Kategori: Diyarbakır

  • Diyarbakır’da sağlıkçılardan İsrail’in hastane saldırılarına tepki

    Diyarbakır’da sağlıkçılardan İsrail’in hastane saldırılarına tepki

    7 Ekim tarihinde İsrail’in Gazze’de sivillere ve hastanelere başlattığı yoğun bombardımana tepki çığ gibi büyüyor. Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hastanelerinde sağlık çalışanları, yaptıkları açıklamayla İsrail’e tepki göstererek, Filistin’e destek verdi.

    Hastane poliklinikleri önünde toplanan sağlıkçılar adına konuşan Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Eşref Araç, İsrail’in sivilleri ve hastaneleri hedef almalarını kabul etmediklerini ve yapılanın tamamen insanlık dışı olduğunu belirtti.

    İsrail’in katliamlarından sağlıkçılar olarak endişe duyduklarını ifade eden Araç, “Biz sağlık çalışanları olarak Gazze’de yaşanan katliam ve soykırım girişimi karşısında duyduğumuz derin endişe ve üzüntüyü sizlerle paylaşmak istiyoruz. İsrail’in uluslararası hukuk ve savaş normlarına aykırı bir şekilde, masum sivilleri hedef alarak gerçekleştirdiği katliamları şiddetle kınıyor ve bu insanlık dışı saldırıları asla kabul etmiyoruz. Gazze’de yaşayan insanları temel haklarından mahrum bırakma amacıyla uygulanan bu kuşatma ve barbar saldırılar, sadece uluslararası hukuku ihlal etmekle kalmayıp, aynı zamanda insani değerlere de tamamen aykırıdır” dedi.
    Çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve engelliler dahil savunmasız sivillerin topyekun hedef alınmasını, insanlığa karşı işlenmiş bir soykırım olarak gördüklerini belirten Araç, “Bu acımasız saldırıların bir an önce durdurulması ve sorumlularının uluslararası hukuk önünde hesap vermesi için uluslararası toplumu acil bir şekilde harekete geçmeye çağırıyoruz. İsrail’in Gazze’de bulunan hastanelere yaptığı saldırılar, sadece sağlık hizmetlerini engellemekle kalmayıp, aynı zamanda hastaların ve oralara sığınanların güvenliğini de ciddi şekilde tehlikeye atmıştır” ifadelerinde bulundu.

    39 gün içerisinde imkanların kısıtlı olmasından dolayı Filistin’de sivillerin çeşitli hastalıklara yakalandığını aktaran Araç, “Gazze’de 39 gündür devam eden saldırılarda büyük bir katliam uygulanırken hastaneler de hedef alınıyor ve vuruluyor. Sağlık çalışanları çok zor şartlar altında çalışma yürütüyor. Hastanelerde elektrikler kesik, ilaç ve medikal malzemeler bitmiş durumda. Yaralı sayısı çok fazla, koridorlarda ve yerde anestezi olmadan sağlık hizmeti verilmeye çalışılıyor. İsrail, binlerce yaralı sivilin bulunduğu Şifa Hastanesi’nin, Nasr Çocuk Hastanesinin, El Ehli Babtist ve Türkiye Filistin Dostluk Hastanelerinin, tahliyeye zorladığı Filistin Kızılay’ına bağlı Kudüs ve Endonezya Hastanelerinin çevrelerini vurdu. Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliye’de yer alan El Avde Hastanesi ile Hasta Dostları Hastanesi’nin çevresini hedef aldı ve ambulansları vurdu. Bombalama sonucu El Rantisi Çocuk Hastanesi’nde de çok büyük yangınlar meydana geldi. Gazze’de hastanelerin yüzde 44’ü çalışmıyor. Gazze’deki 36 hastaneden 16’sının ve 72 temel sağlık hizmeti merkezinin 52’si tamamen kapandı. Bunlar yaşanırken Dünya Sağlık Örgütü, Gazze için büyük salgın hastalık uyarısında bulundu. Gazze Sağlık Bakanlığı da sağlık durumunun iyice kötüye gittiğini ve büyük salgınların oluşacağını aktardı. 7 Ekim’den beri 54 bin 866 üst influanza ve kovid, 33 bin 551 zehirli ishal vakası, suçiçeği, deri döküntüleri, kızamık hastalıkları yaşandı. 70 kanser hastası ölümle karşı karşıya bulunuyor. 39 bebeğin ise oksijen ihtiyacı karşılanamadığı için ölümle karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Tekrar ediyoruz, hastaneleri bombalamak savaş suçudur. Acilen bu savaş, bu katliam durdurulmalıdır” diye konuştu.

    Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi 5’inci sınıf öğrencisi Filistinli Malik Hazne, Gazze’deki ailesinden endişe duyduğunu dile getirerek, İsrail’in soykırımına tepki gösterdi. Hazne, “Dicle Üniversitesinde 5’inci sınıf tıp öğrencisiyim. Hastanelerin bombalanması kesinlikle savaş suçudur. Çocukların öldürülmesine karşıyız. Şuna da Gazze’de 10 bin den fazla insan öldürüldü. Yarısından fazlası bebek. Biz hastanelerin bombalanması için burada sağlıkçılar olarak İsrail’e tepki gösterdik” ifadelerine yer verdi.

  • Diyarbakır annelerinin evlat mücadelesi devam ediyor

    Diyarbakır annelerinin evlat mücadelesi devam ediyor

    3 Eylül 2019 tarihinde farklı kentlerden Diyarbakır’a gelerek HDP önündeki çadırda oturma eylemi başlatan ailelerin evlat nöbeti bin 534’üncü gününde de aralıksız sürüyor. Evladı Cahit’in 2015 yılında Lice ilçesinden kaçırıldığını iddia eden İhsan Bayrak, çocuğuna ‘teslim ol’ çağrısında bulundu.
    Oğlunun yüzünü en son 10 yıl önce gördüğün belirten Bayrak, “Oğlum ne olursa olsun gel güvenlik güçlerimize teslim ol. Devletimiz çok güçlü bir devlettir. Gittiğin yerin sonu yok. Ben senin yüzünü en son 10 yıl önce gördüm. Bizim topraklarımız kanla kazanılmış, bazı ülkelerin oyuncağı olma. Gel teslim ol oğlum. 2015 yılında haberimiz yoktu Lice ilçesinden katılım sağlamış” dedi.

  • Diyarbakır’da evinde ölü bulundu

    Diyarbakır’da evinde ölü bulundu

    Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi kırsal Yeşildallı Mahallesi’nde meydana gelen olayda, sabah saatlerinde evde bulunan A.K. (50), bahçede oynayan çocuklarının içeri girmesiyle, bilinmeyen bir nedenle yanındaki pompalı tüfekle karnından vurulmuş halde bulundu. Çocukların durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirmesi üzerine olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi.

    Annenin hayati tehlikesi sürüyor

    Sağlık ekipleri yaralı A.K.’yi olay yerindeki ilk müdahalenin ardından kentteki özel bir hastaneye sevk etti. Yaralı annenin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.

    Olayla ilgili inceleme sürüyor.

  • Hayvansal atıklar gübreye dönüşüyor

    Hayvansal atıklar gübreye dönüşüyor

    Yenişehir Kaymakam ve Belediye Başkan Vekili Murat Beşikci’nin talimatıyla, Yenişehir Belediyesi sınırları içerisinde ekipler tarafından toplanan hayvansal atıklar, gübreye dönüştürüldükten sonra çiftçilere destek olarak veriliyor.

    Yenişehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Müdürlüğü ve Yenişehir Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğünün yürüttüğü çalışmalar ile ilgili yapılan açıklamada, “Başkanlığımıza bağlı kırsal mahallelerde, insan ve çevre sağlığını olumsuz yönde etkileyen hayvansal atıklar kaldırılıp çiftçilerimizin tarlalarına dökülüyor. Bu durum, insan ve çevre sağlığını olumsuz etkileyen bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenle, hayvansal atıkların uygun bir şekilde işlenmesi ve bertaraf edilmesi konusunda, acil önlem alınması gerekiyordu. Bu sorunların çözümü için, çevrenin temizlenmesine ve doğanın korunmasına büyük önem veren Yenişehir Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Murat Beşikci, kırsal mahallelerimizde hayvansal atıkların yerleşim yerlerinden alınıp, çiftçilerin tarlalarına uygun şartlarda, hayvansal gübre olarak dökülmesi talimatı verdi. Belediyemiz ekipleri tarafından günün belirli saatlerinde toplanan atıklar, isteyen çiftçilerimizin tarlalarına gübre olarak ulaştırılıyor. Bu sorunların önüne geçmek için belediyemiz tarafından yapılan bu çalışmalar, hem çevre, hem de toplum sağlığını korumak için büyük bir öneme sahip” denildi.

  • Kombi bakımı yaptırmayanlar dikkat!

    Kombi bakımı yaptırmayanlar dikkat!

    2005 yılından bu yana Diyarbakır’da ısıtma teknolojisi ve tesisat alanında hizmet veren Sabri Arıcı, vatandaşların yılda en az bir kez kombi bakımını yaptırması gerektiğini belirtti.

    Kombi bakımı esnasında seçecekleri ustanın güvenilir biri olması ve yetki belgesinin olması gerektiğini söyleyen Arıcı, “Malumunuz kış ayı yaklaşıyor. Vatandaşlarımız kışın soğukları başlamadan kombi bakımlarını yaptırması yerinde olur. Kombi bakımlarının yılda en az bir kez yaptırılması gerekiyor. Kombi bakımının yapıldığı esnasında eve çağırılacak ustanın işinin ehli olması, yetki belgesinin ve vergi levhasının olması gerekiyor” dedi.

    “Menfezler kapatılırsa kötü sonuçlarla karşılaşılır”

    Özellikle kışın havaların soğuk olmasından dolayı menfezleri kapatan tüketicileri uyaran Arıcı, “Bakım esnasında kombinin arkasındaki genleşme tankının 0,75 ve 1 bar aralığında basınçlı bir havayla gazının tamamlanması gerekiyor. Fan motorunun sökülüp bakımının yapılması gerekiyor, ateşlemenin ve çakmaklamanın temizliğinin yapılması ve kalorifer filtresinin temizlenmesi gerekiyor. Bakım esnasında tehlike arz edecek konulardan bir tanesi de tüketicinin dikkate almadığı unsur olan menfezlerin kapatılmasıdır. Menfezler içeriye soğuk hava alıyor diye vatandaşlar bunları kapatıyor. Kapattığı zaman da doğal gaz havadan hafif bir gaz olduğu için kaçış esnasında kaçacak alan ararken havaya çıkar. Vatandaşlar eğer ki menfezleri kapatırsa çok tehlikeli bir durumla karşı karşıya kalabilir” diye konuştu.

    Sezonluk dolandırıcılara dikkat

    Vatandaşların kombi bakımını yaptırmak isterken seçeceği ustanın işinin ehli olması yönünde uyarıda bulunan Arıcı,

    “Vatandaşlarımız kombi bakımı yaptıracağı zaman dolandırıcı olan ustalara dikkat etmesi gerekiyor. Genelde sezonluk olarak bu işi bir gelir kapısı yapan ve tek amacı tüketicinin cebindeki parayı almak olan arkadaşlar için söylüyorum. Böyle işi bilmeyen ustalar bizim ilimizde de maalesef mevcut. Vatandaşlarımızı, genleşme tankının havası bitiktir ona azot gazı basmamız gerekiyor özel bir gazdır deyip ve bakımın içinde yapılması gereken bu işin dışındaymış gibi gösterip tüketiciden 2-3 bin lira ücret fazladan talep edebiliyorlar. Tüketicilerimizin çağıracakları ustayı tanıyıp öyle çağırmalarını söylüyorum” ifadelerine yer verdi.

  • 21 yıl sonra gelen çocuk haberi

    21 yıl sonra gelen çocuk haberi

    Murat – Menice Temel çifti, 21 yıllık evliliklerinde doğal yoldan çocuk sahibi olamayınca tedavi görmeye başladı.
    Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Hakan Çoksüer’e başvuran Temel çifti, tahliller yapıldıktan sonra 5 tüp bebek denemesi gördü.

    Temel çifti, daha sonra “tese” ameliyatı olup aldıkları tedaviler ile 21 yıl sonra gebelik kesesini gördü.
    Çoksüer ve ekibine teşekkür eden çift, mutluluklarının tarifsiz olduğunu söyledi.

  • Evlat direnişindeki aile sayısı 369’a yükseldi

    Evlat direnişindeki aile sayısı 369’a yükseldi

    3 Eylül 2019 tarihinde farklı kentlerden Diyarbakır’a gelerek çocukları için oturma eylemi başlatan ailelerin evlat mücadelesi bin 527 gündür sürerken, direnişe yeni ailenin katılımıyla sayı 369’a yükseldi. Ağabeyi Rafet’in 1993 yılında İstanbul’da inşaat işinde çalışırken kaybolduğunu söyleyen kardeşi Emine Can, Batman’dan annesi Gülistan Ekinci ile birlikte HDP önündeki çadıra gelerek oturma eylemine katıldı.
    30 yıldır ağabeyinden haber alamadıklarını söyleyen Can, “Ben ağabeyimin küçük kardeşiyim. Terör örgütünü lanetliyoruz. Hiçbir genç, hiçbir çocuk artık kandırılmasın. Ben ağabeyimi geri istiyorum. Yıllardır onun hasretini çekiyoruz. Annem ağabeyimin hasretinden ağlayarak gözünü bozdu. Ne hakkınız var bu çocukları kandırıp kaçırıyorsunuz? Yeter artık. Ben 4-5 yaşındayken ağabeyim İstanbul’da çalışırken kayboldu. O günden bu yana haber alamıyoruz” dedi.
    Evlat mücadelesine katılan anne Gülistan Ekinci ise evladına Kürtçe seslenerek ‘teslim ol’ çağrısında bulundu.

  • Diyarbakır’da nakdi eğitim yardımı yapıldı

    Diyarbakır’da nakdi eğitim yardımı yapıldı

    Kayapınar Kaymakamlığı ve Belediye Başkanlığı, öncelikli hedefleri arasında yer alan eğitime yönelik desteklerini sürdürüyor.
    Kayapınar Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV) tarafından, ilçede ihtiyaç sahibi olan ve aynı zamanda Türkiye Aile Destek Programı’ndan faydalanan 4 bin 636 hanede oturan ilk, orta ve liselerde öğrenim gören 9 bin 797 öğrenciye 2 milyon 227 bin 900 TL nakdi eğitim yardımı yapıldı.

    Kayapınar Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Arif Karaman, Kaymakamlık ve Belediye olarak eğitime desteklerinin devam ettiğini vurgulayarak, “Devlet olarak her zaman ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın yanındayız. Bu çerçevede ilçe merkezi ve köylerde ikamet eden ve Türkiye Aile Destek Programı’ndan faydalanan ihtiyaç sahibi ailelerimizin ilk, ortaokul ve liselerde okuyan öğrencilerine 2 milyon 227 bin lira nakdi eğitim yardımı yapılmıştır. İhtiyaç sahibi ailelerimize ve okuyan öğrencilerine desteklerimiz devam edecektir” dedi.

    Karaman, gerekli şartları taşıyan ihtiyaç sahiplerine imkanlar ölçüsünde yardımda bulunmaya devam edeceklerini kaydetti.

  • Çiftçiler imece usulü tohumu toprakla buluşturdu

    Çiftçiler imece usulü tohumu toprakla buluşturdu

    Kulp ilçesinde çiftçiler, geçen haftalarda etkili olan yağışlarla birlikte topraklar yumuşayıp nemlenince, uzun bir bekleyişin ardından imece usulü ile tohumu toprakla buluşturdu.
    Çiftçiler, tohum ve gübreyi römorklarına yükleyerek günün ilk ışıklarıyla birlikte tarlalara doğru yola çıkıyorlar. Kimi çiftçiler, eski geleneksel yöntemlere sadık kalarak ellerine aldıkları buğday ve arpayı serpme yöntemiyle toprakla buluşturuyor. Diğer çiftçiler ise modern tarım makinelerini kullanarak traktörlerin arkasına bağlanan mibzerlere yükledikleri tohumlar ve gübreleri toprakla buluşturuyor.

  • Diyarbakır İtfaiyesi teyakkuzda

    Diyarbakır İtfaiyesi teyakkuzda

    İtfaiye Daire Başkanlığı, pamuk toplama sezonunda yaşanabilecek yangınlara hızlıca müdahale edebilmek için hazırlıklarını tamamladı.

    310 personel ve tam teçhizatla yangınlara müdahale etmek için 7/24 teyakkuzda bekleyen itfaiye, düzenlediği tatbikatlarla çevikliğini arttırıyor.

    İtfaiye Daire Başkanı Veysel Yiğit, kent merkezi ve kırsalda pamuk hasadının yapıldığı dönemlerde yangın ihtimalinin arttığına dikkat çekti.

    Yiğit, şöyle konuştu:

    “Bölgemizde pamuk hasadı başladı. Üreticilerimiz pamuğu depolarken veya işlerken yangın önlemlerini almaları gerekmektedir. Pamuk, kolay yanabilen ve söndürülmesi zor bir maddedir. Pamuk yangınlarının çoğu insan kaynaklı olup, tedbirsiz, dikkatsiz davranma ve ihmal sonucu çıkmaktadır. Bu tür yangınlar A sınıfı yangınlar grubuna girdiğinden temel söndürme maddesi sudur. Ancak gerekli görüldüğü takdirde hava ile teması kesmek için boğma yöntemi ile köpük kullanılmaktadır. Bünyemizde yangınlarda kullandığımız kuru kimyevi toz ve köpük gibi kimyasal söndürücüler yeterli derecede mevcuttur.”

    Yangın ihtimalinin çiftçilerin alacağı tedbirle önlenebileceğini vurgulayan Yiğit, şunları dile getirdi:

    “Burada özellikle alınacak önleyici tedbirlerde, depolama alanlarında, çırçır fabrikalarında yangın hidratı otomatik söndürme sistemleri ve yangın depolarının bulundurulması zorunludur. Bütün yangınlarda yanmanın başlangıç aşamasında yeterli müdahale yapılmazsa ileriki dakikalarda kontrol edilemeyecek boyutlara ulaşır ve bir kova su ile söndürebileceğimiz yangınlar dakikalar sonra tonlarca suyla bile söndürülemeyebilir hale gelir. Burada çiftçilerimizin ve bu sektörde çalışan işletmecilerimizin gerekli önlemleri almada hassas davranmalarını önermekteyiz.”