Kategori: Dünya

  • Polis 17 yaşındaki siyahi genci tekmeleyerek gözaltına aldı

    Polis 17 yaşındaki siyahi genci tekmeleyerek gözaltına aldı

    Tuba KARA, (DHA)- ABD’nin Minneapolis kentinde George Floyd adlı siyahi Amerikalının polis tarafından öldürülmesiyle başlayan polis şiddeti bu kez  Avustralya’ya sıçradı. Avusturalyalı polis, 17 yaşındaki siyahi genci sokak ortasında yaka paça gözaltına aldı.

    ABD’nin Minneapolis kentinde George Floyd adlı siyahi Amerikalının polis tarafından öldürülmesiyle başlayan polis şiddeti bu kez  Avustralya’ya görüldü. Ülkenin Sydney şehrinde bulunan Surry Hills banliyösü Ward Park’ta devriye gezen polis memuru, kendisini tehdit ettiğini iddia ettiği 17 yaşındaki siyahi genci gözaltına aldı.

    TEKMELER EŞLİĞİNDE GÖZALTI

    New South Wales (NSW) polis memuru, yerde oturan bir genç ile arasında geçen diyaloğun hemen ardından, ayakta duran 17 yaşındaki siyahi genci kelepçeleyerek yere yatırmak için tekme attığı görüntüler sosyal medyada yayınlandıktan sonra incelemeye alındı.

    NSW polisi, gencin gözaltına aldıktan sonra gözlem için St Vincent Hastanesi’ne götürüldüğünü ve ardından serbest bırakıldığını belirtti.NSW Polisi sözcüsü, olaya karışan memurun kısıtlı görevlere yerleştirildiğini söyledi. Görüntüyü sosyal medya hesabında paylaşan ve olayı ürpertici olarak nitelendiren Greens Milletvekili David Shoebridge, “Polis asla Kuzey Kıyısı’ndan beyaz bir çocuğa böyle davranmayacaktı” dedi. Polis olayla ilgili inceleme başlatıldığını duyurdu.

  • George Floyd’un son sözleri gökyüzünde: “Nefes alamıyorum”

    George Floyd’un son sözleri gökyüzünde: “Nefes alamıyorum”

    ABD’nin Minneapolis kentinde Amerikan polisinin şiddeti sonucu hayatını kaybeden siyahi George Floyd’un son sözleri gökyüzüne taşındı.

    Ülke genelinde eylemlerin de fitilini ateşleyen Floyd’un ölümünün unutulmamasını isteyen sanatçı Jammie Holmes, hazırladığı pankartlara Floyd’un son sözlerini yazdırdı.

    Floyd’un, “Nefes alamıyorum”, “Boynum acıyor”, “Karnım acıyor” sözleri, Detroit ve New York semalarına taşındı.

  • Yeni Zelanda virüsten kurtuldu! Sadece 1 vaka kaldı…

    Yeni Zelanda virüsten kurtuldu! Sadece 1 vaka kaldı…

    Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern koronavirüs ile mücadelede başarıya ulaştıklarını söyledi. Başbakan Ardern kabine toplantısında, sosyal mesafe ve kamuya açık alanlarda toplantı dahil tüm yasakları kaldırmayı planladıklarını söyledi.

    Ülke içinde şu anda sadece bir tane pozitif koronavirüs vakası kaldığını belirten Başbakan Ardern, deniz aşırı koronavirüs vakaların önüne geçmek için ise, sınır kontrollerinin devam edeceğini belirtti.

    Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, “Koronavirüs salgınıyla en erken mücadele eden ülkelerden biriyiz. Bunda başarılı olduk ve normal hayata dönen ilk ülkelerden olduk. Son 11 günde ülkemizde yeni koronavirüs vakasına rastlamadık. Sadece bir tane pozitif vakamız bulunuyor” dedi.

    Yeni Zelanda Başbakanı Ardern deniz aşı vakaların önüne geçmek için ise, sınır kontrollerinin devam edeceğini belirterek, “Hala küresel bir salgının içindeyiz. Diğer ülkelerde vakalar artmaya devam ediyor ve hala yurda dönen kişiler var” şeklinde konuştu.

    Ülke genelinde 21 kişi hayatını kaybetti

    Yeni Zelanda 7 haftalık karantinayı 14 Mayıs’ta bitirmişti. Ancak sosyal mesafe ve kamuya açık alanlarda toplanma yasakları devam etmişti.

    Yeni Zelanda’da 1504 Covid-19 vakası tespit edilirken, virüs nedeniyle 21 kişi hayatını kaybetmişti.

  • DSÖ açıkladı: Ebola salgını geri döndü!

    DSÖ açıkladı: Ebola salgını geri döndü!

    Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde Ebola salgını nedeniyle 4 kişi hayatını kaybetti.

    Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Sekreteri Tedros Adhanom Ghebreyesus, ülkenin batısında salgının yeniden başladığını belirtti.

    Salgının bittiği ihtimali üzerinde durulan günlerde Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde son bilgilere göre 4 kişi Ebola salgını nedeniyle hayatını kaybetti. 6 kişide ise Ebola salgını bulunuyor.

    EBOLA NEDİR, BELİRTİLERİ NELER?

    Ebola çok tehlikeli bir virüstür. İshal, kanama, deri döküntüleri ve yüksek ateşe neden olur. Adını, Afrika’daki bir nehirden alır. Bulaşıcıdır. Kontrol altına alınmazsa salgınlar görülür.

    Ebolaya karşı ilaç ve aşı çalışmalarında net bir açıklama bulunmuyor.

    EBOLA NE ZAMAN GÖRÜLDÜ?

    Ebola ilk olarak 1976 yılında Sudan’ın Nzara ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin Yambuku kentlerinde eş zamanlı 2 salgına yol açmıştır.

    Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde görülen salgının Ebola Nehri yakınında bir köyde meydana geldiğinden hastalığa bu isim verilmiştir.

    Daha çok sahra altı batı Afrika ülkelerinde (Gine, Siera Leona, Liberya) son olarak Kongo’da görülmüştür.

    BİN 428 KİŞİ EBOLA’DAN HAYATINI KAYBETMİŞTİ

    22 Ağustos 2014 tarihinde 2 bin 698 vaka görülmüş, bu hastalardan bin 428 kişinin ölümüne neden olmuştu.

  • Virüs yüzünden ten rengi değişen Çinli doktor öldü!

    Virüs yüzünden ten rengi değişen Çinli doktor öldü!

    Çin’de yakalandığı korona virüs nedeniyle ten rengi koyulaşan Çinli doktor Hu Weifeng, hayatını kaybetti.

    Çin’in Wuhan kentinde korona virüs salgını Wuhan Merkez Hastanesi’nde tıbbı ekiplerle korona karşı mücadele veren bir ürolog olan Hu Weifeng korona virüsünden hayatını kaybetti. Korona virüs nedeniyle ten rengi koyulaşan Hu Weifeng, 4 ay süren tedaviyi başarılı bir şekilde tamamlayamadı. korona Hu’nun virüsün karaciğeri neden olduğu büyük hasar sonucu ten renginin koyulaştığı ifade edilmişti.

    Doktor Hu Weifeng’ın Cuma günü hayatını kaybettiği ifade edilirken Çin Devlet Televizyonu Çinli doktorun vefatını bugün duyurdu. Hu Weifeng, korona virüs sonucu Wuhan Merkez Hastanesi’nde hayatını kaybeden 6.doktor oldu. Wuhan Merkez Hastanesi, Hu’nun ölümü hakkında henüz resmi bir açıklama yapmadı.

    Daha önce Hu Weifeng ‘nın arkadaşı olan ve aynı hastaneden çalışan Çinli doktor Li Wenliang korona virüs sonucu 6 Şubat’ta Wuhan Merkez Hastanesi’nde vefat etmişti. Li Wenliang , korona virüsünü salgınını ile ilgili ilk uyarıları yapan Çinli doktor olarak biliniyor.

    Öte yandan korona virüse yakalanan Kardiyolog Dr. Yi Fan’ın da korona virüs nedeniyle ten rengi koyulaşmıştı.

  • Trump: “Orduyu devreye sokacağım”

    Trump: “Orduyu devreye sokacağım”

    ABD Başkanı Donald Trump, ülkedeki şiddet olaylarına müdahale etmek için binlerce ağır silahlı askeri personeli ve güvenlik gücünü görevlendirdiğini duyurdu.

    Trump, Beyaz Saray’ın bahçesinde, ülkede siyahi George Floyd’un polis şiddeti sonucu yaşamını yitirmesine karşı başlayan ve şiddet eylemlerine dönüşen protestolara ilişkin açıklamalarda bulundu.

    Konuşmasının başında ABD başkanı olarak görevinin ülkeyi ve halkını korumak olduğunu vurgulayan Trump, “Ülkemizin kanunlarını korumak için bir yemin ettim. George Floyd’un gaddarca öldürülmesinden haklı olarak rahatsız olan Amerikan halkı için bu sözümü tutacağım. Yönetimim Floyd ve ailesi için adaletin yerini bulması sözünü yerine getirecektir. O bir hiç uğruna ölmedi” dedi.

    Öte yandan sokaklardaki şiddet olaylarına dikkati çeken Trump, “Haklı haykırışların ve barışçıl gösterilerin, kızgın kalabalıklar tarafından bastırılmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

    Bazı eyalet yönetimlerini ve yerel idarecileri, şiddet eylemlerinde bulunanlara karşı “gerekli önlemleri almamak”la suçlayan Trump, insanların iş yerlerinin yağmalandığını, yeni tip koronavirüs ile mücadele eden sağlık çalışanlarının korkudan evlerinden çıkamadığını, Washington DC’deki önemli yapıların ve kiliselerin hasar gördüğünü anlattı.

    OLAYLARI “İÇ TERÖR” OLARAK NİTELEDİ

    Trump, “Tüm bu olanlar, barışçıl protestolar değil, iç terör eylemleri, masum canların yok edilmesi. Masum bir insanın kanının dökülmesi insanlığa karşı utanç ve tanrıya karşı bir suçtur. Amerika’nın, yok edilmeye değil oluşuma, kibre değil operasyona, anarşiye değil güvenliğe, nefrete değil iyileşmeye, kaosa değil adalete ihtiyacı var” dedi.

    Olaylara karşı başarı kazanacağını ve bu konuda yeni adımlar attıklarını duyuran Trump, “Mevcut tüm federal, sivil ve askeri kaynakları, yağmaları, yakıp yıkmaları bitirmek ve kanunlara uyan Amerikan halkının haklarını korumak için seferber ediyorum” ifadesini kullandı.

    Trump ilk hedeflerinin ülkedeki yağma ve gayrimeşru eylemleri durdurmak olduğuna dikkati çekerek, “Her valiye yeterli sayıda Ulusal Muhafız görevlendirmesi yönünde güçlü tavsiyede bulunuyorum. Valiler ve belediye başkanları, şiddet olayları bitene kadar çok sayıda güvenlik gücü varlığı göstermelidir. Bir şehir ya da eyalet, sakinlerinin hayatlarını ve mallarını korumak için gerekli önlemleri almayı reddederse ABD askerini görevlendireceğim ve sorunu hızlıca çözeceğim” dedi.

    “ELE BAŞLARI SERT CEZALAR VE UZUN HAPİSLERLE KARŞI KARŞIYA”

    Başkent Washington DC’deki olaylar için de adım attığını belirten Trump, “Burada konuşurken, yağmaları, yakıp yıkmaları durdurmaları için binlerce ağır silahlı askeri personeli ve güvenlik gücünü görevlendiriyoruz” bilgisini paylaştı.

    Trump, göstericilere kentte yerel saatle 19.00’da başlayan sokağa çıkma yasağına da uymaları uyarısında bulunurken, “Masum hayatlara ve mallara tehdit oluşturanlar, gözaltına alınacak, tutuklanacak ve tam hukuk kapsamında yargılanacaktır. Bu terörün elebaşlarının şunu bilmesini istiyorum, sert cezalar ve uzun hapislerle karşı karşıyalar. Bu gruplar, Antifa ve bu şiddetleri yönlendiren diğer kişiler” dedi.

    Halkını ve haklarını koruyacağının altını çizen Trump, “Hukuk olmadığında fırsat da olmaz, adalet olmadığında özgürlük olmaz, güvenlik olmadığında gelecek olmaz. Asla öfkeye ve nefrete kapılmamalıyız. Hainlik ve şiddet hüküm sürerse hiçbirimiz özgür olmayız.” mesajını verdi.

    BEYAZ SARAY’DAN ST. JOHNS KİLİSESİ’NE YÜRÜDÜ

    Trump, Beyaz Saray’daki konuşmasının ardından yerleşkeden çıkarak Beyaz Saray’ın yakınındaki dün akşamki protestolarda kundaklanmaya çalışılan St. Johns Kilisesi’ne elinde tuttuğu İncil ile yürüdü.

    Kilisenin önünde kısa bir süre duran ve içeri girmeyen Trump, geniş güvenlik önlemleri altında Beyaz Saray’a döndü.

    “NEFES ALAMIYORUM FERYADI” POLİS ŞİDDETİNİ GÜNDEME TAŞIDI

    46 yaşındaki George Floyd, pazartesi günü dolandırıcılık şüphesiyle Minneapolis’te gözaltına alınırken bir polisin uzun süre ensesine diziyle basması nedeniyle dakikalarca “Nefes alamıyorum” diye yalvarmıştı.

    Floyd’un, olay yerine gelen acil sağlık ekiplerince kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği açıklanmış, yoldan geçenlerin cep telefonlarıyla kaydettiği görüntüler sosyal medyada büyük tepki toplamıştı.

    Görüntüler, ülkede siyahilere yönelik polis şiddeti tartışmalarını tekrar alevlendirmiş ve Minneapolis başta olmak üzere birçok şehirde protestolara yol açmıştı.

    Eyalette acil durum ilan edilirken olayları kontrol altına almaları için Ulusal Muhafızlar görevlendirilmişti.

  • Güney Kıbrıs’ta camiye molotoflu saldırı!

    Güney Kıbrıs’ta camiye molotoflu saldırı!

    Güney Kıbrıs’ta Limasol şehrinde bulunan Köprülü Camisi’ne 3 adet molotofkokteyli atıldı. Caminin girişine atılan molotofkokteylleri erken fark edilerek söndürüldü.

    Kimliği belirsiz Rumlar tarafından caminin duvarına da İslam karşıtı yazılar yazıldı. Rum polisi olayla ilgili soruşturma başlattı. Olayla ilgili konuşan Din İşleri Başkanı Prof. Dr. Talip Atalay, camiye yönelik yapılan saldırıyı şiddetle kınadığını söyledi.

    Her türlü ırkçı, ayrımcı yaklaşımı reddettiklerini söyleyen Atalay, “Bu yapılan kabul edilemez. İslam düşmanlığı ile bir yere varılamaz” dedi.  Atalay, molotofkokteyllerinin erken fark edilmesi ile olası bir yangının engellendiğini ifade etti.

  • Amerika yanıyor, ırkçılığa isyan dinmiyor!

    Amerika yanıyor, ırkçılığa isyan dinmiyor!

    ABD, polisin siyahlara yönelik şiddet ve yargısız infazlarının son kurbanı olan George Floyd’un ölümünün ardından patlak veren ve tüm ülkeye yayılan ayaklanmalara sahne oluyor. Polislerin yargılanması ve güvenlik sisteminin reformdan geçirilmesi talebiyle düzenlenen protestolarda polis ile göstericiler arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor.

    Önceki günkü gösterilerde Beyaz Saray protestocularca kuşatıldı, birçok kentte sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Trump ise yaşanan şiddet olaylarından solcuları sorumlu tuttu.

    TRUMP SIĞINAĞA MI GÖTÜRÜLDÜ?

    CNN’in, bir Beyaz Saray çalışanı ve güvenlik gücünden bir kaynağa dayandırdığı haberinde, Trump’ın üst kata çıkarılmadan önce yaklaşık 1 saat sığınakta kaldığı ileri sürüldü. İkinci kaynak, “Beyaz Saray’daki durumun ‘kırmızıya’ yükseltilmesi halinde Başkan Trump’ın ve Melania Trump, Barron Trump ile diğer tüm aile üyelerinin Acil Durum Operasyon Merkezi’ne götürüleceğini” ifade etti.

    Protestoların beşinci günü olan önceki gün, New York’un da aralarında olduğu birçok şehirde “Floyd için adalet” yürüyüşleri düzenlendi. Philadelphia’da gece boyu devam eden gösterilerde protestocularla polis arasında çıkan çatışmalar sonucu 13 polis yaralandı, en az 35 kişi gözaltına alındı. Kentte bazı dükkânlar yağmalandı, polis araçları kundaklandı. Protestoların önünü alamayan Trump çareyi sokağa çıkma yasağı ilan etmekte buldu. Minneapolis, Los Angeles, New York, Chicago, Atlanta, Washington ve Philadelphia’da sokağa çıkmak yasaklanırken Portland ve Louisville’de de gece sokağa çıkma yasağı getirildi.

    Telefonlara acil uyarı gönderilerek protestoculardan evlerine dönmeleri istendi. Trump’ın gösterilerin bastırılması için ordu birliklerine görev verileceğini belirtmesinin ardından Minneapolis’e orduya bağlı çok sayıda askeri araç girdi.

    Floyd’un geçen hafta bir polis görevlisi tarafından “sahte para kullandığı” şüphesiyle gözaltına alındıktan sonra ters kelepçeli halde boynuna baskı yapılarak öldürüldüğü Minneapolis, isyanın merkezi konumunda. Floyd’un ölümüyle ilgili “üçüncü derece cinayet” ve “taksirle adam öldürme” ile suçlanan eski polis memuru Derek Chauvin (44) bugün yargıç karşısına çıkacak.

    EYLEMCİLERE TEHDİT

    Trump’ın talimatıyla Ulusal Muhafız Birlikleri’nin de devreye sokulduğu Washington’da ise Beyaz Saray’ın önündeki göstericilerle gizli servis görevlileri ve polis arasında arbede yaşandı. Trump, taraftarlarını Beyaz Saray önünde kendisine destek olmaya çağırdı. Olaylardan “Antifa”yı (antifaşist cephe) ve “radikal solu” sorumlu tutan Trump, Twitter’dan, eylemlere destek veren Antifa için, “ABD, Antifa’yı terör örgütü olarak tanıyacak” açıklamasında bulundu. Eylemcilerin çitleri aşmaya çalışmadığını kaydeden ABD Başkanı, “Buna yeltenselerdi, gördüğüm en saldırgan köpekler ve en uğursuz silahlarla karşılanacaklardı” dedi.

    JORDAN: ACI DOLU VE ÖFKELİYİM

    Çığ gibi büyüyen tepkilere Michael Jordan da katıldı. Geçtiğimiz günlerde Amerika’da polis tarafından öldürülen ve dünyada bir numaralı gündem haline gelen George Floyd için Michael Jordan da sessizliğini bozdu. NBA efsanesi yaptığı açıklamada ‘Gerçekten acı dolu ve öfkeliyim’ ifadelerini kullandı.

    ‘KANUNLARI DEĞİŞTİRMELİYİZ’

    “Yanıtlar bulamıyorum; ancak birlikte sesimiz güçlü çıkmalı ve başkaları tarafından bölünmemeliyiz” ifadelerini kullanan Jordan şöyle devam etti, “Birbirimizi dinlemeliyiz, şefkat ve empati gösterin; asla anlamsız vahşete sırtınızı dönmeyin. Adaletsizliğe karşı ve barışçıl isteklerimizi dile getirmeye devam ettirmeye ihtiyacımız var. Birlik olan sesimizle liderlerimize baskı yapıp kanunları değiştirmeliyiz. Oylarımıza sistemin değiştirmek için ihtiyacımız var. Hepimiz çözümün bir parçası olmalı ve adaleti sağlamak için birlikte çalışmalıyız.

    Los Angeles Lakers yıldızı LeBron James’te George Floyd’un ölümü sonrası tüm hafta boyunca yayılan protestolar hakkında üst üste paylaşımlar yaptı. ABD’de tüm şehirlerde devam eden protesto gösterilerine destek veren James twitter hesabında ‘Amerika neden bizi de sevmiyor?’ ifadelerini kullanmıştı.

    James, Colorado Eyaleti meclis binası önünde ellerini arkadan bağlayıp ‘nefes alamıyorum’ diyerek yüzüstü yatan ve protesto gerçekleştiren binlerce kişinin görüntülerini sosyal medya hesabından paylaştı.

    ‘AMERİKAN MEDYASI BUNU GÖSTERİYOR MU?’

    Medyaya gönderme yapan yıldız basketbolcu, ”Medya bunu gösteriyor mu? Hiç sanmıyorum. Nedenini biliyorsun çünkü bu birlik, güzel ve barışsever” ifadelerini kullandı.

  • İngiltere Kraliçesi Elizabeth 72 gün sonra ilk kez görüntülendi

    İngiltere Kraliçesi Elizabeth 72 gün sonra ilk kez görüntülendi

    Kürsel tehdit haline gelen koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri çerçevesinde 19 Mart’tan itibaren  İngiltere Krallık Kalesi Windsor’da karantinaya alan Kraliçe Elizabeth, 72 gün  sonrası ilk kez görüntülendi.

    ​Safkan yarış atı yetiştiricisi olan ve atlara tutkuyla bağlı olna 94 yaşındaki Kraliçe Elizabeth, Windsor Kalesi’nin koronavirüs nedeniyle karantinaya alınmasından sonra ilk kez, renkli bir başörtü, tüvit ceket, binicilik pantolonu, beyaz eldiven ve bot giyip hafta sonu boyunca 14 yaşındaki Balmoral Fern adındaki Fell cinsi midilliye binerken görüntülendi. 98 yaşındaki Edinburgh Dükü olan kocası Philip Mountbatten ile karantinayı beraber geçiren kraliçenin son resmi, 19 Mart’ta Buckingham Sarayı’ndan Berkshire’daki evine götürülürken çekilmişti.

  • Basket devi Jordan’dan George Floyd açıklaması: Acı doluyum

    Basket devi Jordan’dan George Floyd açıklaması: Acı doluyum

    ABD’de polis tarafından öldürülen siyah George Floyd için, NBA tarihinin gelmiş geçmiş en büyük isimlerinden Michael Jordan bir açıklama yayımladı. Jordan birlik çağrısı yaparken, “Gerçekten acı dolu ve öfkeliyim” ifadelerini kullandı.

    George Floyd isimli siyah bir vatandaşın polis tarafından öldürülmesinin ardından tepkisini gösteren isimlerden biri de NBA’in gelmiş geçmiş en büyük isimlerinden Jordan oldu.

    NTV’nin aktardığı habere göre The Last Dance isimli belgeselle gündeme gelen Michael Jordan, bir açıklama yayımladı. Sosyal medya hesabından duyduğu kızgınlığı dile getiren Jordan, “Büyük üzüntü içindeyim. Gerçekten acı dolu ve öfkeliyim. Herkesin acısını, öfkesini ve hayal kırıklığını gördüm, hissettim. Ülkemizde renklerinden dolayı kökleşmiş ırkçılığa ve şiddete uğramış insanların yanındayım” ifadelerini yer verdi.

    ‘Adaleti sağlamak için birlikte çalışmalıyız’

    “Yanıtlar bulamıyorum; ancak birlikte sesimiz güçlü çıkmalı ve başkaları tarafından bölünmemeliyiz” ifadelerini kullanan Jordan şöyle devam etti:

    “Birbirimizi dinlemeliyiz, şefkat ve empati gösterin; asla anlamsız vahşete sırtımızı dönmeyin. Adaletsizliğe karşı ve barışçıl isteklerimizi dile getirmeye devam ettirmeye ihtiyacımız var. Birlik olan sesimizle liderlerimize baskı yapıp kanunları değiştirmeliyiz. Oylarımıza sistemin değiştirmek için ihtiyacımız var. Hepimiz çözümün bir parçası olmalı ve adaleti sağlamak için birlikte çalışmalıyız.”

    Michael Jordan, sözlerinin sonunda George Floyd ve ırkçılık nedeniyle hayatını kaybedenler ile aileleri için duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve “Kalbim, George Floyd’un ailesiyle ve onun gibi hayatları adaletsizlik ve ırkçılık yüzünden vahşice, duygusuzca ellerinden alınan sayısız insanla birlikte” diyerek açıklamasını sonlandırdı.