Kategori: Diyarbakır

  • Kömür torbasında buldu: Gramı 375 lira

    Kömür torbasında buldu: Gramı 375 lira

    Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde bir vatandaşın kış aylarında yakmak için aldığı kömür torbasında 8 kilogram göktaşı çıktı. Taşın gramının yaklaşık 45 dolar (yaklaşık 375 Türk Lirası) olduğu tahmin ediliyor.

    Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde Yakup Ermiş isimli bir vatandaş, iddiaya göre Rusya’dan ithal edilen kömürlerden aldı. Ermiş, 50 kilogramlık torbada fark ettiği, ağırlığı şüphe uyandıran taşı atmayarak kömürlerden ayırdı.

    Daha sonra yıkayıp kömürü aldığı şirketi arayarak kömür torbasında taş çıktığı için şikayette bulundu.

    TAŞTAN ŞÜPHELENDİ, TESTE GÖNDERDİ

    Evine misafirliğe gelen arkadaşına durumu anlatan Ermiş, arkadaşının göktaşı şüphesiyle mıknatıs testi ile taşı deneyerek yapıştığını görünce, taşın bir parçasını kırarak teste gönderdi.

    TAŞIN GRAMI YAKLAŞIK 45 DOLAR

    Araştırmaları sonucunda göktaşı olduğunu öğrenen Ermiş, bu kez şikayetini geri çekerek göktaşı için alıcı aramaya başladı. Taşın gramının 45 dolara yakın olduğunu belirten Ermiş, ciddi alıcılarla pazarlığa çıkacağını söyledi.

    ÖFKE YERİNİ SEVİNCE BIRAKTI

    Gerçeği öğrenmeden önce kömürü aldığı firmayı şikayet etmeyi düşünen, şimdi ise öfkenin yerini sevince bıraktığını söyleyen Ermiş, “Göktaşı, hatta 1 milyon yıllık olduğu söyleniyor. Biz bunu satacağız, faydalanalım. Numunelerde gram olarak eksildi, şu anda ham olarak net 8 kilogram. Ele alındığında kendi boyutundan daha ağır olduğunu hissedebiliyorsunuz” diye konuştu.

  • ‘Gizemli monolit’ bu kez Diyarbakır’da ortaya çıktı

    ‘Gizemli monolit’ bu kez Diyarbakır’da ortaya çıktı

    Milli Uzay Programı’nın lansmanı öncesinde Göbeklitepe’ye yakın noktada dikili halde bulunan ve üzerinde Göktürkçe ‘Gökyüzüne bak, Ay’ı gör’ ifadesinin yer aldığı metal monolit, Diyarbakır’ın Zerzevan Kalesi’nde de ortaya çıktı. 2-4 Eylül tarihlerinde tarihi kalede gerçekleştirilecek Gökyüzü Gözlem Etkinliği’nin tanıtımı için dikilen monolit, şaşkınlığa neden oldu.

    5 Şubat’ta Şanlıurfa’ya 20 kilometre uzaklıkta Göbeklitepe Ören Yeri yakınlarında yer alan bir tarlada bulunan metal blok, merak konusu oldu. Yaklaşık 3 metre yüksekliğinde, 1 metre genişliğinde ve üzerinde Göktürk alfabesiyle ‘Gökyüzüne bak, Ay’ı gör’ ifadesinin yazılı olduğu metal blok, ilk başta kim ya da kimler tarafından ve hangi amaçla dikildiği anlaşılamadı.

    SIRRI ORTAYA ÇIKTI

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 9 Şubat’ta Milli Uzay Programı’nın açıklanmasıyla metal bloğun sırrı da ortaya çıktı. Erdoğan, programın tanıtıldığı toplantıda metal bloğun üzerindeki cümleye atıfta bulunarak “Türkiye’nin uzaydaki 10 yıllık vizyon, strateji, hedef ve projelerinin yer aldığı Milli Uzay Programı’mızı bu günlerde meşhur olan sloganıyla tüm dünyaya ilan ediyorum” diyerek ‘Gökyüzüne bak, Ay’ı gör’ ifadesini kullandı. Erdoğan’ın sözleri üzerine gizemi çözülemeyen monolitin görüntüsü arkadaki dev ekrana yansıtıldı.

    Metal blokun, Türkiye’nin Milli Uzay Programı’nın tanıtımının parçası olduğu anlaşılmasının ardından monolit, bu kez Diyarbakır’da ortaya çıktı. Diyarbakır Zerzevan Kalesi’nde 2-4 Eylül’de yapılacak Gökyüzü Gözlem Etkinliği’nin tanıtımı amacıyla aynı monolit kullanıldı. Kale yakınlarına dikilen monolit, bölgeyi ziyaret edenlerin ilgisiyle karşılandı.

    BU KEZ ADRES DEĞİŞTİ

    TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi (TUG) tarafından 22 yıldır Antalya’da düzenlenen Gökyüzü Gözlem Etkinliği, bu yıl Diyarbakır’da yapılacak. 2021 Uluslararası Diyarbakır Zerzevan Gökyüzü Gözlem Etkinliği, 2-4 Eylül 2021 tarihleri arasında UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan 3 bin yıllık Zerzevan Kalesi’nde gerçekleştirilecek.

    GÖK BİLİM MERAKLILARI BULUŞACAK

    TUG’un koordinasyonunda düzenlenecek 2021 Uluslararası Diyarbakır Zerzevan Gökyüzü Gözlem Etkinliği’ni; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, TÜBİTAK, Türkiye Uzay Ajansı (TUA), Diyarbakır Valiliği, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Karacadağ Kalkınma Ajansı destekliyor. Profesyonel ve amatör astronomların katılacağı etkinlik, Türkiye ve dünyadan gelen binden fazla gök bilimi meraklısını bir araya getirecek.

    EN İYİ 10 GÖZLEM NOKTASINDAN BİRİ

    Açılışını Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın yapacağı etkinliğe, çocuklar da aileleriyle birlikte katılacak ve profesyonel astronomlar eşliğinde dev teleskoplarla gökyüzünü inceleme fırsatı bulacak. Katılımcılar, Türkiye’de gökyüzü gözleminin yapılacağı en iyi 10 noktadan biri olarak kabul edilen Zerzevan Kalesi’nde uzmanlarla birlikte gökyüzünü inceleyecek.

    MİTHRAS TAPINAĞI’NDA UZAY TARİHİ

    Ayrıca katılımcılar, dünyanın en iyi korunan Mithras Tapınağı’nda binlerce yıl önce gerçekleştirilen astronomi çalışmaları hakkında bilgi alacak. Milli Uzay Programı vizyonuyla gençlerin uzaya ilgisinin artırılmasının amaçlandığı etkinlik boyunca, seminerler, yarışmalar, gök bilimi ile ilgili birçok atölye de düzenlenecek.

  • Staj kaydı için evden çıktı 3 gündür haber alınamıyor

    Staj kaydı için evden çıktı 3 gündür haber alınamıyor

    Diyarbakır’da, 3 gün önce ‘Staj için kayıt yaptırmaya gidiyorum’ diyerek evden çıkan ve kendisinden bir daha da haber alınamayan üniversite öğrencisi Merve Mutlu’nun (21) ailesi, kızlarının hayatından endişe ediyor.

    ​Kayapınar ilçesi Huzurevleri Mahallesi’nde ailesiyle yaşayan Mardin Artuklu Üniversitesi Hemşirelik Bölümü son sınıf öğrencisi Merve Mutlu, 25 Ağustos’ta, “Mardin’e staj için kayıt yaptırmaya gidiyorum” diye evden çıktı. Akşam eve dönmeyen Merve’yi, ailesi telefonla aradı, ancak ulaşamadı.

    Merve’nin gidebileceği yerlere tek tek bakan aile, sonuç alamayınca, polise giderek kayıp başvurusunda bulundu. Ailesi, 3 gündür haber alamadıkları Merve’nin geri dönmesini bekliyor.

    ‘SEN BENİM MORALİMSİN KIZIM, YALVARIYORUM DÖN GEL EVE’

    Kadriye Mutlu, kızının, kaybolduğu günün sabahında erken kalktığını ve Mardin’e gideceğini söylediğini anlattı. Mutlu, bunun üzerine kızına kahvaltı hazırladığını belirterek, “Gelip içti, kalktı, gitti sonra. Ben arkasından gittim. Kızım kimliğini aldın mı? diye sordum. O da ‘evet’ dedi. Sonra geri geldi ve kimliğinin diğer çantada olduğunu söyledi. Ben ona verdim ve su şişesi de uzattım. Bana sarıldı ve öptü gitti. Ben de arkasından baktım. Hatta pencereye çıktım, arkasından baktım. Gitti, bir daha da dönmedi. Yalvarıyorum kızım gelsin, ben hastayım. O biliyor ki ben hastayım. Bana kıyamazdı, hep moral verirdi. Sen benim moralimsin kızım, yalvarıyorum dön gel eve” diye konuştu.

    ‘İZLİYORSA BİZİ, EĞER ZAN ALTINDA DEĞİLSE KENDİLİĞİNDEN GELİR”

    Genç kızın ağabeyi Refik Mutlu da şunları söyledi:

    “Her yeri aradık yine ulaşamayınca karakola gittik. Gerekli yerlere müracaat ettik. Telefon bilgileri, kamera kayıtları istedik. Olası ihtimallerin hepsine baktık. Eve gidip beklememizi söylediler. Zan altında olduğunu düşünüyorum. Onun yalan söylemeye ihtiyacı yok. Okula gidiyorum diyorsa eğer, kesin okul için çıkmıştır evden. Kaçırılma ihtimali de olabilir. Şu düzende olabilir. Her gün haberler çıkıyor zaten. Farklı farklı haberler ve kadın cinayetleri. Sosyal medyada gündem olması için paylaşım yaptım. Birilerinin bir şey yapması lazım. Ölmeden ya da başına bir şey gelmeden bulunması lazım. Eğer bizi izliyorsa, zan altında değilse kendiliğinden gelir zaten. Öyle bir huyu da karakteri de yok.”

  • “Morgdaki çığlıklardan odama gitmek istemiyorum”

    “Morgdaki çığlıklardan odama gitmek istemiyorum”

    Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Servisi Sorumlusu Doç. Dr. Hakan Akelma, hastanedeki yoğun bakım doluluk oranının yüzde 70 olduğunu söyledi. Aşılanmanın önemine dikkat çeken ve aşısız hastalarda yaş sınırının düştüğünü belirten Doç. Dr. Akelma, “Odam morga yakın ve o odaya gitmek istemiyorum. Çünkü her gün neredeyse 15- 20’ye yakın cenaze çıkıyor ve oradaki feryatlar beni çok etkiliyor” dedi.

    Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Servisi Sorumlusu Doç. Dr. Hakan Akelma, Sağlık Bakanlığı verilerine göre aşılama oranında yüzde 54,1 ile en düşük, vaka sayısında da nüfusa oranına göre 100 binde 627,5 kişiyle en yüksek şehirler arasında yer alan Diyarbakır’da, aşı seferberliği ile birlikte vaka sayılarının son 2-3 günde düşüş eğiliminde olduğunu söyledi. Bu durumunun aşılanma oranının artmasıyla bağlantılı olduğunu ifade eden Doç. Dr. Akelma, “Aşılama oranı yüzde 40 olduğu zamanlarda günlük vaka sayısının 2 binin üzerindeydi ve yoğun bakıma yansıması da çok hızlı oluyordu. Neredeyse günde 10- 15 arasında hasta yatırmak zorunda kalıyorduk. Aşılama artıkça vaka sayısı da azalıyor. Tek doz BioNTech’in bile vaka sayısına yansıdığını matematiksel olarak görüyoruz. Yoğun bakımlardaki hasta sayısı minimal de olsa bir azalmaya geçti. Bu anlamda bu sevindirici. Günde neredeyse Türkiye’nin yüzde 10 ölüm kaybını veren bir şehirdeydik. Ölüm sayımızın da azalması bize umut veriyor” diye konuştu.

    ‘MORGA YAKIN ODAMA GİTMEK İSTEMİYORUM’

    Günde 15- 20 arası cenaze çıktığını ve odasının da morga yakın olduğunu dile getiren Doç. Dr. Akelma, “O odaya gitmek istemiyorum. Oradaki feryatlar beni çok etkiliyor. O odama çok gitmiyorum. Bir insanın orada çığlık atması, ‘baba baba’ diye bağırması ya da kardeşinin çığlığını atması insana çok üzüntü veriyor. Zaten yukarıda kaybettiğiniz 30 yaşında bir gebenin, bir de ailesinin aşağıda sesini dinlemek, gerçekten bizim için çok acı veren bir duygu haline geliyor. Ancak aşılama bunun önüne geçiyor. Aşılamanın faydalı olduğunu biz vaka sayılarından net olarak görebiliyoruz. Yoğun bakımdaki doluluk oranımız yüzde 70 civarında. Tabi bu yüzde 90’ları da buldu. Gün oldu, kısa süreli yer sıkıntımız da oldu. Yeni yoğun bakımlar açmak zorunda kaldık ve bunun üstesinden geldik. 2-3 gündür vaka sayısında durağanlık ve kısmi bir azalma var ama hazır yoğun bakımımız bekliyor” ifadelerini kullandı.

    ‘YAŞ SINIRI AŞISIZLARDA AŞAĞIYA İNMEYE BAŞLADI’

    Okulların açılması ve kış aylarıyla birlikte vaka sayısında bir kıpırdama beklediklerini vurgulayan Doç. Dr. Akelma, şunları söyledi:

    “Aşı yaşının düşürülmesi ve aşılama oranının artmasıyla bunun önüne geçileceğini düşünüyorum. Diyarbakır’daki aşılama oranı yüzde 85’e ulaştığında sonbaharda bir pik görmeyeceğimizi net bir şekilde söyleyebilirim. Aşılama oranımız yüzde 55’te kalırsa ve yükselmezse, kışın yine bir pik bekliyor olacağız. Aşılama oranının artmasıyla rahat bir sonbahar ve rahat bir okul süreci geçireceğiz. 2 yıldır okulsuz kalan çocukların okula gitmesi çok değerlidir. Aşısızlarda yaş sınırı aşağıya inmeye başladı. 17 yaşında, 14 yaşında hastamız oldu. Özellikle genç gebelerde artmaya başladı. Aşısız genç gebeler ve lohusa dönemindeki anneler ve genç nüfus da deltadan etkilenmeye başladı ve maalesef kayıp da veriyoruz. Yani yaş olarak ciddi anlamda kayıp da veriyoruz.”

  • Rahatsızlanınca hamile olduğu ortaya çıktı! Babası gözaltına alındı

    Rahatsızlanınca hamile olduğu ortaya çıktı! Babası gözaltına alındı

    Diyarbakır’da rahatsızlığı nedeniyle annesi ile birlikte hastaneye giden 16 yaşındaki R.Ş.’nin hamile olduğu belirlendi. Doktora, intihar edeceğini söyleyen R.Ş.’nin kendisine cinsel istismarda bulunduğunu öne sürdüğü babası Ş.Ş. gözaltına alındı.

    Yenişehir ilçesinde bu sabah, rahatsızlanınca annesi ile birlikte Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ne giden R.Ş.’nin yapılan muayenesinde hamile olduğu belirlendi. R.Ş., babasının cinsel istismarına uğradığını ve intihar edeceğini söyleyince doktor, durumu hastane polisine bildirdi. Hastaneye Çocuk Şube ekipleri çağrıldı. Gelen ekipler, R.Ş. ve annesini doktor muayenesinin ardından ifadesini almak üzere emniyete götürdü. Gözaltına alınan Ş.Ş. de yoğun güvenlik önlemi altında emniyete götürüldü.

     

  • 17 yaşındaki kayıp kız, 29 gün sonra bulundu

    17 yaşındaki kayıp kız, 29 gün sonra bulundu

    Diyarbakır’da, 29 gün önce evden ayrılan ve bir daha haber alınamayan A.K. (17) adlı kız çocuğu, ailesinin başvurusu üzerine polis ekiplerince erkek arkadaşı olduğu öne sürülen Ö.K.’nin evinde bulundu. Ailesinin yanına gitmek istemediğini söyleyen A.K., Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nce korumaya alındı.

    Yenişehir ilçesinde ailesi ile birlikte yaşayan lise öğrencisi A.K. adlı kız çocuğu, 20 Temmuz’da evden ayrıldı. Ailesi, haber alamadığı kızları için karakola giderek kayıp, ihbarında bulundu. Başvuru üzerine çalışma başlatan ekipler, A.K.’nin kaldığı evi tespit etti. Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan alınan izinle girilen evde, A.K. ve erkek arkadaşı olduğu öne sürülen Ö.K. bulundu. Ekipler tarafından A.K. ve Ö.K., ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldü.

    Çocuk Şube Müdürlüğü’ne getirilen A.K., ailesinin yanına gitmek istemediğini söyledi. Kimseden şikayetçi olmadığını da belirten A.K., savcılık kararıyla Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nce korumaya alındı. Ö.K. ise ifadesinin ardından serbest bırakıldı.

  • 14 yaşındaki kuzenine yaptığı mide bulandırdı

    14 yaşındaki kuzenine yaptığı mide bulandırdı

    Diyarbakır’da evlenmek için ailesinden isteyip olumsuz yanıt aldığı amcasının kızı ortaokul öğrencisi F.D.’ye (14) cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınan M.D. (37), delil yetersizliğinden serbest bırakıldı. Olayla ilgili soruşturma sürerken, kriminal polis laboratuvarı raporunda F.D.’nin elbiselerinde sperm örneklerine rastlanınca küçük kızın ailesinin avukatı, M.D. hakkında suç duyurusunda bulundu. Kuzeni M.D.’nin şiddet uyguladığı biri dini nikahlı, iki eşi tarafından terk edildiğini belirten F.D., “Bugün bana yaptı yarın başka kızlara da yapar. Hayalim doktor olmaktı, hayallerimi yıktılar” dedi.

    Olay, 11 Haziran’da merkez Bağlar ilçesi Yeniköy Mahallesi’nde meydana geldi. Daha önce, şiddet uyguladığı biri dini nikahlı, iki eşi tarafından terk edilen 5 çocuk babası müzisyen M.D., anne ve babasıyla aynı mahallede oturan amcasının evine gidip, 14 yaşındaki F.D.’yi kendisine istedi. F.D.’nin babası M.D., kızının çocuk yaşta olduğunu belirterek, yeğenine olumsuz yanıt verdi.

    KIZINI GÖNDERİP, OYUN OYNAMA BAHANESİYLE EVE GETİRTTİ

    Birkaç gün sonra M.D., aynı yaşta olan kızını F.D.’nin yanına gönderdi. M.D.’nin kızı, F.D.’yi alarak oyun oynamak için evlerine getirdi. M.D., burada kuzeni F.D.’ye istismarda bulundu. Eve gidip başından geçenleri anlatan F.D., ailesiyle birlikte polis merkezine giderek şikayetçi oldu. Olayın ardından M.D., gözaltına alındı. Olay yerinde inceleme yapan polis ekipleri F.D.’ye ait kıyafetler ise incelenmek üzere el koydu. İfadesi alınan M.D., delil yetersizliğinden serbest bırakıldı.

    Olayla ilgili soruşturma sürerken, bölge kriminal polis laboratuvarında kıyafetler üzerinde yapılan inceleme tamamlandı. Raporda, F.D’ye ait kıyafetler üzerinde sperm örnekleri bulundu. Raporun çıkmasının ardından F.D.’nin ailesinin avukatı, M.D. hakkında yeniden suç duyurusunda bulundu.

    ‘DOKTOR OLMA HAYALLERİMİ YIKTILAR’

    Yaşadığı dehşet anlarını anlatan F.D., “Bana elbiselerini çıkaracaksın dedi. Ben çıkarmıyorum ne hakla dedim. Bana yapmazsan seni döverim dedi. Ben yine de çıkarmadım. Sonra bana tekme tokat vurmaya başladı. Bağırmaya çalıştım, sesimi kimse duymadı. İmdat dedim, bana tecavüz ediyor dedim. Sesimi kimse duymadı. Beni dövdü sırtıma, ayağıma ve koluma sopayla vurdu. Yumruk atarak dudaklarımı kan içerisinde bıraktı. Ceza almasını istiyorum. Bana yaptığını başkasına da yapar. İki eşi vardı, onları her gün dövüyordu. 5 çocuk babası zaten en fazla 25-30 yıl hapis cezası almasını istiyorum. Bunun onun yanında kalmasını istemiyorum. Bugün bana yaptı, yarın başka kızlara da yapar. Hayalim doktor olmaktı. Onlar benim hayallerimi yıktılar. Babam onlara ‘kızım senin oğlunla evlenecek yaşta değil’ dedi. ‘Ben kızımı vermiyorum’ dedi. Israrla babama ‘vereceksin’ dediler. Yine ‘vermiyorum’ dedi babam. Benim hayatımı, geleceğimi ve hayallerimi yıktı” diye konuştu.

    ‘KIZIMI 14 YAŞINDA KİMSEYE VERMEM’

    F.D.’nin babası M.D. ise, “Geldiler, kızımı istediler ama 14 yaşında oğlu da 37 yaşında. Ben buna karşıyım kesinlikle, çocuğum daha ortaokulu okuyor. Henüz liseye dahi geçmedi. Bunlar istediler, ne yaptılarsa ben vermedim. Olayın ardından ben polisi aradım. Olay yeri inceleme ekibi geldi, yukarıya çıktılar bu kızın elbiselerini aldılar. Yataktaki bulguları topladılar. Bütün raporlar da çıktı” ifadelerini kullandı.

    Kızının hayallerini bitirdiklerini belirten M.D., “Önce Allah’a, sonra adalete güveniyorum. Bu hakkımızı kimseye bırakmasınlar. Kızımın hayatını bitirdiler. Kızım daha okula dahi gitmek istemiyor. Daha önce doktor olmak istiyordu. Hürriyetinden alıkoydular, hayatını bitirdiler. Ben çocuk geline karşıyım, kızımı 14 yaşında kimseye vermem. Hem kanunen hem de babalık hakkımı kullanarak kesinlikle kızımı vermem. Yüce adalet hakkımızı yerde bırakmasın” dedi.

  • Diyarbakır’da 2 mahalle karantinaya alındı

    Diyarbakır’da 2 mahalle karantinaya alındı

    Diyarbakır’ın Çınar ilçesine bağlı kırsal Yuvacık ile Bellitaş mahalleleri koronavirüs tedbirleri kapsamında karantinaya alındı.

    Çınar İlçe Hıfzıssıhha Kurulu, Kaymakam Güher Sinem Büyüknalçacı başkanlığında toplantı. Toplantıda alınan kararla ilçeye bağlı kırsal Yuvacık ve Bellitaş mahalleleri koronavirüs tedbirleri kapsamında 25 Temmuz gününden itibaren ikinci bir değerlendirmeye kadar karantina alındı.

    Karara ilişkin Çınar Kaymakamlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, “Karantina süresince mahallelere giriş ve çıkışların İlçe Jandarma Komutanlığı’nca kapatılarak zorunlu hallerde kontrollü bir şekilde sağlanmasına, mahalleler içerisinde vatandaşların kalabalık gruplar halinde bir arada bulunmamalarına ve vatandaşların zorunlu olmadıkça evlerinden çıkmamalarına, bu kararlara uymayanlara ise cezai işlem uygulanacaktır” denildi.

  • Eşinin kızgın yağ ile yaktığı kadın: Ölmek istemiyorum

    Eşinin kızgın yağ ile yaktığı kadın: Ölmek istemiyorum

    Diyarbakır’da, çocuklarının gözü önünde eşi İhsan Müjdeci (40) tarafından üzerine kızgın yağ atılan ve vücudunda 2’nci derece yanıklar oluşan Meral Müjdeci (38), Kocaeli’de ailesinin yanında yaşamaya başladı. Tutuklanan ve boşanma davası açtığı eşine en ağır cezanın verilmesini isteyen Müjdeci, “Ölmek istemiyorum. Çocuklarım için yaşamak istiyorum. Cezaevinden çıkarsa geri dönüşüm yok, kesin öldürür beni” dedi.

    Olay, pazar günü, Silvan ilçesine bağlı Mescit Mahallesi’nde meydana geldi. İhsan Müjdeci, iddiaya göre, bir süredir şiddet uyguladığı, 12 yıllık eşi Meral Müjdeci ile kahvaltı yaptıktan sonra mutfağa giderek, yumurta yapacağını söyledi. Tencerede kızdırdığı yağı 2 çocuğunun gözünün önünde, eşinin üzerine döken İhsan Müjdeci, daha sonra tencereyle de darbetmeye başladı. Meral Müjdeci’nin bağrışlarını duyan komşularının ihbarıyla eve sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yüzü ve vücudu yanan Müjdeci, ilk müdahalenin ardından sağlık görevlilerince ambulansla hastaneye götürüldü. İrfan Müjdeci ise polis ekiplerince gözaltına alındı. Emniyetteki sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen Müjdeci, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Meral Müjdeci de yanık tedavisinin ardından hastaneden taburcu edildi.

    KIZGIN YAĞ DÖKTÜKTEN SONRA TENCEREYLE DÖVMÜŞ

    Ailesinin yanına Kocaeli’ye gelen Meral Müjdeci, adliyeye giderek, boşanma davası açtı. Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde belirli aralıklarla tedavisi devam edecek olan Müjdeci, eşinin psikolojik sorunları olduğunu ve kendisine sürekli şiddet uyguladığını, amacının kendisini öldürmek olduğunu öne sürdü. Öldürülme korkusuyla yaşadığını anlatan Müjdeci, “Pazar günü sabah uyandığımızda hiçbir şey yoktu. Hatta sabah kalktığımızda ‘Çocuklar pasta istiyor’ dedi bana. Ben pasta yaptım, kendisi de bahçede börek açtı. Daha sonra çocuklarla ben avluda otururken çocukları yanına çağırdı. ‘Neden çağırıyorsun?’ diye sorunca da ‘İşim var, yumurta yapıyorum’ dedi. Meğer o sırada yağı tencerede kızdırıyormuş. ‘Meroş bana bak’ dedi, arkamı döndüğüm anda yağ tenceresini üzerime attı, bütün yağı üzerime akıttı sonra da yerden kalkamadan bana tencereyle vurmaya başladı. Ben can havliyle yerden kalkınca komşular pencereden ‘Vurma’ diye bağırıyordu. Çocuklarım bacaklarına sarıldı, ikisini de tekmeledikten sonra bana şiddet uygulamaya devam etti” dedi.

    ‘SEN NEDEN ÖLMÜYORSUN?’ DİYE BAĞIRMIŞ

    Üzerine kızgın yağ döküldükten sonra acı içinde yere kaldığını söyleyen Müjdeci, “Bana vururken ‘Sen neden ölmüyorsun?’ diye bağırıyordu. ‘Ben ne yaptım?’ diye sorunca da beni dövmeye devam etti. Yumruk yemekten gözümde ödem oluşmuş, doktorlar onu yanık sanmıştı daha sonra ödem olduğu anlaşıldı. Ortada hiçbir neden yoktu, gayet güzel bir gündü. Hatta ‘Keyifli bir pazar günü geçireceğiz hep birlikte’ demişti bize. Psikolojik sorunları vardı, tedavi oluyordu ama son 2 ayda ilaçları reddetti. ‘Ben iyileştim eğer deliysen sen git hastaneye’ diyordu bana” dedi.

    ’10 YAŞINDAKİ OĞLUM SABAHA KADAR BAŞIMDA NÖBET TUTUYORDU’

    Yıllardır eşi tarafından şiddet gördüğünü belirten Meral Müjdeci, 10 yaşındaki oğlunun kendisini korumak için sabaha kadar başında nöbet tuttuğunu söyleyerek, “Büyük oğlum korkudan sabaha kadar uyuyamıyordu. Ben odadan çıktığım zaman benim arkamdan Kürtçe küfürler ediyormuş. Oğlum buna şahit olmuş ve bir şeyleri anlamıştı. Yanındayken benim yüzüme küfretmiyordu, hep arkamdan ediyormuş. Büyük oğlum ben uyurken sabaha kadar oturup benim başımda bekliyordu. Ben işe gittikten sonra uyuyordu. Akşam ben işten geldiğim zaman da ‘Ben senin başında beklerim, sen rahatça uyuyabilirsin’ diyordu. Ben iş yerimde herkese bu durumu anlatmıştım ama kimse buna inanmamıştı” diye konuştu.

    ‘MERAL’İM DURUMUN NASIL’ DİYE MESAJ ATMIŞ

    Eşinin, cezaevine gönderileceği sırada yakınlarını bilgilendirmesi için telefon verildiği sırada kendisine mesaj attığını belirten Müjdeci, “Ben hastanedeyken, bu haldeyken, canımla uğraşırken, tekrar bana mesaj attı. ‘Meral’im durumun nasıl? Sana kurban olurum, Meroş’um sesini duyayım’ dedi. Ben bu insanın sağlıklı bir insan olduğunu düşünmüyorum ve kesinlikle cezaevinden çıkmasını istemiyorum. İnsan sevdiğine kıyıp bu hale getirir mi? Ben ondan kurtulmak istiyorum” dedi.

    ‘CEZAEVİNDEN ÇIKARSA KESİN ÖLDÜRÜR BENİ’

    Eşinin cezaevinden çıktığı zaman kendisini öldürebileceğini söyleyen Meral Müjdeci, “Şu an cezaevinde ve ben dışarı çıkmasını istemiyorum. Çocuklarım için bu kadar acıya dayandım, yandım, dayak yedim ve çocuklarım için yaşamak istiyorum. Lütfen bana yardım edin. Ben ölmek istemiyorum. Çocuklarım için yaşamak istiyorum. Cezaevinden çıkarsa artık benim geri dönüşüm yok, kesin öldürür beni. Bana sürekli ‘Seni televizyona çıkaracağım’ diyordu. Demek ki bunu planlıyormuş” diye konuştu.

    Kızını taburcu olmasının ardından beraber yaşamaları için Kocaeli’ye getiren Zekeriya Keleş ise damadının en ağır cezayı almasını istediğini söyledi. Büyük üzüntü duyduğunu belirten Keleş, “Kızıma ağır bir şekilde şiddet uyguladı. Bir tencere yağ bir insanın kafasına asla dökülmez. Bu bir caniliktir. Ben bunun cezaevinden çıkmasını asla istemiyorum. Benim 3 kızım ve engelli eşim var. Bizlere zarar vermesinden çekiniyorum, o yüzden en ağır ceza almasını istiyorum” dedi.

  • Eşini kızgın yağ ve kaynar su ile yaktı

    Eşini kızgın yağ ve kaynar su ile yaktı

    Diyarbakır’da bir adam, kahvaltıda tartıştığı eşinin üzerine çocuklarının gözü önünde tavadaki kızgın yağ ile çaydanlıktaki kaynar suyu döktü. Yüzü ve vücudu yanan kadın hastaneye kaldırıldı. Gözaltına alınan koca ise tutuklandı.

    Diyarbakır’ın Silvan ilçesine bağlı Mescit Mahallesi’nde İrfan Müjdeci (40), iddiaya göre, bir süredir şiddet uyguladığı eşi Meral Müjdeci (38) ile geçtiğimiz pazar günü kahvaltı ederken tartıştı.

    Bu sırada İrfan Müjdeci, 2 çocuğunun gözünün önünde, eşinin üzerine önce tavada bulunan kızgın yağı ardından çaydanlıktaki kaynar suyu döktü.

    Meral Müjdeci’nin bağrışlarını duyan komşularının ihbarıyla eve sağlık ve polis ekipleri sevk edildi.

    Yüzü ve vücudu yanan Müjdeci, ilk müdahalesinin ardından sağlık görevlilerince ambulansla hastaneye götürüldü. İrfan Müjdeci ise polis ekiplerince gözaltına alındı.

    Emniyetteki sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen Müjdeci, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Meral Müjdeci de yanık tedavisinin ardından hastaneden taburcu edildi.

    PSİKOLOJİK SORUNLARI VAR DİYE ŞİKAYET ETMEMİŞ

    Çiftin komşuları, daha önce de eşinin şiddetine maruz kaldığını belirttikleri Meral Müjdeci’nin, kendilerine “Kocam, ekonomik nedenlerden dolayı psikolojik sorunlar yaşıyor. O yüzden şikayet etmeyeceğim” dediğini söyledi.