Kategori: Dünya

  • Bakan Akar: Kıbrıs’ı milli mesele kabul ediyoruz

    Bakan Akar: Kıbrıs’ı milli mesele kabul ediyoruz

    Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) komuta kademesi, Şehit Yüzbaşı Cengiz Topel Akdeniz Fırtınası-2020 Tatbikatı’nın “Seçkin Gözlemci Günü” faaliyetlerini takip etti. Hedeflerin deniz topçularının atışları, komandolar ve F-16 tarafından tam isabetle vurulduğu tatbikatın sonunda konuşan Akar, “Biz Kıbrıs’ı milli mesele kabul ediyoruz ve buradayız. Burada bize düşen görev neyse, 1974’te ne yaptıysak aynı ruh, aynı heyecan, aynı esaslar dahilinde KKTC’li kardeşlerimizin güvenliği, bekası için her türlü şeyi yaptık, yapmaya hazırız.” dedi.

    Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile Kaş’taki temaslarının ardından dün Lefkoşa’ya geldi.

    Ercan Havalimanı’nda Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sezai Öztürk ve diğer yetkililer tarafından karşılanan Akar ve komutanlar, buradan helikopterlerle tatbikat alanına geçti.

    Tören mangasının selamlanması sonrası Akar ve komuta kademesinin alandaki yerlerini almalarıyla Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı arasında karşılıklı eğitim, iş birliği ve birlikte çalışabilirliği geliştirmek üzere birleşik, müşterek ve fiili olarak icra edilen Şehit Yüzbaşı Cengiz Topel Akdeniz Fırtınası-2020 Tatbikatı’nın “Seçkin Gözlemci Günü” faaliyetleri başladı.

    Hedefler tam isabetle vuruldu

    Faaliyetler kapsamında ilk olarak denizden sızma harekatı gerçekleştirildi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ait fırkateynden ayrılan Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığına bağlı özel kuvvet unsurları denizden sızma harekatı ile sahilde belirlenen hedefleri başarıyla imha etti.

    Deniz topçusu tarafından işaretli hedeflerin tam isabetle vurulması sonrasında ATAK helikopterlerinin eşliğinde hava hücum harekatı gerçekleştirildi. Harekat kapsamında komandolar helikopterlerle tatbikat alanına indirildi. Komandoların tespit ettiği hedeflerin savaş uçakları tarafından ateş altına alındığı tatbikatta İHA’lar da görev aldı.

    “Kıbrıs bizim milli meselemiz”

    Faaliyetlerin tamamlanmasının ardından personele hitap eden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, sözlerine tatbikatta başarıyla görev alan personeli kutlayarak başladı.

    Bir askerin en önemli özelliğinin başarma, savaşma azim ve kararlılığı olduğunu vurgulayan Akar, “Bu azim ve kararlılık ne zamana kadar sürecek? Ölünceye, yani şehit oluncaya kadar.” diye konuştu.

    Türk Silahlı Kuvvetlerinin başta FETÖ, PKK/YPG, DEAŞ terör örgütleri olmak üzere tüm tehdit ve tehlikelere karşı yoğun bir mücadele verdiğini belirten Akar, “Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu asil milletin egemenliği, bağımsızlığı için güçlü, kuvvetli, bilgili ve disiplinli olması lazım. Ülkemizin, milletimizin egemenliği, bağımsızlığı, 83 milyonun güvenliği, 780 bin kilometrekarelik vatan toprağının, mavi vatanın ve semalarımızın kontrolü için, hatta gelişen çağda bir de siber vatan var, bunlara hakim olabilmek için ‘biz’ diyerek çalışıp görevimiz neyse elimizden geldiğince ‘ölürsem şehit kalırsam gazi’ anlayışı içinde bunu yerine getireceğiz” ifadelerini kullandı.

    Tatbikatların önemli olduğuna, personelin bundan azami şekilde yararlanmasının önemine değinen Akar, konuşmasında askeri alandaki, savunma ve güvenlik konularındaki gelişmelere de değindi.

    “Kıbrıs bizim milli meselemiz.” diyen Akar, “Hiçbir oldubittiye izin vermeyeceğimizden, hem kendi hem de KKTC’li kardeşlerimizin hak alaka ve menfaatlerini sonuna kadar koruyacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.” dedi.

    “Biz barıştan, diyalogdan, görüşmelerden yanayız”

    Türkiye’nin uluslararası anlaşmalar kapsamında Kıbrıs’ta garantör bir ülke olduğunu hatırlatan Akar, şunları söyledi:

    “Biz Kıbrıs’ı milli mesele kabul ediyoruz ve buradayız. Burada bize düşen görev neyse, 1974’te ne yaptıysak aynı ruh, aynı heyecan aynı esaslar dahilinde KKTC’li kardeşlerimizin güvenliği, bekası için her türlü şeyi yaptık, yapmaya hazırız, bundan da kimsenin şüphesi olmasın. Doğu Akdeniz’de hak, alaka ve menfaatlerimiz var. Bunlara karşı bir kısım ülkeler bazı karşı hareketler, eylemler yapıyor. Biz bunları büyük bir sabırla takip ediyoruz. Fakat hakkımızı, hukukumuzu korumak yönünde yapmamız gereken ne varsa, atmamız gereken ne adım varsa kararlılıkla tek vücut olarak bunları yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Bizim buradaki haklarımızdan fedakarlık yapmamız, hakkımızı feda etmemiz asla söz konusu değil. Biz barıştan, diyalogdan, görüşmelerden, müzakerelerden yanayız ve bu olayın siyasi bir şekilde çözülmesinden yanayız. Diğer taraftan da hiçbir oldubittiye müsaade etmeyeceğimizi, kendi hakkımızı, KKTC’li kardeşlerimizin hakkını çiğnetmeyeceğimizi de herkes kafasına soksun.”

    Konuşma sonrasında bölgedeki birliklerde inceleme ve denetlemelerde bulunan Akar ve komutanlar, daha sonra KKTC’den ayrıldı.

  • 1 günde rekor vaka artışı

    1 günde rekor vaka artışı

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünya genelinde günlük olarak kaydedilen en yüksek vaka artışının 307 bin 930 olduğunu açıkladı.

    DSÖ, koronavirüs (Covid-19) nedeniyle günlük kaydedilen en yüksek vaka artışını açıkladı. Verilere göre dünya genelinde 24 saatte 307 bin 930 yeni vaka tespit edildi.

    Hindistan 94 bin 372 bin ile en fazla vaka bildiren ülke oldu. Dünya genelinde vaka sayısı 29 milyon 189 bin 557’ye yükselirken, hayatını kaybeden kişi sayısı 928 bin 333’e çıktı.

  • Covid-19 ölümleri Ekim ve Kasım aylarında daha sert geçebilir

    Covid-19 ölümleri Ekim ve Kasım aylarında daha sert geçebilir

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge, DSÖ’nün, Ekim ve Kasım aylarında Avrupa’da günlük koronavirüs (Covid-19) ölümlerinde artış görmeyi beklediğini açıkladı.

    Avrupa’da koronavirüs kaynaklı ölüm sayısının kısmen sabit kalmasına rağmen vakalarda artış raporlanırken, DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Kluge, “Daha da zorlaşacak. Ekim ve Kasım aylarında daha fazla ölüm görebiliriz” ifadelerini kullandı. “Ülkelerin bu kötü haberi duymak istemediği bir zaman ve bunu da anlıyorum” ifadelerini kullanan Kluge, sözlerine şu şekilde devam etti: Sürekli aşının pandeminin sonu olacağını duyuyorum. Tabii ki olmayacak. Aşının tüm nüfus gruplarına yardımcı olup olmayacağını bile bilmiyoruz. Şimdi bir gruba değil diğerine yardımcı olacağına dair bazı işaretler alıyoruz. Ve sonra farklı aşılar sipariş etmek zorunda kalırsak, tam bir lojistik kabus. Pandeminin sonu, toplum olarak bu pandemiyle nasıl yaşayacağımızı öğreneceğimiz andır. Bu bize bağlı ve bu çok olumlu bir mesaj.”

    Avrupa’daki vaka sayıları son haftalarda keskin bir artış gösterdi, özellikle İspanya ve Fransa’da. Sadece Cuma günü 55 ülkede 51 binden fazla yeni koronavirüs vakası raporlandı. Bunun da Nisan’daki zirveden daha fazla olduğu ifade edildi. Bu arada, günlük ölümlerin sayısı, Covid-19 ile bağlantılı olarak günde yaklaşık 400-500 ölümle Haziran başından bu yana yaklaşık aynı seviyede kaldı.

  • BAE, Hz. Muhammed’e hakaret eden İsrail takımına sponsor oldu

    BAE, Hz. Muhammed’e hakaret eden İsrail takımına sponsor oldu

    İsrail ile normalleşen BAE’den bir grup işadamı, Peygamberimiz Hz Muhammed’e ve Araplara hakaret eden ırkçı futbol takımı Beitar Jerusalem’e sponsor olacağını duyurdu.

    İsrail’de bir televizyon kanalı, İsrail ile normalleşme anlaşması imzalayan Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ülkelerindeki yatırımlardan bahsederken Beitar Jerusalem futbol takımına da yatırım yapılacağını açıkladı. İsrail’in en ırkçı futbol takımı olarak bilinen Beitar Jerusalem, bir Arap takımıyla her karşılamasında peygamberimiz Hz. Muhammed’e hakareti alışkanlık haline getiren bir futbol takım olarak biliniyor. Orta Doğu Yahudileri Mizrahiler’in kulübü olarak bilinen Beitar, ayrıca İsrail Premier Ligi’nde hiç Arap futbolcu oynatmamış tek kulüp olarak biliniyor.

    IRKÇI TAKIM OLARAK BİLİNİYOR

    Takıma, Arap olmayan iki Müslüman Çeçen oyuncunun alınmasına tahammül edemeyen taraftarın aşırılıklarını her zaman onları destekleyen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu sakinleştimeye çalışmıştı. Çeçen Sadayev ve Kadayev’e bile “Araplara ölüm” şeklinde slogan atan ırkçı grup, iki oyuncunu takımı terk etmeye zorlamıştı. Taraftarın baskısına dayanamayan Çeçen oyuncular da bir süre sonra Beitar Jerusalem’den ayrılmışlardı. Geçen yıl La Familia yine çok konuşulacak çirkin bir eyleme imza atmıştı. Irkçı grup takımın yeni transferi Ali Muhammed’i hedef almıştı. Ali Muhammed isminden rahatsız olduklarını söylemiş ve oyuncudan adını değiştirmesini istemişlerdi

  • Lübnan’da yeni hükümeti kurma sürecinde kritik gün

    Lübnan’da yeni hükümeti kurma sürecinde kritik gün

    Lübnan’da yeni hükümeti kurmakla görevlendirilen Mustafa Edib’in bugün kabinesini sunmak üzere Baabda Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na çıkması bekleniyor.

    Müslüman ve Hristiyan siyasi grupların desteğiyle 31 Ağustos’ta hükümeti kurma görevini alan Edib, ülkedeki ekonomik krize çözüm bulacak ve geçen ay Beyrut Limanı’nda meydana gelen büyük patlamanın arkasında bıraktığı yıkım sonrası başkenti yeniden imar edecek bir kabine için 2 haftalık çalışmaların sonucunu Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile paylaşmak üzere önümüzdeki saatlerde Saray’a çıkacak.

    Cumhurbaşkanlığına yakın kaynaklar, Edib’in bugünkü görüşmede kabinesini Avn’a sunacağını ancak Cumhurbaşkanı’nın listeyi kabul edip etmeyeceği konusunun henüz netleşmediğini belirtiyor.

    Maliye Bakanlığı konusundaki anlaşmazlık sürüyor

    Edib’in kabinesi için Lübnanlı siyasiler arasında halihazırda görülen tek anlaşmazlık, Meclis Başkanı Nebih Berri’nin partisi Şii Emel Hareketi ve müttefiki Hizbullah’ın Maliye Bakanlığı’nı kimseye kaptırmama yönündeki ısrarları.

    Bu konunun çözümü için eski Başbakan Saad el-Hariri, cumartesi günü Meclis Başkanı Berri’yi ziyaret etti ancak herhangi bir sonuç elde edemedi.

    Edib’in hükümeti kurmakla görevlendirilmesi sürecinde rol aldığı söylenen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un da aynı gün Berri ile telefonda görüştüğü yönünde basında birtakım haberler çıktı.

    Berri ise dün yaptığı yazılı açıklamada, sorunun Fransızlar ile ilgili değil bir tür iç anlaşmalık olduğunu belirterek kurulacak hükümette yer almayacaklarını kaydetti.

    Şii Emel Hareketi, Maliye Bakanlığı’nı alamadığı için hükümete katılmıyor

    Şii Emel Hareketi Milletvekili Muhammed Nasrallah, AA’ya yaptığı açıklamada, ülkeye hizmet için kurulacak hükümette yer almak istediklerinin altını çizerek, “Ancak payımız olan Maliye Bakanlığı’nın bize verilmemesi gibi bir durum söz konusu. Bu nedenle hükümetin kurulmasını engellememekle birlikte katılmama kararı aldık.” dedi.

    Emel Hareketi olarak yeni hükümette yer alıp almama konusunun tamamen Maliye Bakanlığı’na getirilecek isme bağlı olduğunu vurgulayan Nasrallah, bu bakanlığa olan bağlılıklarına ilişkin ise şunları kaydetti:

    “Lübnan’daki iç savaşı sonlandıran 1990 yılındaki Taif Antlaşması müzakerelerinde Maliye Bakanlığı’nın Şiilerin payı olacağı yönünde mutabakat sağlandı. Çünkü ülkedeki mali kararlar, (Hristiyan Maruni) Cumhurbaşkanı, (Sünni) Başbakan ve Maliye Bakanlığı tarafından imzalanıyor. Maliye Bakanı’nın Şii olmasıyla birlikte bu kararlar 3 mezhep tarafından imzalanmış olur. Daha önce 2 veya daha çok dönem bu hakkımızdan feragat etmekle bunu kaybettiğimiz anlamına gelmez.”

    Nasrallah, Cumhurbaşkanı Avn’ın yeni kabineyi onaylaması halinde parlamentoda güvenoyu verebileceklerini ancak gerektiğinde muhalefet olacaklarını ifade etti.

    Şii ikili muhalefet olursa zorlu bir sürecin başlangıcı olacak

    Lübnanlı siyaset uzmanı Munir er-Rabih de Cumhurbaşkanı Avn’ın çıkmaza girdiğine dikkati çekerek, “Avn damadı ve eski Dışişleri Bakanı Cibran Basil başta olmak üzere çevresindekileri ABD yaptırımlarından korumak için hükümeti engellemeye gidemez.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Avn’ın müttefikleri Şii Emel Hareketi ile Hizbullah’la yol ayrımına gitmeyeceğini öngören Rabih, “Şu anda Maliye Bakanlığı için Şii bir ismi belirleme müzakereleri sürüyor. Şii bir isim üzerinden anlaşmaya varılmazsa Şii ikili muhalefet olur ve Taif Anlaşması ihlali gerekçesiyle hükümeti düşürme çabalarına girer.” diye konuştu.

    Hükümetin Şii gruplara rağmen kurulması halinde ülkede zorlu bir sürecin başlayacağına da dikkati çeken Rabih, Şii Emel Hareketi ve Hizbullah’ın oluşturacağı engeller dolayısıyla hükümetin hiçbir başarıya imza atamayacağını ifade etti.

    ABD yaptırımları Hristiyan Özgür Yurtsever Hareketi’ni ürküttü

    Sünni Müstakbel Hareketi’nin üst düzey yetkililerinden Mustafa Alluş ise Lübnan’da hükümeti kurma konusunda Fransızların girişiminden başka bir seçenek olmadığını söyledi.

    Söz konusu girişimin de Edib’in yeni hükümeti kurmasına bağlı olduğuna işaret eden Alluş, ABD yaptırımlarının hükümeti kurma sürecine bir etkisinin olup olmadığına ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:

    “ABD yaptırımlarının hükümeti kurma sürecine bir etkisi olmadı. Ancak Washington’un Hizbullah’a destek veren Lübnanlı siyasilere yönelik yaptırımları, Hristiyan Özgür Yurtsever Hareketi’ni ürküttü ve müttefiklerinden (Hizbullah) uzaklaşma çabalarına girmeye sevk etti.”

    Şii Emel Hareketi mensubu eski Maliye Bakanı Ali Hasan Halil ile Hristiyan Marada Partisi mensubu eski Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Yusuf Finyanus Hizbullah’a destek verdikleri gerekçesiyle geçen hafta ABD yönetimi tarafından yaptırım listesine alınmıştı.

    Ülkedeki ekonomik durum ve Fransız girişimi

    Farklı din ve mezheplere dayalı siyasi bölünmeler açısından oldukça kırılgan bir yapıya sahip Lübnan’ın ekonomisi, 1975-1990 yıllarındaki iç savaştan bu yana en büyük krizlerden birini yaşıyor. Ülkedeki kamu borcu 90 milyar doları aşmış durumda.

    Hükümet, her yıl 2 milyar dolar olmak üzere 5 yılda toplam 10 milyar dolar kredi için birkaç ay önce Uluslararası Para Fonu ile müzakerelere başlamıştı.

    Ekonomik kriz içindeki Lübnan, geçen ay Beyrut Limanı’nda meydana gelen büyük patlamayla daha da zor duruma düştü.

    Halk, siyasi güçler ile yöneticileri ülkedeki mevcut ekonomik krizin nedeni olarak gördüğü yolsuzluklarla suçluyor.

    Fransa Cumhurbaşkanı Macron ise 2 hafta önce Beyrut’a yaptığı ziyareti sırasında Mustafa Edib hükümetinin 15 gün içinde kurularak reformları hayata geçirmesi halinde ekim ayında Lübnan’a destek için uluslararası konferansa ev sahipliği yapacaklarını ifade etmişti.

    Beyrut ziyaretini Lübnanlı siyasilere vaat ve yaptırım tehditleriyle sonlandıran Macron’un, Edib hükümeti için dile getirdiği 15 günlük süre yarın doluyor.

  • Japonya’nın yeni başbakanı belli oldu

    Japonya’nın yeni başbakanı belli oldu

    Japonya’da iktidardaki Liberal Demokrat Parti (LDP) başkanlığı seçimlerini Kabine Baş Sekreteri ve Hükümet Sözcüsü Suga Yoşihide kazandı.

    Abe Şinzo’nun ağustos sonunda sağlık sorunları nedeniyle başbakanlıktan ve parti liderliği görevinden istifa etmesi sonrası halihazırda LDP milletvekili, Kabine Baş Sekreteri ve Hükümet Sözcüsü Suga, eski Dışişleri Bakanı ve LDP Politika Araştırmaları Konseyi Başkanı Kişida Fumio ile eski Savunma Bakanı ve LDP eski Genel Sekreteri İşiba Şigeru, LDP lideri olmak için yarıştı.

    71 yaşındaki Suga, LDP milletvekilleri ile partinin eyalet temsilciliklerinin oylarının dahil edildiği seçimde kullanılan toplam 534 oyun 377’sini alarak parti liderliğine seçildi.

    Parti içi 393 milletvekilinin oylardan Suga’ya 288, Kişida’ya 79 ve İşiba’ya 26 oy giderken, LDP’nin her 47 eyalet temsilciliğinden 3’er oyun dahil edildiği toplam 141 oy, Suga’ya 89, İşiba’ya 42 ve Kişida’ya 10 şeklinde dağılım gösterdi.

    Temsilciler Meclisinde (Şuugiin) 16 Eylül Çarşamba günü yapılacak olağanüstü oturumda Suga’nın başbakanlık görevine getirilmesi bekleniyor.

  • Evcil hayvan sahipleri dikkat! Kritik uyarı Wuhan’dan geldi

    Evcil hayvan sahipleri dikkat! Kritik uyarı Wuhan’dan geldi

    Salgının ortaya çıktığı Çin’in Wuhan kentinde salgına ilişkin yapılan araştırmada, kentte koronavirüs testi yapılan kedilerden yüzde 10 ila 15’inin hastalığa yakalandığı ortaya çıktı.

    Dünyayı kasıp kavurmaya devam eden ve ı Çin’in Wuhan kentinde başlayan koronavirüs (Covid-19) salgınıyla ilgili araştırmalar sürüyor. Wuhan’daki Huazhong Tarım Üniversitesi araştırmacıları tarafından yapılan çalışmanın sonucunda, evcil hayvanlardaki enfekte olma seviyesinin düşünülenden daha yüksek olduğu ortaya çıktı.

    KEDİLERDEN KAN ÖRNEĞİ ALINDI

    Wuhan’da Ocak ve Mart ayları arasında 100’den fazla kediden alınan kan örneğinin, evcil hayvanların insanlardan virüsü kapmış olabileceğini ortaya çıkardığı ifade edildi. Çalışma kapsamında kan örneği alınan kedilerin yaklaşık yüzde 15’inde Covid-19 antikorları ve yaklaşık yüzde 10’unda da Sars-CoV-2 nötrleştirici antikorlar bulundu. En çok antikora sahip 3 kediye Covid-19’a yakalanmış bir kişinin sahip olduğu ifade edildi.

    ‘EVCİL HAYVAN SAHİPERİ DİKKATLİ OLMALI’

    Araştırmacılar, hastalığı yaymayı önlemek için Covid-19 hastalarının evcil hayvanlarından uzak olarak kendilerini izole etmesi gerektiğini söyledi. Araştırmada, SARS-CoV-2 ile enfekte olmuş kedilerden hiçbirinin semptom göstermediği ancak virüsün evcil hayvanlar için ölümcül olabileceği düşünüldüğü ifade edildi. Bununla birlikte, araştırmacılar, SARS-CoV-2’nin solunum damlacıkları yoluyla kediler arasında bulaşabildiğini ifadede eden, geçen hafta yayınlanan bir araştırmaya işaret ediyor. Araştırmacılar, bu mekanizmanın türler arasında virüs yayıp yaymadığını öğrenmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu söylerken, aynı zamanda veriler yorumlandığında evcil hayvan sahiplerini dikkatli olmaya teşvik etmek için yeterli endişe kaynağı olduğunu ifade etti. Emerging Microbes & Infections dergisinde yayımlanan araştırmanın baş yazarı Meilin Jin’in, “Covid-19 hastaları ile kedi, köpek gibi evcil hayvanlar arasında uygun mesafeyi korumak için önlemler düşünülmeli ve bu yüksek riskli hayvanlar için de hijyen ve karantina önlemleri alınmalıdır” ifadelerini kullandığı belirtildi.

  • Yunanistan Cumhurbaşkanı Meis’i ziyaret etti

    Yunanistan Cumhurbaşkanı Meis’i ziyaret etti

    Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu, Meis Adası’na ziyarette bulundu.

    Törende konuşma yapan Sakelaropulu, “zor ve tehlikeli bir dönem yaşadıklarını” belirterek, “Türk liderliğinin ülkelerine yönelik baskı ve saldırgan söylemlerinin arttığını” iddiasında bulundu.

    “Türkiye’nin, Yunanlı ve Türkler tarafından çok uzun yıllar boyunca inşa edilmiş iyi komşuluk ve barış içinde yaşama ortamını sabote ettiğini” öne süren Sakelaropulu, “Türk liderlerin saldırgan söylemleri halklar arasında engelleri yükseltiyor, şüphe ve düşmanlık yaratıyor, aralarındaki bağları sarsıyor” diye konuştu.

    “Meis’in kurtuluşunun 77. yıl dönümü” adı altında düzenlenen törenlere katılmak üzere Ada’da bulunan Sakelaropulu, Meis’in Yunanistan’ın hak talebinde “yüksek stratejik öneme sahip olduğunu” savunarak, “Adanın ahlaki öneme de sahip olduğunu ve takım adalarının doğu ucunda 5 bin yıl boyunca gelenek ve göreneklerini koruduğunu” söyledi.

    Meis’teki Savaş Müzesi’ni de ziyaret eden Yunanistan Cumhurbaşkanı, “Atina’nın uluslararası camia ve ortaklarıyla da sürekli iş birliği ve iletişimde olduğunu” belirterek, ülkesinin diplomasi ve diyalog yolunu izlediğini öne sürdü.

    Sakelaropulu, “Yunanistan’ın Türkiye ile diyaloğa uluslararası hukuk temelinde açık olduğunu ve kimseyi tehdit etmediğini” ileri sürerek, “Türkiye’nin Navtex’i yenilememesi doğru yönde bir adımdır. Hepimizin arzusu normallik ve sakinliğe geri dönmek olmalıdır” diye konuştu.

  • İsrail’de sokağa çıkma yasağı geri geliyor

    İsrail’de sokağa çıkma yasağı geri geliyor

    İsrail medyası, koronavirüs (Covid-19) salgını sebebiyle 18 Eylül Cuma günü başlayacak sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini duyurdu.

    Başbakanlık ve Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, sokağa çıkma yasağı süpermarket, eczane gibi önemli yerler dışında restoran, otel, kültür ve eğlence mekanları ile mağazaların kapatılmasını içerecek. Birçok özel ve kamu işyeri de kapatılacak veya kısmen evden çalışacağı ifade edildi. Restoranlar sadece teslimat hizmetiyle açık kalacak. Özel eğitim dışında tüm eğitim kurumları kapatılacak, uzaktan eğitime geçilecek. İsrail Korona Kabinesi olarak adlandırılan merciden yapılan açıklamada, salgınla mücadele planı üç aşama içerecek.

    Korona Kabinesi tarafından teklif edilen ikinci aşamanın içeriğinde; şehirlerarası seyahat kısıtlaması, etkinlik ve iş yeri kısıtlaması, kamu sektörünün acil duruma geçirilmesi gibi tedbirler yer alıyor. Üç aşamalı salgın planının son aşaması ise ilk iki aşamanın sonuçlarına göre yeniden düzenlenecek.

    NETANYAHU KARŞITI PROTESTOLAR DEVAM EDİYOR

    18 Eylül’den itibaren eve kapanmaya hazırlanan İsrail’de diğer yandan Başbakan Binyamin Netanyahu karşıtı protestolar devam ediyor. Dün Başbakanın evinin önünde sürekli toplanan kalabalıklar, hakkındaki yolsuzluk davaları sebebiyle Netanyahu’yu istifaya çağırdı.

  • Covid-19’dan ağırlaşan milletvekili Türkiye’ye getirildi

    Covid-19’dan ağırlaşan milletvekili Türkiye’ye getirildi

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) koronavirüs tespit edilen muhalefet Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Milletvekili Bertan Zaroğlu ağırlaşınca, ambulans uçakla Türkiye’ye getirildi.

    Karantina otelinde kalan Zaroğlu’nun, tomografi sonuçları ciğerlerinde ciddi tahribat olduğunu ortaya çıkardı. Zaroğlu, Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastane şartlarını eleştiren Zaroğlu, kendisine yönelik bilerek sıkıntı çıkarıldığını savundu.

    ‘IRKÇILIK YAPILIYOR’ İDDİASI

    YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı da yaptığı açıklamada, Zaroğlu’na karşı ırkçılık yapıldığını ileri sürdü. Girişimler sonucunda Zaroğlu ambulans uçakla Türkiye’ye getirildi.