Kategori: Dünya

  • Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: “Netanyahu hükümeti ateşle oynamaya devam ediyor”

    Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: “Netanyahu hükümeti ateşle oynamaya devam ediyor”

    Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Slovenya’nın başkenti Lübliyana’da ülkenin Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Avrupa İşleri Bakanı Tanja Fajon ile görüştü. Bakan Fidan, görüşmenin ardından mevkidaşı Fajon ile ortak basın toplantısı gerçekleştirdi. Son derece verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirten Fidan, “İlişkilerimizi her alanda daha da ileriye götürmek için neler yapabileceğimizi ele aldık. Bu çerçevede iş birliğimizi, temas ve istişarelerimizi artırma konusunda karşılıklı irademizi teyit ettik. Bu kararlılığımızın bir göstergesi olarak az önce 2024-2026 dönemi için bir eylem planı hazırladık ve imzaladık. Bu eylem planı ikili ilişkilerimize belirgin bir ivme kazandıracak. Bu sayede somut ve planlı adımlarla ilişkilerimizi her alanda geliştirme imkanı bulacağız. İkili ticaret hacmimizde gerçekten çok düzenli bir artış var. Bu bizim için bir memnuniyet kaynağı. Ticari ilişkilerimizi daha da artırma konusunda mutabıkız. Bu hususta karşılıklı iradenin mevcudiyetini bugün bir kez daha teyit ettik. Karma Ekonomik Komisyonunun dokuzuncu dönem toplantısını da önümüzdeki dönemde ülkemizde düzenlemek istiyoruz. Bu çerçevede ülkelerimiz arasında sosyal güvenlik anlaşmasını bir an önce sonuca ulaştırmayı ümit ediyoruz. Bu anlaşma ekonomik ilişkilerimize katkı sağlayacağı gibi firmalarımızın karşılıklı yatırımlarını da teşvik edecektir” dedi.

    “Kara taşımacılığı transit geçiş belgelerinde tam liberalleşme sağlanmasından yanayız”
    İki ülke arasındaki ticari ilişkilerimizdeki bir diğer önemli başlığın ise ulaştırma konusu olduğunu belirten Fidan, “Bu hususta bazı adımlar atmamız gerekiyor. Slovenya nakliyecilerimize yıllık 21 bin transit geçiş belgesi sağlıyor. Ancak Avrupa’ya yönelik ihracatımızdaki artış karşısında bu rakamın yetersiz olduğunu görüyoruz. Türkiye olarak biz kara taşımacılığı transit geçiş belgelerinde tam liberalleşme sağlanmasından yanayız. Bunun tüm tarafların çıkarına olacağına da inancımız tamdır. Tam liberalleşmenin Avrupa ile Asya arasındaki ticari bağlantının güçlendirilmesine ciddi bir katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bu anlayışla Kara Ulaştırması Karma Komisyonu toplantısını mümkün olan ilk fırsatta ülkemizde düzenlemeyi arzu ediyoruz. Slovenya’daki büyük projelerin inşasında Türk firmalarının yer almasından da memnuniyet ve gurur duyuyoruz. Koper Limanı’nın yük kapasitesini ve Orta Avrupa’ya bağlantısını artıracak Koper-Divaca ikinci demiryolu projesi ile Karavanke tüneli bu önemli projeler arasında” şeklinde konuştu.

    İkili ilişkilerin yanı sıra bölgesel konuları da ele aldıklarını dile getiren Bakan Fidan, “Ülkelerimiz arasındaki iş birliği Balkanlar’da barış ve istikrarın korunması ve sürdürülmesine ciddi bir katkı sağlıyor. Ben ayrıca bu vesileyle Slovenya’ya pazar günü başlayacak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Dönem Başkanlığında da ayrıca başarılar diliyorum. Başta Filistin olmak üzere Orta Doğu, Balkanlar, Ukrayna ve Kafkaslardaki gelişmeleri ele aldık. Slovenya’nın Haziran ayında Filistin’i devlet olarak tanıma kararından duyduğumuz memnuniyeti sizlerin huzurunda tekrar vurgulamak istiyorum. Slovenya bu kararıyla ilkeli duruşunu bir kez daha göstermiştir. Filistin’de adil ve kalıcı bir çözümü hayata geçirmek için uluslararası hukuka sahip çıkan ülkelerle ortak çabalarımızı artırabileceğimize inanıyorum” diye konuştu.

    “İsrail savaşı farklı cephelere yayma peşinde”
    Gazze’de 7 Ekim’den bu yana bir soykırımın devam ettiğini vurgulayan Bakan Fidan, “İsrail, Gazze’deki insanları sistematik bir şekilde aç ve susuz bırakıyor. Hastaneleri, okulları, camileri ve kiliseleri bile bombalayan İsrail, tüm insani değerleri ayaklar altına alıyor. Kudüs’te Mescid-i Aksa’nın tarihi statükosunu değiştirmeye yönelik provokasyonlar karşısında sessiz kalmamız mümkün değil. İsrail, Gazze’de uygulanan sistematik vahşeti Batı Şeria’ya da maalesef taşımış durumda. İsrail savaşı farklı cephelerde yayma peşinde. Bölgedeki gerilim had safhada. Netanyahu hükümeti ateşle oynamaya devam ediyor. Koltuğunu koruma uğruna kendi ülkesi dahil tüm bölgenin geleceğini tehlikeye atıyor. İsrail’e kayıtsız şartsız destek çıkanlar başta olmak üzere Gazze konusunda sessiz kalan herkes vebal altındadır. İsrail’in barbarlığı artık bir son bulmalı. Masada Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararıyla kayıt altına alınmış bir mutabakat imkanı var. İsrail’in kalıcı ateşkesi onay vermesi için uluslararası toplum gerekli baskıyı kurmak zorundadır. Kalıcı barışın tek yolu ise her zaman söylediğimiz gibi 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe haiz bir Filistin devletinin tesisidir. Bunu sağlamaya yönelik çabalarımız vicdan sahibi tüm ülkelerle birlikte hız kesmeden devam edecektir” dedi.

    “Türkiye’nin AB üyeliği stratejik perspektifi tam bir kararlılıkla devam etmektedir”
    Belçika’nın başkenti Brüksel’de dün gerçekleştirilen Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı’na katıldığını hatırlatan Fidan, “Gerçekten çok verimli bir toplantıydı. Toplantıdaki tartışmalarımız, görüşmelerimiz, fikir alışverişlerimiz kabaca iki başlık altında toplandı diyebilirim. Bunlardan birincisi Türkiye-Avrupa Birliği kurumları arasındaki ilişkide neredeyiz? Neler yapılabilir, neler yapılmalı? Biz kendi görüşlerimizi söyledik. Üye devletlerin dışişleri bakanları kendi pozisyonlarını aktardılar. İkinci ana başlıkta da Dışişleri bakanları toplantısı olduğu için zaten yüksek temsilci Sayın Borrell de oradaydı. Avrupa Birliği-Türkiye dış politika perspektifleri nasıl uyumlaştırabilir, iş birliğini nasıl daha derinleştirebiliriz, belli konularda neler düşünüyoruz, neler yapılabilir onları görüşme imkanımız buldu. Tabii her iki başlıkta da yapılacak çok iş var. Ama şunun altını özellikle çizdik. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği stratejik perspektifi tam bir kararlılıkla devam etmektedir. Cumhurbaşkanımızın geçen sene Mayıs ayındaki seçim zaferinden sonra bunu bir kez daha ilan ettiğini, orada gündeme getirdik. Bu vesileyle aynı iradenin, aynı siyasi iradenin Avrupa Birliği ülkelerinde olması durumunda bunun tabii ki Avrupa Birliği kurumlarına da yansıması mümkün olacak ve Türkiye Avrupa Birliği kurumları arasındaki ilişki daha da ileri gidecek” şeklinde konuştu.

    “AB’de azami çoğunluk Türkiye ile ilişkilerin daha da ilerletilmesi yönünde bir iradeye sahip”
    Üyelikle ilgili Avrupa Birliği’nde bir siyasi irade sorunu olduğuna dikkat çeken Bakan Fidan, “Bu sorunu aşmak kendi iç meseleleri. Tabii Türkiye olarak bu sorunu aşmada ne türden katkıda bulunabiliriz, bunu da derinlemesine tartışmamız gerekiyor. Aynı şekilde tabii üyelikle ilgili perspektif devam ederken şu anda karşı karşıya kaldığımız cari sorunlar var. Bunlar nasıl gündeme getirilebilir, nasıl ilerletilebilir? Onları da görüşme imkanımız oldu. Başta Gümrük Birliği’nin güncellenmesi meselesi, daha sonra vizeyle ilgili konular. Avrupa Yatırım Bankası’nın Türkiye’ye yönelik faaliyetleri başta olmak üzere bir dizi idari ve siyasi teknik konu, finansal konu masaya yatırıldı. Daha sonra özellikle Filistin, Rusya-Ukrayna savaşı, Kafkasya, Afrika, Orta Doğu olmak üzere hem Avrupa’yı hem Türkiye’yi yakından ilgilendiren dış politika konularında da çok yoğun bir fikir alışverişinde bulunduk. Burada da birçok konuda aslında fikirlerimizin yakınlaştığını görmek memnuniyet verici. Özellikle Filistin konusunda çatışmalar, savaşın bir an önce durması, insani yardımların başlaması, İsrail’e baskı yapılması ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesi konusunda genel bir konsensüs sağlandığını görmekten gerçekten memnunuz. Ayrıca üye devletlerin çoğunluğunun Türkiye ile daha düzenli, daha yapısal istişare mekanizmalarının hayata geçirilmesi konusunda destek verdiğini görmekten de memnuniyet duyuyoruz. Ama bildiğiniz gibi Avrupa Birliği’nde kararlar tam bir konsensüs ile alınıyor. Ama birçok konuda azami çoğunluğun Türkiye ile ilişkilerin daha da ilerletilmesi yönünde bir iradeye ve görüşe sahip olduğunu da gördüm” dedi.

    “Ukrayna’daki savaşın nükleere dönüşme riski her an için mevcut”
    Savaşların küresel etkisi olduğunu vurgulayan Fidan, “Rusya-Ukrayna savaşı maalesef Avrupa’nın göbeğinde, 21’inci yüzyılda üç yıldır devam eden bir konvansiyonel savaş. Bu savaşın da tabii ki nükleere dönüşme riski her an için mevcut. Avrupa’nın ortasında cereyan eden bir savaşta 500 binden fazla insanın hayatını kaybetmiş veya yaralanmış olması ve milyonlarca insanın yerinden edilmiş olması gerçekten büyük bir trajedi. Türkiye olarak biz bütün coğrafi bölgelerde yaptığımız gibi temel tercihimizi, dış politika stratejimizi bir an önce çatışmanın, savaşın durmasından ve yerini diyaloğa, görüşmelere bırakılmasından yanayız. Biliyoruz ki bu çok kolay bir şey değil. Fakat prensipte bunu niyet olarak kabul etmek gerekiyor. Böyle bir metodu denemek gerekiyor. Tarafların savaşıyor olması, barışçıl görüşmeleri veya bu türden fikirleri karşılıklı teati etmeleri için görüşmelerine mani değil. Bu her zaman için mümkün. Çünkü savaşın maliyeti inanılmaz derecede yüksek ve şu anda ilerisi için getirdiği riskleri de şimdiden tahmin etmek zaman zaman mümkün olmayabiliyor. Dolayısıyla büyük risklere açık ve halihazırda büyük bedeller ödetmiş bu savaşın durdurulmasını talep etmek normal bir şey, insani bir şey. Yani bunun için görüşmelere başlamak gerekiyor. Zaten savaş devam ediyor. Ama diğer taraftan görüşmelerin devam etmesi, ciddi niyetler ortaya konması, bu savaşın daha fazla bölgemize ve küresel istikrara zarar vermesini engellemek için elzemdir diye düşünüyorum. Bunun için Cumhurbaşkanımız biliyorsunuz her iki tarafa da gerekli telkinlerde ve tekliflerde bulunuyor” diye konuştu.

    “İsrail’e karşı uluslararası baskı arttırılmalı”
    Gazze’de devam eden katliamın durması için uluslararası baskının artırılması gerektiğinin bir öncelik olduğunu ifade eden Fidan, “Neden? İsrail şu ana kadar hiçbir maliyet ödemediği için sadece Gazze’de bir soykırım yapmakla değil, aynı zamanda şimdi Batı Şeria, daha sonra Lübnan, daha sonra adını tahmin edemeyeceğimiz, kendine düşman ilan ettiği başka ülkelere de bu savaşı taşıma lüksünü görüyor. Siyasi maliyeti ödemiyor, ekonomik maliyeti ödemiyor, askeri maliyeti ödemiyor. Çünkü bu maliyeti ödetecek bir uluslararası mekanizma harekete geçirebilmiş durumda değil. Türkiye gibi birkaç tane ülke kendi ekonomik tavırlarını, ticari tavırlarını, siyasi tavırlarını koyuyorlar ama daha büyük bir baskı mekanizmasının üretilmesi gerekiyor. Biz nasıl ki Ukrayna’nın topraklarının işgal edilmesine karşıysak, Filistin devletinin de topraklarının İsrail tarafından işgal edilmesine karşıyız. Yöntem olarak birincisi İsrail’e uluslararası toplumun dur demesi ve 1967 sınırları içerisindeki sınırlarına geri çekilmesi. Daha sonra İsrail’in şunu demesi gerekiyor. Benim 1967 sınırları dışında herhangi bir toprak parçasıyla işim yok. Ondan sonra uluslararası toplum Türkiye’nin de dahil olduğu ve dahil olduğu üyeleriyle gerek İsrail’in güvenliği, gerek Filistinlilerin güvenliği için elinden geleni yapar. Ama ortada devam eden bir işgal var yıllardır. Baskı var, katliam var, zulüm var. Bunların olduğu bir yerde uluslararası toplumun barış yolunda kalıcı adımlar atması giderek zorlaşıyor. Dolayısıyla biz bu noktadaki umudumuzu da kaybetmiyoruz. Uluslararası diplomatik baskı mekanizmalarının tamamıyla kullanılması için uluslararası topluma çağrı yapıyoruz. Gerek Uluslararası Adalet Divanı’ndaki çabalarımız, gerek ticareti kesmeyle ilgili çabalarımız, gerek siyasi çabalarımız, gerek uluslararası diğer ortamlardaki çabalarımız dostlarımızla beraber bu baskıyı artırma yönündedir. Çünkü hepimiz biliyoruz ki, bir ülkenin kendi kişisel hırsını devam ettirmek için ortaya koyduğu bu türden bir savaş ve katliam, bütün dünya için riskleri de beraberinde getiriyor. Bundan sakınmamız gerekiyor. Sorumlu bütün siyasetçilerin, devlet adamlarının bu yönde adım atması gerekiyor” dedi.

  • Tokyo ve çevresinde sel baskınları

    Tokyo ve çevresinde sel baskınları

    Japonya’da 3 gündür şiddetli rüzgar ve yağışlara neden olan Shanshan Tayfunu kademeli olarak etkisini kaybederken, afetin bilançosu netleşmeye başladı. Yerel yetkililerden edinilen bilgilere göre, Tokushima ve Fukuoka eyaletlerinde yaşayan 2 kişinin fırtına ve sel nedeniyle hayatını kaybetmesiyle ölü sayısı 6’ya yükseldi. Miyazaki, Kagoshima, Nagasaki, Kumamoto, Oita, Fukuoka ve Saga eyaletleri başta olmak üzere ülkenin farklı kesimlerinde 110 kişinin ise yaralandığı açıklandı. Kyushu adasındaki birçok bölgede sel baskınları ve toprak kaymaları meydana gelirken, bugün de yaklaşık 131 bin hanede elektrik kesintisi yaşandığı aktarıldı.

    Tokyo ve çevresinde sel baskınları yaşandı

    Dün gece itibariyle Tokyo ve çevresindeki eyaletlerde de şiddetli yağışlara neden olan Shanshan Tayfunu, birçok bölgede maddi hasara yol açtı. Cadde, alt geçit ve otoparklar sele teslim olurken, araç, ev ve iş yerleri sular altında kaldı. Tren seferlerinde de iptal ve gecikmeler yaşandı.

    Risk devam ediyor

    Bugün öğlen saatleri itibarıyla kademeli olarak etkisini yitiren Shanshan Tayfunu’nun tropikal fırtınaya dönüştüğünü duyuran Japonya Meteoroloji Ajansı (JMA), buna rağmen ülkenin geniş kesimlerinde hafta sonu boyunca şiddetli yağış riskinin devam ettiğini açıkladı. Yetkililer, riskli bölgelerde yaşayan sakinler sel baskınları ve toprak kaymalarına karşı hazırlıklı olmaya çağırdı.

  • Afganistan vatandaşları sınır dışı ediliyor

    Afganistan vatandaşları sınır dışı ediliyor

    Almanya, Taliban’ın kontrolü ele geçirdiği Ağustos 2021’den bu yana ilk kez Afganistan uyrukluları ülkesine geri gönderiyor. Hükümet sözcüsü Steffen Hebestreit yaptığı açıklamada, gönderilen Afganistan vatandaşlarının Almanya’da kalma hakları bulunmayan ve haklarında sınır dışı emri çıkarılan hükümlü suçlular olduğunu söyledi. Hebestreit, Taliban ile diplomatik ilişkileri bulunmayan Almanya’nın sınır dışı işlemlerini gerçekleştirmek için önemli bölgesel ortaklardan destek istediğini ifade etti.
    Alman basınının güvenlik kaynaklarına dayandırdığı habere göre Qatar Airways’e ait 28 Afganın bulunduğu uçak, Leipzig Havaalanı’ndan yerel saatle 07.00’de Afganistan’ın başkenti Kabil’e gitmek üzere havalandı. Habere göre deport işlemi Katar arabuluculuğunda 2 ay süren gizli müzakereler sonucunda gerçekleştirildi.
    Almanya, Taliban yönetiminin 2021’de iktidara gelmesinin ardından Afganistan’a sınır dışı etme işlemlerini tamamen durdurmuş ve Kabil’deki büyükelçiliğini kapatmıştı.
    Almanya’da göçmenler tarafından işlenen yüksek profilli suçların artmasının ardından, yasadışı göçe karşı sert önlemler alınması yönünde hükümete karşı baskılar artmıştı.

  • Ukrayna, savaş uçağının düştüğünü açıkladı

    Ukrayna, savaş uçağının düştüğünü açıkladı

    Ukrayna ve Rusya arasında devam eden savaşta her iki taraf da kayıplar veriyor. Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, Ukrayna hava kuvvetlerine ait ABD yapımı F-16 savaş uçaklarından birinin Pazartesi günü Rusya’nın füze saldırısının püskürtüldüğü sırada düştüğü belirtildi. F-16’ların hava muharebesi sırasında yüksek performans gösterdiği vurgulanan açıklamada, uçakların Rusya’ya ait 4 seyir füzesini düşürdüğü kaydedilerek, “Bir sonraki hedefe yaklaşırken uçaklardan biriyle bağlantı kesildi. Daha sonra uçak düştü ve pilot hayatını kaybetti” ifadesi kullanıldı.
    ABD’li bir savunma yetkilisi tarafından daha önce yapılan açıklamada, kazanın Rusya’nın saldırısı sonucu değil pilot hatasından ya da teknik arıza gibi nedenlerden kaynaklandığını düşündüklerini ifade etmiş, kazanın nedeninin araştırıldığını belirtmişti.

    F-16’lar bu ay teslim edilmişti

    Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, 4 Ağustos’ta yaptığı açıklamada ABD yapımı F-16 savaş uçaklarını uzun süren müzakereler sonucu teslim aldıklarını söylemişti. Zelenskiy, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “F-16’lar konusunda yardımcı olan tüm ortaklarımıza, uçak talebimizi ilk kabul eden ülkeler Danimarka, Hollanda ve ABD’ye minnettarım” ifadelerini kullanmıştı.
    Ukrayna, pazartesi günü Rusya’nın 100’den fazla füze ve yaklaşık 100 insansız hava aracı ile geniş çaplı saldırı gerçekleştirdiğini ve enerji tesislerinin hedef alındığını açıklamıştı.

  • Harris: “Bu savaş bitmek zorunda”

    Harris: “Bu savaş bitmek zorunda”

    ABD Başkan Yardımcısı ve Demokrat Parti’nin başkan adayı Kamala Harris, başkan yardımcısı adayı olan Minnesota Valisi Tim Walz ile birlikte CNN televizyonuna röportaj verdi.

    Siyasi görüşlerini niçin değiştirdiği sorusuna cevap verdi

    Programda Harris, kaya gazı ve türevlerinin çıkarılması için kullanılan hidrolik kırma yönteminin kullanımı ve ABD sınırının yasal olmayan yollardan geçilmesinin suç olmaktan çıkarılmasına ilişkin siyasi görüşlerini neden değiştirdiğine ilişkin bir soruya cevap verdi. Demokrat Parti adayı, “Siyasi perspektifim ve kararlarımın en önemli ve anlamlı yönü, benimsemekte olduğum değerlerin değişmemiş olmasıdır” dedi.
    Daha önce çevreye verdiği zarar nedeniyle hidrolik kırma yöntemine karşı çıkan fakat seçim sürecinde bu pozisyonunu değiştiren Harris, “Örneğin, sera gazı emisyonlarının azaltılması için belirli standartlara ulaşılması konusunda ABD ve dolayısıyla dünya için hedefler ortaya koymamız gerekiyor. Bu konudaki değerimde bir değişiklik olmadı” dedi.

    Cumhuriyetçi bakan vaadi

    Seçilmesi halinde Cumhuriyetçi Partili bir siyasetçiyi kabineye alma sözü veren Harris, bunun için aklında herhangi bir ismin bulunmadığını söyledi. Harris, “Kabinenin bir üyesinin Cumhuriyetçi olmasının Amerikan kamuoyunun yararına olacağını düşünüyorum” diye konuştu.
    CNN spikeri Dana Bash’ın halihazırda verdiği vaatleri Biden ile iktidarda olduğu 3,5 yıl boyunca niçin gerçekleştirmediği yönünde bir soruya cevap veren Harris, “Öncelikle ekonomiyi toparlamamız gerekiyordu ve bunu yaptık. Enflasyonu yüzde 3’ün altına indirme konusunda yaptığımız işten de gurur duyuyorum” dedi.
    Kovid-19 salgınının hızla yayıldığı dönemde kendisi ve Başkan Joe Biden’ın ekonomide önemli ilerlemeler kaydettiğini söyleyen Harris, “Ekonomi çökmüştü. Bu, büyük ölçüde Donald Trump’ın krizi kötü yönetmiş olmasından kaynaklanıyordu. Göreve geldiğimizde en büyük önceliğimiz, Amerika’yı kurtarmak için elimizden geleni yapmaktı” dedi. Biden yönetiminin ekonomi politikalarını öven Harris, “Fiyatlar, özellikle de market alışverişindeki fiyatlar halen çok yüksek” diyerek ekonomideki sorunları kabul etti.

    Filistin ve İsrail’e ilişkin pozisyonunu açıkladı

    Demokrat Parti’nin adayı olmasından bu yana büyük bir televizyona verdiği ilk röportajda Harris, İsrail ve Filistin arasında iki devletli bir çözüme destek verdiğini söyledi. İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu fakat “bunu nasıl yaptığının önemli olduğunu” ifade eden Harris, “Çok fazla masum Filistinli hayatını kaybetti. Bir anlaşmaya ulaşılmasını sağlamamız gerekiyor. Bu savaş bitmek zorunda” dedi. İsrail’in savunmasına ve kendini savunma hakkına olan bağlılığının sarsılmaz olduğunu ve bunun değişmeyeceğini de vurgulayan Harris, “Rehinelerin kurtarılması konusunda bir anlaşma sağlamamız gerekiyor” diye konuştu.

    Biden’ın yarıştan çekilme telefonu

    ABD Başkanı Joe Biden’ın Temmuz ayında başkanlık yarışından çekilme kararını kendisine telefonla bildirdiğini söyleyen Harris, “Telefon çaldı, arayan Joe Biden’dı. Bana kararını açıkladı ve ben de kendisine “Emin misiniz?” diye sordum. Emin olduğunu söyledi ve ben de durumu bu şekilde öğrendim” dedi.
    Harris, Biden’ın başkan adaylığı için kendisini destekleme konusunda ise oldukça net olduğunu ifade etti.

  • Nijerya’daki sel felaketlerinde 179 kişi öldü

    Nijerya’daki sel felaketlerinde 179 kişi öldü

    Nijerya’da haftalardır etkili olan şiddetli yağışlar birçok bölgede sel felaketine neden oldu. Ulusal Acil Durum Yönetim Ajansı (NEMA) tarafından yapılan açıklamada, sel felaketlerinde en az 179 kişi hayatını kaybettiği aktarılarak, on binlerce kişinin yerinden olduğu belirtildi.

    Açıklamada, şiddetli yağış ve sellerden en kötü etkilenen bölgelerin kuzeybatıdaki 7 eyalet olduğu aktarılarak, söz konusu eyaletlerde toplam 89 kişinin hayatını kaybettiği ve 25 bin hektardan fazla tarım arazinin etkilendiği ifade edildi.

    Nijerya’da 2022 yılında yaşanan sellerde, 600’den fazla kişi hayatını kaybetmiş, yaklaşık 1,4 milyon kişi evlerini terk etmiş ve 440 bin hektar tarım arazisi tahrip olmuştu.

  • AB Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı’nda gündem: Ukrayna ve Gazze

    AB Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı’nda gündem: Ukrayna ve Gazze

    Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları bugün Belçika’da bir araya geldi. Başkent Brüksel’de Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell başkanlığında gerçekleştirilen AB Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı’nın ilk oturumunda Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba’nın da katılımıyla Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırganlığı ve küresel erişim konuları ele alındı.

    Orta Doğu’daki durum masaya yatırıldı
    Toplantının 2. oturumunda ise Gazze Şeridi’nde ateşkes sağlanması için devam eden müzakereler çerçevesinde Orta Doğu’daki durum masaya yatırıldı. Birleşmiş Milletler (BM) Gazze Kıdemli İnsani Yardım ve Yeniden Yapılanma Koordinatörü Sigrid Kaag, sahadaki insani durum hakkında bakanları bilgilendirmek üzere oturuma katıldı. Oturumda ayrıca, Venezuela’da yaşanan siyasi kriz de görüşüldü.

    Borrell’den Türkiye ile diyalog vurgusu
    Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell toplantının ilk oturumu öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın çok uzun zamandan sonra ilk kez davet edildiğini belirterek, “Uzun yıllardır bizimle değildi” dedi.
    Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin pozisyonu açısından Avrupa Birliği’nin rolünü Türkiye’nin anlaması gerektiğini vurgulayan Borrell, “Durumu çözmenin en iyi yolunun diyalog olduğuna inanıyoruz. Bu kararın alınmasını sağlayan ve Türk bakanı davet eden herkese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

    “Türk bakanın bize katılabilmesinin çok iyi bir haber olduğunu düşünüyorum”
    Bakan Fidan’ın programına ilişkin konuşan Borrell, “Bazı bakanlarla ikili görüşmelerde bulunacak. Umarım bu görüşmeler AB ve bazı üye devletlerin Türkiye ile ilgili sorunlarının ele alınması açısından önemli ve olumlu olur” ifadelerini kullandı.
    Bunun iyi bir girişim olduğunu vurgulayan Borrell, “Her şey diyalog ve iyi niyetle çözülebilir, ancak diyalog için insanların tartışma fırsatına sahip olması gerekir. Türk bakanın bu toplantı sırasında bize katılabilmesinin çok iyi bir haber olduğunu düşünüyorum” dedi.

  • Japonya’da tayfun nedeniyle 4 kişi öldü, 94 kişi yaralandı

    Japonya’da tayfun nedeniyle 4 kişi öldü, 94 kişi yaralandı

    Japonya’ya sabah saatlerinde ulaşan Shanshan Tayfunu ülkede etkisini sürdürürken, afetin bilançosu ağırlaştı. Yerel yetkililerden edinilen bilgilere göre Miyazaki, Kagoshima, Nagasaki, Kumamoto, Oita, Fukuoka ve Saga eyaletleri başta olmak üzere ülkenin farklı kesimlerine şiddetli rüzgar ve yağışlara yol açan tayfun nedeniyle en az 94 kişinin yaralandığı bildirildi. Aichi eyaletindeki Gamagori şehrinde meydana gelen toprak kaymasında bir evde yaşayan 3 kişinin hayatını kaybettiği açıklanırken, Tokushima eyaletindeki Kamiita kasabasında ise rüzgar nedeniyle çöken çatının altında kalan 1 kişinin yaşamını yitirdiği kaydedildi. Öte yandan, Kagoshima eyaletindeki bir limanda demirli bulunan tekneden denize düşen 1 kişiyi arama çalışmalarının sürdüğü aktarıldı.

    Çatılar uçtu, elektrik direkleri devrildi
    Shanshan Tayfunu’nun neden olduğu şiddetli rüzgar ve yağışlar birçok bölgede hayatı felç etti. Yaşanan sel baskınları nedeniyle araçlar yolda ilerlemekte güçlük çekerken, evlerin çatılarının uçtuğu ve elektrik direklerinin devrildiği kameralara yansıdı. Birçok bölgede yol, yapı ve tarım arazilerinde maddi hasar meydana geldi.

    Tehlike devam ediyor
    Shanshan Tayfunu’nun yerel saat ile 22.00 itibariyle Kumamoto eyaletindeki Tamana şehri yakınlarından kuzey-kuzeydoğu yönüne doğru hareket ettiğini duyuran Japonya Meteoroloji Ajansı (JMA), Kyushu adasının geniş kesimlerinde fırtına ve şiddetli yağış riskinin devam ettiği konusunda uyardı. Ayrıca Tokyo’nun da içinde bulunduğu Kanto bölgesi ile Kansai bölgesinde sabaha dek şiddetli yağış beklendiğini açıklayan yetkililer, sel baskınları ve toprak kaymalarına karşı hazırlıklı olmaya çağırdı.

    Tayfun hayatı felç etmişti
    Dünden bu yana Japonya’da etkili olan Shanshan Tayfunu bu sabah 08.00 sıralarında Kagoshima eyaleti yakınlarından karaya çıkmış, tayfun riski nedeniyle 870 bin kişiye tahliye uyarısı yapılmıştı. 500 uçak seferi ile yüzlerce hızlı tren seferi tedbir amacıyla iptal edilirken, en az 254 bin konutta elektrik kesintisi yaşanmıştı. Şiddetli yağış ve rüzgarlar birçok bölgede maddi hasara neden olmuştu.

  • Pakistan’da muson yağışlarının bilançosu ağırlaşıyor

    Pakistan’da muson yağışlarının bilançosu ağırlaşıyor

    Pakistan’da muson yağışları hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Ülke genelinde etkili olan şiddetli yağışların yol açtığı olaylar nedeniyle 1 Temmuz’dan bu yana Pencap eyaletinde 98, Khyber Pakhtunkhwa eyaletinde 77, Sindh eyaletinde 55, Belucistan eyaletinde ise 30 kişi hayatını kaybetti.
    Pakistan Su ve Sanitasyon Kurumu (Wasa) tarafından yapılan açıklamada, Pencap’ın Multan şehrinde son 48 yılın yağış rekorunun kırıldığı bildirildi.
    Öte yandan, şiddetli yağış tahmini nedeniyle Haydarabad, Sanghar, Tando Allahyar, Tando Muhammad Khan, Jamshoro, Matiari, Badin ve Mirpur Khas şehirlerinde bugün okullar tatil edildi.

  • İsrail’den Batı Şeria’da camiye baskın

    İsrail’den Batı Şeria’da camiye baskın

    İsrail, Gazze Şeridi’nde düzenlediği saldırılarına devam ederken, Batı Şeria’da da operasyonlarını genişletiyor. Bölgede baskın ve saldırılarını yoğunlaştıra İsrail güçleri burada da sivilleri hedef alıyor. İşgal altındaki Batı Şeria’nın Tulkarem kentindeki Nur Şems Mülteci Kampı’na sabah saatlerinde baskın düzenleyen İsrail askerleri, camideki 5 Filistinliyi vurarak öldürdü.
    İsrail ordusu ise öldürülen Filistinlilerden birinin Tulkarem Taburu komutanı Ebu Shuja’a olarak bilinen Muhammed Cabir olduğunu, 5 Filistinlinin de silah taşıdığını ve camide saklandığını iddia etti.