Kategori: Çevre

  • Karacabey Longozu’ndaki çeşitliliğe bir de böyle bakın

    Karacabey Longozu’ndaki çeşitliliğe bir de böyle bakın

    Türkiye’nin en büyük longoz ormanında çiçek açan Nilüferler ünlü doğa fotoğrafçısı Orhan Turhan tarafından kayıt altına alındı. Türkiye’de ilkbahar aylarında Nilüferlerin en yoğun görülebildiği mekan olan Karacabey Longoz’u endemik bitkileri, büyük sazlıkları, heybetli ağaçları ve doğal güzellikleriyle adeta görsel bir şölen sunuyor.

    Karacabey ilçesinde yer alan ve dünyada eşine ender rastlanan longoz (su basar ormanı), hem su yüzeyindeki Nilüferlere hem de bu doğa harikasının dinginliğini mesken tutan birbirinden farklı canlı türlerine ev sahipliği yapıyor.

    Türkiye’deki 4 longozdan biri olan ve Dalyan Gölü’nden beslenen “Karacabey Longozu”, ilçe merkezine 25 kilometre uzaklığındaki Bayramdere Mahallesi sınırları içinde bulunuyor. Eski adı Karacalar Adası olarak bilinen longoz, Kocaçay Deltası’nın taşıdığı alüvyonların Marmara Denizi’ne döküldüğü bölgede oluşuyor. Bölge 400-450 çeşit kuş türüne ev sahipliği yapıyor.

    Göl, kış mevsiminde aldığı yağışlarla su seviyesini giderek yükseltiyor ve bunu taşkınlar sırasında longoza bırakıyor. Yağışlar sonrası oluşan taşkınlarla meydana gelen bataklıkları her yıl mayıs ayından itibaren nilüferler sarıyor.

    Longoz, kumlu yolları, büyük sazlıkları, heybetli ağaçları, kuş sesleri, yer yer su birikintileri ve Dalyan Gölü ile ziyaretçilerini karşılıyor.

    Endemik bitki türleri, ilkbaharda açan nilüferler, yabani memeliler ve nadir kuş türlerini barındıran longoz, ziyaretçilerine huzurlu bir ortam sunuyor.

    Longoz ormanlarındaki doğal hayatı fotoğraflayan ödüllü doğa fotoğrafçısı Orhan Turhan; Eylül ayına kadar zamanının büyük bir bölümünü bu bölgede geçirdiğini söyledi. Koparılması yasak olan nadide Nilüfer çiçeklerini fotoğraflayabilmek için suyun beline kadar ulaştığı bölgelerde dolaştığını belirten Turhan, “Bu çiçekleri fotoğraflamak sabır ve gayret gerektiriyor. Çiçek yapısı gereği ufak bir sesten bile ürküp kendisini kapıyor. Bu sebeple bu çiçekleri açık halde fotoğraflamak neredeyse imkansız hale geliyor. Günün sonunda çekilen kareleri izlemek yorgunluğu atmamıza sebep oluyor” dedi.

    Turhan, Nilüfer çiçeklerinin yanında longoz ormanında doğal yaşamlarını devam ettiren böcekler, kurbağalar ve kuşlarında fotoğraflarını kayıt altına alıyor. Özellikle toplum arasında kalp böceği olarak bilinen yusufçuk böceklerinin çiftleşirken kalp figürü oluşturan fotoğrafları sosyal medyada büyük ilgi görüyor.

  • Kenesavarlar doğaya salınacak

    Kenesavarlar doğaya salınacak

    Tokat’ın Erbaa ilçesinde kurulan tesislerde kenelere karşı yetiştirilen 600 sülün doğaya salınacak.

    Kenelerden insanlara geçen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı (KKKA) ile mücadele amacıyla Tokat’ın Erbaa ilçesinde belediyeye ait tesiste keklik ve sülün yetiştiriliyor. Hastalığın bulaşmasına sebep olan kenelerle doğal yöntemlerle mücadele etmek için 2008 yılında kurulan tesiste yılda 2 bine yakın keklik ve sülün yetiştiriliyor. Erbaa Belediyesi bu yıl tesiste yetiştirilen 600 sülünü 15 Temmuz’dan sonra doğaya salmayı planlıyor. Tesiste incelemelerde bulunan Erbaa Belediye Başkanı Ertuğrul Karagöl, hava sıcaklıklarını artması ile birlikte kene vakalarının çoğaldığına dikkat çekerek, “Bölgemizde kene vakalarında bir artış gözlemlenmekte. O nedenle öncesinde de olduğu gibi bu senede salınım yapmak için sülünlerimizi yetiştirdik. Sülünler, kenelerin düşmanları. Keneyi yiyerek beslenen bir hayvan. O nedenle bölgede bu vakaların yaşanmaması için biz böyle bir çalışmayı sürdürüyoruz. Bu sene 600 civarıdna sülün salınımı gerçekleştireceğiz. Ayrıca önümüzdeki senelerde yetiştirmek üzere bin 500 civarında 2 bin civarında sülünümüz , 250 civarındaki kekliğimiz bulunmakta. Vatandaşlarımızın zarar görmemesi için bu hizmeti sağlıyoruz” dedi.

  • Antalya’da nesli̇ tehlike altında olan geyi̇k böceği̇ bulundu

    Antalya’da nesli̇ tehlike altında olan geyi̇k böceği̇ bulundu

    Antalya’da sebze ve meyve komisyoncusunda çalışan Ramazan Keskin, Kumluca Toptancı halinde nesli tükenmekte olan geyik böceği buldu.

    Antalya’nın Kumluca ilçesi Kumluca Toptancı Hali Durdaş Komisyon evinde çalışan Ramazan Keskin ve arkadaşları, komisyon evi önünde daha önce hiç görmedikleri bir böceğe rastladı. Araştırdıklarında bu böceğin, Hatay bölgesinde yaşadığını ve neslinin tükenmekte olduğunu öğrendiler. Böceği kendi imkânlarıyla korumaya alan Ramazan Keskin, böceği hangi kuruma teslim edeceğini bilemedi. İlk aklına gelen ise gazetecilere haber vermek oldu.

    Keskin, “Sabah saat 08.00 sıralarında Kumluca Toptancı Halinde satış yaparken tesadüfen bu böceğin Hatay bölgesinde yaşayan ve nesli tükenmek olan bir böcek olduğunu öğrendim. İlgili kurumlara teslim etmek için sahiplendim. İlgili görevlilere teslim edeceğiz. Kimi arayacağımı bilemedim. Gazeteci arkadaşları aradım. İlgili kurumların gelip teslim almasını bekliyoruz” dedi.

  • Uzungöl’de iyileştirme projesi

    Uzungöl’de iyileştirme projesi

    Karadeniz’in gözde turizm merkezlerinden Uzungöl’deki turizm işletmelerinde, normalleşme sürecine uygun olarak gerekli hijyen tedbirleri alınıp, misafirler ağırlanırken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın desteğiyle göl ve çevresinde uygulanacak 2 etaplık Rehabilitasyon ve İyileştirme Projesi çalışmalarına da başlandı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un kent ziyaretinde “Uzungöl’ü dünya markası yapacağız” diyerek açıkladığı, ilk etabı 3 milyon liralık projenin detay ve ihale sürecine ilişkin görsel paylaşımında bulundu. 1’inci etabı 30 Haziran’da ihaleye çıkmaya hazırlanan proje kapsamında; görsel estetiğe sahip, doğal, çevreye uyumlu, dayanıklı malzemeler kullanılıp, Uzungöl ve çevresindeki günübirlik rekreatif faaliyetlerin düzenleneceği ortamın sürdürülebilir olarak yeniden oluşturulması hedefleniyor.

    PROJE DETAYLARI BELİRLENDİ

    Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı’nca projenin detaylarına ilişkin yapılan açıklamada, “Çaykara ilçesinde yer alan ve eşsiz güzelliği ile ziyaretçilerini karşılayan Uzungöl’ün çevresinde alana özgü doğal yapı korunarak, tarihi ve yöreye özgün iyileştirmeler yapmak amacıyla rekreasyon alanı Rehabilitasyon ve İyileştirme Projesi çalışmalarına başlanmıştır. Proje kapsamında görsel estetiğe sahip, doğal, çevreye uyumlu, dayanıklı malzemeler kullanılarak, Uzungöl ve çevresindeki günübirlik rekreatif faaliyetlerin düzenleneceği ortamın sürdürülebilir bir şekilde yeniden oluşturulması amaçlanmaktadır” denildi.

    ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR

    İlk etap çalışmalarının onaylanıp, ihale sürecinin başlatıldığı belirtilen açıklamada, “Uzungöl Rehabilitasyon ve İyileştirme Projesi’nde 2 bin metre uzunluğunda ahşap korkuluk, kaldırım, bazalt bordür ve rulo çim yapımını içeren ilk etap çalışmaları, Trabzon Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun kararı ile onaylanmıştır. 1’inci etap proje ihalesi, 30 Haziran 2020 tarihinde yapılacaktır. 2’nci etap proje çalışmaları ise devam etmektedir” denildi.

    ‘KISA SÜREDE TAMAMLAMAYI HEDEFLİYORUZ’

    Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, çalışmaları yakından takip ettiklerini kaydederek, “Uzungöl, şehrimiz ve bölgemiz için çok önemli bir turizm destinasyonu. Yerli ve yabancı turistlerimizin gözdesi olan Uzungöl’ün hem çevre düzenlemesinin iyileştirilmesi hem de tanıtımı için yoğun çalışma yürütüyoruz. Bölgede kullanımdan dolayı eskiyen tüm alanları güzel bir görünüme kavuşturmak için 30 Haziran’da Uzungöl Rehabilitasyon ve İyileştirme Projesi’nin ihalesini gerçekleştireceğiz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’mızın desteğiyle sonbaharda yapımına başlayacağımız toplam 12 milyon liralık çevre düzenlemesi çalışmasını kısa sürede tamamlamayı hedefliyoruz. Uzungöl ile ilgili çalışmalarımızda bize her zaman destek olan Sayın Çevre ve Şehircilik Bakanı’mıza teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

    UZUNGÖL

    Çaykara ilçesine 20 kilometre uzaklıkta, 1250 metre yükseklikte yer alan, doğal güzellikleriyle Doğu Karadeniz’in gözde turizm merkezi olan Uzungöl, yüksek dağ peyzajı ve yayla- orman ekosisteminin birlikte yer aldığı ‘tabiat harikası’ yer olması özelliğiyle öne çıkıyor. Tabii ve kültürel değerlerin var olması nedeniyle 1989 yılında ‘tabiat parkı’ ilan edilen Uzungöl, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. 500 bin metrekare alana sahip gölde, alabalık ve sazan da yaşıyor.

  • Torkul Yaylası muhteşem güzelli̇ğiyle büyülüyor

    Torkul Yaylası muhteşem güzelli̇ğiyle büyülüyor

    Düzce şehir merkezine 34 kilometre uzaklıkta olan Torkul Yaylası ve göleti, kamp severlerin uğrak noktası oldu.

     Muhteşem güzelliklerin yer aldığı Torkul Yaylası ve göleti havadan drone ile görüntülendi.

    Koronavirüs salgını sonrasında başlayan normalleşme süreci ile birlikte kamp severler de doğa ile buluşmaya başladı.

    Türkiye’nin yayla cenneti olarak tabir edilen Düzce’de de birçok yaylada kamp severler tarafından kamplar kuruldu.

    Düzce şehir merkezine 34 kilometre uzaklıkta bulunan Torkul Yaylası ve göletine de kamp severler yoğun talep gösteriyor. Göletin çevresi yeşilin her tonunu barındırması ile muhteşem bir doğa harikası olarak havadan drone ile görüntülendi.

    Denizden bin 250 metre yükseklikte bulunan Torkul Yaylası içerisinde volkanik çöküntüden oluşan 5 bin metrekare alana sahip bir gölet bulunuyor.

    Gölet çevresinde bulunan kayın, köknar, gürgen, kestane, akçaağaç, karaçam gibi ağaçların panoramik görüntüsü eşliğinde, piknik, olta balıkçılığı, foto-safari, çadır kampı gibi aktiviteler yapılırken, Torkul ve Odayeri yaylaları arasındaki 6 kilometrelik mesafede trekking turları gerçekleştiriliyor.

  • Artvin’de, tarihi kemer köprü keşfedildi

    Artvin’de, tarihi kemer köprü keşfedildi

    Karadeniz turizminin önemli destinasyon merkezlerinden biri olan Artvin, içinde barındırdığı tarihi ve kültürel yapılarıyla hem tarihe ışık tutuyor hem de bölge turizmine katkı sağlıyor. Binlerce yıl önce çeşitli medeniyetlere de ev sahipliği yapmış olan kent, çok sayıda tarihi yapıyı da içinde barındırıyor. Bu yapılardan biri de ‘köprüler ilçesi’ olarak adlandırılan Borçka’da yer alıyor. İlçede 700 rakımlı Deviskel Deresi üzerinde 19’uncu yüzyılda yapıldığı tahmin edilen taş kemer köprü, doğanın içinde yeniden keşfedildi. Foto safari ve doğa tutkunları tarafından keşfedilen tarihi köprünün turizme kazandırılması hedefleniyor.

    Bölgede ekiplerce inceleme yapan Borçka Belediye Başkanı Ercan Orhan, Borçka Ticaret Odası Başkanı Eşref Merttürk ile Hopa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Osman Akyürek, köprünün restore edilip ve turizme kazandırılması için harekete geçildiğini belirtti. Ekipler, Alaca ile İbrikli köylerini birbirine bağladığı ortaya çıkan tarihi köprünün 2 kilometre ilerisinde, daha önce bulunan şapelde de inceleme yaptı.

    ‘BU KÖPRÜLER, KÜLTÜRLERİ BİRBİRİNE BAĞLADI’

    Borçka ilçesinin Artvin turizminin lokomotifi olduğunu kaydeden Başkan Orhan, “İlçemizin birçok noktasında turizm değerleri var ve bunları tanıtarak, ilçe turizmine katkı sağlamayı planlıyoruz. Bu köprü, dere üzerinde bulunuyor ve Alaca ile İbrikli köyünü birbirine bağlıyor. Bu topraklar, tarih boyunca nice medeniyetleri, kadim kültürleri, tarihi, sosyolojik ve sanatsal değerleri bağrında saklamıştır. Bu köprüler, kültürleri de birbirine bağlamıştır. Belki de nice sevdaları kavuşturan önemli bir tarihi tanıktır. Bu değerleri önce restore edeceğiz ardından koruyarak, patika yollarını yapacağız ve turizme kazandıracağız” dedi.

    ‘GELECEK KUŞAKLARA AKTARACAĞIZ’

    Köprülerin, geçmişle gelecek arasında bağ oluşturduğunu belirten Hopa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Akyürek de “Bu tarihi köprüyü restore edip, gelecek kuşaklara aktaracağız. Patika yolları aşıp, 5- 6 kilometrelik bir yürüyüşün ardından İbrikli Şapeli’ne de ulaşıyorsunuz. Patikaların arasında karşınıza hem tarihi köprü hem de şapel çıkıyor. Bu tarihi yapıyla ilgili çalışmalar yapılacak” diye konuştu.

    Artvin’de yüzlerce köprünün olduğunu kaydeden Borçka Ticaret Odası Başkanı Merttürk ise keşfedilen köprünün çok farklı olduğunu söyledi. Merttürk, “Bu kadar yüksek bir noktada ilk kez böylesine bir eser görüyorum. Bu tarihi alanın turizme kazandırılması gerekiyor ancak önce altyapısını yapmak lazım. Çünkü buraya gelebilmek için zorlu yerlerden geçtik. Tarihi köprünün yanında bir de şapel var. Bu yapıların araştırılması da gerekiyor. Bu tarihi yapılar, hem Artvin hem Borçka hem de bölge için bir kazançtır. Borçka turizmde bir numaraydı ve şimdi daha da güçlendi” dedi.

  • Sadağı Kanyonu’na ilgi arttı

    Sadağı Kanyonu’na ilgi arttı

    Bursa’nın Orhaneli ilçesinde bulunan Sadağı Kanyonu’na her geçen gün ilgi artıyor. Doğal güzelliği ile etkileyen kanyon, son zamanlarda ziyaretçi akınına uğrarken, bilhassa çevre illerdeki vatandaşların ilgi odağı oluyor. Şehir merkezinde nemle birlikte 40 dereceyi bulan sıcaklarda kanyona vatandaşlar akın ediyor. Kayaların arasından akan buz gibi suda piknik yapma imkanı bulan vatandaşlar, ağaçların gölgesinde serinliyor.

    Sadağı Kanyonu Türkiye’nin en güzel kanyonlarından biri olduğunu belirten Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt, “Son yıllarda sık ziyaret edilen yerlerden biri haline geldi. Gerek Bursa’mızdan, gerek çevre illerden gerekse de yurt dışından ciddi ziyaretler oluyor. Salgın döneminde biraz ara verildi. Ama yavaş yavaş yeniden hareketlenmeye başladı” diye konuştu.

    Kanyonun bir diğer güzel yanı ise doğal klima görevi görmesi olduğunu ifade eden Başkan Aykurt, “Şehir merkezinde sıcaklık 35-40 dereceleri bulurken, kanyonda bu hava 20 dereceye kadar düşüyor. Belediye bünyesinde kanyonda sabah kahvaltıları ve yöreye uygun yemekler çıkıyor. Normalleşme sürecine girdiğimiz bu günlerde vatandaşlarımızı buraya bekliyorum” dedi.

    Daha önce gelenin bir daha geldiği parkuru Survivor parkuruna benzeten ziyaretçiler, “Çok hoşumuza giden bir bölgeydi. Fırsat bulduk, İstanbul’dan kalkıp buraya geldik. Yeşilliği ile insanı etkiliyor. Bursa’da keşfedilmesi gereken yerlerden biri olduğunu düşünüyorum” dedi.

    Doğa ile iç içe yaşayanların da fotoğraflamak için ilk tercihi Sadağı Kanyonu oluyor.

  • Türkiye’de çok nadir görülüyor! Saros Körfezi’nde ortaya çıktı…

    Türkiye’de çok nadir görülüyor! Saros Körfezi’nde ortaya çıktı…

    Edirne’nin Saros Körfezi’ne kıyısı bulunan Keşan ilçesi İbrice Limanı’nda dalış yapan dalgıçlar, kabuğu yosun tutmuş caretta caretta cinsi deniz kaplumbağası görüntüledi.

    Mecidiye köyü sahilindeki İbrice Limanı’nda dalış merkezi işleten 2 yıldızlı dalış eğitmeni Serdar Savaşal, liman önlerindeki eğitim dalışı sırasında caretta caretta cinsi bir deniz kaplumbağasını görüntüledi. Yaşlı olduğu değerlendirilen ve kabuğu yosunlarla kaplanmış 70 santimetre boyundaki caretta caretta ile karşılaştıklarını belirten Savaşal, bu tür deniz kaplumbağalarının Saros Körfezi’nde nadiren görüldüğünü kaydetti. Serdar Savaşal, caretta caretta cinsi deniz kaplumbağasının yaklaşık 1 saat dalgıçlara yakın bir bölgede yüzdüğünü daha sonra ise açıklara giderek, gözden kaybolduğunu söyledi.

  • Çevreyi kirlettiği için kapatılmıştı, yeniden açılıyor…

    Çevreyi kirlettiği için kapatılmıştı, yeniden açılıyor…

    Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un kapatılan termik santrallara ilişkin Manisa’da yaptığı bir açıklama, kapatılan santralların tekrar açıldığını açıkladı. İktidar tarafından geçtiğimiz yıl sonunda, halen kamu tasarrufunda olan Afşin-Elbistan B ve 18 Mart Çan Santralları ile özelleştirilen diğer yerli kömür yakıtlı eski santrallar için çevre mevzuatına uyum konusundaki muafiyet süresi uzatılmış ve kamuoyu tepkileri üzerine bu düzenleme Cumhurbaşkanı tarafından veto edilmişti.

    TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener, çevreyi kirlettiği için kapatılan ancak tekrar devreye giren linyit yakıtlı tesislere ilişkin bir açıklama yaptı. Yener, “Meslek etiği, toplum sağlığı ve toplum yararı için soruyoruz: Çevre mevzuatına göre alınması gereken tüm önlemleri aldıkları ve yasal yükümlülükleri karşılayarak çalıştırıldıklarına dair ciddi bilimsel ve güvenilir çalışmalar kamoyu ile paylaşılmadan, salt idari kararlarla santralların çalışmasına izin verilmesi kamu vicdanına uygun mudur?” ifadelerini kullandı.

    “Sonuç olarak Odamız, atanmış ve seçilmiş yöneticilerin görevinin, santral yatırımcısı sermaye gruplarının çıkarlarını kollamak değil, her ne pahasına olursa olsun o bölgede yaşayan insanların, toplumun, çevrenin, doğanın ve ülkenin çıkarlarını korumak olduğu düşüncesindedir” diyen Yener, sözlerini şöyle sonlandırdı:

    İlgili yöre halkı ve tüm yurttaşların söz konusu santralların gerekli önlemleri alıp almadıklarını, kurulan tesislerin “göstermelik, göz boyamalık” olup olmadığını bilme hakları; konuyla ilgili idarelerin de bu konularda halkı aydınlatma, bilgilendirme sorumluluğu vardır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı bu doğrultuda davranmaya, izin belgeleri ve denetim raporlarını yurttaşların erişimine açık hale getirmeye, tüm santral ve endüstriyel tesislerde salımlar ve atıklarla ilgili anlık ve toplu ölçüm ve izleme verilerini ilgili santral ve tesislerin internet sitelerinde yayımlanmasını sağlamaya, şeffaflığı ve erişilebilirliği tesis etmeye çağırıyoruz.

  • Artvin yaylalarında açan ters laleler görenleri büyülüyor

    Artvin yaylalarında açan ters laleler görenleri büyülüyor

    Halk arasında ’ağlayan gelin’ ve ’hüzün çiçeği’ olarak da bilinen ters laleler Artvin’in yüksek rakımlı yaylalarını süslüyor.

    Zirvelerin eteklerinde yetişen ters laleler, doğa fotoğrafçılarının yanı sıra meraklılarının da ilgisini çekerken, farklı renklerde açarak ziyaretçilerine eşsiz güzellik sunan ters laleleri görmek isteyenler, 2 bin 500 rakımlı Şavşat ilçesinin Maden Köy (Bazgiret) dağına çıkıyor.

    Dünyada 167 türden 43’ü ülkemizde yetişen soğanlı bitkiler arasında yer alan ters laleler Artvin’de haziran ayının gelmesiyle dağların eteklerinde açmaya başladı. Genellikle açık alanlarda direk güneş ışığı alan bölgelerde yetişen dekoratif çiçek yapısına sahip olan ters lale bitki kaçakçıların da ilgisini çekiyor. Uzmanlar kaçakçılık konusunda uyarılarda bulunarak bitki soğanlarını toplayan kişiler görüldüğü zaman yetkililere haber verilmesini istiyor.

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Tüfekçioğlu “Ters laleler; dünyada 167 türü olan ülkemizde de 43 türü bulunan soğanlı bir bitki türü. Ülkemizde bulunan 43 türün 20 adedi endemiktir yani sadece ülkemizde bulunmaktadır. Buna ağlayan gelin, hüzün çiçeği, ters lale gibi değişik isimler yöresel olarak verilmektedir. Soğanlı bir bitki soğanlı bir bitki olması dolayısıyla da bitki kaçakçılığına konu edilebiliyor. Vatandaşlarımız bunun soğanlarını toplayan vatandaşları gördüğü zaman uyarmaları veya yetkililere haber vermeleri gerekiyor çünkü nesli tehlike altında olan bir tür. Özellikle Hristiyanlıkta bizim İslam dininde de kutsal sayılan çiçeklerden bir tanesi ondan dolayı bahçelerde çok aranan istenen bir tür” dedi.

    “Bitkinin yetişme alanlarına baktığımız zaman bin ile 3 bin metre arasında büyüyen bir bitki” diyen Tüfekçioğlu “Son derece dekoratif çiçeği var. Genellikle aşağı doğru sarktığında da bunu hüzünle ilişkilendirmişler ama bu hüzün değil belki olgunluk bu çiçek için diye düşünüyoruz. Genellikle açık alanlarda direk güneş ışığı alan bölgelerde yetişen bir tür. Orta derinlikte kumlu topraklarda gelişen bir tür. Ülkemiz için son derece önemli. Baktığımız zaman dünya da ki türlerin 4’e 1’i de bizim ülkemizde yetişiyor dolayısıyla anavatanı bizim ülkemiz diyebileceğimiz bir tür. Artvin’de biz bu bitki türünü bulmak için Maden köyüne eski adıyla Bazgiret köyüne gittik her yerde bulunmuyor. Dolayısıyla nadir olan bir tür ama özellikle doğa fotoğrafçıları eko turizm amaçlı ziyaretçiler bu türleri görmek için Artvin’in değişik yörelerine gidiyorlar. Artvin turizmi için eko turizmi için önemli bir tür diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.