Kategori: Dünya

  • NATO’da Mark Rutte dönemi başladı

    NATO’da Mark Rutte dönemi başladı

    NATO’da Jens Stoltenberg dönemi sona erdi. Eski Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Brüksel’deki NATO’daki karargahında düzenlenen törenle NATO Genel Sekreterliğini Jens Stoltenberg’den devraldı. Rutte, NATO ittifakının 14’üncü genel sekreteri oldu. Devir teslim töreninde konuşan Stoltenberg, salonda bulunanlara NATO’nun liderliğini üstlenmiş olmanın kendisi için bir onur olduğunu ifade etti. NATO’nun kendi görev süresi dahilindeki son 10 yıl içerisinde büyük ilerleme kaydettiğini vurgulayan Stoltenberg, “NATO’nun bir nesil içerisinde gördüğü en büyük dönüşüme şahit olduk. Savunmamızı güçlendirdik ve daha önce muharebe grubumuz yokken şimdi 8 muharebe grubuna kadar çıktık. Doğu kanadında onbinlerce savaşa hazır NATO askerine sahip olduk. Yüksek hazırlık seviyesindeki asker sayımız binlerle ölçülürken şimdi bu sayı yarım milyona yükseldi. Gayrisafi yurtiçi hasılanın en az yüzde 2’sini savunmaya ayıran müttefiklerin sayısı 3’ten 23’e yükseldi. Aynı zamanda NATO’yu bir kurum olarak da güçlendirdik. Ortak bütçemizi iki katına çıkararak müttefiklerimizin oluşturduğu aileye etkili bir şekilde hizmet ulaştırabilmeyi garanti altına aldık. Karadağ, Kuzey Makedonya, Finlandiya ve İsveç, ittifaka katıldı. Ukrayna ise NATO’ya daha önce hiç olmadığı kadar yakın. 2014’te Ukrayna’ya desteğimiz çok sınırlıydı. Şimdi Ukrayna’ya devasa bir destek sağlıyoruz ve yardımları Almanya’daki yeni komuta merkezimiz üzerinden koordine ediyoruz. Aynı zamanda güneyde yeni ortaklıklar inşa ettik ve Hint-Pasifik bölgesindeki ülkelerle ilişkilerimizi derinleştirdik. NATO-AB işbirliği, daha önce emsali görülmemiş seviyelere ulaştı. Avrupa ve Kuzey Amerika’nın güçlü bir NATO içerisinde birliktelikleri, ileriye giden tek yoldur. En büyük gücümüz birliğimizdir” dedi.

    Stoltenberg, Viking tokmağını Mark Rutte’ye teslim etti

    Mark Rutte’nin NATO’yu iyi bilen bir isim olduğunu ve harika bir özgeçmişe sahip olduğunu ifade eden Stoltenberg, devir teslim töreninde NATO’nun özel toplantılarında kullanılan ve ittifaka 1963’te İzlanda tarafından hediye edilen Viking tokmağını Mark Rutte’ye teslim etti.

    Rutte, NATO Genel Sekreteri olarak önceliklerini açıkladı

    Rutte, Genel Sekreterlik koltuğunu devraldıktan sonra yaptığı açıklamada, “Burada bulunmak ve NATO Genel Sekreterliği görevini devralmak benim için muazzam bir onur. Bütün ülkelere, önümüzdeki yıllarda ittifaka rehberlik etme sorumluluğunu alma konusunda bana güvendiği için teşekkür etmek istiyorum” dedi.

    NATO’daki görevi süresince üç önceliğinin olacağını ifade eden Rutte, “Bunlardan birincisi, NATO’nun gücünü muhafaza etmek ve savunmamızın tüm tehditlere karşı etkili olarak kalmaya devam etmesini sağlamak olacak. Bunun için daha iyi kapasitelere sahip daha fazla güce, daha hızlı inovasyona ve bunun için de daha fazla yatırıma ihtiyacımız olacak” ifadesini kullandı.
    Görevinde ikinci önceliğinin Ukrayna’ya destek sağlanması ve Ukrayna’nın NATO’ya yakınlaşması olacağını vurgulayan Rutte, Ukrayna güçlü ve bağımsız olmadan Avrupa’nın güvenliğinden bahsedilemeyeceğini ifade etti. Rutte, “2014 yılında MH17 sefer sayılı uçuşu gerçekleştiren uçağın vurulmasıyla ilgili tecrübeden bildiğim üzere, çatışma Ukrayna’daki cephelerle sınırlı değil. Bu nedenle Washington Zirvesi’nde üzerinde uzlaşılan komuta merkezi, finansal vaatler ve Ukrayna’nın geri dönüşü olmayan üyelik süreci konusunda üzerimize düşenleri yapmalıyız. Bu desteği ileride de devam ettirmeliyiz çünkü Ukrayna’nın olması gereken yer NATO’dur” dedi.

    Rutte, görevinde üçüncü önceliğin ise NATO’nun Avrupa Birliği ve dünya genelinde NATO ile aynı değerleri paylaşan ülkelerle olan ortaklıklarını güçlendirmek olacağını söyledi.

    “Çin, böyle devam edemez”

    Rutte, devir teslim töreninin ardından bir basın toplantısı düzenledi. Buradaki açıklamalarında Çin’in Rusya’nın savunma endüstrisine sağladığı desteği eleştiren Rutte, “Çin, Rus askeri endüstrisine verdiği destekle Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı sürdürmesinde belirleyici bir rol oynuyor. Çin, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’daki en büyük çatışmayı beslemeye, bu durumdan kendi çıkarları ve itibarı etkilenmeden devam edemez” dedi. Rusya’nın aynı zamanda İran ve Kuzey Kore’den de destek aldığını ifade eden Rutte, “Bu ay Avustralya, Japonya ve Güney Kore, ilk defa NATO savunma bakanları toplantısına katılacak. Onları karşılamak ve burada ortak meseleleri kendileriyle tartışmak için sabırsızlanıyorum” dedi.

    “Rusya’nın günlük kaybı bin ölü ya da yaralı”

    Basın toplantısında Ukrayna’daki savaşın ne durumda olduğu ve Ukrayna’nın savaşı kazanmakta olup olmadığı yönünde bir soru alan Rutte, “Savaş alanında durum açık bir şekilde pek kolay değil. Bir yandan Ukrayna ordusu, Rusya sınırları içerisindeki Kursk bölgesini elinde tutuyor fakat diğer yandan Rus güçleri, savaş alanında sınırlı ilerlemeler kaydediyor. Fakat unutulmaması gereken şey, bunun pahalıya mal olduğudur. En son tahminler, Rusya’nın günlük bazdaki kaybının bin ölü veya yaralı olduğu yönünde. Bunu, toplamda 500 bin ölü ya da yaralı bulunduğu bilgisinin üzerine eklemek gerekiyor” dedi.

    “Nükleer silah kullanımına dair herhangi bir yakın tehdit görmüyoruz”

    Rusya’nın nükleer silah tehditlerine ilişkin bir soruya cevap veren Rutte, “Kremlin’den devamlı surette tehditler duyuyoruz ve Putin’in nükleer söylemleri pervasız ve sorumsuz. Ancak aynı zamanda şunu net bir şekilde ifade etmek istiyorum; nükleer silah kullanımına dair herhangi bir yakın tehdit görmüyoruz. Bırakın Putin, nükleer cephanesinden bahsetsin. Çünkü kendisi, biz de bu konudan bahsedelim istiyor ama bana göre bunu yapmamalıyız. Sadece ortadaki açık gerçeği kabul etmemiz gerekiyor; nükleer silah kullanımına dair yakın bir tehdit söz konusu değil. Önemli olan da bu. Eğer Putin’in tehditlerine boyun eğilirse, bu bir emsal oluşturur. Bir ülkenin askeri güce başvurarak istediğini alabileceği söylenmiş olur. Bunu yapamayız” dedi.

    “Erdoğan ile yakın dostuz”

    Türkiye’nin terörle mücadele ve müttefikler arasındaki ambargoların kaldırılması konusunda talepleri olduğu ve bu konudaki tutumunun nasıl olacağı yönündeki bir soruya cevap veren Rutte, “Evet, bu çok önemli bir mesele ve evet, bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığım birçok toplantıda konuştum. Benim başbakanlık yaptığım yıllarda birlikte çalıştık. Tabii kendisi, ben başbakan olmadan önce başbakan olarak görev yapıyordu ve sonra cumhurbaşkanı oldu. Kendisiyle yakın arkadaş olduğumuzu söyleyebilirim. Terörle mücadele konusunda kendisiyle aynı fikirdeyiz ve bu, açık bir şekilde NATO bağlamında ele almamız gereken bir şey. Sadece kendisinin baskı yapması söz konusu değil, bu konuda ben de kesinlikle duyarlıyım çünkü birlikte çalışmamız gerekiyor. Bunu yapacağız, bu tartışmaları yapacağız ve ayrıca NATO dahilinde hangi tarafın kime neyi tedarik edebileceği konusunda sınırların olmaması gerektiğinin de önemli olduğunu düşünüyorum. Orada bir hassasiyet olduğunun farkındayım ve bunun üzerinde çalışmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

  • Gazze’de can kaybı 41 bin 638’e yükseldi

    Gazze’de can kaybı 41 bin 638’e yükseldi

    İsraili Gazze Şeridi’nde 361 gündür sivilleri hedef alıyor. Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail askerlerinin son 24 saatte düzenlediği 4 saldırıda 23 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 101 Filistinlinin ise yaralandığı bildirildi. İsrail’in saldırılarını başlattığı 7 Ekim’den bu yana yaşanan can kaybının 41 bin 638’e, yaralı sayısının 96 bin 460’a yükseldiği kaydedildi.

  • Tayvan’da tayfun alarmı: 112 uçuş iptal

    Tayvan’da tayfun alarmı: 112 uçuş iptal

    Tayvan, saat 240 kilometre hızla ilerleyen Krathon Tayfunu öncesi alarma geçti. Tayvan Merkezi Meteoroloji İdaresi (CWA), adanın güney ve doğu kesimleri için uyarı yayınladı. Tayvan Savunma Bakanlığı Sözcüsü Sun Li-fang, tahliye ve kurtarma çalışmalarına yardımcı olmak için adanın farklı bölgelerinde 38 binden fazla askerin hazırda beklediğini belirtti. Ulaştırma Bakanlığı ise 88 iç hat ve 24 uluslararası uçuşun iptal edildiğini duyurdu. Tayvan’ın güneyini doğusuna bağlayan demir yolu hattı da kapatıldı.

    Şiddetli yağış başladı
    Yaklaşan tayfunun etkisinin hissedildiği doğu kıyısındaki Hualian ve güneydeki Pintung şehrinde heyelan ve su baskınları meydana geldi. Hualien şehrinde bulunan Huide tünelinde yaşanan heyelan nedeniyle otoyol trafiğe kapatıldı. Ping tung şehrine bağlı köylerde de su baskınları hayatı olumsuz etkiledi.
    Tayfunun yaklaştığı adadaki çoğu markette raflar da boş kaldı.

    Yarın adaya ulaşması bekleniyor
    Akşam saatlerinde Tayvan’ın güneybatıdaki Kaohsiung’a ulaşması beklenen tayfunun 2-3 gün etkisini sürdüreceği belirtildi. Kaohsiung’ta okullar ve iş yerleri kapatılırken, halka evlerinde kalmaları çağrısında bulunuldu. Kaohsiung Belediye Başkanı Chen Chi-mai afet yönetim toplantısının ardından yaptığı açıklamada, tayfunun şiddeti ve seyrinin, 37 kişinin ölümüne ve şehirde büyük yıkıma yol açan 1977’deki Thelma Tayfunu ile aynı seviyede olduğunu söyledi. Chen, “Tayfundan sonra Kaohsiung’un tamamı su ve elektriksiz kaldı, tıpkı bir savaş gibi. Mümkün olduğunca dışarı çıkmayı sınırlandırın” dedi.
    Krathon’un Temmuz ayında Gaemi Tayfunu’nun adayı vurması ve 11 kişinin ölümüne yol açmasının ardından bu yıl Tayvan’a ulaşacak 2. tayfun olacak.

  • Lübnan’daki 25 köye tahliye çağrısı

    Lübnan’daki 25 köye tahliye çağrısı

    İsrail, Lübnan’a yönelik havadan ve karadan saldırılarını sürdürüyor. İsrail Savunma Kuvvetleri tarafından yapılan açıklamada, Lübnan’ın güneyindeki 25 köyde yaşayanlara evlerini derhal tahliye etmeleri çağrısında bulundu. Açıklamada, “IDF size zarar vermek istemiyor. Kendi güvenliğiniz için evlerinizi derhal tahliye etmelisiniz. Hizbullah’ın askeri ihtiyaçları için kullandığı her evin hedef alınması planlanıyor” denildi.

    Bölgedeki Lübnanlıların Awali Nehri’nin kuzeyine gitmeleri gerektiği ifade edilen açıklamada, “Güneye gitmenize izin verilmemektedir. Güneye gitmek hayatınızı tehlikeye atabilir” ifadesi kullanıldı. IDF, bölgeye geri dönüş için güvenlik sağlandığında bilgilendirme yapılacağını kaydetti.

    Hizbullah’tan İsrail’deki karargahlara saldırı

    Hizbullah İsrail’in saldırılarına misilleme yapmaya devam ediyor. Hizbullah tarafından yapılan açıklamada, Tel Aviv’deki İsrail askeri İstihbaratının Glilot üssünün “Fadi-4” roketleri ile hedef alındığı belirtildi. Açıklamada, Hizbullah güçlerinin ayrıca Tel Aviv yakınlarındaki İsrail dış istihbarat servisi MOSSAD’ın karargahına da saldırı gerçekleştirildiği doğrulandı.
    İsrail ordusu tarafından daha önce yapılan açıklamada Hizbullah’ın karargahlara saldırı düzenlediği belirtilmiş, roketlerden bazılarının etkisiz hale getirildiği kaydedilmişti.

  • BM’den acil yardım çağrısı

    BM’den acil yardım çağrısı

    İsrail ordusunun 2006’dan bu yana ilk kez Lübnan sınırındaki köylere başlattığı kara harekatı devam ediyor. Lübnan Başbakanı Necip Mikati Birleşmiş Milletler (BM) temsilcileriyle yaptığı görüşmede, Lübnan’ın “tarihinin en tehlikeli dönemlerinden biriyle karşı karşıya” olduğunu ifade etti. Mikati, İsrail’in saldırıları nedeniyle 1 milyon kişinin yerinden edildiğini belirterek, “Yerinden edilen sivillere destek sağlama yönündeki devam eden çabalarımızı güçlendirmek için acilen daha fazla yardım çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.

    Lübnan için yaklaşık 426 milyon dolarlık yardım çağrısı

    BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) tarafından yapılan yazılı açıklamada ise İsrail’in saldırıları nedeniyle artan ihtiyaçlar için 426 milyon dolarlık yardım çağrısında bulunuldu. Açıklamada, “BM ve Lübnan’daki insani yardım ortakları, 3 ay boyunca ilkeli ve etkili insani için acil yardım çağrısı yapıyor. Lübnan’daki 1 milyon kişiye hayat kurtarıcı yardım ve koruma sağlamak için 425 milyon 745 bin dolar talep ediliyor. Artan çatışmaların ortasında kalan insanların mevcut ve yeni insani ihtiyaçlarını karşılamak için ek fonların derhal sağlanması hayati önem taşıyor” ifadeleri kullanıldı.

    “BM gücü pozisyonunu korumaya devam ediyor”

    Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) tarafından yapılan yazılı açıklamada, “İsrail Savunma Kuvvetleri dün UNIFIL’e Lübnan’a sınırlı kara harekatı düzenleme niyetini bildirdi. Bu tehlikeli gelişmeye rağmen görev gücü, pozisyonunu korumaya devam ediyor. Pozisyonumuzu ve faaliyetlerimizi düzenli olarak ayarlıyoruz ve kesinlikle gerek duyulması halinde devreye sokmak üzere hazır acil durum planlarımız var. Görev gücünün güvenliği en önemli unsurdur ve tüm taraflara buna saygı gösterme yükümlülüğü hatırlatılmaktadır. Lübnan’a yapılan her türlü geçiş, Lübnan’ın egemenliği ve toprak bütünlüğünün ihlali olup 1701 sayılı kararın ihlali anlamına gelmektedir. Tüm aktörleri, daha fazla şiddete ve daha fazla kan dökülmesine yol açacak bu tür gerilimi arttırıcı eylemlerden geri adım atmaya çağırıyoruz. Mevcut gidişata devam etmenin bedeli çok ağır. Sivillerin korunması, sivil altyapının hedef alınmaması ve uluslararası hukuka saygı gösterilmesi gerekiyor. Tarafları, bu bölgede istikrarı yeniden sağlayacak tek uygulanabilir çözüm olarak BM Güvenlik Konseyi kararlarına ve 1701 (2006) sayılı karara yeniden bağlı kalmaya çağırıyoruz” ifadeleri kullanıldı.

    “Kara saldırısı sınırdaki Hizbullah kalelerini hedef alacak”

    İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Sözcüsü Daniel Hagari ise yaptığı açıklamada, İsrail’in Güney Lübnan’a yönelik kara harekatının “İsrail’i tehdit eden sınırdaki Hizbullah üslerini” hedef alacağını ve Lübnan halkına karşı bir savaş olmadığını belirtti. Hagari, “Bu kara saldırıları, sınırımızdaki İsrail yerleşim yerlerini tehdit eden Hizbullah kalelerini hedef alacak. Hizbullah, İsrail köylerinin yanındaki Lübnan köylerini, İsrail’e saldırıya hazır askeri üslere dönüştürdü. Lübnan devleti ve dünya Hizbullah’ı sınırımızdan uzaklaştıramıyorsa bunu kendimizin yapmasından başka çaremiz yok” ifadelerini kullandı.

  • Husiler’den İsrail’e İHA saldırısı

    Husiler’den İsrail’e İHA saldırısı

    İsrail’in Gazze Şeridi ve Lübnan’a yönelik saldırıları devam ederken, Husiler de İsrail’i hedef alıyor. Husilerin sözcüsü Yahya Sare yaptığı açıklamada, İsrail’in başkenti Tel Aviv’deki Yafa bölgesinde İsrail ordusuna ait bir askeri hedefe “Yafa” isimli İHA ile saldırı düzenlendiğini ifade etti. Husilerin ayrıca “Samad 4” tipi 4 adet insansız hava aracı ile Eilat şehrindeki askeri noktaları da hedef aldığını belirten Sare, iki operasyonun da başarılı bir şekilde hedefine ulaştığını söyledi.

    İsrail’in saldırılarına karşı tüm Arap ve İslam dünyasına sessizliğini bozma çağrısında bulunan Sare, İsrail’in yayılmacı projeleri başarısız oluncaya kadar Filistin ve Lübnan halkına destek vermeyi sürdüreceklerini belirtti.

    İsrail’den saldırıya ilişkin henüz bir açıklama yapılmadı.

  • Helene Kasırgası’nda can kaybı 133’e yükseldi

    Helene Kasırgası’nda can kaybı 133’e yükseldi

    ABD’nin Florida eyaletinde Perşembe günü gece saatlerinde kategori 4 seviyesinde karaya çıkan; Georgia, Virginia, Tennessee, Güney Carolina ve Kuzey Carolina’da etkili olan Helene Kasırgası’nda bilanço artıyor. Yetkililerden yapılan açıklamalara göre kasırgada toplam can kaybı 133’e yükseldi. Kasırgadan en çok etkilenen Kuzey Carolina eyaletinde en az 40 kişi hayatını kaybetti. Kuzey Carolina Valisi Roy Cooper, kasırganın eyalet üzerindeki etkisinin “tamamen felaket” olduğunu ifade etti. ABD Başkanı Joe Biden yarın eyaleti ziyaret edeceğini açıkladı.
    Kasırga nedeniyle yaklaşık 2 milyon ev ve iş yerine hala elektrik verilemediği aktarıldı. AccuWeather hava durumu servisine göre kasırganın yol açtığı yıkımın 145-160 milyar dolar arasında olduğu tahmin ediliyor.

  • Tayland’daki okul servisi faciasında can kaybı 25 oldu

    Tayland’daki okul servisi faciasında can kaybı 25 oldu

    Tayland’ın Pathum Thani eyaletine bağlı Lam Luk Ka bölgesinde bir otoyolda bugün yerel saatle 12.20 sıralarında geziden dönen 4-5 yaşlarındaki 38 anaokulu öğrencisi ve 6 öğretmeni taşıyan okul servisi alev aldı.

    Yangında hayatını kaybeden çocukların sayısı 22’ye yükselirken, 3 öğretmenin de öldüğü açıklandı. Yanan otobüsten kaçmayı başaran yaralı öğrenci ve öğretmenlerin ise hastaneye kaldırıldığı belirtildi.

    Yangından kurtulan bir öğretmen yaptığı açıklamada, yangın sırasında kapının bir süre açılmadığını bu nedenle birçok öğrencinin dışarı çıkamadığını söyledi.

    Alevlerin sardığı iki katlı otobüs itfaiye ekiplerince yaklaşık bir saatte söndürülürken, yangının nedenine ilişkin inceleme başlatıldı. Görgü tanıkları tarafından yapılan açıklamaya göre otobüs, ön lastiğinin patlaması sonucu otoyoldaki beton bariyere çarpmasının ardından alev aldı. Olay sırasında 48 yaşındaki otobüs şoförünün kaçtığı ve arama operasyonu başlatıldığı bildirildi.

  • İsrail askeri Lübnan’a girdi

    İsrail askeri Lübnan’a girdi

    İsrail’in Lübnan’ın Laylaki, al-Marija, Harert Hreik ve Burj al-Barahneh bölgelerine yönelik hava saldırıları sürerken, Orta Doğu’daki gerilimi yeni boyuta taşıyacak bir gelişme yaşandı. İsrail ordusundan yapılan açıklamada, Hizbullah hedeflerine karşı “Güney Lübnan’da hedefli ve sınırları belirlenmiş bir kara operasyonu” başlatıldığı bildirildi. Operasyonun sınıra yakın bazı köylerde devam ettiği kaydedilen açıklamada, kara birliklerinin İsrail savaş uçakları tarafından desteklendiği aktarıldı.

    Son 24 saatin bilançosu netleşti: En az 95 ölü

    Lübnan Sağlık Bakanlığı’na bağlı Halk Sağlığı Acil Operasyon Merkezi’nden yapılan açıklamada ise, son 24 saatte düzenlenen İsrail saldırılarında ülke genelinde en az 95 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. 172 kişinin yaralandığı belirtilirken, saldırıların Güney Lübnan’daki kasaba ve köyler, Nabatieh, Bekaa, Baalbek-Hermel ve başkent Beyrut’u hedef aldığı açıklandı.

  • Borrell: “Lübnan’a daha fazla askeri müdahaleden kaçınılması gerekiyor”

    Borrell: “Lübnan’a daha fazla askeri müdahaleden kaçınılması gerekiyor”

    AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB ülkeleri dışişleri bakanlarının Lübnan gündemiyle gerçekleştirdiği olağanüstü toplantının ardından basın toplantısı düzenledi. Borrell, gayriresmi formatta ve video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen toplantının ardından Meksika’dan canlı bağlantı yaparak, Brüksel’deki gazetecilere açıklamalarda bulundu.

    “Lübnan için kader anı”

    Konuşmasına “Bu, Lübnan için bir kader anı” ifadeleriyle başlayan Borrell, AB dışişleri bakanlarını olağanüstü toplantıya çağırma sebebinin Lübnan’daki durumun kötüleşmesi ve Lübnan devlet kurumlarının çökme riskiyle karşı karşıya bulunması olduğunu ifade etti. Borrell, “Avrupa Birliği, sürekli olarak diplomatik bir çözüm için kapıların açılması yönünde baskı yapmaktadır. Derhal ateşkes çağrısında bulunuyoruz. Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin konuşlandırılması, Lübnan’da bir cumhurbaşkanı seçilmesi, bir hükümet oluşturulması ve 701 sayılı (BM Güvenlik Konseyi) kararının tam olarak uygulanmasının sağlanması için çağrıda bulunuyoruz” dedi.

    Cuma gününden bu yana Beyrut ve Lübnan’ın tamamındaki saldırıların Hizbullah liderlerini hedef aldığını fakat can kayıplarına da neden olduğunu ifade eden Borrell, İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu fakat bunu yaparken uluslararası insancıl hukuk ve uluslararası askeri hukuku da göz önünde bulundurması gerektiğini söyledi.

    “1 milyon Lübnanlı, ülke içi mülteci konumuna düştü”

    Lübnanlı yetkililere göre şimdiden 1 milyon kişinin ülke içinde mülteci konumuna düştüğünü ve Lübnanlıların zorlu hava koşullarına rağmen evlerini terk etmek zorunda kaldığını vurgulayan Borrell, ülkenin kuzeyine doğru büyük bir göç hareketi olduğunu ve bu durumun da insani yardıma olan ihtiyacı artırdığını ifade etti. Bölgede çatışmaların tırmanma riskinden büyük endişe duyduklarını vurgulayan Borrell, “Tüm tarafları, gerilimi azaltmak amacıyla itidalli davranmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Avrupa Birliği’nin İsrail ve Hizbullah arasında acil ateşkes çağrısı yaptığını vurgulayan Borrell, “Artık silahlar susmalı ve diplomasi konuşmalıdır. Diplomasinin sesi, herkes tarafından duyulmalıdır. 8 Ekim’den bu yana Hizbullah’ın İsrail topraklarına fırlattığı roket ve füzeler artık durmalıdır. Hem İsrail hem de Lübnan’ın egemenliği garanti altına alınmalıdır. Daha fazla askeri müdahale, durumu korkunç bir şekilde kötüleştirir ve bundan kaçınılması gerekiyor” dedi.