Kategori: Dünya

  • ABD medyası: “İsrail, Haniye suikastının arkasında olduğunu ABD’ye bildirdi”

    ABD medyası: “İsrail, Haniye suikastının arkasında olduğunu ABD’ye bildirdi”

    ABD’li Washington Post gazetesi, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye suikastına ilişkin dikkat çeken bir haber yayımladı. Haberde, İsrail’in Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye suikastının arkasında kendisinin olduğu konusunda saldırının hemen ardından ABD’yi bilgilendirdiği belirtildi. Beyaz Saray yetkililerinin ise Haniye’nin ölümünü şaşkınlık ve öfkeyle karşıladıkları, bunu Gazze’de ateşkes sağlama çabalarında “ciddi bir gerileme” olarak gördükleri ifade edildi. Ayrıca İsrail’in ABD’ye haber vermeden saldırı gerçekleştirilmesinin, ABD Başkanı Joe Biden’ı ve bazı yetkilileri öfkelendirdiği belirtildi.

    İsmi verilmeyen bir İsrailli yetkili ise İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Biden arasında geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen telefon görüşmesinin “gergin” geçtiğini aktardı.

    Haniye suikastı

    Hamas Siyasi Büro Başkanı Haniye, 31 Temmuz’da İran Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan’ın yemin törenine katıldığı Tahran’da suikast sonucu hayatını kaybetmişti. Hamas ve İran, Haniye’nin ölümünden İsrail’i sorumlu tutmuş, İsrail ise suikastı resmi olarak üstlenmemişti.

  • Nijer, Ukrayna ile diplomatik ilişkilerini kesti

    Nijer, Ukrayna ile diplomatik ilişkilerini kesti

    Batı Afrika ülkesi Nijer’de askeri geçiş hükümetinin sözcüsü Amadou Abdramane yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın Mali’ye yönelik saldırganlığı nedeniyle Ukrayna ile diplomatik ilişkilerini derhal kesme kararı aldığını duyurdu. Sözcü Abdramane, “Nijer hükümeti, durumun ciddiyetini ve Ukrayna’nın Mali’ye yönelik saldırganlıkta kabul edilen katılımını göz önünde bulundurarak Mali hükümeti ve halkıyla tam dayanışma içinde şu önlemleri alıyor: Birincisi, Nijer ile Ukrayna arasındaki diplomatik ilişkilerin derhal kesilmesi. İkincisi, Ukrayna ve sponsorlarının saldırısına ilişkin bir karar alması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne başvurulması” ifadelerini kullandı. Abdramane ayrıca uluslararası topluma “Ukrayna’nın küresel teröre destek vermesine karşı çıkma” çağrısında bulundu.

    Ne olmuştu?

    Geçtiğimiz hafta Mali ordusu, Cezayir sınırındaki Tinzaouatene kasabasında Tuareg isyancıları ile çatışmıştı. En az 84 Wagner paralı askerinin ve 47 Mali askerinin öldürüldüğü belirtilmişti. Ukrayna Askeri İstihbarat Teşkilatı Sözcüsü Andriy Yusov, isyancıların saldırıyı gerçekleştirmek için “gerekli” bilgiyi aldığını söylemesiyle Mali ile Ukrayna arasında diplomatik kriz patlak vermişti. Mali’deki geçici hükümet, orduya karşı savaşan teröristlere destek verdiği gerekçesiyle 5 Ağustos Pazartesi günü Ukrayna ile diplomatik ilişkilerini kestiğini duyurmuştu.

  • “Gazze’de ateşkes görüşmelerin son aşamada”

    “Gazze’de ateşkes görüşmelerin son aşamada”

    ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, “Avustralya-ABD Bakan İstişareleri (AUSMIN) 2024” toplantısı kapsamında Avustralyalı mevkidaşları Penny Wong ve Richard Marles ile ABD’nin Maryland eyaletinin Annapolis kentinde bir araya geldi. Görüşme sonrasında yapılan ortak basın toplantısında Orta Doğu’daki gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulunan Blinken, gerilimi düşürmek ve çatışmaların yayılmasını önlemek için yoğun bir şekilde çalışmaya devam ettiklerini söyledi. Birkaç gündür bölgedeki ve ötesindeki ortaklarıyla teması sürdürdüklerini belirten Blinken, “Bu görüşmelerde net bir fikir birliği olduğunu duyduk: Kimse bu çatışmayı tırmandırmamalı” ifadelerini kullandı

    “İsrail’i savunmaya devam edeceğiz”

    Bu mesajı doğrudan İran’a ve İsrail’e ilettiklerini vurgulayan Blinken, “İsrail’in güvenliğine olan bağlılığımız sarsılmazdır. Tıpkı askerlerimizi savunmaya devam edeceğimiz gibi, İsrail’i terörist gruplardan ya da onların destekçilerinden gelebilecek saldırılara karşı savunmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Bölgedeki herkesin, daha fazla saldırının sadece çatışmayı, istikrarsızlığı ve güvensizliği körükleyeceğini anlaması gerektiğinin altını çizen Blinken, “Daha fazla saldırı kimsenin tahmin ve tam olarak kontrol edemeyeceği tehlikeli sonuçların ortaya çıkma riskini arttırır” uyarısında bulundu.

    “Gerilimi tırmandıracak değil, yatıştıracak kararlar alınmalı”

    Tarafları sorumlu davranmaya çağıran Blinken,

    “Bölgedeki herkesin durumu değerlendirmesi, yanlış hesap yapma riskini anlaması ve gerilimi tırmandıracak değil yatıştıracak kararlar alması aciliyet arz etmektedir” dedi. ABD Başkanı Joe Biden’ın Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Es-Sisi ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Thani ile telefonda görüştüğünü hatırlatan Blinken, “Bu iki ülke ABD ile birlikte, ateşkesin sağlanması ve rehinelerin serbest bırakılması için yapılan müzakerelere aracılık ediyor. Liderlerin de ele aldığı üzere, müzakereler artık son aşamaya gelmiş olup, bu sürecin ivedilikle sonuçlandırılması konusunda mutabık kalınmıştır” diye konuştu. Gazze’deki çatışmayı sona erdirmenin ve bölgeye barışı getirmenin tek yolunun bu anlaşmayı sonuçlandırmak ve süreci sekteye uğratacak her türlü eylemden kaçınmak olduğunu yineleyen Blinken, “Tüm tarafların mümkün olan en kısa sürede bir anlaşmaya varmak için çalışması kritik önem taşımaktadır” açıklamasında bulundu.

    Austin: “ABD personeline yönelik saldırılara müsamaha göstermeyecek”

    ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin de, Orta Doğu’daki tansiyonu düşürmek için çalıştıklarını vurguladı. Irak’ın batısındaki El-Esad Hava Üssü’ne düzenlenen roket saldırısında çok sayıda ABD’li askerin yaralandığını hatırlatan Austin, “Bu yüzden hata yapmayın! Amerika Birleşik Devletleri bölgedeki personeline yönelik saldırılara müsamaha göstermeyecek” uyarısında bulundu.
    İsrail’in savunmasına olan sarsılmaz bağlılıklarını pekiştirmek ve her türlü olasılığa hazırlıklı olmak için askeri duruşlarını yeniden düzenlediklerini aktaran Austin, “Orta Doğu’daki uçak gemisi varlığımızı sürdürmek için USS Abraham Lincoln’ün bu ay içinde USS Theodore Roosevelt’in yerini almasını emretti. Ayrıca bölgeye balistik füze savunma kabiliyetine sahip daha fazla kruvazör ve destroyer gönderilmesini ve savunma amaçlı hava destek kabiliyetimizi güçlendirmek üzere bir avcı filosunun daha Orta Doğu’ya konuşlandırılması talimatını verdim” dedi.
    Austin, ülkesinin tüm rehinelerin eve dönmesi ve Gazze’deki savaşın sona ermesi için çabalarını sürdürdüğünü de sözlerine ekledi.

    Wong’dan ‘gerilimi düşürme’ çağrısına destek

    Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong ise Blinken’in Orta Doğu ile ilgili sözlerine katıldıklarını vurguladı. Blinken’in “Bölgede gerilimi düşürme” çağrısını desteklediklerini ifade eden Wong, “Başkan Biden tarafından ana hatları çizilen ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan ateşkese yönelik desteğimizi de sürdürmeye devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

  • Tokyo’da 123 kişi sıcak çarpması sonucu hayatını kaybetti

    Tokyo’da 123 kişi sıcak çarpması sonucu hayatını kaybetti

    Japonya’da yaz başından bu yana etkili olan aşırı sıcakların bilançosu netleşmeye başladı. Tokyo Adli Tıp Kurumu’ndan yapılan açıklamada, dev metropolde geçtiğimiz ay 123 kişinin sıcak çarpması nedeniyle hayatını kaybettiği bildirildi. 2’si hariç tüm ölüm vakalarının kapalı alanlarda kayda geçtiği belirtilirken, hayatını kaybedenlerin çoğunun klima kullanmadığı kaydedildi. Tokyo’da Temmuz ayında sıcak çarpması nedeniyle yaşanan ölümlerin sayısının 2018’de kayda geçen 127 ölüm vakasından bu yana görülen en yüksek sayı olduğu belirtildi.
    Aşırı sıcaklar konusunda uyarıda bulunan uzmanlar, mecbur kalmadıkça dışarı çıkmama, kapalı alanlarda klima kullanma ve bol su tüketme çağrısında bulundu.

    Japonya en sıcak Temmuz’u yaşamıştı

    Japonya Meteoroloji Ajansı (JMA), ülkede 1898 yılında söz konusu alanda istatistik tutulmaya başlamasından bu yana görülen en sıcak Temmuz ayının bu yıl yaşandığını açıklamıştı. Ülke geneli Temmuz sıcaklık ortalamasının 26.22 derece olarak ölçüldüğü bildirilmişti. Bu yazın en sıcak günü 29 Temmuz’da termometrelerin 41 dereceyi gösterdiği Tochigi eyaletinde yaşanırken, birçok bölgede de 35 derece ve üzeri sıcaklık değerleri gözlenmişti.

  • Harris ve Walz’dan ilk miting

    Harris ve Walz’dan ilk miting

    ABD Başkan Yardımcısı ve Demokrat Parti Başkan Adayı Kamala Harris, adaylığının kesinleşmesi ve Minnesota Valisi Tim Walz’i başkan yardımcısı adayı olarak belirlemesinin ardından ilk seçim mitingini Pensilvanya eyaletinin Philadelphia şehrinde gerçekleştirdi. Mitingde yaptığı konuşmada “Bugün karşınızda, resmen Demokratların ABD başkan adayı olduğumu gururla ilan etmek için duruyorum” diyen Harris, “Şimdi yapmamız gereken bazı işler var. Genel seçimlere girmeli ve kazanmalıyız” şeklinde konuştu.

    Harris: “Walz bir ortak, lider ve vatansever”

    Başkan yardımcısı adayı olarak seçtiği Minnesota Valisi Tim Walz’i, “Evet Pensilvanya, bugün buradayım. Çünkü böyle bir lider buldum: Büyük Minnesota eyaletinin Valisi Tim Walz” sözleriyle tanıtan Harris, Walz için “Parlak geleceği inşa etmeye yardımcı olabilecek bir ortak, ulusumuzu birleştirmeye ve bizi ileriye taşımaya yardımcı olacak bir lider, orta sınıf için bir savaşçı, Amerika’nın sadece bazıları için değil herkes için özgürlük, fırsat ve adalet vaadine benim gibi inanan bir vatansever” ve “Amerika’nın hak ettiği başkan yardımcısı” ifadelerini kullandı.

    “Bu Amerika’nın vaadidir”

    Harris, Walz’in mevcut yöneticilik deneyimiyle başkan yardımcılığı görevine “ilk günden hazır olacağını” söyledi. Kendisinin Kaliforniya’nın Oakland şehrinde, Walz’in ise Nebraska ovalarında büyüyen bir çocuk olduğunu hatırlatan Harris, “Bu Amerika’nın vaadidir. Çünkü, sadece ve sadece Amerika’da bu ikilinin birlikte Beyaz Saray’a kadar gitmeleri mümkündür” şeklinde konuştu.

    Walz: “Trump ekonomiyi batırdı”

    Alkışlar eşliğinde kürsüye çıkan Walz ise, Harris’in eşi Douglas Emhoff’un ismine atıfta bulunarak, “Sizinle ve Doug’la bu inanılmaz yolculukta olmaktan heyecan duyuyorum” ifadelerini kullandı. Harris’e “Bana duyduğunuz güven için ve belki de daha çok neşeyi geri getirdiğiniz için size teşekkür ederim” diyen Walz, konuşmasının kalanında Cumhuriyetçi ABD Başkan Adayı Donald Trump’ı hedef aldı. Başkanlığı döneminde Trump’ın “ekonomiyi batırdığını” ve Donald Trump döneminde “şiddet suçlarının arttığını” savunan Walz, Trump ve Başkan Yardımcısı Adayı James David Vance’in “ABD için tehlikeli bir gündemi paylaştığını” söyledi. “Bu adamlar ürkütücü ve ciddi anlamda tuhaflar” diyen Walz, Vance ile tartışmayı sabırsızlıkla beklediğini de sözlerine ekledi.

  • ABD ve Avustralya’nın dışişleri ve savunma bakanlarından ortak açıklama

    ABD ve Avustralya’nın dışişleri ve savunma bakanlarından ortak açıklama

    ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve ABD Savunma Bakanı Lloyd J. Austin, “Avustralya-ABD Bakan İstişareleri (AUSMIN) 2024” toplantısı kapsamında Avustralyalı mevkidaşları Penny Wong ve Richard Marles ile ABD’nin Maryland eyaletinin Annapolis kentinde bir araya geldi. Toplantı sonrasında yayınlanan ortak yazılı açıklamada iki ülkenin Hint-Pasifik bölgesinde ve küresel çapta işbirliğini daha da güçlendirmeyi hedeflediği belirtilirken, “Taraflar ABD-Avustralya ittifakının müreffeh ve barışçıl bir bölge için gerekli olduğunu bir kez daha teyit ettiler” ifadeleri kullanıldı. Ayrıca Avustralya Başbakanı Anthony Albanese ve ABD Başkan Joe Biden’ın daha önce mutabık kaldığı üzere kapsamlı işbirliğini içeren bir “İnovasyon İttifakı” kurmaya yönelik çalışmaların memnuniyetle karşılandığı belirtildi.

    ABD ve Avustralya’dan Çin’e ‘yapıcı iletişim’ çağrısı

    ABD ve Avustralya’nın ikili ve bölgesel ortaklarla işbirliğini daha da güçlendirerek, özgür, açık ve uluslararası hukuka saygılı bir Hint-Pasifik bölgesi inşa etmek için birlikte çalışacağı vurgulanan açıklamada, “Taraflar tüm ülkelerin stratejik rekabeti sorumlu bir şekilde yönetmek ve çatışma risklerini azaltmak için çalışması gerektiğini vurguladılar” ifadeleri kullanıldı. Çin ile iletişimin önemine dikkat çekilen açıklamada, “Bakanlar, istenmeyen bir gerilim ya da çatışmaya yol açabilecek yanlış anlaşılmalardan kaçınmak için Çin ile iletişim kanallarının açık tutulmasının önemini vurguladılar. Taraflar Çin’i yapıcı bir şekilde iletişim kurmaya ve istikrar ve şeffaflığı teşvik edecek adımlar atmaya çağırdılar” denildi.

    “Uçak gemileri Hint-Pasifik bölgesinde varlığını sürdürecek”

    Açıklamada, ABD ve Avustralya’nın Çin’in son zamanlarda uluslararası hukuk çerçevesinde belirlenen seyrüsefer ve uçuş özgürlüğünü kullanan donanma gemileri ve uçaklarıyla yaşadığı tehlikeli karşılaşmaları “endişeyle izlediği” vurgulandı. Tarafların Doğu ve Güney Çin Denizleri de dâhil olmak üzere uluslararası sularda istikrar ve güvenliği teşvik etmek üzere birlikte çalışmayı sürdüreceği belirtilen açıklamada, “Bakanlar Avustralya ve ABD uçak ve gemilerinin Hint-Pasifik’teki istikrarlı ve uzun vadeli varlığını sürdürmeyi taahhüt ettiler” ifadelerine yer verildi.

    “Orta Doğu’da gerilim acilen düşürülmeli”

    ABD ve Avustralya’nın Orta Doğu’da barış ve istikrarın sağlanmasından yana olduğu vurgulanan açıklamada, “Taraflar bölgedeki gerilimin acilen düşürülmesi gerektiğinin altını çizdiler” denildi. Bakanların Hamas’ın elindeki tüm rehinelerin serbest bırakılması gerektiği konusunda hemfikir olduğu kaydedilirken, tarafların herkesi Gazze’de acil ve uzun süreli bir ateşkes için çalışmaya çağırdığı vurgulandı. Görüşmede Gazze’ye insani yardımın artırılmasının önemine dikkat çekildiği ifade edilirken, “Ayrıca tüm tarafların, sivillerin ve insani yardım çalışanlarının korunması da dâhil olmak üzere, uluslararası insani hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine bağlı kalmaları gerektiği vurgulandı” denildi.

    “Gazze’deki insani kriz kabul edilemez”

    Görüşmede büyük çaplı sivil can kayıplarının ve Gazze’deki insani krizin “kabul edilemez” olduğunun yinelendiği kaydedilirken, “Taraflar hem İsraillilerin hem de Filistinlilerin adil, kalıcı ve güvenli bir barış içinde yaşamalarını sağlayacak iki devletli çözümün bir parçası olarak, İsrail’in meşru güvenlik kaygılarını dikkate alan bağımsız bir Filistin devletine olan bağlılıklarını sürdürmektedir” ifadeleri kullanıldı. İsrail-Lübnan sınırı da dâhil olmak üzere Orta Doğu’daki çatışmanın bölgesel düzeyde daha fazla tırmanmasının önlenmesi gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, “Tüm saldırıları durduracak ve hem İsrailli hem de Lübnanlı ailelerin evlerine dönmelerini sağlayacak diplomatik bir çözüme ulaşılmasının kritik önemde olduğu” kaydedildi.

    Husilere ve İran’a kınama

    Açıklamada, ABD ve Avustralya’nın Kızıldeniz ve çevresindeki su yolları da dâhil olmak üzere bölgede devam eden Husi saldırılarını “kınadığı” ifade edildi. Tarafların İran’ın silahlı vekillerine ve milis ortaklarına verdiği destek, Basra Körfezi, Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde seyrüsefer özgürlüğüne yönelik tehditleri ve denizaşırı ülkelerdeki muhalifleri hedef alması gibi istikrarı bozucu davranışlarını da “kınadığı” vurgulanan açıklamada, “Ayrıca İran’ın nükleer faaliyetlerini genişletmesini, balistik füzelerini yaygınlaştırmasını ve Ukrayna savaşında kullanması için Rusya’ya insansız hava araçları sağlamasını kınıyoruz” denildi.

  • Bangladeş’te geçici hükümete Muhammed Yunus başkanlık edecek

    Bangladeş’te geçici hükümete Muhammed Yunus başkanlık edecek

    Bangladeş’te öğrenci protestolarının şiddet olaylarına dönüşmesiyle baskılara daha fazla dayanamayarak görevinden istifa eden Başbakan Şeyh Hasina’nın ülkeyi terk etmesinin ardından kurulacak olan geçici hükümetin başkanı belli oldu. Bangladeş Devlet Başkanı Muhammed Shahabuddin’in sözcüsü Joynal Abedin, parlamentonun feshedilmesinin ardından kurulacak oğlan geçici hükümete Nobel Barış Ödüllü Muhammed Yunus başkanlık edeceğini duyurdu.

    Abedin, Yunus liderliğindeki hükümetin diğer üyelerinin siyasi partiler ve diğer paydaşlarla görüşüldükten sonra yakında belirleneceğini söyledi.

    Nobel ödüllü Muhammed Yunus

    Bangladeş’teki geçici hükümetin başdanışmanı olarak atanması istenen 84 yaşındaki Nobel Barış Ödülü sahibi Muhammed Yunus, Grameen Bankası’nı kurması ve milyonlarca insanın yoksulluktan kurtulmasına yardımcı olan bir mikro kredi girişimine öncülük etmesi nedeniyle 2006 yılında Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmüştü. Uluslararası alanda “yoksulların bankacısı” olarak tanınan Yunus, uzun zamandır Şeyh Hasina tarafından siyasi rakip olarak görülüyordu. Hasina, Yunus’u defalarca yoksulların “kan emicisi” olarak nitelendirmiş ve Grameen Bankasını fahiş faiz oranları uygulamakla suçlamıştı. Ocak ayında Bangladeş mahkemesi, Yunus’u ülkenin iş kanunlarını ihlal ettiği gerekçesiyle 6 ay hapis cezasına çarptırmıştı. Yunus ise bunun siyasi amaçlı olduğunu savunmuştu.

    Ne olmuştu?

    Ülke genelindeki hükümet karşıtı protestolar sırasında polis ile çatışan göstericiler, Başbakanlık binasına girip bazı eşyaları yağmalamıştı. Ülke genelinde de şiddet olayları yaşanırken, bazı karakollar ateşe verilmişti. Bangladeş medyasının hastane kaynaklarına verdiği haberlerine göre ülke genelinde yaşanan şiddetli çatışmalarda 100’den fazla kişi hayatını kaybetti. Ancak yaşanan can kaybına ilişkin resmi bir açıklama yapılmadı.

  • Falyalı cinayetinde yargılanan 3 sanık 17 davadan suçlu bulundu

    Falyalı cinayetinde yargılanan 3 sanık 17 davadan suçlu bulundu

    Girne’nin Çatalköy bölgesinde 8 Şubat 2022 tarihinde uğradığı silahlı saldırıda şoförü Murat Demirtaş’la birlikte hayatını kaybeden iş insanı Halil Falyalı cinayetiyle ilgili davada bugün mahkumiyet kararı açıklandı. Girne Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan sanıklar Ömer Tunç, Veysel Sare ve Musa Çiçek planlayarak adam öldürme suçu başta olmak üzere 17 davadan suçlu bulundu.

    Girne Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Banu Soyer, Kıdemli Yargıç Mine Ozankaya ve Yargıç Temay Sağer’den oluşan ağır ceza heyeti, sanıkların organize hareket ederek, planlayarak, silahlı saldırıyı gerçekleştirdiğine vurgu yaptı. Heyet, planlayarak adam öldürme suçunun müebbet hapis öngören ceza yasasındaki en ağır suçlardan olduğunu kaydederek, sanıkları yargılandıkları davalardan suçlu bularak, mahkum ettiklerini açıkladı.

    Heyet, sanıklara verilecek hapis cezasının süresini ise yarın açıklayacağını belirtti.

    Davanın geçmişi

    Girne bölgesi Çatalköy mevkiinde 8 Şubat 2022 tarihinde arabasındayken silahlı saldırıya uğrayan Halil Falyalı, ağır yaralı olarak Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesine kaldırılmıştı. Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Hastanesine nakledilen Falyalı kurtarılamamış, şoförü Murat Demirtaş da olay yerinde yaşamını yitirmişti. Cinayetle ilgili 14 Şubat 2022 tarihinde yapılan aramalarda olay yerinin yaklaşık bir kilometre batısındaki dere yatağına atılmış iki Kalaşnikof, bu silahlara ait 4 şarjör ve 39 mermi ile 9 mm çapında tabanca, tabancaya ait şarjör ve 13 mermi bulunmuştu. Balistik incelemelerde bu silahların olayda kullanıldığı saptanmıştı. Soruşturmanın KKTC ayağında Veysel Sare, Musa Çiçek ve Ömer Tunç yakalanırken, Türkiye’de ise 9, 12 ve 13 Şubat’ta düzenlenen operasyonlarda yakalanan Mustafa Söylemez’in de aralarında bulunduğu 8 şüpheli gözaltına alınmıştı. Veysel Sare, Musa Çiçek ve Ömer Tunç yargılanmak üzere 4 Mart 2022 tarihinde cezaevine gönderilmişti. Türkiye’de tutuklu olan sanıklar hakkındaki karar 19 Ocak 2024 tarihinde açıklanmıştı. İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, sanık Mustafa Söylemez’i, ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan 2 kez müebbet hapis cezasına çarptırmıştı. Mahkeme, diğer sanıklar Abdurrahim Çelik, Cengiz Şener ve Ender Yıldız’ı, ‘tasarlayarak öldürmeye yardım’ suçundan 12 yıl 6 ay olmak üzere toplam 25’şer yıl hapisle cezalandırmıştı.

    Sanık Mehmet Faysal Söylemez’in “Tasarlayarak iki kez adam öldürme” ve “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme” suçlarından sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle beraat kararı vererek tahliyesine karar verilmişti.

    Mahkeme ayrıca tüm sanıklar hakkında “Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma” suçlarından ise beraat kararı verirken, Sanık Metin Süs hakkında üzerine atılı tüm suçlardan beraatına karar vermişti. Mahkeme heyeti, sanık Cemil Önal hakkında ise “Tasarlayarak adam öldürme” suçundan 2 kez ve “Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma” suçundan hakkındaki davanın ayrılmasına hükmetmişti.

  • Borrell: “Orta Doğu’da gerilim tırmanmaya devam ederek, bilinmeyen boyutlarda bir savaşın eşiğine geliyor”

    Borrell: “Orta Doğu’da gerilim tırmanmaya devam ederek, bilinmeyen boyutlarda bir savaşın eşiğine geliyor”

    AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Orta Doğu’da devam eden gerilime ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yaptı. Borrell, “Orta Doğu’da gerilim tırmanmaya devam ederek, bilinmeyen boyutlarda bir savaşın eşiğine geliyor. Hepimiz yeni bir felaketi önlemeliyiz” dedi.

    Orta Doğu’da gerilimin düşürülmesi için gerekenin uzlaşı olduğunu vurgulayan Borrell, Gazze’de ateşkes çağrısında bulunarak, gerilimin düşürülmesine engel olan herkesin yaşanacaklardan sorumlu tutulacağını ifade etti.

  • Hamas’ın yeni lideri Yahya Sinwar

    Hamas’ın yeni lideri Yahya Sinwar

    İran’ın başkenti Tahran’da suikast sonucu öldürülen Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’nin yerine Hamas’ın yeni lideri belli oldu. Hamas’ın Gazze Şeridi Lideri Yahya Sinwar, Hamas Siyasi Büro Başkanı olarak seçildi.

    İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın yemin törenine katılmak üzere Tahran’a gelen Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye, 31 Temmuz gecesi İsrail’in düzenlediği suikast sonucu hayatını kaybetmişti. Haniye, Tahran’da ardından da Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen törenlerin ardından toprağa verilmişti.