Kategori: Dünya

  • ABD’de Milton Kasırgası alarmı

    ABD’de Milton Kasırgası alarmı

    Milton Kasırgası’nın etki alanı ve rüzgar gücü

    Kasırganın merkezinden 56 km uzaklığa kadar kasırga kuvvetindeki rüzgarlar etkili olurken, tropikal fırtına kuvvetindeki rüzgarlar özellikle kuzey yönünde 400 km uzaklığa kadar yayıldı. Meteorologlar, bu güçlü rüzgarların Tampa Körfezi bölgesi de dahil olmak üzere eyaletin geniş bir alanını etkilemesini bekliyor. Rüzgarlar çarşamba akşamından perşembe sabahına kadar devam ederek bölgedeki yaşamı olumsuz etkileyecek. Milton kategori 3 kuvvetinde karaya çıktıktan iki saatten kısa bir süre sonra Kategori 2 fırtınaya indirildi. Florida kıyılarında 1,3 milyondan fazla ev ve iş yerinin elektriğini kesti.

    Olağanüstü hal ve başkanlık afet ilanı

    Florida Valisi Ron DeSantis, kasırganın tehdit oluşturduğu 51 ilçe için olağanüstü hal ilan ederken, Başkan Joe Biden, Milton Kasırgası’nın neden olabileceği zararlara karşı önceden tedbir almak amacıyla federal bir afet ilanını onayladı. Bu karar, eyaletin kasırgaya hazırlık ve toparlanma sürecinde gerekli tüm yardımların sağlanmasına olanak tanıyacak.

    Gözlemler ve uyarılar: Kasırga ve fırtına dalgalanması

    NHC’nin yayınladığı uyarılara göre, Florida’nın batı kıyısındaki Flamingo’dan Yankeetown’a kadar olan bölgeler ve Charlotte Limanı, Tampa Körfezi, St. Johns Nehri dahil olmak üzere geniş bir alan fırtına dalgası riski altında. Ayrıca, Florida’nın doğu kıyısında St. Lucie/Martin County Line’dan Ponte Vedra Beach’e kadar uzanan bölgelere kasırga uyarısı verilmiş durumda. Uyarı bölgelerinde çarşamba gününün sonlarından itibaren kasırga koşullarının beklenmesi gerektiği açıklandı.

    Zorunlu tahliyeler ve hazırlıklar

    Kasırganın şiddetli rüzgarları ve potansiyel olarak ölümcül fırtına dalgaları nedeniyle Tampa Körfezi ve çevresindeki birçok bölgede zorunlu tahliyeler başlatıldı. Yetkililer, kasırganın neden olacağı su baskınları ve yıkıcı rüzgarlar nedeniyle bölgedeki halkın güvenli bölgelere tahliye edilmesini hızlandırdı. Tahliye emirlerine uymayanların büyük bir tehlike altında olabileceği konusunda uyarılar yapıldı. Tahliyeler kapsamında evlerinde güvende olmayacağını düşünen Florida sakinleri en yakındaki barınaklarda yer bulabilmek için sıraya girdi. Çoğunluğunu yaşlıların oluşturduğu barınakların çoğunluğunun okul binaları olduğu görüldü.

    Fırtına dalgalanması ve sel riskleri

    NHC’nin tahminlerine göre, Milton Kasırgası’nın getirdiği fırtına dalgalanması ve yükselen deniz suları, Florida’nın birçok kıyı bölgesinde hayatı tehdit eden su baskınlarına neden olacak. Meteorologlar, kasırganın merkezinden yaklaşık 30-40 km güneydeki alanların en ağır darbeyi alabileceğini belirtti. Milton’ın karaya çıkış yerinin, kasırganın neden olacağı hasarın derecesini doğrudan etkileyeceği ifade ediliyor.

    Yağış tahminleri: Şiddetli yağmurlar ve seller bekleniyor

    Florida’nın batı kıyısındaki Tampa, Sarasota, Fort Myers gibi nüfusun yoğun olduğu bölgelerde şiddetli yağışlar, ani sel ve kentsel sel riskiyle birlikte, orta ve büyük nehirlerde taşkınlara yol açma potansiyeline sahip. Yetkililer, sel riskinin felaket düzeyde olabileceği konusunda halkı uyararak gerekli önlemleri almaları çağrısında bulundu.

    Hazırlıklar yoğunlaştırıldı: Güvenlik önlemleri artırıldı

    Florida yetkilileri, kasırgaya karşı hazırlıkları hızlandırmak amacıyla birçok bölgedeki okul ve iş yerlerinin kapalı kalacağını duyurdu. Tahliye merkezleri kurulmuş durumda ve halkın bu merkezlere yönlendirilmesi için çalışmalar devam ediyor. Güvenlik ve acil durum ekipleri, olası kurtarma ve tahliye operasyonları için tam kapasiteyle hazır durumda bekliyor.

    Kasırganın ilerlemesi ve gelecekteki riskler

    NHC’nin tahminlerine göre, Milton Kasırgası’nın Florida’nın batı kıyısında geniş çapta yıkıcı etkiler yaratması bekleniyor. Kasırganın gücü nedeniyle elektrik kesintileri, altyapı hasarları ve büyük ölçekli tahliye operasyonları olası senaryolar arasında yer alıyor. Yetkililer, halkı kasırganın geçişi sırasında iç mekânlarda kalmaya ve güvenlik önlemlerine uymaya çağırıyor.

  • İspanya Başbakanı, İsrail saldırılarını ‘işgal’ dedi

    İspanya Başbakanı, İsrail saldırılarını ‘işgal’ dedi

    İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, parlamentoda gerçekleştirdiği konuşmasında İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarına değindi. İsrail’in Lübnan saldırılarını “işgal” olarak tanımlayan Sanchez, uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiğini dile getirdi. Sanchez, “Lübnan gibi egemen bir devletin üçüncü bir ülke tarafından işgal edildiği açıktır ve bu nedenle uluslararası toplum buna kayıtsız kalamaz. Ukrayna’daki, aynı zamanda Gazze’deki durumu kınadık. Şimdi de Lübnan’ın işgalini kınıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Sanchez, daha önce “İsrail’in uluslararası insancıl hukuka uyduğuna dair şüpheleri” olduğu sözleri ile İsrailli yetkililerin tepkisini çekmişti. İspanya, geçtiğimiz mayıs ayında Filistin Devleti’ni resmen tanıma kararı almıştı.

  • “Güney Kore’yle yol bağlantılarını keseceğiz”

    “Güney Kore’yle yol bağlantılarını keseceğiz”

    Güney Kore ve ABD’nin gerçekleştirdiği bölgedeki askeri faaliyetlere Kuzey Kore’nin tepkisi sürüyor. Kuzey Kore Halk Ordusu Genelkurmay Başkanlığından yapılan açıklamada, “Düşman güçler, çatışmacı histerilerinde giderek pervasızlaşıyor. Bu, Kore Yarımadası’nın ciddi güvenlik durumunu daha öngörülemez bir aşamaya itiyor. Her gün Kuzey Kore’nin güney sınırına yakın bölgede eş zamanlı olarak çeşitli saldırı tatbikatları düzenlenirken, ABD’nin stratejik nükleer varlıkları bölgeye sık sık geliyor ve savaş manyakları Kuzey Kore’deki ‘rejimin sonu’ hakkında sık sık yüksek sesle konuşuyor. Bu, asla göz ardı edilemeyecek durumun ciddiyetini kanıtlıyor” ifadeleri kullanıldı.

    Kore Yarımadası’nda yaşanan kritik askeri durumun Kuzey Kore Silahlı Kuvvetlerinin ulusal güvenliği daha güvenilir bir şekilde savunabilmesi için daha kararlı ve daha güçlü tedbirler almasını gerektirdiği belirtildi. Kuzey Kore Genelkurmay Başkanlığının güney sınırındaki bölgede kritik bir durum ve giderek artan savaş tehlikesi göz önüne alındığında topraklarını Güney Kore topraklarından tamamen ayırmak için önemli bir askeri adım atacağı kaydedilen açıklamada, “Bu amaçla ilk olarak 9 Ekim’de Güney Kore’ye bağlı kara ve demiryollarının tamamen kesilmesi ve sınır bölgelerimizin güçlü savunma yapılarıyla sağlamlaştırılması projesi başlatılacak. Ordumuzun mevcut durumda ‘birincil düşman devlet’ ve ‘değişmez baş düşman’ olan Güney Kore ile olan güney sınırını kalıcı olarak kapatması, savaşı engellemek ve Kuzey Kore’nin güvenliğini korumak için öz savunma tedbiridir” denildi.

    Ordunun ülkenin güney sınır bölgesinde başlatacağı proje konusunda herhangi bir yanlış anlaşılma ve çatışmanın önüne geçmek amacıyla Güney Kore’deki ABD birliklerine telefon mesajı gönderdiği vurgulandı.

    ABD’nin ateşkesle sonuçlanan 1950-53 Kore Savaşı’ndan bu yana Güney Kore’de yaklaşık 28 bin askeri bulunuyor.

  • Filistin Sivil Savunma Teşkilatı’ndan insani kriz açıklaması

    İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları devam ederken, Filistin Sivil Savunma Teşkilatı’ndan (PCD) bölgede yaşanan insani krize dair resmi açıklama geldi.

    İsrail’in Beyt Hanun, Beyt Lahiya ve Cebaliye’ye yönelik 4 gündür devam eden saldırılarında onlarca sivilin katledildiği kaydedilen açıklamada, “İnsanların cesetleri sokaklara saçılmış durumda ve onlara ulaşmak çok zor. Çünkü askerler ambulans ve sivil savunma ekiplerini hedef alıyor” ifadeleri kullanıldı. Yüzlerce sivilin de İsrail’in saldırılarında yaralandığı kaydedilirken, “İsrail güçleri bu bölgelere sıkı bir kuşatma uyguladı ve su, gıda ve tıbbi malzeme girişini engelliyor” denildi. İsrail ordusunun bu bölgelerdeki 200 bini aşkın Filistinli’yi evlerini boşaltmaya, sağlık personeli ve hastaları da Gazze’nin kuzeyindeki hastaneleri terk etmeye zorladığı aktarıldı.

  • İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları sürüyor

    İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları sürüyor

    İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarının bilançosu ağırlaşmaya devam ediyor. Lübnan Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, son 24 saatte İsrail’in gerçekleştirdiği saldırılarda 36 kişinin daha hayatını kaybettiği, 150 kişinin daha yaralandığı bildirildi. Son gelişmelerle birlikte 8 Ekim 2023’ten bu yana İsrail saldırılarında ölenlerin sayısının 2 bin 119’a yükseldiği kaydedilirken, yaralı sayısının ise 10 bin 19’a ulaştığı aktarıldı.

    “En az 181 bin kişi barınaklarda kalıyor”

    Lübnan Çevre Bakanı Nasır Yasin ise, son 24 saat içinde İsrail’in farklı bölgelere 137 hava saldırısı gerçekleştirdiği bilgisini paylaştı. “Yerinden edilmiş insanların barınması için 990 merkez açıldı” diyen Yasin, bunlardan 781’inin maksimum kapasiteye ulaştığını söyledi. Yasin, en az 181 bin 700 yerinden edilmiş kişinin barınaklarda kaldığını da sözlerine ekledi.

  • Rusya Discord’u yasakladı

    Rusya Discord’u yasakladı

    Rus TASS haber ajansına göre, Roskomnadzor basın servisinden yapılan açıklamada, Discord mesajlaşma uygulamasının Rus yasalarını ihlal ettiği belirtildi.

    Uygulamanın terörist ve aşırılıkçı amaçlarla kullanıldığı, bu amaçlarla vatandaşların kandırıldığı, uyuşturucu satışı ve yasa dışı bilgilerin yayılmasını sağladığı kaydedilen açıklamada, bu gerekçelerle uygulamaya engelleme kararı getirildiği ifade edildi.

    Açıklamada, geçen yıl mahkeme kararıyla uygulamada yasa dışı bilgileri silmediği gerekçesiyle Discord’a 6 milyon ruble (yaklaşık 62 bin dolar) ceza kesildiği hatırlatıldı.

    Roskomnadzor, daha önce Discord yönetimine 947 yasa dışı materyalin kaldırılması için talep göndermişti.

    Discord, 2015’te bilgisayar oyuncularının daha iyi iletişim kurmasını sağlamak amacıyla kurulmuştu.

  • Biden’ın Netanyahu’ya küfrettiği iddiası

    Biden’ın Netanyahu’ya küfrettiği iddiası

    ABD’li gazeteci Bob Woodward, yakında çıkacak olan “Savaş” adlı kitabında ABD Başkanı Joe Biden’ın İsrail Başbakan Benjamin Netanyahu’ya yönelik sert açıklamalarına yer verdi. Kitapta, Biden’ın Netanyahu’yu “kahrolası bir yalancı” olarak nitelendirdiği ve İsrail Hava Kuvvetleri’nin üst düzey bir Hizbullah komutanını öldürmesinin ardından öfkeyle Netanyahu’ya çıkıştığı yer aldı.

    “Bibi, hiçbir stratejin yok”
    Biden ve Netanyahu arasındaki ilişkinin 2024 baharında giderek gerildiği ifade edilen kitapta. Biden’ın geçtiğimiz nisan ayında Netanyahu ile yaptığı bir telefon görüşmesinde, İsrail’in Gazze-Mısır sınırında bulunan Refah kentine yönelik askeri operasyona dair “Senin stratejin ne dostum?” diyerek Netanyahu’yu sorguladığı aktarılarak, Netanyahu’nun Hamas’ın Gazze’deki son kalesi haline gelen Refah’a girilmesi gerektiğini savunduğu ifade edildi. Kitapta, Biden’ın, bu stratejinin eksik olduğunu vurguladığı ve “Bibi, hiçbir stratejin yok” dediği belirtildi.
    Kitapta, Biden’ın İsrail’in Refah’a yönelik operasyonu hakkında danışmanlarına, “Bir şeyler yapacağını biliyorum ama bunu sınırlamanın yolu ona ‘Hiçbir şey yapma’ demek” diyerek Netanyahu’nun daha büyük bir karşılık vermesini engellemeye çalıştığı aktarıldı.

    Geçtiğimiz nisan ayında, İsrail’in Suriye’nin başkenti Şam’daki İran Büyükelçiliği yerleşkesinde yer alan konsolosluk binasına düzenlediği saldırıya yer verilen kitapta, ABD ve müttefiklerinin İsrail’e destek vererek İran’ın misillemelerini engellediği kaydedildi. Kitapta, ABD ve diğer müttefiklerin İran’ın İsrail’e ateşlediği füzelerin çoğunun engellemesine yardım etmesinin ardından Biden’ın Netanyahu’yu karşılık vermemeye ve “kazanmayı kabul etmeye” çağırdığı ifade edildi.

    “Bibi, ne oluyor lan?”
    Geçtiğimiz temmuz ayında İsrail’in, Hizbullah’ın en üst düzey komutanlarından biri olan Fuad Shukr’u öldürmesine değinilen kitapta, Shukr’un öldürülmesi üzerine Biden’ın, Netanyahu’ya sert bir şekilde çıkıştığı ve “Bibi, ne oluyor lan?” diye bağırarak, İsrail’in ve Netanyahu’nun küresel imajının giderek “haydut bir devlet, haydut bir aktör” gibi algılandığını aktardığı ifade edildi.
    Biden’ın, Netanyahu hakkında özel konuşmalarında ise oldukça sert ifadeler kullandığı ve küfür ettiği öne sürülen kitapta, Biden’ın Netanyahu’ya “O lanet olası bir yalancı” ve “kötü bir adam” olarak nitelendirdiği belirtildi.

    ABD’nin Orta Doğu politikası ve Suudi Arabistan ilişkileri
    Kitapta, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile İsrail-Suudi Arabistan ilişkilerinin normalleşmesi üzerine yaptığı görüşmelere de değiniliyor. Blinken’ın, Selman’a Filistin devleti konusunda Suudi Arabistan’ın tutumunu sorduğu aktarılan kitapta, Selman’ın “İstiyor muyum? Çok da önemli değil. İhtiyacım var mı? Kesinlikle” şeklinde cevap verdiği belirtildi.
    Biden ve Netanyahu arasındaki diplomatik ilişkinin ne kadar zor bir dönemden geçtiğini ve iki lider arasındaki güvensizliğin boyutlarını gösteren kitapta, Biden’ın Netanyahu’ya yönelik sert eleştirileri, İsrail’in Orta Doğu’daki askeri operasyonlarına dair ABD’nin tutumunda bir değişim olup olmadığını okuyucuya sorgulatıyor.

  • İsrail Savunma Bakanı Gallant, Nasrallah’ın halefi olarak görülen Safiyuddin’in öldürülmüş olabileceğini iddia etti

    İsrail Savunma Bakanı Gallant, Nasrallah’ın halefi olarak görülen Safiyuddin’in öldürülmüş olabileceğini iddia etti

    İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) Kuzey Komutanlığı’nı ziyareti sırasında Hizbullah’ın Genel Sekreter Yardımcısı ve Hasan Nasrallah’ın halefi olarak görülen Haşim Safiyuddin, hakkında açıklamada bulundu.

    Gallant, İsrail’in geçtiğimiz hafta Lübnan’ın başkenti Beyrut’a düzenlediği saldırıda Safiyuddin’in öldürülmüş olabileceğini iddia ederek, “Hizbullah lideri olmayan bir örgüt, Nasrallah ortadan kaldırıldı, muhtemelen onun yerine geçecek kişi de ortadan kaldırıldı. Bunun olan biten her şey üzerinde dramatik bir etkisi var. Karar verecek, harekete geçecek kimse yok” dedi.
    Gallant, “Lübnan’daki duman dağıldığında İran, en değerli varlıkların yani Hizbullah’ı kaybettiklerini anlayacak” ifadelerini kullandı.

  • Aliyev, Putin ile görüştü

    Aliyev, Putin ile görüştü

    Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) Devlet Başkanları Toplantısı marjında bulunduğu Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede ekonomi, ticaret ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ele alındı.

    Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Putin’in Azerbaycan ziyaretinin ardından ikili ilişkilerin dinamiklerinin daha dikkat çekici bir şekilde geliştiğini belirterek, “Bakü’de Ağustos ayında alınan kararların uygulanması çerçevesinde hükümet üyeleri ile çeşitli yapıların temsilcileri arasında birçok temas gerçekleştirildi. Bugün bu konuları değerlendirmek için iyi bir fırsat. Çünkü gündemimiz oldukça geniş. Özellikle Ağustos ayında Bakü’de göz önünde bulundurduğumuz projeler, elbette sürekli dikkat ve kontrolümüzü gerektiriyor. Böylece bugün gündeme göz atmak ve iki ülke arasında varılan o anlaşmaların uygulanmasına yönelik somut adımları belirlemek için iyi bir fırsat” dedi.

    “Ticaret hacmimiz 4.3 milyar dolar”

    Putin ise Azerbaycan-Rusya ilişkilerinin olumlu yönde ilerlediğini ifade ederek, “Bunu daha önce Azerbaycan’a yaptığımız ziyaret sırasında da dile getirmiştik. Ticaret hacmimiz 4.3 milyar dolar. Bizim Azerbaycan ekonomisine doğrudan yatırımlarımız ise 4 milyar dolardan fazla. Hem enerji hem de altyapı alanında, ikili ve çok taraflı girişimler de dahil olmak üzere hepsi umut verici, dinamik ve uygulanabilir olan çok sayıda ilgi çekici proje var” diye konuştu.
    Putin, Aliyev’i 23-24 Ekim’de Rusya’nın Kazan şehrinde gerçekleştirilecek BRICS Plus toplantısına davet etti. Aliyev daveti memnuniyetle kabul ettiğini söyledi.

  • “BM Lübnan Geçici Görev Gücü’nün yetkileri artırılmalı”

    “BM Lübnan Geçici Görev Gücü’nün yetkileri artırılmalı”

    Fransa’nın Strasbourg kentindeki Avrupa Parlamentosunda “Orta Doğu’da artan şiddet ve Lübnan’daki son gelişmeler” konulu oturum düzenlendi. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell yaptığı konuşmada, Gazze’de 1 yıl önce başlayan çatışmaların bölgeye yayıldığını ve halihazırda Lübnan’ın güneyini etkilediğini ifade etti. Borrell, “Hava saldırıları inanılmaz derecede şiddetli. Verilere göre Lübnan nüfusunun yaklaşık yüzde 20’si yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldı” dedi. Başta ABD ve Fransa olmak üzere uluslararası toplumun ateşkes sağlama girişimlerine rağmen gerginliğin tırmanmaya devam ettiğini vurgulayan Borrell, “Lübnan, çok istikrarsız bir ülke. Çünkü devlet içinde devlet bulunması söz konusu. Bu, İran’ın kuklası olan Hizbullah’tır. Örgütün sivil kanadı da mevcut ve Lübnan hükümetinde ve parlamentoda üyeleri bulunuyor. Askeri bir kanadı da var ve bunu bir terör örgütü olarak kategorize ediyoruz” dedi. İsrail’in daha önce 1978, 1982, 2000 ve 2006 yıllarında Lübnan’ı işgal ettiğini ve Hizbullah’ın 1982 yılındaki işgal sonucunda ortaya çıktığını vurgulayan Borrell, örgütün bir direniş gücü olarak ortaya çıktığını, ancak daha sonra İran’la güçlü bağlar geliştirerek devlet içinde devlet oluşturan bir yapıya dönüştüğünü öne sürdü. Lübnan’da durumun her geçen gün kötüleştiğini ve yüz binlerce insanın yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldığını ifade eden Borrell, diplomatik yollardan ateşkes sağlanmasının büyük önem arz ettiğini söyledi.

    “Lübnan ordusu, ülkeyi koruyabilecek durumda değil”

    Borrell, “Ordu, ülkenin belkemiğidir, ancak Lübnan’da ordu çok zayıf bir yapı. Askerlerine ödeme yapmakta dahi zorlanıyor. Lübnan ordusu, çeşitli yabancı ülkeler tarafından finanse ediliyor ve askeri kapasitesi, Hizbullah’a karşı durmasına yetmeyeceği gibi komşusu İsrail’den gelen bir saldırı karşısında ülkenin toprak bütünlüğünü koruyabilecek durumda değil. Lübnan’da yaklaşık 10 bin UNIFIL (Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü) askeri bulunuyor, ancak bunlar sığınaklarda bulunuyorlar. Zira bir bombardımanın ortasında bu askerlerin kendilerini korumaktan öte yapabilecekleri bir şey bulunmuyor. Şunu vurgulamama müsaade edin, Lübnan toplumu dahilinde, Lübnan halkı liderliğinde gerçekleştirilecek bir siyasi reform yapılmadan hiçbir ilerleme sağlanması mümkün değil” ifadelerini kullandı. Lübnan’daki krizin çözülmesi için UNIFIL’in yetkilerinin artırılması gerektiğini vurgulayan Borrell, “Aksi takdirde bölgede bir şeylerin değişmesini sağlamak ve Lübnan’ın başka bir Gazze haline gelmesini engellemek zor olacak” dedi.

    Lübnan için yardım konferansı ve ateşkes çağrısı

    Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Lübnan için yardım konferansı düzenlemek istediğini ve bunun gerekli olduğunu vurgulayan Borrell, konferansın yapılması halinde Lübnan’da yerinden edilen kişilerin yaşadıkları yerlere dönebileceğine dikkat çekti. Borrell, “Bu fırsatı değerlendirmemiz ve bu ülkeye yardım etmemiz gerekiyor. Bu bir zayıflık anı. Fakat Lübnan’ın siyasi yapısını reforme etmemiz ve bölgede bir ateşkesi sağlamamız gerekiyor. İsrail, Lübnan’ı 4 kez işgal etti ve her işgalin ardından birinin şu soruyu kendisine sorması gerekiyordu. Bu işgaller, İsrail’i daha güvenli bir yer haline getirdi mi? İsrail’deki birçok kişi bu işgallerin İsrail’i daha güvenli yapmadığını düşünüyor. Hayır, tam tersine (İsrail’in) kuzey en kötü durumla karşı karşıya ve bu Hizbullah’ı güçlendirdi. Başka bir askeri müdahale farklı bir sonuç mu getirecek. Sanmıyorum” dedi.