Kategori: Dünya

  • İngiltere’de Covid-19 kısıtlamaları sona erdi

    İngiltere’de Covid-19 kısıtlamaları sona erdi

    İngiltere’de bugünden itibaren enfeksiyon durumunda karantina uygulanması kuralı dışında tüm Covid-19 kısıtlamalarının sona erdiği bildirildi.

    İngiltere’de Covid-19’un yayılmasını önlemek için alınan kısıtlama kurallarını içeren ve aralık ayı itibarıyla uygulanan B Planı kısıtlamaları bugün sona erdi. İngiltere hükümetinin aldığı kararla, Covid-19’a karşı katı kuralların uygulandığı B planından daha serbest bir uygulama olan A Planı’na geçildi. Bugünden itibaren ülkede toplu taşıma araçlarında veya kapalı alanlarda yüz maskesi takmak ve evden çalışma kuralları kaldırıldı.

    İngiltere Sağlık Bakanı Sajid Javid, kısıtlamaların kaldırılmasına ilişkin yaptığı açıklamada, “Aşılarımız, testlerimiz ve antivirallerimiz, Avrupa’daki en güçlü savunmalara sahip olmamızı sağlıyor. Ve bu yüzden ülkeye daha fazla özgürlük kazandırarak temkinli bir şekilde Plan A’ya dönmemize izin veriyor” dedi.

    Javid, yaptığı açıklamada, “Covid-19 ile yaşamayı öğrenirken bu virüsün hemen gitmeyeceği konusunda ise net olmamız gerekiyor. Bu yüzden henüz olmadıysanız lütfen birinci, ikinci veya güçlendirici aşılarınızı olunuz” şeklinde konuştu.

    Birleşik Krallık Sağlık Güvenliği Ajansı’nın (UKHSA) Baş Tıbbi Danışmanı Dr. Susan Hopkins, “Toplumdaki vaka ve hastanede tedavi oranlarındaki son düşüş cesaret verici. Bu, aşı olan ve planı takip eden halk sayesinde. Ancak kayıtsız olmamalıyız. Pandemi henüz bitmedi ve Covid-19’un yayılmasını azaltmak için dikkatli olmaya devam etmemiz gerekecek.” dedi. Hopkins, “Herkesi mümkün olan en kısa sürede aşı olmaya, düzenli yanal akış testleri ile kendilerini kontrol etmeye ve semptomları varsa PCR testi yaptırmaya çağırıyorum” dedi.

    Enfeksiyon durumunda 5 gün karantina

    İngiltere’de Covid-19 kısıtlamalarının kaldırılarak A Planı kurallarına geçilmesinin ardından yalnızca enfeksiyona yakalanan kişilerin karantina uygulama zorunluluğu devam ediyor. Mevcut kurallara göre Covid-19 enfeksiyonu görülen kişilerin kendilerini 5 gün izole etmesi gerekiyor. Covid-19 olan bir kişiyle temasta bulunan veya aynı evde yaşayan bireylerin ise karantina uygulaması veya PCR testi yaptırmaları gerekmezken, hükümet bu kişiler için günlük yanal akış testleri yaptırmalarını ve eğer belirtileri varsa PCR testi yaptırmalarını öneriyor.

    İngiltere’ye gelen tüm yolcular için test kuralı kaldırıldı

    İngiltere Ulaştırma Bakanı Grant Shapps, salı günü yaptığı duyuruyla İngiltere’ye 11 Şubat saat 04.00 itibarıyla tam aşılı olarak gelen yolcuların İngiltere’ye geldiklerinde PCR veya antijen testi olmaları zorunluluğunun kaldırıldığını söylemişti.

  • Kahve severlere kötü haber!

    Kahve severlere kötü haber!

    İsviçre’de yapılan yeni bir araştırmaya göre, küresel ısınma arttıkça dünyadaki kahve, kaju ve avokado yetiştirmeye uygun bölgeler önemli ölçüde değişecek. Brezilya, Endonezya, Vietnam ve Kolombiya’daki önemli kahve bölgelerinin tümü, 2050 yılına kadar yaklaşık yüzde 50 oranında küçülecek. Kaju ve avokado için uygun alanlar artacak. Ancak bu durum tarım arazilerinin genişlemesi nedeniyle ormanların yok olmasıyla sonuçlanacak. Bilim insanları, ülkelerin değişen iklim koşullarına hazırlanması ve olası ekolojik felaketlerin önüne geçilmesi için çağrı yaptı.

    Kahve, yalnızca popüler bir içecek olarak değil, milyonlarca küçük çiftçinin geçim kaynağı olarak dünyanın en önemli ürünlerinden birini oluşturuyor. Bununla birlikte, zengin ülkelerdeki talebin artmasıyla, son yıllarda avokado ve kaju yetiştiriciliği de önemli ölçüde arttı.

    Küresel ısınmanın kahveye yönelik tehdidi son yıllarda araştırılmış olsa da yükselen sıcaklıkların avokado ve kaju yetiştiriciliğini nasıl etkileyeceği hakkında çok az bilgi var.

    ÜÇ ÜRÜN İNCELENDİ

    Zürih Uygulamalı Bilimler Üniversitesi tarafından yapılan çalışmada, bilim insanları yazarlar artan sıcaklıkların ve değişen yağış oranlarının önümüzdeki 30 yıl içinde üç ürünü nasıl etkileyeceğini inceledi. Araştırmacılar ayrıca, ilk kez, arazi ve toprak özellikleri hakkında bilgi topladı.

    Plos One dergisinde yayımlanan çalışmanın yazarları, kahvenin sıcaklıklara karşı çok yüksek duyarlılığa sahip olduğuna dikkat çekti. Dünyadaki en sık tüketilen kahve türünü oluşturan Arabica üretiminin çoğunluğunu oluşturan ülkelerde, mahsulün yetiştirilmesi için uygun alanların 2050 yılına kadar yaklaşık yarı yarıya azalacağı belirtildi.

    ALANLAR BREZİLYA’DA YÜZDE 76, KOLOMBİYA’DA YÜZDE 65 KÜÇÜLECEK

    Bununla birlikte, araştırmacılara göre küresel ısınma bazı bölgeleri daha ağır vuracağından, buralarda ağır kayıplar yaşanacak. Buna göre, en düşük sıcaklık senaryosunda, Brezilya’nın kahve için en uygun bölgelerinde yüzde 76’lık, Kolombiya’da ise yüzde 63’lük bir azalma görülecek.

    Diğer taraftan, Arjantin, Güney Afrika, Çin ve Yeni Zelanda da dahil olmak üzere, bazı ülkeler kahve yetiştiriciliği için daha elverişli hale gelecek. Ancak çalışmanın yazarlarına göre, bu durum yeni bölgelerin mevcut alanların yerini kolayca alabileceği anlamına gelmiyor.

    Zürih Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nden çalışmanın baş yazarı Roman Grüter, “Bugün ana üretim bölgelerinde olanlar için temel mesajımız, tarım sistemlerinin değişen koşullara uyum sağlaması için hazırlanması. Yeni bir alanda kahve yetiştirilebilir. Ancak bu, 10 yıl içinde mükemmel kahve yetiştirme bölgelerine sahip olacağımız anlamına gelmez” dedi.

    KAJUNUN YETİŞTİRİLECEĞİ ALANLAR YÜZDE 17 ARTACAK

    Öte yandan, kaju fıstığı için durumun kahveden oldukça farklı olduğu görüldü. Araştırmacılar göre, ekin yetiştirmek için son derece uygun olan dünya alanları, 30 yıl içinde yüzde 17 oranında artacak. Ancak ekonomisi kaju fıstığı üretimine tarımına bağlı bölgeler için bu iyi bir haber değil. En düşük sıcaklık artışı modellerine göre, Benin kaju yetiştirilen bölgelerinin yarısını kaybedecek.

    Küresel ısınma, dünyadaki avokado yetiştirilen bölgelerde de önemli değişikliklere neden olacak. Meksika, uygun arazilerde yüzde 80’in üzerinde büyük bir artış görecek. Bununla birlikte, bir başka büyük üretici olan Peru, aynı iklim modeli altında uygun alanlarının yaklaşık yarısını kaybedecek.

    ORMANLARIN YOK EDİLMESİNDEN ENDİŞE EDİLİYOR

    Sıcaklıklardaki artış ve yağış düzeylerindeki değişiklikler bazı bölgeleri daha uygun hale getirebildi. Bilim insanları bu ürünleri yeni bölgelerde geliştirmeye yönelik büyük bir değişikliğin daha fazla ormanı tarım arazisine dönüştürebileceğinden veya istilacı türlerin artmasından endişe ediyor.

    Grüter, “Bu mahsulleri yetiştirmek için daha uygun hale gelebilecek bölgelerde, ormansızlaşma gibi olumsuz çevresel etkilerin olmadığından emin olmak gerekiyor. Bütün bu değişimlerde yerel paydaşların, yerel toplulukların bu değişen süreçlere dahil olması gerekiyor” diye konuştu.

  • 2 doz Sinovac olanlar dikkat!

    2 doz Sinovac olanlar dikkat!

    The Lancet dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma, iki doz Sinovac aşısı olan kişilerin, Pfizer/BioNTech aşısıyla üçüncü dozu yaptıklarında, antikor seviyelerinin güçlü bir şekilde yükseldiğini gösterdi. Brezilyalı araştırmacılar ve Oxford Üniversitesi ortaklığında yürütülen çalışmada, üçüncü dozun Omicron ve Delta varyantında ciddi hastalığına karşı koruyabileceği belirtildi.

    Brezilya’daki halk sağlığı uzmanları ve Oxford Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışma, AstraZeneca, Pfizer/BioNTech veya Johnson & Johnson’a ait üçüncü bir Covid-19 aşısı dozunun, daha önce iki doz Sinovac aşısı almış kişilerde antikor seviyelerini önemli ölçüde artırdığını buldu.

    Bilim insanları, Sinovac aşısının, Delta ve Omicron varyantlarına karşı da dahil olmak üzere viral vektör veya mRNA aşılarından güçlü bir destek aldığını söyledi.

    50’DEN FAZLA ÜLKEDE ONAYLANDI

    Bununla birlikte Sinovac’ın aşısı, Çin’deki bir hastadan izole edilen corona virüsün inaktive edilmiş versiyonunu kullanıyor. CoronaVac adlı aşı, Türkiye de dahil olmak üzere Brezilya, Çin, Arjantin, Güney Afrika, Umman, Malezya ve Endonezya’nın da dahil olduğu 50’den fazla ülkede onaylandı.

    Oxford Üniversitesi Aşı Grubu Direktörü ve çalışma lideri Andrew Pollard, “Bu çalışma, inaktive aşıların kullanıldığı birçok ülkedeki politika yapıcılar için önemli seçenekler sunuyor” dedi.

    İNAKTİF AŞILAR VE MRNA AŞILARI ARASINDA NE FARK VAR?

    Sinovac, AstraZeneca-Oxford ve J&J tarafından geliştirilen viral vektör aşıları, koruma istenen virüsten proteinler yapmak amacıyla genetik talimatlar vermek için başka bir virüsün zayıflamış bir versiyonunu kullanıyor.

    Pfizer ve BioNTech’in mRNA aşıları ise vücuda enfeksiyonlara karşı nasıl savunulacağını öğretmek için viral proteinler yapmak için talimatlar içeren bir genetik kod sunuyor.

    ÜÇÜNCÜ DOZ İÇİN FARKLI BİR AŞI SEÇİLMESİ DAHA FAYDALI

    Diğer taraftan, Brezilya’nın Sao Paulo ve Salvador şehirlerinden bin 240 gönüllünün yer aldığı son araştırmaya göre, araştırmacılar üçüncü bir CoronaVac aşısının da antikorları artırdı. Ancak, sonuçlar farklı bir aşı kullanıldığında daha iyiydi.

    Sonuçları The Lancet adlı tıp dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, iki doz Sinovac aşısı yaptıran 18-60 yaşlarındaki yetişkinlerin yalnızca yüzde 20,4’ü ve 60 yaş üstü yetişkinlerin yüzde 8,9’u tespit edilebilir düzeyde nötralize edici antikorlar bulundu.

    Araştırmacılar bu nedenle, Sinovac aşısı yaptıranların üçüncü doz bir aşı yaptırmalarının, corona virüsün Omicron ve diğer varyantlarının neden olduğu ciddi hastalığa karşı korunmada çok önemli olduğunu söyledi.

  • Almanya Başbakanı Scholz’dan Rusya açıklaması

    Almanya Başbakanı Scholz’dan Rusya açıklaması

    Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Berlin’de düzenlediği ortak basın toplantısında Rusya-Ukrayna gerilimine yönelik açıklamalarda bulundu. Scholz, Rusya’dan gerilimi azaltacak net adımlar beklediklerini dile getirdi.

    Almanya Başbakanı Scholz, Rusya-Ukrayna gerilimini ‘çok zor bir mesele’ olarak değerlendirerek, “Birçok Rus askeri orada konuşlanmış durumda ve bu da durumu sakinleştirmek için mümkün olan her şeyi yapmayı gerekli kılıyor. Dolayısıyla Rusya’dan da bu yönde net adımlar bekleniyor” dedi.

    “ASKERİ GERGİNLİĞİN SONUÇLARI CİDDİ OLACAKTIR”

    Scholz, olası bir askeri gerginliğin sonuçlarının ciddi olacağını vurgulayarak, “Askeri bir gerilimin sonuçlarının ciddi olacağına ilişkin hemfikiriz. Farklı formatlarda iş birliği yapılmasını olumlu buluyoruz. Diyalog kurabiliyor olmamız iyi bir şey” dedi.

  • Pfizer CEO’sundan umut veren açıklama

    Pfizer CEO’sundan umut veren açıklama

    Pfizer CEO’su Albert Bourla, Covid-19 salgını ile ilgili, “Birkaç ay içinde normal hayata dönebiliriz” dedi.

    ABD’li ilaç şirketi Pfizer’ın CEO’su Albert Bourla, devam eden Covid-19 salgını ile ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Şirketin tüm Covid-19 mutasyonlarını kapsayan ve yılda bir kez uygulanacak aşı geliştirme çabasında bulunduğunu söyleyen Bourla, “Yılda bir kez insanları aşı olmaya ikna etmek kolay. Virüs yok edilmeyecek ve önümüzdeki yıllarda bizimle olacak. Birkaç ay içinde normal hayata dönebiliriz. Omicron gibi kontrol edebileceğimiz anormallikler olabilir” dedi.

    Şirketin üzerinde çalıştığı aşı ile ilgili de konuşan Bourla, daha fazla mutasyon ile karşılaşılabileceğini belirterek, “Bu virüs, yeni mutasyonlar oluşturabiliyor, ayrıca aşı ve bağışıklık korunmasından da etkilenmiyor” dedi.

    “Omicron diğer mutasyonlardan farklı”

    Bugüne kadarki mutasyonların aksine sadece Omicron’un aşıya rağmen enfeksiyona neden olabildiğini söyleyen Bourla, yine de aşıların hastaneye yatış oranlarını düşürdüğünün altını çizdi. Bourla, sosyal medyadan kendisi ile ilgili yanlış bilgiler paylaşan aşı karşıtı kişilerin kendisini sık sık hedef aldığını da belirterek, “Yanlış bilgilerin yayılmasından kazanç sağlayan ufak bir azınlık var. Onlar her şeyi biliyor ve bu yanlış bilgiyi bir yaşam şekli haline getirmeye çalışıyorlar fakat onlar bir suçlu. Onlara inanıp aşı olmayan insanlar var ve hayatını kaybeden insanların çoğu aşısız” diye konuştu.

  • Almanya’da üniversitede silahlı saldırı

    Almanya’da üniversitede silahlı saldırı

    Almanya’da Heidelberg Üniversitesi’nde bir öğrencinin uzun namlulu silahla ateş açarak çok sayıda kişiyi yaralayan saldırgan, ardından intihar etti.

    Alman polisi, Baden Württemberg eyaletindeki Heidelberg kentindeki Heidelberg Üniversitesi’nin konferans salonunda bir saldırganın çok sayıda kişiyi yaralamasının ardından intihar ettiğini açıkladı.

    Olay sonrası açıklama yapan Mannheim polisi, saldırının yerel saatle 13.50’de uzun namlulu bir silahla gerçekleştirildiğini belirtti. Yaralılar hakkında bilgi paylaşılmazken, Heidelberg Üniversitesi’nin basın ofisinden de herhangi bir açıklama yapılmadı.

    Olay yerindeki incelemelerin özel kuvvetler ile birlikte devam ettiğini belirten polis, saldırıyla ilgili geniş çaplı operasyon başlatıldığını duyurdu.

  • Omicron’un alt varyantı! 40 ülkede görüldü

    Omicron’un alt varyantı! 40 ülkede görüldü

    Bilim insanları, pandeminin geleceğini nasıl etkileyeceğini anlamak için koronavirüsün Omicron varyantının yeni tespit edilen BA.2 isimli alt varyantını yakından izliyor. Omicron varyantı Türkiye dahil, pek çok ülkede son aylarda baskın hale gelirken, İngiltere’de yapılan çalışmalar, BA.2’nin nispeten daha hızlı yayıldığını gösterdi. Uzmanlar, ” BA.2 nedir ve nasıl ortaya çıktı?”, “BA.2 hangi ülkelerde tespit edildi?”, “BA.2 ciddi vakalara neden oluyor mu?” ve “BA.2, Covid aşılarının etkinliği nasıl etkileyecek?” sorularını yanıtlayarak, Omicron’un son alt varyantını değerlendirdi.

    İngiltere’deki bilim insanları Omicron’un yeni bir alt varyantını tespit ettiklerini duyurdu.

    40 ÜLKEDE TESPİT EDİLDİ

    Birleşik Krallık Sağlık Güvenliği Ajansı (UKHSA), bu ayın ilk 10 gününde İngiltere’de 400’den fazla BA.2 vakası tespit etti. Ayrıca, Omicron’un alt varyantının 40 ülkede tespit edildiği ve Hindistan, Danimarka ile İsveç’teki son vakaların çoğunluğunu oluşturduğu aktarıldı.

    Fransız epidemiyolog Antoine Flahault, AFP haber ajansına verdiği demeçte, “Bizi şaşırtan şey, Asya’da büyük ölçüde dolaşımda olan bu alt varyantın Danimarka’daki tutunma hızı. Bilim insanları, virüsün nasıl evrimleşmeye ve mutasyona uğramaya devam ettiğini değerlendirmelidir. BA.2, Omicron’un baskın alt varyantı olan BA.1’den farklı özelliklere sahip” dedi.

    OMİCRON’UN 3 TANE ALT VARYANTI VAR

    Bununla birlikte BA.2, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından henüz endişe veren bir tür olarak tanımlanmadı. DSÖ, Omicron’un BA.1, BA.2 VE BA.3 olmak üzere 3 farklı mutasyona sahip olduğunu ve dünyadaki Omicron vakalarının çoğunun BA.1’den kaynaklandığını bildirdi. Ancak Flahault, BA.2’nin tespit edildiği ülkelerin tetikte olması gerektiğini söyledi.

    Flahault, “Fransa, Ocak ortasında bulaşmada bir artış bekliyordu. Olmadı ve belki de bu, çok bulaşıcı görünen ancak daha öldürücü olmayan bu alt varyanttan kaynaklanıyor” diye gözlemledi.

    “CİDDİYETİNDE BÜYÜK BİR FARK YOK”

    Diğer taraftan, İsviçre’de yer alan Cenevre Üniversitesi Küresel Sağlık Enstitüsü müdürü Flahault, “Şimdilik BA.2 vakalarının ciddiyetinin klasik Omicron vakalarıyla karşılaştırılabilir olduğu izlenimini edindik. Ancak, çok sayıda soru var” dedi.

    COVİD-19 AŞILARINI NASIL ETKİLEYECEK?

    İngiltere’de Imperial College of London’da bir epidemiyolog olan Tom Peacock, “Hindistan ve Danimarka’dan yapılan çok erken gözlemler, BA.1’e kıyasla şiddette dramatik bir fark olmadığını gösteriyor” diye tweet attı. Peacock, son varyantın mevcut aşıların etkinliğinde büyük değişime yol açmayacağını kaydetti.

    Peacock şöyle devam etti: “Şu anda BA.2’nin BA.1’e göre ne kadar daha fazla bulaşıcılığa sahip olabileceği konusunda güçlü bir kontrolümüz yok. Ancak bazı tahminlerde bulunabiliriz.

    BA.1 ve BA.2’ye karşı aşı etkinliğinde minimum farklılıklar olması muhtemeldir. Şahsen, BA.2’nin pandeminin mevcut Omicron dalgası üzerinde önemli bir etkisi olacağından emin değilim.

    Birkaç ülke BA.1 dalgalarının zirvesine yakın, hatta onu geçmiş durumda. BA.2 bu noktada ikinci bir dalgaya neden olursa çok şaşırırım. Biraz daha yüksek baulaşıcık keskin bir değişime neden olmayacaktır.”

  • DSÖ açıkladı! Yüzde 20 düştü

    DSÖ açıkladı! Yüzde 20 düştü

    Dünya Sağlık Örgütü, Afrika’da Omicron varyantıyla başlayan ve yaklaşık 3 aydır devam dördüncü dalgada ilk defa haftalık Kovid-19 vaka sayısının yüzde 20 oranında düşüş gösterdiğini açıkladı. DSÖ dün yaptığı açıklamasında virüse bağlı ölümlerin ise azaldığını duyurdu.

    DSÖ, Kasım 2021 ayında Afrika’da başlayan Omicron varyantına bağlı dördüncü dalgada, ilk defa haftalık Kovid-19 vaka sayılarının yüzde 20 oranında düştüğünü açıkladı. Yaklaşık 3 aylık bir sürede vaka sayılarının yükselmesi, zirve yapması ve düşüşünü ‘benzersiz’ olarak tanımlayan DSÖ virüse bağlı ölümlerde ise yüzde 8’lik bir azalma gözlemlendi. Afrika kıtasının büyük bölümünde vakaların inişe geçmesine rağmen Kuzey Afrika bölgesinde vakalarda yüzde 55 artış olduğu ifade edildi.

    DSÖ’nün Afrika Bölge Direktörü Dr. Matshidiso Moeti’ye göre, bu son dalganın hızlanması, zirvesi ve düşüşü “Benzersiz” ancak etkisi, daha az ölüm ve daha düşük hastaneye yatış ile ‘orta düzeyde’ oldu. Afrika kıtasında virüs tedavisi kortikosteroidler ve tıbbi oksijenle yapılıyor ancak tıbbi oksijen azlığı en büyük sorunlardan biri olarak görüldüğü belirtildi.

  • Kenya’da eşine az rastlanan olay!

    Kenya’da eşine az rastlanan olay!

    Afrika ülkesi Kenya’da benzerine az rastlanan bir olay yaşandı.

    Ülkenin kuzeyinde ulusal koruma alanında bulunan bir fil, biri erkek diğeri dişi olmak üzere ikiz doğurdu.

    Save the Elephants (Filleri Kurtar) adlı dernek tarafından yapılan açıklamada, söz konusu ikizlerin fil doğumlarının sadece yüzde 1’ini oluşturduğunu ve bilinen son ikiz doğumunun 2006’da meydana geldiği aktarıldı.

    Save the Elephants Kurucusu Dr. Iain Douglas-Hamilton yaptığı açıklamada, 15 yıl önce doğan son ikizlerin doğumdan sonra uzun süre hayatta kalmadığı belirterek, bu sürecin ikizler için kritik bir zaman olduğunu aktardı. Douglas-Hamilton, anne filin çoğu zaman her iki yavruyu da beslemek için yeterli sütü olmadığını ifade etti.

    Anne filin adının Bora olduğu ve Samburu Ulusal Koruma Alanı’nda safariye çıkan tur rehberleri tarafından fark edildiği belirtildi. Afrika filleri, herhangi bir memeliye kıyasla en uzun gebelik süresine sahiptir. Gebelikleri yaklaşık 22 ay sürerken, 4 yılda bir doğum yaparlar.

    Fildişi ticareti ve yaşamsal alanların kaybı nedeniyle filler, Uluslararası Doğayı Koruma Birliği tarafından nesli tükenmekte olan türlerin yer aldığı Kırmızı Listeye alındı.

  • BM Genel Kurulu’ndan “Yahudi Soykırımı” kararı

    BM Genel Kurulu’ndan “Yahudi Soykırımı” kararı

    BM Genel Kurulu’nda Almanya ve İsrail’in gündeme getirlmesiyle 2. Dünya Savaşı sırasında meydana gelen Yahudi Soykırımının inkarı ve çarpıtılmasıyla mücadele kararını dün kabul etti. BM, üye devletleri ve sosyal medyayı önlemler almaya çağırdı.

    Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dün oybirliği ile Holokost olarak adlandırılan Yahudi Soykırımı’nın inkarını ve çarpıtılmasını kınayan kararı kabul etti. Bu kararla BM, üye devletleri soykırımla ilgili eğitim programları geliştirmeye ve sosyal medya platformlarını da aktif önlemler almaya çağırdı.

    BM kararı hakkında ortak açıklama yapan Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock “Meslektaşım Yair Lapid ve ben, Holokost’un İnkarı ve Çarpıtılmasına İlişkin BM Kararının bugün kabul edilmesini memnuniyetle karşılıyorum” ifadelerini kullandı.

    BM’in kararında inkar çarpıtılma faaliyetleri, ‘soykırımın etkisinin küçültülmesi veya mazur görülmesini sağlayan uluslararası çabalar, soykırımda hayatını kaybedenlerin sayısının azaltılma çabaları, kendi soykırımlarına neden oldukları için Yahudileri suçlama çabaları ve soykırımın olumlu bir tarihsel olay olarak gösterilme çabaları’ maddeleriyle yer aldı.