Kategori: Diyarbakır

  • Flaş belleğinden terör eylemlerinin görüntüsü çıktı

    Flaş belleğinden terör eylemlerinin görüntüsü çıktı

    Terör örgütü DEAŞ’ın sözde Diyarbakır sorumlusu Nihat Turan’ın üzerinde ele geçirilen flaş bellekte, örgütün gerçekleştirdiği eylemler ile örgüt propagandası yapılan anlara ilişkin görüntü ve fotoğraflar bulundu.

    İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince geçen hafta Kayapınar ilçesinde düzenlenen operasyonda yakalanan Turan’ın üzerinde ele geçirilen ve Diyarbakır 3. Sulh Ceza Hakimliğinin kararıyla el konulan flaş bellekle ilgili, Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü incelemesini tamamladı.

    İncelemede, flaş bellekteki bazı videolarda, terör örgütü üyelerine silahlı eğitim verildiği, örgütün gerçekleştirdiği eylemler ile örgüt propagandası yapılan anlara ilişkin kayıt ve fotoğrafların yer aldığı görüldü.

    “Ninova” isimli videoda, canlı bomba saldırılarının nasıl yapıldığına ve henüz yeri belirlenemeyen bir alana drone aracılığıyla gerçekleştirilen bombalı saldırıya ilişkin görüntüler bulundu.

    “Yüzyıllardır-Terkedilmiş-Bir-Vacip” isimli videoda ise ABD’nin ölü ele geçirdiğini duyurduğu DEAŞ elebaşı Ebubekir El-Bağdadi’nin camide verdiği vaaz ile örgütün eylemlerinden sonra teröristlerin sözde bayraklarıyla kutlama yaptığı anların yer aldığı tespit edildi.

    Flaş bellekte ayrıca terör örgütü DEAŞ’ın sözde marşlarının da bulunduğu belirlendi.

    Turan’ın ifadesinde ise “Bu videoları yükleyip izlediğim doğrudur. Bu videoları izleme amacım, Suriye’de dökülen kanların 4 farklı terör örgütünce yapıldığını düşünüyorum.” dediği öğrenildi.

  • Eylül ayına dikkat! Grip ve Covid-19 vakaları karışacak

    Eylül ayına dikkat! Grip ve Covid-19 vakaları karışacak

    Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Covid-19 Yoğun Bakım Koordinatörü Prof. Dr. Recep Tekin, belirtileri koronavirüsle benzerlik gösteren grip vakalarını, salgından ayıran en önemli belirtinin solunum sıkıntısı olduğunu vurgulayarak, “Bir kişide ateş, halsizlik, yorgunluk, hafif bir öksürük varsa grip de olabilir Covid-19 da olabilir ama nefes darlığı ya da solunum sıkıntısı başlıyorsa onu kesinlikle Covid-19 açısında araştırmamız gerekiyor. Tabi ki bu süreç içinde hastalarımız bundan sonra çok karışacaktır. Buradaki temel fark, özellikle solunum sıkıntısı semptomlarına dikkat etsinler” dedi.

    Türkiye’de eylül ayıyla birlikte artış gösteren koronavirüs vakaları ile birlikte mevsimsel geçiş nedeniyle grip ve nezle vakalarında da artış bekleniyor. Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Covid-19 Yoğun Bakım Koordinatörü Prof. Dr. Recep Tekin, Covid-19, grip ve nezlenin 3 farklı virüsün neden olduğu enfeksiyonlar olduğunu ve özellikle grip ve Covid-19’un karışabildiğini söyledi. Özellikle eylül ve ekim ayı ile birlikte artık grip mevsiminin de başladığına dikkat çeken Tekin, “İkisi arasındaki temel farklara baktığımız zaman aslında çok yakın hastalıklar. Ateş, öksürük, yaygın vücut ağrısı, halsizlik ve baş ağrısı ikisinde de olabilecek semptomlar ama Covid-19’u gripten ayıran temel özellik solunum sıkıntısı olmasıdır” diye konuştu.

    ‘BU SÜREÇTE HASTALARIMIZ ÇOK KARIŞACAK’

    Gribin daha çok üst solunum yollarını tuttuğunu, Covid-19’un ise daha çok akciğere indiğini vurgulayan Prof. Dr. Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Buna bağlı olarak da nefes darlığı, öksürük, solunum sıkıntısı yaratabilmektedir. Bu semptomların ikisini klinik ya da bulgulara bakarak ayırt etmek çok zor. Ancak bunun ayırımını yapabilmek için laboratuvar testlerine ihtiyacımız oluyor. Bu konuda dikkat etmemiz gereken aslında solunum sıkıntısı. Bir kişide ateş, halsizlik, yorgunluk, hafif bir öksürük varsa grip de olabilir, Covid-19 da olabilir ama nefes darlığı ya da solunum sıkıntısı başlıyorsa onu kesinlikle Covid-19 açısından araştırmamız gerekiyor. Bunun için gerekli testleri yapıp tedavimizi ona göre belirlememiz lazım. Tabi ki bu süreç içinde hastalarımız bundan sonra çok karışacaktır. Buradaki temel fark, özellikle solunum sıkıntısı semptomlarına dikkat etsinler. Her halsizlik her ateş Covid-19 olmak zorunda değil. Bu tür şikayetleriniz varsa ve bunun yanında da solunum sıkıntısı varsa Covid-19 açısından test yapmamız gerekecek. Bu ayrımı yapabilmemizin tek şartı testtir.”

    ‘MASKE, MESAFE VE HİJYEN’

    Normalleşme süreci sonrası vaka sayılarında bir artış olduğunu anımsatan Prof. Dr. Tekin, şunları söyledi:

    “Tekrar bazı uyarılarda bulunmak gerekiyor. Özellikle maske, mesafe ve hijyen konusunda halkımızın bu konuda gerekli hassasiyeti gösterip tedbirlere uyarak, virüsün yayılmasını ve hastalık oluşturmasının önüne geçmek gerekiyor. Bir diğer önemli nokta tabi ki izolasyon. Bilindiği üzere hastalığı geçiren, pozitif olan veya temaslı olan kişilerin evlerinde 14 gün boyunca karantinada olması gerekiyor. Maalesef ki pozitif olan ve evde kalması gereken hastalarımız dışarı çıkıp markete, kafelere gidebiliyor. Bunun önemli yaptırımları var ama şunu istiyoruz özellikle hastalarımızdan; bu toplum sağlığı için ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Lütfen evde izolasyona dikkat edin. Diğer taraftan maskemizi lütfen takalım. Sadece maske değil bununla birlikte özellikle mesafemizi koruyalım ve hijyene, özellikle yüzeye temas ettikten sonra ellerimizi yıkayıp ondan sonra normal gündelik hayatımıza devam edelim.”

  • Odasında başında vurulmuş bulunan Zehra kurtarılamadı

    Odasında başında vurulmuş bulunan Zehra kurtarılamadı

    Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde odasında başından tabancayla vurulmuş olarak bulunan Zehra E. (18), hayatını kaybetti. Jandarma genç kızın ölümüyle ilgili soruşturma başlattı.

    Olay, Silvan ilçesinin kırsal Kazandağı Mahallesi’nde meydana geldi. Akşam saatlerinde eve gelen Zehra E., odasına geçti. İddiaya göre bir süre sonra odadan silah sesi geldi. Odaya koşan yakınları, Zehra’yı başından tabancayla vurulmuş halde buldu. Ailesinin ihbarı üzerine adrese, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekibinin ilk müdahalesinin ardından Silvan Dr. Yusuf Azizoğlu Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Zehra E., doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı. Zehra E.’nin cansız bedeni, otopsi için Diyarbakır Adli Tıp Kurumu’na gönderilirken, jandarma genç kızın ölümüyle ilgili soruşturma başlattı.

  • 50 lira ve 5 litre kola karşılığında çalışıyor

    50 lira ve 5 litre kola karşılığında çalışıyor

    Diyarbakır’da kola bağımlısı Volkan Egrik (23), kıraathanede günlük 50 lira ve 5 litre kola içme karşılığında çalışıyor. Günde ortalama 7,5 litre kola içtiğini belirten Egrik, “Kahvaltıda bile kola içiyorum. İçmezsem yerimde duramıyorum” dedi.

    Merkez Yenişehir ilçesinde bir kıraathanede çalışan Volkan Egrik, küçüklükten bu yana bağımlı olduğu kola nedeniyle, kıraathanede işverenle yaptığı anlaşmayla günlük 50 lira yevmiye ve 5 litre kola karşılığında çalışıyor. Yaklaşık 3 yıldır kıraathanede çalışan Egrik, işe başlamadan önce günlük yevmiyesini de peşin alıyor. Aldığı yevmiyeyle 2,5 litre kola satın alıp içtikten sonra işe başlayan Egrik, kola dışında iş yerinde herhangi bir içecek içmediğini söyledi.

    ‘İÇMEZSEM YERİMDE DURAMIYORUM’

    Kolayı çok sevdiğini söyleyen Egrik, “Kola içmeden çalışamam. Kahvaltı da bile kola olmazsa kahvaltı yapamam. İçmezsem yerimde duramam, mutlaka içmem gerekiyor. Hiç rahatsız olmuyorum. Küçüklükten bu yana içiyorum. Her gün düzenli olarak içerim. Şimdiye kadar herhangi bir rahatsızlık duymadım” dedi.

    ‘KOLA İÇMEDİĞİ ZAMAN BAŞIM AĞRIYOR DİYOR’

    Kıraathane sahibi Ahmet Özden ise Volkan’ın pazarlık yaparak işe başladığını ifade ederek, kola içmediği zaman şikayetlerde bulunduğunu söyledi. Özden, “Kolasını içip sonra iş başı yapıyor. 3 yıldır burada çalışıyor. Kola içmediği zaman ‘Başım ağrıyor’ diyor. Kola içmekten tutamıyoruz onu. Yardımcı olmak istedik. Ama kendisi kolayı çok seviyor. ‘Kola içtiğimde ben rahat hissediyorum kendimi’ diyor” diye konuştu.

    ‘KOLADAKİ KAFEİN BAĞIMLILIK, STRES VE KAYGI BOZUKLUĞU YARATABİLİR’

    Beslenme Uzmanı ve Diyetisyen Ruşen Aksu, Dünya Sağlık Örgütü’nün yetişkinler için önerdiği günlük güvenilir kafein doz alımı miktarının 300 miligram, 7,5 litre kola içen bir bireyin almış olduğu kafein miktarının ise bin 125 miligram olduğunu söyledi. Aksu, “İdeal dozun 4,5 katı bu doz, yetişkin bireylerde bağımlılık riskini artırır. Sonrasında alınan şeker miktarı da çok yüksek olduğu için tip 2 diyabet riski, obezite ve kanser riskini artırır. Çünkü kanser hücreleri glikozla, yani şekerle beslenir. Vitamin ve minerallerin emilimini azalttığından dolayı vitamin kayıpları, kemik erimesi, içerdiği asidin yüksek olmasından dolayı diş minerallerinin aşınmayla beraber çürüme ve reflü riski artar. 300 miligram kafein tüketimi metabolizmayı hızlandırabilir, termojenik olarak yağ yakımına yardımcı olabilir. Kalp krizi riskini azaltabilir, fakat bu dozun üzerinde alım güvenli değildir. Güvenilir kafein miktarı 300 miligram, kafein içilen çay, kahve ve yeşil çay da bulunmaktadır. Kolada bulunan fazla miktardaki kafein bağımlılık, stres ve kaygı bozukluğu yaratabilir” dedi.

  • Bakan Karaismailoğlu: Diyarbakır’a 18 yılda 7 milyar TL yatırım yaptık

    Bakan Karaismailoğlu: Diyarbakır’a 18 yılda 7 milyar TL yatırım yaptık

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, devam eden 9 projeyi incelemek ve yapımı tamamlanan yeni Eğil yolunun açılışını yapmak için Diyarbakır’a geldi. Bakan Karaismailoğlu, 18 yılda 7 milyar TL’nin üzerinde Diyarbakır’a yatırım yaptıklarını ifade ederek, “Şu anda devam eden 9 önemli projemiz var. Bugünkü ziyaretimizde onları inceleyeceğiz. Bunların en kısa zamanda bitirilmesi için çalışacağız” dedi.

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, çeşitli incelemeler ve açılışlar yapmak için Diyarbakır’a geldi. Bakan Karaismailoğlu, temaslarına beraberindeki AK Parti Diyarbakır milletvekilleri Mehmet Mehdi Eker, Oya Eronat ve Ebubekir Bal ile birlikte Vali Münir Karaloğlu’nu ziyaret ederek başladı. Şeref Defteri’ni imzalayan Bakan Karaismailoğlu, Vali Karaloğlu ile bir süre görüştükten sonra AK Parti İl Başkanlığı’nı ziyaret etti.

    ‘ÜLKEMİZİN HER NOKTASINDA BİR ÇALIŞMAMIZ VAR’

    AK Parti İl Başkanlığı’nda ziyaretinde ilişkin değerlendirmede bulunan Bakan Karaismailoğlu, kente önemli çalışmaların ve yatırımların olduğunu söyledi. Bakanlık olarak Diyarbakır’a 18 yılda 7 milyar lira yatırım yapıldığını hatırlatan Bakan Karaismailoğlu, “Ülkemizin en önemli şehirlerden Diyarbakır’da, bakanlığımız tarafından yapılmakta olan projelerle ilgili şantiye ziyaretlerimiz olacak. Valimiz, milletvekillerimiz, parti teşkilatıyla gerekli istişarede bulunup Diyarbakır için yapmak istediğimiz ve yapmakta olduğumuz güzel işlerin bir an önce bitirilmesi, ihtiyaçlar doğrultusunda planlamaları yapmak için bugün buradayız. İnşallah çok verimli bir gün olacak. Ülkemizin her noktasında bir çalışmamız var. Büyük, özverili bir çalışma var. Bir gün Diyarbakır’da, bir gün Muğla’da, bir gün İstanbul’dayız” dedi.

    ‘DÜNYANIN GIPTAYLA BAKTIĞI PROJELERE DEVAM EDİYORUZ’

    Diyarbakır’da 2003 yılında 40 kilometre bölünmüş yolun olduğunu anlatan Bakan Karaismailoğlu, yapılan yatırımlarla 440 kilometreye ulaştığını söyledi. Bakan Karaismailoğlu, “Geçen hafta Giresun’da bir afet yaşamıştık. Ama devletimizin büyüklüğü, hükümetimizin güçlülüğü, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde nelerin üstesinden gelebileceğimizi orada birkaç günde göstermiş olduk. Bu sadece bir örnekti. Ama ülkemizin birçok noktasında değerli yatırımlarımız var. Mühendislik açısında dünyanın gıptayla baktığı projelere devam ediyoruz. Halkımızın, vatandaşlarımızın günlük yaşamı kolaylaştıracak işler yapmak için uğraşıyoruz. Devlete, millete hizmet etmek bir nasip işidir. Biz de bu doğrultuda vatandaşımızın gönlünü kazanmak için canla başla çalışıyoruz. En büyük sevincimiz, yaptığımız işlerde vatandaşlarımızın mutluluk duymasıdır. Bizim yorgunluğumuzu giderecek tek şey odur. Onun için canla başla çalışıyoruz. Ülkemizin her noktasında olduğu gibi Diyarbakır’da önemli çalışmalar, yatırımlarımız var. 18 yılda 7 milyar TL’nin üzerinde Diyarbakır’a yaptığımız yatırımlar var. Şu anda devam eden 9 önemli projemiz var. Bugünkü ziyaretimizde onları inceleyeceğiz. Bunların en kısa zamanda bitirilmesi için çalışacağız, bundan sonra gelen talepleri ihtiyaçlar doğrultusunda yeni projelerimiz planlayacağız. Sadece bir tane örnek vermek istiyorum. 2003 yılında Diyarbakır genelinde sadece 40 kilometre bölünmüş yol vardı. Şu an 440 kilometre bölünmüş yol var. Nereden nereye. Bunun gibi çok değerli yatırımlarımız var. Diyarbakır Havalimanı, Anadolu’nun en büyük havalimanlarından biridir. Yolculuklar sürekli artıyor. 5 milyon üzerinde yolcu kapasitesi var. Diyarbakır Havalimanı, İstanbul Havalimanı’ndan sonra en büyük piste sahiptir” dedi.

    Bakan Karaismailoğlu, AK Parti İl Başkanlığı ziyaretinin ardından kentteki sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya gelecek.

  • Diyarbakır’da bir aile daha evladına kavuştu

    Diyarbakır’da bir aile daha evladına kavuştu

    Diyarbakır HDP İl Başkanlığı önünde evlat nöbetine katılan Çetin ailesi, 5 yıl önce 13 yaşındayken dağa kaçırılan çocuklarına kavuşmanın sevincini yaşıyor.

    Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa İl Jandarma Komutanlıkları ile Jandarma İstihbarat Komutanlığının ortak yürüttüğü ikna çalışması sonucu Diyarbakır HDP İl Başkanlığı binası önünde bekleyen Çetin ailesinin 2015’te dağa kaçırılan oğlu Erdal Çetin, dün Mardin’in Nusaybin ilçesinde güvenlik güçlerine teslim oldu.

    Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığına gelen anne Gülşen ve baba Bayram Çetin, yıllardır hasret kaldıkları evlatları Erdal’a sarılarak gözyaşı döktü.

     16 aile evlatlarına kavuşmanın mutluluğunu yaşadı

    Gülşen Çetin’in, oğlu Erdal’a kavuşmasıyla evlatlarını terörün pençesinden kurtaran aile sayısı 16’ya yükseldi.

    Anne Hacire Akar’ın 24 Ağustos 2019’da oğlu Mehmet’e kavuşmasının ardından Hatice Ceylan 4 yıl önce dağa kaçırılan oğlu Cafer’e, Hüsniye Kaya kızı Mekiye’ye, babaanne Halime Kadran torunu İbrahim Halil Kadran’a, baba Metin Açan oğlu H. Açan’a, baba Nizamettin ve anne Aslıhan Eşrefoğlu 5 yıllık hasretin ardından oğulları Hüseyin’e, anne Gevriye Ayhan kızı Pelda’ya, baba Melik ve anne Melek Aslan da 6 yıllık özlemden sonra güvenlik güçlerine teslim olan oğlu Volkan’a, anne Muhteber Birlik 5 yıl önce 14 yaşında dağa kaçırılan oğlu Veysi’ye, anne Cahide Alkan oğlu Mehmet Emin’e, anne Şahize Altınkaynak kızı Halise’ye, engelli baba Cemal Ertaş güvenlik güçlerine teslim olan oğlu Ramazan’a, anne Naime Dalmış 6 yıllık hasretin ardından kızı Tekoşin’e, teslim olan Haşim Açar tedavisinin sürdüğü hastanede babasına, anne Sever Fidan 11 yıllık evlat hasretinin ardından büyük özlem duyduğu oğlu Tayfur’a kavuşmuştu.

  • Karantinaya alındıkları evi ateşe verip, gazetecilere saldırdılar

    Karantinaya alındıkları evi ateşe verip, gazetecilere saldırdılar

    Diyarbakır’da, koronavirüs tanısı konulan anneleriyle temaslı oldukları için karantinaya alınan kardeşler, iddiaya göre kaldıkları evi ateşe verdi. Aile fertleri, çıkan yangını haberleştirmek isteyen gazetecilere bıçak ve yumrukla saldırdı. İki gazeteci yaralanırken, saldırganlar gözaltına alındı.

    Olay, gece saatlerinde merkez Bağlar ilçesindeki Yunus Emre Mahallesi’nde meydana geldi. Koronavirüs testi pozitif çıkan kadın hastaneye tedaviye, çocukları ise evde karantinaya alındı. Evde kalanlar, iddiaya göre yangın çıkarıp dışarı çıktı. İhbar üzerine bölgeye sevk edilen çok sayıda ekip, alevlerin 3 farklı noktadan başlayıp büyüdüğü yangına müdahale etti. Evde yaşayanlar, dışarıdan izledikleri yangını haberleştirmek için görüntüleyen gazetecilere bıçak ve yumruklarla saldırdı. Saldırı sonrası DHA muhabiri Emrah Kızıl bıçakla kolundan yaralanırken, İHA muhabiri Murat Başal’ın ise aldığı yumruk darbesiyle burnu kırıldı. Saldırıyı yapan ve koronavirüslü olduğu şüphe edilen B.G., S.A. ve O.G. gözaltına alındı. Fotoğraf makineleri ve kameraları kırılan gazetecilerin hastanede darp raporu alıp şikayetçi olması üzerine polis şüphelileri gözaltına aldı. Polis merkezine götürülüp ifadeleri alınan şüpheliler, savcılık tarafından serbest bırakıldı.

    ‘BIÇAKLA SALDIRINLARIN KORONAVİRÜSLÜ OLDUKLARINI ÖĞRENDİK’

    Bıçaklı saldırıya uğrayan muhabir Emrah Kızıl, saldırganların hayatlarına kast ettiklerini söyledi. Kızıl, “Biz yangın haberi için olay yerine gittik. Yangından uzak bir yerdeydik. Birisi gelip kameranın ekranını tuttu ve arbede yaşandı. Daha sonra Murat’ın yanına gittiler. Bu sırada bir kişi bana bıçak çekerek karnıma doğru salladı. Kendimi geriye çektim bıçak kolumu çizdi. Ondan sonra bize önüne gelen saldırdı. Bize saldıran kişiler canımıza kastetti” dedi.

    ‘KAMERA VE FOTOĞRAF MAKİNEMİ KIRDILAR’

    Saldırıda kamera ve fotoğraf makinesinin kırıldığını söyleyen İHA muhabiri Murat Başal ise “Yangın ihbarı için olay yerine gittik. Emrah Kızıl ile görüntü çekerken bir grubun bıçaklı saldırısına uğradık. Bize saldıran kişiler koronavirüslü olduğu ve öğrendik. Yardımımıza gelen polis ile bekçilere de saldırdılar. Cihazlarımızı kırdılar” diye konuştu.

  • UNESCO mirası Sur’da dönüşüm başladı

    UNESCO mirası Sur’da dönüşüm başladı

    UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Diyarbakır’ın tarihi surların üzerinde bulunan ve geçmişte savunma amaçlı kullanılan burçlarda 500 günde tamamlanması hedeflenen, 9 milyon 471 bin TL maliyetli restorasyon çalışması başlatıldı. Restorasyonun tamamlanmasıyla kentin turizmine önemli katkıların sağlayacağını söyleyen Büyükşehir Belediyesi İmar Daire Başkanı Mehmet Karaaslan, “Restorasyon çalışmalarımızda mevcut alanda bulunan taşlar kullanılmaktadır. Uzaydan bakınca Çin seddinden sonra görünen en büyük surlar Diyarbakır surlarıdır. Restorasyon çalışmaları bittikten sonra Diyarbakır’ın turizmine ve ekonomisine çok ciddi bir katkı vereceğini düşünüyoruz” dedi.

    Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Kültür Mirası Listesi’ne 2015 yılında alınan ve birçok medeniyetin izlerini üzerinde taşıyan Diyarbakır Surları’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı, Valilik ve Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle tarihinin en kapsamlı restorasyon çalışması başlatıldı. Çevre uzunluğu 5 bin 200 metre, yüksekliği 8 ile 22 metre arasında olan ve kalınlığı 5 metreye kadar varan surların üzerinde o dönem inşa edilen ve savunma amaçlı kullanılan burçlarda yapılacak çalışmalarda yıkılma tehlikesi olan ve acil müdahale gerekenlere öncelik verilecek. Çalışmalarda, o dönem dairesel, dörtgen veya çokgen olarak inşa edilen burçların aslına uygun hale getirilmesi için yerinde temizlik aşamasında çıkarılan taşlar kullanılacak. 500 günde tamamlanması planlanan ve 9 milyon 471 bin TL maliyetli restorasyon çalışmasının yanı sıra, surlara yakın veya yapışık inşa edilen 41 gecekondunun kamulaştırılması yapıldı ve yıkımına başlanacak.

    ‘MEVCUT ALANDAKİ TAŞLAR KULLANILACAK’

    Restorasyon çalışmasının 5 kişilik bir kontrol heyeti ve Dicle Üniversitesi’ndeki öğretim görevlilerinin yer aldığı bilim kurulu üyelerince en ince detayına kadar takip edildiğini belirten Büyükşehir Belediyesi İmar Daire Başkanı Mehmet Karaaslan, “500 gün sürmesini planladığımız Ben u Sen, Yedi Kardeş, Urfakapı, Nur Burcu restorasyonlarını yapıp çalışmalarımıza devam etmek istiyoruz. En ince detayına kadar dikkatli ve titiz bir şekilde çalışmalar devam ediyor. Restorasyon çalışmalarımızda mevcut alanda bulunan taşlar kullanılmaktadır. Bu konuda çok hassas bir durumda işlemlerimiz devam etmektedir. Bu restorasyon, yaklaşık 9 milyon 471 bin TL maliyetle bugüne kadar yapılmış en büyük restorasyon çalışmalarımızdan bir tanesidir. Burçlarımızın tamamının restore edilmesi için proje çalışmalarımız devam etmektedir. Bu iş için yaklaşık 250 milyon TL’lik bir maliyet ön görülmektedir. Özellikle proje çalışmalarında mevcut surların aslına uygun hale getirilmesi için yerinde temizlik aşamasında çıkarılan taşlar kullanılmaktadır. Bu konuya özellikle dikkat etmekteyiz” diye konuştu.

    ‘DİYARBAKIR EKONOMİSİNE BÜYÜK BİR KATKISI OLACAK’

    Surlardaki restorasyonun Diyarbakır turizmine ve ekonomisine büyük bir katkı sunacağını anlatan Karaaslan, şunları söyledi:

    “Ben u Sen bölgesinde bulunan surlarımızın etrafında gecekondu yapılaşmaları bulunmaktadır. Bu yapılaşmaların surlara zarar verdiği öngörüldüğü için yaklaşık 41 yapının kamulaştırma işlemleri tamamlanmıştır. Yıkım işlemlerine başlanıyor. Surların geri kalan kısmında da surlara yapışık ya da yakın olan ve zarar verme ihtimali olan bütün yapıların kamulaştırma işlemleri devam edecek. Daha sonra bu alanlar peyzaj çalışması yapılarak yeşil alan olarak kazandırılacak. Burçlarımızın restorasyonu parça parça tamamlandıktan sonra da kapıların açılması ön görülmektedir. Restorasyon ve çalışma güvenliği tamamlandıktan sonra bütün kapıları açacağız. Çin seddinden sonra görünen en büyük surlar Diyarbakır surlarıdır. Surlarımızın tamamının restorasyon çalışmaları bittikten sonra turizme çok ciddi bir katkı vereceğini, şehrin ekonomisine büyük bir katkısının olacağını ön görüyoruz.”

  • Diyarbakır’da narko teröre darbe

    Diyarbakır’da narko teröre darbe

    Operasyonun detaylarına ilişkin İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, “Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığınca; Lice ilçesi kırsalında gerçekleştirilen operasyonda önceden tespit edilen 255 farklı noktada, 2 ton 221 kg toz, 2 ton 860 kilo kubar olmak üzere toplam 5 ton 81 kilo uyuşturucu maddesi, 14 milyon 169 bin 150 kök kenevir bitkisi ile kenevir tarlalarını sulamak maksadıyla kullanılan 11 bin 525 metre sulama hortumu ve 2 adet su motoru ele geçirildi” denildi.

    Açıklamada ayrıca, uyuşturucu madde ile suçüstü yakalanan 3 şüphelinin de tutuklandığı aktarıldı.

    https://twitter.com/suleymansoylu/status/1303443946551545865

  • Diyarbakır’da evlat nöbeti 1’inci yılında

    Diyarbakır’da evlat nöbeti 1’inci yılında

    Diyarbakır annelerinin, dağa kaçırılan çocuklarına kavuşma ümidiyle HDP İl Başkanlığı binası önündeki evlat nöbetine bir aile daha katıldı.

    Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP’yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin 3 Eylül 2019’da başlattığı oturma eylemi bir yılı geride bıraktı.

    Muş’un Bulanık ilçesinden gelen anne Ribabşa Baykara da 7 yıl önce 18 yaşındayken dağa kaçırılan oğlu Azad’ı terör örgütü PKK’nın elinden kurtarmak amacıyla eyleme dahil oldu.

    Baykara, Kürtçe yaptığı konuşmada, HDP oğlunu dağa gönderdiği için eyleme destek verdiğini söyledi.

    Kadın haliyle evini kilitleyip oğluna kavuşma ümidiyle Diyarbakır’a geldiğini anlatan Baykara, şöyle devam etti:

    “Oğlumu istiyorum, başka bir şey istemiyorum. Kimsesizim, çaresizim. Çocuğumun yolunu gözlüyorum. 18 yaşındayken gitti. Tarlada çalışıyordu. Onu kandırıp götürdüler. 7 yıl 3 aydır ondan hiçbir haber alamadım. Sağ ya da ölü ondan haber almak istiyorum. Eğer yaşıyorsa dönsün. Evladım için buraya geldim. Allah bütün annelerin yüreğini ferahlatsın.”

    Baykara, oğlunun örgütten kaçarak güvenlik güçlerine teslim olmasını istedi.