Kategori: Edirne

  • Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri başladı

    Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri başladı

    Tarihi Sarayiçi Er Meydanı’nda kule hakemlerinin çağrısıyla sahaya gelen minik-1 boy pehlivanları, rakipleriyle kol bağlamaları sonrası peşreve çıktı.

    Sarayiçi’ndeki organizasyonun ilk gününde mücadeleler saat 18.00’deki resmi açılış törenine kadar sürecek.

    Bu yıl minik-1 boyda 128, minik-2 boyda 151, teşvik-1 boyda 139, teşvik-2 boyda 150, tozkoparan boyda 172, ayak boyda 192, deste küçük boyda 195, deste orta boyda 169, deste büyük boyda 155, küçük orta küçük boyda 319, küçük orta büyük boyda 106, büyük orta boyda 119, başaltı boyunda 93 güreşçi, baş boyunda ise 53 başpehlivan mücadele edecek.

    Organizasyon, 9 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilecek başpehlivanlık final güreşiyle tamamlanacak.

  • Otellerde yer bulamayınca çadırlarda uyudular

    Otellerde yer bulamayınca çadırlarda uyudular

    662. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri bugün sabah saatlerinde Edirne Sarayiçi Er Meydan’ında küçük boy kategorisindeki pehlivanların güreşleriyle başlayacak. 9 Temmuz Pazar gününe kadar çeşitli kategorilerdeki pehlivanların güreşleriyle devam edecek olan güreşleri izlemek isteyen güreş sevdalıları Edirne’ye akın etti.

    Otel ve pansiyonlar kente akın eden güreş severlerle doldu. Otellerde yer bulamayan güreş severler, çadırlarda sabahladı. Başta cami bahçeleri olmak üzere, kent merkezinde bulunan meydan ve parklar adeta kamp alanına dönüştü. Hazırlıksız gelen ve yanında çadır bulunmayan vatandaşlar ise çime serdikleri kartonlar ve battaniyeler üzerinde geceyi geçirdi. Kaldırımlarda, arabaların kasalarında ve cami köşelerinde uyuyan vatandaşların görüntüleri de kameralara yansıdı.

    2 bin 141 pehlivan güreşecek

    Bu yıl minik 1 boyda 128, minik 2 boyda 151, teşvik 1 boyda 139, teşvik 2 boyda 150, tozkoparan boyda 172, ayak boyunda 192, deste küçük boyda 195, deste orta boyda 169, deste büyük boyda 155, küçük orta küçük boyda 319, küçük orta büyük boyda 106, büyük orta boyda 119, başaltında 93, baş boyunda ise 53 pehlivan mücadele edecek.

    Başpehlivan pazar günü belli olacak

    53 başpehlivanın mücadele edeceği güreşlerde, bu yılın başpehlivanı pazar günü gerçekleşecek final müsabakasıyla belli olacak.

  • Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde doping tehlikesi

    Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde doping tehlikesi

    2000’li yıllarda da Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde yapılan doping kontrollerinde, alınan numunelerde söz konusu maddelere rastlanmış ve hukuki süreçler yaşanmıştı.
    Yasaklı madde olan ‘methenolone’, kas kuvvetini artırmaya yarayan ilaçların içinde bulunuyor. Sporcuların bilerek ya da bilmeyerek kullandığı hormon ilaçları, soluk yolunu açan ilaçlar ve idrar söktürücüler de yasaklılar listesinde yer alıyor.

    “Önemli bir performans artışı da sağlarlar”
    Edirne 39. Bölge Eczacılar Odası Kurucu Başkanı Şükrü Ciravoğlu, yasaklı madde içeren ilaçların soğuk algınlığı ilaçlarının içerisinde bile bulunduğunu belirterek, “Bu ilaçları 2 grupta mütalaa etmek gerekir. Bir tanesi vücut görünümünü daha diri göstermek amacıyla bazı branş sporcularının da kullandığı ilaçlar. Bunlardan önemli olan bir grup, steroid grubu orman preparatları. Bunlar büyüme hormonu olarak kullanılan ilaçlar. Fakat bu ilaçlar doktor kontrolü dışında ve amacı haricinde kullanıldığında vücutta kas görünümünü artırdıkları gibi önemli bir performans artışı da sağlarlar. Çok ciddi de zararları ve yan etkileri söz konusu. Bu durumda önemli miktarda yağ kaybına yol açıp, birçok tamir edilemez zararlara yol açarlar” dedi.

    “İnternette her yerde temini çok kolay”
    İlaca ulaşımın çok kolay olduğunu ifade eden Ciravoğlu, “Süreç içerisinde bunların piyasada bulunması normal kanallardan, yani eczane kanallarından temini, doktor kontrolü dışında zor ancak maalesef internet piyasasında ve başka kanallarda piyasada bulunabildiğini ve önemli bir bölümünün de yurda kaçak yollardan girdiğini görmekteyiz. Son derece sakıncalı bir durum, hırsa kapılıp insanlar geçici bir süre için bunu kullanmaya tevessül edebilirler. Ancak bu sakıncaların gençlerimize anlatılması gerekiyor, bu yollara başvurulmaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    “Sadece güreşlerde değil, tüm spor dallarında da doping var”
    Kırkpınar güreşleri münasebetiyle güreşçilerin bu ilaçları kullanım konusunun da gündeme geldiğini dile getiren Ciravoğlu, “İddia ve hırs sonucu ciddi bir yarışma sonucu ya da duygularının etkisinde kalarak veya başka yollarla, para ihtiyacı nedeniyle bu yola gidilebilir. Asla ve asla hiçbir sporcumuza bunları tavsiye etmiyoruz. Kendi doğal imkanlarıyla yarışsınlar ve her sonucu başarı olarak kabul etmelerini diliyoruz” şeklinde uyarıda bulundu.

    Şükrü Ciravoğlu, son olarak da, “Vitaminler yasaklı maddeler grubundan değildir. Yalnız patentsiz ve uluslararası ilaç denetim kurullarından geçmemiş ilaçların doping riski taşıyabileceği unutulmamalı. Bu durum vitamin ilaçları için de geçerli. Bunun sebebi bazı üretim alanlarında kural dışı olarak, aynı kazanlar kullanılarak hazırlanmasıdır. Bir doping ilacının hazırlandığı aynı kazanda vitamin ilaçları da üretilebiliyor. Yarışma sırasında kafein miktarının yüksek bulunması o sporcunun takibe alınmasını gerektirir. Tekrarlayan uygulamalarda doping kabul ediliyor” cümlelerine yer verdi.

  • 662. Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde toplam ödül 3 milyon TL’yi bulacak

    662. Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde toplam ödül 3 milyon TL’yi bulacak

    UNESCO Kültürel Mirası Listesi’nde yer alan dünyanın en eski organizasyonlarından biri olan Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin 662. randevusu 7 Temmuz’da yapılacak törenlerle başlayacak. Cumhuriyetin 100. yılına denk gelen 662. Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde bütün boylarda dereceye girecek olan başpehlivanlara verilecek olan para ödülü, yolluk ve tur ücretleri ile bu yıl 3 milyon TL’ye ulaşacak. Bu miktarın 2,5 milyon lirası Edirne Belediyesi tarafından, 500 bin lirası ise Kırkpınar Ağası Seyfettin Selim tarafından karşılanacak.

    Güreşler, Sarayiçi Er Meydanı’nda 7-8-9 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek
    Her yıl yüzlerce pehlivanın kol bağladığı Sarayiçi Er Meydanı’nda güreşler, 7 Temmuz Cuma günü saat 09.00’da başlayacak. Güreşler Sarayiçi’nde devam ederken, Kırkpınar’ın en önemli ritüellerden biri olan Ağa Karşılama Töreni gerçekleştirilecek. Kırkpınar’ın 3 altın kemerli ağası, 662. Kırkpınar Ağası Seyfettin Selim, 7 Temmuz Cuma günü saat 10.00’da Selimiye Meydanı’nda gerçekleştirilecek olan törenle karşılanacak. Daha sonra Atatürk heykeline çelenk sunulmasının ardından Pehlivanlar Mezarlığı’na geçilerek, dualar okunacak. Saat 12.00’de de Eski Cami’de mevlit okutulacak. Kırkpınar’ın açılış programı ise saat 18.30’da Sarayiçi Er Meydanı’nda gerçekleştirilecek. 2022 Yılı Kırkpınar Başpehlivanı Mustafa Taş tarafından bayrağın göndere çekilmesinin adından Kırkpınar Ağası Seyfettin Selim, Türkiye Geleneksel Güreşler Federasyonu Başkanı İbrahim Türkiş, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ve Edirne Vali Vekili Sıdkı Zehin açılış konuşmalarını yapacak. Tören, resmi geçit ile son bulacak.

    Güreşler, 8 Temmuz Cumartesi Günü Sarayiçi Er Meydanı’nda devam edecek. 9 Temmuz Pazar Günü, Kırkpınar Yağlı Güreşleri saat 09.00’da başlarken, Ağalık İhalesi saat 15.00’te, Bayrak Töreni saat 16.00’da final güreşi saat 17.30’da, ödül töreni ise saat 18.30’da gerçekleştirilecek.
    Hafta boyunca konserler düzenlenecek 662. Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde Edirne, ünlü müzik gruplarını ağırlayacak. 6 Temmuz Perşembe Akşamı Retrobüs, 7 Temmuz Cuma akşamı Yeni Türkü, 8 Temmuz Cumartesi akşamı ise Moğollar Sarayiçi Er Meydanı’nda Edirneliler ile buluşacak.

  • Otellere gurbetçi dopingi

    Otellere gurbetçi dopingi

    Karayoluyla seyahati tercih eden gurbetçiler Kapıkule Sınır Kapısı ve diğer kapılardan yurda giriş yapıyor.

    Ana vatana gelmenin huzurunu yaşayan gurbetçiler, memleketlerine doğru yola çıkmadan önce Edirne’de konaklıyor.

    Turizm Otel Yöneticileri Derneği Edirne Temsilcisi Can Pekbaş, kentte gurbetçi hareketliliği yaşandığını söyledi.

    Vatan hasretiyle yola çıkan gurbetçilerin Türkiye’ye girdikten sonra Edirne’de mola verdiğini belirten Pekbaş, kentteki otellerde doluluk oranının arttığını vurguladı.

    Gurbetçilerin Edirne’den memnun ayrıldığını ifade eden Pekbaş, şunları kaydetti:

    “Özellikle temmuz ve ağustos aylarında kara yoluyla yurda gelen gurbetçi misafirlerimizin ilk dinlenme noktası Edirne oluyor. Bu hareketlilik oteller ve kentteki diğer işletmelere katkı sağlıyor. Tabiri caizse Edirne ticareti canlanıyor. Gurbetçilerin izin süreleri ve okulların tatil olmasına bağlı olarak Edirne gurbetçi yoğunluğunu daha da yaşayacaktır. Esnafın yaklaşımı, yeni açılan kaliteli konaklama tesisleri sayesinde geçmiş yıllarda azalan gurbetçi ilgisini son dönemde yeniden artırdı. Bu hafta yapılacak Kırkpınar’da otellere olan talebi yükseltti.”

    Hollanda’dan gelen Mehmet Çelik ise baba ocağına doğru yola çıkmadan önce Edirne’de mola verdiklerini dile getirdi.

    İlk defa kara yoluyla seyahati tercih ettiğini belirten Çelik, “Edirne’yi çok beğendik. İlk izlenimlerimiz çok güzel. Dinlendik ve şehri gezdik.” dedi.

    Ailesiyle birlikte Danimarka’dan gelen Mustafa Küçük de hem Edirne’yi gezdiklerini hem de dinlenme fırsatı yakaladıklarını kaydetti.

  • Selimiye’de çimento harçlarının bir bölümü kaldırıldı

    Selimiye’de çimento harçlarının bir bölümü kaldırıldı

    Çalışmaları izlemek için kente gelen Binan, AA muhabirine kendisinin de içinde yer aldığı bilim kurulunun restorasyonu ayda en az bir defa inceleyerek yürütmeye çalıştıklarını dile getirdi.

    Restorasyonun başlangıcında yapıyı statik olarak incelediklerini ifade eden Binan, “Yapının statik olarak genel çerçevesiyle iyi durumda olduğu anlaşıldı. Birkaç noktada takviye yapıldı kubbede ve bazı yerlerde. Bunun dışında yapının ana kubbe kurşunları, ağırlık kubbeleri, minarelerin kurşunları hepsi değiştirildi, yenilendi. Onların altında bulunan çamur sıva ve diğer katmanlar yenilendi ve bu restorasyon öncelikle statik ve yapıyı koruyucu sistem bir elden geçirilerek başladı.” diye konuştu.

    Binan, çalışmaların yapının içinde bulunan dönemini ve ondan sonraki dönemleri yansıtan kalem işleri ve diğer süslemelerin restorasyonlarıyla devam ettiğini belirtti.

    “Özgünlüğü korumayı amaçlıyoruz”

    Yapıyı 16. yüzyılın son çeyreğinden günümüze geldiği haliyle ve üzerindeki bütün dönemlerin katmanlarıyla birlikte ve bütün özgünlüğüyle korumayı amaçladıklarını aktaran Binan, şunları kaydetti:

    “Bütün özgünlüğüyle korumak derken şurada gidip duvardaki taşa dokunduğunuz zaman o taş 16. yüzyılda bir ustanın dokunduğu taş olmalı. O taşı bugün kalkıp değiştirdiğinizde o taş artık 16. yüzyıldan günümüze gelen taş olmuyor. Özgünlük derken bundan bahsediyoruz. Bunun anlamı büyük. Çünkü tarihi yapıların korunması kültürel ve mimari miras açısından baktığımızda sanat eseri olma değeri kadar o yapının ve o unsurun özgünlüğü de çok önemli.”

    Son restorasyon 40 yıl önce yapılmış

    Binan, restorasyon kapsamında geçmiş restorasyonlarda kullanılan çimento harçlarının bir bölümünün kaldırıldığını söyledi.

    Selimiye’nin son büyük restorasyonunun 1983 -1984 yıllarında yapıldığını ifade eden Binan, şöyle konuştu:

    “O yıllarda bilenler biliyordu ama genel uygulamacılar açısından bakarsanız çimento harcının bu yapı gibi kireç harcı ağırlıklı uygulamaların yapıldığı yapılarda ne tür etkiler yaptığı çok iyi bilinmiyordu. Dolayısıyla birçok yerde dünyada da olduğu gibi bu yapıda çimento harcının kullanılmış olduğunu görüyoruz.

    Tabii bunlar zaman içinde hem ilk yapıldığında hem de süreçte yapıya çok çeşitli zararlar verebiliyor ki bunların hepsini şu anda saymama gerek yok ama zarar verdiğini biliyoruz. Dolayısıyla eğer yapının bünyesiyle çok fazla entegre olmamışsa ve onu sökmemiz neticesinde yapının başka bir noktasına zarar vermiyorsak eğer genellikle o çimento harçlı uygulamaları kaldırmayı düşünüyoruz.”

    “Estetik yapmıyoruz”

    Binan, yapıların yıllar içerisinde değişerek günümüze geldiğini söyledi.

    Yapıyı özgünlüğüyle korurken zamanın yüklediği izlerinde korunmasının önemine değinen Binan, şöyle sürdürdü:

    “Hepimiz gibi yapılar da değişerek günümüze geliyor. O zaman içinde de o zamanın ona yüklediği izlerle bir karakter kazanıyor. Toplumsal bilince yerleşmeye başlıyor ve toplum onu artık yaşayan bir varlık olarak görmeye başlıyor. Mimari yapıtlar hele bunun gibi büyük mimari yapılar böyle. Dolayısıyla biz yapıları korurken hem mevcut malzemenin özgünlüğünü hem de zaman içindeki o değişimlerin de izlerini korumaya çalışıyoruz yani estetik yapmıyoruz.

    Fakat bazı şeyler var ki onlar zarar veriyor. İşte bir tanesi çimento harcı. Dolayısıyla Selimiye’de çimento harcı uygulamalarının bir bölümü kaldırıldı. Çoğunluğu sıvalardaydı. Başka noktalarda da vardı. Dolayısıyla bunlar yeniden özgün horasan ya da kireç harcı katkılı ve bizimle birlikte çalışan malzeme uzmanları tarafından mevcut harç üzerinde yapılan analizler üzerinden tasarlanan yeni harçlarla yapıldı.”

  • Tunca Nehri çöplüğe döndü

    Tunca Nehri çöplüğe döndü

    Edirne’de yağışlı geçen günlerin ardından Temmuz ayında artan hava sıcaklıkları nehir debilerini de etkiledi. Kış yağışlarının yetersiz olması sebebiyle debisi düşen ve kuruma noktasına gelen Tunca Nehri, hava sıcaklarının artmasının ardından neredeyse kuruma noktasına geldi. Nehir, atılan atıklarla birlikte adeta çöplüğe döndü.

    DSİ Edirne 11’inci Bölge Müdürlüğü Nehir Debileri Ölçüm İstasyonu verilerine göre, geçen yıl Temmuz ayında 7 metreküp/saniye olan Tunca Nehri’nin akış hızı 5 metreküp/saniyeye, 78 metreküp/saniye olan Meriç Nehri’nin akış hızı ise 58 metreküp/saniyeye kadar düştü.

    Tunca Nehri’nin yüzeyinde oluşan ot öbeklerinin yanı sıra nehre atılan ve ortaya çıkan çöpler ise çevreye kötü koku yayarken, görüntü kirliliğine de sebep oluyor.

    Bölgeden geçen Edirneliler ve turistler, su seviyesindeki düşüşe bağlı nehre atılan çöplerden dolayı tepki göstererek vatandaşlara duyarlılık çağrısında bulunuyor.

    Gördükleri manzara karşısında şaşırıp kaldıklarını söyleyen vatandaşlardan Nurgül Taşdemir, nereye baksa her yerde çöp gördüğünü ve bu durumun iklim değişikliğine neden olduğunu belirterek vatandaşlara çöplerini nehre atmaması için duyarlılık çağrısında bulundu.

    İnsanların geleceğini ve çocuklarını düşünerek çevreyi kirletmemesi gerektiğine değinen Taşdemir, “İnsan gördükçe içi acıyor. İnsanlar aklını değiştirmedikçe, yani bu duyarlılığa duyarsız kaldığı müddetçe yetkililerin yapacağı bir şey yok. Yetkili temizliyor. Tekrar aynı işlem olduğu zaman yetkililer buna ne yapsın? Böyle insanların kendisini değiştirmeleri lazım. Pikniğe falan gittiğim zaman ilk yapacağım iş çocuklarıma öğretmek maksadıyla yanımda mutlaka poşet götürürüm. Piknik attıklarımı olduğu yere bırakmıyorum da poşetin içine koyuyorum. Arabamla nerede çöp kovası konteynır bulursam götürüp onun için atıyorum. Hani herkes böyle yapmış olsa.” diye konuştu.

     

  • Nehir plastik atıklar ve çöplerle kaplandı

    Nehir plastik atıklar ve çöplerle kaplandı

    Edirne’de yağışlı geçen günlerin ardından Temmuz ayında artan hava sıcaklıkları nehir debilerini de etkiledi. Kış yağışlarının yetersiz olması sebebiyle debisi düşen ve kuruma noktasına gelen Tunca Nehri, hava sıcaklarının artmasının ardından neredeyse kuruma noktasına geldi. Nehir, atılan atıklarla birlikte adeta çöplüğe döndü.

    DSİ Edirne 11’inci Bölge Müdürlüğü Nehir Debileri Ölçüm İstasyonu verilerine göre, geçen yıl Temmuz ayında 7 metreküp/saniye olan Tunca Nehri’nin akış hızı 5 metreküp/saniyeye, 78 metreküp/saniye olan Meriç Nehri’nin akış hızı ise 58 metreküp/saniyeye kadar düştü.

    Ortaya çıkan çöpler kötü koku yayıyor

    Tunca Nehri’nin yüzeyinde oluşan ot öbeklerinin yanı sıra nehre atılan ve ortaya çıkan çöpler ise çevreye kötü koku yayarken, görüntü kirliliğine de sebep oluyor. Bölgeden geçen Edirneliler ve turistler, su seviyesindeki düşüşe bağlı nehre atılan çöplerden dolayı tepki göstererek vatandaşlara duyarlılık çağrısında bulunuyor.

    “İnsanlar geleceğini ve çocuklarını düşünsün”

    Gördükleri manzara karşısında şaşırıp kaldıklarını söyleyen vatandaşlardan Nurgül Taşdemir, nereye baksa her yerde çöp gördüğünü ve bu durumun iklim değişikliğine neden olduğunu belirterek vatandaşlara çöplerini nehre atmaması için duyarlılık çağrısında bulundu.
    İnsanların geleceğini ve çocuklarını düşünerek çevreyi kirletmemesi gerektiğine değinen Taşdemir, “İnsan gördükçe içi acıyor. İnsanlar aklını değiştirmedikçe, yani bu duyarlılığa duyarsız kaldığı müddetçe yetkililerin yapacağı bir şey yok. Yetkili temizliyor. Tekrar aynı işlem olduğu zaman yetkililer buna ne yapsın? Böyle insanların kendisini değiştirmeleri lazım. Pikniğe falan gittiğim zaman ilk yapacağım iş çocuklarıma öğretmek maksadıyla yanımda mutlaka poşet götürürüm. Piknik attıklarımı olduğu yere bırakmıyorum da poşetin içine koyuyorum. Arabamla nerede çöp kovası konteynır bulursam götürüp onun için atıyorum. Hani herkes böyle yapmış olsa” ifadelerine yer verdi.

  • Geleneksel kıyafetler giyildi, Kırkpınar’a davullu zurnalı davet başladı

    Geleneksel kıyafetler giyildi, Kırkpınar’a davullu zurnalı davet başladı

    662. Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali çerçevesinde sabahın erken saatlerinde geleneksel kıyafetlerini giyen 41 kişiden oluşan davul zurna ekibi, güreş havalarıyla renkli bir davet sunup vatandaşları güreşlere davet etti.

    7 Temmuz Cuma günü sabah saatlerinde Sarayiçi Er Meydanı’nda başlayacak güreşlerde, Cumartesi ve Pazar günleri kıran kırana müsabakalar gerçekleşecek.

    Davul zurna ekibi şefi Alaattin Zurnacı, 662. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri için Edirne halkını davul zurna ekibi ile davet ettiklerini belirterek bu durumdan mutluluk duyduğunu söyledi.

  • Çiftçi de leylekler de rızkının peşinde

    Çiftçi de leylekler de rızkının peşinde

    Türkiye’nin önemli hububat üretim merkezlerinden Edirne’de buğday hasadı havaların ısınması ile hız kazandı. Göç yolları üzerinde bulunan Edirne’de yavrularını büyütmek için Azatlı köyüne göç eden leylekler, biçilen tarlalarda adeta çiftçilere misafir oluyor. Biçerdöverlerin peşinden ilerleyen leylekler, buğday başaklarının arasından açığa çıkardığı solucan, fare, sürüngen ve böceklerle besleniyor.


    Tarlasındaki hasadı toplayan çiftçi Turgay Tasmalı, “Herkes nasibinin peşinde. Çiftçi biçilen buğdaylar ile rızkının peşinde koşarken, leyleklerde yavrularını beslemek için çıkan böcek ve solucanlar ile besleniyor. Herkes rızkının peşinde” dedi.