Dünyanın en büyük mesajlaşma şirketi olan Whatsapp’a Bitcoin transfer işlemleri getirildi! Peki Whatsapp’da Bitcoin gönderme işlemi nasıl yapılır? İşte detaylar…
Blockchain araçları ve platformları sağlayan bir organizasyon olan Zulu Republic, Lite.IM adlı açık kaynak kodlu projeyi başlattı.
Bu platform, aslında Lite.IM kripto-cüzdanınızı mesajlaşma servisiyle ilişkilendirmek için WhatsApp‘ta bağlantı kurabileceğiniz otomatik bir bottur.
Sadece +1 786-916-7825 numaralı telefona bir mesaj göndermeniz ve WhatsApp numaranızla bir hesap oluşturmak ve işlem yapmaya başlamak için ekrandaki talimatları izlemeniz gerekiyor..
Bir Lite.IM cüzdanı oluşturduktan ve şifresini ayarladıktan sonra, bot sizden Bitcoin, Ethereum, Litecoins satın almanızı, göndermenizi ve almanızı, son işlemleri, ayarları ve ödülleri kontrol etmenizi isteyecektir.
Her şey tipik bir kripto para birimi cüzdanı gibi çalışır, ancak burada doğrudan üzerine dokunmak yerine bir seçenek seçmek için uygun numaralarla cevap vermeniz gerekir.
Böylece Huawei’nin kullanmakta olduğu ağlardan yararlanmaya devam etmesi ve Huawei marka telefonlar için yazılım güncellemesinin sağlanabilmesi amaçlanıyor.
Ancak şirket halen yeni ürünler hayata geçirmek için Amerikan malzemesi almaktan men edilmiş vaziyette.
Geçen hafta ABD Başkanı Donald Trump hükümeti tarafından alınan karar gereği, içlerinde Huawei’nin de olduğu 70 kadar şirket kara listeye alınmış, ABD’de üretilen ürünlerden ve hizmetlerden aksi yönde bir karar olmadığı müddetçe yararlanamayacakları açıklanmıştı.
Aynı şekilde geçen hafta alınan karar gereği Amerikan şirketleri de ulusal güvenliğe tehdit teşkil ettiği düşünülen şirketlerden malzeme satın alamayacak.
Daha önce ABD’nin ulusal güvenliğe tehdit teşkil ettiğini açıkladığı Huawei şirketine yönelik güdüen bu kampanya, ABD ve Çin arasında yaşanan ticaret savaşının daha da güçlenmesine neden oluyor.
Sistemlerin çökmesini engellemek için
ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross, tanınan bu geçiş süreci boyunca Huawei teknolojisine dayanan telekomünikasyon şirketlerine başka anlaşmalar yapmaları için imkan tanınmış olacağını söyledi.
Daha önce Amerikan Ticaret Bakanlığı’nda çalışan avukat Kevin Wolf, Reuters’a yaptığı açıklamada, bu kararın internet, bilgisayar ve cep telefonu sistemlerinin çökmesini engellemek amacıyla alındığını söylüyor.
19 Ağustos’a kadar bu müddetin tanınacağı belirtilirken sürenin uzatılıp uzatılmayacağı henüz karara bağlanmış değil.
ABD’nin geçen hafta aldığı karar ise Huawei’nin tedarik zincirine ve müşterilerine hızlıca ve öngörülemeyen zararlara yol açabilir.
Dünyanın en büyük telekomünikasyon ekipmanı üreticisi olan Huawei, aynı zamanda 5G altyapısının da önde gelen sağlayıcılarından.
Amerikalı şirketler 56,3 milyar dolar kayıba uğrayabilir
Ancak ABD’nin geçen hafta aldığı karar şimdiden şirketi vurmuş vaziyette.
Google’ın çatı şirketi olan Alphabet, Huawei ile yazılım, donanım ve teknik servis hizmetlerini içeren anlaşmanın kapsamını daralttığını duyurdu.
Alphabet’in aldığı karar gereği bundan sonraki Huawei telefonlarında Google’ın geliştirdiği Android işletim sistemi güncellenemeyecek.
ABD Ticaret Bakanlığı’nın kısıtlamalarını gevşetmesinin ardından ise henüz Google cephesinden bir açıklama gelmedi.
ABD’deki çip yapımı ve tasarımı birliğinin başında olan John Neuffer ise bakanlıktan bu kararı daha uzun tutmalarını beklediklerini açıkladı.
Pazartesi günü yayımlanan bir rapora göre bu kısıtlamalar kapsamında Amerikan şirketleri 56,3 milyar dolar bir kayıba uğrayabilir.
Aynı zamanda 74 bin iş tehlikeye girmiş vaziyette.
Huawei kurucusu Ren Zhengfei
‘Google ile konuşuyoruz’
Diğer yandan Çin devlet medyasına konuşan Huawei kurucusu Ren Zhengfei ise ABD’nin şirketinin gücünü hafife aldığını söyledi.
5G teknolojisinin bundan etkilenmeyeceğini ve 2-3 yıl içinde kimsenin kendilerine yetişemeyeceğini söyleyen Ren, Google ile ABD’nin yasağını nasıl aşabilecekleri konusunda görüşmeler yürüttüklerini aktardı.
Ren aynı zamanda 90 gün için tanınan müddetin kendilerini etkilemeyeceğini, şimdiden hazır olduklarını söyledi.
Piyasalarda düşüş
Huawei’ye getirilen bu kısıtlamalar ise ABD ve Çin arasında ticaret savaşlarının daha da ilerlediğini gösteriyor.
Bu da piyasalara olumsuz bir şekilde yansıyor.
Google’ın kararını açıklamasının ardından Pazartesi günü Amerikan piyasalarında önde gelen endekslerde düşüş yaşandı.
Salı günü ise Asya piyasalarında hisseler dört ayın en düşük seviyelerini görerek güne başladı.
MSCI’ın Asya Pasifik endeksi yüzde 8 düşüş kaydetti.
Sosyal medya devi Facebook‘un bünyesinde bulunan WhatsApp kripto para dünyasını yakından ilgilendiren bir olay ile gündemde.
Kripto para piyasalarında faaliyet gösteren Zulu Republic adında bir blok zinciri platformu, WhatsApp üzerinden Bitcoin, Ethereum ve Litecoin işlemleri için kanal açtığını duyurdu.
Söz konusu karar sonrası, WhatsApp üzerinden ilk defa Bitcoin gönderme ve alma işlemleri yapılabilecek.
Google, Huawei ile donanım, yazılım ve teknik hizmetler alanında iş yapmayı bıraktığını açıkladı. Google bundan böyle işbirliğini sadece açık kaynak ürünler alanında devam ettirecek.
Bu karara çip üreticileri Qualcomm ve Intel’in de katılacağı belirtiliyor. Hatırlanacağı üzere ABD Başkanı Donald Trump geçen hafta Çinli telekomünikasyon devi Huawei’yi kara listeye aldığını açıklamıştı.
Google‘ın çatı şirketi Alphabet‘in aldığı karara göre bundan sonra piyasaya çıkacak Huawei telefonlarında Android yazılımı güncellenemeyecek; bu telefonların, uygulama mağazası Google Play, Gmail ya da video uygulaması YouTube‘a da erişimi olmayacak. Varolan Huawei telefonlarında ise bu hizmetler olduğu gibi kullanılmaya devam edecek. Konuya yakın kaynaklar Android güncellemelerinde ise gecikmeler ve sorunlar yaşanabileceğini ifade etti.
EVERGEM Belediye Başkan Yardımcısı ve Encümeni Kathleen Depoorter, “Bunu bir dram haline getirmek doğru değil ve enfeksiyon belirtileri olan kişilerin doktorlarıyla iletişim kurmaları gerekir. Acil servise gitmeyin, sadece aile hekiminize gidin” dedi. Bakım ve Sağlık Ajansı Sözcüsü Joris Moonenes ise hastalarda ilk enfeksiyon semptomlarının 29 Nisan-6 Mayıs arasında belirlendiğini söyledi. Moonenens, “Salgın kaynağının şu anda kontrol altında olduğu tahmin edilse de hastalığın takip çalışmaları hâlâ sürdürülüyor” ifadesini kullandı.
BAKTERİLER KLİMADA BARINIYOR
Salgının kaynağı henüz belirlenemezken Lejyonella bakterisinin su tesisatlarından yayıldığı düşünülüyor. Bakım ve Sağlık Ajansı yetkilileri, salgının kaynağını belirlemek için bölgedeki soğutma kulelerinden örnekler aldı. Sonuçların bir sonraki hafta açıklanacağını belirten Sözcü Moonenes, “Bakteriler klimada kolayca barınabiliyor ve yayılan havayı insanların soluması sonucu bünyeye nüfuz ediyor. Dezenfekte edilmeyen sular ve bu tarz cihazlar da tehlike arz ediyor. Su sistemlerinde üreyen ve yer edinen bakteriler havaya karışarak insan vücuduna kolayca girebiliyor” diye konuştu.
Elon Musk’ın kurucusu olduğu Tesla’nın otomobilleriyle ilgili gün geçmiyor ki ilginç bir haber gelmesin. Önceki günlerle otoparkta patlayan otomobilinin ardından şimdi de Tesla otomobilinde cinsel içerikli film çekildi. Yetişkin filmi yıldızı Taylor Jackson’ın Tesla’nın içinde film çekmesi büyük yankı uyandırdı.
Jackson’ın Tesla otomobili otomatik pilota alıp ilişkiye girmesi tepki topladı. Yetişkin filmlerinin yer aldığı ünlü bir internet sitesinde yayımlanan video, ‘Tesla’ kategorisi içerisinde izleyiciye sunuldu.
Görüntüler sonrası Elon Musk, Twitter üzerinde paylaşımda bulundu. Musk, “Görünüşe göre otomatik pilot özelliğini kullanmanın başka yolları var” dedi.
Moskova Devlet Tıp Üniversitesi’nden bilim insanları Viyana Tıp Üniversitesi’nden meslektaşları ile birlikte Cat Project (Kedi projesi) isimli bir proje kapsamında kedi alerjisine karşı aşı üzerinde çalışıyor.
Sputnik’e konuşan MGMU’dan araştırmanın yöneticisi Aleksandr Karaulov, şimdilerde aşının içinde kullanılacak en etkili protein kombinasyonunu seçtiklerini söyledi.
Karaulov’a göre, bu kombinasyonlar doğal alerjan projetinlerden değil, bunların genetiği değiştirilmiş kopyalarından oluşacak. Bir sonraki aşamada ise aşıda kullanılacak dört proteinin belirli peptidleri sentezlenecek. Aşı daha sonra önce hayvanlarda daha sonra da gönüllülerde denenecek. Aşının ilk numuneleri ise gelecek yılın başında hazır olabilir.
Melbourne’un Moonee Ponds bölgesinde yaşayan 44 yaşındaki Hartland, 2014 ve 2016 yılları arasında Tinder’dan tanıştığı üç kadına tecavüz etti, birine ise cinsel saldırıda bulundu.
Kadınların şikayeti üzerine hakkında soruşturma başlatılan ve hakim karşısına çıkan Hartlan’a 11 yıl hapis cezası verildi.
‘TINDER TECAVÜZCÜSÜ OLARAK ANILIYORDU’
Davaların başlamasının ardından ülkede adı ‘Tinder tecavüzcüsü’ olarak anılan Hartlan’ın tanıştığı kadınlara ilk önce romantik ve kibar davranarak duygusal yakınlık sağladığı, ilişkiye başladıktan birkaç ay sonra ise tecavüz ve taciz ettiği belirtildi.
KADINLARDAN BİRİ İNTİHAR ETTİ
Hartland’ın üç kadına kendi evlerinde tecavüz ettiği, dördüncü kadına ise bir otelde cinsel saldırıda bulunduğu öğrenildi.
Saldırıya uğrayan kadının geçen Şubat’ta intihar ettiği belirtildi. Mahkeme kadının yakınlarına maddi tazminat ödendi.
Hartland’ın Tinder profili
‘TACİZİ ANLATMAK İYİLEŞMENİN BİR PARÇASI’
Davanın hakimi Paul Higham, bu tip olayları anlatmanın önemini vurgulayarak kadınların ‘Korkusuz, güçlü ve cesur olduklarını’ vurguladı.
Kadınların verilen cezayı az buldukları belirtilirken, üçünün birlikte yazdığı ve duruşmada okunan mektupta “Tüm kadınların, hikayelerini anlatmanın ve seslerini duyurmanın iyileşmenin bir parçası olduğunu bilmelerini istiyoruz” ifadeleri yer aldı.
DAHA ÖNCE DE YAPTIĞINI İTİRAF ETTİ
Hartland davada ayrıca 2016 yılının başında bir kadını online taciz ettiğini ve Mayıs 2016’da tanıştığı kadınlardan birinin görüntülerini internette yaydığını itiraf etti.
Singapur merkezli yayın yapan Channel News Asia televizyonunun internet sitesinde yer alan habere göre, Yasama Meclisi, dün yapılan oylamada, internette manipülasyon amaçlı yalan ve uydurma içerikler paylaşmayı ve yaymayı suç haline getiren ve hükümete bu tip içerikleri bloke etme yetkisi veren Çevrimiçi Yalanlar ve Manipülasyon Yasası’nı kabul etti.
Meclisin aleyhteki 9 oya karşı 72 oyla kabul ettiği yasa, internette yalan içerikler yayan kişilere 10 yıla kadar hapis cezası getirilmesini öngörüyor.
Muhalefet ve sivil toplum örgütleri, içeriğin doğru ya da yanlış olduğu kararını hükümete bıraktığı ve “kamu yararı” kavramını çok geniş yorumladığı gerekçesiyle yasayı eleştiriyor.
Ahlak polisine dönüşmek istemediğini söyleyen Sylvi Listhaug, insanları mutlu ediyorsa ‘kötü alışkanlıkların keyfinin çıkarılmasına’ izin verilmesi gerektiğini belirtti.
İlerleme Partisi (Progress Party) mensubu olan Listhaug, ulusal yayın kuruluşu NRK’ya yaptığı açıklamada, “İnsanların sigara ve içki içmesine, istediği kadar kırmızı et tüketmesine izin verilmesi gerektiğine inanıyorum. Otoriteler bilgi vermekten hoşlanıyor olabilir ama insanlar neyin sağlıklı neyin sağlıklı olmadığını zaten gayet iyi biliyorlar” dedi.
‘İNSANLARA NASIL YAŞAYACAKLARINI SÖYLEYEMEM’
Listhaug, “Ahlak polisi olmayı planlamıyorum ve insanlara hayatlarını nasıl yaşamaları gerektiğini söylemeyeceğim. Bunun yerine, onların tercihlerini şekillendirecek bilgiye ulaşmaları konusunda yardımcı olmak istiyorum” ifadelerini kullandı.
Sigara içen insanlara da yönelik anlayışının da arttığını söyleyen ve kendisi de sigara içen Bakan, “pek çok sigara içen insanın kendisini toplum dışına itilmiş gibi hissettiğine inanıyorum. Neredeyse saklanmaları gerektiğini düşünüyorlar ve bence bu aptalca. Zararlı olduğu için sigara içmek her ne kadar güzel olmasa da, yetişkinler ne yapacaklarına dair karar verme hakkına sahip olmalı” dedi.
‘GÖREVİ KONUSUNDA BİR FİKRİ YOK GİBİ’
Listhaug’un bu çıkışı eleştiriyle karşılandı.
Norveç Kanser Derneği Genel Sekreteri Anne Lise Ryel, “Halk sağlığının gerçekten ne anlama geldiği ve bu alanda görev yapan bir bakanın görevinin ne olduğu konusunda pek fazla fikri yok gibi görünüyor. Pek çok insan bu fikre katılabilir. Bu halk sağlığını on yıllarca öncesine geri döndürebilir” dedi.
Aktivist ve spor eğitmeni Anki Eie ise, “Bu çılgınlık. Tüm toplumun karşı çıkmaya çalıştığı şeye tezat oluşturuyor. Bu sözlerin bir bakandan gelmesi korkutucu. Sağlık üzerinde yıkıcı bir etkisi olacak” diye konuştu.
İLK KEZ TARTIŞMA YARATMIYOR
Sylvi Listhaug, Göç ve Adalet Bakanlığı görevlerini yürüttüğü sırada da buna benzer pek çok çıkışla gündeme gelmişti.
‘Terör olaylarına’ karışan kişilerin pasaport ve vatandaşlık haklarının geri alınması gerektiğini savunan Listhaug, gelen tepkiler üzerine istifa etmişti.
Kadınların günlük yaşamda maruz kaldığı cinsel tacize dikkat çekmeye çalışan #MeToo kampanyasını da eleştiren Listhaug, ‘gerçek problemleri gündeme getirme konusunda başarısız olduğunu’ savunmuştu.