Kategori: Dünya

  • Bilgisayar korsanları dünyaca ünlü şirketlerin verilerini çaldı

    Almanya’nın en büyük otomobil üreticisi Volkswagen ile Porsche, Airbus, Ericsson, Leica, Toshiba, UniCredit, Hugo Boss, NH Hotel Grubu, gibi dünyaca ünlü şirketlerinin verilerinin depolandığı bilişim şirketi Citycomp’un siber saldırıya uğradığı belirtildi.

    Alman Citycomp, bilgisayar korsanlarının siber saldırı sonucu bütün verileri ele geçirdiğini doğrularken, korsanların sistem içindeki varlıklarının temizlendiğini duyurdu.

    Hackerların Citycomp’tan verileri geri alabilmesi için 500 bin Euro para ve 500 bin Bitcoin istediği belirtildi. Talepleri karşılanmazsa bütün müşteri verilerinin açıklanacağını duyuran bilgisayar korsanları, Citycomp’un müşterilerine ait 516 GB toplam 51 bin dosyayı kopyaladıklarını açıkladı.

  • Facebook Kurucusu Mark Zuckerberg’den Eşi İçin İcat: Uyku Kutusu

    Facebook kurucusu Mark Zuckerberg, eşi Priscilla Chan için yeni bir icat yaptı.

    Ünlü girişimci tarafından yatağın yanında kullanılmak üzere icat edilen ‘Uyku kutusu’ isimli aletin özelliği ise sabah saat 6 ile 7 saatleri arasında üzerindeki ışığın yanması.

    Böylelikle Priscilla Chan, çocukları uyandırma saatinin geldiğini kolaylıkla anlayabilecek.

    ‘Uyku kutusunu’ Instagram üzerinden tanıtan Zuckerberg, şunları söyledi:

    “Anne olmak zordur ve çocuklarımız dünyaya geldiğinden beri Priscilla geceleri zor zamanlar yaşadı. Geceleri uyanıp saatini kontrol ediyordu, ancak çocukların uyandırma saati henüz gelmediği için stres olup geri uyuyamıyordu. Bu yüzden ‘uyku kutusu’ adını verdiğim bu şey üzerinde çalıştım. Yatağının yanında duruyor ve sabah saat 6 ile 7 arasında loş bir ışık yakıyor. Böylelikle birimizin çocukları uyandırmak üzere kalkması gerektiğini anlayabilecek. Ve alet saati göstermediği için eğer gece yarısı uyandıysa endişelenmeden uyumaya devam edebilecek. Alet bugüne kadar beklediğimden de iyi çalıştı ve o şimdi geceleri uyuyabiliyor.

    Bir mühendis olarak eşimin daha iyi uyuyabilmesi için bir icat yapmak sevgimi ve şükranlarımı göstermek için en iyi yöntemlerden biri. Bazı arkadaşlarım da bunun gibi bir şey istediklerini söylediler, bu yüzden daha fazla insan için uyku kutusu üretmek isteyen bir girişimci çıkma ihtimaline karşı bunu buraya bırakıyorum”

     

    Bu gönderiyi Instagram’da gör

     

    Being a mom is hard, and since we’ve had kids Priscilla has had a hard time sleeping through the night. She’ll wake up and check the time on her phone to see if the kids might wake up soon, but then knowing the time stresses her out and she can’t fall back asleep. So I worked on building her what I call the “sleep box”. It sits on her nightstand, and between the hours of 6-7am it emits a very faint light — visible enough that if she sees it she’ll know it’s an okay time for one of us to get the kids, but faint enough that the light won’t wake her up if she’s still sleeping. And since it doesn’t show the time, if she wakes up in the middle of the night, she knows to just go back to sleep without having to worry about what time it is. So far this has worked better than I expected and she can now sleep through the night. As an engineer, building a device to help my partner sleep better is one of the best ways I can think of to express my love and gratitude. A bunch of my friends have told me they’d want something like this, so I’m putting this out there in case another entrepreneur wants to run with this and build sleep boxes for more people!

    Mark Zuckerberg (@zuck)’in paylaştığı bir gönderi ()

  • LG, Güney Kore’de telefon üretimini durdurma kararı aldı

    Geçici olduğu düşünülen bu kararın ardından şirketin üretimi Vietnam’daki mevcut tesisine kaydırması bekleniyor. Zarar eden akıllı telefon bölümünü ayakta tutabilmek adına böylesi bir adım atmayı tercih eden LG, 2018 yılının dördüncü çeyreğinde 72.5 milyon dolarlık zarar açıklamıştı.

    Şirketin zarar eden telefon bölümü ise geçen sene 700 milyon doların üzerinde zararla yılı kapattı.

    LG’nin Güney Kore ve Vietnam dışında Çin, Brezilya ve Hindistan’da da telefon üretimi yapan tesisleri bulunuyor. Güney Kore’de bulunan dev fabrika ise LG’nin toplam telefon üretiminin yüzde 20’sini oluşturan amiral telefonlarının üretimini üstleniyordu.

  • NASA Mars’ta küçük yer sarsıntısı kaydetti!

    Bilim insanları, InSight’ın, 6 Nisan’da Mars’ta hafif şiddette bir yer sarsıntısını tespit ettiğini, bunun gezegende kayıt altına alınan ilk deprem olduğuna inanıldığını açıkladı.

    Paris Yerküre Fizik Enstitüsünden Philippe Lognonne, “nihayet Mars’ın sismik açıdan hala aktif olduğuna dair kanıt elde etmenin heyecanını yaşadıklarını” belirterek, “Aylardır böyle bir sinyali bekliyorduk.” dedi.

    Uzmanların hem 6 Nisan’da kayıt altına alınan veriyi hem de mart ortasından bu yana tespit edilen daha zayıf üç sismik sinyali incelemeyi sürdürdüğü kaydedildi.

    Bilim adamları, Mars’taki depremleri inceleyerek kızıl gezegenin oluşum süreci hakkında daha fazla bilgi edinmeyi umuyor.

    Mars’ın jeolojik açıdan Dünya kadar aktif olmadığı ve Ay gibi tektonik plakaları bulunmadığı ifade ediliyor.

  • Elon Musk: Makineler çok yakında insan beynini bilgisayara bağlayacak

    Elon Musk, kendi şirketi Neuralink’in insanları bilgisayarlara bağlayan ilk beyin-makine arayüzünü duyurmaya çok yakın olduğunu söyledi.

    Girişimci, ayrıntılarını paylaşmadığı konuyu Twitter üzerinden duyurdu.

    Neuralink 2016’da iddialı bir hedefle, insan beyninin yetilerini arttıracak donanımlar geliştirmek amacıyla kuruldu. Ancak bunların nasıl çalışacağıyla ilgili çok az detay halkla paylaşıldı.

    Musk, yapay zekanın hızlı yükselişinin insanlık için varoluşsal bir tehlike yarattığı düşüncesini sıklıkla dile getiriyor. Ona göre insanlar gelecekte yapay zeka teknolojisiyle yarışa girerse böyle bir arayüz elzem olabilir.

    2016’da verilen bir teknoloji konferansında Musk, beyin-bilgisayar arayüzü üretilmezse, yapay zekanın insanlara evcil hayvan muamelesi yapabileceğini söylemiş ve şu sözleri eklemişti:

    “Ev kedisi olma fikri hoşuma gitmiyor. Peki ama çözüm ne? Aklıma gelen çözümlerden biri, belki de en iyisi bir yapay zeka katmanı eklemek.”

    Geçen yıl The Joe Rogan Experience adlı “podcast”e katılan Musk, Neuralink teknolojisinin insanlara “yapay zekayla etkin birleşme” imkanı sağlayacağını söylemişti.

     

    Bunun yanı sıra, 2015’te Nature Nanotechnology isimli akademik yayında yer verilen bilimsel bir çalışma, bu bağlantı için bir çerçeve tarif etmiş ve esnek bir elektronik devrenin canlı bir beyine nasıl yerleştirilebileceğini açıklamıştı. Makalenin yazarlarından ve Harvard Üniversitesi’nden araştırmacı Charles Lieber konuyu şöyle açıklamıştı:

    “Elektronik devreler ve sinirsel devreler arasındaki ayrımı belirsizleştirmeyi deniyoruz. Ama koşmaya başlamadan önce yürümek zorundayız. Yine de beyni makineye bağlayacak bir arayüz konusunda devrim yapabileceğimizi düşünüyoruz.”

    Bu teknoloji, insan beynini geliştirme olasılığı barındırsa da, uzmanlar beyin-bilgisayar arayüzünün kötücül bir yapay zeka tarafından ele geçirilme tehlikesini de beraberinde getirdiğini söyledi.

    Buna göre söz konusu teknoloji, yapay zekanın bilgisayar-beyin bağlantısı kullanan kişinin düşüncelerini, kararlarını ve duygularını kontrol etmesini sağlayabilir.

    Sinirbilimci, ahlak bilimci ve makine mühendislerinden oluşan 27 kişinin imzasını taşıyan, Nature adlı akademik yayında yer verilen bir görüş yazısında, konuyla ilgili şu satırlar yer aldı:

    “Teknolojik gelişmeler gösteriyor ki, insanın zihinsel süreçlerinin; niyetlerinin, duygularının veya kararlarının altında yatan mekanizmaların doğrudan kontrol edilmesini mümkün kılan bir geleceğe yaklaşıyoruz.”

    Yazıda ayrıca, yapay zekanın insanlığa saygı duyacak ve onu koruyacak şekilde geliştirilmesi gerektiği belirtildi.

    Kaynak: Independent

  • SpaceX’in NASA için ürettiği roketi güvenlik testinde patladı

    SpaceX’in NASA için ürettiği araç ilk testlerden başarı ile geçmesine rağmen son testte yürekleri ağızlara getirdi.

    Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) en önemli üreticilerinden olan ‘Crew Dragon’ isimli aracı, motor testleri sırasında patladı ve paramparça oldu.

    NASA’nın insanlı uzay görevleri için 2.6 milyar dolar yatırım yaptığı ‘Crew Dragon’ projesinin nihai amacı NASA astronotlarını uzaya taşımak.

    Crew Dragon geçtiğimiz aylarda başarılı bir şekilde Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) ulaşmıştı.

    2011’DEN BERİ İNSANLI UÇUŞ YAPMIYOR

    NASA, kamu kaynaklarıyla yürütülen Discovery, Endeavour ve Atlantis uzay mekiği programlarını 2011’de art arda sona erdirmesinin ardından uzaya insanlı uçuş gerçekleştirmiyordu.

    NASA, Rusya Federal Uzay Ajansı, Japonya Uzay Araştırma Ajansı, Avrupa Uzay Ajansı ve Kanada Uzay Ajansının ortak projesi olan ISS’de, farklı ülkelerin astronotlarından oluşan 6 kişilik mürettebat dönüşümlü görev yapıyor.

    SpaceX’in Dragon kargo mekiği ISS’ye ikmal malzemeleri taşırken, istasyonda görev yapan mürettebat Rus yapımı Soyuz mekikleriyle taşınıyor.

  • Polis kuralları ihlal eden araçların kontrolünü bilgisayar üzerinden ele geçirebilecek

    Akıllı otoyol kontrol sistemleri sayesinde yakın gelecekte seyir halindeki araçlar trafik kurallarını ihlal ettikleri anda polis tarafından tespit edilerek, bilgisayar aracılığıyla yavaşlatılabilecek.

    Bu sistemin tamamlayıcısı ise akıllı araçlar. ABD’de bir teknoloji firması araçları akıllı otoyol sistemlerine bağlayacak çip tasarımları için üst düzey otomobil üreticileri ile çalışmaya başladı.

    YAPAY ZEKA İHLALLERİ TANIYARAK POLİSE BİLDİRECEK

    San Francisco’daki yapay zeka fuarında konuşan Qualcomm’dan Nakul Duggal sistemin nasıl çalışabileceğini açıkladı. Buna göre yeni nesil akıllı yollar üzerinde bulunan yapay zeka tabanlı kameralar ya da radarlar trafik kurallarına aykırı eylemleri tespit edebilecek. Veri tabanına otomatik olarak kaydedilen bu bilgiler anlık olarak polis merkezlerine aktarılacak.

    Polis gerek görürse yeni nesil yol teknolojisiyle uyumlu çipli araçların kontrolünü merkezden ele geçirerek komutlar verebilecek. Yapay zeka tabanlı bilgisayar sistemleri aracılığıyla örneğin aracın hızı herhangi bir kontrol merkezi tarafından düşürülebilecek.

    TEHLİKELİ DURUMLARDA ARAÇ TRAFİKTEN ÇIKARILABİLECEK

    Kişinin ciddi trafik tehlikesi yarattığı durumlarda aracın daha fazla yol almasını engellemek de seçenekler arasında.

    Bu durumda araç kamerasıyla uyumlu ve çapraz çalışabilen yapay zeka sistemleri arabanın güvenli bir alana götürülerek park etmesini sağlayacak.

    Gelişim aşamasında olan sistemlerin, trafikte kazaları ve stresi büyük ölçüde azaltacağı öngörülüyor.

  • Bilim insanları 42 bin yıllık tay fosilinden kan örneği aldı

    Bilim insanları geçen yıl Sibirya’nın Yakutistan bölgesinde bulunan 42 bin yıllık tay fosilinden sıvı kan örneği almayı başardı.

    Bilim insanları şimdi de aldıkları kan örneğinden canlı hücreler toplayarak, bu soyu tükenmiş at türünü klonlama denemelerine başlamayı planlıyor.

    Gizmodo haber sitesinin aktardığına göre, geçtiğimiz yıl Batagaika bölgesindeki bir çukurda donmuş ve oldukça korunmuş halde bulunan tay yavrusunun soyu tükenmiş Lena atı cinsi olduğu belirlendi.

    Tayın iç organlarının yanı sıra koyu kahverengi saçları, kuyruğu ve yelesi de korunmuş halde bulundu.

    Kuzey Doğu Federal Üniversitesi ile Güney Kore Sooam Biyotek Araştırma Derneği’nden araştırmacılar, ortaklaşa yürüttükleri çalışmada fosilleşmiş taydan klonlama olasılığı için yaşayan hücreleri toplamaya çalıştı.

    Siberian Times gazetesi ise araştırmacıların fosil tayın kalp damarlarından kan örneği almayı başardıklarını aktardı. Ancak alınan kan örneğinden canlı hücrelerin büyüyüp büyümeyeceği henüz kesin değil.

    Yakutistan’daki Mamut Müzesi Müdürü Semyon Grigoryev, tay öldüğünde yaklaşık olarak üç aylık olduğunu tahmin ettiklerini ve tayın bedeninin buz zemin sayesinde tamamen korunmuş olarak bulunduğunu belirtti. Grigoryev’e göre, at yavrusu buz çağından bugüne kadar en iyi şekilde korunmuş canlı örneği.

  • 3 boyutlu yazıcıda ilk kez ‘aslına en yakın’ kalp üretildi

    Tel Aviv Üniversitesi’nden bilim insanları bir hastaya ait hücreleri ve biyolojik materyali kullanarak üç boyutlu yazıcıda kalp üretti.

    Projeye başkanlık eden Profesör Tal Dvir, “Dünyada ilk kez bütün bir kalp hücreleri, kan damarları, odacıkları ve karıncıklarıyla birlikte bir bütün olarak başarılı bir şekilde tasarlandı ve üretildi” dedi.

    Daha önce üç boyutlu yazıcıyla silikon bir kalp yapıldığını hatırlatan Dvir, “Ancak onda hücreler ve kan damarları yoktu” diye konuştu.

    Şimdiye kadar sadece basit dokular kullanarak organ üretilebiliyordu, bunlarda da kan damarları yer almıyordu.

    İsrailli araştırmacılar, insan dokusu ve damarları kullanarak üç boyutlu yazıcıda bir kalp üretmeyi başardı.

    TAVŞAN KALBİ KADAR

    Kalp, bir tavşanın kalbinin büyüklüğünde ancak uzmanlar aynı teknolojiyi kullanarak daha büyük olan insan kalbinin de üretilebileceğini belirtiyor.

    Yine de bilim insanları, üç boyutlu yazıcıyla üretilen kalbin tam anlamıyla fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için aşılması gereken zorluklar bulunduğunu ifade ediyor.

    ÖNCE GERÇEK KALP GİBİ ÇALIŞACAK, SONRA HAYVANLARA NAKLEDİLECEK

    Tal Dvir’in açıklamasına göre, üç boyutlu yazıcı ürünü kalplerin, gerçek bir kalp gibi çalışması sağlandıktan sonra hayvanlara nakledilerek test edilmesi planlanıyor.

    Dvir, “Belki 10 yıl içinde dünyadaki pek çok hastanede organ yazıcıları olacak ve bu tarz prosedürler bir rutin haline gelecek” öngörüsünde bulundu. Ancak Dvir, başlangıçta kalpten daha az karmaşık olan başka bir organın tercih edileceğini düşündüğünü söyledi.

    Kalp hastalıkları, dünya çapında en çok ölüme yol açan nedenlerin başında geliyor. Örneğin İsrail’de 2013 yılında yaşanan ölüm vakalarının yüzde 16’sı kardiyovasküler hastalıklardan kaynaklandı.

  • Dünya Nüfusunun Yüzde 13’ü Obezite İle Mücadele Ediyor

    Barilla Gıda ve Beslenme Vakfı’nın (BCFN), Dünya Sağlık Günü için yayımladığı verilere göre küresel nüfusun yüzde 13’ü obezite ile mücadele ediyor. Dünyanın dört bir yanında 18 yaş üstü 650 milyondan fazla insanın obezite ile mücadele ettiği günümüzde uzmanlar, uygulanan diyetlerin uzun ve sağlıklı bir yaşamı garantilemediğini belirtti.

    Dünyada gıda ve beslenmeye ilişkin sorunları analiz etmek ve somut çözüm önerileri geliştirmek amacıyla kurulan Barilla Gıda ve Beslenme Vakfı (BCFN), Dünya Sağlık Günü verilerini yayımladı. Rapora göre uygulanan diyetler, uzun ve sağlıklı bir yaşamı garantilemiyor; sürdürülebilir diyet modeli ise hem insan ömrünü hem çevreyi önemli ölçüde etkiliyor.

    Sağlıksız beslenmenin insanlar ve küresel ekonomideki büyük etkisini ortaya koyan rapora göre dünyanın dört bir yanında 18 yaşın üzerinde 650 milyondan fazla insan, başka bir değişle dünya nüfusunun yüzde 13’ü obezite ile mücadele ediyor. Dünya üzerinde obezite hastalığıyla mücadele eden veya aşırı kilolu olan her iki kişiye karşılık, bir kişi ise açlıkla mücadele ediyor ve yetersiz besleniyor.

    AKDENİZ DİYETİ İLE İNSAN ÖMRÜ 4,5 YIL UZATILABİLİR

    Son yıllarda insanların Akdeniz Diyeti ve benzeri sürdürülebilir beslenme modelleri yerine farklı gıda tercihleri yaptığını belirten beslenme uzmanı ve araştırmacı Katarzyna Dembska; “Günümüzde insanlar, hayvansal proteinler bakımından zengin; yüksek oranda şeker, tuz, yağ içeren; lif oranı düşük, işlenmiş gıdaları tercih ediyor.

    Bu beslenme tercihleri bizi uzun vadede tedavisi çok maliyetli hastalıklarla ve sağlık sorunlarıyla karşı karşıya getirecek. Sürdürülebilir diyet modelleri hem insan ömrünü hem çevreyi olumlu yönde etkiliyor. Uzmanlar, Akdeniz Diyetinin insan ömrünü 4,5 yıl uzatabileceğini belirtiyor. Bu yüzden sağlığımızı önemsemeye tabağımızdan başlamalıyız” açıklamasını yaptı.

    Rapora göre iklim değişikliği, insan hayatını riske atan sorunların başında geliyor. İklim değişikliğine neden olan faktörler incelendiğinde ise gıda üretimi yüzde 31 oranla ilk sırada yer alıyor. Binalarda kullanılan ısıtma sistemleri yüzde 23,6 ile ikinci sırayı alırken, ulaşım yüzde 18,5 ile üçüncü sırada yer alıyor. Uzmanlar, yayımlanan veriler doğrultusunda sürdürülebilir beslenme modellerini benimsemenin çevreye olan etkinin de azaltılmasında önemli bir rol oynadığını belirtiyor.

    ABUR CUBUR, SAĞLIK SİSTEMİNİ DE KÜRESEL EKONOMİYİ DE ETKİLİYOR

    Obezite; kardiyovasküler hastalıklar, solunum problemleri ve diyabet gibi bulaşıcı olmayan bazı hastalıkların başlangıcını tetikleyen risk faktörlerinden biri. Araştırmaya göre abur cubur olarak tanımlanan yiyecekler, düşük maliyetli olmasına rağmen uzun vadede beklenmeyen harcamaları ortaya çıkarıyor.

    Bu durum sağlık sistemi ile küresel ekonomiyi etkiliyor. Araştırmaya göre obezitenin dünya ekonomisine 2 trilyon dolara mal olduğu tahmin ediliyor. Bu rakam, küresel gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 2,8’ine denk geliyor.

    Rapora göre sağlığı riske atan beslenme alışkanlıkları, küresel ısınmaya neden olan faktörleri de tetikliyor. Abur cubur olarak isimlendirilen gıdaların üretimi, insanların sağlığı kadar, gezegene de zarar veriyor. Bu bağlamda sera gazı emisyonunun neredeyse üçte birine tarım sektörü neden oluyor.

    Dünya Sağlık Örgütü (WHO), insanların önümüzdeki yıllarda sıcaklık artışı ve atmosfer kirliliği gibi sorunlarla mücadele etmek zorunda kalacağını; bu gibi sorunların tarım ve insan sağlığı üzerinde büyük etkileri olacağını söylüyor.