Kategori: Chp

  • Kılıçdaroğlu, Hacıbektaş Veli Anma Törenleri’ninde

    Kılıçdaroğlu, Hacıbektaş Veli Anma Törenleri’ninde

    60. Ulusal 34. Uluslararası Hacıbektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür-Sanat Etkinlikleri, Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde düzenlenen çeşitli etkinliklerle devam ediyor. Etkinlik programına katılmak üzere Hacıbektaş ilçesine gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ilk olarak Hacıbektaş Belediyesini ziyaret etti. Ardından Hacıbektaş Veli türbesini ziyaret eden Kılıçdaroğlu, aslanlı çeşmeden su içerek Hacıbektaş Veli’nin kabri başında dua etti.

    Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe de katılan Kılıçdaroğlu yaptığı konuşmada, “Bugün hep birlikte gerçek ismi Seyit Muhammet Bin İbrahim olan Hacı Bektaşi Veli’yi anacağız. Yani bir Anadolu Ereni. 13. yüzyılda bu topraklara aydınlanmayı getiren bir ülkeyiz. İnsanı sevmenin, doğayı sevmenin erdemini bize anlatan bir Anadolu bilgesini anacağız. Biz buraya sadece velilerimizi yani Anadolu Erenlerini anmaya ve onlara şükranlarımızı sunmaya gelmedik. Biz bugün buraya aynı zamanda onları anlamaya onların rehberliğine başvurmaya, onlardan birazcık da olsa ilham almaya geldik. Hacı Bektaş Veli ocağı, bir aydınlanma, bir eğitim ocağıdır. Çünkü kişi akıl ile yükselir, bilgi ile büyür. Bilgi ile yürüyen insan topluma sağlıklı, huzurlu bir gelecek hazırlar. Bilime ve bilimsel araştırmaya çok önem veren Hacı Bektaşi Veli bu konuda nasıl bir yol izleneceğini şöyle anlatmaktadır. İlim ve araştırmayı izlemeli, gözlemeli ve arştan yerin altına kadar her ne varsa kendinde bulmalıdır. Bu aynı zamanda akıl ile adaleti bulmaktır. Hacı Bektaş’ın ön gördüğü adaletle ama fakat ancak lakin ile başlayan ve adaleti ve adalet arayışını daraltan, erteleyen veya ertelettiren adaletin gücünü ve etkisini azaltan bahane ve gerekçelere yer yoktur. Daha önce İstanbul’da yaptığım bir konuşmada orada da ifade etmiştim. Bir ülkede adalet varsa onun etrafında biliniz ki üstünlüğü denetlenebilirlik, hesap verebilirlik, can ve mal güvenliği, şeffaflık, eşitlik, kadın erkek eşitliği, çocuğun üstün yararlı, liyakat, özgürlük, hakça dönüşü emeğin üstünlüğü, nitelikli ve kaliteli eğitim, insan ve doğa hakları vardır” şeklinde konuştu.

    Kılıçdaroğlu konuşmasına şu şekilde devam etti:
    “O, bu topraklarda yaşayıp anlayana çok şey söyledi. O dedi ki; kimsenin ayıbını arama. Kendi ayıbını göster. O dedi ki, adalet her işte hakkı bilmektir. O dedi ki, en yüce servet ilimdir. O dedi ki, düşünce karanlığına ışık tutanlara demokrat, O dedi ki çalışmadan geçinenler bizden değildir. O dedi ki alemin uykusu, cahilin ibadetinden üstündür. O dedi ki arifler hep arıdır, hem ayrıca O dedi ki kibrin aslı şeytan, tevazün asrı rahmandır. O dedi ki, en büyük keramet çalışmaktır. Ve o dedi ki, dili, dili, rengi ne olursa olsun iyidir. İyiler her an iyidir.

    Çağlar ötesinden onun söyledikleri bugün kainatın evrensel kurallarına dönüşmüş durumda. Bugün Hacı Bektaş Veli’nin söylediklerinden çok uzaktaysak o güzellikleri nerede getirdiysek onları arayıp bulmalıyız. İlk bakacağımız yer, Ahmet Yesevi’nin, Mevlana’nın, Yunus Emre’nin, Hallacı Mansur’un, Koca Nasrettin’in, Pir Sultan’ın, Ahir Evran’ın, Hacı Bektaşi Veli’nin öğretileridir. Onların aşk ırmağında, sevgi ırmağında yıkanmaktır. Çünkü onların dünyasında düşmanlık yok, sevgi ve saygı var. Haksızlık yok, merhamet ve adalet var. Zulüm yok, sevgi ve saygı var. Ötekileştirme yok, yetmiş iki milleti bir görme var. Cehalet yok, ilimle gidilen yol erdem var. Karanlık yok, aydınlanma var.

    Çünkü eğer bir yeri karanlık görüyorsan Bil ki perde senin gözündedir diyen Hacı Bektaşi Veli var. Özetle bu kültürün özünde insan var. 7 yüz yıl önce robotik alanını kuran El Cezeri’yi matematikte, Harezmi’yi, astronomide Ali Kuşçu’yu coğrafyada İbni Batuda’yı yetiştiren İslam dünyasında bugün her 4 kişiden biri okuma yazma biliyor. Bir zamanlar bilimin felsefenin açıkça tartışıldığı, düşünce özgürlüğünün çok geniş olduğu koca bir coğrafyada bugün insanlar düşünceleri yüzünden işkence görüyor, hapse atılıyor, öldürülüyor. Neden? Birleşmiş Milletler, Arap Kalkınma Teşkilatı raporuna göre sadece Arap dünyasında kadınların 13. yüzyılda okuma yazma bildiği gibi. Oysa Hacıbektaş Veli kadınların 13. yüzyılda kadınları okudunuz mu? Kadın erkek eşitliğini savunur ve döneminde Kadıncık Ana önderliğinde kurulan ki bu dünyada bilinen ilk kadın örgütlenmesidir.

    Anadolu bacıları teşkilatının kurulmasında büyük destek verir. İşte Hacı Bektaşi Veli ve diğer Anadolu Erenleri bu ilçeleri dillendirerek Anadolu ve Balkanlar’daki aydınlatmayı başlatmışlardır. Çünkü onlar ellerinde kılıç değil, aydınlanma meşalesi taşmışlardır. Yaşamları boyunca hakkı ve adaleti savunmuşlardır. O kadar ki toplum Hacı Bektaşi Veli’nin güvercin doluyla Anadolu’ya geldiğini kabullenir. Çünkü o barışın, huzurun, birlikte yaşamanın öncüsü olmuştur. Kimseyi ötekileştirmemiş, o kendi deyimiyle yetmiş iki milleti bir görmüştür. Sevgili dostlar, bu duygu ve düşüncelerle insanlığın en güzel temsilcilerinden Hacı Bektaşi Veli rahmetle anıyor, Anadolu’yu bize yurt yapan, bu toprakları bir bilgelik bahçesine dönüştüren, bizlere saklı yolları ve derin suları gösteren Bütün Erenlerimizin, delilerimizin, mürşitlerimizi, pirlerimizi, dervişlerimizi, huzurlarınızda bir kez daha minnetle yad ediyorum.”

  • Alaşehir CHP’de yeni başkan

    Alaşehir CHP’de yeni başkan

    Cumhuriyet Halk Partisi Alaşehir İlçe Teşkilatı 38. Olağan Kongresi ilçe lokalinde gerçekleştirildi.
    Kongrede delegeler arasında verilen önerge doğrultusunda kongrenin divan başkanlığına CHP Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın seçildi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan ilçe kongresinde 4 yıl boyunca ilçe başkanlığı görevini yürüten Gülgün Hasçelik aday olmadığını ve bugüne kadar destek veren herkese teşekkür ederek yeni yönetime başarılar diledi. Kongreye CHP Manisa Milletvekilleri Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Bekir Başevirgen, CHP Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın, Alaşehir Belediye Başkanı Ahmet Öküzcüolu, siyasi parti temsilcileri, STK’lar ve partililer katıldı.

    CHP Alaşehir İlçe Başkanı Mustafa Öztürk’ün yönetim kurulu listesi şöyle:
    Mehmet Kayacık, Süleyman Seskır, Selen Öküzcüoğlu, Mehmet Doğan, Sevgi Hasdemir, Mahmut Horasan, Onur Korkmaz, Hüseyin Aydın, Yücel Altın, Ceyhan Kaya, Gülizar Ertuğrul, Hasan Uyanık, Bilgin Kerman, Cafer Çelikel, İnci Baştan Balıkcı, Salih Doğrul.
    CHP’de kayıtlı 294 delegeden 167 delege kongreye katıldı. 15 oyun geçersiz sayıldığı kongrede 152 oy alan Mustafa Öztürk yeni başkan seçildi. Mustafa Öztürk seçim sonrası katılımcılara teşekkür etti.

  • “Kapıya bakarak geri dönecektik”

    “Kapıya bakarak geri dönecektik”

    CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel, CHP Muğla Milletvekilleri Gizem Özcan, Cumhur Uzun, CHP İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’den oluşan CHP heyeti, hapse girmesi söz konusu olan gazeteci Barış Pehlivan’ın durumunu görüşmek üzere Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’tan randevu aldı. Ancak bugün için verilen randevu Bakan Tunç tarafından iptal edildi.

    Konuya ilişkin TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Başarır, Tunç’ın görüşmeye yarım saat kala randevuyu iptal ettiğini belirterek şunları söyledi:

    “Sebebini anlamadığımız bir şekilde, görüşmeye dakikalar kala çok önemli bir işi olduğunu söyleyerek Adalet Bakanı görüşmeyi iptal etti. Biz kendisiyle gazeteci Barış Pehlivan’ın durumunu, onun uğramış olduğu adaletsizliğini ama onun özelinde birçok yurttaşımızın uğrayacağı bir adaletsizliği konuşacaktık. Ama sebepsiz devlet nezaketine uymayan bir şekilde sayın bakan görüşmeyi iptal etti. Bugünkü görüşmenin konusu adalet arayışıydı. Ben buradan sormak isterim, sayın Adalet Bakanı’na. Adaletten daha önemli ne gibi bir işi vardı? Bizzat CHP’nin grup başkanvekili olarak Bizzat CHP’nin grup başkanvekili olarak kendisini aradım, durumu anlattım ve randevu istedim. O da telefonu kapatmadan randevusuna bakarak, çarşamba saat 12:00’de arkadaşlarımızla birlikte görüşebileceğini söyledi. Biz de o saatte hazır olduk ve 30 dakika kala randevu iptal oldu.

    “KAPIYA BAKARAK GERİ DÖNECEKTİK”

    Yola çıkmış olsak, Adalet Bakanlığı’nın kapısında, 6 milletvekili kapıya bakarak geri dönecektik. Bu olmamalı. Eylem yapanları eleştiriyorlar, terörist oluyor. Adaletle ilgili çok teknik bir konuda, Türkiye’yi ilgilendiren bir konuda istişare etmek istiyoruz, durumu anlatmak istiyoruz, kapılar kapanıyor. Muhalefet ne yapacak? Ben bunu 85 milyona sormak istiyorum.”

    Pehlivan’ın dosyası hakkında bilgi veren Başarır, Pehlivan’ın infazını dışarıda geçirmesi için yaptığı başvuruya infaz hakimliğinin bu hakkı olumsuz yanıt vermesini eleştirdi. Başarır, koronavirüs pandemisi süresinde yapılan infaz düzenlemesiyle bazı mahpusların dışarıya çıkarıldığını ve bu dışarıya çıkışlar konusunda da infaz hakimliğine taktir yetkisi verildiğini ifade ederek, bunun Anayasa’ya aykırı olduğunu ve hakime bu kadar geniş taktir hakkı verilemeyeceğini belirtti. Başarır, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu yasa, covid sebebiyle denetimli serbestlik hükümlerinden yararlanan, yani bir anlamda tahliye edilen, infazını dışarıda geçirecek olan yurttaşlarımıza, hakkında bir dava açıldığı taktirde hakimin uygulamaya bileceğini, böyle bir taktir hakkını getirdi. Bugün Barış Pehlivan özelinde bir gerçek ortaya çıktı. Sadece Barış Pehlivan değil, 3 ay sonra da Murat Ağırel’in böyle bir durumu gelecek. Biz Adalet Bakanı’na şunu söyledik, ‘Hakimlere böyle bir konuda böyle bir taktir hakkı veremezsiniz.’ Masumiyet ilkesine aykırıdır. Herkesin anlayacağı şekilde şöyle açıklayım: 6 ay cezası kaldı. Denetimli serbestlik hükümleri onun için bir hak, covid tedbirlerinden dolayı. Ama hakkında bir dava açıldığı için, sen ona bunu ‘Uygulamıyorum’ dedin ve 6 ay cezaevine aldın. O yargılandığı davadan da 1 yıl sonra beraat etti. Ne olacak bunun durumu? Özür dileyecekler, çünkü özür dilemeye yargı konusunda çok alışkın bir iktidar var. Olacak şey mi bu? İşte biz bu yüzden Anayasa Mahkemesi’ne götürdük. Bu konunun düzeltilmesi, bu konunun büyük sıkıntılar yaratacağı için Adalet Bakanın randevu aldık. Tüm taleplerimizi görmezden geldiler. Şimdi 15 Ağustos’ta Barış Pehlivan cezaevine girecek. Ben buradan karar verecek infaz hakimine, Adalet Bakanı’na, adalete bir parça inancı olan tüm hukukçulara sesleniyorum. Bu yanlış bir karar. Hakime kimin cezaevine girip girmeyeceğini, kimin denetimli serbestlik hükümlerinden yararlanıp yararlanmayacağı konusunda taktik hakkı verirseniz, işte nasıl uygulandığını görürsünüz.”

    “ERGENEKON HAKİMİ DIŞARIDA”

    Başarır, FETÖ’den yargılanan Ergenekon davasının hakimlerinden Hasan Hüseyin Özese’nin 10 yıl ceza alasına karşın 7 yılını yattıktan sonra tahliye edildiğine dikkat çekerek şöyle konuştu:

    “Bir örnek vermek istiyorum, nasıl uygulanıyor. Ergenekon kumpasında 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olan Hasan Hüseyin Özese 10 yıl ceza alıyor. Nisan ayında tahliye için başvuruyor bu haklardan yararlanmak için reddediliyor ama bir bakıyoruz bugün tahliye kararı veriyor. Yani Ergenekon gibi Türk hukuk tarihine kara bir leke olarak geçen, FETÖ ile beraber bu ülkenin kahraman askerlerine, milletvekillerine, aydınlarına, gazetecilerine kumpas yapan bir hakim 10 yıl ceza alıyor, o dışarıda ve Barış Pehlivan cezaevine giriyor. Tam da bunu anlatmak istiyorum. Ceza yargılamasında hakime taktir hakkı veremezsiniz. Bir kararı herkese eşit ve aynı uygulamak zorundasınız. Hukukun üstünlüğü, hukuk devleti, demokratik bir devlette böyle bir madde ve böyle bir karar olmaz.

    Bizle görüşmeyen Adalet Bakanı’na bir kez daha sesleniyorum. ‘Bizimle görüşüp, görüşmemen önemli değil. Biz senden randevu aldık milletvekilleri olarak. Madem görüşmedin, mevzuata bak. 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanının durumuna ve Barış Pehlivan’ın durumuna bak. Daha sonra Murat Ağırel gelecek ve belki yüzlerce, binlerce vatandaşın durumu gelecek. Bunların durumuna bir bak. Ne yapacağınıza karar verin. Bir dosya için hakimle görüşmesi için filan oraya gitmedim. Yanlış olan bir madde var, bunun sakıncaları ortaya çıktı. Bunu ne yapacaksak, Meclis işte toplanabiliyor, gelin düzeltelim. Bu saçmalık yani, denetimli serbestlikle ilgili açılan bir davada hakime taktir hakkı veren bu madde torba yasa ile Plan ve Bütçe Komisyonu’na geldi. Sen adaleti bu kadar ilgilendiren ceza hukuku, infaz hukuku ile ilgili bir konuyu Plan – Bütçeye getirip torbaya koyarsan, bugün de bu durumu düşersin. Bizle görüşmedin, onu ben bir kenara koyuyorum, 85 milyonun takdirine bırakıyorum. Ama ‘bu yanlışı düzeltin’ diyorum.”

  • “Asıl zammı seçimden sonra göreceksiniz”

    “Asıl zammı seçimden sonra göreceksiniz”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erzincan Yıldırım Akbulut Havalimanı’nda düzenlenen törenle karşılandı. Kılıçdaroğlu daha sonra seçim otobüsüyle Tercan ilçesine hareket etti. Güzergah boyunca yolda duraklayıp bekleyenleri selamlayan Kılıçdaroğlu, Tercan ilçesinde kurulan meydanda vatandaşlara hitap etti. Kılıçdaroğlu konuşmasında, “Emeklinin durumunu biliyorsunuz. Ne diyorlar? ‘Emekliye zammı yılsonunda vereceğiz’; yani, ‘ocak ayında vereceğiz’ diyorlar.

    Ne demektir, ‘ocak ayında vereceğiz, asıl zammı ocaktan sonra yapacağız, şimdi durumu idare ediyoruz; parça parça zam yapıyoruz. Ama ocaktan sonra göreceksiniz yağmur gibi gelecek’ diyorlar. Sakın unutmayın. Ocaktan sonra, yani belediye başkanları seçimi süreci gelecek, belediye başkanları seçiminden sonra asıl zammı o zaman göreceksiniz. Asıl mağduriyeti o zaman göreceksiniz. Vatandaşın ümüğünü nasıl sıktıklarını o zaman göreceksiniz. O nedenle benim, size bugünden hatırlatma görevim var. Allah aşkına evlatlarınızı seviyorsanız, bu güzel ülkeyi seviyorsanız, huzur içinde bu memlekette hepimiz rahat yaşamak istiyorsak, önümüzdeki belediye seçimlerinde ne olursunuz elinizi vicdanınıza koyunuz ve oyunuzu öyle kullanın. Halktan yana, adaletten yana, hukuktan yana insandan yana kullanın.” ifadelerine yer verdi.

    Eline aldığı 200 liralık banknotu gösteren Kılıçdaroğlu, “Bakın bu 200 lira. Piyasada en yüksek rakamlı banknot bu 200 lira. Ne zaman çıktı ve bugüne kadar ne yapıldı. 200 lira banknot 2009 yılında yürürlüğe girdi. Yürürlüğe girince bu banknotla 131 dolar para alıyordunuz. Şimdi ise sadece 7 dolar alıyorsunuz. Paranın nasıl eridiğini bundan daha güzel bir örnek göstermez. İki, pirinç bu para yürürlüğe girdiğinde 44 kilo pirinç alınıyordu. Şimdi bu 200 lirayla en fazla 5 kilo pirinç alıyorsunuz. Kuzu eti, ilk çıktığında 14 kilo kuzu eti alabiliyordunuz. Şimdi sadece 600 gram alabiliyorsunuz. Bakınız bu banknot çıktıktan bir süre sonra Erdoğan şu konuşmayı yaptı: ‘Para tıpkı bayrak gibi, tıpkı marş gibi bir ülkenin gücünü, itibarını, bağımsızlığını simgeler.’ Doğru mu? Evet doğrudur. Paranın itibarı, milletin itibarıdır. Bugün 200 liranın nereden nereye geldiğini ve Türkiye’nin itibarının ne olduğunu gördünüz. Eğer bir ülkeyi yöneten kişinin mal varlığı dolayısıyla tehdit ediliyorsa, bak beni kızdırma senin mal varlığını açıklarım deniliyorsa o zaman Türkiye’nin içinde bulunduğu şartları benim de sizin de düşünmeniz lazım. Onun için elinizi vicdanınıza koyun öyle oy kullanın.” diye konuştu.

  • Narlıdere Belediye Başkanı beyin kanaması geçirdi

    Narlıdere Belediye Başkanı beyin kanaması geçirdi

    Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin bugün bir internet gazetesini ziyaretinin ardından fenalaştı. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesini yaptığı Engin, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anestezi Yoğun Bakım Ünitesine kaldırıldı.

    İlk belirlemeye göre beyin kanaması geçirdiği belirtilen Engin’in entübe edildiği öğrenildi.

  • Tutuksuz yargılama kararının gerekçesi nedir?

    Tutuksuz yargılama kararının gerekçesi nedir?

    TİP’in tutuklu Hatay Milletvekili Can Atalay, Hatay’ın Akçaova köyündeki bir okulda 10 öğrencinin istismar edilmesi davasında failin tutuksuz yargılanmasını soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı. Atalay, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanıtlaması istemiyle TBMM Genel Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde şunları kaydetti:

    “KARAR DURUŞMASINDAN ÖNCE MAHKEME HEYETİ TARAFINDAN TAHLİYE”

    “Gazeteci Seyhan Avşar Hatay merkeze bağlı Akçaova Köyü’nde yaşanan istismar olaylarını ve hukuka aykırı usullerle işletilen yargılamayı kamuoyunun gündemine taşımıştır. Sözü edilen ilkokulda beden eğitimi öğretmeni Murat Sağıroğlu’nun öğrencilerini darp ederek cinsel istismarda bulunduğu, müstehcen fotoğraflarını ve istismar görüntülerini kayda alarak çocukları tehdit ettiği, istismar sonucu hamile kalan bir kız çocuğunu arkadaşının kliniğinde kürtaj yaptırdığı, görüntüler ile tehdit ettiği çocukları öğretmen arkadaşları ve kuzenine pazarladığı; Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yürütülen yargılamaya konu olmuştur.

    Dava dosyasında çocukları tehdit ederek istismara zorladığı görüntülerin kaydını içeren, hafıza kartı da mevcutken, istismara uğrayan 10 öğrencinin ifadeleri istismar suçunun oluştuğuna yönelik herhangi bir şüphe bırakmazken, 18 yaşından küçük olan öğrencileri ile rızaları doğrultusunda birlikte olduğunu ifade eden sanık Murat Sağıroğlu’nun ikrarı da dosyada mevcutken; karar duruşmasından önce mahkeme heyeti tarafından tahliye edilmiştir.

    Çocukların güvenliğine dair ciddi risk barındıran bu tahliye; suçun somut olarak ortaya konduğu ve katalog suçların mevcudiyetine rağmen gerçekleştirilmiş ve Ceza Muhakemesi Kanunu md.100’de hükmedilen tutuklama nedenlerine aykırı olarak yapılmıştır. Sanık Murat Sağıroğlu, 6 Şubat depremlerindeki kaostan yararlanarak kayıplara karışmıştır. Öğretmenler Murat Sağıroğlu, Engin Y., İbrahim O., Abdullah A., Murat O. ile Sağıroğlu’un kuzeni Özmen Ö. hakkında ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’, ‘Çocuğun basit cinsel istismarı”, ‘Özel hayatın gizliliğini ihlal’, ‘Reşit olmayanla cinsel ilişki’, ‘Çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ suçlarından yürütülen yargılamada Sağıroğlu hakkında 158 yıla yakın hapis cezası verilmiştir.”

    “MAHKEME HEYETİNİN HUKUKA AYKIRI TUTUKSUZ YARGILAMA KARARININ GEREKÇESİ NEDİR?”

    Can Atalay, Bakan Tunç’a şu soruları yöneltti:

    “Tutuksuz yargılamanın şartları mevcut olmamasına karşın; tutuksuz yargılama kararı veren ve çocukları riske atan, sanığın firar etmesinin yolunu açarak yargılama sonucu hükmedilen cezayı çekmesine mâni olan Mahkeme heyetindeki hakimler ve savcı hakkında HSK tarafından bir inceleme başlatılacak mıdır?

    Mahkeme heyetinin hukuka aykırı tutuksuz yargılama kararının gerekçesi nedir?

    İstismar mağduru çocuklar hakkında Çocuk Koruma Kanunu kapsamında tedbir kararı verilmiş midir?”

  • “Değişimler zorlu olur bazen”

    “Değişimler zorlu olur bazen”

    İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Vakfı aracılığıyla bu yıl 4’üncüsünü düzenlediği kurban bağışından elde edilen konservelerin 90 bin aileye ulaştırılmak üzere Bakırköy’den dağıtıma çıkarılması programının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    “SİYASAL ANLAMDA ÇOK GÜÇLÜ VE FARKLI ADIMLARA İHTİYACI VAR”

    CHP’de başlattığı değişim çağrısının ardından “İktidar İçin Değişim” internet sitesine gelen görüşleri değerlendiren İmamoğlu, “Devam ediyoruz. Çalışıyoruz. Yani büyük bir ekibimiz var. Çok özel, yeni, hem akademik dünyadan hem siyasete meraklı dünyadan konuşuyoruz. Ülkemizin geleceğini, partimizin geleceğini konuşuyoruz. Hep iyi şeyler konuşuyoruz. Türkiye’nin ihtiyacı var. Bugün bahsettiğim ekonomik koşullar, ortamlar; çok akılcı politikaları ülkemizin ihtiyacı var. Siyasal anlamda çok güçlü ve farklı adımlara ihtiyacı var. Yoksa biz gençlerle siyaset konuşamayacak duruma geleceğiz” dedi.

    “ÖYLE ARKAYA YASLANALIM, UZAKTAN İZLEYELİM MODUNDA, FORMUNDA BİR İNSAN OLAMAM”

    Toplumun lider değişmesi mesajına ilişkin de İmamoğlu, şöyle konuştu:

    “Bunları izliyoruz. Takip ediyoruz tabii. Yani her sesi dinlemekle yükümlüyüz. Ben 16 milyonluk kentin bir belediye başkanıyım. Aynı zamanda Türkiye siyaseti yönünde büyük bir mücadele vermiş birisiyim. Bu mücadelenin en öncüsü olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir ferdiyim. Dolayısıyla bütün bu eksende öyle arkaya yaslanalım, uzaktan izleyelim modunda, formunda bir insan olamam. Süreci en üst seviyede ilgiyle, alakayla hani neredeyse saniye saniye takip edip, analiz edip çalışan, gerektiğinde de sesini çıkaracak olan, parti içi meseleleri partide, kamuya dönük olması gereken süreçleri de kamuya açık bir şekilde paylaşmaktan asla geri durmam.”

    “PARTİ İÇİ MESELELERİ KONUŞMAYA DAHA VAR”

    İmamoğlu, bu mesajı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na iletip iletmediğiyle ilgili soruyu ise yanıtsız bıraktı. “Partide sizden başka birisi aday olursa destekler misiniz” sorusuna da İmamoğlu, “Bu parti içi meseleleri konuşmaya daha var” karşılığını verdi.

    “UKOME, HÜKÜMETİN İSTANBUL’U ZAPT ETME, KONTROL ETME MAĞDUR ETME MERKEZİ”

    İBB Ulaştırma Koordinasyon Merkezi’nin (UKOME) dünkü toplantısında toplu ulaşıma zam konusunda anlaşma sağlanamamasına ilişkin de İmamoğlu, şunları söyledi:

    “UKOME uzun süredir İstanbul Ulaşım Koordinasyon Merkezi değil. UKOME, göreve geldiğimiz an itibarıyla hükümetin İstanbul’u zapt etme, kontrol etme, mağdur etme merkezi. Ankara, Konya, ne bileyim Trabzon, Bursa, yani Türkiye’de Allah aşkına şu gördüğünüz otobüs mazotla çalışıyor veya işte gördüğünüz metro elektrikle çalışıyor. Artı biz enflasyon ortamında çalıştırdığımız insanlara zam vermek zorundayız, veriyoruz. Onların aldığı zamları yansıtmak durumundayız. Yani biz gökten zembille onlara yakıt sağlayamıyoruz. O bakımdan bugünün ekonomik koşullarının getirdiği oranların çok altında kalmamıza rağmen bizi daha da aşağıya çekmek, yani neredeyse hizmet veremez hâle gelecek duruma getirme konusunda çaba gösteren bir kurul. Şu anda İstanbul Büyükşehir Belediyesi artık 14-15 milyar liraya varan yıllık ulaşım sübvansiyonuna erişti. Bu zammı yapmak zorundayız, çünkü kendilerinin seçimden bu yana akaryakıta ne kadar zam yaptığını sizler biliyorsunuz. Böylesi bir ortamda biz mecburuz zam yapmaya. Ticari bir alan değil ki bu. Sübvansiyonu biraz aşağı çekmek zorundayız, çünkü bütçemiz buna yetmez. Bu toplu ulaşımın hepsi için öyle.

    “5-6 TANE USULSÜZ ÜYE AKTARARAK UKOME ÜZERİNDEN KARARLARI ENGELLEYEN SÜREÇLERİ YAŞIYORUZ”

    Bakın taksici, yüzde 100’e yakın fark istiyor. Yani böyle bir ortamdayız. Dolayısıyla kimse keyfinden zam yapmıyor. Zam yapılmasının sebebi, bu ülkeyi çok kötü bir ekonomi yönetimiyle 6-7 yıldır en az yöneten hükümetin sorumluluğundadır. Bugün tedbir almak zorunda kaldılar, kalıyorlar. Vergi yükleri, diğer hususlardaki değişik ekonomi politikaları, doğru atılan adımlar da var. Liyakatli insanlar ekonomide olsun istiyoruz, görüyoruz da o tür adımları. Onlar daha da önemli ekonomik tedbirleri almak zorunda. Yani tabiri caizse kemer sıkmak zorunda, vergileri artırmak zorunda kalacaklar. Bütün bunlar ister istemez bizim de bir kamu kurumu olarak, İstanbul’da hizmet eden İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak ulaşımdan diğer hususlara kadar yansıtılmak zorunda. O bakımdan burada UKOME kıskacı altında İstanbul’un nitelikli ulaşım hizmeti engellenmek, hatta ‘Yapılmasın, buradan siyasi rant elde edelim’ anlayışı vardır. Oraya 5-6 tane usulsüz üye aktararak UKOME üzerinden kararları engelleyen süreçleri yaşıyoruz. Düşürün ya. Yani İstanbul’da taksi ihtiyacı vardır, yoktur. Gidin şurada bin tane, milyon tane vatandaşımıza soralım. Yüzde 99,9’u ‘Vardır’ diyecek ama UKOME’dekiler ‘Yoktur’ diyor.”

    “DEĞİŞİMLER ZORLU OLUR BAZEN”

    Ekrem İmamoğlu, 8 artı 1 taksilerin 4 artı 1’e geçmesi talebine ilişkin de “Geçişler, değişimler zorlu olur bazen ama 8 artı 1’i severler” dedi.

  • Tanju Özcan CHP’den ihraç edildi

    Tanju Özcan CHP’den ihraç edildi

    Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, CHP’den ihraç edildi.

    CHP Yüksek Disiplin Kurulu Başkanlığından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “Yüksek Disiplin Kurulu’nun 26.07.2023 tarihli toplantısında, Tanju Özcan hakkında CHP Tüzüğünün 68. Maddesi 1- a) ve 1- b) fıkraları uyarınca KESİN ÇIKARMA CEZASI verilmiştir.”

    “ADALET VE DEĞİŞİM” YÜRÜYÜŞÜ

    Son dönemde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve parti yönetimine ilişkin açıklamalarıyla dikkat çeken Özcan, kesin ihraç istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edilmişti. Özcan sonrasında ise Bolu’dan Ankara’ya “Adalet ve Değişim” sloganı ile bir yürüyüş gerçekleştirmişti.

    Yürüyüşünü CHP Genel Merkezi önünde tamamlayan Özcan, Kılıçdaroğlu’na “istifa” çağrısında bulunmuştu.

  • CHP Erzincan milletvekili Sarıgül

    CHP Erzincan milletvekili Sarıgül

    CHP Grup toplantısı sonrasında Erzincan milletvekili Mustafa Sarıgül TBMM kulisinde yumruklu saldırıya uğradı. Daha sonra edinilen bilgilere göre Sarıgül’e saldıran kişi 22. Dönem Şanlıurfa milletvekili Turan Tüysüz olduğu öğrenildi.

    Tüysüz saldırıyı neden yaptığını’ sorusuna, ‘Alacak verecek meselesi’ şeklinde cevap verdi.
    Daha sonra CHP Erzincan milletvekili Mustafa Sarıgül basın toplantısı düzenledi. Sarıgül, grup toplantısından çıktıktan sonra geçmiş dönem milletvekillerinden birinin yanına yaklaştığını söyleyerek, “Bilmediğim konularda sorular sordu. Tanımıyorum, yeri değil dedim. Kendisi de konuşmaya devam etti. Hak aramanın mücadelesi vermenin yeri zamanı olması lazım. Bu olayın tecelli etmesi beni üzdü. Umarım ki Parlamento çatısı altında olmaz” dedi.

    Tüysüz’ü yıllar önceden tanıdığını belirten Sarıgül, “Bir şey varsa randevu alırsın gelir konuşuruz. Son derece üzüldüm. İçeriğini bilmiyorum. Milletvekili olduğunu sonradan öğrendim. Konuşma şekli hoş değildi. Parlamento’nun saygı, sevgi ve hoşgörüye dayalı olması lazım. İnsanların nerede ne zaman yapacağını bilmesi lazım” şeklinde konuştu.
    Şikayetçi olup olmayacağına dair soruya Sarıgül, olmayacağını belirtti.

  • “Bir hafta eşimin yüzüne bakamadım”

    “Bir hafta eşimin yüzüne bakamadım”