştirilen denetimlerde tespit edilen kaçak hafriyat dökümleri karadaki ekiplere bildirildi.

    Hafriyat taşımaya uygun olan araçların yasal olan döküm sahalarına ilerlemesine izin verilirken yasal ve uygun olmayan hafriyat kamyonlara cezai işlem uyguladı.

    Bursa’da 30 yasal hafriyat döküm sahası bulunduğu, kaçak hafriyat dökümünün önüne geçebilmek adına ekiplerin koordineli çalışmalarının artarak devam edeceği öğrenildi.

  • Fransa’da 30 yıl önce halkalanan flamingonun son durağı Türkiye

    Fransa’da 30 yıl önce halkalanan flamingonun son durağı Türkiye

    Fransa’nın Ron Deltası’nda, 30 Temmuz 1990’da halkalanan flamingonun son durağı Türkiye oldu.

    Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünce yürütülen, Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesi’ndeki flamingo koruma ve izleme çalışmaları devam ediyor.

    Bilimsel çalışmaları yürüten Doç. Dr. Kiraz Erciyas Yavuz, uzman biyologlar Murat Doğan ve Nizamettin Yavuz, Türkiye’deki en yaşlı flamingoyu tespit etti ve hayat hikayesine ulaştı.

    Uzmanlar, buldukları flamingonun, 30 Temmuz 1990’da Fransa’nın Ron Deltası’nda halkalandığını belirledi.

    Halkadaki bilgilere göre, flamingo 3 yaşındayken Tunus, 8 yaşındayken İtalya, 23 ve 27 yaşlarında da Tunus’ta gözlemlendi. En son 30 yaşında haziran ayı sonunda Tuz Gölü’nde görülen flamingo, Türkiye’de kaydedilen en yaşlı flamingo oldu.

    Flamingo’nun Fransa’da halkalandığı yer ile Tuz Gölü’nde halkasının okunduğu yer arasındaki mesafe, 4 bin 400 kilometre olarak belirlendi.

    Türkiye’de 60 bin flamingo var

    Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre, dünyada 600 bin flamingo var, bunların 60 bini Türkiye’de bulunuyor.

    Flamingolar, Türkiye’de ağırlıklı olarak Gediz Deltası ve Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde yaşıyor. Tuz Gölü, geçen yıl 20 bin flamingo ağırladı.

    Türkiye’de yıl boyu görülen flamingoların bir kısmı yerleşik bir kısmı da göçmen türlerden oluşuyor, özellikle Ege, Akdeniz ve Orta Anadolu’da tuzcul, sığ, sulak alanlarda yaşıyor.

    Flamingoların Avrupa popülasyonunun yüzde 25’e yakını Türkiye’de görülüyor.

    Geçmişte Tuz Gölü’nde düzensiz olarak birkaç yılda bir üreyen flamingolar, son yıllarda bu bölgede düzenli üreyen bir koloni olarak bulunuyor.

  • Nesli tehlikede olan saz horozu Giresun’da görüldü

    Nesli tehlikede olan saz horozu Giresun’da görüldü

    Giresun’da, bir dere içerisinde nesli tükenmekte olan “saz horozu” tespit edildi.

    Kent merkezindeki derede farklı bir kuş türü gören kişi, Giresun Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) Şube Müdürlüğü ekiplerini aradı.

    Bunun üzerine bölgeye giden ekipler, kuşun nesli tehlike altında olan saz horozu olduğunu belirledi.

    Saz horozu, ekipler tarafından fotoğraflanarak görüldüğü bölge kayıt altına alındı.

    DKMP Giresun Şube Müdürlüğünün sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi:

    “Rize, Trabzon, Ordu, Samsun ve Sinop’ta tespit edilerek görünen ve nesli tehlike altında olan saz horozu 16 Temmuz 2020 günü duyarlı bir vatandaşımızın şube müdürlüğümüzü arayarak tanımlamış olduğu saz horozunun Giresun’da görüntülenmesi ve yerleştiğini tahmin ettiğimiz bireyler heyecan yarattı. Vatandaşlarımızın dere kenarlarında saz horozları ile karşılaşmaları durumunda koruma altında oldukları için rahatsız etmemelerini ve çoğalmaları için ise şube müdürlüğümüz ile irtibat sağlamalarını rica ediyoruz. Göçmen olmadıkları için ilimizde çoğalarak devamı için çalışmalarımız devam etmektedir.”

  • Dünyanın nazar boncuğu kurudu

    Dünyanın nazar boncuğu kurudu

    Konya’nın Karapınar ilçesinde, ‘Dünyanın nazar boncuğu’ olarak bilinen krater bir yapıya sahip Meke Gölü’nde bir damla bile su kalmadı. Kuraklık ve bilinçsiz tarımsal sulama nedeniyle yeraltı su seviyesinin hızla azalması sonucu kuruyan göl, eski günlerini arıyor. Bölgede 26 yıldır TEMA Vakfı’nın gönüllü temsilciliğini yapan Musa Ceyhan (67), ”Burada insanlar göle girip yüzerdi. Kuş türleri olurdu. Şimdi eski halinden eser kalmadı. Biz böyle kurumuş olan Meke Gölü’nü değil, yine kuşların geldiği, insanların gezip dolaştığı gölümüzü istiyoruz” dedi.

    https://youtu.be/18Jl0yWxY1g

    Meke Gölü, 5 milyon yıl önce volkanik patlamayla meydana gelen kraterin, zamanla suyla dolması, 9 bin yıl önce ise gölün ortasında ikinci patlamanın olması ve buranın da suyla dolması sonucu oluştu. Yeraltı su kaynaklarından beslenen ve suyu tuzlu olan Meke’nin ortasında, 50 metre yükseklikte volkan konisi bulunuyor. Daha önce 12 metre derinliğinde su bulunan Meke Gölü, 2000’li yılların başından itibaren kuraklık ve bilinçsiz tarımsal sulama sonucu yer altı su seviyesinin her geçen gün azalması sonucu kurudu. Yağışlar nedeniyle ilkbahar aylarında mikroorganizmalardan kaynaklanan, kırmızı renge boyanan ve neredeyse bir avuç su bulunan gölde şimdi sıcaklığın artıp buharlaşmanın etkisiyle bir damla bile su kalmadı.

    ‘MASMAVİ SUYU VE KUŞ TÜRLERİ VARDI’

    Karapınar’da oturan ve TEMA Vakfı’nın 26 yıldır gönüllü temsilciliği ile bölgeye gelen turistlere gönüllü rehberlik yapan Musa Ceyhan, masmavi suyunun olduğu ve kuş türlerine ev sahipliği yapan Meke Gölü’nün kurumasının kendisini üzdüğünü söyledi. Ceyhan, şunları söyledi:

    ”Dünyanın Nazar Boncuğu’ Meke Gölü yerli ve yabancı turistlerin uğrak bir yeriydi. 15 senedir bu göl kurumaya yüz tuttu. Ondan önce masmavi suyu ve kuş türleriyle cıvıl cıvıl olan çok güzel bir turizm alanımızdı. Yeraltı sularımız azaldıkça gölün suyu çekildi. İklim değişikliği Meke’nin kurumasında önemli bir faktör. Gölün kurumasına çok üzülüyoruz. Yıllardır buraya gelen yerli ve yabancı turistlere gönüllü olarak rehberlik yapıyordum. Tabi o zamanlar buralar çok güzeldi. Şu an da kimse gelmez oldu. Kuşlar bile küsüp gitti.”

    ‘İNSANLAR BURAYA GELİP YÜZERDİ’

    Göl kurumadan önce insanların bölgeye gelip yüzdüğünü belirten Ceyhan, ”Çevre ve Şehircilik Bakanımız Murat Kurum’dan yardım bekliyoruz. Burayı canlandırsın. Tekrar eski canlılığına kavuşsun. Turizme kazandırılsın. Burası dünyada eşi benzeri olmayan bir göl. Kurtarılıp, eski güzel haline gelmesini çok istiyoruz. Eskiden vatandaşlarımız göle girip yüzerlerdi. O zaman masmavi suyu vardı. Göl kaynak sularından besleniyordu. Maalesef kaynak suları da kurudu. Yeraltı sularını bilinçli kullanmamamız lazım. İleride tek bir damla suya muhtaç olabiliriz. Bir defa daha böyle kuruduğunu söylüyorlar. Tekrar eski haline gelebilmesi için yeraltı sularının yükselmesi gerekiyor. Suyu çeken binlerce kuyu var. Yeraltı suları yükselmezse yarın öbür gün sulu tarım yapanlarda susuz kalabilir. Başka bir yerden su verilecekse bile bir an önce Konya Ovası’na bu suyun verilip buraların yeniden canlandırılması lazım. Biz o eski güzelliği olan Meke Gölü’nü istiyoruz. Böyle kurumuş halini değil. Kuşların geldiği, insanlar gelip gezdiği bir yer olsun istiyoruz” diye konuştu.

  • Belgrad Ormanı’nda 2 günde 29 ton çöp toplandı

    Belgrad Ormanı’nda 2 günde 29 ton çöp toplandı

    İstanbul’da hafta sonu akına uğrayan Belgrad Ormanı’nda piknikçilerden geriye çöp yığınları kaldı. Normalleşme süreciyle birlikte hafta sonunu piknik yaparak geçiren vatandaşlardan geriye ormanlık alana bıraktıkları çöplerin kaldığı görüldü. Pazartesi sabahı Belgrad Ormanı’ndan 29 ton çöp toplandı. Sahil şeridinde de durum farklı değildi.

    Hafta sonunu fırsat bilen İstanbullular soluğu Belgrad Ormanı ve sahil şeridinde aldı. Cumartesi ve Pazar günü Belgrad Ormanı’na 6 binden fazla aracın giriş yaptığı öğrenildi. Piknikçilerden geriye ise bıraktıkları çöpler kaldı. Doğa Koruma ve Milli Parklar 1. Bölge Müdürlüğü ekipleri koordinasyonunda İBB ekiplerince çöpler geceden itibaren toplanmaya başladı. İki günde toplam 29 ton çöp toplandı.

    “İNSANLARI BİRAZ DAHA DUYARLI OLMAYA DAVET EDİYORUM”

    Belgrad Ormanı’nda görev yapan Orman Mühendisi Ebru Cevahiroğlu, hafta sonu yaşanan kalabalığın ardından kalan manzarayı anlattı. Piknikçileri biraz daha duyarlı olmaya davet eden Cevahiroğlu, “Sabah çok erken saatlerde 25 kişilik bir işçiyle çöpleri toplamaya başladık. İnsanlar çok fazla duyarlı olmadıkları için çok fazla çöp vardı. Şu saate kadar hala topluyoruz. Pandemiden sonra zaten eskisinden de daha kalabalık oldu burası. Geçen sene bu zamanlarda bu kadar kalabalık olmuyordu. Ama pandemiden sonra insanlar sıkıldı. Daha çok gelen oldu. Haliyle daha çok çöp oldu. Biraz daha duyar istiyoruz sadece. Tabii ki gelecekler hava alacaklar. Ama birazcık duyar istiyoruz” dedi.

    “MASALARI OLDUĞU GİBİ BIRAKIP GİTMİŞLER”

    Hafta sonu 6 binden fazla aracın Belgrad Ormanı’na giriş yaptığını belirten Orman Mühendisi Ebru Cevahiroğlu, “İnsanlar direkt olarak masalarında çöpleri bırakıp gitmişler. Fazlasıyla araç giriş çıkışı olduğundan trafik yoğunluğu vardı. İnsan yoğunluğu vardı. Her yer çöptü. Mangaldan dolayı duman altıydı. Temiz havaya dair hiçbir şey yoktu zaten. Bir de insanlar çöplerini bırakınca, sabah erken saatlerde o çöplerle de karşılaşınca her şey zor oluyor. İnsanlarımız da elini biraz taşın altına koyup çöplerini bırakmasalar bizim için daha da kolaylık olacak. Biz elimizden geleni yapalım, ama onlar da yapsınlar tek istediğimiz bu” ifadelerini kullandı.

    “TÜRKİYE’DE VİRÜS VAR TEMİZ OLMAK ZORUNDAYIZ”

    Pazartesi sabahı ailesiyle kahvaltı yapmak için gelen Alime Çırak, gördüğü manzara karşısında isyan etti. Çırak, “İnsanlar duyarlı değil. İnsan evinde nasılsa ormanda da öyle olması lazım. Benim poşetim yanımda. Giderken çöplerimi toplayıp gideceğim. İnsanların duyarlı olması şart. Bakın Türkiye’de hastalık var. Hala asker eğlencelerinde, düğünlerde kalabalık oluyorlar. Akşam haberlerde duyuyoruz. Sağlık Bakanı sürekli uyarıyor. O zaman sen uymazsan, ben uymazsam hastalık sana da geçer bana da geçer” şeklinde konuştu.

    “HERKES ÇÖPÜNÜ TOPLAMALI”

    Ailesiyle birlikte kahvaltı yapmak için Belgrad Ormanı’nı tercih eden Yeliz Acerer ise herkesin kendi çöpünü toplaması gerektiğini söyledi. Acerer, “Yani hoş bir manzara değil. Sonuçta herkes buraya temiz havaya geliyor. Rahatlamak için geliyor. O yüzden hoş değil. Herkes poşetiyle gelirse çöp kutuları her yerde var. Daha güzel olacaktır. Sonuçta aslan yattığı yerden belli olur demişler. Biz hazırlıklı geldik. Çöp poşetimiz yanımızda. Çöplerimizi oraya atıyoruz. Giderken de götüreceğiz” şeklinde konuştu.

    BEYKOZ’DA DAUTANDIRAN GÖRÜNTÜ

    Anadolu Yakası’nda vatandaşların uğrak yeri olan Beykoz Burunbahçe Sahili, hafta sonu denize giren ve piknik yapan İstanbulluların ardında bıraktıkları çöpler ile doldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan sahilde bu sabah denize giren vatandaşlar ise yerlere saçılmış çöplere tepki gösterdi.

    “BU BİZİM AYIBIMIZ”

    Saffer Erol, “Burada doğdum. Her sabah gelirim. Orada pet şişeler var. Bizim bir arkadaş var. Pet şişeleri topluyor denizden. Bu bizim ayıbımız, insanların ayıbı. Yapacak bir şey yok. Ne yapacaksın ki. Adam kendini bilmiyorsa atıyorö dedi.

    “HAFTA SONU BURADA 3 BİN KİŞİ VAR”

    Başka bir vatandaş ise, “Yaşım 63. 50 seneden beri burada yüzüyorum. Emekli olduktan sonra her sabah kardeşimle birlikte saat 07.30’da buradayız. Burada görmüş olduğunuz pislik tabi ki insanların ayıbı ama Nefes alabilecek Çukurçayır, Yeni Mahalle, Anadolu Hisarı, Ümraniye olsun, Cumartesi Pazar nereden baksan burada 3 bin kişi var. Hem piknik yapmaya geliyorlar hem yüzüyorlar. Konteynerler kifayetsiz kalıyor. Poşetleriyle konteynerlerin yanına koyuyor arkadaşlar, duyarlı insanlarımız var ama. Çoluk çocuk atıyorlar. Denize yansıyor tabi ki. Çocuklar pet şişeleri genellikle denize atıyor. Denizde oyun oynarken ellerinden kaçıyor. Deniz kirliliğine neden oluyor” diye konuştu.

    AVCILAR DA ÇÖPLÜĞE DÖNDÜ

    Avcılar sahilindeki yaklaşık 10 kilometrelik alan gece başlayıp saatler süren çaba ile temizlenirken, yine aynı şekilde İDO İskelesi’nin hemen yanındaki Şehit Asteğmen Mustafa Burcu Parkı’ndaki bank ve masaların üzeri ve çevresindeki çöp ve atıklar da ilçe belediyesi temizlik görevlilerince toplanıyor.

  • Bursa’da sıcaktan bunalanlar için yeni rota

    Bursa’da sıcaktan bunalanlar için yeni rota

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde sıcak havalardan bunalan bazı vatandaşlar, serinlemek için kırsal Kıranköy Mahallesi’nde bulunan şelaleyi tercih ediyor.

    1900 metre rakımlı mahallede bulunan ve ilçe merkezine yaklaşık 13 kilometre uzaklıkta olan şelale, hava sıcaklıklarının artmasıyla ilgi odağı haline geldi.

    Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında ziyaretçilerini ağırlayan Kıran Şelalesi ve Kıran Yaylası, serinlemek ve doğayla baş başa kalmak isteyenlerden ilgi görüyor. Serinlemek için gelenler, eşsiz doğal güzellikler arasında dinlenip öz çekim yapıyor.

  • Çevre, Doğa, Hayvan Koruma Şube Müdürlüğü kuruldu

    Çevre, Doğa, Hayvan Koruma Şube Müdürlüğü kuruldu

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, emniyet ve jandarmada yeni bir dönem başladığını belirterek, “Çevre, Doğa, Hayvan Koruma Şube Müdürlüğü kuruldu.” ifadesini kullandı.

    Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Emniyet Genel Müdürlüğü Çevre, Doğa ve Hayvan Koruma Polisi ile Jandarma Genel Komutanlığı Çevre, Doğa ve Hayvan Koruma Timinin logoları ile ekiplerin kullanacağı araçların görüntüsüne yer veren Soylu, şunları kaydetti:

    “Emniyet ve jandarmada yeni bir dönem başlıyor… Çevre, Doğa, Hayvan Koruma Şube Müdürlüğü kuruldu. Araçlar hazır, yakında çalışmalar başlıyor.”

  • ‘İnsan Yüzlü Örümcekler’ her yerde

    ‘İnsan Yüzlü Örümcekler’ her yerde

    Edirne’de son günlerde insan yüzünü andıran örümcek sayılarının gittikçe artması Edirnelileri şaşkına çevirirken, görenlerin gözlerine inanamadığı örümceği görmek ve fotoğraf çekmek için yoğun talep gösteren vatandaşlar ‘yengeç örümceği’ görünce hayrete düşüyor.

    Edirne’de güzellik uzmanı Sabiha Kilsedar, evinin balkonunda Latince adı “thomisus onustus” olan ve insan yüzüne benzeyen görüntüsüyle görenleri hayrete düşüren köşeli yengeç örümceği buldu. Beyaz renkli örümceğin insan yüzünü andıran görüntüsü olduğunu ve çok şaşırdığını ifade eden Kilsedar, örümceği bir cam kavanoza koyarak koruma altına aldı.

    Örümcek ile arkadaş gibi oldular

    Örümceğin kendisine adeta bir arkadaş olduğunu söyleyen Kilsedar, iş yerine getirdiği örümceğin görüntülerini zaman zaman sosyal medya hesaplarından paylaşınca ilgi gösteren çok sayıda kişinin fotoğraf çekmek ve incelemek üzere ziyarete geldiğini belirtti. Örümceği maydanoz ve et parçacıkları ile besleyen Kilsedar, örümceğin daha iyi şartlar altında yaşamına devam etmesi için Milli Parklar Edirne Şube Müdürlüğü yetkililerine teslim edeceğini ifade etti.

    Vatandaşlar yetkililere teslim ediyor

    Edirne’de geçen hafta market işletmecisi Ertuğrul Yüksel de sabah marketini açmaya geldiğinde kapı girişinde bulduğu insan yüzüne benzeyen görüntüsüyle görenleri hayrete düşüren köşeli yengeç örümceği Milli Parklar Edirne Şube Müdürlüğü yetkililerine teslim etmişti.

    Yine, Edirne’nin Çavuşbey Mahallesi’nde yaşayan bir vatandaşın iki gün önce bulduğu ve veteriner hekime teslim ettiği insan yüzüne benzeyen örümcek ardından Milli Parklar Edirne Şube Müdürlüğü yetkililerine teslim edilmişti.