Kategori: Dünya

  • Sakın inanmayın! İşte koronavirüs hurafeleri

    Koronavirüse neden olduğu Covid-19 hastalığının hala bilinen bir tedavisi veya aşısı yok. Ama buna rağmen yararsız, kısmen zararsız hatta kimisi açıkça tehlikeli bazı tavsiyeler internet üzerinden büyük bir hızla yayılıyor.

    İşte en yaygın hurafelerden bazıları

    Sarımsak yemek

    Sarımsak yemenin virüse yakalanmayı engelleyeceğine dair bir çok paylaşım görülüyor.

    Dünya Sağlık Örgütü’ne göre (WHO) sarımsak “genel olarak mikroplara karşı etkili olabilen bazı özellikler taşıyan sağlıklı bir gıda” fakat sarımsak yemenin insanları koronavirüsten koruduğuna dair hiçbir kanıt yok. Bazen ise en zararsız görünen tavsiyeler bile fazla ciddiye alınırsa zararlı olabiliyor. Örneğin Çin’de yayımlanan Morning Post gazetesinin haberine göre 1,5 kilo sarımsağı çiğ çiğ yediği için boğazı ciddi derecede tahrip olan bir kadın hastaneye kaldırılmış.

    Evde elleri yıkamak için üretilen dezenfektanlar

    Bir çok eczane ve markette artık elleri dezenfekte etmekte kullanılan jeller tükenirken, hastalığa yakalanmayı engellemenin bilinen en etkili yolu hala elleri sık sık yıkamak.

    Dezenfektan jellerin tükendiği haberleriyle birlikte “Evde kendi jelinizi yapın” başlıklı tarifler de sosyal medyada hızla yayılmaya başladı.

    Fakat çok etkili olduğu iddia edilen bu tariflerin çoğu uzmanlara göre, yüzey temizlemeye uygun ama insan cildi için iyi değil.

    Alkol bazlı el jelleri genellikle yüzde 60-70 alkol içermesine karşılık cilde zarar vermesini engelleyecek nemlendiricilerle karıştırılıyor.

    İçilebilir gümüş

    Koloidal ya da bir sıvı içinde çok ince çözültülmüş gümüş zerrecikleri ABD’de evangelist televizyon şovmeni Jim Bakker’in programında tavsiye edildi.

    Programa konuk olan biri sıvının koronavirüsün belli çeşitlerini 12 saat içinde öldürdüğünü iddia etti fakat Covid-19 üzerinde denenmediğini de itiraf etti.

    Bunun koronavirüse karşı etkili bir çare olabileceği iddiası Facebook’da da yaygın bir şekilde paylaşıldı ve özellikle geleneksel tıbba eleştirel bakan gruplar arasında çok itibar gördü.

    Koloidal gümüşü tavsiye edenler bu sıvının çok çeşitli sağlık sorunlarına iyi geldiğini, antiseptik olduğunu ve bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ileri sürüyorlar. Fakat Amerikan sağlık yetkilileri, bu sıvının herhangi bir sağlık sorununa iyi geldiği konusunda hiç bir kanıt olmadığını söylüyor.

    Daha da önemlisi gümüş, insan vücudunda demir veya çinkodan farklı olarak herhangi bir işlevi olmayan bir metal ve böbreklerde hasar, ciltte mavileşme ve nöbet geçirme gibi ciddi etkileri olabiliyor.

    15 dakikada bir su içmek

    Facebook’da bir çok hesap tarafından paylaşılan bir iletide bir “Japon doktora” atıfla, 15 dakikada bir su içmenin ağızdan giren her türlü virüsü yıkayıp atacağı iddiası ortaya atılıyor.

    Bu iletinin Arapça versiyonu 250 binden fazla kişi tarafından paylaşılmış.

    Londra Hijyen ve Tropik Hastalıklar Fakültesi’nden Profesör Sally Bloomfield, bunun faydalı bir yöntem olduğuna dair kesinlikle hiçbir kanıt bulunmadığını söylüyor.

    Hava yoluyla yayılan virüsler vücuda nefes aldığınızda soluğunuzla giriyor. Bunlardan bazıları da ağız yoluyla girebilir ama sürekli su içmenin bunlardan kurtulmaya yaramasına imkan yok.

    Ama elbette yeterli su içmek ve vücudun sıvısını eksik bırakmamak genel olarak sağlık için olumlu bir alışkanlık.

    Sıcak yemek ve dondurma

    Virüsü öldüreceği iddia edilen benzer bir çok yöntem öneriliyor. Bunlar arasında sıcak su içmekten, sıcak suyla yıkanmaya, saç kurutma makinası kullanmaya kadar bir çok farklı tavsiye var.

    Bir çok ülkede birden çok paylaşılan ve sahte bir şekilde Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’na (UNICEF) atfedilen bir sosyal medya iletisinde sık sık sıcak su içmenin, güneşe çıkmanın virüsü öldüreceği ve dondurma yemekten kaçınmak gerektiği kaydediliyor.

    UNICEF’ten Charlotte Gornitzka “Son zamanlarda UNICEF’in yayımladığı iddia edilerek paylaşılan bir internet mesajında dondurma ve soğuk yiyeceklerden kaçınmanın hastalığı önlemede etkili olabileceği iddia ediliyor. Tabi ki tamamen yanlış bir bilgi” diyor.

    Grip virüsünün yaz aylarında dış mekanlarda uzun süre yaşayamadığını biliyoruz fakat bunun  koronavirüs için geçerli olup olmadığı henüz belli değil.

    Vücudunuzu ısıtmaya çalışmanın ya da güneşte durmanın virüse karşı etkili bir yöntem olması uzmanlarca mümkün görülmüyor.

    Çarşafları ve havluları 60 derece sıcak suda yıkamak iyi bir fikir olabilir çünkü bu kumaştaki virüsü öldürebilir. Ama aynı şey cildiniz için geçerli değil.

    Mucizevi mineraller

    Binlerce takipçisi olan bir YouTube’cu Jordan Sather, kısaltması MMS olan mucizevî bir mineral hapının koronavirüsü silip süpüreceğini iddia ediyor.

    Hapın içeriğinde Klorin Dioksid yani bir beyazlatıcı kimyasal madde var.

    Sather ve bir grup insan bu bileşimin reklamını yapmaya koronavirüs daha ortaya çıkmadan başlamışlardı. Sather Ocak ayında “Klorin Dioksid (MMA) sadece kanser hücrelerini öldürmekle kalmıyor koronavirüsü de silip atabiliyor” diye bir tweet attı.

    Geçen yıl Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) Sather ve diğerlerinin reklamını yaptığı MMS’i kullanmanın tehlikeleri hakkında bir uyarı yayınladı. Aynı uyarı başka ülkelerin sağlık makamları tarafından da yapıldı.

    Amerikan sağlık yetkilileri uyarıda “Bu ürünü zararlı olmadığı ya da herhangi bir hastalığın tedavisine fayda sağladığı konusunda hiç bir araştırma görülmedi” diyor.

    Yetkililer ayrıca bu ilacı alanlarda baygınlık, kusma, ishal ve vücudun aşırı susuz kalması gibi etkiler görüldüğünü de uyarıya eklemiş.

    (BBC Türkçe)

  • Koronavirüs Dünyayı Tehdit Ediyor

    Çin’in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde ortaya çıkan yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) dünya genelinde bulaştığı kişi sayısı 101 bini geçti. Hükümetler ise virüsün ilerlemesini durdurmak için sert önlemler almaya devam ediyor.

    Bu sayıyla birlikte son yıllarda yaşanan diğer büyük salgınları da gölgede bıraktı. Daha önce küresel ölçekte etkili olan SARS, MERS ve Ebola salgınları daha az insanı etkilemişti.

    Kovid-19 görülen ülkelerdeki yeni vakalara ilişkin güncel verilerin derlendiği “Worldometer” internet sitesi, dünya genelinde yeni tip koronavirüs vaka sayısını 101 bin 926 olarak güncelledi. Sitede yeni tip koronavirüsten 3 bin 466 kişinin öldüğü, 56 bin 123 kişinin iyileştiği belirtildi.

    Avrupa ülkelerinde hızla yayılmaya devam eden yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle bugüne kadar 220 kişi hayatını kaybetti. Avrupa’da Kovid-19’dan en fazla etkilenen ülke İtalya olurken, son resmi verilere göre burada ölü sayısı 197, tedavisi devam eden virüsün bulaştığı kişi sayısı da 4 bin 636 olarak biliniyor.

    Koronavirüs hastalarından Avrupa’da ölümlerin en fazla görüldüğü ikinci ülke ise 9 ölü ile Fransa oldu. Vaka sayısının 653’e ulaştığı Fransa’da koronavirüse yakalananların arasında merkez sağ Cumhuriyetçiler’den (LR) milletvekili Jean-Luc Reitzer ve Ulusal Meclis’teki bir çalışan da bulunuyor. Reitzer’in 25 Şubat’ta Ulusal Meclis’te toplantılara katıldığı belirtiliyor.

    Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, mevcut durumda 2 seviyesinde olan koronavirüse karşı ulusal alarm seviyesinin gelecek günlerde salgının daha fazla yayılmasıyla 3’üncü seviyeye çıkarılabileceği uyarısında bulundu. Macron, özellikle genç Fransızlardan yaşlı insanları ziyaret etmemesini istedi.

    Fransa’nın ardından Kovid-19’un en fazla yayıldığı ülke olan İspanya’da Kovid-19 teşhisi konulan hastalarda hayatını kaybedenlerin sayısı 3 artarak 6’ya çıktı. Diğerleri gibi bugün ölen hastaların da ileri yaşta (76, 82 ve 91 ) oldukları görüldü. Hayatlarını kaybedenlerden ikisinin Madrid’deki bir huzurevinde kaldığı açıklanırken, aynı yerde yaşlılardan ve çalışanlardan toplam 19 kişi de koronavirüs teşhisi konulduğu bildirildi.

    Ayrıca Katolik dünyasının önemli bayramı olan 5-12 Nisan arasındaki Paskalya öncesinde bazı kiliselerin geleneksel olarak organize ettiği dini etkinlikler (Hz. İsa heykelciğinin ayağının yıkanıp, öpülmesi gibi) Kovid-19’a karşı önlem gerekçesiyle iptal edildi.

    Fransa’da bir Türk hayatını kaybetti

    Fransa’nın kuzeyindeki Soissons kasabasında yaşayan Türk vatandaşı Halil Bıçkı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında hayatını kaybetti.

    Madrid’in Leganes ve Torrejon de Ardoz ilçelerindeki iki evangelist kilisede koronavirüs vakalarına rastlandığı açıklandı. Avrupa’da koronavirüsün can aldığı diğer ülkelerden İngiltere’de 2 ölü ve 163, Hollanda’da 1 ölü ve 128 vaka, İsviçre’de ise 1 ölü 128 vaka bulunuyor. Virüsün Avrupa’da bulaştığı diğer ülkelerse şu şekilde; Almanya’da 400, Belçika 109, Avusturya’da 50, Yunansitan’da 45, Portekiz’de 13, Çekya 12, Romanya’da 8, Macaristan 4, Polonya 1, Slovakya 1.

    Irak’ta bir ilk

    Sağlık Bakanlığına bağlı Karh Bölgesi Sağlık Dairesi Müdürü Casib el-Hicabi, yaptığı yazılı açıklamada, “Bağdat’ta koronavirüse yakalanarak Fırat Hastanesi’ne kaldırılan bir hasta, yapılan tedavi sonucu hastalığı tamamen yendi ve taburcu edildi.” ifadelerini kullandı.

    Hicabi, detaylı bilgi vermediği açıklamasında, bu kişinin ülkede yeni tip koronavirüsü yenen ilk hasta olduğunu kaydetti. Irak’ta koronavirüs nedeniyle 3 kişi hayatını kaybetmiş, vaka sayısı 35 olarak açıklanmıştı.

    İran’dan radikal karar

    İran Cuma İmamları Politika Belirleme Konseyi Başkanı Hacı Ali Ekberi, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele kapsamında ülkedeki tüm eyalet merkezlerinde bu haftaki cuma namazlarının iptal edildiğini söyledi.

    Güney Amerika ülkesi Peru’da çeşitli Avrupa ülkelerinde bulunan bir kişide yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tespit edildiği açıklandı. Peru Devlet Başkanı Martin Vizcarra, canlı yayında yaptığı açıklamada, “Bugün, ülkemizde ilk Kovid-19 vakasının daha önce İspanya, Fransa ve Çek Cumhuriyeti’nde bulunan 25 yaşındaki bir erkekte görüldüğünü doğrulamak durumundayım.” dedi.

    Virüs için tedavide yeni umut

    Yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı ABD Kara Kuvvetleri Komutanlığı laboratuvarlarında aşı çalışması başlatıldı. Aşı çalışmaları ile ilgili açıklama yapan Kara Kuvvetleri Tıbbi Ar-Ge Komutanı Tuğgeneral Michael Talley, Kara Kuvvetleri laborantlarının, Hastalık Kontrol Merkezi (CDC), sağlık endüstrisi ve akademiden birçok kuruluşla işbirliği yaparak bir aşı test çalışmasına başladıklarını ifade etti.

    Tuğgeneral Talley, potansiyel aşıların en kısa zamanda sıkı insanlar üzerinde test edilmesine başlanacağını kaydetti. Walter Reed Kara Kuvvetleri Araştırma Enstitüsü Bulaşıcı Hastalıklar Merkezi Direktörü Dr. Kavyon Modjarrad ise “Aşının testlerinin ilk aşamasını farelerde denemeye başladıklarını belirtti. Modjarrad, ikinci aşamada testlerin maymunlar dahil anatomisi insan anatomisine yakın hayvanlarda yapılacağını ifade ederek, insanlar üzerindeki testin tam olarak ne zaman yapılacağına dair bir takvim vermekten kaçındı.

    Dünya Sağlık Örgütü’nden uyarı

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Çin’in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde ortaya çıkan yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) dünya genelinde hızla yayılmasına ilişkin, “Ülkeleri, her bir vakayı bulmaya, test etmeye, izole etmeye, tedavi etmeye ve her temasın izini sürmeye çağırıyoruz.” dedi.

    Kaynak: (AA-DHA)

     

     

     

     

  • Koronavirüs 1 Saatte Teşhis Edilecek

    Dünyada hızla yayılan koronvirüsü ve solunum yolu hastalıklarını bir saat içerisinde test edecek sağlık kiti bulmayı başaran Alman diagnostik şirketi Qiagen’in Amerikan biyoteknoloji devi Thermo Fisher’e 11.5 milyar dolara satılacağı iddia edildi.

    Qiagen’in koronavirüsüyle ilgili sağlık kiti Fransa’nın başkenti Paris’teki havalimanında ilk kez denendi ve başarılı oldu. Söz konusu sağlık kitini bir çok ülke satın almak için şimdiden başvuru yaptı. Amerikan biyoteknoloji devi Thermo Fisher ise, koronavirüsünü hızlı test etmeyi başaran sağlık kiti üreten Alman diagnostik şirketi Qiagen’i 11.5 milyar dolara satın almak için harekete geçti.

    Thermo Fisher’in Qiagen’i satın alacağını açıklamasının ardından iki şirketin hisseleri borsada hızla yükselmeye başladı.

    Yıllık cirosu 25 milyar doların üzerinde olan biyoteknoloji şirketi Thermo Fisher’in borsadaki değeri 120 milyar dolar olarak hesaplanıyor.

  • Güney Koreli Anne 2016’da Ölen Kızıyla Sanal Gerçeklik Teknolojisi Sayesinde Buluştu

    Güney Kore’de bir anne, 2016’da nadir görülen bir hastalık sonucu yedi yaşında hayatını kaybeden kızıyla sanal gerçeklik teknolojisi sayesinde buluştu.

    “Seninle Buluştum” adlı belgesel için prodüksiyon ekibi, sanal gerçeklik teknolojisini kullanarak Güney Koreli anne Jang Ji-sung ile kızı Nayeon’u daha önce sık sık gittikleri bir parkta simülasyonla bir araya getirdi.

    Belgeselde, annenin kızına “dokunurken” ellerinin titrediği ve gözyaşlarına boğulduğu görüldü.

    ‘Çok kısa sürdü ama çok mutlu bir andı’
    Dört çocuk annesi Jang, duygusal karşılaşma için “Belki bu gerçek cennet. Nayeon’la buluştum. Beni gülümseyerek çağırdı. Çok kısa sürdü ama çok mutlu bir andı. Sanırım hep görmek istediğim rüyayı gördüm” dedi.

    Aju Business Daily gazetesinin haberine göre çekimler için bir çocuk manken kullanıldı. Sonra bu çocuğun görüntülerinin üzerine Nayeon’un yüzü ve vücudu yansıtıldı. Kayıtta Nayeon’un gerçek sesi kullanıldı.

    Çocuğun babası ve kardeşlerinin de izlediği çekimlerde, yüzünde sanal gerçeklik gözlüğü olan Jang, kendisine koşan sanal çocuğun “Neredeydin, anne? Beni düşündün mü?” diye soruyor.

    Gözyaşları içindeki anne “Her zaman” diye yanıt veriyor sanal kızının ellerinden tutuyor.

    Jang Ji-sung, belgeselin yayımlanmasından bir gün sonra kapatılan bir blogda “Benim gibi çocuklarını ya da kardeşlerini, anne-babalarını kaybeden insanların huzur bulması için belgeselde yer almayı kabul ettim” dedi.

    Jang, “Aradan üç yıl geçti. Şimdi onu özlemekten ziyade daha çok sevmem gerektiğini düşünüyorum. Yeniden karşılaştığımızda ancak bu şekilde kendimden daha emin olabilirim. Bu belgeseli izledikten sonra umarım herkes Nayeon’u hatırlar” diye konuştu.

    Belgesel Güney Kore Televizyonu MBC’de 6 Şubat’ta yayımlandı.

  • Çin’den Gelen Kargolardan Corona Virüsü Bulaşır Mı?

    Konuyla ilgili olarak açıklama yapan İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Prof. Dr. Haluk Eraksoy, “Koronaviruslar, diğer virüsler gibi, aktivitelerini ancak insan ya da hayvanların canlı hücreleri içinde sürdürebilirler. Virüsler kuru ortamlarda çok kısa bir sürede aktivitelerini yitirirler. Bu nedenle virüslerin nemli olmayan cansız nesnelerin yüzeyinde varlıklarını sürdürmeleri mümkün değildir” yanıtını verdi.

    Nuray Karabağ’ın haberine göre yeni Corona virüs enfeksiyonu olduğundan kuşkulanılan bir kişinin solunum yolu salgıları veya vücut çıkartılarının bulaşabileceği tüm yüzeylerin, standart çamaşır suyuyla (1:100 sulandırılmış) silinmesi gerektiğini söyleyen Doktor Haluk Eraksoy, “Belirgin bir kirlenme olduğunda ise 1:10 sulandırılmış çamaşır suyu kullanılmalıdır” dedi.

    “Kargoyu hazırlayan kişinin enfekte olması paketin de mikrop taşıdığı anlamına gelir mi?” şeklindeki soruya Prof. Eraksoy’un yanıtı ise şöyle:

    “Bazı bakteriler kuruluğa uzun süre dayanabilir ve canlılıklarını sürdürebilir. Virüsler ise hücre dışı kuru ortamlarda aktivitelerini çok çabuk yitirir. Bir virüs, infekte bir insanın çıkartılarıyla cansız bir eşyaya bulaştığı takdirde, aradan geçecek birkaç saat bile aktivitesini yitirmesi için yeterlidir. Böylece o virüs artık başka bir insana geçemez.”

    SOLUNUM SALGILARIYLA BULAŞIYOR

    Yeni koronovirüsün, diğer koronavirüsler gibi solunum salgılarıyla bulaştığı düşünülüyor. Hasta kişilerden öksürük, hapşırık, gülme, konuşma sırasında çevreye saçılan virüs içeren damlacıklar, sağlam kişilerin mukozalarına temas ederek bu kişilerin hastalanmasına neden oluyor.

    ‘2 METREDEN YAKIN TEMAS GEREKLİ’

    Prof. Dr. Haluk Eraksoy, hastalığın bu şekilde insandan insana bulaşması için 2 metreden yakın temasın gerektiğini söyledi, “Bugüne kadarki bulgular yeni koronavirüsün insandan insana bulaşabildiğini göstermektedir. Ancak halen bulaştırıcılığın ne ölçüde olduğu bilinmemektedir. Salgının nasıl seyredeceğini belirleyen en önemli faktör virüsün insandan insana ne kadar kolay bulaşabildiği ve gerekli önlemlerin ne kadar başarıyla alınacağıdır. Bugünkü bilgiler ışığında yeni koronavirüsün et, süt, yumurta vb. ürünlerin yenmesiyle bulaşmadığı söylenebilir” değerlendirmesinde bulundu.

    ‘KULUÇKA SÜRESI 2-14 GÜN’

    Hastalığın, 2-14 gün süren bir kuluçka süresinden sonra birden başlayan yüksek ateş (39°C), öksürük ve nefes darlığıyla kendini gösterdiğini dile getiren Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı, “Bazı hastalarda boğaz ağrısı ve burun akıntısı da olabilir. Ağır hastalanan ve ölenlerin hemen hepsi yaşlı ya da altta yatan hastalığı (akciğer hastalıkları, organ yetmezlikleri, kanser, diyabet, bağışıklığı baskılayan hastalıklar) olan kişilerdir. Genç sağlıklı erişkinlerde hastalık nispeten hafif seyretmektedir” şeklinde konuştu.

    YENİ KORONAVİRÜSTEN KORUNMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?

    “Bugün için ülkemizde hastalığın yayılması söz konusu olmadığından toplumda özel bir önlem alınmasına gerek yoktur” diyen Prof. Eraksoy, yeni koronavirüse etki edecek ve hastalıktan korunmayı sağlayacak bir aşının bulunmadığını belirterek şöyle devam etti:

    “Korunmak için şimdilik en etkili yöntem virüsle (hasta kişilerle) temas etmekten kaçınmaktır. Ancak solunum yolu infeksiyonu yapan çok sayıda virüsün (grip, nezle virüsleri vb.) insanlar arasında dolaşmakta olduğu kış aylarında sadece yeni koronavirüsten değil, diğer tüm solunum virüslerindan korunmak için el temizliğine dikkat edilmesi, temiz olmayan ellerin göz, ağız ve burna götürülmemesi çok önemlidir.”

    ÖLÜ VE VAKA SAYILARI ARTIYOR

    Yeni tip koronavirüsü (2019-nVoC) nedeniyle Çin’de hayatını kaybedenlerin sayısı 106’ya çıktı, vaka sayısının ise 3 bini geçtiği belirtiliyor.

  • Batılı kaynaklar: Son dönemdeki siber saldırıların arkasında Türkiye olabilir

    Reuters’ın kamuya açık internet erişim kayıtlarına göre, saldırganlar, aralarında farklı ülkelerden bakanlıklar, büyükelçilikler, güvenlik kurumları, şirketler ve çeşitli gruplar dahil en az 30 kuruluşa siber saldırı düzenledi.

    Kayıtlara göre, hackerların hedefleri arasında Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunan hükümetinin e-posta sunucuları ile Irak hükümetinin ulusal güvenlik danışmanı da yer alıyor.

    Saldırılar, hedef alınan internet sitesine giden ve siteden gelen veri trafiğinin dinlenilmesi veya çalınması yöntemiyle gerçekleşti. Bu sayede saldırganlar hedef aldıkları ağların içinde gezinebildikleri gibi ağ sunucularındaki bilgi ve belgeleri de görebildi.

    İki Britanyalı ve bir ABD’li yetkiliye göre; saldırılar, dünyanın farklı yerlerinde de görülen devlet destekli siber casusluk operasyonlarına benziyor ve Türkiye’nin ulusal çıkarlarını ilerletmek doğrultusunda yapılmış gibi görünüyor.

    ‘Saldırılar birbiriyle bağlantılı’

    Yetkililer, üç unsurun varlığına bakarak böyle bir tespitte bulunuyorlar. Bu unsurlar arasında Türkiye açısından jeopolitik öneme sahip ülkelerin hükümetlerinin hedef alınması, Türkiye’de kurulu altyapıyı kullanan önceki saldırılar ile benzerlikleri ve hakkında bilgi vermeyi kabul etmedikleri gizli istihbarat değerlendirmeleri bulunuyor.

    Yetkililer, saldırıların arkasında hangi kişi veya kuruluşların olduğunu netleştirmediklerini, ancak aynı ağ sunucusu veya altyapı öğelerini kullanıldığı için birkaç dalga halinde düzenlenen saldırıların birbiriyle bağlantılı olduklarına inandıklarını belirttiler.

    İçişleri Bakanlığı konu hakkındaki sorulara yanıt vermedi. Üst düzey bir Türk yetkili konuyla ilgili sorulara doğrudan yanıt vermedi, ancak Türkiye’nin sıklıkla siber saldırıların kurbanı olduğunu söyledi.

    Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti yaptığı açıklamada, ‘ilgili kurumların saldırıların hemen farkında vardıklarını ve kontrol altına almaya yöneldiklerini‘ belirterek, “Ulusal güvenlik nedeniyle ayrıntılar hakkında yorum yapmayacağız” ifadelerini kullandı.

    Yunan hükümetinden yetkililer, hükümetin e-posta sisteminin tehlikeye maruz kaldığına dair hiçbir kanıtları olmadığını söyledi. Irak hükümeti sorulara yanıt vermedi.

    Kamuya açık kayıtlara göre; Kıbrıs, Yunanistan ve Irak’a ait olduğu görülen hedeflere yapılan saldırıların tümü 2018’in sonlarında veya 2019’un başlarında gerçekleşti. Yetkililere ve özel siber güvenlik uzmanlarına göre başka hedefleri de kapsayan siber saldırılar hâlâ devam ediyor.

    Britanya’nın muhabere istihbarat kurumu GCHQ’ya bağlı Ulusal Siber Güvenlik Merkezi ve ABD Ulusal İstihbarat Direktörlük Makamı saldırının ardında kimin olduğu sorusuna yanıt vermedi.

    Veri trafiğini rehin almak

    Siber güvenlik uzmanları, saldırının internetin altyapısının temel güvenlik eksiklerinden birinden faydalanılarak yapıldığını belirttiler.

    Batılı yetkililere ve özel siber güvenlik uzmanlarına göre saldırganlar DNS korsanlığı (hijacking) olarak bilinen bir teknik kullandılar. Bu teknik internet adreslerinin doğru bilgisayar sunucularıyla eşleştirilmesini sağlayan, internetin adres rehberi olarak da bilinen DNS kayıtlarının tahrif edilmesiyle hayata geçiyor.

    Saldırganlar, bu adres rehberi sisteminin bazı bölümlerini yeniden yapılandırarak, mesela e-posta hesaplarına giriş yapılan sayfaları kullanıcı adları ve şifreleri kopyalan sahte giriş sayfalarına yönlendiriyorlar. Böylece yazışmaları da ele geçirebiliyorlar.

    Reuters tarafından incelenen kamuya açık DNS kayıtları, hedef alınan sitelerdeki veri trafiğinin, özel siber güvenlik danışmanlarının verdiği bilgiye göre saldırganlar tarafından kontrol altında tutulan sunuculara aktarıldığını gösteriyordu. Reuters tarafından incelenen kayıtlar ve saldırıları inceleyen özel güvenlik uzmanlarının çalışmaları hedeflerin çoğunluğunda e-posta, bulut veri depolama veya özel iletişim ağlarındaki veri trafiğinin saldırganların eline geçtiğini gösterdi.

    Kayıtlar, saldırıların 2018’in başından beri gerçekleştiğine işaret ediyor.

    Üç yetkili ve diğer iki ABD istihbarat yetkilisi, küçük ölçekli DNS saldırılarının nispeten yaygın olmasına rağmen, bu saldırıların ulaştığı ölçeğin Batı istihbarat teşkilatlarını telaşlandırdığını söyledi.

    Yetkililer, bu saldırıların, varlığı 2018’in sonlarında ortaya çıkarılan benzer bir saldırı ile aynı yöntemi kullanıyor olsa da o saldırıyla bağlantısı bulunmadığına inandıklarını ifade ettiler.

  • Corona Virüsü Belirtilerini Ne Zaman Gösterir?

    İlk kez 31 Aralık 2019’da Çin’in Wuhan kentinden zatürre olguları ile Dünya Sağlık Örgütü’ne bildirilen ve 7 Ocak’ta yeni bir Corona Virüs olduğu saptanan 2019-nCoV nedeniyle yaşamını kaybedenlerin sayısı artıyor. Deve, keçi, kedi ve yarasalardan insanlara geçen Corona virüslerin daha önce SARS ve MERS’te olduğu gibi nadiren insanları hasta ettiğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Enfeksyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Elif Hakko, “Wuhan’da ortaya çıkan 2019-n-Cov’un deniz ürünleri pazarı ve canlı hayvan pazarında yer alan hayvanlardan insanlara bulaştığı düşünülüyor. Ancak vakaların bir kısmının hayvan teması olmaması insandan insana da geçtiğini doğruluyor” dedi.

    Belirtiler 2 ila 14 günde kendini gösteriyor

    Dünya Sağlık Örgütü’nün henüz seyahat kısıtlaması önermediğini ancak ülkelerin önlemler konusunda hazırlıklı olmalarını önerdiğini hatırlatan Doç. Dr. Hakko, “Virüs ateş, öksürük ve solunum sıkıntılarına neden oluyor. Virüsle karşılaştıktan sonra genellikle 2 gün içinde belirtiler ortaya çıkıyor ancak bu süre 14 güne kadar uzayabiliyor” diye konuştu.

    Et ve yumurtayı iyi pişirmek önlemler arasında yer alıyor

    Virüsün özel bir tedavisi veya aşısı olmadığını ihtiyaç halinde destek tedavisi yapıldığını belirten Doç. Dr. Elif Hakko, “Enfeksiyondan korunmak için tüm diğer bulaşıcı hastalıklarda olduğu gibi sık el yıkanması, öksürürken, hapşırırken ağzın ve burnun kapatılması, hastayken evde kalınması, dışarı çıkılmaması önemli. Ayrıca et ve yumurtanın iyi pişirilmesi önlemler arasında yer alıyor” dedi.

  • Corona Virüsü Nedir? Tedavisi Mümkün Mü?

    Corona virüsleri, hayvanlar arasında yaygın olan bir grup virüstür. Nadiren bazı durumlarda, bilim insanları corona virüslerinin “zoonotik” olduğunu belirtiyor. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merekezi’ne göre; “zoonotik” ifadesi, virüslerin hayvandan insana geçebileceği anlamına geliyor.


    CORONA VİRÜSÜ BELİRTİLERİ?

    Corona virüsü semptomları şöyle: Burun akıntısı, öksürük, boğaz ağrısı, muhtemelen baş ağrısı, kesin olmamakla birlikte birkaç gün sürebilecek ateş. Bağışıklık sistemi zayıf olanlar, yaşlılar ve çok gençler için virüsün zatürre ve bronşit gibi ciddi solunum yolu hastalıklarına yol açma ihtimali bulunuyor.

    MERS ve Sars gibi ölümcül olabilen ve insana geçen bazı corona virüsleri olduğu biliniyor.

    CORONA VİRÜSÜ NASIL YAYILIYOR?

    Corona virüsleri insanların hayvanlara temasıyla yayılabiliyor. Virüsün insandan insana geçmesi ise bir kişinin virüsle enfekte olmuş bir kişinin salgısıyla temasıyla gerçekleşiyor.

    CORONA VİRÜSÜ TEDAVİSİ

    Corona virüslerinin spesifik bir tedavisi bulunmuyor. Çoğu zaman semptomlar kendi kendine geçiyor. Hekimler, ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar yazarak semptomatik (belirtilerin giderilmesine yönelik) tedavi uyguluyor.

    Doktorlar, oda nemlendirici ve sıcak duşun boğaz ağrısına ve öksürüğe iyi geleceğini söylüyor. Hastalanan insanların bol sıvı tüketmesi, mümkün olduğunca dinlenmesi ve uyuması gerekiyor.

  • Trump’tan Apple’a ‘Şifre’ Çıkışı: Polise Yardım Etmek Zorundalar

    Donald TrumpABD‘de güvenlik güçleriyle Apple arasında yaşanan şifreli telefonlara erişim krizine dahil oldu. Trump, şirketin ‘yardım etmek zorunda olduğunu’ söyledi.

    İsviçre‘nin Davos kasabasında 50.’si düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu sırasında CNBC’ye konuşan Trump, “Tartışmanın iki tarafını da anlıyorum. Ancak dışarıdaki bazı kötü insanları bulmaya başlamalıyız ki bu da Apple ile yapabileceğimiz bir şey. Bence bu önemli” dedi.

    Apple’ın ‘çok sayıda suçluya ve suçlu zihinlere ulaşacak anahtarlara sahip olduğunu’ savunan Trump, “Uyuşturucu baronlarıyla uğraşıyorsunuz, teröristlerle uğraşıyorsunuz ve eğer katillerle uğraşıyorsanız umurumda değil. Ne olup bittiğini ortaya çıkarmak zorundayız” ifadelerini kullandı.

    Florida saldırısıyla tekrar alevlendi

    Apple’ın 2014’te telefonlara şifreleme sistemi getirmesi, dijital verilere erişim isteyen FBI ile arasında tartışmalara neden olmuş, FBI Apple‘ı ‘suçlulara güvenli bir alan açmakla’ eleştirmişti.

    Anlaşmazlık, geçen yıl aralık ayında Florida’daki Pensacola Deniz Hava Üssü’ne düzenlenen ve üç kişinin yaşamını yitirdiği saldırıyla tekrar gündeme geldi. ABD’li yetkililer saldırıyı ‘terör eylemi’ olarak niteledi.

    Adalet Bakanı William Barr, saldırgana ait telefonun şifresini kırmak için yardım istediklerini ancak Apple’ın kendilerine ‘anlamlı bir yardımda’ bulunmadığını açıkladı.

    Şirketin, iCloud için uçtan uca şifreleme planları ‘KeyDrop’ ve ‘Plesio’ sistemlerinden iki yıl önce vazgeçtiğini hatırlatan uzmanlar, bunun FBI baskısı sonucu olduğunu iddia etmişti. Apple, ‘mahremiyet’ gerekçesiyle ekran kilitlerini açmamayı savunuyor.

  • En Değerli 10 Şirketin 7’si Dijital Teknoloji Tabanlı

    Dünyanın en değerli şirketleri listesine 10 yıl önce 2 teknoloji şirketi girebilirken, 2019 verilerine göre piyasa değeri en yüksek şirketler listesinde dijital teknoloji üzerine yoğunlaşan 7 şirket yer alıyor.

    Online istatistik portalı Statista tarafından yayımlanan “2019’da Piyasa Değerine Göre En Büyük 100 Şirket” raporuna göre teknoloji şirketlerinin yükselişi devam ediyor. 2010 yılında sadece 2 teknoloji şirketi en değerli 10 şirket arasında kendine yer bulabilirken 10 yıl sonra teknoloji şirketleri listeyi domine ederek 7 şirketle listede yer aldı.

    İlk 10’daki teknoloji şirketleri sıralamasında Amerikalı şirketlerin ağırlığı dikkati çekiyor. ABD listede 5 şirket (Apple, Microsoft Corp, Alphabet Inc., Amazon ve Facebook) ile kendine yer bulurken, Çin listede 2 şirket (Alibaba ve Tencent Holding) ile yer aldı.

    Markets Insider sitesinde yer alan habere göre, sadece teknoloji şirketleri baz alındığında, dünyanın en değerli 5 teknoloji şirketi de ABD’de yer alıyor. ABD’li 5 teknoloji şirketinin piyasa değeri ise 5 trilyon doları aşmış durumda. Yapay zekadan bulut bilişime, e-ticaretten akıllı telefonlara kadar hemen hemen her alanda faaliyet gösteren şirketler her geçen gün değerlerini artıyor.

    İşte listede yer alan ilk 5 teknoloji şirket ve piyasa değerleri:

    1. Apple Inc: 1,38 trilyon dolar

    1976 yılından Steve Jobs, Steve Wozniak ve Ronald Wayne tarafından temelleri atılan Apple adını ilk olarak ürettiği bilgisayar kitleri ile duyurdu. Şirket günümüzde tüketici elektroniği, bilgisayar yazılımı ve kişisel bilgisayar tasarlayan, geliştiren ve satan çok uluslu bir Amerikan şirketi olarak biliniyor. Şirketin en bilinen donanım ürünleri Mac serisi bilgisayarlar, iPhone akıllı telefon, iPad tablet bilgisayar ve Apple Watch adlı akıllı saatleri olurken en bilinen yazılımları ise OS X ve iOS işletim sistemleri, iTunes medya tarayıcısı, Safari internet tarayıcısı, Apple TV+, iMessage, ve iCloud olarak ön plana çıkıyor. Şirket, Markets Insider’da yer alan Ocak 2020 verilerine göre 1,38 trilyon dolar piyasa değeri ile dünyanın en değerli teknoloji şirketi olarak ön plana çıkıyor.

    2. Microsoft Corp: 1,27 trilyon dolar

    4 Nisan 1975 yılında Bill Gates ve daha sonra şirketten istifa edecek olan Paul Allen tarafından kurulan Microsoft, bugün bilgisayarlarda en çok kullanılan işletim sistemlerinden biri olan Microsoft Windows ile adını bütün dünyaya duyurdu. Şirket, 1980’lerde MS-DOS işletim sistemi ile kişisel bilgisayarlara yönelik işletim sistemi pazarında çok önemli bir yere gelirken ardından Microsoft Windows ile de liderliğini sürdürdü. Şirketin Microsoft Windows dışında en çok bilinen yazılımları, Microsoft Office paketi, Internet Explorer ve Edge web tarayıcıları olurken, donanım ürünleri ise Xbox video oyun konsolları ve Microsoft Surface tablet serisi olarak ön plana çıkıyor. Şirket en büyük satın alımlarını ise Aralık 2016’da 26,2 milyar dolara LinkedIn ve Mayıs 2011’de 8,5 milyar dolara Skype Technologies alarak yaptı. Şirketin Ocak 2020 verilerine göre, 1,27 trilyon dolar market değeri bulunuyor.

    3. Alphabet Inc: 1 trilyon dolar

    Alphabet Inc. Google ve Google’a ait diğer şirketleri tek çatı altında toplamak için 2015 yılında kuruldu. Merkezi Kaliforniya’da bulunan şirketinin başında Google’ın kurucuları Larry Page ve Sergey Brin bulunuyor. Şirketin en bilinen hizmeti ise daha çok arama motoru olarak hizmet veren Google olarak ön plana çıkıyor. 1998 yılında özel bir şirket olarak kurulan Google, Alexa tarafından dünyanın en çok ziyaret edilen internet sitesi olarak gösteriliyor. Google arama motoru hizmetinin yanında YouTube, Android işletim sistemi, Gmail, Google Takvim, Google Harita, Google Drive ve Google Pixel akıllı telefonu gibi pek çok konuda da kullanıcılarına hizmet veriyor. Alphabet ayrıca yapay zeka üzerine çalışmalar yapan DeepMind şirketinin de sahibi konumunda bulunuyor. Şirketin Ocak 2020 verilerine göre 1 trilyon dolarlık piyasa değeri bulunuyor.

    4. Amazon: 931 milyar dolar

    ABD merkezli bir diğer teknoloji şirketi olan Amazon e-ticaret, bulut bilişim, yapay zeka, dijital yayın platformu konularında ön plana çıkıyor. Jeff Bezos tarafından 5 Temmuz 1994’te Amerika Birleşik Devletleri’nin Seattle şehrinde kurulan Amazon piyasa değeri açısından dünyanın en büyük alışveriş sitesi konumunda bulunuyor. Amazon son dönemlerde robotik teknolojiye yaptığı yatırımlar sonucunda işçi çıkarmalar ile de gündeme gelse de şirket 2018 verilerine göre yaklaşık 650 bin işçi sayısı ile ABD’nin en çok işçi istihdamı sağlayan şirketlerinden biri konumunda. Amazon’un en çok kullanılan servisi olan e-ticaretin yanında şirketin dijital video izleme platformu Amazon Prime Video, Amazon Music, bulut bilişim hizmeti sağlayan Amazon Web Services, e-kitap okuyucu Kindle ve sesli ev asistanı Amazon Alexa gibi diğer ürünleri de bulunuyor. Amazon’un Ocak 2020 verilerine göre market değeri ise 931 milyar dolar olarak dikkati çekiyor.

    5. Facebook: 632 milyar dolar 

    Sosyal medya platformu Facebook 2004 yılında Mark Zuckerberg tarafından kuruldu. Kuruluşunun ilk yıllarında sadece Harvard Üniversitesindeki öğrencilerin kullanımına açık olan platform daha sonra ağını bütün Ivy League okullarını kapsayacak şekilde genişletti. 2006’dan sonra ise şirket 13 yaşından büyük herkesin kullanıcı olabilmesine izin verdi. Dünyanın en büyük sosyal medya platformu haline gelen Facebook’un 2019 yılı Statista verilerine göre aylık aktif 2,45 milyar kullanıcısı bulunuyor. Şirket, 2012 yılında 1 milyar dolara Instagram’ı 2014 yılında da 19 milyar dolara WhatsApp’ı satın alarak, Facebook uygulaması ve Facebook Messenger uygulaması ile birlikte en çok indirilen uygulamalar listesinde dört uygulaması ile yer almayı başardı. Facebook arkadaşlık sitesinin yanısıra dijital para birimi Libra, projesi ile de gündemi uzun süre meşgul etmişti. Facebook’un Markets Insider Ocak 2020 verilerine göre market değeri ise 632 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

    Çinli 2 şirket ilk 10’da 

    “2019 Piyasa Değerine Göre En Büyük 100 Şirket” raporuna göre ilk 10’da iki Çinli şirket bulunuyor. 2019’da 480 milyar dolar market değeri bulunan Alibaba dünyada e-ticaret, e-ödeme sistemi ve bulut bilişim ile ön plana çıkıyor. 472 miyar dolar pazar değerine sahip olan Tencent Holdings ise WeChat gibi Çin’de çok yaygın kullanılan ve kullanıcılarına yemek siparişinden hastane randevuna kadar pek çok konuda dijital hizmet veriyor. Tencent aynı zamanda Alibaba’nın ardından Asya’nın en büyük ikinci şirketi konumunda. Son yılların en çok konuşulan video paylaşım platformu TikTok’ta yine Çinli bir firma olan ByteDance tarafından işletiliyor. Ayrıca Çin, “Made in China 2025” planıyla, dünyanın en yüksek teknoloji üreten ülkesi olmayı hedefliyor.