Kategori: Dünya

  • ABD’de oy verme işlemi başladı

    ABD’de oy verme işlemi başladı

    ABD’de 5 Kasım’daki başkanlık seçimi ilk oy verme Georgia eyaletinde başladı. Yerel saatle 09.00’da başlayan erken oy verme işlemi, 5 Kasım’a kadar devam edecek. Salıncak eyaletlerde olan Georgia’da şu ana kadar 180 binden fazla kişi oy kullanırken, gün sonunda bu sayının 200 bini aşması bekleniyor.

    2020 seçimlerinden sonra değişen eyalet yasalarının ardından sandık sayısı azalırken, 7 gün 24 saat açık olan sandıklar sadece belirli saatlerde açık kalacak. All Voting Is Local’ın Georgia Eyalet Direktörü Kristin Nabers, sandıkların kullanımı zorlaştırıldığı için daha az seçmenin bu imkandan faydalanabileceğini belirterek, buna rağmen erken oy kullanımının genişletildiğini hatırlattı.
    Georgia’da seçim sonuçlarının hızla açıklanabilmesi için değişiklikler de yapıldı. İlçelerin sonuçları, seçim günü akşamı saat 20.00’de düzenli aralıklarla bildirmesi gerekiyor. Eyalet yetkilileri, hızlı, adil ve şeffaf sonuçlar sağlamayı hedefliyor. Demokratlar ve oy hakkı savunucuları, bu yeni kuralların seçim sonuçlarına itiraz etmek isteyen yetkililer tarafından kötüye kullanılabileceğinden endişe ediyor.

    Öte yandan perşembe sabahı itibariyle North Carolina’da da oy verme işleminin başlaması bekleniyor.

  • İsrail’e insani yardım uyarısı

    İsrail’e insani yardım uyarısı

    ABD, İsrail’e Gazze Şeridi’ndeki insani koşulların iyileştirilmesi yönünde uyarıda bulundu. ABD yöntemi, 13 Ekim’de İsrail yönetimine gönderdiği mektupta, Gazze Şeridi’ndeki insani koşulların iyileştirilmemesi halinde bazı askeri yardımların kesilebileceği uyarısında bulundu. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ile İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’a gönderdikleri ortak mektupta, İsrail’in Gazze’deki insani koşulları iyileştirmek için 30 gün içinde adım atmasını talep etti. Blinken ve Austin, mektupta, “Eylül ayında Gazze’ye giren yardım miktarı, geçen yılın herhangi bir ayına göre en düşük seviyedeydi. İsrail, bize verdiği güvencelerle tutarlı olarak kötüleşen insani durumu tersine çevirmek için şu andan başlayarak 30 gün içinde somut tedbirler almalıdır” ifadelerini kullandı.

    Söz konusu tedbirlerin alınmaması halinde ABD yasaları uyarınca İsrail’e yönelik silah tedarikinin olumsuz etkilenebileceği aktarılan mektupta, Gazze Şeridi’ne mevcut dört sınır kapısından günde 350 yardım kamyonunun her gün girişinin sağlanması ve beşinci bir sınır kapısının açılması talep edildi.

    Gazze’nin kuzeyindeki izolasyona son verilmesi talep edildi

    İsrail’in en azından önümüzdeki dört ay boyunca yardım dağıtımına izin vermek için Gazze genelinde insani duraklamalar gerçekleştirmesi gerektiği vurgulanan mektupta, İsrail’in Gazze’nin kıyı şeridindeki Filistinlilerin kış gelmeden iç kesimlere geçmelerine izin vermesi talep edildi. İsrail’in Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki izolasyona son vermesi çağrısında bulunulan mektupta, İsrail’den Filistinlileri Gazze Şeridi’nin kuzeyinden güneyine zorla tahliyesine yönelik bir politika uygulamadığını resmen açıklaması talep edildi.

    UNRWA çağrısı

    İsrail’in Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nı (UNRWA), terör örgütü olarak tanınmasına yönelik yasa tasarısına değinilen mektupta, Netanyahu’dan tasarının meclisten geçmemesi için yetkilerini ve milletvekilleri üzerindeki etkisini kullanması talep edildi.

    Tutuklulara yönelik kötü muamele haberleri nedeniyle Kızıl Haç’ın İsrail’deki gözaltı tesislerinde tutulan Filistinli tutukluları ziyaret etmesine bir an önce izin verilmesi talep edilen mektupta, ABD’nin İsrail ile Filistinli sivillerin toplu olarak hayatını kaybettiği olayları görüşmek üzere yeni bir mekanizma kurmak istediği ifade edildi. Bu konudaki görüşmelerin şu ana kadar istenen sonuçları vermediği vurgulanan mektupta, bu ayın sonuna kadar konuyla ilgili sanal bir toplantı yapılmasını talep edildi.

    ABD yasalarına ve Başkan Biden tarafından geçtiğimiz şubat ayında imzalanan memoranduma göre, ABD askeri yardımı alan ve aktif bir askeri çatışma içinde olan ülkeler, ABD destekli insani yardımın kesintisiz olarak aktarılmasına izin vermesi gerekiyor. Geçtiğimiz Mart ayında İsrail hükümeti, Biden yönetimine bu şartlara uyacağına dair yazılı bir taahhüt göndermiş ancak İsrail, bu ayın başlarında Gazze’ye geçişleri kapatarak gıda ve temel malzeme sevkiyatını durdurmuştu.

  • Macron’dan Netanyahu’ya BM Uyarısı

    Macron’dan Netanyahu’ya BM Uyarısı

    Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Bakanlar Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu hedef aldığı öne sürüldü. Fransız basınında yer alan haberlerde, Macron’un, Lübnan’daki gerilim ve BM barış gücüne yönelik artan İsrail saldırılarına dikkat çektiği belirtilerek, “Netanyahu, ülkesinin BM kararıyla kurulduğunu unutmamalı, dolayısıyla BM’nin kararlarına uymak zorundadır” ifadelerini kullandığı iddia edildi. Haberlerde, toplantıda bulunan yetkililerin söz konusu açıklamayı doğruladığı aktarıldı.

    Fransa, geçtiğimiz günlerde Lübnan’daki Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü’ne (UNIFIL) yönelik saldırıların ardından İsrail’in Paris Büyükelçisi’ni Dışişleri Bakanlığına çağırmıştı.

    Fransa-İsrail ilişkilerinde gerilim

    Macron ve Netanyahu arasındaki ilişkiler son haftalarda gerginleşti. 6 Ekim’de iki lider arasında gerçekleşen telefon görüşmesinde, Macron’un Gazze’de kullanılan silah sevkiyatlarının durdurulması çağrısı Netanyahu tarafından sert bir şekilde eleştirilmişti. Netanyahu, Macron’un bu talebine “utanç verici” diyerek karşılık vermiş ve iki lider arasında sözlü bir gerginlik yaşanmıştı.

    Fransa Cumhurbaşkanlığı, bu gerginliğin ardından yaptığı açıklamada, Fransa’nın İsrail’in sarsılmaz bir dostu olduğunu vurgulamış, ancak Macron’un BM kararlarına uyulması gerektiği konusundaki duruşunu da net bir şekilde ortaya koymuştu.

    Geçtiğimiz hafta ise İsrail tarafından düzenlenen saldırılarda BM barış gücü askerlerinin yaralanmasının ardından Macron, İsrail’in BM güçlerini hedef almasını “kesinlikle kabul edilemez” olarak nitelendirmiş ve Fransa’nın bu tür saldırıları bir daha asla tolere etmeyeceğini dile getirmişti.

  • Can kaybı 42 bin 344

    Can kaybı 42 bin 344

    İsrail, Gazze Şeridi’ndeki katliamlarına 375 gündür devam ediyor. Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İsrail’in son 24 saatte gerçekleştirdiği 4 saldırıda 55 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 329 kişinin ise yaralandığı kaydedildi. Açıklamada, İsrail2in Gazze’ye 7 Ekim’den bu yana düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısının toplam 42 bin 344’e, yaralıların sayısının ise 99 bin 13’e yükseldiği bildirildi.

  • “Lübnan’da son 3 haftada 400 bin çocuk yerinden edildi”

    “Lübnan’da son 3 haftada 400 bin çocuk yerinden edildi”

    İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları nedeniyle halk başkent Beyrut’a ve kuzeye doğru göç etmeye devam ediyor. UNICEF İcra Direktörü Yardımcısı Ted Chaiban ve Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Dünya Gıda Programı (WFP) İcra Direktörü Yardımcısı Carl Skau, Lübnan’ın doğusundaki Zahle kentinde çatışmalar nedeniyle göç eden ailelerin kaldığı okulu ziyaret etti. Chaiban yaptığı açıklamada, son 3 haftada Lübnan’da şiddettin korkunç bir şekilde arttığını, bundan tüm çocukların etkilendiğini ve çatışmanın bir savaşa dönüştüğünü söyledi. Lübnan’da saldırıların başlamasından bu yana 400 bini çocuk toplam 1.2 milyon kişinin yerinden edildiğini belirten Chaiban, yerinden edilen ailelerin ve çocukların bir kısmının akrabalarının yanına yerleştiğini ancak bir kısmının barınma merkezlerinde kaldığını ifade etti. BM merkezlerinde kalan çocuklara psikolojik destek verildiğini kaydeden Chaiban, ülkenin gerçek ihtiyacının insan hakları ihlalinin durması, sivillerin ve sivil alt yapının korunması, ateşkesin sağlanması olduğunu vurguladı.

    Chaiban, “Beni etkileyen şey, bu savaşın üç haftadır devam ediyor olması ve bundan çok sayıda çocuğun etkilenmiş olması. Bugün biz burada otururken, 1,2 milyon çocuk eğitimden mahrum bırakıldı. Devlet okulları ya erişilemez hale geldi, ya savaş nedeniyle hasar gördü ya da barınak olarak kullanılıyor. Bu ülkenin, yaşadığı her şeye ek olarak ihtiyaç duyduğu son şey, kayıp bir nesil riskidir” dedi.

    “Sağlık merkezleri hizmet dışı kaldı”

    Yerinden edilen çocukların, üç veya dört ailenin bir sınıfta kaldığı ve bin kişinin 12 tuvaleti kullandığı aşırı kalabalık okullarda yaşadığını vurgulayan Chaiban, “Endişelendiğim şey, eğitimlerini kaybetme riski altında olan yüz binlerce Lübnanlı, Suriyeli, Filistinli çocuğumuz olması” ifadesini kullandı. Saldırılar nedeniyle ayrıca 100’den fazla sağlık ocağının hizmet dışı kaldığını, 12 hastanenin ise artık hizmet veremediğini veya kısmen açık olduğunu kaydeden Chabian, su alt yapısının da saldırıların hedefi olduğunu ifade ederek, son 3 haftada yaklaşık 350 bin kişiye su sağlayan 26 su deposunun hasar gördüğünü söyledi.

    Chaiban ve Skau yaptıkları ortak açıklamada, “Uluslararası insancıl hukuka saygı gösterilmelidir. Tüm taraflar sivillerin ve sivil altyapının korunmasına öncelik vermelidir. Buna okulların, hastanelerin, su sistemlerinin korunması ve çatışma bölgelerinden kaçan siviller için güvenli geçiş sağlanması da dahildir. Hiçbir çocuk yerleşim bölgelerinde patlayıcı silahların ayrım gözetmeksizin kullanılmasıyla karşı karşıya kalmamalıdır. Onlara hayat kurtarıcı yardım ulaştırmaya çalışan herkes korunmalıdır” ifadesini kullandı.
    Lübnan Sağlık Bakanlığı, 8 Ekim 2023’ten bu yana İsrail saldırılarında ölenlerin sayısının 2 bin 309’a, yaralananların sayısının ise 10 bin 782’ye ulaştığını açıkladı.

  • Arnavutluk, AB’ye katılım müzakerelerinde ilk faslı açtı

    Arnavutluk, AB’ye katılım müzakerelerinde ilk faslı açtı

    AB ve Arnavutluk arasındaki Katılım Konferansı’nın ikinci toplantısı Lüksemburg’da gerçekleştirildi. Konferansa Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ve AB Dönem Başkanı Macaristan’ın Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto başkanlık etti. Toplantıda AB heyetinde AB Komisyonu Komşuluk ve Genişleme Komiseri Oliver Varhelyi, Arnavutluk heyetinde ise Arnavutluk Avrupa ve Dışişleri Bakanı İgli Hasani de yer aldı. Toplantı vesilesiyle Arnavutluk ile demokratik kurumların işleyişi, kamu yönetimi reformu, ve ekonomik kriterler gibi müzakere başlıklarının dahil olduğu “Temel Alanları” kapsayan birinci fasıl açıldı.

    “Bu, Arnavutluk’un AB’ye katılması için katılım müzakerelerinin başladığı anlamına geliyor”

    Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto toplantının ardından gerçekleştirilen basın toplantısında, “Geride bıraktığımız son bir buçuk saat kesinlikle tarihi bir zaman dilimi oldu. Arnavutluk ile katılım müzakerelerindeki ilk faslı açtık. Bu, aslında Arnavutluk’un mümkün olan en kısa sürede AB’ye katılmasını sağlamak amacıyla katılım müzakerelerinin başladığı anlamına geliyor. AB’nin Batı Balkanlar bölgesine yönelik genişlemesinin hızlandırılması meselesi, Macaristan’ın dönem başkanlığı gündeminin en üst sıralarında yer alıyor. AB’nin küresel siyasette ve ekonomide rekabet gücünü kaybettiğini ve ağırlığını yitirdiğini görebiliyoruz. Bu nedenle tazeliğe, yeni bir enerjiye, yeni bir itici güce ihtiyaç duyuyoruz. Batı Balkanlar bölgesine doğrudan bir komşu ve bölgeyi tanıyan bir ülke olarak bu tazelik ve ihtiyaç duyduğumuz yeni enerjinin Batı Balkanlar’dan geleceğini kesinlikle biliyoruz. Dolayısıyla AB’nin Batı Balkanlar’a genişlemesinin hızlandırılması, mutlak surette Avrupa’nın menfaatinedir. Diğer yandan, genişleme politikasının kredibilitesini korumak için acil adımlar atmamız gerekiyor. Biz genişleme politikasını, AB’nin en önemli politikalarından biri olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı. Batı Balkanlar’da ülkelerin AB’ye üyelik sürecinde bekleme süresinin ortalama 15 yıla yükseldiğini vurgulayan Szijjarto, bunun “kabul edilemez” olduğunu ifade etti.

    Rama: “Putin sayesinde oldu”

    Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ise ülkesini Avrupa Birliği üyeliğine yaklaştıran karardan memnuniyet duyduğunu ifade ederek, “Bu, şüphesiz Arnavutluk için tarihi öneme sahip, önemli bir gündür ve bana göre aynı zamanda AB için de önemlidir” dedi. Rama, “Bu sürecin yeni bir hız kazanması, (Rusya Devlet Başkanı) Vladimir Putin’in yardımıyla gerçekleşti. Ukrayna’ya yapılan saldırı, Avrupa’nın kendi kendine yettiğine ilişkin illüzyonun ancak bir yanılsamadan ibaret olduğunu hatırlatan bir uyarı işlevi gördü ve en zor yolla da olsa AB’nin Batı Balkanlar’a en az Batı Balkanlar’ın AB’ye ihtiyaç duyduğunu net bir şekilde ortaya koydu. Dolayısıyla Temel Alanlar faslının açılması, büyük bir başarıyı temsil ediyor” şeklinde konuştu.

    “Arnavutluk’un AB üyesi olacağı şartları müzakere edeceğiz”

    AB Komisyonu Komşuluk ve Genişleme Komiseri Oliver Varhelyi ise, “Bugün önemli bir kararı kutluyoruz. Brüksel jargonuyla kulağa çok teknik gelse de müzakerelerde fasıl kümesini açtığımız gerçeği, artık somut müzakerelere giden yolun açıldığı anlamına geliyor. Bu da artık Arnavutluk’un AB üyesi olacağı şartları müzakere edeceğimiz manasına geliyor. Bugün burada olan, tam olarak budur” dedi.

    Arnavutluk’un AB’ye üyelik sürecinde ilerlemesi, Arnavutluk’un katılım sürecinde komşusu Kuzey Makedonya’dan ayrılmasının ardından mümkün oldu.
    Arnavutluk ile Kuzey Makedonya’nın AB’ye üyelik müzakerelerine başlamasına dair ilk konferans, 19 Temmuz 2022 tarihinde gerçekleştirilmişti. Diğer yandan iki ülkenin AB’ye üyelik sürecinde paralel olarak ilerleme sağlaması, Bulgaristan’ın, komşusu Kuzey Makedonya’dan talepleri ve ilerlemesini engellemesi nedeniyle mümkün olmamıştı.

  • Bosna Hersek’teki sel felaketinde ölü sayısı 26’ya yükseldi

    Bosna Hersek’teki sel felaketinde ölü sayısı 26’ya yükseldi

    Bosna Hersek’in orta ve güney kesimlerindeki şehirleri vuran sel ve heyelan felaketinde ölenlerin sayısı, arama kurtarma ekiplerinin pazartesi günü Jablanica kentine bağlı Donja Jablanica köyünde bir kişinin daha cansız bedenine ulaşmaları sonucu 26’ya yükseldi. Bosna Hersek Federasyonu Sivil Koruma İdaresi, Konjic kentine bağlı Buturovic Polje köyünde kayıp olan bir kişi için arama kurtarma çalışmalarının ise devam ettiğini duyurdu.

    Ülkede 11 gün önce gerçekleşen ve altyapıya büyük zarar veren felaketin ardından bölgenin tamamına yeniden elektrik sağlandığı ancak telefon ve su dağıtım şebekesinin onarılması için çalışmaların devam ettiği duyuruldu. Bini aşkın gönüllü, arama kurtarma çalışmalarına ve moloz yığınlarının temizlenmesine yardım için bölgeye akın etti.

    Felaketten en çok etkilenen ve 19 kişinin hayatını kaybettiği Jablanica kentinde bugün hayatını kaybedenler için toplu cenaze namazı kılınacak. Cenaze namazını Bosna Hersek İslam Birliği Reisü’l-uleması Huseyin Efendi Kavazovic kıldıracak ve cenazelerin defin işlemleri gerçekleştirilecek.

    Molozlar ev ve araçların üzerine yığılmıştı

    Bosna Hersek’te 4 Ekim’de perşembeyi cumaya bağlayan gece yaşanan ve Jablanica, Kiseljak, Fojnica, Kresevo ve Konjic kentlerinde etkili olan şiddetli yağışlar, sel, taşkın ve heyelana neden olmuştu. En fazla can kaybının yaşandığı Jablanica’ya bağlı Donja Jablanica köyünde bir taş ocağı çökmüş ve molozlar köydeki ev ve araçların üzerine yığılmıştı.

    Sel felaketi, turistlerin büyük ilgi gösterdiği zümrüt yeşili Neretva nehrinin kirlenmesine ve selin taşıdığı moloz yığınlarıyla dolmasına neden oldu.

    Bosna Hersek’te son yılların en büyük sel felaketi, Balkanlar ve Avrupa’nın büyük bölümünde etkili olan şiddetli kuraklık sonrası yaşandı. Uzmanlar, yaz boyunca etkili olan kuraklığın sel sularının kolay bir şekilde emilimini engellediği ve selin boyutlarını artırdığını belirtti.

  • İran, AB ve İngiltere’nin yeni yaptırım kararını kınadı

    İran, AB ve İngiltere’nin yeni yaptırım kararını kınadı

    İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, AB ve İngiltere’nin İran’a yönelik yeni yaptırım kararını kınadı. Bekayi söz konusu yatırımların uluslararası hukuk ve insan hakları ilkeleriyle çeliştiğini belirtti. İran’ın Rusya’ya Ukrayna savaşında kullanılmak üzere balistik füze gönderdiği yönündeki iddiaları reddeden Bekayi, “İran’ın Ukrayna krizine dair tutumu nettir. İran, en başından beri savaşa karşı çıkmış, tüm ülkelerin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygı gösterilmesi gerektiğini savunmuş ve Rusya ile Ukrayna arasındaki sorunun diplomatik yollarla çözülmesini istemiştir. Buna rağmen bazı Avrupa ülkeleri ve İngiltere, kanıt göstermeden İran’ın bu savaşa askeri olarak müdahale ettiğini iddia etmektedir. Ancak bu iddialar tamamen asılsızdır” ifadelerini kullandı. AB ve İngiltere’nin İran’a yönelik suçlamaları “ikiyüzlü bir yaklaşım” olarak değerlendiren Bekayi, suçlamaların, Filistin halkına yapılan soykırım ve İsrail’in Batı Asya’daki savaş kışkırtıcılığından dikkatleri başka yöne çekme girişimi olduğunu söyledi. İngiltere ve Almanya gibi bazı Avrupa ülkelerinin, İsrail’in Gazze ve Lübnan’a gerçekleştirdiği saldırılarda kullanılan ölümcül silahları sağladığını belirten Bekayi, bu ülkeleri Filistin ve Lübnan halkına karşı işlenen suçların ortağı olarak nitelendirdi. Ayrıca, bu ülkelerin Soykırımın Önlenmesi Sözleşmesi’ne aykırı davranarak uluslararası hukuku ihlal ettiklerini ve bu yüzden sorumluluk taşıdıklarını belirtti.

    AB’ye “İsrail’e silah satışını durdurun” çağrısı

    Bekayi, İran’ın Rusya gibi ülkelerle savunma ve askeri iş birliği yapma hakkı olduğunu vurgulayarak bu iş birliğinin, İran’ın savunma ihtiyaçlarını karşılamak ve milli güvenliğini korumak amacıyla yapıldığını dile getirdi. Ayrıca İran’ın diğer ülkelerle yaptığı bu iş birliklerinin diğer ülkelerin aleyhine olmadığını ve hiçbir üçüncü ülkenin İran’ın yasal meşru işbirliklerine müdahale etme hakkı bulunmadığını söyleyen Bekayi, İran’ın Avrupa Birliği’nin haksız ve hukuka aykırı yaptırımlarına karşı önlemler alma hakkı olduğunu söyledi. Bekayi, Avrupa Birliği’ne üye ülkeleri İsrail’e silah satışını durdurmaya çağırarak bu adımın Gazze ve Lübnan’daki soykırımın önlenmesine ve Batı Asya’daki güvenlik sorunlarının azaltılmasına yardımcı olacağını belirtti.

    İran’a yönelik yaptırımlar

    Avrupa Birliği, Rusya’ya balistik füze sevkiyatıyla bağlantıları olduğu gerekçesiyle havayolu şirketi İran Air, Saha Airlines, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun önde gelen yetkilileri, İran Uçak Üretim Sanayi Şirketi’nin (HESA) üst düzey isimleri ve İran Savunma Bakan Yardımcısı Seyed Hamzeh Ghalandari de dahil olmak üzere 7 kişi ve 7 kuruluşa yaptırım uygulanması yönünde dün karar almıştı. Yaptırımlar arasında mal varlıklarının dondurulması ve Avrupa Birliği’ne seyahat yasağı yer alıyor.
    İngiltere de İran’ın 1 Ekim’de İsrail’e gerçekleştirdiği saldırıya karşılık 7 kişi ve 2 kuruluşa yönelik dün yaptırım kararı almıştı.

  • Rusya, Norveç’teki konsolosluk personeli sayısını 2’ye düşürüyor

    Rusya, Norveç’teki konsolosluk personeli sayısını 2’ye düşürüyor

    Norveç Dışişleri Bakanlığı’nın konuya ilişkin açıklamasında, bu kararın diplomatların sınır dışı edilmesiyle ilgili olmadığı ifade edilerek, her iki ülkede de diplomatik bir varlık sağlamak için Rusya ile diyalog kurulduğu kaydedildi.

    Norveç yönetimi, Nisan 2023’te Rusya’nın Oslo Büyükelçiliği’ndeki 15 personeli artan istihbarat tehdidi nedeniyle istenmeyen kişi ilan etmişti. Rusya ise Norveç’in kararını “son derece düşmanca bir adım” olarak nitelendirmişti.

  • Kuzey Kore bağlantı yollarını patlattı

    Kuzey Kore bağlantı yollarını patlattı

    Nükleer silah ve balistik füze programı ile Kore Yarımadası ve çevresinde güvenlik endişelerine neden olan Kuzey Kore’den bölgede gerilimi artıracak bir hamle daha geldi.

    Güney Kore Genelkurmay Başkanlığından (JCS) yapılan açıklamada, Kuzey Kore’nin iki ülke arasındaki bağlantıyı sağlayan yolların bir kısmını havaya uçurduğu bildirildi. Açıklamada, “Kuzey Kore ordusu öğle saatlerinde Gyeongui ve Donghae yollarında bağlantıyı kesmeyi amaçladığı düşünülen patlamalar gerçekleştirdi ve ağır ekipman kullanarak bölgede ek faaliyetler yürütüyor” ifadeleri kullanıldı. Güney Kore ordusunun yaşanan patlamalardan zarar görmediği ifade edildi. Patlamalara tepki olarak Askeri Sınır Çizgisi’nin güneyine uyarı ateşi açıldığı vurgulanırken, Güney Kore ordusunun ABD güçleri ile iş birliği içinde gözlem faaliyetlerini ve savunma tedbirlerini artırdığı ifade edildi.

    Kuzey Kore, ABD’ye bilgi verdiğini iddia etmişti

    Kuzey Kore Halk Ordusu’ndan (KPA) geçtiğimiz hafta yapılan açıklamada, Kuzey Kore topraklarını Güney Kore topraklarından tamamen ayıracak önemli bir “tahkimat projesi” üzerinde çalışıldığı bildirilmişti. Korelerarası kara ve demir yolu ulaşımını tamamen kesmeyi amaçlayan proje konusunda herhangi bir yanlış anlaşılmayı önlemek ve çatışmadan kaçınmak için Güney Kore’de konuşlu ABD birliklerine bilgilendirme mesajı gönderildiği iddia edilmişti.

    Güney Kore ordusu uyarmıştı

    Güney Kore Genelkurmay Başkanlığı Sözcüsü Lee Sung Joon ise dün yaptığı basın toplantısında, Kuzey Kore’nin iki ülke arasındaki bağlantıyı sağlayan yolları havaya uçurmaya hazırlandığını söylemişti. Kuzey Kore ordusunun bu yönde bazı faaliyetler yürüttüğünü kaydeden Lee, Kuzey Kore’nin Güney Kore yönetimi üzerinde baskıyı artırmak için farklı provokasyonlara başvurabileceği konusunda uyarmıştı.