Kategori: Eğitim

  • Çocukların yarıyıl tatil etkinlikleri

    Çocukların yarıyıl tatil etkinlikleri

    Nilüfer Belediyesi, yarıyıl tatili boyunca düzenlediği sanat etkinlikleri ve atölyelerle öğrenmeyi, keyifli hale getiriyor. 21 Ocak’ta film gösterimiyle başlayıp, müze gezisi, sanat ve kodlama atölyeleriyle devam eden etkinlik dizisinde sıra, ritim ve drama atölyesindeydi. Yüzüncüyıl Eğitim ve Sanat Merkezi’nde Nilüfer Belediyesi Ritim Eğitmeni Akın Togay eşliğinde gerçekleşen ritim atölyesine katılan çocuklar, ilk olarak conga, bongo, djembe, marakas, cowbell, guiro, agogo bell, vibra ton gibi farklı ülkelere ait vurmalı çalgıları yakından görerek, temel bilgi sahibi oldu. Bu enstrümanların çıkardığı sesleri ve kullanımını da öğrenen çocuklar, ardından ritim aşamasına geçti. Eğitmen Akın Togay’ın yönlendirmesiyle enstrümanları kullanarak hareketli ritimler tutan çocuklar, atölyenin son bölümünde de şarkılara ritim uyarladı.


    Çocuklar, günün ikinci etkinliğinde de drama eğitimi aldı. Nilüfer Belediyesi Drama Eğitmeni Sevil Şahin Hakverdi eşliğinde gerçekleşen eğitimde iletişim, empati, dinleme ve anlama kavramlarını oyunlar oynayarak pekiştiren çocuklar, ekip çalışmasının önemini de kavradı. Eğlenceli olduğu kadar öğretici geçen atölyeler sayesinde çocuklar, bir tatil gününü daha verimli bir şekilde geçirmiş oldu.


    Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği atölye ve etkinlikler, 3 Şubat tarihine kadar devam edecek.

     

     

  • 70 bin öğrenciye ücretsiz yemek

    70 bin öğrenciye ücretsiz yemek

    Millî Eğitim Bakanlığı tarafından taşımalı öğrencilere yönelik sağlanan ücretsiz yemek uygulamasının çerçevesi genişletildi. Ücretsiz yemek uygulamasında 2022-2023 eğitim öğretim yılının ikinci döneminden itibaren anaokulu ve ana sınıfındaki tüm öğrencilerede ücretsiz yemek hizmeti sağlanacak. Bu sayede 81 ilde ücretsiz yemek hizmetinden yararlanan öğrenci sayısı 1,8 milyondan 5 milyona yükselecek. Bursa’da taşımalı eğitimde ücretsiz yemek hizmetinden yararlanan öğrencilerle birlikte okul öncesinde eğitim gören 40 bin 645 öğrenci de 6 Şubat’tan itibaren ücretsiz yemek hizmetinden yararlanacak. Bursa’da toplam 70 bin öğrenci ücretsiz yemek yiyecek.


    Bursa İl Millî Eğitim Müdürü Serkan Gür, “Millî Eğitim Bakanlığımızın liderliğinde, öğrencilerimizin eğitime erişimini artırmak ve öğrencilerimizin eğitim öğretimlerini en iyi şartlarda sürdürebilmelerini sağlamak için çalışmalarımızı tüm hızıyla yürütüyoruz. Yarınlarımızın ümidi evlatlarımızı; vatanını ve milletini seven, aklın ve ilimin ışığında millî ve manevi değerlerine sahip çıkan fertler olarak yetiştirmek üzere özveri ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ülkemizin evlatlarına eğitim alanında hizmet eden bizler, ‘Türkiye Yüzyılı Eğitimin Yüzyılı Olacak’ bilinciyle çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

    Şehirde taşımalı eğitim alan 30 bine yakın öğrencinin ücretsiz yemek hizmetinden yararlandığını belirten Gür, “Bakanlığımızca ücretsiz yemek uygulamasının çerçevesi genişletilerek anaokulu ve ana sınıfındaki tüm öğrencilerimiz de bu dâhil edildi. İkinci dönemin başlayacağı 6 Şubat tarihinden itibaren okul öncesi eğitim gören öğrencilerimize de ücretsiz yemek imkânı sağlayacağız. Bursa’da toplam 70 bin öğrencimiz ücretsiz yemek hizmetinden yararlanacak. Öğrencilerimizin faydalanacağı ücretsiz yemek uygulamasında meslek liselerimiz de bu süreçte görev alacaklar. Okullarımızda döner sermaye çerçevesinde öğrencilerimiz tarafından hazırlanan yemekler, beslenme desteği olarak öğrencilerimize ücretsiz sunulacak. Meslek liseli öğrencilerimiz bu kez okul öncesinde eğitim gören kardeşleri için üretecekler. Eğitim içi bu dayanışma ve iş birliği bizleri de ziyadesiyle memnun etmektedir. Öğrencilerimize ücretsiz yemek imkânının sağlanması noktasında başta Millî Eğitim Bakanımız Mahmut Özer olmak üzere emeği geçenlere öğrencilerim adına şükranlarımı sunuyorum” dedi.

     

  • Zonguldak’ta öğrencilere ücretsiz yemek verilecek

    Zonguldak’ta öğrencilere ücretsiz yemek verilecek

    Birinci dönem yemek hizmeti verilen öğrenci sayısı 18 bin 402 iken ikinci dönemde verilecek yemek hizmeti artırılarak taşımalı öğrencilerle birlikte okulöncesi öğrencilerinin tamamını kapsayacak şekilde ücretsiz yemek hizmeti verilecek. İl Millî Eğitim Müdürü Züleyha Aldoğan, “6 Şubat 2023 Pazartesi günü başlayacak olan ikinci dönemden itibaren okul öncesi eğitimdeki tüm okullarımızda anasınıfları dahil okul öncesi öğrencilerimize ücretsiz yemek verilecek, taşımalı eğitimden yararlanan öğrencilerimizin devam ettiği ve pansiyonu bulunan okullardaki tüm öğrencilerimizde ücretsiz yemek imkânından yararlanacaklar.

    İlimiz genelinde taşımalı öğrencilerimizle birlikte okul öncesi eğitimde anaokulları ve ana sınıflarında eğitime devam eden öğrencilerle birlikte 31 bin 383 öğrencimiz ücretsiz yemek hizmetinden yararlanacak. Yemek üretimi yaparak okullarımızda öğrencilerimize ücretsiz yemek hizmeti sağlayan meslek liselerimiz, öğretmenevlerimiz, halk eğitimi merkezlerimiz 6 Şubat Pazartesi günü en kaliteli yemek hizmetini verebilmek için tüm hazırlıkları tamamladılar.6 Şubat Pazartesi günü, dahil edilen tüm öğrencilerimiz yemek hizmetinden faydalanacaklar” dedi.

  • “İzmit Kadın Girişimcilerini Arıyor”

    “İzmit Kadın Girişimcilerini Arıyor”

    İzmit Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü’nün Kocaeli İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği (KOİDER) ile ortaklaşa yürüttüğü Bağ Projesi’nde eğitimler devam ediyor. “İzmit Kadın Girişimcilerini Arıyor” temasıyla devam eden projede eğitim almaya hak kazanan 16 kadın eğitimlerini İzmit Kadın Girişimciler Merkezi’nde sürdürüyor. İthalat, ihracat, kaynak yönetimi, markalaşma, ticari faaliyetlerde hukuki sorunlar ve çözüm yolları, e-ticaret gibi birçok konuda eğitim alan kadınlara alanında uzman isimler yardımcı oluyor. İthalat ve ihracat eğitimi Funda Bilgilier, Kalite Yönetimi ve Pazarlama Stratejisi eğitimi de Ersan Durgut tarafından verildi. Eğitimler her hafta cuma günü İzmit Belediyesi Kadın Girişimciler Merkezi’nde (İZGİM) devam edecek.

  • Kış okulları İstanbul’da başarıyla uygulanıyor

    Kış okulları İstanbul’da başarıyla uygulanıyor

    Kış Okullarının İstanbul’daki uygulamalarına dair açıklamada bulunan İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı, konuyla ilgili şunları söyledi:
    “Millî Eğitim Bakanlığımız ilk defa “Yaz Okulu” uygulamalarını gerçekleştirdikten sonra buradaki öğrencilerimizin, velilerimizin de beklentilerini de dikkate alarak yine ilk defa “Kış Okulu”nu hayata geçirdi. Millî Eğitim Bakanlığımız, bilim sanat merkezlerimizde açılan kış okullarıyla öğrencilerimize çok geniş bir yelpazede eğitim alma imkânı oluşturdu. Kış Okulu’nda öğrencilerimiz haftada dört gün her atölyeden 4’er saat eğitim alabiliyorlar. Bu eğitimler bir hafta boyunca on altı saate kadar varıyor.
    Öğrencilerimizin ilgi alanlarına göre, özellikle matematik, İngilizce, bilim ve sanat alanlarında eğitim görüyorlar. İngilizcenin yanında Japonca gibi farklı dil eğitimleri de alabiliyorlar. Robotik kodlama, yazılım, dijital tasarım, drama, müzik, görsel sanatlar gibi birçok atölye öğrencilerimizin tercihine sunuluyor. Öğrencilerimiz bir yandan tatilde aileleriyle nitelikli zaman geçirme imkânı bulurken bir yandan da Bakanlığımızın birçok farklı alanda sunduğu eğitim imkanlarından da yararlanıyorlar.
    Bakanlığımız öğrencilerimize karneyle beraber birer de kitap hediye etti. Okumak zaten en temel kazanımlarımızdan biri olmalı. Öğrencilerimiz kış okuluna devam ederken okumaya da devam edecekler. Çocuklarımızın kış okullarında aldıkları eğitimler, zamanlarını nitelikli geçirmelerine, kendilerini daha iyi anlatabilmelerine, yeterliliklerinin artmasına, güncel ve yeni bilgilerle donanmalarına imkan tanıyor ve eğitim öğretim süreçlerine doğrudan katkı sunuyor.
    Öğrencilerimiz kış okullarında eğlenerek öğrenecek ve güzel bir tatil geçirecekler. Yarıyıl tatili bitip eğitim öğretim başladığı zaman da yine büyük bir moralle ve enerjiyle sınıflarında olacaklar. Bu uygulama için Millî Eğitim Bakanlığımıza, Sayın Bakanımıza çok teşekkür ediyorum. Velilerimize de çocuklarımıza destekleri için çok teşekkür ediyorum. Ayrıca bütün bu etkinliklerde çok önemli katkıları olan değerli meslektaşlarımıza, çok teşekkür ediyorum”
    Millî Eğitim Bakanlığı tarafından bu sene ilk defa uygulamaya başlanan Kış Okulları projesi 6 Şubat’a kadar devam edecek.

  • “Yeni Selçuk Bayraktar’lar buradan yetişecek”

    “Yeni Selçuk Bayraktar’lar buradan yetişecek”

    Fatih Sultan Mehmet’in hocalarından Molla Yegan’ın ders verdiği ve karşılıklı iki bloktaki 12 oda ve bir ders alanından oluşan medrese 2 bin 407 metrekarelik alandan oluşuyor. Derslerin başladığı Molla Yegân Çocuk Üniversitesi, çocukların cıvıl cıvıl sesleriyle yankılanıyor. Yıldırım Belediye tarafından çocukların hizmetine sunulan eğitim alanında uzay ve dünya atölyesi, Es-Sufi’nin gök küresi ve Piri Reis’in haritası, matematik, sanat, hayal tasarım, biyoloji, kimya, elektrik ve yenilenebilir enerji, bilişim ve robotik kodlama atölyeleri, oyuncak kütüphanesi ve anne-çocuk etkinlik mutfağı yer alacak.

    Çocuklarla birlikte deneyler yapan, onların heyecanına ortak olan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Burası, uzun yıllar boş kalmış veya farklı çalışmalarla kullanılmıştı. Molla Yegan Medresesi’ni aslına uygun restore etmekle kalmayıp, işlevsel olarak da özüne uygun bir ilim yuvası haline dönüştürüyoruz. Molla Yegân Çocuk Üniversitesi’nde bilimsel ve sanatsal atölyelerin yanında çocukların eğlenceli vakit geçireceği sergi alanları ve etkinlik atölyeleri de olacak. Burada çocuklarımızın bilimi severek yetişmesi, onların ufuklarını açacak faaliyetler ile gelişimine katkı sağlayacağız. İnşallah Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdğan’ın önderliğinde de Türkiye yüzyılını inşa edecek çocuklarımızı bilimsel ve sanat açısından hayallerine yön verebilecekleri okul haline dönüştürdük” dedi.

    Molla Yegân Çocuk Ünirvesitesi’nde çocukların birçok çalışmayı öğreneceğini belirten Yılmaz, “Artık Türkiye’de gençlerin bir Selçuk Bayraktar gibi rol modeli var. Onun önderliğinde havacılık ile ilgili çok ciddi gelişmeler yaşıyoruz. Çocukların çok dikkatini çekiyor. Bizde çocuklarımızı uzay ve havacılıkla tanıştırıp onlara deneyimleme imkanı sunacağız. Ayrıca sanat atölyelerinde çocuklar el becerilerini de geliştirmiş olacak. Robotik kodlama atölyesinde çocuklara geleceğin mesleklerinden olan yazılımcılık eğitimini vermiş olacağız. Çocuklarımızın aileleriyle yapacağı mutfak atölyesinde ise geleceğin gastronomi uzmanlarını da yetiştiriceğiz” diye konuştu.

    Molla Yegân Çocuk Üniversitesi Bursa’nın her noktasından kolaylıkla ulaşılabilecek noktada olduğunu ifade eden Başkan Yılmaz, “Gökdere İstasyonu’na yürüme mesafesesindedir. Önceliğimiz burada 6 ile 12 yaş arasındaki çocuklarımızı eğitmektir. Yıldırım’daki tüm okullarımızdan buraya çocuklarımızı taşıyarak onlara burada deneyimleme imkanı sunacağız. Günlük 120 öğrenciyi ağırlayacağız. Bu şekilde hafta içerisinde 384 öğrenci, okul turlarında ise, 440 öğrenci istifade edecek. Bir haftada toplam bin 240 öğrenciyi misafir edeceğiz” şeklinde konuştu.

    İlk defa böyle bir yere geldiğini belirten minik üniversiteliler ise, “İçeri girdiğimde çok heyecanlandım. Çok hoşuma gitti. İçeri girdiğimde uzay gemisini gördüm. Uzayda yemek yendiğini de öğrendim. Ispanakta yiyebiliyorlarmış. Eğer gitme şansım olursa uzaya da gitmek isterim. Uzay ile ilgili her şeyi öğrendik” dedi.

  • Bursa Uludağ Üniversitesi’ne yeni laboratuvar

    Bursa Uludağ Üniversitesi’ne yeni laboratuvar

    Bursa’nın 25 yıldır beklediği Diş Hekimliği Fakültesi Binası 2023 yılında tamamlanacak. Bina inşaatı hızla ilerlerken, uygulama dersleri için Bursa Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi’ne gitmek zorunda kalan öğrenciler adına sevindirici bir gelişme oldu. Şehrin önemli firmalarından biri kampüs içerisinde laboratuvar kurulması için destek olmaya karar verdi. Hazırlanan işbirliği protokolü BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve firmanın Yönetim Kurulu Başkanı İlkay Aydın tarafından imzalandı.

    “Destekler unutulmayacak!”

    Firma yöneticilerini makamda ağırlayan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Fakülte inşaatının hız kesmeden devam ettiğini kaydetti. Öğrencilerin, Temel Bilimler Programı’ndaki laboratuvar ihtiyaçlarının karşılanması adına bir firmadan destek aldıklarını söyleyen Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Laboratuvar kurulması ve donatılması anlamında bir takım ihtiyaçlarımız vardı. Firma yöneticileri İlkay ve İlker Bey sağ olsunlar, bizlere bu konuda destek vermek istediklerini söyledi.

    Kendilerine teşekkür ediyoruz. Allah razı olsun. Bu destek akademisyenlerimizi ve özellikle de öğrencilerimizi çok mutlu edecek. Eğitim-öğretime yapılan böylesi destekler hiçbir zaman unutulmaz ve uzun yıllar hayırla yâd edilir. Hayırlı olmasını diliyoruz” şeklinde konuştu.

  • Üniversite personeli masa tenisinde hünerlerini sergileyecek

    Üniversite personeli masa tenisinde hünerlerini sergileyecek

    Tüm katılımcıların bireysel olarak yarışacağı BUÜ Masa Tenisi Turnuvası’na Spor Bilimleri Fakültesi Spor Salonu’nda start verildi. Açılış programına Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Üniversite Genel Sekreteri Osman Dikmen, Fakülte Dekanı Prof. Dr. Ramiz Arabacı, Daire Başkanı Mehmet Aydemir, akademisyenler ve çok sayıda personel katıldı.

    İlk maçın başlama vuruşunu yapan Rektör Ahmet Saim Kılavuz, personelin birlik ve beraberliğinin pekiştirilmesi adına bugüne kadar çok sayıda etkinliğe imza attıklarını belirtti. Pandemi sürecindeki durgunluğun telafi edilmesi adına yeni faaliyetler organize edilmesine gayret gösterdiklerini kaydeden Kılavuz, “Göreve geldiğimiz ilk günden itibaren öncelikli olarak Üniversitedeki iç huzurun pekiştirilmesi, birlik ve beraberlik duygusunun geliştirilmesi ve çalışma motivasyonunun yükseltilmesi için çabaladık. Bunu da kısa sürede başardığımıza inanıyorum. Covid-19 hastalığı sürecinde bu konulara ara vermiştik. Ancak önceki yıldan başlayarak açığı kapatmak için organizasyonlara ağırlık verdik. Personelimizin mutluluğu, huzuru ve birlikteliği arttıkça, Üniversitemiz de güçlenmeye devam ediyor. Hep birlikte Türkiye’nin yüz akı bu eğitim kurumunu çok daha ilerilere taşıyacağız. Turnuvayı organize eden herkese teşekkür ediyor, yarışan tüm mesai arkadaşlarıma da başarılar diliyorum” şeklinde konuştu.

    Toplam 3 gün sürecek organizasyonun sonunda ilk 3’e giren yarışmacılar madalya ile ödüllendirilecek.

  • BUÜ’den Atış Holding’e akademik destek

    BUÜ’den Atış Holding’e akademik destek

    BUÜ Yönetimi, Üniversite-Sanayi işbirliğinin geliştirilmesi hedefiyle çalışmalarına aralıksız devam ediyor. Yaklaşık 3,5 yıl içerisinde toplumun her kademesinden 300’e yakın kurum, kuruluş ve sivil toplum temsilcileriyle ortak proje yürüten Üniversite, son olarak inşaat sektörü başta olmak üzere farklı alanlarda önemli çalışmalar yapan Atış Holding ile işbirliği yapma kararı aldı. Hazırlanan protokole BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve Atış Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Osman Atış imza attı.

    Rektör Kılavuz, “Üniversitenin kapıları herkese açık”

    İmza töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, üniversitelerin kendi sınırları içerisinde sadece eğitim veren kurumlar olmaktan çıkarak, toplum ile bütünleşen ve gelen tüm yardım taleplerini değerlendiren bilim yuvaları haline geldiğini vurguladı. Bursa Uludağ Üniversitesi’nin de bu anlayışın öncüleri arasında bulunduğuna işaret eden Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “Üniversitelerin sadece eğitim-öğretim yaptığı günler çok geride kaldı. Artık bilim üreten, akademik anlamda değer katan ve öğrencilerini geleceğe en iyi şekilde hazırlayan bir Bursa Uludağ Üniversitesi var.

    Görevde bulunduğumuz süre içerisinde de bu anlayışla hareket ettik. Bizlere ulaşan tüm yardım taleplerine karşılık verdik. Toplumun her kesimi ile ortak çalışmalar yapmaya gayret gösterdik. Bugüne kadar da 300’ü bulan işbirliğine imza attık. Bugün imzalayacağımız protokol de bu anlamda bizler için özel bir önem taşımaktadır. Taraflara hayırlı olmasını diliyorum. Üniversitemizle işbirliği yaptıkları ve TEKNOFEST sürecinde de öğrencilerimize maddi destek sağlayacakları için Atış Holding’in yöneticilerine gönülden teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    Holding, bilimsel yöntemlerle geleceğe hazırlanacak

    Atış Holding Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Üyesi Ali Osman Atış ise Bursa Uludağ Üniversitesi’nin sadece bu şehrin değil, Türkiye’nin en kıymetli bilim yuvalarından birisi olduğuna işaret etti. Bünyelerinde bulunan firmaların bilimsel ve akademik destek ile rekabetçi iş dünyasında daha farklı bir konuma yükseleceğine inandıklarını belirten Ali Osman Atış; “Bu üniversite hepimizin sahip çıkması gereken önemli bir bilim merkezi. Firma olarak bizler de teknolojiyi yakından takip ediyor, şirketlerimizin güncel gelişmeler karşısında hızlı aksiyon almasını ve en iyi şekilde geleceğe hazırlanmasını arzu ediyoruz.

    Bu anlamda da Bursa Uludağ Üniversitesi ile işbirliği yapacak olmak bizleri gururlandırıyor. Ayrıca Türkiye’nin en kıymetli projelerinden birisi olduğuna inandığımız TEKNOFEST’te yarışacak gençlere destek verecek olmaktan dolayı da mutluluk duyuyoruz. İşbirliği için kapılarını açan rektörümüz başta olmak üzere üniversitemizin tüm yöneticilerine teşekkür ediyoruz” açıklamasında bulundu.

  • Bakan Özer’den rehber öğretmen açıklaması

    Bakan Özer’den rehber öğretmen açıklaması

    Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, bakanlığa bağlı okullarda çocuk ve gençlerde akran zorbalığını önlemeye yönelik farkındalık kazandırmak amacıyla düzenlenen “Akran Zorbalığını Önlemede Bütüncül Okul Yaklaşımı” konulu çalıştaya katıldı.
    Ankara’nın Gölbaşı ilçesindeki Mogan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Uygulama Oteli’nde düzenlenen çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren Bakan Özer, akademik başarıyı direkt olarak belirleyen şeyin okulun kendisi değil, okul dışı faktörler, ailelerin sosyal ve ekonomik seviyesi olduğunu belirtti.
    Okul öncesi eğitime önem verdiklerini not düşen Özer, “O çocuğun okula ailesinden taşıdığı kültürel ve sosyal sermayesinin etkisini minimize edebilmek için Bakanlık olarak okul öncesi seferberliğini uygulamaya soktuk. Çünkü biliyoruz ki okul öncesi eğitime erişenlerle erişmeyenler arasında çok ciddi bir fark var” dedi.

    “Problem okul öncesinde”

    Bakan Özer, akran zorbalığında sebebin bütüncül olarak okulun kendisinde aranmasının hata olduğunu belirterek, “Hemen biz odaklanıyoruz, demek ki lisede bir problem var. Hayır, lisede problem yok. Problem, okul öncesinde. Eğitimin toplumdan bağlantılarını kopartıp yalıtık bir şekilde değerlendirme imkanına sahip değiliz. Eğer böyle yaparsak, sadece okula bütüncül olarak yaklaşırsak hata yaparız. Okul öncesinde, okulun dışındaki parametreleri de dikkate alan sosyal politikalarla desteklediğiniz zaman hem akademik başarı hem akran zorbalığı hem de şiddetle ilgili mesafeler alabilme imkanına sahibiz” diye konuştu.

    “Görünürlüğün artması okullarda akran zorbalığı olduğu anlamına gelmiyor”

    Özer, şöyle devam etti:
    “Son zamanlarda akran zorbalığı ile ilgili basında, medyada görünürlük artmaya başladı. Görünürlüğün artması, eğitim sistemimizde okullarımızda yaygın bir akran zorbalığı olduğu anlamına gelmiyor. Böyle bir şey yok. Bizim eğitim sistemimiz devasa bile eğitim sistemi. Tekil olayları art arda verdiğiniz zaman, zihinde ‘Bu sanki yaygın bir davranış’ gibi bir algılama var. Bir de biz genelde kötü şeyleri haber yapmaktan mutlu oluyoruz. İyi şeyleri, başarıları görünür kılıp, toplumu bu başarıları görmesini sağlayarak artması noktasında motivasyonu kısıyoruz. Ondan sonra da ‘Niye bunlar var’ diye şikayet ediyoruz.”

    “Amacımız sağlıklı, güvenli bir okul iklimini inşa edilmek”

    Akran zorbalığının tek bir sorun halinde görülmemesi gerektiğini söyleyen Özer, okulların güvenliğinin sağlanmasının önemine dikkati çekerek, “Yaptığımız ve yapacağımız tüm projelerde okulu etkileyen, direkt okulda hissedilecek politikalara ağırlık veriyoruz. Amacımız sağlıklı, güvenli bir okul iklimini inşa edilmek. Eğer bir sağlıklı ve güvenli bir okulu iklimini inşa edebilirsek o ortamda öğrenme maksimum verimlilikte gerçekleşebilir. Onun için sürekli okulu güçlendirecek, destekleyecek, ayakları üzerinde duracak mekanizmaları inşa etmeye çalışıyoruz. Akran zorbalığı oradaki yaşantının bir parçası sadece. Eğer biz bu iklimi güçlendirirsek çok daha sağlıklı eğitim sistemimiz olacak” ifadelerini kullandı.

    “Okulda şiddet var diyorsak evde şiddet var demektir”

    Okullarda müfredatın değiştirilmesine yönelik tartışmalara değinen Özer, şunları aktardı:
    “Türkiye’de hep tartışma var, ‘müfredatı değiştirerek değerlerin inşa edilmesi’ ile ilgili. Doğru değil. Bir değer davranışlar dönüştüğü zaman üreticidir, okutulduğu zaman değil tek başına. Yani öğretmenin okulu idaresinin orada yaşayan yetişkinlerin değerlere saygılı bir ortamda sürekli var olmalarını sağlarsak o zaman müfredat bir anlam ifade eder. ‘Okulda şiddet var’ diyorsak evde şiddet var demektir, toplumda şiddet var demektir. Bu da çok iddialı bir şey olur. Asıl olan şey koruyucu önlemdir. Ortaya çıkabilmesini engelleyecek mekanizmaları sistemin içerisine enjekte de bilmektir.”
    Bakan Özer, yalnızca öğrencinin öğretmene değil, öğretmenin de öğrenciye zorbalık yapmadığı bir okul iklimi inşa etmeleri gerektiğini anlattı.

    “Aileyi kaybedersek toplumu kaybederiz”

    Özer, dijitalleşmenin artmasıyla aile bağlarının azaldığını kaydederek, “Günümüzün en büyük problemlerinden bir tanesi de dijital dönüşüm. Her şey sayısallaşıyor, dijitalleşiyor ve dijital içerik üretme egemenliğin ayrılmaz parçası haline geliyor. Tüm dünyada, sadece bizim ülkemizde değil dijital dönüşüm çocukların davranışlarını da dönüştürmeye başladı. Bilgisayar başındaki online geçirilen zaman her geçen gün artmaya başladı. Ailedeki iletişim kanalları kopmaya başladı. Aile bir topumun temel yapı taşı. Eğer aile güçlü olmazsa ve dış saldırılara karşı farkındalık düzeyini artırmazsak, aileyi kaybederiz. Aileyi kaybedersek toplumu kaybederiz” açıklamasında bulundu.
    Aile Okulu Projesi’nde 1 milyon 147 bin 555 aileye ulaştıklarını bildiren Özer, akran zorbalığında sorumluluğun ailelere ve eğitim yöneticilerine düştüğünü dile getirdi.

    2023 atamasında her okula en az bir rehber öğretmen

    2023 yılında yapılacak öğretmen atamalarına ilişkin de konuşan Özer, şunları aktardı:
    “Her atamada öncelik verdiğiniz alanlarımız var. Mesela 2022’de okul öncesi eğitime çok büyük ağırlık verdik. Son 20 bin atamanın 7 bin 503’ünü okul öncesi öğretmenlerle. Çünkü öyle politikamız var. Sahada sayıyı artırıyoruz, o zaman öğretmen de istihdam etmemiz lazım. 25 milyon vatandaşımıza bağımlılıkla ilgili farkındalık, önleyici, davranış paterni üretecek destekleyici mekanizmalarla ilgili eğitimi uygulamaya başladık. Şimdi bu ihtiyaçlar hep rehber öğretmene ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Onun için 2023 öğretmen atamasında rehber öğretmenlerimizi her okulda en az bir tane rehber öğretmen olacak şekilde öncelik vermeyi planlıyoruz.”
    “Akran Zorbalığını Önlemede Bütüncül Okul Yaklaşımı” konulu çalıştaya akademisyenler başta olmak üzere İzmir’den Diyarbakır’a, Trabzon’dan Gaziantep’e uzanan çok sayıda farklı ili temsilen farklı tür ve kademelerden okul/kurum yöneticileri ile rehber öğretmen/psikolojik danışmanlar da katıldı.

    Tüm kademeler için farkındalık programları ve etkinlikler hazırlandı

    Diğer taraftan, akran zorbalığı konusunda tüm öğrencilere yönelik farkındalık kazandırmayı amaçlayan okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise kademeleri için farkındalık programları ve etkinlikler hazırlandı. Bu konuda kuramsal bilgilerin yer aldığı rehber öğretmen/psikolojik danışmanlara yönelik bilgilendirici kitapçık ile rehber öğretmen/psikolojik danışmanların okullarda tüm öğretmenlere ve velilere uygulayabileceği her kademeye özgü sunu içerikleri oluşturuldu.
    Ayrıca akran zorbalığına uğrayan ve akran zorbalığına maruz kalan öğrencilerin baş etme becerilerini geliştirmeye yönelik olarak ayrı ayrı ve her kademeye özgü psiko-eğitim programları geliştirildi. Programların dışında da öğretmen ve velilere yönelik afiş, bülten ve broşürler düzenlendi.