Kategori: Chp

  • CHP’nin seçim kitapçığından: Instagram en iyisi

    CHP tarafından hazırlanan ‘Radikal Sevgi Kitabı’nda yerel seçimlere girecek belediye başkan adayları ile kampanya çalışmalarını yürütecek parti görevlilerine seçmenlere nasıl davranmaları gerektiği konusunda bilgi verildi.

    Hürriyet’ten Rifat Başaran’ın haberine göre, CHP Yerel Yönetimler Birimi tarafından hazırlanan Radikal Sevgi kitabı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kin tutmak bize yakışmaz. Kardeşçe yaşayacağız. Açlığa, yoksulluğa karşı demokrasi çıtasını yükseltmek için çalışacağız” sözleriyle başlıyor.Kitapçıkta şu ifadeler yer alıyor:

    — İnsanların siyaset dışında çok fazla ortak noktası vardır. Karanlık sokakta yürürken AKP’li veya İYİ Partili fark etmez, tüm kadınlar endişe duyar. MHP’li ve HDP’li iki genç, aynı atölyede ekmek parası için beraber çalışır.

    — Bir mümin günde en az yüz kere besmele çeker. Besmelenin Türkçesi ‘Esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla’ demektir. Esirgemek ve bağışlamak insanı yüceltir ve Allah’a yaklaştırır. Kapitalizmin ve kin tüccarlarının hırslarıyla havamız, suyumuz değil, ruhumuz da kirleniyor. Mücadele için ‘sevmek’ yetmez. ‘Radikal sevmek’ gerekir.

    — Atatürk, Cumhuriyetçi Parti kurmamış, Cumhuriyet Halk Partisi kurmuş. Atatürk bugün gelse tamirhane çıraklarının, AVM çalışanlarının, maden işçilerinin yanında dururdu. Eğer halkın yanında değilsek, yanlış bir yerdeyiz.

    — Sosyal medyanın yararı vardır ama tehlikesi de büyüktür. Örneğin Twitter öfkemizi artırır ve bizi kutuplaştırır. Facebook bizi yankı odasına hapseder ve karşı fikirlere karşı tahammülsüzlüğümüzü artırır. Instagram bunların içinde en iyisidir ama etkisi sınırlıdır.

    — Türkiye ne Alevi-Sünni, ne Kürt-Türk, ne de dindar-laik diye ayrılır. Ülkemizin çelebi kültürü, farklılıklara saygıyla yaklaşır. Temel ayrılık borç veren ve borç alanlar arasındaki ayrımdır.

    — Biz bu sistemi kuran Atatürk’ün partisindeyiz. Atatürk olmasaydı dağdaki çoban hep dağda kalacaktı, ama Cumhuriyet sayesinde o çobanlar başbakan, cumhurbaşkanı, bilim ve sanat insanı olabildiler.

  • CHP’li vekil Sera Kadıgil: Regl olduğumuz için vergi ödemek istemiyoruz

    24 Haziran seçimlerinin ardından CHP İstanbul Milletvekili olarak Meclis’e giren Kadıgil, kadınların ve trans bireylerin menstrüel dönemde zorunlu ve temel olarak kullanmak zorunda oldukları ped ve diğer hijyen ürünlerindeki vergi oranının düşürülmesi için kanun teklifi verdi. Kadıgil, ayrıca cezaevlerinde ped, tampon gibi ihtiyaçların ücretsiz olarak dağıtılması konusunda yasal düzenleme gerekliliğinin de altını çizdi.

    Duvar’ın aktardığına göre, kanun teklifinde, Türkiye ve dünyada “tampon vergisi” adıyla anılan hijyen ürünlerinden şu anda yüzde 18 oranında vergi alındığını belirten Kadıgil, erkekler için cinsel gücü artıran ilaçlara yüzde 8 oranında vergi uygulanıyor olmasının cinsiyet eşitsizliği olduğunu vurguladı. Kadıgil, ortalama bir kadın hayatının 2 bin 535 gününde, yani yaklaşık yedi yılı boyunca regl olduğunu ve ped ya da tampona ihtiyaç duyduğunu belirterek “İngiltere’de yapılan hesaba göre kadınlar hayatlarının 38 gününü kadın hijyen ürünlerini alabilmek için çalışarak geçirmektedir” bilgisini paylaştı.

    ​Kadıgil, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) regl hakkında doğru ve yararlı bilgiye erişim, regl hijyeni malzemelerine erişim, malzemelerin değişimi için gizlilik sağlayacak tesislere erişim, su ve sabuna erişimin garanti altına alınması gerektiği konusundaki kararları da hatırlatan CHP’li vekil Avrupa’nın pek çok ülkesinde hijyen ürünlerinden çok düşük oranlarda vergi alındığını ifade etti.

    Kadıgil teklifinde şu bilgilere yer verdi:

    ‘DÜNYADA PEK ÇOK ÜLKEDE VERGİ ORANLARI ÇOK DÜŞÜK’

    “Avrupa Birliği 2007’de yılında aldığı kararla, üye ülkelerin bu hijyen ürünleri üzerindeki vergileri yüzde 5’e kadar indirmesine izin vermiştir. İngiltere, vergi oranını yüzde 5’e çekerken elde edilen vergilerin ise kadına yönelik şiddetle mücadele derneklerine bağışlanması kararını almıştır. İngiltere’yi Fransa takip etmiş ve vergi oranını yüzde 20’den yüzde 5.5’e indirmiştir. Kanada gelen baskılar üzerine vergiyi sıfırlamıştır. Malezya önce vergi oranını yüzde 10’dan yüzde 6’ya indirmiş ardından ise sıfırlamıştır. İrlanda da hijyen ürünlerinden vergi almayan ülkeler arasındadır. ABD’nin pek çok eyaletinde; Minnesota, Illinois, New York, Massachusetts, Maryland, Connecticut ve Florida eyaletleri başta olmak üzere, tampon vergisini kaldırmaya karar vermiş, Nebraska, Virginia ve Arizona eyaletleri ise tampon vergisini kaldırmaya yönelik yasa tasarılarını gündeme almıştır. İspanya 2019’da bu ürünleri “temel ihtiyaç” kabul ederek vergileri indirmeyi gündeme almıştır. Tampon vergisi İspanya’da yüzde 10’dan yüzde 4’e indireceğini duyurmuştur. Avustralya’da 2000 yılından beri uygulanan yüzde 10’luk vergi, 3 Ekim 2018’de tamamen kaldırılmıştır. Kanada, 1 Temmuz 2018’de tampon vergisini kaldırmıştır. Hindistan’da hükümet ped ve tampon gibi kadın hijyen ürünlerinden alınan tartışmalı vergiyi Temmuz 2018 yılı itibariyle kaldırmıştır. İskoçya hükümeti, öğrenim çağındaki genç kızların regl döneminde kullandığı hijyen ürünlerini karşılama kararı almıştır. Eylül ayından itibaren, her ay 395 bin öğrenciye okullarda ve eğitim kurumlarında bedava hijyen ürünü dağıtılacak olan İskoçya dünyada bir ilke de imza atmıştır.”

    ‘REGL BİR HASTALIK DEĞİLDİR’

    “Menstürel dönem kimilerinin dediği gibi bir hastalık olarak değerlendirilemez ancak, bu dönemde menstrüel temizliğe uygun sıhhi malzemelerin kullanılmaması üreme yolu hastalıklarına yol açabilmektedir. Ülkemizde halen çok sayıda kız çocuğu ve kadın, bu tip hijyen ürünlerini alacak maddi güce sahip olmadığı için bu tür risklerle karşı karşıyadır.”

    ‘CEZAEVLERİNDE PED İÇİN YASAL DÜZENLEME YAPILMALI’

    “Kadın mahpusların, kız çocuklarının ve regl olan trans bireylerin cezaevlerinde yaşadıkları sorunlarından biri de ped, tampon ve diğer hijyen ürünlerine erişimdir. Birçok kadın, buluğ çağına giren kız çocukları ve LGBTİ birey ekonomik sebeplerle, kantinlerde satılan hijyen ürünlerini alamadıkları için pamuk ve çarşafı bez olarak kullandığı tarafımıza gelen bilgiler arasında”

    Cezaevlerinde hijyen ürünlerine ücretsiz erişim için çalışma yapan kadın örgütlerine kulak verilmesi gerektiğini belirten Kadıgil, ped hakkının, yasal güvenceye alınmasına vurgu yaptı.

  • Kılıçdaroğlu: Kartal’daki binayı kaçak yaptıran kişi şu anda Erzurum’da belediye başkanı

    Partisinin TBMM grup toplansında konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “82 milyonun hakkı ve hukuku için, adalet için yürüdüm. Eğer bir haksızlık karşısında susarsanız dilsiz şeytan olursunuz. Bizim inancımızda, ahlakımızda dilsiz şeytan olmak yoktur. Dilsiz şeytan asla olmayacağız” dedi.

    Kartal’da geçen hafta çöken 8 katlı bina hakkında çok şey bildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

    “İsteriz ki ülkemizde acı bir olay yaşanmasın ama Kartal’da bir bina çöktü ve 21 vatandaşımız hayatını kaybetti. O bina ile ilgili çok şey biliyordum. Ama enkazın altında insanlar varken onu politik bir sürecin parçası haline getirmekten kaçındık. ​İmar affı çıkarıyorlar. İmar affını sağlam binalara çıkar. Neden çürük binaları imar affı kapsamına alıyorsun? Bir de iftira atıyorlar ki Kartal Belediye Başkanımız olay yerine gitmemiş. Hayır Kartal Belediye Başkanımız Altınok Öz başından beri oradaydı. O binayı kaçak yaptıran, kaçak kat çıkaran kişi şu anda Erzurum’da Büyükşehir Belediye Başkanı’dır. Herkes bu gerçeği bilsin.”


    ‘İSTANBUL’U TESCİLLİ TABUT HALİNE GETİRDİLER’

    Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

    — Mazlumun, fakirin, fukaranın hakkını aramak zorundayız. Bunu yaptığımız zaman Türkiye’ye barış gelir, huzur gelir, bereket gelir.

    — Deprem olsa kim bilir kaç bina daha yıkılacak. 99 depreminin üstünden 20 yıl geçti. 20 yılda İstanbul’da ne yapıldı, hangi önlemler alındı? İstanbul’u tescilli tabut haline getirdiler.

    ‘ADAYLIKLARIN BELİRLENME SÜRECİNDE ÖNEMLİ BİR ADIM ATILDI’

    — Adaylıkların belirlenme sürecinde önemli bir adım atıldı. İstanbul, Adana, Antalya ve Bursa’da ilçe belediye başkanlıkları il adayı oldular. Bunlar ilçe belediyesinden büyük belediye başkan adayı olanlar, yeni bir gelenek başlatıyoruz. Başarılarını bütün beldeye, büyükşehire yaymak istiyorlar. İlçede kazandığımız başarıyı büyükşehir bağlamında da hayata geçireceğiz, diyorlar.

    – Aziz Kocaoğlu büyükşehir belediye başkanlığını büyük bir başarıyla yapmıştır ve bir bayrak devrini kısa sürede gerçekleştirecektir. Tunç Soyer de önümüzdeki süreçte Aziz Bey’in bıraktığı başarıları kararlılıkla sürdürecektir. Bir başka arkadaşımız Yılmaz Büyükerşen, Eskişehir’i Eskişehir yapan. Bir beton Bursa’yı, bir de yemyeşil Eskişehir’i düşünün. Ankara’dan Eskişehir’e gezmeye giderler.
    — Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanımız Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapmadığını yaptı; 11 İlçeye 11 okul yaptı. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin olduğu yerde hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek.

    — Oy versin vermesin, vatandaşı baştacı edeceğiz. Oy vermeyen vatandaşa da hizmet götüreceğiz.

  • CHP’li Tekin: Adaylar objektif olarak belirlenmedi, muhalifler susturuldu

    CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, partisinin yerel seçimlerde yarışacak adaylarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

    “Üzülerek söylüyorum, adayların objektif kriterlere göre belirlendiğini söylemek mümkün değil. Her seçim çevresinde adeta farklı bir kriter, farklı bir standart ortaya koyuldu. Birçok büyükşehirde, kamuoyu anketlerinde en çok destek bulan arkadaşlar aday gösterilmedi. Hayatını İstanbul’a vermiş, ben dahil birçok arkadaşımızın ne yazık ki fikirlerine bile danışılmadı” diyen Tekin, “Biz eskiden kim CHP’ye bir oy fazla kazandırırsa o aday olmalıdır derdik. Bugün CHP’nin oy kazanmasından ve başarısından başka ölçütler de devreye girmiş durumda” ifadesini kullandı.Gürsel Tekin, devamında özetle şunları kaydetti:

    — Kişisel, şahsi ölçütler ve keyfilik ne yazık ki maliyetsiz değildir. 31 Mart’ta bu maliyet ile partimizin karşılaşmamasını umut ediyoruz. Biz liyakatı savunan bir partiyiz. Liyakat ilkesinin her yere egemen olmasını isteriz. Liyakat ilkesi bir kenara bırakıldı, şahsi yakınlık ve tutum öne çıkartıldı.

    — Birçok ilde partimize ve vatandaşa başarıyla hizmet eden belediye başkanlarımız yalnızca olağanüstü kurultay talep ettikleri için yeniden aday gösterilmedi. Yine bazı illerde seçimi kazanabilecek seviyede olan halk desteği bulunan arkadaşlarımız da aynı gerekçeyle adaylık dışında bırakıldı.Bu CHP tarihine, kültürüne yakışan bir adım değildir.

    ‘DEĞİŞİMİN SESİ OLAMADIK’

    — (…) Böyle bir dönemde bizim de görevimiz halkın değişim beklentisinin sesi olmak.

    KOLTUK BAŞARISIZLIK ÜZERİNE KURULAMAZ!

    — Hiçbir koltuk başarısızlık üzerine kurulamaz. Halkımızın, tabanımızın, örgütümüzün beklentisi mutlak başarıdır.

    ‘MÜHÜR KİMDEYSE SÜLEYMAN O’

    — (…) Mühür kimdeyse Süleyman O’dur. Başka kimse yoktur. Herkesin de bu sorumluluğun yerine getireceğini umuyorum.

  • CHP Bursa Milletvekili Kayışoğlu’ndan Nilhan Osmanoğlu’na tepki

    2. Abdülhamid’in torunu Nilhan Osmanoğlu, 5 Şubat’ta katıldığı bir konferansta Fransa’da yaşayan Abdülhamid ailesiyle eski Cumhurbaşkanı İsmet İnönü arasında geçtiğini iddia ettiği bir görüşmeyi anlattı.

    Osmanoğlu, İnönü’nün Türkiye’ye dönmek isteyen Osmanlı hanedanı üyelerine “Bunun bir bedeli var” dediğini ve ellerindeki mücevherleri aldığını iddia etti.

    Söz konusu iddiaya yanıt, CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu’ndan geldi. Kayışoğlu Twitter üzerinden, “Nilhan hanımefendinin İsmet İnönü ile ilgili açıkladığı mektupları yalanlayan mektuplar çıktı. Buyurun gerçeğin ve entrikanın hası burada” diyerek o mektubu okudu.

    İsmet İnönü’nün yaverinin mektubunu aktaran Kayışoğlu şunları söyledi:

    — Şadiye Sultan’ın yardımcısının yavere aşık olduğu ve İstanbul’a götürmesini istediği, yaverin bunu kabul etmeyince karşılıksız aşkını tehdit ettiğini öğreniyoruz. Yaverin mektubunda şöyle deniliyor: Hanımefendi sizi zevcem olarak almadığım için müteessir olduğunuzu, paşamıza iftira edeceğinizi, sultanının bronşunu alacağınızı söyleyeceğinizi yazıyorsunuz. Biliniz ki aziz Türk milleti değil malı mülkü bütün varlığını ve canını savaş meydanlarında ortaya koyarak bu cennet vatanı dünyalara değişmeyen İsmet Paşamız ile ilgili böyle iftiralara inanmayacaklardır. Çabanız nafiledir.

    Tweeti Görüntülemek İçin Tıklayınız

     

  • Kılıçdaroğlu: Tarım ve Orman Bakanı’nı Zaytung kadrosuna alırsanız çok memnun olurum

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuşuyor:

    Dünyanın en büyük enflasyonunu yaşayan ülkelerinden birisiyiz. Eskiden kilo ile aldıkları ürünleri şimdi tane ile almaya başladılar. Böyle bir tablo ile niçin karşı karşıyayız? Oy verdiniz, kanun çıktı yetmedi, 17 yıldır tek başına yönetiyor. ‘Bana yetki verin, tek adam olayım, her şey düzelecek’ diye söz verdi, o da yetmedi. Neden bu fiyatlar yükseliyor? Kuru soğan artışı yüzde 231, biber artışı yüzde 155. Sivri biber yüzde 147, pırasa yüzde 116… Böyle gidiyor liste. ‘Mutfakta yangın var’ derken bunu kastediyoruz. 17 yıldır Türkiye’yi yöneten bir iktidarın ülkeyi getirdiği noktayı hep beraber oturup düşünmemiz lazım.”

     Sen bu ülkenin ekonomisini sağlam temeller üzerine oturttun da fiyatlar mı yükseldi? İhracatı da yasakladılar, o da tutmadı. Tarım Bakanı çıktı ‘Et yemeyin, ot yiyin’ dedi. Otun fiyatı arttı. Bu Tarım ve Orman Bakanı’nı Zaytung kadrosuna alırsanız çok memnun olurum.”

  • CHP grup toplantısında dikkat çeken haykırış! “Bebeğim ölüyor”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu’nun konuştuğu bir esnada çaresiz bir anne, çocuğunu havaya kaldırarak “Bebeğim ölüyor” dedi. Kılıçdaroğlu, “Toplantı bitince yanına geleceğim” dedi.

    “BEBEĞİM ÖLMEK ÜZERE”

    Kılıçdaroğlu, pahalı ve piyasada bulunmayan ilaç fiyatlarından bahsederken çaresiz bir anne çocuğunu hava kaldırarak “Bebeğim ölmek üzere” diye Genel Başkan’a seslendi. Kılıçdaroğlu bunun üzerine “Geleceğim, geleceğim. Toplantı bitsin söz yanına geleceğim” dedi.

  • CHP’nin Şişli Adayı Muammer Keskin Oldu

    CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. CHP’de bugün MYK ve Parti Meclisi toplantılarının ardından belirlenen yeni belediye başkan adayları açıklanacak.

  • Sarıgül seçim sloganını açıkladı: ‘Sevgiliye kırmızı, Şişli’ye Sarıgül’

    Sarıgül, yöneticilerin görevinin CHP Genel Merkezi’nde kendi koltuklarını korumak değil, bulundukları siyasal hareketi iktidar yapmak olması gerektiğini söyledi.

    Sarıgül, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun, belediye seçimlerine en az bir yıl kala bütün adayları tespit edip Türkiye çapında belediyelerin CHP’de olmadıkları yerlerdeki adayların bir yıl önce, CHP’li belediyelerin olduğu yerde ise adayları en az 6 ay önce açıklaması gerekirdi. Çünkü, bu adaylar projelerini, çalışmalarını, kendilerini tanıtmaları için en az 6 ay ve bir yıllık süreye ihtiyaç var. İstanbul ve ilçeleri çok büyük. Türkiye’nin bir çok ilinden daha büyük. Geceleri saymazsak seçimlere 30 gün var. 30 gün de bu adaylar kendilerini kamuoyuna nasıl anlatacaklar? Çalışma arkadaşlarımla birlikte biz Şişli’de tam 48 aydır çalışıyoruz. Kampanyada 600 arkadaşımız görevli. Her arkadaşımız 100 seçmenle ilgileniyor. 60 bin seçmenimizle bire bir görüşüyoruz” ifadesini kullandı.

    ‘VATANDAŞ CHP’DEN ADAY YAPILMAMAMDAN DOLAYI ÜZGÜN’

    Kendisine oy vereceğin esöyleyen yüzde 54-58 arasında bir kesim olduğunu belirten Sarıgül, şöyle konuştu:

    “Şişli’yi bölmek diye bir şey yok. Sarıgül’e oy vereceğini söyleyen yüzde 54-58 arasında. Arada çok büyük fark var. Daha çok şahıs gerekiyor. Ben Şişililerin evladıyım, kardeşiyim. Beni davet etmemiş olsalar ben bu yolculuğa çıkmam. Şişliler umut ve heyecanla bekliyor. CHP-DSP yarışından AKP adayının sıyrılacağı söyleniyor. Ben 2009 seçiminde DSP adayıyken 99 bin 200 oy aldım. CHP adayı Muharrem Sarıgül 31 bin oy aldı. AKP adayı Emin Haberdar 31 bin oy aldı. Bu seçimde de muhtemelen DSP adayı Mustafa Sarıgül 54 ile 58, CHP adayı 19-21, AKP adayı ise 14-17 alır. Dolayısıyla, Şişli’de seçimle ilgili bir problem yok. Ben sosyal demokrat ve demokratik sol çizgimi hep korudum ve korurum. Vatandaş benim CHP’den aday yapılmamdan dolayı son derece üzgün. Şişli halkı her şeyi biliyor.”

    ‘CHP GENEL MERKEZİ’Nİ YÖNETENLER BAŞARILI İNSANLARI İSTEMİYOR’

    CHP Genel Merkezi’ni yönetenlerin başarılı insanları istemediğini ileri süren Sarıgül, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun her zaman yanında olduğunu söyledi ve şöyle devam etti:

    “CHP’nin kurumsal kimliğine ve seçmenine saygım sonsuzdur. Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun her zaman yanındayım. Ama şu anda genel merkezi yöneten bazı yöneticilerin bilgi, beceri ve yetenekleri CHP’yi ileriye taşımaktan uzaktır. Daha önce dediğim gibi Şişli’de seçim şimdiden bitti sayılır. Mustafa Sarıgül başkan olacak. Elbette her adaya başarılar diliyorum. Güler yüzlü, sevgi dolu, hoşgörü içinde geçen bir seçim kampanyası yürüteceğiz. Ana sloganımız ‘Gözünaydın Şişli ak güvercin geliyor’ ve ‘Sevgi kazanacak.’ Şişlilerin sevgisi için de çalışa çalışa kazanacağız. Saygıyla sevgiyle kazanacağız. ‘Sevgiliye kırmızı, Şişli’ye Sarıgül’ diyeceğiz. 5 yılda 5 bin 114 ev toplantısı yaptım. Ortalama evlerde 30-40 kişiyle görüşme yaptım. Kampanya süresincede her eve DSP’nin görüşünü içeren yerel yönetimler kitapçığı, her eve bir DSP kalemi vereceğim.”

    Sol Parti’den (DSP) aday olan Mustafa Sarıgül, CHP Parti Meclisi içinde partinin büyümesinden, güçlenmesinden daha çok kendilerinin iktidarını düşünen bir grup tarafından partinin önünün tıkandığını öne sürdü.

  • Seçim öncesi ortalığı karıştıracak sözler: Bir fakslık işi var!

    Beşiktaş eski Belediye Başkanı Murat Hazinedar, basın toplantısı düzenledi Hazinedar, “Siyasi partiler millete hizmet etmek için kurulmuş organizasyonlardır. Ama CHP’de tam tersine ne kadar millete sırtınızı döner ve parti içine oynarsanız, o kadar irtifa kazanacağınız bir siyasi yapı ve anlayış bulunmaktadır. Benim yanımda tek bir MYK üyesi ya da parti meclisi üyesi olmadığı için aday belirleme sürecinde ismimi hatırlayan olmadı. Genel başkanım ise hem kendi lafını hem de parti hukukunu çiğnetmeyi göze alarak arkamda durmamıştır” dedi.

    “ANKETLERDE BEN BİRİNCİ ÇIKIYORDUM”

    “Buradan genel başkana, MYK üyelerine ve parti meclisi üyelerine soruyorum” diyen Hazinedar, “Battal Bey’i yeniden aday yaparken ya da Murat Hazinedar ismini hiçbir şekilde değerlendirmeye dahi almazken ölçüleriniz, parametreleriniz neydi? Halkın sevgisi teveccühü mü? Anketler ortada. Kumpaslarla görevden uzaklaştırıldığım tarihe kadar hem kendi ilçem Beşiktaş’ta, hem de İstanbul’da 39 ilçede yapılan anketlerde İstanbul’da birinci çıkan belediye başkanı ben oldum. Hatta CHP’nin bugün büyükşehir belediye başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun o tarihlerde yaptırdığı İstanbul anketlerinde ben birinci çıkıyordum. Kendisine sorabilirsiniz.”

    “BİR FAKSLIK İŞİ VAR”

    “Buradan ona da seslenmek istiyorum; unutmasın ki büyükşehir belediye başkanı bile olsa İçişleri Bakanlığı nezrinde maalesef bir fakslık işi var. Bizim olduğumuz gibi. Bugün partisinin genel meclisinde haksızlığa uğramış bir arkadaşına söyleyecek bir sözü yoksa yarın Allah korusun kendisine yapılacak böyle bir haksızlıkta herhalde bu açıklamamı hatırlayacak ve vicdanı sızlayacaktır” şeklinde konuştu.

    “YAPIŞTIRDIĞINIZ ETİKETE BİR CEVAP VEREMİYORUM”

    Murat Hazinedar, “CHP’de maalesef üzülerek söylüyorum ama bu aynı zamanda malumun da ilanıdır, kimlik siyaseti yapılmaktadır. Maalesef Battal İlgezdi ile aramızdaki en önemli fark budur. İstanbul’da seçilmesi garanti olan neredeyse bütün ilçelerde bu yaklaşım egemen olmuş ve aday belirleme süreçlerinde tercih sebebi olmuştur. 2 Şubat 2019 tarihinde yeniden toplanacak olan parti meclisinde, arz ettiğim hususların değerlendirilerek, 4 Ocak 2018 tarihinden görevinden uzaklaştırılan Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’a ve halkımıza bir cevap verilmesini bekliyorum. Çünkü ben ne oğluma, ne eşime, ne Beşiktaş’a ne de beni tanıyan Türkiye’ye, insanlara; Battal İlgezdi’yi aday yapıp beni yapmamakla verdiğiniz mesaj üzerinde vatandaş nezrinde yapıştırdığınız bu etikete bir cevap veremiyorum. Sadece parti hukuku ve ahlakı gereği değil insani ve vicdani ahlak gereği de bu cevapları sizlerden bekliyorum. Aksi takdirde partinin kurumsal kimliği ve geleceği tartışmalı hale gelecektir. Sorularıma anlaşılır, kabul edilebilir ve net cevaplar verilmediği takdirde tüm yasal haklarımı kullanacağım ve meşru her zeminde bana yapılan bu haksızlığı dile getireceğimi kamuoyuna saygıyla sunarım” diye konuştu.

    “RANDEVU DAHİ VERMEMİŞTİR”

    Ekrem İmamoğlu’nun, kendisiyle çok samimi olduğu her yerde söylediğinin hatırlatılması üzerine Hazinedar,

    “Kendisinin Sayın Cumhurbaşkanı’ndan randevu almak için gösterdiği çabayı saygıyla karşıladım. Son derece doğru, yapıcı bir yaklaşımdı. Ama kendi partisinin mağdur edilmiş, üstelikte bütün detaylarını sayın genel başkan nasıl biliyorsa, kendisinin de biliyor. Adaylığından sonra aramama rağmen randevu dahi vermemiştir. Bunu özellikle paylaşmak istedim” diye konuştu.

    İMAMOĞLU’NDAN MURAT HAZİNEDAR’A YANIT

    Son olarak eski Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın kendisine yönelik, “Adaylığından sonra aramama rağmen randevu dahi vermemiştir. Bunu özellikle paylaşmak istedim” sözleri üzerine ise İmamoğlu, “Murat Hazinedar benim arkadaşımdır. Biz çok defa telefonda konuştuk. Bire bir görüşme talebini de geçtiğimiz hafta iletti. Biraraya geliriz. 5-6 gün gecikme ile randevu vermeme gibi durum söz konusu olamaz. O benim arkadaşımdır. Konuşuruz, düzeltiriz. Ben haksızlığa uğradığını defalarca televizyonlarda konuştum. Geçen hafta da ilettim. Geçen haftada naklen yayında dile getirdim. Hem kendisinin hem de Ataşehir Belediye başkanının dile getirmiş biriyim. Hiçbir yargı hakkında yoktur. Bunu defalarca dile getirmiş biriyim” diye yanıt verdi.