Kategori: Dünya

  • Kraliçe II. Elizabeth’in eşi Prens Philip hayatını kaybetti

    Kraliçe II. Elizabeth’in eşi Prens Philip hayatını kaybetti

    Buckingham Sarayı’ndan yapılan açıklamaya göre, 99 yaşındaki Prens Philip’in hayatını kaybettiği açıklandı.

    2. Elizabeth’in eşi Prens Philip geçtiğimiz günlerde hastaneye kaldırılmıştı.

    Edinburgh Dükü olan Prens Philip Mountbatten, doğumunun ardından Yunanistan ve Danimarka Prensi unvanı almıştır. Armasında halen Yunanistan bayrağı ve Danimarka Kraliyet Bayrağı bulunmaktadır.

    Schleswig-Holstein-Sonderburg-Glücksburg Hanedanı’na mensup olan Prens Philip, 10 Haziran 1921’de Yunanistan’ın Korfu Adası’nda doğmuştu.

  • Cesedi 9 yıl sonra yaşadığı dairede bulundu

    Cesedi 9 yıl sonra yaşadığı dairede bulundu

    Norveç’in başkenti Oslo’daki bir apartman dairesinde 60 yaşlarında bir erkek cesedi bulundu. Adamın 9 yıldır ölü olduğu belirlenirken, daha önce birden çok kez evlendiği ve çocuklarının olduğu açıklandı. Adamın ölümü, ülkede teknolojinin toplumdaki fiziksel teması azaltmadaki rolü hakkında tartışmalara yol açtı.

    Norveç polisi, ülkenin başkenti Oslo’daki bir aparman dairesindeki bir erkek cesedi bulunduğunu açıkladı. 60 yaşlarındaki ismi açıklanmayan adamın 9 yıldır ölü olduğu belirlendi.

    Eyalet yayın kuruluşu NRK’ya göre, söz konusu adam birden fazla kez evlenmiş ve çocukları da olmuştu.

    Komşuları ise ölü bulunan kişinin genelde kendi halinde takıldığını, onu görmediklerinde taşındığını veya bir kuruma götürüldüğünü düşündüklerini açıkladı.

    Olay, apartman görevlisinin bina bakımı için dairede kimseyi bulamaması üzerine polise haber vermesiyle çıktı.

    Bununla birlikte, polis adamın dairesinde bulunan bir karton süt ve bir mektup nedeniyle onun Nisan 2011’de öldüğüne inanıyor. Yapılan otopsi, onun doğal nedenlerden öldüğünü gösterdi.

    FATURALARI HESABINDAN OTOMATİK OLARAK ÖDEMEYE DEVAM ETTİ

    Diğer taraftan, Norveç Çalışma ve Refah İdares’nin (NAV) de adamla iletişime geçemeyince emekli maaşını 2018’de durdurduğu ortaya çıktı, ancak faturaları banka hesabından otomatik olarak ödenmeye devam etti.

    Oslo polis müfettişi Grete Lien Metlid, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, kendisinin ve meslektaşlarının, kimse fark etmeden birisinin nasıl bu kadar uzun süre ölü kalabileceği konusunda çok uzun tartışmalar yaptıklarını söyledi.

    SORUMLUSU TEKNOLOJİ Mİ?

    Metlid, “”Bu özel bir durum ve bunun nasıl olabileceğiyle ilgili sorular sormamızı sağladı. Elimizdeki resme bakılırsa, açıkça başkalarıyla çok az iletişim kurmayı seçen biriydi” dedi.

    Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde profesör olan Arne Krokan ise adamın 30 yıl önce ölmüş olsaydı, ölümünün 9 yıl boyunca keşfedilememesinin mümkün olmadığını söyledi. Krokan, durumun yeni teknoloji sistemlerinin toplumun üyeleri arasındaki fizksel teması azaltmasının bir sonucu olduğunu öne sürdü.

  • İngiltere Pazartesi sürü bağışıklığına geçecek

    İngiltere Pazartesi sürü bağışıklığına geçecek

    Koronavirüs salgınından en çok etkilenen ülkelerin başında gelen İngiltere aşılama kampanyası sayesinde Kovid-19’u yenmek için en büyük adımı attı ve sürü bağışıklığına girilmesine günler kaldığını açıkladı.

    İngiltere’den dünyayı heyecanlandıran bir açıklama daha geldi.

    College London Üniversitesi’nin (UCL) oluşturduğu modellemeye göre İngiltere önümüzdeki pazartesi günü yani 12 Nisan’dan itibaren sürü bağışıklığına girecek.

    Üniversitenin modellemesi kovid-19’a karşı bağışıklık kazanan nüfusun %73.4’e ulaşması sayesinde oluşturuldu.

    UCL tarafından yayınlanan araştırmada, koronavirüse karşı aşı yoluyla veya önceden geçirdiği enfeksiyonlar sayesinde korunan kişi sayısı 12 Nisan’da yüzde 73,4’e çıkacağı bildirilirken bu rakamın ülkeyi sürü bağışıklığına kavuşturmaya yetecek oran olduğu belirtildi.

    Araştırma raporunda 14 Mart’tan bu yana 7,1 milyon kişiye daha aşı uygulandığı belirtilirken, aynı zamanda ülkede 24 gün içerisinde yaklaşık 100 bin yeni Kovid-19 vakası tespit edildiği bildirildi.

    DOĞUŞTAN BAĞIŞIKLIK VAR MI?

    Araştırmada yer alan uzmanlar her 10 kişiden birinin daha önce gerçekleşen enfeksiyonlar (koronavirüsün farklı türleri) nedeniyle doğuştan bağışıklığı olduğu belirtirken bunun dışında kalan kişilerin de t hücreleri sayesinde bağışıklık kazandığı açıklandı.

    Araştırma ekibinden UCL profesörü Karl Friston, “Sürü bağışıklığı tahminleri beni şaşırttı” ifadesini kullanırken, “Bağışıklığı tetikleme açısından aşılamanın tahmini etkinliği hesaba katılırken, bu modele göre nüfusun yaklaşık yüzde 70’inin bağışık olduğu anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.

    SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞI NEDİR?

    Sürü bağışıklığı sürü etkisi , topluluk bağışıklığı , nüfus bağışıklığı veya sosyal bağışıklık olarak da adlandırılır. Bireylerin büyük bir kısmının bağışıklığa sahip olduğu bir popülasyonda, bu tür insanların hastalık bulaşmasına katkıda bulunma olasılığı düşüktür, enfeksiyon zincirlerinin bozulma olasılığı daha yüksektir, bu da hastalığın yayılmasını durdurur veya yavaşlatır.

    Bir toplumdaki bağışıklık bireylerinin oranı ne kadar büyük olursa, bağışıklık sahibi olmayan kişilerin bulaşıcı bir bireyle temas etme olasılığı o kadar az olur, bu da bağışıklık olmayan bireylerin enfeksiyondan korunmasına yardımcı olur.
    Bireyler, daha erken bir enfeksiyondan iyileşme veya aşılama yoluyla bağışıklık kazanabilir . Belirli bir eşik değere ulaşıldığında, sürü bağışıklığı, bir popülasyondaki hastalığı yavaş yavaş ortadan kaldırır. Bu eliminasyon, dünya çapında başarılırsa, eradikasyon adı verilen enfeksiyon sayısında sıfıra kalıcı bir azalma ile sonuçlanabilir.

    DSÖ ‘AHLAK DIŞI’ DEMİŞTİ

    Ghebreyesus, son günlerde virüsün yayılmasına izin vererek, sözde “sürü bağışıklığına ulaşma” kavramı hakkında bazı tartışmalar yaşandığına dikkati çekerek, aslında “sürü bağışıklığının” aşılama için kullanılan bir terim olduğunu vurgulamıştı.

    “Örneğin, kızamığa karşı sürü bağışıklığı, nüfusun yaklaşık yüzde 95’inin aşılanmasını gerektirir.” diyen Ghebreyesus, kalan yüzde 5’inin ise kızamığın aşılananlar arasında yayılmamasıyla korunacağına işaret etmişti.

    Ghebreyesus, “Diğer bir ifadeyle sürü bağışıklığı, insanları virüse maruz bırakarak değil, virüsten korumakla sağlanır” uyarısını yapmıştı.

  • Kraliçe’den bir ilk: Sarayı’nın bahçesini halka açıyor

    Kraliçe’den bir ilk: Sarayı’nın bahçesini halka açıyor

    İngiltere’de Kraliçe II. Elizabeth, kraliyet tarihinde bir ilke imza atarak, Buckingham Sarayı’nın bahçesini piknik için halka açmaya karar verdi.

    İngiltere’de Kraliçe II. Elizabeth, kraliyet tarihinde bir ilke daha imza attı. Kraliçe, Buckingham Sarayı’nın bahçesini piknik için halka açmaya karar verdi. Konuyla ilgili açıklama yapan Buckingham Sarayı’ndan geldi. Buckingham Sarayı’ndan yapılan açıklamada, “Bu yaz Buckingham Sarayı bahçesi ziyaretçilere açılıyor. Sarayın çimenleri üzerinde piknik yapmak için ömür boyu bir kez karşılaşabileceğiniz bir fırsatın tadını çıkarın” ifadelerine yer verildi.

    BAHÇEDE ÜÇ DÖNÜMLÜK GÖL VE TENİS KORTU VAR

    Buckingham Sarayı, 775 odadan oluşan 828 bin metrekarelik bir yaşam alanına sahip. Kraliyet ailesi web sitesine göre, sarayda çeşitli etkinlikler için kullanılan 19 farklı devlet odası bulunuyor. Sarayda toplam 240 yatak odası bulunurken, 52’si kraliyet odası, diğer 188’ü ise personel için kullanılıyor. Sarayın bahçesinde çiçek ve yeşilliklerle dolu 156 metrelik bir sınır duvarı yer alıyor. Bahçenin içinde üç dönümlük bir göl yanı sıra, bahçede bir de tenis kortu bulunuyor. Buckingham Sarayı, dünyanın en büyük ve lüks sarayları arasında 14’üncü sırada yer alıyor.

  • NASA’nın Van Gölü fotoğrafı finalde

    NASA’nın Van Gölü fotoğrafı finalde

    Van Gölü’nün uzaydan çekilen görseli ABD Havacılık ve Uzay Ajansı’nın (NASA) düzenlemiş olduğu “Dünya Turnuvası” adlı online fotoğraf yarışmasında finale kalma başarısı elde etti. NASA’nın yarışması 32 fotoğrafla başlamıştı.

    ABD Havacılık ve Uzay Ajansı, 20 yılı aşkın sürede Uluslararası Uzay İstasyonunda görev yapan astronotların çektiği dünya fotoğrafından oluşan yarışmada, birçok fotoğrafı eleyen Van Gölü’nün uzaydan çekilen görseli finaldeki yerini aldı. Yarı finalinde Castellanus bulut kulesine karşı oyların yüzde 94’ünü alarak finale yükselme başarısı gösteren Van Gölü fotoğrafı, final için de iddiasını sürdürüyor. Yarışmanın final bölümünde birlik kategorisindeki uzun pozlama tekniğiyle çekilen “Hareket halindeki yıldızlar” fotoğrafıyla yarışacak olan Van Gölü fotoğrafı, final için bir hayli iddialı görünüyor. Astronot Kate Rubins’in 12 Eylül 2016’da çektiği Van Gölü’nün uzaydan göründüğü fotoğrafla ilgili ayrıca Van Gölü’nün dünyanın en büyük sodalı gölü olduğu bilgisine de veriliyor.

    VAN GÖLÜ’NÜN FİNALDEKİ RAKİBİ

    8 Mart’ta Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan çekilmiş 32 favori fotoğrafla başlayan yarışmanın finaline kalan Astronot Kate Rubins’in 12 Eylül 2016’da çektiği Van Gölü fotoğraf ile Astronot Don Pettit tarafından 2012’de çekilen Amerika kıtası üzerinde hareket halindeki yıldızların göründüğü fotoğrafın yarışacağı yarışmanın finaldeki son tur oylaması 12 Nisan’da sona ermiş olacak.

    Öte yandan; NASA’nın resmi sitesi üzerinden https://earthobservatory.nasa.gov/tournament-earth oy kullanılabiliyor.

  • Çocuklar üzerindeki denemeler durduruldu

    Çocuklar üzerindeki denemeler durduruldu

    İngiltere’de Oxford ve AstraZeneca’nın ortak geliştirdiği Kovid-19 aşısına ilişkin kriz sürerken, kan pıhtısı ölümleri nedeniyle çocuklar üzerindeki denemelerin durdurulduğu açıklandı.

    İngiltere’den Oxford-AstraZeneca tarafından geliştirilen koronavirüs aşısını olan 7 kişinin sıradışı kan pıhtısı vakasından ötürü hayatını kaybetmesinin ardından kritik açıklama geldi. Ülkede Oxford-AstraZeneca aşının çocuklar üzerinde denenmesinin askıya alındığı açıklandı.Oxford Üniversitesi’nden Profesör Andrew Pollard İngiliz medyasına yaptığı açıklamada ekibin daha fazla bilgi beklediğini, aşıya dair güvenlik endişesi olmadığını söyledi.

    EMA’DAN BAĞLANTISI ‘AÇIK’ MESAJI

    Avrupa İlaç Ajansı’ndan (EMA) Marco Cavaleri, Oxford Üniversitesi ile AstraZeneca’nın geliştirdiği Kovid-19 aşısıyla kan pıhtılaşması vakaları arasındaki bağlantının ‘açık’ olduğunu söyledi. Cavaleri Oxford Üniversitesi ile İsveç merkezli ilaç firması tarafından ortaklaşa geliştirilen AstraZeneca’nın Kovid-19 aşısı ile aşılanan gençler arasında beklenenden daha fazla kanda pıhtılaşma vakası görüldüğünü kaydetmişti.

    7 KİŞİ HAYATINI KAYBETMİŞTİ

    İngiltere İlaç ve Sağlık Ürünleri Düzenleme Kurumu, ülkede, 7 kişinin Oxford ve AstraZeneca tarafından geliştirilen corona virüsü aşısını olduktan sonra oluşan kan pıhtısından hayatını kaybettiğini doğruladı. Kurumdan yapılan açıklamada, 9 Aralık 2020 ile 21 Mart 2021 aralığını kapsayan raporda aşılanan 18 milyon kişiden 30’unda kan pıhtısı yan etkisi görüldüğünü ve bunlardan 7 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti.

  • Hayatta kalmak için arkadaşlarının cesetlerini yediler

    Hayatta kalmak için arkadaşlarının cesetlerini yediler

    Jose ‘Coche’ Luis Inciarte adlı kişi, 49 yıl önce Şili’den Arjantin’e seyahat ettiği sırada, And Dağları’nda geçirdikleri uçak kazasından sonra hayatta kalabilmek için kazada ölen arkadaşlarını yemek zorunda kaldıkları olayı İngiltere’de katıldığı bir televizyon programında anlattı.

    Şili ile Arjantin arasında yer alan And Dağları’na 1972 yılında çarpan uçaktan hayatta kalan 16 kişiden biri olan José Luis ‘Coche’ Inciarte,72 günlük hayata kalma savaşını İngiliz medyasına anlattı. Uruguay’dan İngiltere’deki televizyon programına katılan José Luis ‘Coche’ Inciarte, geçirdikleri uçak kazasının ardından hayatta kalabilmek için kazada ölen arkadaşlarının cesetlerini yemek zorunda kaldıkları o anları anlattı.

    SAĞ KALMAK İÇİN ARKADAŞLARININ CESETLERİNİ YEDİLER

    Talihsiz kazada hayatta kalan Inciarte, arkadaşlarının etini yiyebilmek için büyük bir enerji ve zihin çabası harcadığını kaydederken, bu acının artık onunla yaşamadığını ifade etti. ”And Dağları hakkında tabii ki düşünüyorum. Unutmak mümkün değil ama artık bu durum hayatımın bir parçası değil” diyen Inciarte, “Bu acı bugün benimle yaşamıyor. Hayatta kalmak istiyorsan başka seçenek yoktu. Bir toplantı yaptık ve bunu yapıp yapmamayı tartıştık. Yapmamak ölmek anlamına geliyordu ve herkes yemeye karar verdi.” Inciarte’nin acı hikayesi, 1993 yapımı Alive filminde anlatırken, Coche filmde anlatılanların tamamnının doğru olduğunu kaydetti.

    3 EKİM 1972’DEKİ UÇAK KAZASI

    Jose ‘Coche’ Luis Inciarte 3 Ekim 1972 yılında Santiago’dan Montevideo’ya seyahat ettiği sırada sisle kaplı And Dağları’na çarpan Uruguay Hava Kuvvetleri’nin 571 sefer sayılı uçakta bulunan 45 yolcudan biriydi. Amerikan futbol takımı Old Christians ile birlikte seyahat eden Inciarte kazada kurtulan 16 kişinin arasındaydı. İnciarte ve arkadaşları hayatta kalmak için ölen arkadaşlarını yemek zorunda kaldı. Yaşananlar, 1993 yılında ‘Alive’ adlı filme konu oldu.

  • Denizin ortasında nefes kesen kurtarma operasyonu

    Denizin ortasında nefes kesen kurtarma operasyonu

    350 ton ham petrol taşıyan Hollanda bandıralı kargo gemisinden gelen tehlike sinyali sonrası harekete geçen Norveçli kurtarma ekipleri gemideki 12 mürettebatı nefes kesen operasyonla ölümden kurtardı.

    https://twitter.com/linetv/status/1379380976640520192

    Hollanda bandıralı ‘Eemslift Hendrika’ gemisinin tehlike sinyali göndermesi üzerine Norveç Ortak Kurtarma Koordinasyon Merkezi harekete geçti. Dev dalgalar arasında kalan geminin 12 mürettebatı kurtarma operasyonu sonucu kurtarıldı. Korku dolu anlar ise kameraya an be an kaydedildi. Norveç medyası, geminin motorlarının durduğunu, 350 ton ham petrol, 50 ton da dizel yakıt taşıyan geminin alabora olması durumunda denizin petrolle kaplanacağını ifade etti.

    ÖNCE 8 MÜRETTEBAT KURTARILDI

    Dalgalarla boğuşan gemiye helikopterle yaklaşan kurtarma ekipleri, 12 kişilik mürettebattan önce 8’ini kurtardı. Dev dalgalarla mücadele etmek üzere 3 denizci ile gemide kalan kaptan, motorlar durunca Norveç kurtarma ekipleri tarafından gemiden alındı. Norveç Sahil Güvenliği ile geminin bağlı olduğu şirket arasında başlatılan görüşmede geminin alabora olma ihtimaline yönelik alınacak önlemlerin ele alındığı belirtildi.

     

  • Suudi Arabistan’dan umre kararı

    Suudi Arabistan’dan umre kararı

    Suudi Arabistan, Ramazan ayındaki Umre ibadeti için gerekli koşulları açıkladı. Suudi Sağlık Bakanlığı, Ramazan ayında Umre ibadeti için ülkeye tek doz Covid-19 aşısı olmuş, iki doz Covid-19 aşısı olmuş ve virüsü geçirip iyileşen kişilerin alınacağını belirtti.

    Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre ülkeye sadece aşı olmuş veya Covid-19 geçirip iyileşen kişilerin alınacağını açıklandı.

    Üç kategoride kişinin alınacağı belirtilen açıklamada, tek doz Covid-19 aşısı olmuş, iki doz Covid-19 aşısı olmuş ve virüsü geçirip iyileşen kişilerin ülkeye alınacağı belirtildi.

    Açıklamada, sadece belirtilen kişilerin umre ibadetini gerçekleştirme ve Mekke kentindeki Ulu Cami’de namaz kılma iznine sahip olacağının altı çizildi.

    Açıklanan şartların, Medine’deki Mescid-i Nebevi’ye giriş için de geçerli olduğu bildirildi.

    Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, politikanın bu ay içinde başlayacak olan Ramazan ile başladığını, ancak ne kadar süreceğinin belirsiz olduğunu söyledi.

    HAC İÇİN GEÇERLİ Mİ?

    Suudi Arabistan’da son dönemde Covid-19 vakaları gittikçe artarken, açıklanan şartların Hac ibadetinde de geçerli olup olmayacağı ile ilgili açıklama yapılmadı.

    Suudi Arabistan geçtiğimiz Temmuz ayında Hac ibadetine 10 bin müslümanın katılmasına izin vermişti. 2019’da ise Hac ibadetini gerçekleştirenlerin sayısı 2,5 milyon kişiydi.

    Suudi Arabistan, 393 binden fazla Covid-19 vakası bildirirken 6 bin 700 can kaybı bildirdi.

    Krallık Sağlık Bakanlığı ve Bloomberg verilerine göre ise, yaklaşık 34 milyonluk nüfusun 5 milyon 113 bini Covid-19’a karşı aşı oldu.

  • Bloomberg’den Türk SİHA’larına övgü

    Bloomberg’den Türk SİHA’larına övgü

    ABD merkezli Bloomberg ekonomi gazetesi, özellikle Azerbaycan tarafından Dağlık Karabağ’da elde edilen başarının arkasında Türkiye’nin SİHA’larının olduğunu ifade ederek, “Baykar şirketinin TB2 SİHA’ları Libya ve Azerbaycan’daki çatışmaların kaderini değiştirdi” ifadelerine yer verdi.

    Azerbaycan’ın Ermenistan karşısındaki zaferinin en önemli etkenlerinden gösterilen Bayraktar TB2 SİHA’ları dünya basının gündeminden de düşmüyor. ABD merkezli ünlü ekonomi gazetesi Bloomberg’in haberinde Türkiye’de geliştirilen ve üretilen SİHA’ların Kuzey Afrika’daki Libya’daki Azerbaycan-Ermenistan arasındaki çatışmaların kaderini değiştirdiğini yazdı. Haberde, “Türk TB2 insansız hava araçları, Türkiye’deki evinden binlerce kilometre uzakta, Libya ve Azerbaycan’daki çatışmaların kaderini değiştirmeye yardımcı oldu. Baykar şirketinin TB2 insansız uçakları, her ikisi de Türk müttefiki olan Trablus ve Bakü’deki hükümetler tarafından yıkıcı etkiyle kullanıldı” denildi. Dergi haberinde, Türkiye’nin SİHA’larının olduğunu ifade ederek, “Baykar şirketinin TB2 SİHA’ları Libya ve Azerbaycan’daki çatışmaların kaderini değiştirdi” ifadelerine yer verdi.

    LİBYA’DA HAFTER’E KARŞI ÜSTÜNLÜK ELDE EDİLDİ

    Birleşmiş Milletler’in (BM) meşru hükümet olarak tanıdığı Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH), Türkiye’den alarak envanterine eklediği SİHA’larla, ülkenin doğusundaki silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’e karşı üstünlük sağlamıştı. Trablus’u kuşatan Hafter güçleri, Türk SİHA’larının yardımıyla ülkenin güneyine ve doğusuna çekilmek zorunda kalmıştı.

    AZERBAYCAN-ERMENİSTAN SAVAŞINDA ETKİN ROL OYNADI

    Öte yandan, 2020 yılında Azerbaycan ve Ermenistan arasında Dağlık Karabağ’da meydana gelen savaşta, Azerbaycan ordusunun Türkiye’den satın alarak envanterine eklediği SİHA’lar etkin rol oynadı. Dağlık Karabağ bölgesinde birçok hava saldırısı düzenleyen SİHA’lar, Ermenistan’ın yenilgiyi kabul etmesini sağlamıştı. Ayrıca, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Bayraktar, Genel Müdürü Haluk Bayraktar ve Teknik Müdür Selçuk Bayraktar’ı Karabağ Nişanı ile ödüllendirmişti.