Kategori: Dünya

  • Zuckerberg’in çöpleriyle geçimini sağlıyor

    Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’in San Francisco’daki malikanesinin üç blok ötesinde devlete ait bir kurumda yaşayan 56 yaşındaki emekli hava kuvvetleri çalışanı Jake Orta, geçimini Zuckerberg’in çöplerini satarak sağlıyor.

    New York Times gazetesi, Orta hakkında bir haber hazırlayarak, eski askerin tam zamanlı bir ‘çöp toplayıcısı’ olduğunu yazdı.

    Zuckerberg’in San Francisco’daki 10 milyar dolarlık malikanesinin üç blok ötesinde devlete ait bir kurumda yaşayan Orta’nın küçük stüdyo dairesi Zuckerberg’in çöpünden bulduğu eşyalarla dolu.

    Bunların arasında elektrik süpürgesi, saç kurutma makinesi, kahve makinesi, i-Pod ve Facebook CEO’sunun eski kıyafetleri yer alıyor.

    Orta, emeklilik sonrası evsiz kalmasının ardından Zuckerberg’in çöplerinde bulduğu tasarım kıyafetler ve elektronik eşyaları satarak haftada 300 dolar (1700 TL) kazanıyor.

  • Apple Çin’deki iPhone fiyatlarını yüzde 6.0’ya kadar düşürdü

    Apple, iPhone modellerinin yanında Çin’deki online mağazasında ayrıca AirPod kulaklık, Mac bilgisayar ve iPad tablet modellerinin de fiyatlarında indirim yaptı. Söz konusu gelişmeler, Apple’ın kablosuz şarj ünitesi üretimini durdurduğu haberlerinin ardından gelirken, Apple ayrıca JD.com gibi Çin’deki üçüncü parti perakendecilere gönderilen ürünlerin fiyatlarını da düşürdü. Apple’ın resmi Çin internet sitesinde iPhone XR fiyatının geçen haftaya göre yüzde 4.6 düşürüldüğü belirtilirken, CNBC ayrıca iPhone XS ve XS Max fiyatlarının da daha düşük olduğunu öne sürdü.

    Apple söz konusu gelişme hakkında yorum yapmayı reddederken, şirketin hisseleri açılış öncesi işlemlerde yüzde 0.53 değer kaybetti.

  • Almanya Türk doktoru konuşuyor, 3 boyutlu yazıcılarla ‘yapay organ’ geliştiriyor

    Alman medyası, Münih kentinde bulunan Ludwig-Maximilians-Üniversitesi Beyin Felci ve Demans Enstitüsü’nün Araştırma Grubu Müdürü olan Dr. Ali Ertürk’ün çalışmalarının, kanser hastaları için büyük bir umut olduğunu yazdı. Sadece Almanya’da şu anda yaklaşık 10 binden fazla hasta hastanın organın beklediğini; bunların yaklaşık 7 binden fazlasının ise böbrek beklediğini yazan Alman basını, Türk doktorun çalışmaları ile ‘organ bağışı sırası’ ve ‘yaşlanmanın’ da önüne geçilebileceğini yazdı.

    Nörobiyoloji uzmanı Dr. Ali Ertürk’ün detaylı organ haritaları çıkararak, ‘3D biyolojik yazıcılar’ ile geliştirdiği organ prototiplerinin bilim dünyasında konuşulmaya başlandığını yazan Alman basını, Türk doktorun çalışmalarını “Üzerinde çalıştığı proje kanser hastaları için umut” başlığı ile okuyucuları ile paylaşıyor.

    TÜRK DOKTOR DHA’YA KONUŞTU: HEDEFİMİZDE VÜCUTTAKİ ORGANLARI TEKRAR YAPAY OLARAK ÜRETMEK VAR

    Başında bulunduğu laboratuvarda 12 farklı ülkeden 15 kişi ile çalıştığını söyleyen Ludwig-Maximilians-Üniversitesi Beyin Felci ve Demans Enstitüsü Araştırma Grubu Müdürü Dr. Ali Ertürk, “Fizik, kimya, mühendislik gibi farklı alanlardan gelen ekibimizle yeni teknolojiler geliştiriyoruz. Bu teknolojileri hem kanser çalışmalarında, hem de yapay organ çalışmalarında kullanıyoruz. Bizim geliştirdiğimiz teknolojiler detaylı görüntüleme yapabilmek için oluşturulan teknolojiler. Kanserin vücutta nasıl yayıldığını görüntüleyebilmek için kullanılan bilgisayar ve tomografilerin çözünürlüğü aslında çok yüksek değil, çok küçük kanser hücrelerini gösteremiyorlar. Bunları görmek çok önemli. Bizim geliştirdiğimiz teknolojilerle kanser hücrelerini tek hücre seviyesine kadar görüntüleyebiliyoruz. Bunu laboratuvarda hayvanlar üzerinde yaptık. Bunu yapabilmek için de bu dokuları şeffaf hale dönüştürüyoruz. Bunları şeffaflaştırdıktan sonra lazerli tarama yapan mikroskopları kullandıktan sonra bütün hücreleri detaylı şekilde görebiliyoruz. Bu, bize kanserin vücutta nasıl yayıldığını gösteriyor ve de kullanılan kanser ilaçlarının etkisini gösteriyor. İlaçlar, kanser hücrelerini yakalayabilmiş mi, etki edebilmiş mi bunları tek tek görebileceğimiz yeni teknolojiler geliştirdik. Bunları son birkaç yıldır benim laboratuvarımda geliştiriyorduk” diye konuştu.

    “YAPTIĞIMIZ TEKNOLOJİLER, KOMPLEKS YAPILARI TEK HÜCRE SEVİYESİNE KADAR GÖSTEREBİLİYOR”

    “Kanser çalışmalarının yanında yapay organ üretme üzerine de yoğunlaştık. Hedefimizde vücuttaki organları tekrar yapay olarak üretmek var” diyen Ertürk, “Organlar çok karmaşık ve üretebilmek için en önemli ihtiyaç detaylı haritalar. Bir gökdeleni düşünün, bunun için bir mimari plan gerekiyor. İnsan organları da gökdelenlere göre milyonlarca kez daha karışık. Bizim yaptığımız teknolojiler, bu kompleks yapıları tek hücre seviyesine kadar gösterebiliyor. Bir böbrekte hangi hücre nerede, damarlara göre pozisyonları detaylı olarak görebiliyoruz” dedi.

    “HEDEFİMİZDE BİRKAÇ YIL İÇİNDE ORGANLARI ÜRETMEK VAR”

    “Umarım önümüzdeki birkaç sene içinde yapay insan organları üreteceğiz ve belki ondan birkaç sene sonra da ilk organ nakli çalışmalarımız başlayacak.

    Hedeflerinin bu haritalarla, 3 boyutlu biyolojik yazıcılarla, organları tekrar oluşturmak olduğunu belirten Ertürk, “Umarım önümüzdeki birkaç sene içinde yapay insan organları üreteceğiz ve belki ondan birkaç sene sonra da ilk organ nakli çalışmalarımız başlayacak. Dünya çapında yüzbinlerce insanın böbrek ihtiyacı var ve hedefimiz bunu öncelikle böbreklere uygulamak. Bunun haricinde şeker hastaları için pankreas, kalp hastaları için yeni kalp, yeni kalp kasları yapmak, mide gibi organları tekrar yapabilmek, diş gibi dokuları oluşturmak için çalışmalarımızı başlattık. Hedefimizde tüm organları yapay olarak oluşturmak var ve bunun mümkün olduğunu düşünüyorum. Daha önce hayal gibi görünen bir konsepti, gerçeğe dönüştürüyoruz” dedi.

    Araştırma Enstitüsü Grubu Müdürü Dr. Ali Ertürk, 1 Temmuz’dan itibaren oldukça büyük bir bütçeye sahip Neuherberg’deki Helmholtz Merkezi’nde Doku Mühendisliği ve Rejeneratif Tıp Enstitüsü Yöneticisi olarak görev yapacak.

  • Doğum kontrolünde yeni yöntem araştırılıyor: Gebelik önleyici takı

    Georgia Teknoloji Enstitüsü’nden bilim insanları tarafından yeni bir doğum kontrol yöntemi olmak üzere ‘gebeliği önleyici takıları’ test ediliyor.

    Takılara yerleştirilen doğum kontrol hormonlarını içeren bandın deriyle temas edecek tarafa takılmasıyla gebeliğin önlenebilmesi bekleniyor.

    Araştırmacılar, gebeliği önleyici hormonları küpe, saat, yüzük gibi takılara eklemek konusunda çalışmalar yapıyor.

    Enstitüden Profesör Mark Prausnitz, “Takı takmak kadınların günlük rutinlerinin daha alışılmış bir parçası olabilir. İlaç almaktan daha kolay ve daha kolay hatırlanabilir” dedi.

    Araştırmacılar, kadınların bu bantları istedikleri takılarla kullanabileceklerini ve bunun günlük hayatı neredeyse etkileyecek bir yöntem olduğunu belirtti.

    Araştırmacılar ayrıca, söz konusu yöntemi hayvanlar üzerinde denedi. Bir farenin üzerine 16 saat boyunca yerleştirilen bant, uykuda geçeceği tahmin edilen 8 dakikada çıkarıldı. Deneyde, bantın çıkarıldığı sürede vücutta gebeliği önleyici hormonların azaldığı görüldü.

    Uzmanlar, doğum kontrol haplarında yüzde 1’lik bir açık olduğunu ve yanlış kullanıldığında bunun yüzde yüzde 8’e kadar çıkabildiğini belirtiyor.

    Araştırmacılar söz konusu takıların doğum kontrol yöntemlerine ulaşılması zor olan ülkelerde de kolaylık sağlayabileceğini düşünüyor.

  • Bilim insanları, cep telefonu mesajlarını dokunsal alfabeye dönüştüren cihaz geliştirdi

    Moskova Psikoloji ve Pedagoji Üniversitesi’nden bilim insanları iletişim teknolojisi şirketi Gruppa Sistematika uzmanları ile birlikte engelliler için cep telefonu ile alınan sesli ve yazılı mesajları dokunsal alfabe yoluyla anlama imkânı veren ‘Taktilnaya ruka’ (dokunsal el) isimli bir cihaz geliştirdi.

    Cihazda bir cep telefonu uygulaması yardımı ile cep telefonundan alınan mesajlar, kullanıcının elinde mekanik etkiye dönüşüyor. Bilgiler beliğin üzerine yerleştirilen bir bilekliğe yerleştirilen araç ile belirli aralıklarla kullanıcıya titreşimler veriyor. Sinyaller ise Braille alfabesi ile (dikdörtgenler üzerine dizili kabartmalı noktalardan oluşan alfabe) kodlanıyor.

    Taktilyana ruka cihazı sayesinde engelliler sms ve e-postaları okuyup navigasyon sistemlerini kullanarak daha aktif bir yaşam sürdürebilecek. Bu sayede ayrıca görme engelliler fazla işitsel yükten de korunmuş olacak ve sokakta ya da gürültülü diğer ortamlarda mesaj alabilecek.

    Cihazın ilk partisi halihazırda hayır kurumları ile işbirliği ile test için kullanıcılara sunuldu. Bir sonraki aşamada ise test sonuçları doğrultusunda cihazın daha da geliştirilmesi ve kullanıcıların aldıkları mesaja cevap vermesi, telefondaki acil bir numarayı araması planlanıyor. Ayrıca iOS işletim sistemleri için de cihazın uygulamasının geliştirilmesi amaçlanıyor.

  • Dünyada 150 milyon çocuk yetersiz besleniyor

    Çocuk sağlığı ve beslenmesinin ele alındığı ‘Kültür’de Beslenme Günleri’, İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) Ataköy Yerleşkesinde bulunan Akıngüç Oditoryumunda başladı. İKÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü, ‘Kültür’de Sağlık Günleri’ kapsamında düzenlenen sempozyumda ‘Çocuk Beslenmesinde Çözüm Odaklı Yaklaşımlar’ başlığı masaya yatırıldı. Sempozyumun açılışına İKÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Güzel, İKÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazif Ekin Akalan, alanında uzman çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.

    “BESLENME PROBLEMİ TÜM TOPLUMU ETKİLİYOR”

    Çocukların toplumların geleceği olduğundan hareketle onların sağlığının önemine dikkat çeken İstanbul Kültür Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Dr. Öğr. Üyesi ve Halk Sağlığı Uzmanı Meltem Akın Dikleli, “Bizler, sağlık profesyonelleri olarak çocukların sağlığıyla yakından ilgilenmek durumundayız. Dünya Sağlık Örgütü diyor ki; tüm dünyada beslenme yetersizliği problemimiz var. Bu problem, dünyadaki tüm toplulukları etkiliyor. Bu problemden kendini kurtarabilen hiçbir toplum yok. Ama beslenme bozuklukları çok geniş bir yelpazeden ibaret” diye konuştu.

    “40 MİLYON ÇOCUK OBEZ”

    Dünya Sağlık Örgütü tarafından beslenme yetersizliğinin üç gruba ayrıldığını ifade eden Dr. Meltem Akın Dikleli, “Temelde şişmanlık, bodurluk, açlık olarak gruplandırıyor. Şu an bu problemlerden sayısal olarak en fazla görünen bodurluk. Dünyada yaklaşık 150 milyon çocuk kronik bir beslenme yetersizliği yaşıyor. 40 milyon kadar çocuk ideal kilosunun üzerinde ya da obez. 40 milyon çok dramatik bir sayı. 5 yaş altındaki çocuklarımızın yarısını beslenme probleminden dolayı kaybediyoruz. Bu ölüm nedenleri arasında. Bu çocukların ilerleyen yaşlarında sağlık problemlerini beraberinde getireceği anlamına geliyor. Ne gibi problemler bunlar? Diyabet, kanserler, beslenmenin yakından ilişkili olduğu pek çok hastalık dünyaya yük olarak gelecek demektir. Zaten halihazırda da bu durumu yaşıyoruz” dedi.

    “ÇOCUKLARIN BESLENMESİNİ TAKİP ETMELİYİZ”

    Bireyin bütün yaşamı boyunca takip edilmesi gerektiğinin önemine dikkat çeken Dr. Meltem Akın Dikleli, “Bireyin eksiği varsa bunu yerine koymalı ya da fazla kiloluysa ona uygun beslenme modellerini tanımlamalı. Bu durumda temelde bizim çocuklarımızı takip ediyor olmamız gerekiyor. İşin esası biz bu konuda şanslı ülkelerdeniz. Bizim 1960’lardan bu yana kurulu bir düzenimiz var. Doğurganlık çağındaki anneden başlamak üzere gebelik ve gebelik sonrası çocuklarımızı takip ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    Çocuk sağlığı ve beslenmesine dair tüm detayların ele alınacağı etkinlik bugün de devam edecek. Etkinlik kapsamında, ‘Tamamlayıcı Beslenme’, ‘Psikolog Gözüyle Beslenme Tedavisinde Çocuğa ve Aileye Yaklaşım’, ‘Dünyada ve Türkiye’de Beslenme Eğitimi Programları’, ‘Çocukluk Çağı Obezitesinde Beslenme Tedavisi’ gibi konulara değinilecek, katılımcılarla vaka çözümleri paylaşılacak. Sempozyum, yaşam boyu öğrenme çerçevesinde mesleki eğitim ve toplum sağlığına katkı sağlamayı amaçlıyor. Diyetisyen adayları, diyetisyenler, akademisyenler ve konuya ilgi duyan tüm sağlık profesyonellerinin katılım sağlayabileceği sempozyum kapsamında geçen yıl ise ‘obezite’ ve ‘metabolik cerrahi’ konuları ele alınmıştı.

  • Hindistan’da PUBG oynayan öğrenciler tutuklanacak

    Knight Online ve WoW döneminde başlayan bu furya uzun bir süre dinmiş ancak PUBG ile tekrar başlamıştı. Bu durumu engelleme isteyen Hindistan, PUBG için düğmeye bastı.

    Hindistan hükümeti, öğrencilerin eğitim yerine oyunu tercih etmesinden oldukça şikayetçi olacak ki, bunun için polise yetki vermiş. Hindistan polisi “sınav döneminde” PUBG oynayan öğrencileri tespit edip tutuklama kararı aldı.

    Hindistan’da sınav dönemi olan 9 Mart ile 30 Nisan tarihleri arasında öğrencilerin PUBG’ye girmesi resmen yasaklandı. Bu sayede öğrenciler oyuna harcayacakları vakti eğitimlerine harcayacak.

    Hindistan polisi şimdiden çalışmalara başladıklarını ve bu kapsamda bazı öğrencilerin tutuklandığını da belirtiyor.

    Tutuklama her ne kadar ağır bir ceza olsa da eğitim/kültür seviyesi düşük insanlara bu tip şeyleri güzel yoldan anlatmak bazen çok zor olabiliyor. Ancak yine de tutuklama gibi kararın çok ağır olduğunu bunun yerine daha caydırıcı önlemlerin alınabileceğini düşünüyoruz.

  • World Wide Web nedir?

    Kullanılmaya başlanan ilk bilgisayarlara ait bir görseli paylaşan Google, hazırladığı doodle ile www’nun tarihini bir kez daha hatırlattı. Peki, World Wide Web tam olarak nedir?

    WORLD WİDE WEB’İN TARİHİ

    CNN Türk’te yer alan habere göre World Wide Web (kısaca WWW veya Web), İnternet üzerinde yayınlanan birbirleriyle bağlantılı hiper-metin dokümanlarından oluşan bir bilgi sistemidir. Bu dokümanların her birine Web sayfası adı verilir ve Web sayfalarına İnternet kullanıcısının bilgisayarında çalışan Web tarayıcısı adı verilen bilgisayar programları aracılığıyla erişilir. Web sayfalarında metin, imaj, video ve diğer multimedya ögeleri bulunabilir ve diğer bağlantı ya da link adı verilen hiper-bağlantılar ile başka Web sayfalarına geçiş yapılabilir.

    İnternet ve Web terimleri aynı olguyu tanımlamaz. Zira Web sadece İnternet üzerinde çalışan bir servistir. Web kavramı, CERN’de bir bilgisayar programcısı olan Tim Berners-Lee’nin HTML adlı metin işaretleme dilini geliştirmesiyle oluşmuştur. Bugün de kendisinin başkanı olduğu W3C (World Wide Web Consortium) tarafından standartları belirlenmektedir.

    İLK İNTERNET SİTESİ TİM BERNERS LEE’NİN

    Bugün milyarlarca dolarlık bir sektör haline dönüşen internet, aslında Tim Berners-Lee’ye çok şey borçlu. Bugün www yani World Wide Web Konsorsiyumu’nu yöneten Tim, ilk internet sitesini cern’in kendi ağında yayınlamıştı. 20 Aralık 1990’da yayınlanan site, dünya genelinde 1991 yılı içerisinde açıldı. Sitenin adı ise ‘info.cern.ch’ olarak belirlendi.

    Steve Jobs’ın bir dönem Apple ayrılıp kurduğu NeXT isimli bilgisayar şirketinin modellerinden bir tanesi üzerine kurulan ilk internet sunucusu bugün yerini kendisinden kat ve kat güçlü sunuculara bırakmış durumda.

  • SpaceX, Crew Dragon’un test uçuşunu gerçekleştirdi

    Merkezi ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Hawthorne şehrinde bulunan bir Amerikalı uzay taşımacılığı şirketi olan SpaceX, astronotları uzaya göndermek için yıllardır üzerinde çalıştığı Crew Dragon kapsülünü yeniden kullanılabilir Falcon 9 roketiyle Dünya yörüngesine fırlattı. Falcon 9, Crew Dragon kapsülünü dünya yer çekiminden çıkardıktan sonra kapsülden ayrılarak yeryüzüne başarılı bir dönüş yaptı.

    Crew Dragon kapsülünün Uluslararası Uzay İstasyonu’na Pazar günü ulaşması bekleniyor. Ayrıca, Uzay ekipmanları ve NASA tarafından ‘ilk yolcu’ olarak tanımlanan ‘Ripley’ isimli insan biçimindeki bir test aygıtı taşıyan Crew Dragon’un kalkışının, SpaceX’e, uzay aracının insan yolcu taşımaya hazır olup olmadığı konusunda önemli veriler sağlaması bekleniyor.

    NASA, Falcon 9’un, ABD’nin Florida eyaletinde bulunan Kennedy Uzay Merkezi’nden gerçekleştirilen ve tarihi Apollo görevleri için kullandığı 39A rampasından kalkışını youtube üzerinden canlı olarak yayınladı.

  • Youtube, on milyonlarca çocuk videosunun yorum kısmını kapattı

    Siteden yapılan açıklamada “Geçtiğimiz hafta boyunca pedofili davranışlara konu olabilecek on milyonlarca videoyu yoruma kapattık. Tüm bu çabalarımız küçük çocukların ön planda olduğu videolara yönelik. Ggelecek aylarda da riskli gördüğümüz benzer içerikleri de tanımlamaya çalışacağız.” ifadelerine yer verildi.

    Youtube ve Youtube Kids kanallarında uygulanan yorum yasağı, içerik üreten kişiler ya da mecralar için sınırlı derecede açık kalacak. Youtube, bu kişilerin yapacağı yorumlarda da dikkatli davranmaları gerektiğini ve ölçülü kullanım seçeneğini (moderation tools) açmalarını belirtiyor.