Kategori: Dünya

  • ABD Başkanı duyurdu! DEAŞ lideri öldürüldü

    ABD Başkanı duyurdu! DEAŞ lideri öldürüldü

    Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden DEAŞ lideri Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi’nin öldürüldüğünü açıkladı.

    ABD Başkanı Joe Biden, ABD’nin Suriye’de düzenlediği operasyon hakkında yaptığı açıklamada “Dün gece benim emrimde, kuzeybatı Suriye’deki ABD askeri kuvvetleri, Amerikan halkını ve Müttefiklerimizi korumak ve dünyayı daha güvenli bir yer haline getirmek için başarılı bir terörle mücadele operasyonu gerçekleştirdi. Silahlı Kuvvetlerimizin beceri ve cesareti sayesinde DEAŞ lideri Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kureyşi öldürüldü. Bu sabah Amerikan halkına açıklamalar yapacağım” dedi.

  • Tam kapanmaların ölümlere neredeyse hiç etkisi olmadı

    Tam kapanmaların ölümlere neredeyse hiç etkisi olmadı

    ABD’de yer alan Johns Hopkins Üniversitesi’nden ekonomistler çok konuşulacak bir çalışmaya imza attı. Küresel olarak yapılmış 24 çalışmayı inceleyen uzmanlar, 2020’de Covid-19 pandemisi nedeniyle dünya genelinde ilan edilen tam kapanmaların ve sıkı önlemlerin Covid-19 ölümlerinin azalmasında yalnızca yüzde 0,2’lik bir düşüşe neden olduğunu açıkladı. Araştırmacılar, bunun aksine kapanmaların, büyük ekonomik ve toplumsal kayıplara yol açtığını savunarak, Covid-19’a karşı bir önlem olarak uygulanmamasını önerdi.

    ABD’de Johns Hopkins Üniversitesi tarafından yapılan yeni bir çalışmaya göre, önceki yıllarda ilan edilen koronavirüs kilitlenmelerinin ABD, İngiltere ve Avrupa’daki Covid-19 ölüm oranları üzerinde “çok az veya hiç” etkisi olmadı.

    Araştırma, Johns Hopkins Uygulamalı Ekonomi Okulu’nun kurucusu Steve Hanke tarafından yönetildi. Hanke, pandemi boyunca ekonomik olarak zarar veren kısıtlamaların açık sözlü bir eleştirmeni oldu ve emirleri ‘faşist’ olarak nitelendirdi.

    YALNIZCA YÜZDE 0,2 ORANINDA AZALTTI

    Bir meta-analiz gerçekleştiren ekonomistler, ilk kez 2020 baharında uygulanan; evde kalma emirleri, zorunlu maskeler ve sosyal mesafe dahil olmak üzere, katı kısıtlamaların Covid-19 ölümlerini yalnızca yüzde 0,2 oranında azalttığını tahmin etti.

    MUAZZAM EKONOMİK VE TOPLUMSAL ZARARA NEDEN OLDU

    Araştırmacılar, karantinaların ‘muazzam ekonomik ve sosyal maliyetlere’ neden olduğu konusunda uyardılar ve bunların temelsiz oldukları ve ileriye dönük bir pandemi politikası aracı olarak reddedilmeleri gerektiği sonucuna vardı.

    EN ÖNEMLİ ETKİYİ MAĞAZALARIN KAPANMASI SAĞLADI

    Bununla birlikte çalışma, sınırların kapanmasının Covid-19 ölümleri üzerinde neredeyse sıfır etkisi olduğunu ve ölümleri sadece yüzde 0,1 oranında azalttığını savundu. Ancak araştırmacılar, mağazaların kapatılmasının en etkili müdahale olduğunu ve koronavirüs ölümlerinde yüzde 10,6’lık bir düşüşe yol açtığını söyledi. Okulların kapanması ise yüzde 4,4’lük daha küçük bir düşüşle bağlantılıydı.

    Bununla birlikte, çalışmanın yazarları bulgulara ulaşmak için 24 küresel çalışmayı incelediklerini belirtti. Ancak, araştırmaya karşı çıkanlar aşıların ve antiviral ilaçların gelmesinden önce karantinaların bulaşmayı kesmede ve dolayısıyla hastaneye kabul ve Covid-19’un neden olduğu ölümlerin sayısını azaltmada önemli bir etkisi olduğunu söyledi.

    Fakat, pandemi sırasında sağlık hizmetlerine erişemedikleri için sağlık durumu kötüleşen insanların varlığı nedeniyle tam kapanmaların Covid-19 dışı ölümlerde artışa yol açtığına dair artan bir fikir birliği var.

    Son çalışmada araştırmacılar, karantinaların önceden düşünülenden daha büyük istenmeyen sonuçlara yol açabileceğini vurguladı. Verilen bir örnek ise insanları evde izole etmenin, aile üyelerine daha yüksek viral yük geçirmelerine ve daha ciddi hastalıklara neden olmalarına yol açmış olabileceğiydi.

    Ayrıca belirli perakende işletmelerinin kapatılmasının bulaşma riskinin daha yüksek olduğu ‘temel’ mağazalarda daha fazla insan yoğunluğuna yol açtığı kaydedildi.

    NÜFUSUN YAŞI VE SAĞLIK SİSTEMLERİNİN KALİTESİ ÖNEMLİ

    Diğer taraftan bilim insanları, ülkelerdeki farklı Covid-19 ölüm oranlarının tam kapanma uygulamalarının başarısıyla değil; ‘nüfusun yaşı ve sağlığındaki farklılıklar’ ile ‘sağlık sektörünün kalitesi ile açıklanabileceğini bildirdi.

    Sonuç olarak, Johns Hopkins incelemesi, karantinaların ‘en iyi ihtimalle marjinal’ faydalarının ekonomi ve toplum üzerindeki ‘yıkıcı etkileri’ ile karşılaştırılması gerektiği sonucuna vardı.

    Çalışmanın yazarları, “Karantinalar, ekonomik faaliyeti azalttı, işsizliği artırdı, eğitim faaliyeti engelledi, siyasi huzursuzluğa ve aile içi şiddetin artmasına neden oldu. Sıkı önlemler liberal demokrasiyi baltaladı” değerlendirmesinde bulundu.

  • Trans birey yüzücü, ABD yüzme yarışlarının yönetmeliğini değiştirdi

    Trans birey yüzücü, ABD yüzme yarışlarının yönetmeliğini değiştirdi

    ABD’nin yüzme sporu federasyonu olarak görev yapan ABD Yüzme, trans birey sporcuların yüzme müsabakalarına katılım şartlarını içeren yönetmeliğini değiştirdi. Buna göre bir tıbbi kurul, trans yüzücülerin ‘bir erkek olarak önceki fiziksel gelişiminin’ haksız bir avantaj sağlayıp sağlamadığını belirleyecek. Yönetmelikteki değişiklik, trans birey olduktan sonra kadınlar kategorisinde yarışıp en iyi dereceleri elde eden Lia Thomas’ın basında geniş çaplı tartışmalara neden olmasından hemen sonra yapıldı ve yürürlüğe konuldu.

    ABD Yüzme yetkilileri, trans birey sporcuların yüzme yarışlarına katılabilmesini belirleyen katılım şartlarını değiştirdi. Yeni yönetmeliğe göre; üç kişilik bir tıbbi kurul, atletin bir erkek olarak önceki fiziksel gelişiminin trans yüzücülere haksız bir avantaj sağlayıp sağlamadığını belirleyecek. Trans yüzücülerden, yarışlardan önce 36 ay boyunca testosteron hormonu testleri istenecek.

    REKABET EŞİTLİĞİ İÇİN

    Açıklamada kadın ve erkek kategorilerinde rekabet farklılığı olduğunu ve bunun beraber rekabette dezavantaj yarattığını kabul ettiklerini belirten yetkililer, bu tespitin istatistik verilerine dayandığını ifade etti. Yönetmeliğin rekabet eşitliğini desteklemek için hazırlandığı vurgulanırken, bilim ve tıbbi kanıtlara dayandırıldığı ifade edildi.

    ÖNCEKİ FİZİKSEL DURUMUN AVANTAJ SAĞLAMADIĞINA DAİR KANIT

    Yeni yönetmeliğe göre bir trans sporcu yarışmaya katılmadan önce, bir erkek olarak önceki fiziksel gelişiminin sporcuya kadın rakipleri üzerinde rekabet avantajı sağlamadığına dair kanıt sunacak. Trans sporcu bu kanıta ek olarak, kanındaki testosteron konsantrasyonunun, başvuru tarihinden en az 36 ay önce sürekli olarak 5 nmol/L’den az olduğuna dair kanıt sağlayacak.

    LİA THOMAS

    Lia Thomas, 2019’da hormon tedavisine başlamadan önce üç sezon boyunca erkek takımında yarışmış ve daha sonra trans birey olarak kadınlar kategorisinde yüzme yarışlarına katılmaya başladı. Thomas, trans birey olduktan sonra Aralık 2021’de kadınlar kategorisinde en iyi dereceleri elde ederek en yakın rakibi takım arkadaşına 38 saniye fark atması ABD basınında geniş çaplı tartışmalara neden olmuştu.

  • Yeni Zelanda Katolik Kilisesi, tacizle suçlamasını kabul etti

    Yeni Zelanda Katolik Kilisesi, tacizle suçlamasını kabul etti

    Yeni Zelanda Katolik Kilisesi, 1 Şubat’ta açıklama yaparak ülkede 1950’den bu yana kilisede görevli din adamlarının yüzde 14’ünün tacizle suçlandığını kabul etti.

    Yeni Zelanda Katolik Kilisesi, kilise içinde gerçekleştiği bildirilen taciz iddialarının büyüklüğünün ilk kez yürütülen kapsamlı araştırmalardan sonra tespit edildiğini açıkladı. Açıklamaya göre; 1950’den bu yana Katolik din adamlarına, rahibelere ve kilisede görevli ama meslekten olmayan kişilere karşı 1122 kişi tarafından toplamda 1680 taciz ihbarı yapıldığı ve bu iddiaların 1350 tanesinin çocukları içerdiği ifade edildi. Din adamlarını içeren taciz iddialarının yüzde 14 olduğu vurgulandı.

    TACİZ SUÇLAMALARININ YARISI CİNSEL İÇERİKLİ

    Katolik Kilisesi, 428 Katolik cemaati, 370 Katolik okulu ve 67 diğer bakım kurumunun kayıtları üzerinden yürütülen kapsamlı araştırma sonucunda; bildirilen taciz iddialarının neredeyse yarısının cinsel içerikli olduğunu açıkladı.

    Rapor doğrultusunda, Katolik piskoposluğunda çalışan din adamlarının yüzde 14’ü, rahipler dahil erkek cemaat üyelerinin yüzde 8’i ve rahibeler dahil kadın cemaat üyelerinin yüzde 3’ünün tacizle suçlandığı ifade edildi.

  • Salgında tıbbi atık krizi büyüyor

    Salgında tıbbi atık krizi büyüyor

    Dünya Sağlık Örgütü Salı günü yaptığı açıklamada, Covid salgının on binlerce ton atığa sebep olduğunu belirterek bu Covid tıbbi atıklarının dünya çapında sağlık hizmetleri atık yönetimi sistemlerine muazzam bir yük getirdiğini vurguladı.

    DSÖ’nün küresel sağlık hizmeti atıkları analiz raporu Mart 2020 ile Kasım 2021 arasında ortak bir Birleşmiş Milletler acil durum girişimi aracılığıyla gönderilen yaklaşık 87.000 ton kişisel koruyucu malzemeleri baz alınarak hazırlandı. Raporun, bu malzemelerin kullanıldıktan sonra tıbbi atık olarak çöpe atılması analizine dayandığı belirtildi. DSÖ, raporunda BM girişimi dışında halkın kullanıp attığı tek kullanımlık maskeleri kapsamadığını vurguladı.

    8 MİLYAR COVİD AŞISI 144 BİN TON EK ATIK YARATTI

    Raporda göz önüne alan diğer veriler arasında; 2.600 ton bulaşıcı olmayan atık (çoğunlukla plastik) üretme potansiyeline sahip 140 milyondan fazla Covid test kiti, bir olimpik yüzme havuzunun üçte birine eşdeğer 731 bin litre kimyasal madde, dünya çapında uygulanan 8 milyar Covid aşısının ürettiği 144 bin ton ek atık yer aldı.

    30 Ocak, DSÖ’nün Covid-19’u uluslararası hukuka göre en yüksek uyarı seviyesi olan ‘uluslararası çapta endişe verici bir halk sağlığı acil durumu’ ilan etmesinin iki yıl dönümüydü. 30 Ocak 2020’de 100’den az vaka sayısı ve Çin dışında ölüm bulunmuyordu. 30 ocak 2022 yılına gelindiğinde 370 milyondan fazla vaka ve 5,6 milyondan fazla ölüm rapor edildiği belirtildi. Omicron varyantı 10 hafta önce ilk açıklanmasından itibaren 2020’nin tamamından daha fazla, yaklaşık 90 milyon vaka rapor edildi.

  • Pazarda akıma kapıldılar: 26 kişi öldü

    Pazarda akıma kapıldılar: 26 kişi öldü

    Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin başkenti Kinşasa’da kurulan pazar yerine elektrik kablolarının koparak düşmesinin ardından 26 kişi akıma kapılarak hayatını kaybetti.

    Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin başkenti Kinşasa’da kurulan pazar yerinde, yüksek voltajlı elektrik kabloları koparak evlerin ve alışveriş yapan insanların üzerine düştü.

    Suyun içine kurulmuş olan pazarda, akıma kapılan 23’ü kadın 26 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Elektrik kablolarının nasıl koptuğu ise henüz bilinmiyor.

  • Uçan tekne ‘The Jet’ Dubai’de denize inecek

    Uçan tekne ‘The Jet’ Dubai’de denize inecek

    Dünyanın hidrojenle çalışan temiz enerjili ilk uçan teknesi Dubai’de denize inecek. Su yüzeyinin 80 santim üzerinde hareket edebilen “The Jet”in dünya lansmanının 2023 yılında yapılması planlanıyor.

    İsviçre merkezli bir girişim olan THE JET Zero Emission tarafından geliştirilen dünyanın ilk hidrojenle çalışan temiz enerjili uçan teknesinin lansmanının Dubai’de yapılacağı açıklandı.

    Birleşik Arap Emirlikleri merkezli şirket Zenith Marine Services ile imzalanan anlaşma kapsamında “The Jet”, Dubai’de üretilip kullanıma sunulak. Su yüzeyinin 80 santimetre üzerinde hareket edebilen ve 75 kilometre hıza ulaşan son teknoloji uçan tekne, 8 ila 12 arası yolcu kapasitesine sahip olacak.

    İki yakıt hücresi bulunan ve klima konforu da sunacağı açıklanan “The Jet”in gürültüsüz ve dalgasız seyahat vadeden alanındaki ilk tekne olarak kayıtlara geçti.

    Gözler 2023 yılında

    2009’da dünya yelken hız rekorunu kıran ve THE JET Zero Emission’ın kurucusu olan Alain Thébault, uçan teknenin 2023’te Birleşik Arap Emirlikleri ev sahipliğinde yapılacak olan 28. Uluslararası İklim Zirvesi’nde (COP28 BAE) meraklılarıyla buluşacağını açıkladı.

  • Avusturya’da aşı zorunluluğu resmen başladı

    Avusturya’da aşı zorunluluğu resmen başladı

    Avusturya’da bugün yürürlüğe giren yasayla, 18 yaşından büyük herkesin Covid-19 aşısı yaptırması zorunlu hale getirildi.

    Avusturya, Avrupa’da koronavirüs vaka sayılarının artış göstermesinin ardından Covid-19 aşısını zorunlu hale getirdi. Daha önce bazı ülkelerin sağlık çalışanları ve yaşlılar için aşı zorunluluğu getirmesine rağmen yetişkin nüfusun geneline yayan ilk ülke Avusturya oldu.

    Bugün yürürlüğe giren yasa ile ülke genelinde 18 yaşından büyüklerin koronavirüs aşısı yaptırması zorunlu hale geldi. Yasa ile aşı olmayı reddedenlere 600 ila 3 bin 600 Euro para cezası verilebilecek. Tıbbi nedenlerle aşı olamayanlar ve hamileler ise, zorunluluktan muaf tutulacak.

    Avusturya hükümeti, aşıların ağır hastalıklarla mücadelede etkili olduğunu kaydederek yasanın gelecekteki kapanma ihtimalini en aza indirmek amacıyla çıkarıldığını ifade ediyor. Hükümet aşı zorunluluğu getirse de aşırı sağcı, aşı karşıtı Özgürlük Partisi (FPÖ), yasayı mahkemeye taşıyacaklarını belirtti.

    Kontroller Mart ayında başlayacak

    Yasa, 1 Şubat’ta yürürlüğe girse de kontroller aşı durumuna göre Mart ortasında başlayacak. Ocak 2024’e kadar yürürlükte kalması beklenen yasanın salgının ilerleyişine göre, daha erken bir tarihte kaldırılabileceği belirtiliyor. Avusturya hükümetinde çıkacak yasanın Perşembe günü komisyondan geçirildikten sonra, Cuma günü de Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen’in imzasına sunulacak. Bellen’in de imzalamasıyla hukuki yasal süreç başlayacak.

    Açıklanan verilere göre, ülke nüfusunun yüzde 72’si iki doz aşılandı.

  • İklim değişikliği etkisi: Bitkiler erken çiçek açıyor

    İklim değişikliği etkisi: Bitkiler erken çiçek açıyor

    İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre iklim değişikliği, ülkedeki bitkilerin ortalama bir ay daha erken çiçek açmasına neden oluyor. Bunun da bahçıvanlar, vahşi yaşam ve tarım için ‘derin’ sonuçlar doğurabileceği belirtildi.

    Cambridge Üniversitesi’nden araştırmaya dair yapılan yazılı açıklamaya göre, üniversitenin liderliğindeki bir araştırma ekibi, 18’inci yüzyılın ortalarına kadar uzanan kayıtların bulunduğu bir halk tabanlı bilim veri tabanını kullanarak, iklim değişikliğinin etkilerinin İngiltere’deki bitkilerin bir ay daha erken çiçek açmasına neden olduğunu buldu. Sonuçları akademik dergi Proceedings of the Royal Society B’de raporlanan araştırmada, 1987’den 2019’a kadar olan ortalama ilk çiçeklenme tarihinin, 1753’ten 1986’ya kadar olan ortalama ilk çiçeklenme tarihinden tam bir ay daha erken olduğu bulundu. Bunun, aynı dönem, insan faaliyetlerinden kaynaklanan küresel ısınmanın hızlanmasıyla da örtüşmekte olduğu ifade edildi.

    İLK ÇİÇEKLENME TARİHLERİ AYLIK İKLİM KAYITLARI İLE KARŞILAŞTIRILDI

    Araştırmacıların analizlerini, İngiltere’nin en büyük ormanlık koruma yardım kuruluşu olduğu belirtilen Woodland Trust tarafından sağlanan Doğa Takvimi’ndeki (Nature’s Calendar) 406 bitki türünün 400 binden fazla gözlemine dayandırdıkları ve ilk çiçeklenme tarihlerini enstrümantal sıcaklık ölçümleriyle karşılaştırdıkları belirtildi. Gözlemlerini konuma, yüksekliğe ve kentsel veya kırsal alanlardan olup olmadıklarına göre çeşitli şekillerde sınıflandıran araştırmacıların, daha sonra ilk çiçeklenme tarihlerini aylık iklim kayıtları ile karşılaştırdığı ifade edildi.

    BİYOÇEŞİTLİLİK KAYBINA YOL AÇABİLİR

    Ayrıca açıklamada, erken çiçeklenmenin İngiltere’nin ekosistemleri ve tarımı için sonuçlar doğurabileceği ve göçlerini veya kış uykularını buna göre senkronize eden diğer türlerin, bel bağladıkları çiçekler ve bitkilerin olmamasıyla karşı karşıya kalabileceği belirtildi. Bunun da popülasyonlar yeterince hızlı uyum sağlayamaması halinde biyoçeşitlilik kaybına yol açabileceği ifade edildi. Öte yandan değişikliklerin, çiftçiler ve bahçıvanlar için de sonuçlar doğurabileceği; meyve ağaçlarının ılıman bir kıştan sonra erken çiçek açması halinde, çiçeklerin daha sonra geç dona maruz kalırsa tüm mahsullerin yok olabileceği vurgulandı.

    “EKOLOJİK RİSKLER NEDENİYLE SONUÇLAR ENDİŞE VERİCİ”

    Açıklamada, çalışmanın baş yazarı, Cambridge Coğrafya Bölümü’nden Profesör Ulf Büntgen’in açıklamalarına da yer verildi. Büntgen, iklim değişikliğinin dünyaya ne yaptığını ‘gerçekten’ anlamak için, ekosistemlerin tamamını uzun bir süre boyunca inceleyen çok daha büyük veri kümelerine ihtiyaç olduğunu belirterek, “Daha erken çiçeklenme zamanlarıyla ilişkili ekolojik riskler nedeniyle sonuçlar gerçekten endişe verici. Bitkiler çok erken çiçek açtıklarında, geç don onları öldürebilir – çoğu bahçıvanın bir noktada deneyimleyeceği bir fenomen. Ancak daha büyük risk, ekolojik uyumsuzluktur. Bitkiler, böcekler, kuşlar ve diğer vahşi yaşam, gelişim aşamalarında senkronize olacakları bir noktaya birlikte evrimleşmişlerdir. Belirli bir bitki çiçek, belirli bir kuş türünü çeken belirli bir böcek türünü çeker, vb. Ancak bir bileşen diğerlerinden daha hızlı tepki verirse, uyumsuz olma riski vardır ve bu da türlerin yeterince hızlı uyum sağlayamazlarsa çökmesine neden olabilir” ifadelerini kullandı.

  • KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, Covid-19’a yakalandı

    KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, Covid-19’a yakalandı

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Covid-19’a yakalandığını duyurdu.

    KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, burun tıkanıklığı ve nezle benzeri belirtiler göstermesinin ardından PCR testi yaptırdığını ve test sonucunun pozitif çıktığını açıkladı.

    Cumhurbaşkanı Tatar, “PCR test sonucumun pozitif olduğunu öğrenmiş bulunuyorum. Sağlık durumum iyi ve kendimi izole ettiğimi siz değerli halkıma iletmek istiyorum” açıklamasını yaptı. Tatar, “Her zaman belirttiğim gibi Sağlık Bakanlığı ve uzmanlarımızca açıklanan tedbirlere harfiyen uyarak Covid-19 aşımızı olalım” dedi. “Birlik ve dayanışma içerisinde bu salgını en kısa süre içerisinde atlatacağımıza inancım tamdır diyen Tatar, “Geçmiş olsun dileklerini gönderen ve iletmekte olan değerli halkıma teşekkür ediyorum” dedi.