Kategori: Dünya

  • 1 kişinin daha cansız bedenine ulaşıldı

    1 kişinin daha cansız bedenine ulaşıldı

    ABD’nin Maryland eyaletine bağlı Baltimore kentinde yük gemisinin çarpması sonucu yıkılan Francis Scott Key Köprüsü’nden nehre düşen işçileri arama çalışmaları sürüyor. Yetkililerden yapılan açıklamada, kayıp durumdaki işçilerden birinin daha cansız bedenine ulaşıldığı duyuruldu. Ailesinin talebi üzerine şahsın kimliği açıklanmadı.

    3 kişinin cansız bedenine ulaşılmıştı

    Geminin çarptığı sırada bakım-onarım işleri yapan ve köprünün yıkılmasıyla nehre düşen 8 inşaat işçisinden 2’si kurtarılmıştı. Maryland eyalet polisi 27 Mart’ta, 8 metre derinlikte kırmızı bir kamyonetin 8 metre derinlikte bulunduğunu, içinde 35 yaşındaki Meksikalı Alejandro Hernandez Fuentes ve 26 yaşındaki Guatemalalı Dorlian Ronial Castillo Cabrera’nın cansız bedenine ulaşıldığını ifade etmişti. İşçilerden üçüncüsü 38 yaşındaki Maynor Yasir Suazo-Sandoval’ın cansız bedeni ise Nisan ayı başında bulunmuştu.
    Kayıp durumdaki diğer 2 işçiyi arama çalışmaları sürüyor.

    Ne olmuştu?

    Baltimore Limanı’ndan Sri Lanka’nın başkenti Colombo’ya gitmek üzere 26 Mart’ta yola çıkan Singapur bandıralı “Dali” adlı kargo gemisi, Patapsco Nehri üzerindeki Francis Scott Key Köprüsü’ne çarpmıştı. Yaklaşık 3 kilometre uzunluğundaki köprü çarpmanın etkisiyle çökmüş, üzerindeki yolda bulunan araçlar nehre düşmüştü. Kazanın ardından Maryland eyaletinde “acil durum” ilan edilmişti. Gemi, çarpmadan önce motor arızası yaşadığını belirtmiş ve yardım çağrısında bulunmuştu. ABD’nin milli marşının yazarı Francis Scott Key’in adının verildiği 4 şeritli köprü, 1977’de hizmete açılmıştı.
    Biden yönetimi, yıkılan Francis Scott Key Köprüsü’nün enkazının kaldırılması için Maryland eyaletine 60 milyon dolarlık federal bütçe ayırmıştı.

  • Gürcistan’da, protestolar devam ediyor

    Gürcistan’da, protestolar devam ediyor

    Gürcistan’da ifade özgürlüğünü kısıtlayacağı ve sivil toplum kuruluşlarını bastıracağı gerekçesiyle geçtiğimiz yıl büyük tepki çeken “Yabancı Etkinin Şeffaflığı” yasa tasarısına yönelik protestolar devam ediyor. Başkent Tiflis’teki parlamento binası önünde akşam saatlerinde bir araya gelen binlerce kişi, tartışmalı yasanın yeniden parlamentoya sunulmasına tepki gösterdi. Gösterinin ilerleyen dakikalarında protestocular ile polis arasında arbede çıktı.
    İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, çıkan olaylarda 1 polisin yaralandığı ve 14 göstericinin gözaltına alındığı aktarıldı. Açıklamada, “Kolluk kuvvetleri, eylemi düzenleyenlere ve katılımcılara İçişleri Bakanlığı temsilcilerinin yasal gerekliliklerine uymaları, özgür toplanma ve ifade özgürlüğünün yasal sınırlarını aşmamaları, eylemin katılımcılarına ise defalarca çağrıda bulundu. Yasal gereklilikler dikkate alınarak kamu düzeninin bozulması, kolluk kuvvetlerine direnme ve sözlü tacizde bulunmaları nedeniyle 14 kişi gözaltına alındı” ifadeleri kullanıldı.

    Gürcistan parlamentosunda yumruklu kavga

    Yasa tasarısını sunan iktidardaki Gürcü Hayali Partisi’nin parlamento çoğunluğu lideri Mamuka Mdinaradze, tasarı hakkında konuşma yaptığı sırada muhalefetteki Vatandaşlar Partisi Milletvekili Aleko Elisaşvili’nin saldırısına uğramıştı. Yasanın Rusya’yla bağlantısı olmadığını savunan Mdinaradze’ye hakaret eden Elisaşvili, sözlü saldırısına yumrukla devam etmişti. Elisaşvili’nin yumruklu saldırısının ardından iktidar ve muhalefetteki milletvekilleri de birbirine girmişti. Bazı milletvekillerinin hafif yaralandığı olayda, Hukuk Komitesi’ndeki görüşmelere kısa bir ara verilmişti.

    “Yabancı Etkilerin Şeffaflığı” yasa tasarısı

    Gürcistan’da iktidara yakın Halkın Gücü Partisi’nin “Yabancı Etkinin Şeffaflığı” yasa tasarısını Mart 2023’te parlamentoya sunmasının ardından protestolar başlamıştı. Protestocuların “Rus yasası” olarak nitelendirdiği yasa tasarısına göre yıllık finansmanlarının yüzde 20’sinden fazlasını yurt dışından alan sivil toplum ve medya kuruluşları, her yılın ocak ayında kendilerini “yabancı ajan” olarak kaydettirmek zorunda kalacak. Kaydı yapmayanlar 25 bin lari (yaklaşık 300 bin lira) para cezasına çarptırılacak. Yasanın kabul edilmesinin Gürcistan’da basın özgürlüğünü kısıtlayacağı, sivil toplum kuruluşlarını bastıracağı ve ülkenin Avrupa Birliği’ne entegrasyon sürecine zarar vereceği belirtiliyor. Göstericiler ve muhalefet partileri, yasa tasarısının Rusya’daki “Yabancı Ajanlar Yasası”na benzediğini ifade ediyor. Ayrıca ABD, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler de söz konusu yasaya tepki gösteriyor.
    İktidardaki Gürcü Hayali Partisi, ülkedeki şiddetli protestoların ardından 9 Mart 2023’te yasa tasarısının geri çekildiğini açıklamıştı. Söz konusu yasa tasarısı bu yıl 8 Nisan tarihinde yeniden parlamentoya sunuldu.

    “Kuruluşların finansmanı şeffaf değil”

    İktidardaki Gürcü Hayali Partisi’nin parlamento çoğunluğu lideri Mamuka Mdinaradze, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada ülkesinde faaliyet gösteren STK’ların finansmanının yüzde 90’ından fazlasının şeffaf olmadığını ifade ederek, uluslararası kuruluşların Gürcistan’daki STK ve basın kuruluşlarına sağladıkları finansman hakkında şeffaf bilgi alınmasının imkansız olduğunu belirtmişti.
    Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişivili ise yasa tasarısının Rusya’nın talimatıyla hazırlandığını belirterek, hükümeti ülkenin AB ile entegrasyonunu “sabote etmekle” suçladı.

  • Trump’a yönelik tarihi “sus payı” davası jüri seçimi ile başladı

    Trump’a yönelik tarihi “sus payı” davası jüri seçimi ile başladı

    Eski ABD Başkanı Donald Trump, ilişki yaşadığı müstehcen film oyuncusu bir kadına 2016 başkanlık seçimleri öncesinde “sus payı” ödemekle suçlandığı dava kapsamında New York’taki Manhattan Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Duruşma öncesinde açıklama yapan Trump, davayı “siyasi zulüm” olarak niteleyerek, “Suçsuz olduğum için burada olmaktan onur duyuyorum. Siyasi amaçlarla açılmış bu dava Amerika’ya hakarettir. Buna benzer bir olay daha önce hiç yaşanmadı. Buraya asla çıkarılmamalıydım” ifadelerini kullandı.

    Reddi hakim talebi kabul edilmedi

    Trump’ın açıklama yapıp mahkeme salonundaki yerini almasının ardından duruşma başladı. Trump ve avukatları Hakim Juan Merchan’ın kızının demokrat müşterilere hizmet veren bir siyasi danışmanlık firmasıyla çalışmasının çıkar çatışması oluşturduğunu savunarak ikinci kez Merchan’ın davadan alınması talebinde bulundu. Talep mahkeme tarafından reddedildi. Mahkeme, Trump’ın 17 Mayıs’ta görülmesi planlanan duruşmanın oğlu Barron’un lise mezuniyeti nedeniyle farklı tarihte yapılması yönündeki talebini ise değerlendireceğini açıkladı.

    Savcı konuşma yasağını ihlal nedeniyle ceza talep etti

    Duruşmada söz alan Savcı Joshua Steinglass, Trump’ın kendi kurduğu Truth Social adlı sosyal medya platformunda yakın zaman önce yaptığı paylaşımlardan örnekler vererek Trump’ın daha önce konulan konuşma yasağını ihlal ettiğini söyledi. Savcı Chris Conroy ise Trump’ın konuşma yasağının ihlali anlamına gelen her bir sosyal medya paylaşımı için bin dolar ceza almasını talep etti. Mahkeme, savcıların konuşma yasağı ile ilgili taleplerinin 23 Nisan’da görülecek duruşmada değerlendirilmesine karar verdi.

    Jüri seçimine başlandı

    Duruşmanın son aşamasında, davanın görüldüğü Manhattan’da yaşayan sıradan vatandaşlardan oluşacak ve Trump’ın suçlu olup olmadığına karar verecek jüri heyetinin seçimine başlandı. 50’den fazla potansiyel jüri üyesi adil ve tarafsız olamayacaklarını söyleyerek görev almamayı talep etti. 12 jüri üyesi ve 6 yedek üyenin seçiminin yaklaşık bir hafta sürmesi ve ardından tanık ifadelerinin alınması bekleniyor. Trump’ın Mayıs ayına kadar sürmesi beklenen duruşmalara katılması gerekiyor.

    ABD tarihinde ilk

    Trump, ilişki yaşadığı müstehcen film oyuncusu bir kadına 2016 başkanlık seçimleri öncesinde “sus payı” ödemek ve ödemeyi örtbas etmek için resmi kayıtlarda tahrifat yapmakla suçlanıyor. Trump’ın ABD tarihinde bir ceza davasında yargılanan ilk eski ABD Başkanı olması nedeniyle dava tarihi önem taşıyor. Trump’ın dava sonunda 4 yıla kadar hapis cezası alabileceği belirtiliyor.

  • ABD yönetimi saldırı bilgisi verdiğini yalanladı

    ABD yönetimi saldırı bilgisi verdiğini yalanladı

    İran’ın İsrail’e yönelik saldırısının yankıları sürerken, ABD cephesinden konuya ilişkin yeni açıklama geldi. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, İranlı yetkililerin İsrail’e yönelik saldırının zamanlaması ve hedefleri konusunda ABD’ye önceden bilgi verdiği yönündeki iddiaların “çok saçma” olduğunu söyledi. “İran bize zaman ya da hedef bildiren bir mesaj asla vermedi” diyen Kirby, “İran’ın bize ne yapacaklarına dair bir mesaj ilettiğine yönelik tüm bu söylentiler çok saçma” şeklinde konuştu. “İran’ın telefon açıp ‘İsrail’i 300 seyir füzesi ve insansız hava aracıyla vurmak üzereyiz. Size haber vermek istedik. Bu arada vuracağımız şey de şu’ diyeceği bir dünya hayal edebiliyor musunuz?” diye soran Kirby, “Üzgünüm, böyle bir şey olmadı. Kaynakların kendi duydukları hakkında size ne söyleyebileceklerini bilemem. Ben size ne duyduğumuzu söylüyorum” ifadelerini kullandı. ABD’nin İran ile iletişim kurduğunu doğrulayan Kirby, bu iletişimin ayrıntıları hakkında bilgi vermedi. Kirby, bunların hiçbirinin İran’ın hafta sonu gerçekleştirdiği saldırının ayrıntıları ile ilgili olmadığını vurguladı.

    İran misilleme saldırısı gerçekleştirmişti

    İran geçen hafta İsrail topraklarını insansız hava aracı ve füzelerle hedef almış, İran Devrim Muhafızları Ordusu tarafından yapılan açıklamada, “Siyonist rejimin Şam’daki İran konsolosluğuna yönelik saldırısına cevap olarak Devrim Muhafızları Ordusu Hava Kuvvetleri, Siyonist rejimin topraklarına düzinelerce insansız hava aracı ve füze ateşledi” ifadeleri kullanılmıştı. İran’ın saldırı hakkında ABD’yi önceden bilgilendirdiği iddiaları kamuoyuna yansımıştı.

  • “Eşi benzeri görülmemiş bir askeri çaba gösterdik”

    “Eşi benzeri görülmemiş bir askeri çaba gösterdik”

    Irak Başbakanı Muhammed Şiya Sudani, dün geldiği ABD’de temaslarına devam ediyor. Sudani ve ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray’da bir araya geldi. Biden, görüşme öncesi yaptığı açıklamada Irak ile ABD arasındaki ortaklığın son derece önemli olduğunun altını çizerek, Irak’ın Orta Doğu ve dünya için çok önemli bir yer olduğunu belirtti. İran’ın İsrail’e düzenlediği saldırıya değinen Biden, “İran, İsrail’e karşı eşi benzeri görülmemiş bir hava saldırısı başlattı. Biz de İsrail’i savunmak için eşi benzeri görülmemiş bir askeri çaba gösterdik. Ortaklarımızla birlikte bu saldırıyı bozguna uğrattık” dedi.
    ABD’nin Irak dahil bölgedeki ortaklarının çıkarlarını korumaya kararlı olduğunu söyleyen Biden, “ABD, İsrail’in güvenliğini korumaya bağlıdır. Rehineleri evlerine döndürecek ve çatışmanın yayılmasını önleyecek bir ateşkesin sağlanmasından yanayız” dedi.

    “Kadın ve çocuklar başta olmak üzere sivilleri hedef alan saldırıları kesinlikle reddediyoruz”

    Sudani ise yaptığı açıklamada, Irak’ın ABD ile askeri ilişkiden tam ortaklık ilişkisine geçmek için çalıştığını belirterek, “Hassas ve kritik bir döneme denk gelen bu ziyaret, iki ülke arasındaki ilişki tarihi açısından önemli” ifadelerini kullandı.
    Terör örgütü DEAŞ’a karşı yürütülen ve zaferle sonuçlanan ortak mücadelenin Irak ile ABD arasındaki ilişkilerin temel taşını oluşturduğunu kaydeden Sudani, “Stratejik Çerçeve Anlaşması temelinde kalıcı bir ortaklığı görüşeceğiz. Hükümetimiz Irak ve ABD arasındaki Yüksek Koordinasyon Komitesi’nden çıkacak sonuçlara bağlı olacaktır” dedi.
    Hükümetinin söz konusu anlaşmanın uygulanması konusunda ciddi olduğunu dile getiren Sudani, “Gazze’deki yıkıcı savaşın sona ermesini arzuladığımızı dile getirirken, kadın ve çocuklar başta olmak üzere sivilleri hedef alan saldırıları kesinlikle reddediyoruz” ifadelerini kullandı.
    Bölgede savaş çemberinin genişletilmemesi için çaba harcanması gerektiğini kaydeden Sudani, Irak hükümetinin yabancı misyonları korumakla mükellef olduğunu yineledi.

  • “İsrail’e saniyeler içinde karşılık veririz”

    “İsrail’e saniyeler içinde karşılık veririz”

    İran devlet televizyonuna konuşan İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Ali Bakıri, İsrail’in İran’a yönelik muhtemel misillemesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İsrail’in Suriye’nin başkenti Şam’daki İran Konsolosluğuna yönelik saldırısı ile stratejik bir hata yaptığını söyleyen Bakıri, İran’ın İsrail’e cevap vermek zorunda kaldığını ve saldırının meşru müdafaa kapsamında gerçekleştiğimi belirtti. Bakıri, İsrail’in İran’a yönelik muhtemel bir saldırısı durumunda İran’ın karşı tepki için 12 gün beklemeyeceğini söyleyerek, “İsrail rejimi İran’a yönelik başka bir hata yaptığında saniyeler içinde karşılık veririz. Söz konusu ikinci hatayı yapmamaları gerekiyor. Çünkü tepkimiz bir öncekinden daha sert, yıkıcı ve daha kapsamlı olacaktır” ifadelerini kullandı.

  • Gürcistan parlamentosunda yumruklu kavga

    Gürcistan parlamentosunda yumruklu kavga

    Gürcistan’da geçtiğimiz yıl ülke çapında tepkilere yol açan “Yabancı Etkinin Şeffaflığı” yasa tasarısının yeniden parlamentoya sunulması ortalığı karıştırdı. Yasa tasarısını sunan iktidardaki Gürcü Hayali Partisi’nin parlamento çoğunluğu lideri Mamuka Mdinaradze, tasarı hakkında konuşma yaptığı sırada muhalefetteki Vatandaşlar Partisi Milletvekili Aleko Elisaşvili tarafından saldırıya uğradı. Yasanın Rusya’yla bağlantısı olmadığını savunan Mdinaradze’ye hakaret ederek yaklaşan Elisaşvili sözlü saldırısına yumrukla devam etti. Elisaşvili’nin yumruklu saldırısının ardından iktidar ve muhalefetteki milletvekilleri de birbirine girerken, yumruklar havada uçuştu. Bazı milletvekillerinin hafif yaralandığı olayda, Hukuk Komitesi’ndeki görüşmelere kısa bir ara verildi.

    Öte yandan yasa tasarısına karşı çıkan sivil toplum kuruluşları (STK) yerel saatle 19.00’da parlamento önünde miting düzenleyeceklerini açıkladı.

    “Yabancı Etkilerin Şeffaflığı” yasa tasarısı

    Gürcistan’da iktidara yakın Halkın Gücü Partisi’nin “Yabancı Etkinin Şeffaflığı” yasa tasarısını Mart 2023’te parlamentoya sunmasının ardından protestolar başlamıştı. Protestocuların “Rus yasası” olarak nitelendirdiği yasa tasarısına göre yıllık finansmanlarının yüzde 20’sinden fazlasını yurt dışından alan sivil toplum ve medya kuruluşları, her yılın Ocak ayında kendilerini “yabancı ajan” olarak kaydettirmek zorunda kalacak. Kaydı yapmayanlar 25 bin lari (yaklaşık 300 bin lira) para cezasına çarptırılacak. Yasanın kabul edilmesinin Gürcistan’da basın özgürlüğünün kısıtlayacağı, sivil toplum kuruluşlarını bastıracağı ve ülkenin Avrupa Birliği’ne entegrasyon sürecine zarar vereceği belirtiliyor. Göstericiler ve muhalefet partileri yasa tasarısının, Rusya’daki “Yabancı Ajanlar Yasası”na benzediğini ifade ediyor. Ayrıca ABD, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler de söz konusu yasaya tepki gösteriyor.
    İktidardaki Gürcü Hayali Partisi, ülkedeki şiddetli protestoların ardından 9 Mart 2023’te yasa tasarısının geri çekildiğini açıklamıştı. Söz konusu yasa tasarısı bu yıl 8 Nisan tarihinde yeniden parlamentoya sunuldu.

    “Kuruluşların finansmanı şeffaf değil”

    İktidardaki Gürcü Hayali Partisi’nin parlamento çoğunluğu lideri Mamuka Mdinaradze geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, ülkesinde faaliyet gösteren STK’lerin finansmanının yüzde 90’ından fazlasının şeffaf olmadığını ifade ederek, uluslararası kuruluşların Gürcistan’daki STK ve basın kuruluşlarına sağladıkları finansman hakkında şeffaf bilgi alınmasının imkansız olduğunu belirtmişti.

    Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişivili ise yasa tasarısının Rusya’nın talimatıyla hazırlandığını belirterek hükümeti ülkenin AB ile entegrasyonunu “sabote etmekle” suçladı.

  • “Onları akıllı olmaya çağırıyoruz”

    “Onları akıllı olmaya çağırıyoruz”

    İran’ın İsrail’e yönelik saldırısının etkileri hala devem ederken, batılı ülkelerin İran’a tepki ve İsrail’e destek açıklamaları sürüyor. İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron bugün yaptığı açıklamada, İran’a yönelik daha fazla yaptırım uygulamayı değerlendirdiklerini söyledi. Cameron, “İran üzerinde halihazırda 400 yaptırımımız var. Geçen yılın sonunda yepyeni bir yaptırım listesi uygulamaya koyduk ve bunun çok etkili olduğunu gördük” dedi. İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (IRGC )da yaptırım uyguladıklarını belirten Cameron, “Daha ne gibi adımlar atabileceğimize bakacağız” diyerek Devrim Muhafızlarını yasaklayıp yasaklamayacaklarını da gözden geçireceklerini vurguladı. Tahran’ın saldırısının başarısız olduğunu söyleyen Cameron, İsrail’i misilleme yapmamaya çağırdı. İsrail’in duyguları kadar aklıyla da düşünmesi gerektiğine vurgu yapan Cameron, “Bence saldırıya uğradıkları için karşılık vermeleri gerektiğini düşünmekte son derece haklılar, ancak biz bir dost olarak onları kalpleriyle olduğu kadar akıllarıyla da düşünmeye, sert oldukları kadar akıllı da olmaya çağırıyoruz” şeklinde konuştu.

    “Hepimiz muhtemel bir tırmanıştan endişe duyuyoruz”

    Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ülkesinde katıldığı radyo programında, Orta Doğu’da İsrail ve İran arasındaki çatışmanın daha da tırmanmasını önlemek için elinden geleni yapacağını söyledi. Macron, “Hepimiz muhtemel bir tırmanıştan endişe duyuyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Tavsiyemiz gerilimin azaltılmasına katkıda bulunulmasıdır”

    Almanya Başbakanı Olaf Scholz, İran’ın İsrail’e yeni bir saldırı düzenlememesi konusunda uyarıda bulunarak, İsrail hükümetinin de gerilimin düşürülmesine katkıda bulunması gerektiğini söyledi. İsrail’in saldırıyı geri püskürtmede başarılı olduğunu vurgulayan Scholz, “Bu konuda herkes hemfikir. Bu azımsanmayacak bir başarıdır. Dolayısıyla tavsiyemiz gerilimin azaltılmasına katkıda bulunulmasıdır” dedi.

    “Gerilimin daha da tırmanması kimsenin çıkarına değildir”

    Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, İran’ın İsrail’e saldırısının ardından Orta Doğu’da gerilimin azaltılması çağrısında bulundu. Gazetecilere konuşan Peskov, “Bölgedeki gerilimin tırmanmasından son derece endişeliyiz. bölgedeki tüm ülkeleri itidalli davranmaya çağırıyoruz. Gerilimin daha da tırmanması kimsenin çıkarına değildir” dedi.

  • BM, Orta Doğu gündemiyle toplandı

    BM, Orta Doğu gündemiyle toplandı

    Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, İran’ın İsrail’e düzenlediği saldırı sonrasında İsrail’in talebiyle acil toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Orta Doğu’nun uçurumun eşiğinde olduğunu belirterek, bölge halkının yıkıcı ve büyük bir çatışma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. “Şimdi gerilimi azaltma ve azami itidal zamanıdır” diyen Guterres, “Uçurumun kenarından geri adım atmanın zamanı geldi. Orta Doğu’da birden fazla cephede büyük askeri çatışmalara yol açabilecek herhangi bir eylemden kaçınmak hayati önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı. Sivillerin çatışmalar nedeniyle halihazırda en büyük bedeli ödediğine vurgu yapan Guterres, gerilimin daha da tırmanmasını önleme konusunda tüm ülkelerin ortak sorumluluk sahibi olduğunu ifade etti.

    “Gazze konusunda ortak sorumluluğumuz var”

    1970 yılında kabul edilen Dostça İlişkiler Bildirgesi’ni hatırlatan Guterres, güç kullanımını içeren misilleme eylemlerinin uluslararası hukuka göre yasak olduğunu söyledi. “Gazze’de derhal insani ateşkes sağlanması, tüm rehinelerin derhal ve koşulsuz serbest bırakılması ve insani yardımın engellenmeden bölgeye ulaştırılması konusunda ortak sorumluluğumuz var” diyen Guterres, “İşgal altındaki Batı Şeria’daki şiddeti durdurmak, Mavi Hat boyunca gerilimi azaltmak ve Kızıldeniz’de güvenli ulaşımı yeniden sağlamak konusunda ortak bir sorumluluğumuz var” şeklinde konuştu. Herkesin barış için çaba gösterme konusunda ortak sorumluluk sahibi olduğunu hatırlatan Guterres, “Bölgesel ve tabii ki küresel barış ve güvenlik her geçen saat zayıflıyor. Daha fazla savaşı ne bölge, ne de dünya kaldırabilir” ifadelerini kullandı.

    ABD, İngiltere ve Fransa’dan İran’a kınama

    ABD’nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Robert Wood ise İran’ı kınadı. BM Güvenlik Konseyi’nin İran’a yönelik adım atması gerektiğini söyleyen Wood, “İran’ın pervasız davranışları sadece İsrail halkı için değil, Ürdün ve Irak gibi BM üyesi diğer ülke halkları için de tehdit oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı. İran’ın Hizbullah ve Husiler gibi unsurları kullanarak uluslararası güvenliği tehdit ettiğini savunan Wood, İran’ın bölgede tansiyonu yükselten eylemlerinin yakından takip edilmesi ve İran’ın BM Güvenlik Konseyi nezdinde sorumlu tutulması gerektiğini ifade etti. İngiltere’nin BM Daimi Temsilcisi Barbara Woodward da İran’ı kınayarak Tahran’ın saldırılar dolayısıyla sorumlu tutulması gerektiğini söyledi. İsrail’e desteklerinin tam olduğunu yineleyen Fransa’nın BM Daimi Temsilcisi Nicolas de Riviere ise İran’ı şiddetle kınadıklarını kaydetti. Riviere, BM Güvenlik Konseyi nezdinde İran’ın sorumlu tutulması için çaba göstereceklerini vurguladı.

    “Diplomatik misyona saldırı uluslararası hukuka aykırı”

    Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia ise İsrail’in İran’ın Şam’daki diplomatik misyonunu hedef aldığını hatırlattı. Herhangi bir ülkenin diplomatik misyonuna saldırının uluslararası hukukun açıkça ihlali olduğunu ve savaş nedeni sayılacağını vurgulayan Nebenzia, bu konuyu BM Güvenlik Konseyi’nde gündeme getirdiklerinde kınama kararının ABD, İngiltere ve Fransa tarafından engellendiğini söyledi. Nebenzia, BM’nin İran ve İsrail’e yönelik tutumunda çifte standart olduğu görüşünü dile getirdi.

    İran’dan meşru müdafaa vurgusu

    İran’ın BM Daimi Temsilcisi Ali Kerimi Makam da BM Güvenlik Konseyi’nin İsrail’in İran’ın Şam’daki diplomatik misyonunu vurmasına tepkisiz kaldığına dikkat çekti. Saldırının uluslararası hukukun açıkça ihlali olduğunu hatırlatan Makam, İran’ın meşru müdafaa hakkı çerçevesinde İsrail’deki askeri tesisleri hedef aldığını vurguladı. İran’ın hava saldırılarını şiddetle kınadıklarını belirten İsrail’in BM Daimi Temsilcisi Gilad Erdan ise İran’ı durdurmak için uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiğini savundu.

  • G7’den İran’a kınama

    G7’den İran’a kınama

    İran’ın İsrail’e saldırısının ardından G7 ülkelerinin liderleri video konferans yoluyla bir araya geldi. Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, yaptığı açıklamada, “G7 liderleriyle birlikte İran’ın İsrail’e yönelik eşi benzeri görülmemiş saldırısını oybirliğiyle kınadık. Tüm taraflar itidalli davranmalıdır. Gerilimin azaltılmasına yönelik tüm çabalarımızı sürdüreceğiz. Gazze’deki krizin bir an evvel, özellikle de acil bir ateşkes yoluyla sona erdirilmesi fark oluşturacaktır. Lübnan da dahil olmak üzere Orta Doğu’daki durum önümüzdeki hafta Avrupa Konseyi’nde ele alınacak” dedi.