Kategori: Diyarbakır

  • Oy torbaları kuyruğu oluştu

    Oy torbaları kuyruğu oluştu

    Türkiye, sabah saat 08.00’de demokrasinin yolu olan seçim için sandık başına gitti. Seçmenler, ülkeyi 5 yıl yönetecek Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili seçimi için tercihte bulundu.

    Kentte saat 17.00’de 3 bin 675 sandıkta oy kullanma işlemleri tamamlandıktan sonra görevlilerin nezaretinde oylar sayılmaya başlandı. Sayımı tamamlanan yerlerden oylar torbalara konulup Diyarbakır İl Seçim Kuruluna götürüldü.


    Görevliler polis kontrolünden geçtikten sonra seçim kuruluna girmek üzere bekledi. Bununla birlikte ellerinde oy torbaları olan görevliler metrelerce kuyruk oluşturdu.

  • Diyarbakır’ın saklı cenneti ihtişamını koruyor

    Diyarbakır’ın saklı cenneti ihtişamını koruyor

    Kulp, Silvan ve Hazro ilçeleri arasında bulunan ve halk arasında “Gorderni” olarak bilinen Taşköprü ve kanyon doğal güzelliğiyle büyülüyor. Kaya mağaraların bulunduğu bölgenin tarihi İlk Çağ’a kadar dayanıyor. Sultan 2. Abdülhamid döneminde yapılan Taşköprü ise, o günden bu yana vatandaşların ulaşımını sağlıyor. Köprü, yol ve güzergah, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1. Dünya Savaşı’nda kullandığı ve Hazro ilçesinde konaklandığı yer olarak da tarihi belgelerde yerini alıyor.

    “Diyarbakır’a devam eden önemli bir kervan yolu güzergahıdır”

    Muhabirlere bölge ile ilgili açıklamalarda bulunan Dicle Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Yıldız, yerin Kulp ilçesine bağlı olduğunu, ancak Kulp, Hazro ve Silvan ilçesi üçgeninde yer aldığını belirtti. Prof. Dr. Yıldız, “Buradaki kaya yerleşmelerine baktığımız zaman ilk çağlardan beri bir yerleşme olduğu, kaya sığınaklarında milattan önce 10 bin, 11 binlerden günümüze, 12, 13 bin yıllardan önce yerleşim olduğunu görüyoruz. Köyün eski ismi, ‘Gordern’ dediğimiz ölülerini küplere koyan köy anlamına geliyor. İsmini oradan alıyor. Bu aynı zamanda Muş, Kulp, Hazro üzerinden Diyarbakır’a devam eden önemli bir kervan yolu güzergahıdır. Burada yer alan köprü, Sultan 2. Abdülhamid Han döneminde inşa edilen bir köprüdür. İki gözlü bir köprüdür, Osmanlı dönemi özeliklerini gösteriyor” dedi.

    “Bu yola aynı zamanda ‘Atatürk yolu’ deniliyor”

    Bölgedeki yola aynı zamanda “Atatürk yolu” denildiğini dile getiren Prof. Dr. Yıldız, “Bu yolun en önemli özelliklerinden biri de budur. Mustafa Kemal Atatürk, 1. Dünya Savaşı esnasında Rus saldırılarını Muş cephesinde durdurmak için cepheye giderken bu yolu kullanıp, bir gece Hazro’da kalıyor. Devamında bu yolu kullanıp Kulp-Muş sınırına gidip 1. Dünya Savaşı’na katılıyor. Ondan dolayı bu yola Atatürk yolu deniliyor. Gorderni kanyonu, doğasıyla, suyuyla çok güzel bir kanyon. Hafta sonları Diyarbakırlıların piknik yaptığı bir yer. Sarum Çayı da Lice’nin karlı dağlarında doğan bir sudur. Lice, Kulp, kısmen Silvan sınırlarını aşarak Batman Çayı’na, oradan da Dicle Nehri’ne karışıyor” diye konuştu.
    Bu yıl özelikle kurak bir yıl beklendiğini kaydeden Yıldız, “Özelikle nisan ayında güzel yağışların olmasından dolayı hem doğa çok canlıdır hem de sular coşkuludur. Bunun üzerine Silvan Barajı yapılıyor. Devamında bu suyun Silvan Barajı’na da çok büyük katkısı olacak” şeklinde konuştu.

    “Bölgede istikrar, güvenlik olunca insanlar buralara akın etmeye başladı”

    Bölgenin güvenli hale gelmesiyle insanların akın etmeye başladığını aktaran Yıldız, “2016 yılından sonra özelikle bu Taşköprü kanyonu çok yoğun ilgi görüyor. Hem piknikçiler tarafından, hem doğaseverler tarafından, hem doğa yürüyüşçüleri tarafından çok ilgi gören bir yerdir. Bölgede böyle bir huzur ortamı olunca bu tür yerler de ön plana çıkıyor” dedi.


    Prof. Dr. Yıldız, sözlerini şöyle tamamladı:
    “2011 yılında Diyarbakır ili ve ilçelerinde Orta Çağ ve sonrasına ait mimari sanat eserlerinin tespiti için Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni, Dicle Üniversitesi’nin katkılarıyla çalışma yapmıştım. O dönemde bu kanyonu ve köprüyü de çalıştık. Bunu ‘Diyarbakır’ın Kulp İlçesindeki Kültür Varlıkları’ adlı bir makale ile bilim dünyasına tanıttım.”

  • Ağır hasarlı bina az hasarlıya döndü

    Ağır hasarlı bina az hasarlıya döndü

    Kahramanmaraş merkezli şiddetli depremlerden etkilenen 11 ilden biri olan Diyarbakır’da binlerce yapı için acil yıkım kararı verilirken, yaraları sarma çalışmaları devam ediyor. Mühendisler kentteki yapı denetimlerini tamamlarken, iddiaya göre Kayapınar ilçesine bağlı Huzurevleri Mahallesi’ndeki 28 daireden oluşan 7 katlı Ruken Apartmanı için depremden sonra ilk 3 gün ‘ağır hasarlı’ raporu verildi. Mühürlenen binanın sakinleri bir müddet farklı yerlere yerleşti. Sistemde apartmanın bir müddet sonra ‘az hasarlı’ gözüktüğünü ileri süren dükkan sahibi ve bazı bina sakinleri, itiraz dilekçesi hazırlayıp yetkililere bildirdi.

    Apartman altında işletmesi bulunan Reşit Tetik, dükkanda kolon ve kirişlerin köşelerinde demirlerin bariz bir şekilde belli olduğunu ifade etti. Muhtemel bir depremle binanın yıkılma ihtimalini göz önüne alarak vicdan azabı çekmek istemediklerini belirten Tetik, “Binamıza depremden dolayı ilk 3 gün içerisinde ağır hasar kaydı yapıldı. Evimiz dükkandan uzak olduğu için bina sakinleri mühendisler ile ‘binamızda ağır hasarlık bir durum söz konusu değil’ diye itirazda bulunmuşlar. Böylelikle mühendislerin binayı kontrol etmesine engel olmuşlar. Daha sonra sisteme az hasarlı diye kaydedildi. Son kontrolde yetkililer binayı kontrol için geldiğinde ise tekrar ağır hasara çevirdi. Mühendisler bina için kesinlikle ‘ağır hasar’ demiş. Benim dükkanım da zemin katta olduğu için bayağı zarar görmüş. Lokanta olarak kullandığımız dükkanın bütün duvarları çökmüş, kolon ve kirişlerin köşelerinde demirler bariz bir şekilde belli oluyor. Aynı zamanda inşaat sektöründe de çalıştığım için binanın ağır hasar olduğuna inanıyorum. Sonra da Allah etmesin bir deprem olursa kimsenin enkaz altında kalıp hayatını kaybetmesini istemiyorum. Vicdan azabı çekmemek için bu durumu paylaşmak istedim” dedi.

    “Bina 10 santim kaymış, yine de ‘az hasar’ verilmiş”

    Binada mülk sahiplerinin dairelerini ‘binada hiçbir sıkıntı yok’ diyerek kiracılara evi kiralattığını iddia eden Tetik, “Binada batıdan doğuya doğru 10 santimetre gibi bir kaymanın meydana geldiği söz konusudur. Bariz bir şekilde belli oluyor zaten. Bu binada en çok zarara uğrayan benim. Dükkan dairelerden daha kıymetlidir. Bu binanın aynı zamanda kiriş ve kolonları da çökmüş durumdadır. Bina sakinleri kiriş ve kolonlardaki çatlaklıkları gizliyor. Daire sahipleri binadan taşınmış. Ama kiracı binanın ‘az hasarlı’ olduğunu belirterek. binada sıkıntının olmadığını belirtiyor. Bu vicdana sığmaz. Kiracıların kolon ve kirişlerden hiçbir haberi yok. Binada mülk sahiplerinden birkaç kişiyle konuştum. Kendileri dairesini temiz gösterip başka vatandaşa satmaya çalıştı. Bu ne vicdana ne de insanlığa sığar. Binanın ağır hasar olduğu göz önündedir. Lütfen yetkililer bu konuyla ilgilensin. Binanın acilen yıkılması gerekiyor. Yoksa artçı depremlerle hiçbir güvenlik önlemi alınmadan kendiliğinden yıkılır. Allah etmesin böyle olursa vatandaşlardan biri de bina altında kalabilir” diye konuştu.

  • Trafik kazası: 1’i ağır 4 yaralı

    Trafik kazası: 1’i ağır 4 yaralı

    Kaza, Çınar’ın Ovabağ-Diyarbakır Havaalanı kesişim noktasında meydana geldi. Otomobil ile plakası öğrenilemeyen araç çarpıştı. Meydana gelen trafik kazasında 1’i ağır 4 kişi yaralandı.

    İhbar üzerine bölgeye sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralılar, ilk müdahalelerinin ardından çevredeki yakın hastanelere sevk edildi.

    Kaza ile ilgili inceleme başlatıldı.

  • “Sadece birkaç kuruşla geçinmeye çalışıyorlar”

    “Sadece birkaç kuruşla geçinmeye çalışıyorlar”

    Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “İşsizlik sayısı aldı başını gitti. Bugün rakamlara bakıldığı zaman, sanki işsizlik daha az sayıdaymış gibi gösteriliyor. Ama şunu kimse dikkate almıyor. Bugün, Türkiye’de 12 milyona yaklaşan, sosyal yardımlardan istifade ederek hayatını idame ettirmeye çalışan insanlarımız var. Bu ne manaya geliyor? Bu insanlar çalışamıyorlar, çalışmıyorlar. Sadece devletin verdiği birkaç kuruşla geçinmeye çalışıyorlar. Bu insanlar, aslında mağdur insanlar. Geçimlerini sağlamak için herhangi bir yerde işe başvursalar hemen gelirleri ortadan kaldırılıyor. Bunun için teşebbüste de bulunamıyorlar. Halbuki bunlar işsizler. Bunlar, geçimlerini sağlayamayan mağdur insanlar. Bunları eklediğiniz zaman, Türkiye’deki işsizlik rakamları bizim tahminlerimizin çok üstüne çıkıyor. Yüzde 3-4’müş. Değil, yüzde 10-15 civarına varan bir işsizlik var Türkiye’de” dedi.

    Temel Karamollaoğlu, bu akşam Diyarbakır’da düzenlenen toplantıda yurttaşlara seslendi. Karamollaoğlu, şunları söyledi:

    “ATTIĞIMIZ ADIM, İNŞALLAH İKTİDARI AYIN 14’ÜNDE DEĞİŞTİRECEK”

    “Kısa bir zaman sonra yapacağımız seçimler, Türkiye’mizin gidişatını ciddi manada etkileyecek. Sadece bir hava değişimi meydana gelmeyecek. Ciddi manada, ülkede yönetim anlayışı değişecek. Güzel bir ülkede yaşıyoruz ama herkesin kendine mahsus sıkıntıları var. Diyarbakır’da daha özel problemler var. Bunları da biliyoruz. Bu problemlerin bütün olarak ortadan kalkması, ülkemizin daha güzel bir iklime kavuşması gerekiyor. Bunun sağlanabilmesi o kadar da kolay olmayacak gibi geliyor. Ama attığımız adım, inşallah iktidarı ayın 14’ünde değiştirecek. Bu ülkede insanların talep ettiği birtakım hususlar var. Nereye gidersek gidelim bu değişmez. Her yerde aynı manzarayla karşı karşıya kalırız. Herkes huzur içinde olmak ister. Huzurun temel şartı, adaletin tesisidir. Sıkıntıya düşen, başı ağrıyan herkes, yeri geldi zaman adalet mekanizmasına müracaat edebilmeli ve mutlaka adalet tesis edilmelidir.

    “HERKESİN KENDİ GEÇİMİNİ SAĞLAYACAK KADAR BİR GELİRE SAHİP OLMASINI DEVLET MUTLAKA TESİS ETMELİDİR”

    Bir ülkede herkesin kendi geçimini sağlayacak kadar bir gelire sahip olmasını devlet mutlaka tesis etmelidir. Yeterli sayıda eğer kendi geçimini sağlayan insan bulunmuyorsa burada çok ciddi bir problem var manasına gelir. Biz, bunu gerçekleştirmeye mecburuz. 85 milyonluk bir ülkede siz bunu temin etmek istiyorsanız her sahada insanlara iş imkanı sağlayacak yatırımlar yapmaya mecbursunuz. Birçok noktada devlet tesisleri, arsalar, sanayi tesisleri bütünüyle satıldı. Bunların satılmasının meydana getirdiği boşluğu özel sektör ve şahıslar dolduramadı. Böyle olunca da biz, maalesef güçlü bir ülke olma özelliğini adım adım kaybettik. İnsanlarımız da kendi yaşadıkları topraklarda huzurlu bir imkana kavuşamamış oldular.

    “TÜRKİYE’DE 12 MİLYONA YAKLAŞAN, SOSYAL YARDIMLARDAN İSTİFADE EDEREK HAYATINI İDAME ETTİRMEYE ÇALIŞAN İNSANLARIMIZ VAR”

    İşsizlik sayısı aldı başını gitti. Bugün rakamlara bakıldığı zaman, sanki işsizlik daha az sayıdaymış gibi gösteriliyor. Ama şunu kimse dikkate almıyor. Bugün, Türkiye’de 12 milyona yaklaşan, sosyal yardımlardan istifade ederek hayatını idame ettirmeye çalışan insanlarımız var. Bu ne manaya geliyor? Bu insanlar çalışamıyorlar, çalışmıyorlar. Sadece devletin verdiği birkaç kuruşla geçinmeye çalışıyorlar. Bu insanlar, aslında mağdur insanlar. Geçimlerini sağlamak için herhangi bir yerde işe başvursalar hemen gelirleri ortadan kaldırılıyor. Bunun için teşebbüste de bulunamıyorlar. Halbuki bunlar işsizler. Bunlar, geçimlerini sağlayamayan mağdur insanlar. Bunları eklediğiniz zaman, Türkiye’deki işsizlik rakamları bizim tahminlerimizin çok üstüne çıkıyor. Yüzde 3-4’müş. Değil, yüzde 10-15 civarına varan bir işsizlik var Türkiye’de. Bunu ortadan kaldırmak istiyorsanız bugünkü tedbirlerle üstesinden gelemezsiniz. Tam tersine işsizlik artar. Güven ortamı olmayınca elinde parası bulunan insanlar da yatırım yapmazlar.

    “14 MAYIS’TA OYLARIMIZI KULLANIRKEN ASLINDA İŞSİZ OLAN İNSAN, ‘BEN İŞ İSTİYOR MUYUM, İSTEMİYOR MUYUM’, O İSTİKAMETTE OY KULLANACAK”

    14 Mayıs’ta oylarımızı kullanırken aslında işsiz olan insan, ‘Ben iş istiyor muyum, istemiyor muyum’, o istikamette oy kullanacak. Çalışıyor ve geçimini sağlayamıyorsa ‘Ben geçimimi sağlayacak kadar bir ücret almak istiyor muyum, istemiyor muyum’, onun oyunu kullanacak. Ben, bunu laf olsun diye söylemiyorum. Bu bir gerçek. Şu anda çalışan insanlar kendi geçimlerini sağlayamıyorlar.”

  • ‘Türk semenderi’

    ‘Türk semenderi’

    Dicle Üniversitesi Zooloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Satar, yaptığı yazılı açıklamada, Eğil ilçesinde köylüler tarafından görülen ve nesli tükenme tehlikesi altında olan ‘Türk semenderi’ veya ‘lekeli semender’ diye adlandırılan Salamandra infraimmaculata’nın dünyadaki yayılış alanın İran, Irak, İsrail, Lübnan, Suriye ve Türkiye olduğunu belirti.

    Lekeli semenderin, Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (International Union for the Conservation of Nature-IUCN), kımızı listesinde durumu tehdit altına girebilir kategoride olduğunu aktaran Prof. Dr. Satar, “Ülkemizin Doğu Akdeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan Türk semenderine normal mevsim şartlarında şubat, mart, nisan, mayıs, haziran ve ekim, kasım aylarında rastlanırlar. Vücutları oldukça kalın, parlak siyah zemin rengi üzerinde, dağınık veya şerit halinde sarı, bazen portakal sarısı lekeler bulunur. Karın tarafı siyahımsı gri, bazen küçük sarı lekelidir. Bu lekelerin şekil ve büyüklükleri farklıdır. Kuyruk uzunluğu daima ‘baş artı gövde’ kısmından daha kısa ve kuyruk, enine kesitte yuvarlaktır. Tepe ve dağlık yerlerde, nemli ağaç ve ormanlık habitatlarda yaşarlar. Islak toprak ve taşlar altında, ağaç kabukları altında gizlenirler. Zararsız türdür, vatandaşlar zarar vermemeli bu türe” dedi

  • Diyarbakır terör operasyonu: 126 gözaltı

    Diyarbakır terör operasyonu: 126 gözaltı

    Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca, terör örgütü PKK/KCK’ya yönelik yürütülen soruşturma çerçevesinde İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince operasyon başlatıldı.
    Terör örgütü PKK/KCK’nın yeni alan yapılanması, alan ve hamle yapılanmasının deşifre edildiği soruşturmada polis ekiplerince 21 ilde belirlenen adreslere düzenlenen operasyonda şimdiye kadar 126 şüpheli yakalandı.
    Şüpheliler arasında, 2017’den bu yana 60’a yakın gerçekleştirilen sokak eylemlerinin planlayıcıları, örgüte finans sağlayanlar ile örgütün medya yapılanmasında yer alan kişiler, örgüte müzahir medya aracılığıyla propaganda yapanlar, avukatlar, bazı dernek yöneticileri ile dağa kaçırılan çocukları için HDP il binası önünde oturma eylemi yapan Diyarbakır annelerinden 4’ünün evladını dağa götürdüğü tespit edilenler de bulunuyor.
    Gözaltına alınan şüphelilerin emniyetteki işlemleri sürüyor.
    Operasyon devam ediyor.

  • Diyarbakır annelerinin evlat direnişi sürüyor

    Diyarbakır annelerinin evlat direnişi sürüyor

    3 Eylül 2019 tarihinde farklı kentlerden Diyarbakır’a gelerek oturma eylemi başlatan ailelerin HDP il binası önündeki evlat direnişi bin 328’inci gününde devam ediyor.


    4 yıl önce Kars’tan Diyarbakır’a gelerek oturma eylemine katılan Rahime Taşçı, oğlu Faruk’u almadan hiçbir yere gitmeyeceğini belirtti.
    10 sene önce oğlunun HDP aracılığıyla kandırılıp dağa kaçırıldığını ileri süren Taşçı, “Kars’tan Diyarbakır’a gelip oğlum için evlat nöbetindeyim.

    4 senedir HDP önündeki anne ve babalarla birlikte oturma eylemi yaptık. 10 senedir ben oğlumu görmüyorum. Evladım sağ mı ölü mü bilmiyorum. Oğlum eğer beni görüp duyuyorsan korkma, gel devletimize teslim ol. Kardeşlerin ve ailen senin yolunu gözlüyor. Oğlum gelip teslim olursan herhangi bir ceza uygulanmayacak. Artık evine dön” dedi.

  • En buruk bayram

    En buruk bayram

    Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremde 11 ilde meydana gelen göçüklerin altında 50 bin üzeri vatandaş hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden vatandaşlar, arife günü nedeniyle yakınları tarafından mezarları başında anıldı. Büyük depremlerden etkilenen 11 ilden biri de Diyarbakır olurken, 1’i boş yıkılan 7 binanın altından 417 vatandaşın cansız bedeni çıkartıldı. Enkaz altından yüzlerce kişi de yaralı olarak kurtarılarak tedavi altına alınmıştı.

    Başta Diyarbakır olmak üzere hayatını kaybedenlerin büyük ekseriyeti Bağlar ilçesinde bulunan Yeniköy Asri Mezarlığı’nda defnedildi. Ahirete intikal eden vatandaşlar için gelen birçok yakın ve akrabalar, mezar başlarında Kur’an-ı Kerim okuyup dua etti. Kabirdeki çiçekleri sulayıp mezarları temizleyen vatandaşlar, zaman zaman gözyaşlarını tutamadı.

    Mezarlıkta yakınları için Fatiha okuyup dua ettiğini dile getiren Aziz Lam, “Bugün arife günü olduğu için hayatını kaybeden yakınlarımız için Fatiha okuduk. Buruk bir arife günü. Çünkü 6 Şubat tarihinde yıkıcı bir deprem oldu. Aynı zamanda depremde hayatını kaybedenler için de birer Fatiha okuduk. Allah ölmüşlere rahmet, geride kalanlara sağlık versin” dedi.

  • 2 milyon yazlık çiçeğin üretimi başladı

    2 milyon yazlık çiçeğin üretimi başladı

    Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı, kentin doğasına ve iklimine uygun bitkileri üreteceği Yenişehir ilçesi Fidanlık Şefliğinde toplam 2 milyon mevsimlik yazlık çiçek, kentin park, kavşak ve orta refüjlerine dikilecek.

    Ekipler, üretim aşamasından önce sera ve tünellerin, başta temizlik olmak üzere bakım-onarımlarını gerçekleştirdi.
    Mayıs’ta dikimine başlanacak 700 bin kadife, 600 bin petunya, 600 bin zinnia, 30 bin vapur dumanı, 40 bin horoz ibiği ve 30 bin gazanya çiçeği için çalışmalar Temmuz’a kadar sürecek.
    Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı, kentte dikeceği yazlık mevsimlik çiçekleri gelen talepler doğrultusunda vatandaşlara, kamu kurumlarına ve ilçe belediyelerine ücretsiz dağıtacak.