Kategori: Düzce

  • Yanan suyu görenler şaşkına dönüyor

    Yanan suyu görenler şaşkına dönüyor

    Gölyaka ilçesindeki Yeşilova köyünde 2013 yılında tarlanın su ihtiyacının karşılanması için vatandaşlar açılan artezyen su kuyusu, 23 Kasım’da meydana gelen 5,9 büyüklüğündeki depremin ardından kaynamaya ve köpüklenmeye başladı. İlginç görüntüyü fark eden vatandaşlar, çakmak çakınca suyun yandığını tespit etti. Suyun neden yandığı ise henüz bilinmiyor.

    “Normal bir şey değil, bize normal gelmiyor”

    İlk kez böyle bir olay ile karşılaştığını söyleyen Cemalettin Sivil, “105 metre derinden çıkan bir su çakmak çakıldığında yanıyor. Bu su 1999 depreminden sonra çıkarıldı. Daha önce buna yakın bir yerde artezyen vardı fakat 1999 depreminden sonra onun suyu bitti. Sonrasında bu bölgeye sondaj vuruldu ve bu su çıkmaya başladı” dedi.
    23 Kasım’da meydana gelen depremin ardından suyun köpürmeye ve kaynamaya başladığını söyleyen Sivil, “Bu kadar köpürmesi ve artması depremden sonra oldu, daha önce bunlar yoktu. Normal bir şey değil, bize normal gelmiyor. Daha önce bu çevrede de böyle bir durum görmedik” diye konuştu.

  • Arnavutluk’tan Düzce’ye destek

    Arnavutluk’tan Düzce’ye destek

    Düzce’de meydana gelen depremin ardından şehre ulusal ve uluslararası desteklerden devam ediyor. Deprem bölgesine gelen Arnavutluk Ulusal Sivil Savunma Kurumu Genel Müdürü Haki Çako ve beraberindeki heyet Düzce’ye geldi. AFAD Başkanı Yunus Sezer ile görüşen heyet, iki ülke arasındaki iş birliğinin değerlendirdi. Görüşmede ayrıca Düzce’deki çalışmalar hakkında bilgi verildi.

  • Deprem fay hattında inceleme

    Deprem fay hattında inceleme

    Düzce’de meydana gelen 5.9 şiddetindeki depremin ardından Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) ekipleri fay hattında inceleme çalışmalarına başladı. Jeoloji mühendisleri ve deprem uzmanları eşliğinde yapılan çalışmada, Karadere fay hattına dair bilimsel veriler elde edilmesi amaçlanıyor. Deprem uzmanlarının da bulunduğu ekip, kazdıkları hendeklerde fayın jeolojik geçmişini araştırarak, adeta röntgenini çekiyor.

  • Düzce’de korkutan deprem

    Düzce’de korkutan deprem

    Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre, Düzce Merkez’de 4.3 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Saat 06.57’deki depremin derinliği 9,72 kilometre olarak ölçüldü.

  • “Yaşanan travmanın etkisini istismar edenler var”

    “Yaşanan travmanın etkisini istismar edenler var”

    Düzce’de meydana gelen ve bir çok ilde hissedilen depremin ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bölgedeki çalışmalarını sürdürüyor. Bakan Soylu, Düzce Valiliği’nde gerçekleştirilen koordinasyon toplantısına katılarak, son durum hakkında yetkililerden bilgi aldı. Toplantının ardından basın mensuplarının karşısına geçen Bakan Soylu, Düzce’nin 1999 depreminde yaşadığı travmanın bazı kişiler tarafından istismar edildiğini vurguladı.

    “Bunların tamamı yalan ve korkutmaya dayalı ahlaksızlıktır”

    Devletin bütün kademeleri olarak bu süreci hep birlikte yürütmeye çalıştıklarını kaydeden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Düzce’de farklı bir durum söz konusu. Biz bir çok afet görüyoruz. Deprem, sel, yangın, her bir afetin kendine ait farklı bir yapısı var. Düzce’de 17 Ağustos depreminden sonra yaşanan 12 Kasım depreminin ortaya koyduğu travma maalesef henüz geçmiş değil. benim 3-4 gündür gördüğüm tablo bu. Yani 5.9 büyüklüğündeki bir depremden sonra yeni bir deprem olacak mı diye bir endişe Düzceli hemşehrilerimizde var. Ben bunu açıkça söylemek istiyorum; buraya geldiğimde böyle bir endişeyle karşılaşabileceğimi düşünüyor değildim. Ama Düzceli hemşehrilerimle karşılaştığımda bunun çok yüksek bir duygu olduğunu anlıyorum.

    Bu duyguyu istismar edenler var. Özellikle 28 Kasım’da, 2 Aralık’ta deprem olacağını ve bunun da yetkililer tarafından sürekli olarak ifade edildiğini ortaya koyanlar var. Geçmişte yaşanan bu yoğun duygunun ve travmanın etkisini istismar edenler var. Bunu da burada yaşıyor ve görüyoruz. Hiçbir yetkili 28 Kasım’da ve 2 Aralık’ta deprem olabilecek gibi bir dezenformasyon diyebileceğim bir sözü paylaşmaz, çok doğru bir iş değil. İnsanlarımızı korkutmanın bir anlamı yok. Bu tamamen dayanaksız ve mesnetsiz bir dedikodudur. Böyle bir şey söz konusu değil. Düzce’nin yaşamış olduğu geçmiş dönemlerdeki depremin üzerinden Düzceli hemşehrilerimizi korkutmaya, böyle bir yalanı hemşehrilerimizin arasında yaymaya çalışmaya esas itibariyle gerek yok. Bunu yaşadığım için, özellikle öğleden sonra gittiğim bir çok yerde dinlediğim için söylemek zarureti hissettim. Bunların tamamı yalan ve korkutmaya dayalı ahlaksızlıktır” dedi.

    “Toplamda 9bin 446 konut hasar gördü”

    Vatandaşların ,özellikle çocukların ve yaşlıların evlerine girmekten korktuklarını aktaran Bakan Soylu, “Bu korkuyu da üzerimizden atmamız lazım. Bunun için çok hızlı hareket ediyoruz. Gerek zarar tespitleri olsun gerekse hasar tespitleri olsun belki de bugüne kadar gördüğüm en hızlı davranışı ortaya koymaya çalışıyoruz. Burada Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın çok kıymetli bakan yardımcıları var, genel müdürleri var, onlar da teknik olarak bu konuda ciddi bir çaba ve davranış içerisindeler. Burada hasar tespitleri konusunda şu ana kadar toplam 23 bin 916 bina tarandı. 66 bin 726 bağımsız bölüm, 56 bin 266 konut tarandı ve 4 bin 990’da ticarethane ve 596 ahır tarandı.

    Acil yıkık 25, ağır hasarlı 263 bina, orta hasarlı yok. Bağımsız bölüm olarak da 478 ağır hasarlı ve acil yıkık bağımsız bölüm var. Bunlar tespit edildi. Bunlar yıkılacaklar. Buraya girmek de mümkün değil. Onlardan eşyaları alınması gerekenleri aldırıyoruz. Konut olarak da 369 konut acil yıkık ve ağır hasarlı var. Ağır hasarlı ve acil yıkık binalar yıkılacaklar. Yıkmaya başladık. Az hasarlı ise 2bin 548 bina var. Toplamda 9bin 446 konut hasar gördü. Az hasarlı derken de burada Düzceli vatandaşlarımı aydınlatmam gerekir; az hasarlı yapısal bir sorun değildir. Boya, sıva çatlağı, kırık, dökük gibi binanın kendi yapısal sürecinde olmayan ve onu depreme karşı dayanıksız hale getirebilecek bir yapısal sorun değildir.

    44 bin 71 de hasarsız konut var. Bu dairelere vatandaşlar girebilirler, oturabilirler. Biz ağır hasarlılara vatandaşları sokmuyoruz. Dün ve bugün çok ciddi çadır talepleri geldi. Gücümüz yettiğince bunların tamamını karşılamaya çalışıyoruz. Bunun da biraz önce bahsettiğim duygudan kaynaklandığını düşünüyoruz. Acaba ikinci bir deprem olacak mı kaygısından kaynaklandığını düşünüyoruz. ‘Ben korkuyorum, benim evime tekrar tespitte bulunur musunuz?’ diyen vatandaşımızın evine tekrar tespitte bulunuruz” diye konuştu.

    “Hiçbir çocuğumuzu tespitini yapmadığımız bir binaya sokmayacağız”

    Tüm eğitim kurumlarında, özellikle kamuda tespitlerin yapılmaya devam ettiğini dile getiren Bakan Soylu, “Hiçbir çocuğumuzu tespitini yapmadığımız bir binaya sokmayacağız. Özel okullar veya kamudaki okullar 1 hafta tatil oldu. Bunun en büyük sebeplerinden bir tanesi çocuklarımızın kapalı bir yere girmek istememesinden kaynaklanıyor. Bu duyguyu da onlardan aldık. 5 okulda eğitim – öğretime ara verildi. Onlarda bulunan öğrencilerin de diğer okullara nakli söz konusu. 2 mesele bir araya gelince de okulların 1 hafta tatil olması hususu ortaya çıktı. Şu ana kadar eşya hasarı konusunda 7 bin 143 talep geldi. bunların da 5 bin 934’üne gidilmiş oldu. Bu da aslında 90 saat içerisinde çok iyi bir sonuç. Şu ana kadar 2 bin çadır kuruldu. Ağır hasarlı binalarda yaşayan ve konteynır isteyenlerin hepsine konteynırlar verildi. Gençlik merkezleri ve yurtlar gerekse spor salonları hala bu konuda hizmet vermeye devam ediyorlar” şeklinde konuştu.

    “O alandaki enerji boşalmış oldu”

    AFAD bünyesinde çalışan Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar ise “İlk günden bugüne kadar 317 tane artçı sarsıntı meydana geldi. Bunun yaklaşık 150 tanesi birinci günde meydana geldi. Şuanda yaklaşık 4 saat sonra 5. güne gireceğiz. Bugün olan artçı sarsıntı sayısı 24, dolayısıyla baktığımız zaman ilk gün 150 dördüncü günden beşinci güne geçtiğimizde de şuana 24 tane artçı sarsıntı meydana gelmiş. Buda şu anlama geliyor her bir saate bir, belki birinde altında olacak bir sarsıntı var. Bunun anlamı şudur; özellikle ilk günden bu güne kadar kara dere fayı diye adlandırdığımız yaklaşık 35 kilometre uzunluğundaki fayın en kuzey doğuda kalan 10 kilometrelik enerji açığa çıkmış durumda oldu bu depremlerle beraber.

    Dolayısıyla bugüne kadar olan artçı sarsıntılarda bunun boşaldığı anlamına geliyor. Özellikle 17 Ağustos 1999 depreminde bizim kara dere fayı diye adlandırdığımız yani Gölyaka’nın kuzeyinden geçen ve en kuzey doğusunda Yayakbaşı’nda son bulan bu 5.9 büyüklüğündeki depremin de hemen hemen merkez üssü olan o bölgede yaklaşık 10 kilometrelik bir bölüm kırılmamış, içindeki enerjiyi boşaltmamıştı 17 Ağustos depreminden sonra bu son depremde ise o alandaki enerji boşalmış oldu. Şuana kadarki artçı depremlerin dağılımına baktığımızda bizim görüşümüzü doğruluyor. Tamamen Gölyaka’nın kuzeyinde Düzce ovasında yoğunlaşmış durumda” ifadelerini kullandı.

    “5 büyüklüğünde deprem üretebilecek yaklaşık 500 aktif fay var”

    Meydana gelen depremin ivme değerinin oldukça yüksek olduğunu kaydeden Tatar, “592 değerinde bir ivmesi var, 82 tane ivme istasyonumuzun ölçtüğü değer bu ve bunun dışında 62 tane hızölçer diye adlandırdığımız istasyonumuz ölçtü. Dolayısıyla bu konuda herhangi bir sıkıntı yok. Şiddet hissetmemizdeki değeri de şu; bu depremin derinliği 6.8 kilometre civarında buna karşı 12 Kasım ve 17 Ağustos depremleri nereden baksanız bunun iki katı derinlikte olan bir sarsıntıydı ve bu durum etkiyi biraz daha arttırmıştı. Jeolojik olarak baktığınızda bölgedeki zemin yapısıyla biraz daha kuzeye veya güneye gittiğinizde zemin yapısı biraz farklı. Bakanımız konuşurken dahi Marmaris’te 4.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi yani Türkiye’de bu tür depremler oldukça normal Türkiye’nin herhangi bir yerinde 4 buçuk ve 5 büyüklüğünde deprem ürete bilecek potansiyelde yaklaşık 500 aktif fay var.

    Bu fayların her birinin deprem tekrarlama aralıkları farklıdır. Her biri belli dönemden sonra belli bir büyüklükte deprem üretebilir. Etrafımızda başka faylarda var ama şunu söyleye bilirim; bugün 5.9 büyüklüğünde depremi üreten fayın üzerinde herhangi bir enerji kalmadı. Burada sadece önümüzdeki haftalarda veya dönemlerde birkaç hafta sürebilir gittikçe sayısı azalacak şekilde bu olabilir. Ama en azından vatandaşın hissedebileceği şekilde artçı sarsıntılar meydana gelebilir buda vatandaşlarımızı kaygılandırmasın fakat şu gerçeği de unutmamak gerekiyor; Türkiye bir deprem bölgesi ülkemizin her bölgesinde bugün 5 ve üzeri büyüklükte deprem üretebilecek faylar var. Yapacağımız da bu durumda kendimizi, şehirlerimiz daha dirençli hale getirerek farkındalığımızı arttırmak gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

  • Düzce’de 181 hasarlı bina yıkılacak

    Düzce’de 181 hasarlı bina yıkılacak

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Düzce depreminin ardından yapılan çalışmalara ilişkin sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu.

    Düzce’de 300 kişilik ekiple hasar tespit çalışmalarının devam ettiğini belirten Bakan Kurum, “13 bin 185 binada 39 bin 822 bağımsız bölümü inceledik. 181 yapımız ağır hasarlı, hepsini hızla yıkacağız. Yerlerine çok daha güvenli ve sağlıklı konutlarımızı inşa edip en kısa sürede vatandaşlarımıza teslim edeceğiz” ifadelerini kullandı.

  • Deprem bölgesinde ilk yıkım

    Deprem bölgesinde ilk yıkım

    Gölyaka ilçesinde yaşanan 5,9 büyüklüğündeki depremin ardından yaralar yavaş yavaş sarılmaya başlandı. Hasar tespit çalışmaları devam ederken, yıkım kararı alınan Sarıdere köyündeki camide yıkım işlemi başladı. Depremde gördüğü hasar sebebiyle vatandaşlar tarafından eşyaların boşaltılması ve elektriklerin kesilmesinin ardından camide yıkım işlemi başladı. 1987 yılında ibadete açılan caminin 1999 depreminden de etkilendiği öğrenildi. İş makinelerinin gerçekleştirdiği çalışmalar havadan da görüntülendi.

    “Caminin yıkılması üzücü bir şey, köyümüzün hatıraları var”

    Caminin yıkımını hüzünlü gözlerle izleyen köy sakinlerinden Abdulkadir Akbaş, “Biz sabaha karşı deprem olduğunda panikle, heyecanla uyandık, dışarı çıktık. 1999 depreminin izleri üzerimizde, onun etkileri içinde endişelendik, ismi bile yetiyor. 1980’li yıllarda bu cami inşa edildi, 1987’de hizmete geçti, 1999 depreminde kısmen hasar gördü ve kuvvetlendirildi. Bu depremde yıkım kararı verildi. Caminin yıkılması üzücü bir şey, köyümüzün hatıraları var. Büyüklerimizin bu caminin yapımında hizmetleri var, yıkılma kararı doğru olsa bile insan üzülüyor. O bizim bir parçamız. Burada bayram namazı sonrasında caminin içinde veya önünde bayramlaşma olurdu, fotoğraflar anı olarak kaldı. Ben üzülerek yıkımı izledim. Yıkım raporu verilmiş, inşallah yenisi daha sağlam, güzel ve dayanaklı olur” dedi.

  • Depremde oluşan enkazlar kaldırılıyor

    Depremde oluşan enkazlar kaldırılıyor

    Merkez üssü Düzce’nin Gölyaka ilçesi olan 5,9 büyüklüğünde depremde Gaziantep Caddesi’nde bulunan eğlence merkezi sarsıntıya dayanamayarak yıkılmıştı. Düzce Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, iş yerinin enkazının kaldırılması için çalışma başlattı. Çalışmalarının gün içinde bitirilmesi planlanıyor.
    Öte yandan, ilgili kurumlar tarafından görevlendirilen ekiplerin de hasar tespit çalışmaları devam ediyor.

  • Bakan Soylu: Depremzedelere kira ve eşya yardımı yapılacak

    Bakan Soylu: Depremzedelere kira ve eşya yardımı yapılacak

    Merkez üssü Düzce’nin Gölyaka ilçesi olan ve birçok ilden hissedilen 5.9 şiddetindeki depremin ardından Düzce Valiliği konferans salonunda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un da katıldığı afet koordinasyon toplantısı yapıldı.

    “Hemen deprem bölgesine geldik

    Toplantının ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Depremin olduğu saatten bu saatte kadar 233 artçı deprem meydana geldi. 37’si Düzce vilayetimizde olmak üzere 93 vatandaşımız yaralandı. 13 vatandaşımızın tedavilerine hala hastanelerde devam ediliyor. Düzce’de de biri yoğun bakımda olmak üzere 6 vatandaşımızın tedavilerine devam edilmektedir. Depremin hemen akabinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla hemen deprem bölgesine geldik. Tüm bakanlıklarımızın yöneticileri, sorumluları, hem bakanlık hem AFAD koordinasyonunda yaptığımız işlerde depremde meydana gelen hasarları ve depremde meydana gelen bir takım zararları tespit etmek, bunları bir plan dahilinde onarmak, atılacak adımları belirleyebilmek, vatandaşlarımızın yaralarını sarabilmek maksadıyla burada olduk. Biz de bakanlarımızla birlikte Cumhurbaşkanımıza periyodik olarak burada nasıl bir durumla karşılaştığımızı, aynı zamanda neler yaptığımızı sürekli olarak aktarmaya çalıştık. Hem Gölyaka merkez hem Düzce hem de depremin etkili olduğu diğer ilçelerimizde hepimiz gerekli temasları, tetkikleri, değerlendirmeleri yaptık. İnsanlarımızı ziyaret ettik, esnaflarımızı ziyaret ettik ve onlardan genel durum hakkında kendi değerlendirmelerini aldık. Biz de atacağımız adımları belirlemeye çalıştık” dedi.

    “1999 depreminin etkileriyle karşılaştığımız vatandaşlarımızı görebiliyoruz”

    Afete müdahale için kamu kurum ve kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarından toplam 3 bin 748 personel ve 812 aracın Düzce’de görev aldığını aktaran Bakan Soylu, “Vatandaşlarımızın geçici barınma ihtiyacı oldu. 12 Kasım 1999 depremi büyük bir travma oluşturdu. Hala onun etkileriyle karşılaştığımız vatandaşlarımızı görebiliyoruz. Bu vesileyle doğal olarak evine girmek istemeyenler oldu. Çocuklar korktular. Bu vesileyle gerek kamu misafirhaneleri, gerek yurtlarımızın tamamı gerekse de kurduğumuz çadır alanlarında vatandaşlarımızın barınmasına imkan sağlamak için adımlar attık. 19 bölgede çadır alanları oluşturduk. Bine yakın çadır kuruldu, hala da kurulmaya devam ediyor. Gençlik merkezlerimizin kapalı spor salonları açıldı ve insanlarımız buralarda misafir edildiler. Hem AFAD, hem Kızılay hem belediyemiz 20 bine yakın battaniye dağıttılar. 3 bine yakın yatak, çarşaf, gece kalmalarını temin edecek bütün destekler sağlandı. Şu ana kadar 600’e yakın ısıtıcı dağıtıldı. Bu esnada Kızılay’ımızla birlikte jandarmadan diyanete kadar, polisten AFAD’a kadar ve gelen belediyelerimizin gıda tırlarına kadar Kızılay’ımız bunları koordine etti. Şu ana kadar 23 bin 265 kişi sabah, öğle, akşam sıcak yemek yedi. Hem çadır alanlarımızın önünde hem de merkezlerde bu hizmetimiz devam etmektedir” diye konuştu.

    “90 bin lira eşya, 30 bin lira kira yardımı gerçekleştireceğiz”

    Depremin 5.9 büyüklüğünde bir deprem olduğunu ancak ivmelenmesinin yüksek bir deprem olduğunu vurgulayan Bakan Soylu, “Bu evlerde büyük sarsıntılara sebep oldu ve burada eşya zararları söz konusu oldu. Ev, iş yeri, araçlardaki zararların tespiti maksadıyla 220 kişiden oluşan 110 ekip bu sabah itibarıyla çalışmalarına başladı. 3 bin 450 zarar tespit talebinin 818’inin tespiti yapıldı.

    Özellikle Cumhurbaşkanımızın talimatları çerçevesinde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız 1 milyon lira, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız 10 milyon lira, AFAD Başkanlığı da şu ana kadar 16 milyon lira ödenek gönderdi. Toplam 27 milyon liralık ilk etapta bir ödenek buraya ulaşmış oldu. Burada vatandaşımızı yalnız bırakmayacağız. Elbette ki özellikle yapı stokunun yüzde 80’inin iyi bir noktada olması, 1999 depreminden sonra yapılmış olması burada bu karşılaştığımız depremde çok daha büyük bir maliyetle karşılaşmamamızı sağlamıştır. Ağır hasarlı konutlarımız var. Ağır hasarlı konutlarda eğer eşyalarını almadan çıkıyorsa, içerisine girilemeyecek durumda ise 90 bin liraya kadar eşya yardımı yapacağız. Aynı zamanda 30 bin liraya kadar kira ve taşınma yardımı gerçekleştireceğiz. Ağır hasarlı binalarda kiracılar varsa bunlara da 15 bin lira kadar taşınma yardımı gerçekleştireceğiz. Özellikle eşya hasarları fazla. Bunun için bir tespit komisyonu oluşturduk. Eşya hasarlarının da tazmini için komisyonun tespiti üzerine zarar ne kadarsa karşılanmış olacak” şeklinde konuştu.

    “Devletimizin bütün imkanlarıyla milletimizin emrine amadeyiz”

    Vatandaşları bu süreçte hiç yalnız bırakmayacaklarını dile getiren Bakan Soylu, “Bunun yanı sıra az hasarlı yapılar var. Sıvası dökülmüş, tuğlası, kaplaması dökülmüş yapılar var. Komisyonun tespitiyle birlikte 3 bin lira, 5 bin lira, 7 bin lira yardımda bulunacağız. Bu konularda ekiplerimiz çalışacaklar. Mal yerine gelir, yerine gelmeyen candır. Vatandaşlarımızın karşı karşıya kaldığı bu zor durumda bir nebze de olsa biz de onlara destek olabilecek adımları atmaya devam edeceğiz. Esnaflarımızı yalnız bırakmayacağız.

    Diğer yerlerde yaptıklarımızın benzerlerini burada da yapmış olacağız. Allah bizi böyle kazalardan, afetlerden muhafaza etsin. Elbette afet bölgesiyiz. Ormanlarımız çok ama yangınlarımız bizim afetimiz, akarsularımız, ırmaklarımız, nehirlerimiz çok ama sel bizim afetimiz. Bir deprem coğrafyasındayız. Kış bazı yerlerde zor geçiyor, çığ, heyelan, kaya düşmesi bizim afetlerimiz. Bizim görevimiz tedbirlerimizi almak, afetle karşılaştığımız zaman da birbirimizin yardımına koşmak ve dayanışma gerçekleştirmek. Biz dünyaya da el uzatan bir milletiz. Allah’a hamdolsun, biz hem medeniyetimizi, hem birbirimize olan bağlılığımızı, sadakatimizi, devletimize olan sadakatimizi bırakın azaltmayı veya kaybetmeyi dünyada kaybedenlere inat arttırarak devam ettiriyoruz. Şükürler olsun. Sınamalardan hep birlikte güçlenerek çıkıyoruz. Devletimizin bütün imkanlarıyla milletimizin emrine amadeyiz” ifadelerini kullandı.

  • Bakan Bozdağ’dan asılsız paylaşımlara ilişkin açıklama

    Bakan Bozdağ’dan asılsız paylaşımlara ilişkin açıklama

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, depremin meydana geldiği merkez üssü Düzce’nin Gölyaka ilçesinde incelemelerde bulundu. Hem esnafı hem de çadırda kalan vatandaşları da ziyaret eden Bakan Bozdağ, depremzedelere geçmiş olsun temennilerini iletti.

    “Türkiye, gücüyle kudretiyle her türlü sıkıntıyı, sorunu aşacak yeteneğe sahiptir”

    Gazetecilere açıklamalarda bulunan Bakan Bozdağ, devletin tüm imkanıyla vatandaşların yanında olduğunu vurguladı.
    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un depremzede vatandaşların ihtiyaçlarını gidermek, hasarları yerinde görmek için Düzce’de görev yaptığına değinen Bakan Bozdağ, “Tabii, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız üzerine de önemli görevler düşüyor, onlar da büyük bir gayretle çalışıyorlar. Ziyaretimizde de gördük. Gerek AFAD, gerekse AFAD ile beraber Türkiye’nin hareket kabiliyetinin arttığını gördük. Devletimizin bütün kurumları bölgemizde büyük bir seferberlik ve uyum içerisinde çalışıyorlar. Devlet bütün imkanlarıyla vatandaşımızın yanındadır ve olamaya devam edecektir. Türkiye, gücüyle kudretiyle her türlü sıkıntıyı, sorunu aşacak yeteneğe sahiptir” dedi.

    “AFAD’ın yapmadığı açıklamaları, AFAD’ın açıklamaları gibi gösteriyorlar”

    Depremin ardından sosyal medyada asılsız paylaşımlar yapıldığını da belirten Bakan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Buradan Düzceli, Gölyakalı hemşehrilerimize şu çağrıyı yapmakta uygun görüyorum; sosyal medyada aslı olmayan, yalan pek çok haber, maalesef dolaşıma sokulmakta. Vatandaşlarımız arasına korku, panik ve endişe salmak için bunların kötü niyetle yapıldığı çok aşikardır. Bu sebeple, bütün vatandaşlarımızın, resmi makamlar tarafından açıklamalar dışındaki haberlere ve yorumlara itibar etmemesini önemle rica ediyorum. Çünkü maalesef aslı olmayanları aslı var gibi gösteriyorlar. AFAD’ın yapmadığı açıklamaları, AFAD’ın açıklamaları gibi gösteriyorlar. Resmi makamların söylemediklerini, resmi makamların söyledikleri gibi göstererek vatandaşlarımız arasında korku, panik ve endişe yayıyorlar. Bunlarla ilgili yalan, asılsız, iftira, manipülatif sosyal medya içerikleriyle alakalı hem kolluk güçleri hem de cumhuriyet savcılıkları adli süreçleri işletmektedir. Bunun bilinmesinde fayda var. Kimsenin suç işleme hakkı yoktur. Kanunlar çerçevesinde herkes işini yapmaktadır ama bu işi yapan insanların işlerini zorlaştırmak, engellemek ve vatandaşlar arasına korku yaymak için yalan, iftira, çarpıtma haber yapanlara bunların karşılıkları bizim ceza mevzuatımız ve özel kanunlarımıza suç olarak tanımlanan varsa onlar ile ilgili adli takibin yapıldığını herkesin bilmesinde fayda var”