Kategori: Dünya

  • Koronavirüs önlemlerini protesto ettiler

    Koronavirüs önlemlerini protesto ettiler

    Almanya’nın Leipzig kentinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ile mücadele kapsamında alınan önlemlere karşı protesto gösterisi düzenlendi.

    Gösteri sırasında koronavirüs önlemlerini protesto eden göstericilerle aşırı sol gruplar karşı karşıya geldi.

    Polis kentin farklı noktalarında düzenlenen gösteriler nedeniyle yoğun güvenlik önlemi aldı.

     

  • Fransa’da Türk dükkanına ırkçı saldırı

    Fransa’da Türk dükkanına ırkçı saldırı

    Fransa’nın kuzey batısındaki Nantes kentinde, Türklere ait bir dükkan ırkçı saldırıya uğradı.

    Nantes kentinde yaşayan Y.B., yaptığı açıklamada, hasta kardeşinin geçen hafta kasap dükkanını bir haftalığına kapattığını söyledi.

    Y.B, salı günü işten dönerken kardeşinin dükkanına yazılar yazıldığını fark ettiğini ifade etti.

    Y.B, dükkana yazılan yazılar arasında, “Buradan defolun, evinize dönün”, “Yaşasın domuz”, Yaşasın Le Pen”, “Erdoğan’a ölüm”, “Fransa, Fransızlarındır”, “Türklere ölüm” mesajlarının yer aldığını aktardı.

    Y.B ayrıca, mesajlar arasında iki destek mesajı olduğunu da kaydetti.

    Nantes bölgesinde 7 yıldır yaşadıklarını belirten Y.B, ilk defa böyle bir olaya şahit olduklarını dile getirdi.

    “Artık yeter!”

    Y.B, Fransa’da son dönemde Türklere ve Müslümanlara yönelik baskıların arttığına işaret ederek, “Artık yeter! Biz Türk milleti olarak kimseye ne saldırırız, ne yanlış yaparız. Geliriz işimizi yaparız. Herkes biliyor Türk milletini.” dedi.

    Dükkana yazılan yazılardan 2 gün sonra da vitrinlerin kırıldığını vurgulayan Y.B, içeri girildiğini ve her yerin kırılıp döküldüğünü anlattı.

     Polis 3 kez arandıktan sonra olay yerine geldi

    Y.B, 3 kez aradıktan sonra polislerin olay yerine geldiğini ve kendilerine “Bu, bizim için önemli bir olay değil” dediklerini belirterek, “Bu muamele zoruma gitti. Türk kökenli olsak da doğma büyüme buralıyım, kimliğimde Fransa vatandaşı yazıyor neticede. Yine de bir şey demedik, saygımızı koruduk. Geldiler, fotoğraf çekip gittiler.” ifadelerini kullandı.

  • Fransa’da polisler Türk ailenin evini bastı

    Fransa’da polisler Türk ailenin evini bastı

    Fransa’nın Albertville şehrindeki okullarında Hz. Muhammed’e hakaret içeren karikatürlerle ilgili öğretmenlerine verdikleri cevaplar nedeniyle “terörist muamelesi” gören ve sabah erken saatlerde evleri polis tarafından basılarak karakolda sorgulanan 10 yaşındaki 3’ü Türk, 1’i Mağrip kökenli 4 çocuk ve aileleri yaşadıkları dehşeti anlattı.

    Fransa’da 16 Ekim’de Hazreti Muhammed’e hakaret içerikli karikatürleri derste öğrencilerine gösteren öğretmenin başının kesilerek öldürülmesinin ardından, ülkede Müslümanlara yönelik hukuk dışı uygulamalar tırmanmaya başladı.

    1992 Kış Olimpiyat Oyunları’nın düzenlendiği Fransa’nın Albertville ilçesinde, 10 yaşlarında 3’ü Türk 1 Mağrip (Cezayir) kökenli 4 çocuk, 5 Kasım Perşembe günü sabahın erken saatlerinde uzun namlulu silahların gölgesinde uyandı.

    Dehşeti yaşayan çocuklar, polis tarafından ailelerinden kopartılıp tek başlarına karakola götürülerek 11 saat sorgulandı.

    Kısa zamanda sosyal medyada yayılan polis baskını, Fransa’da yaşayan Türk ve Müslümanlar arasında büyük tepkiye yol açtı.

    Çoçukların Louis Pasteur İlköğretim Okulu’ndaki bir soru karşısında, “Hazreti Muhammed’e karşı yapılan karikatürleri sevmediklerini ve kötü olduklarını söylemeleri” öğretmenleri tarafından polise ihbar edildi.

    Polis de ihbarı “terörizme destek” olarak algıladı ve 4 eve eş zamanlı baskın düzenledi.

    Fransız polisi, baskında ve karakolda “terörist muamelesinde” bulunduğu küçük yaştaki çocukların inançlarını sorguladı.

    Karakolda ifadeleri alınan ailelere de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında siyasi sorular yöneltildi. Ailelerin başörtüsü ve inancı sorgulandı.

    Sınıf öğretmeni hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanan ailelerin en büyük korkusu ise evlatlarının ellerinden alınması.

    “Şoka girdik. Bize terörist muamelesi yaptılar”

    Gümüşhaneli baba Servet Yıldırım, 10 yaşındaki kızı E.Y’ye Fransız polisinin “terörist muamelesi” yapmasına tepki gösterdi.

    İnşaat sektöründe çalışan baba Yıldırım, küçük kızının 11 saat karakolda tutulduğu olaya ilişkin, “Sabah 6.30-07.00 arası polisler kıracak şekilde ‘tak tak tak’ diye kapımıza vurdular. Biz de kapıyı açınca yanılmıyorsam 8-10 tane terörle mücadele polisi geldi. İçeri girdiklerinde kimileri maskeli, kimilerinin ise yüzü görünmüyordu. Uzun namlulu silahlarla içeri girdikten sonra 10 yaşındaki kızım E.Y’yi sordular. E.Y. terörizmle alakalı suçlanıyor gibi bir ifadede bulundular.” dedi.

    Fransız polisinin kendini, eşini, iki oğlunu ve kızı E.Y’i evinin salonunda oturttuğunu aktaran Yıldırım, “Ayağa kalkmamıza dahi fırsat vermediler.” diye konuştu.

    Polisin kendilerine hiçbir belge veya tutanak sunmadan evde arama yapmasına tepki gösteren Yıldırım, “Şoka girdik. Bize terörist muamelesi yaptılar. ‘E.Y. terörizmle suçlanıyor. Terörizme destek olduğundan kendisini (E.Y) bu şekilde götüreceğiz. Sabah 09.00’da da siz gelin polise’ diye bir ifade de bulundular.” şeklinde konuştu.

    Yıldırım, polisin E.Y’yi götürmeden önce evde arama yaptığını, duvarlardaki Kur’an-ı Kerim ayetlerinin fotoğraflarını çektiğini belirterek, “E.Y.’nin odasını aradılar, kitaplarını yere döktüler, bunların fotoğraflarını çektiler. Sonra çocuğumu alıp gittiler. dedi.

    “Karakolda tek bir yazılı belge vermediler”

    Daha sonra karakola gittiğini ve tercüman aracılığıyla ifade verdiğini anlatan Yıldırım, kendisine hiçbir şekilde ifade tutanağı veya küçük kızına yöneltilen suçlamalarla ilgili talepte bulunmalarına rağmen yazılı belge verilmediğini belirtti.

    Kendisi ve eşinin karakoldaki ifadesinin yaklaşık iki saat sürdüğünü belirten Yıldırım, şöyle konuştu:

    “İfademizde ‘namaz kılıyor musunuz, camiye gidiyor musunuz, çocuklar camiye gidiyor mu, çocuklar camide dini eğitim alıyor mu, Erdoğan ve Macron arasındaki tartışma ve siyaset hakkında ne düşünüyorsunuz, Türkiye’deki siyasi görüşünüz nedir?’ gibi sorular sordular. İfademiz bittikten sonra parmak izimizi aldılar. Beyaz bir duvara götürerek teröristlere yapılan muamele gibi hem karşıdan, hem sağdan hem de soldan resmimizi çektiler.”

    Polisin Müslümanları fişlediğini vurgulayan Yıldırım, ifadesinde de bunu söylediğini kaydetti.

    Okul müdürüne dava açıyor

    Yıldırım, polisin kendisine sadece “sözlü olarak” kızına yöneltilen suçlamalar hakkında bilgi verdiğini söyledi.

    Hazreti Muhammed’e hakaret içerikli karikatürleri derste öğrencilerine göstermesinin ardından öldürülen öğretmen Samuel Paty hakkında kızının okulunda bir anket düzenlendiğini aktaran Yıldırım, şöyle konuştu:

    “Benim çocuğumun da okuldaki söylemi, ‘O öğretmenin öldürülmesine üzüldüm. Ama keşke o da o karikatürleri yayınlamasaydı’ diye ifadede bulunmuş. Bu şekilde bir ifadesi var. Ama okuldaki öğretmenler nasıl bir algı oluşturduysalar, polisin söylediğine göre, benim kızım güya ‘ölmeseydi de iyi olurdu, öldürülmeseydi de iyi olurdu’ şeklinde bir ifade de bulunmuş. Ama biz bunu kabul etmiyoruz. Kızımız da öyle bir şey söylemedi.” dedi.

    Yıldırım, avukat arayışında olduğunu belirterek Louis Pasteur İlköğretim Okulu müdürüne dava açacağı bilgisini paylaştı.

    20 yıldır Fransa’da yaşadığını, üç çocuğunun aynı okuldan mezun olduğunu ve Fransız devletinin kolejlerinde ve liselerinde eğitim aldığına dikkati çeken Yıldırım, “En ufak adli bir vakaya bulaşmadık.” şeklinde konuştu.

    “Çok korktum”

    Yaklaşık 11 saat polisin alıkoyduğu E.Y. de okuldaki öğretmeninin kendisine, öldürülen öğretmen Paty hakkında ne düşündüğünü sorduğunu belirterek, “Ben de dedim ki; ‘O öldüğü için üzüldüm ama o karikatürü göstermese hiçbir şey olmazdı.’ dedim. Öğretmen de bana ‘tamam anladım’ dedi. Başka hiçbir şey söylemedi.” ifadesini kullandı.

    E.Y., polisin kendisini karakola götürmesine ilişkin de “Çok korktum ve ilk defa böyle bir şeyle karşılaştım.” dedi.

    Polisin de tıpkı öğretmeni gibi kendisine Paty hakkında soru sorduğunu anlatan E.Y., aynen okuldaki cevabı verdiğini söyledi.

    Olayın etkisini hala atlatamadığını ifade eden E.Y., “Polis bana camiye gidip gitmediğimi sordu. Ben de cumartesi ve pazar gittiğimi söyledim. Sonra ifademi fotokopi yaptılar ve onu imzaladım.” şeklinde konuştu.

    Öte yandan, polisin arama yaptığı E.Y.’nin odasındaki dağınıklık ve polisin küçük kızın eşyalarını ve kitaplarını dağıtmış hali dikkati çekti.

    “Polise dava açmayı düşünüyoruz”

    Fransız polisinin sabah evinden aldığı Y.E.A.’nın Nevşehirli annesi Mukaddes Akdağ “Eşim işe gittikten sonra uyumuştum. Polisler sabah 07.30’a doğru evimizi bastı. Bu küçük oğlumu almaya geldiler. Hiçbir bilgimiz yoktu, hazırlıksızdık. Büyük bir sürpriz oldu.” dedi.

    Akdağ, polislerin eve geldikten sonra arama belgesi göstermeden doğrudan evinin içinde oğlu Y.E.A.’yı aradığını belirterek, evde arama yapıldığını, Kur’an-ı Kerim ayetlerinin fotoğraflarının çekildiğini aktardı.

    Polisin hiçbir açıklama yapmadan oğlu Y.E.A.’yı götürdüğünü, diğer çocuklarının da korku içinde olanları izlediğini vurgulayan Akdağ, daha sonra kendisi ve eşinin de karakola giderek ifade verdiğini söyledi.

    Akdağ, polisin kendilerine hiçbir yazılı evrak vermediğinin altını çizdi.

    Y.E.A.’nın da Paty ile ilgili okulunda sorgulandığını ifade eden Akdağ, polisin baskın yapmasına anlam veremediğini, istenilmesi halinde karakola giderek ifade vereceklerine işaret etti.

    Polis sorgusunda kendisine siyasi sorular sorulduğunu da belirten Akdağ, “Macron ile Erdoğan’ın kavgasına ne diyorsun’ dediler. Ben de ‘karışmıyorum, bunlar politik işler, böyle şeylerden anlamıyorum.” dedim. Bana neden başımı kapattığımı sordular. ‘Eşin mi zorluyor’ dediler. Ben de ‘Müslüman olduğum için, kendim istediğim için kapatıyorum.’ dedim.” şeklinde konuştu.

    Fransa’da vergi verdiklerini ve bu ülkenin bir parçası olduklarının altını çizen Akdağ, “Yaşananlardan dolayı hiç iyi hissetmiyoruz. Biz normal bir aileyiz ama bize terörist ailesi gibi davrandılar.” değerlendirmesinde bulundu.

    Akdağ, 1999 yılından beri Fransa’da yaşadığını ve polise karşı dava açmayı düşündüklerini dile getirdi.

    “Oruç, namaz ve cami soruldu”

    Y.E.A. da kendilerine okulunda sorulan soruya ilişkin, “Keşke o karikatürleri göstermeseydi, ‘sanırım ondan öldü’ diye söyledik.” dedi.

    10 yaşındaki Y.E.A. karakolda kendisine oruç, namaz ve camiyle ilgili sorular sorulduğunu aktararak, “Ben de cevap olarak ‘evet eşyalarımla camiye gidiyorum, namaz kılıyorum, oruç tutuyorum. Ama oruçlarımı sadece pazartesi tutuyorum çünkü okulum var.” dedim” diye konuştu.

     “Okuldaki öğretmen şikayette bulunmuş”

    Gümüşhaneli Ayşegül Polat ise eşi Ömer Polat işe gittikten sonra polisin 07.10’da kapılarına çok sert şekilde vurduğunu belirterek, “Zaten çocuk kapıyı açar açmaz direkt içeri saldırdılar. 7-8 kişilerdi hiçbir soru-cevap olmadı. 3-4 tanesinin yüzü kapalıydı.” dedi.

    Polat, neden eve geldiklerini sorduğunda polislerin “Oğlu M.E.P.’nin teröristleri savunduğu ve onu almak için geldikleri” karşılığını aldığını aktardı. Bu iddia karşısında şaşkına döndüğünü vurgulayan anne Polat, “Ben böyle bir şey olmasına ihtimal vermiyorum. Buna inanmıyorum, kim şikayet etmiş, hangi belgeyle buraya geldiniz, neymiş suçu’ dediğimde ‘biz size şu an söyleyemeyiz. Karakola gelmeniz gerekli” dediler.” dedi.

    Polisin yatağında uykudan uyandırdığı 10 yaşındaki M.E.P.’in çok korktuğunu ve ağlamaya başladığını söyleyen Polat, polisin evdeki kitapların tek tek fotoğrafını çektiğini belirtti.

    Karakoldaki ifadesinde kendisine İslamiyet ve inancıyla ilgili sorular yöneltildiğini anlatan Polat, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “17 yıldır burada yaşıyorum. Kesinlikle böyle bir şeyi kabul etmiyorum. Hele bu uygulamanın şeklini hiç kabul etmiyorum. Okulda öğretmen tarafından şikayette bulunulmuş. Şok olduk. Çünkü öğretmenle aramız gayet iyiydi. Bizimle ve çocukla diyaloğu çok iyiydi. Çocuğun böyle bir düşüncesi olsa dahi bizi arayıp uyarabilirdi. (Oğluma) Bu sorular pazartesi sorulmuş. Ben salı günü öğretmeni okulda gördüm. Hiçbir şekilde bana uyarı yapılmadı.”

    “Çocuklarımın psikolojisi düşünülmedi”

    Polat kendilerine kesinlikle terörist muamelesi yapıldığının altını çizerek, “Böyle bir şeyi kesinlikle haketmedik. Bu şekilde bir uygulamayla oğlumun evden alınmasını hiçbir şekilde kabul etmiyorum. Çocuklarımın psikolojisi düşünülmeden yapılmış bir hareketti bu.” ifadesini kullandı.

    Polisin kendilerine şiddet uygulamadığını aktaran Polat, ancak kendilerine terörist gibi muamele edilmesinin kabul edilemez olduğuna vurgu yaptı.

    Polat, M.E.P’nin öğretmeni hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacağını kaydetti.

    Fransız öğretmen Paty’nin öldürülmesine bir insan olarak kendilerinin de üzüldüğünün altını çizen Polat, cinayetin sorumluluğunun Müslümanlara yüklenemeyeceğini vurguladı.

    Polat, “Cinayetin faturasını Müslüman toplumu olarak hepimize kesmeye başladılar. Ben böyle düşünüyorum. O kişiyi Müslüman kökenli biri katlettiği için şu an en küçüğümüzden başlayarak terörist ilan etmeye başladılar.” dedi.

    Fransa’daki Türk toplumunun “alnı açık yüzü ak” olduğunu vurgulayan Polat, “Türk milleti olarak hiçbir zaman bu tür olaylara karıştığımızı ben duymadım. Bundan sonra da çocuklarımız bu olaylara karışmayacak.” dedi.

    “Çok korktum, karakolda yiyecek vermediler”

    Polat ailesinin göz bebeği M.E.P. de öğretmenin kendisine öldürülen Fransız öğretmenle ilgili soru sorduğunda, “Peygamberimize hakaret ederlerse öbür dünyada ateşte yanarlar.” karşılığını verdiğini ve polisin bu cevaptan dolayı kendisini alıkoyduğunu söyledi.

    M.E.P., karakolda çok korktuğunu, yiyecek verilmediğini ve camiye gidip gitmediğinin sorulduğunu ifade etti.

    “Çocuğumuzu elimizden alabilirler” korkusu

    Baba Ömer Polat da polis karakolunda kendilerine yazılı belge verilmediğini, ifadelerinde yine İslam diniyle alakalı sorulara muhatap olduğunu belirtti.

    Polat, yaklaşık 25 yıldır Fransa’da yaşadığını belirterek, “Şok oldum. Hayatımda ilk kez böyle bir durumla karşılaşıyorum. Bu durumlara ben utanıyorum. Fransızlar her zaman ifade özgürlüğünden bahsediyor. Kendileri konuşunca bir şey yok. Ama biz konuşunca hemen içeri atıyorlar. Nerede insan hakları. Bu konuda çifte standart var.” değerlendirmesini yaptı.

    M.E.P.’nin okuluna devam etmemesi durumunda Fransız devletinin evlatlarını ellerinden alabileceği tehlikesine işaret eden Polat, oğlunun aynı öğretmenden ders almasını da asla istemediklerini vurguladı.

    Oğlunun rüyasında kan gördüğünü ve korkudan uyandığını aktaran Polat, “Ben şu anda aynı okulda aynı öğretmenden ders almasına kesinlikle karşıyım” diye konuştu.

    Anne Polat, polisin evlerini basarak çocuklarını karakola götürmesinin kendilerine karşı “çocuğunuzu her an elinizden alabiliriz” şeklinde bir gözdağı olmasından endişe duyduğunu belirtti.

     “Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Allah razı olsun”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da mesaj gönderen Polat, “Zaten elinden geldiği kadar bizi destekleyen bir Cumhurbaşkanımız var. Cumhurbaşkanımızdan Allah razı olsun. Bu konuda hassasiyet gösterirse, bizimle, çocuklarımızla yakından ilgilenirse Türk aileleri olarak çok seviniriz. Elimizde bir geleceğimiz çocuklarımız var. En kıymetlilerimiz. Onlara da el atılmasına göz yummayız. Desteklerse çok mutlu oluruz.” dedi.

    Polat ailesi, çocuklarının ellerinden alınması durumu söz konusu olursa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendilerine destek vereceğinden emin olduklarını söyledi.

     “Oğlum bir terörist değil”

    Cezayir kökenli Nabile Harid de Türk çocuklarla aynı kaderi paylaşan oğlu Ş.H.’nin başına gelenleri anlattı. Harid, polisin sabahın erken saatlerinde evini bastıktan sonra odaların fotoğrafını çektiğini söyledi.

    Polis sorgusu ve sonrasında kendilerine tutanak verilmediğini belirten Harid, hayatında ilk kez böyle bir şokla karşılaştığının altını çizdi.

    “Oğlum bir terörist değil. Henüz 10 yaşında ve reşit bile değil.” diyen Harid, Ş.H.’nin tek başına sorguya çekilmesine tepki gösterdi.

    Ş.H de polis baskınında çok korktuğunu belirterek, okulda sadece “Neden Peygamber Efendimizin karikatürünü çizdiniz. Bu doğru değil.” dediğini aktardı.

    Polisin okuldaki öğretmenin posta kutusuna gönderilen tehdit mektubundan dolayı kendisini suçladığını aktaran Ş.H., kesinlikle böyle bir şeyle alakası olmadığını söyledi.

    Anne Harid, oğlunun okulda öğretmeniyle yüz yüze gelmekten korktuğunu belirterek, Türk aileler gibi kendisinin de bu öğretmeni istemediğini kaydetti.

    Harid baskınla ilgili yasal haklarını arayacaklarını kaydetti.

  • Azerbaycan 16 köyü işgalden kurtardı

    Azerbaycan 16 köyü işgalden kurtardı

    Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Azerbaycan ordusunun 16 köyü daha Ermenistan işgalinden kurtarıldığını açıkladı.

    Azerbaycan ordusu, gece boyunca askerlere ve yerleşim birimlerine ateş açan Ermenistan güçlerine kayıplar verdirmeyi sürdürüyor.

    Azerbaycan Savunma Bakanlığı, bölgede yaşanan son gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.

    Yapılan açıklamada, çatışmaların, ağırlıklı olarak cephenin Ağdere, Ağdam ve Hocavend yönlerinde devam ettiği belirtildi.

    Azerbaycan ordusunun 16 köyü daha Ermenistan’ın işgalinden kurtardığını açıkladı.

    Azerbaycan Ordusu, Fuzuli’nin Yukarı Veyselli, Yukarı Seyidahmedli, Korqan, Üçüncü Mahmudlu, Kacar, Divanalılar, Kubatlı’nın Gazyan, Balasoltanlı, Merdanlı, Zengilan’ın Beşdeli, Hocalı’nın Karabulak, Moşhmaat ve Hocavend’in Atakut, Tsakuri köylerini işgalden kurtardı.

  • ABD başkanlık seçimlerinde sona doğru

    ABD başkanlık seçimlerinde sona doğru

    ABD Başkanı ve Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump ile Demokratların adayı Joe Biden’ın karşı karşıya olduğu başkanlık seçimlerinde oy sayımı 6 eyalette devam ediyor.

    Tüm dünyanın nefeslerinin tuttuğu ABD’deki tarihi seçimde sona geliniyor. ABD Başkanı ve Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump ile Joe Biden’ın yarıştığı 59. başkanlık seçiminde oy sayımında heyecan dorukta. Koronavirüs (Covid-19) salgınının gölgesinde gerçekleşen seçime oy sayımı tartışmaları damgasını vurdu. Kritik rol oynaması beklenen dört eyalette Demokrat Parti adayı Joe Biden yarışı önde götürüyor. Pandemi nedeniyle çok sayıda kişinin oyunu posta yoluyla kullanmasına dair tartışma ise hala sürüyor. Demokratların adayı Biden tüm oyların sayılması çağrısını tekrarlarken, Trump ve ekibi posta yoluyla kullanılan oyların sayımında hile yapıldığını belirtiyor. Tartışmalar bir eyalette seçmeni sokağa dökerken, Cumhuriyetçiler ve Demokratlar bu süreçte sık sık karşı karşıya geliyor.

    KRİTİK EYALETLERDE SON DURUM NE?

    Kritik eyaletler Nevada, Arizona ve Georgia ve Pensilvanya’da Demokratların adayı Joe Biden yarışı önde götürüyor. Biden, Pensilvanya’yı ya da diğer üç eyaletten ikisini alması halinde başkanlık için yeterli delegeye ulaşacak.Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump da, Pensilvanya’yı kazanması şart ancak yeterli değil. Oy sayımının devam ettiği eyaletlerde son durum ise şöyle:

    Trump’ın önde olduğu eyaletler: Alaska, Kuzey Carolina.

    Biden’ın önde olduğu eyaletler: Pensilvanya, Nevada, Arizona, Georgia.

    TRUMP’IN EKİBİ KRİTİK EYALETLERDE 6 DAVA AÇTI

    ABD Başkanı ve Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump’ın Demokrat rakibi Joe Biden arasında gerçekleşen seçim yarışına ilişkin Trump’ın kampanya ekibinin hukuk mücadelesi sürüyor. Trump’ın kampanya ekibi kritik eyaletlerde 6 dava açtı.

    ABD’de 46’ncı başkanı seçmek için oy sayımı devam ediyor. Seçimin yapıldığı 3 Kasım’dan bu yana Trump’ın kampanya ekibinin kritik eyaletlerde en az 6 dava açtığı bildirildi. Oy sayma işlemi devam eden Pensilvanya eyaletinde Trump kampanyasının süreci daha fazla gözlemleme talebi onaylanırken, sayım işleminin durdurulma talebine onay verilmedi. Cumhuriyetçi aday Donald Trump’ın kampanya ekibinin oy sayımlarına ilişkin ‘usulsüzlük’ gerekçesiyle yaptığı başvuru Georgia’nın ardından Michigan’daki eyalet mahkemeleri tarafından da reddedilmişti. Öte yandan, Başkan Trump’ın ekibinin, posta yoluyla gönderilen oylarla ilgili olarak son tarihin ‘uygunsuz şekilde’ uzatıldığı gerekçesiyle Pensilvanya’nın seçim yetkilisine ve seçmenlere oy pusulalarının hatalı olduğunu duyuran eyaletin Montgomery ilçesine de dava açacağı bildirildi.

  • Avrupa’da yeni tehlike! 17 milyon vizon telef edilecek

    Avrupa’da yeni tehlike! 17 milyon vizon telef edilecek

    Dünyanın en büyük vizon (mink) kürkü üreticisi Danimarka’daki çiftliklerde yetiştirilen 15-17 milyon civarındaki vizonun, koronavirüsün (Covid-19) hayvanlarda mutasyona uğradığının tespit edilmesi üzerine telef edileceği açıklandı. Sağlık yetkilileri, yaptığı açıklamada, durumun (Covid-19) aşı adaylarını etkileyebileceğini ifade etti.

    Danimarka’da çiftliklerde yetiştirilen 15-17 milyon civarındaki vizonun, koronavirüsün (Covid-19) hayvanlarda mutasyona uğradığının tespit edilmesi üzerine telef edileceği bildirildi. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen düzenlediği basın toplantısında “Mutasyon, gelecekteki (koronavirüs) aşıların olması gerektiği gibi etkili olmama riski oluşturabilir. Tüm vizonların itlaf edilmesi gerekiyor” dedi.

    MUTASYON MEVCUT AŞI ADAYLARINI ETKİLER

    Sağlık yetkilileri ayrıca, mutasyona uğramış virüsün “antikorlar tarafından normal virüsle aynı derecede engellenmediği” sonucuna vardı. Danimarka Sağlık Bakanı Magnus Heunicke, “Çalışmalar gösteriyor ki mutasyonların mevcut Covid-19 aşı adaylarını etkileyebileceğini göstermiştir. Bu koronavirüs aşılarının geliştirilmesine yönelik bir tehdit. Bu nedenle ulusal bir çaba göstermemiz önemli” dedi.

    DANİMARKA’NIN VİZON KARNESİ

    Koronavirüsün vizonlara bulaşma durumu, daha önce İspanya ve Hollanda’daki vizon çiftçiliklerinde rastlanmış, İspanya’nın Aragon bölgesinde 100 bin vizon ile Hollanda’da on binlerce vizon Temmuz ayında itlaf edilmişti.

    2019 yılında 4,9 milyar Danimarka Kronu (yaklaşık 6,5 milyar lira) değerinde vizon derisi ihraç edildi.

    Vizon derisi ihracı, Danimarka ekonomisinin toplam ihracatının yüzde 3,9’unu oluşturuyor.

    Danimarka’nın ürettiği vizon kürklerinin en büyük müşterisi ise Çin ve Hong Kong olduğu açıklandı.

  • Kosova’da istifa eden Cumhurbaşkanı Thaçi’nin evine polis baskını

    Kosova’da istifa eden Cumhurbaşkanı Thaçi’nin evine polis baskını

    Kosova’da dün istifa eden Cumhurbaşkanı Haşim Thaçi’nin evine, Avrupa Birliği Kosova Misyonu (EULEX) ile Kosova Polisi iş birliğinde operasyon gerçekleştirildi.

    Lahey’deki Kosova Özel Savcılığının hazırladığı savaş suçları iddianamesinin mahkeme tarafından kabul edilmesi üzerine istifa eden Thaçi’nin başkent Priştine’ye bağlı Çagllavice bölgesinde bulunan evine polis bu sabah baskın yaptı.

    Sabah saatlerinde başlatılan operasyon kapsamında, Thaçi’nin evindeki aramaların halen sürdüğü öğrenildi.

    Kosova medyasında çıkan haberlerde, Thaçi’nin yanı sıra eski Meclis Başkanı Kadri Veseli ve Kosova Kurtuluş Ordusunun (UÇK) eski komutanlarından Recep Selimi’nin evlerine de polis baskınları yapıldığı aktarıldı.

    Kosova Özel Savcılığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, ülke genelinde operasyonlar yapıldığı ve bu operasyonların Kosova Polisi ile EULEX desteğiyle gerçekleştirildiği bildirildi.

    Dün istifa eden Thaçi’nin yanı sıra Veseli, Selimi ve Kosova’nın eski meclis başkanlarından Yakup Krasniçi’nin de Lahey’deki tutukevine yerleştirildikleri açıklanmıştı.

    UÇK’nın eski sözcüsü olan Krasniçi de Kosova Özel Savcılığı, EULEX ve Kosova Polisi iş birliğinde düzenlenen operasyonda 4 Kasım’da gözaltına alınmıştı.

    Lahey’deki özel savcılık, Thaçi ve Veseli hakkında Kosova’daki savaşta (1998-1999) “insanlığa karşı suç” ve “savaş suçu” işledikleri gerekçesiyle 24 Haziran’da iddianame hazırlamış ve yetkili özel mahkemeye sunmuştu.

    İddianamede adı geçen kişilerin, 100 kişinin ölümünden sorumlu oldukları öne sürülürken şüphelilerin cinayet, sürgün ve işkence gibi savaş suçlarıyla da itham edildikleri bildirilmişti.

  • Çin’den 8 ülkeye Covid-19 kısıtlaması

    Çin’den 8 ülkeye Covid-19 kısıtlaması

    Çin, dünya genelinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakalarının tekrar artışa geçmesinin ardından 8 ülkeden vatandaşların ülkeye girişini geçici olarak yasakladı.

    Çin’in, Rusya, Fransa, İtalya, İngiltere, Belçika, Filipinler, Hindistan ve Bangladeş’deki misyonları, bu ülkelerden Çin vatandaşları haricinde girişlerin geçici olarak durdurulduğunu duyurdu.

    Çin’in Kovid-19 vakalarının artışa geçtiği 8 ülke için getirdiği giriş yasağıyla yurt dışından yeni enfeksiyon taşınmasını önlemeyi amaçladığı belirtiliyor.

    Giriş yasağının Çin’de oturum izni ve vizesi bulunanları da kapsadığı ancak bu ülkelerin Çin’ndeki diplomatlarının kapsam dışında tutulduğu bilgisi paylaşıldı.

    Çin Ulusal Sağlık Komisyonundan yapılan açıklamaya göre, Çin ana karasında son 24 saatte, 30’u yurt dışı kaynaklı, 36 yeni Kovid-19 vakası tespit edildi.

    Nüfusu 1,4 milyarı aşan ülkede, son 24 saatte Kovid-19 nedeniyle can kaybı olmadı, toplam vaka sayısı 86 bin 151’e yükseldi.

    Kovid-19’un ortaya çıktığı Çin’de bugüne kadar 4 bin 634 kişi virüs nedeniyle hayatını kaybetti, 81 bin 98 kişi iyileşti.

  • ABD’de seçimlerin kazananı hala belirsiz

    ABD’de seçimlerin kazananı hala belirsiz

    ABD’de başkanlık seçimlerinin üzerinden iki gün geçmesine rağmen hangi adayın kazandığı belirsizliğini koruyor. Başkan adaylarının ikisi de henüz seçim zaferini ilan etmeye yetecek 270 seçici delege sayısına ulaşamadı.

    ABD’de başkanlık seçimlerinin üzerinden iki gün geçmesine rağmen hangi adayın kazandığı belirsizliğini koruyor.

    Oy sayımının tamamlandığı eyaletlerdeki geçici sonuçlara göre, Demokrat Parti adayı olan eski Başkan Yardımcısı Joe Biden 253, Cumhuriyetçi Parti adayı olan Başkan Donald Trump ise 214 seçici delege kazanmış durumda.

    Bir eyalette oyların çoğunu kazanan aday, o eyaletin nüfus büyüklüğüne bağlı olarak sahip olduğu seçici delegelerin tümünü kazanırken; bir adayın başkanlık yarışını kazanabilmesi için toplam 270 seçici delegeye ulaşması gerekiyor.

    Toplam 71 seçici delegeyi temsil eden Pensilvanya, Kuzey Carolina, Georgia, Arizona, Nevada ve Alaska eyaletlerinde seçim sonuçları halen netleşmiş değil.

    Seçimin kaderini belirlemesi öngörülen kilit eyaletlerdeki başa baş yarışın sürmesi, galibin ilan edilmesini olanaksız kılıyor.

    Demokratlar, Michigan ve Wisconsin’i geri almış görünüyor

    Geçici sonuçlar, Demokrat Parti adayı Biden’ın, Trump’ın 2016’daki seçim zaferinde kilit rol oynayan Michigan ve Wisconsin eyaletlerini kazandığını gösteriyor.

    Oyların tamamının sayıldığı Wisconsin eyaletinde, Biden 1 milyon 630 bin 541 oyu hanesine yazdırırken, Trump 1 milyon 610 bin 7 oyda kaldı. Demokratlar, 10 seçici delegeye sahip eyalette zaferini ilan etti.

    Oyların yüzde 99’unun sayıldığı Michigan eyaletinde ise Biden 2 milyon 795 bin 714, Trump ise 2 milyon 648 bin 818 oy kazanmış görünüyor. Aradaki 146 bin 896 oyluk fark, eyaletin 16 seçici delegesini büyük olasılıkla Demokratların hanesine yazdıracak.

    Pensilvanya’daki fark, Cumhuriyetçilerin aleyhine kapanıyor

    Cumhuriyetçilerin önde götürdüğü 20 seçici delegeye sahip Pensilvanya eyaletinde, 500 bine kadar çıkan oy farkı, 18 bin 229’a kadar indi.

    Oyların yüzde 94’ünün sayıldığı eyalette, Trump 3 milyon 286 bin 171, Biden ise 3 milyon 267 bin 942 oy kazandı.

    Oy farkının sayım ilerledikçe azaldığı eyalette seçim sonucunun Demokratlar lehine değişmesi olasılık dışı değil.

    Kuzey Carolina, Georgia ve Alaska’da Cumhuriyetçiler kıl payı önde

    Cumhuriyetçiler, oyların yüzde 94’ünün sayıldığı Kuzey Carolina ve yüzde 98’inin sayıldığı Georgia eyaletlerinde yarışı küçük oy farklarıyla önde götürüyor.

    15 seçici delegeye sahip Kuzey Carolina’da Trump 2 milyon 732 bin 120, Biden 2 milyon 655 bin 383 oy kazanırken, 16 seçici delegeye sahip Georgia’da Trump 2 milyon 448 bin 81 ve Biden’ın 2 milyon 446 bin 814 oy kazandı.

    Adaylar arasındaki oy farkı, Kuzey Carolina’da 76 bin 737, Georgia’da ise yalnızca 1267.

    Halen oyların yüzde 46’sının sayıldığı, 3 seçici delegeye sahip Alaska eyaletinde ise Cumhuriyetçiler açık farkla önde. Trump’ın 108 bin 231 oyuna karşı, Biden 56 bin 849 oy kazanabilmiş durumda, aradaki fark 51 bin 328.

    Arizona ve Nevada’da Demokratlar önde

    Seçim sonucunun halen netleşmediği Orta Batı eyaletleri Nevada ve Arizona’da ise Demokratlar, ipi göğüslemeye daha yakın görünüyor.

    Oyların yüzde 90’ının sayıldığı, 11 seçici delegeye sahip Arizona’da Biden 1 milyon 532 bin 62, Trump ise 1 milyon 485 bin 10 oy kazanmış durumda. Aradaki oy farkı 47 bin 52.

    Arizona’da dün sandıkların yüzde 84’ü açılmışken oy farkı 79 bin 273’tü. Eyaletteki oy farkının Demokratlar aleyhine kapanması dikkati çekiyor.

    Oyların yüzde 89’unun sayıldığı, 6 seçici delegeye sahip Nevada’da ise Biden 604 bin 251, Trump ise 592 bin 813 oy kazanmış durumda. Aradaki oy farkı 11 bin 438.

    Mevcut durum Biden’ın zaferine işaret ediyor

    Sonuçların henüz netleşmediği 6 eyalette seçimleri önde götüren adaylar kazanırsa Biden, Arizona ve Nevada’dan toplam 17 seçici delegeyi hanesine yazdırarak seçimi kazanmak için gerekli asgari delege sayısı olan 270’e ulaşacak.

    Trump, yarışı önde götürdüğü Pensilvanya, Kuzey Karolina, Georgia ve Alaska’da kazanırsa toplam 54 seçici delegeyle 268’e ulaşacak ve yarışı ikinci tamamlayacak.

    Ancak yarışın başa baş olduğu eyaletlerde seçimin farklı sonuçlanması delege aritmetiğini her iki parti lehine değiştirebilir.

    Trump ekibi, sonuçları mahkemeye taşıyacak

    Öte yandan Başkan Trump’ın kampanya ekibi, kritik bazı eyaletlerde oy verme ve oy sayım işlemlerini mahkemeye taşımaya hazırlanıyor. Bu durum sonuçların kesinleşmesinin uzamasına yol açabilir.

    Trump’ın kampanya yöneticisi Bill Stepien, önce gece yaptığı açıklamada, Biden’ın zaferinin ilan edildiği Wisconsin eyaletindeki oyların yeniden sayılması, Demokratların önde götürdüğü Michigan, Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasındaki farkın hızla kapandığı Pensilvanya eyaletlerinde ise oy sayımının durdurulması için yasal girişimde bulunacaklarını açıklamıştı.

    Öte yandan Cumhuriyetçiler, oy sayımının devam ettiği Georgia eyaletinde, Savannah kentinin merkezi olduğu Chatham County’de seçim günü oy verme işleminin tamamlandığı saat 19.00’dan sonra kullanılan bazı oyların sayıma dahil edildiği gerekçesiyle dava açmıştı.

    Kongre yarışı da kafa kafaya

    Başkanlık seçimiyle yapılan Kongre seçimlerinde Demokratlar, Senatoda çoğunluğu ele geçirme hedefini gerçekleştirmeye uzak kalırken; Temsilciler Meclisinde ise çoğunluğu yitirme tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor.

    100 sandalyeli Senatonun 35 üyesini belirleyecek seçimin geçici sonuçlarına göre, Senatoda Cumhuriyetçiler 48, Demokratlar ise 46 sandalyeye sahip durumda.

    Senatoda halen Demokrat Partiye eğilimli 2 bağımsız senatör bulunduğundan, Senato çoğunluğunu kimin sağlayabileceği belirsizliğini koruyor.

    Kuzey Carolina ve Alaska eyaletlerinde birer ve Georgia eyaletinde iki sandalye için yapılan seçimlerin sonucu henüz netleşmedi. Kuzey Carolina ve Alaska’da Cumhuriyetçi adaylar, yarışı az farkla önde götürürken; Georgia eyaletinde bir Cumhuriyetçi, bir de Demokrat aday ipi göğüsleyecek gibi görünüyor.

    Senato seçimlerinin böyle sonuçlanması halinde Cumhuriyetçiler Senato’da 51 sandalyeye ulaşarak 6 yıldır sahip oldukları çoğunluğu korumuş olacak.

    Kongrenin alt kanadı Temsilciler Meclisi seçimlerinde ise şu ana dek Demokratlar 208, Cumhuriyetçiler ise 193 sandalye elde etti. Cumhuriyetçiler Demokrat milletvekillerinin temsil ettiği 7 seçim çevresini lehlerine çevirirken, Demokratlar Cumhuriyetçilere ait yalnızca 2 seçim çevresini kazanabildi. 435 sandalyeli mecliste 34 üyenin hangi partilerden olacağı henüz belli değil. Meclisteki çoğunluğun Cumhuriyetçiler lehine değişebileceği öngörülüyor.

  • Kosova Cumhurbaşkanı Haşim Thaçi istifa etti

    Kosova Cumhurbaşkanı Haşim Thaçi istifa etti

    Kosova Cumhurbaşkanı Haşim Thaçi, Lahey’de merkezi bunun Kosova Özel Mahkemesi’nce kendisine yönelik hazırlanan iddianamenin kabul edilmesinin ardından görevinden istifa ettiğini açıkladı.

    Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan Kosova Özel Mahkemesi, temmuz ayında Thaçi’ye yönelik 1998 -1999 yılları arasında savaş suçu işlediği gerekçesiyle iddianame hazırlamıştı.