Kategori: Eğitim

  • YÖK kanun teklifi TBMM’de

    YÖK kanun teklifi TBMM’de

    Yükseköğretim kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi TBMM Başkanlığı’na sunuldu.
    Teklife göre, vakıf üniversitelerin kapanması halinde yüzde 2 teminat ayırması gereken hallerde, banka teminat mektubu ile yerine getirilmesine imkan tanıyor. Öğrenci disiplin cezalarına ilişkin hükümler bulunuyor. Türk-Japon Bilim be Teknoloji Üniversitesi kurulacak. Milli İstihbarat Akademisi kuruluyor.

  • BUÜ’den akademik işbirliği desteği

    BUÜ’den akademik işbirliği desteği

    Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yazılım mühendisliği alanındaki ihtiyaçlarının giderilmesi amacı ile 1982 yılında kurulan Havelsan, savunma sanayinin geliştirilmesi hedefi doğrultusunda BUÜ ile işbirliği protokolü imzaladı.

    2022-2023 Bahar Dönemi itibariyle yürürlüğe giren anlaşmaya göre Havelsan’ın belirlediği personel, Üniversitede Elektrik-Elektronik Mühendisliği ile Optik ve Fotonik Mühendisliği bölümlerinde yüksek lisans ve doktora eğitimleri alacak. Hazırlanan protokol metni BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve Havelsan yetkilileri tarafından imzalandı. Akademik altyapının tamamlanması ve kurumlar arasından iletişimin sağlıklı yürütülmesi görevini Optik ve Fotonik Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanlığı’nın koordine etmesi kararlaştırıldı.

    İşbirliği devam eden projelere akademik derinlik sağlayacak

    İşbirliğinin Üniversite açısından büyük bir önem taşıdığını vurgulayan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, milli savunma sanayiine akademik anlamda destek verecek olmaktan onur duyduklarını kaydetti. Mühendislik Fakültesi’nin hatırı sayılır bir bilgi birikimine sahip olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “Sahip olduğumuz öğretim üyeleri, bilimsel donanımları ve projeleri ile Türkiye’nin önde gelen akademisyenleri arasında yer almaktadır.

    Üniversitemizin misyonu doğrultusunda önceliğimiz eğitim-öğretim yapmanın yanı sıra akademik ve bilimsel gelişmeye katkı sağlamaktır. Havelsan ile bu anlamda işbirliği yapacak olmaktan dolayı mutluyuz. Belirlenecek personele Elektrik-Elektronik Mühendisliği ile Optik ve Fotonik Mühendisliği bölümlerinde yüksek lisans ve doktora eğitimleri vereceğiz. İşbirliği, aynı zamanda devam eden projelere de akademik anlamda ciddi bir derinlik kazandıracaktır. Taraflara hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

  • Milli Eğitim Bakanı Özer Bursa’da

    Milli Eğitim Bakanı Özer Bursa’da

    Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, meslek liselerinin yurt dışına ihracat yaptığını belirterek “Artık Türkiye’de mesleki eğitim sorunu büyük oranda çözüldü. İnşallah 2023 yılında da tüm paydaşlarımızla birlikte çok daha farklı açılımlarla, mesleki eğitimi desteklemeye devam edeceğiz.” dedi.

    Bursa’nın İnegöl ilçesindeki Hacı Sevim Yıldız Mobilya ve İç Mekan Tasarımı Teknolojisi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ni ziyaret eden Bakan Özer, atölyeleri gezdi. Atölyelerde imal edilen ürünlerle alakalı okul müdürü ve öğretmenlerden bilgi alan Özer, öğrencilerle sohbet etti.

    Mahmut Özer, ziyaretin ardından yaptığı konuşmada mesleki eğitim modelinin tüm ülkede yaparak, uygulayarak, üreterek yaygınlaştığını söyledi.

    İnegöl ilçesindeki mobilyacılık üzerine çok deneyimli olan bir okulun laboratuvarlarını gezdiğini ifade eden Bakan Özer, “Sanayideki üretimle ilgili kullanılan tüm cihazların burada, eğitim aşamasında kullanıldığını görüyoruz. Yani öğrencilerimiz artık iş gücü piyasasına gittikleri zaman, mezun oldukları zaman karşılaşacakları tüm enstrümanları, tüm cihazları eğitim aşamalarında görerek o becerileri kazanarak eğitim alıyorlar ve ülkemizin kalkınmasında en kritik olan nitelikli insan kaynağı ihtiyacını karşılamada çok önemli boşluğu dolduruyorlar. O katsayı uygulamasından sonra ciddi travma yaşayan mesleki eğitim artık çok güçlü bir şekilde ayakları üzerinde durarak ülkemizin moralini yükselterek geleceğe bakışını değiştiriyor.” diye konuştu.

    Özer, mesleki eğitimdeki döner sermaye kapsamında 2022 yılı için 1,5 milyar liralık üretim hedefi koyduklarını hatırlatarak şöyle konuştu:

    “2022 yılında 2 milyarlık üretime ulaştık ve bu üretimin yaklaşık 100 milyonunu öğrencilerimize 200 milyonunu öğretmenlerimize üretime katkı payı olarak dağıttık. Meslek liseleri artık Ar-Ge çalışmaları yaparak patent, faydalı model, marka tasarım tescilleri alıp bunları ticarileştirmeyle uğraşıyor. Meslek liseleri artık yurt dışına ihracat yapıyor. Artık Türkiye’de mesleki eğitim sorunu büyük oranda çözüldü. İnşallah 2023 yılında da tüm paydaşlarımızla birlikte çok daha farklı açılımlarla, mesleki eğitimi desteklemeye devam edeceğiz. Ben Bursa’daki bu süreçleri başarılı bir şekilde yürüten Sayın Vali’mize çok teşekkür ediyorum. Büyükşehir Belediye Başkanımız Bursa’daki mesleki eğitimdeki en önemli paylaşımımız. Gerçekten mesleki eğitimi tercih etmeleri için çok ciddi burs projeleri yürürlüğe soktu. MÜSİAD Genel Başkanı’mız burada. Mesleki eğitimdeki en önemli paydaşlarımızdan bir tanesi. Kendilerinden çok teşekkür ediyorum. İnşallah hep birlikte el ele vererek çok daha güçlü bir mesleki eğitim sistemini inşa edeceğiz.”

    Bakan Özer’e, Vali Yakup Canbolat, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, AK Parti Bursa Milletvekili Vildan Yılmaz Gürel, İl Milli Eğitim Müdürü Serkan Gür ile ilçe milli eğitim müdürleri, şube müdürleri eşlik etti.

  • ‘Eğitimle yeniden buluşma’ projesi meyvelerini vermeye başladı

    ‘Eğitimle yeniden buluşma’ projesi meyvelerini vermeye başladı

    Eğitimle yeniden buluşma projesi, Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in Aralık ayında gerçekleştirdiği toplantıyla başlatıldı. Eğitim sistemine dâhil olmayan öğrencilerin, takip sistemiyle eğitime dâhil edilmesi hedefiyle düzenlenen proje sayesinde ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 95,06’dan 95,97’ye yükseldi. Proje çerçevesinde gerçekleştirilen çalışmalar hakkında bilgi veren Bursa İl Millî Eğitim Müdürü Serkan Gür, Bursa’da ortaöğretime dahil olmayan çocukların yüzde 80’nine ulaşıldığını söyledi.

    Eğitimde tek bir ferdin bile feda edilemeyeceğini ifade eden Serkan Gür, “Bir çocuğumuzu bile kazanmanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Tüm mücadelemiz ve yaptığımız çalışmalar Bursa’daki tüm çocuklarımızın eğitime kazandırılması içindir. Projede emeği geçen idareci ve öğretmenlerimiz ile özellikle de öğrencilerimize ve velilerine teşekkür ediyorum” dedi.

  • İstanbul’a bir inci daha kazandırıldı

    İstanbul’a bir inci daha kazandırıldı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rami Kütüphanesi’nin açılışına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte tören öncesi Rami Kütüphanesi’ni gezdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurdele kesim töreniyle Rami Kışlası açıldı. Rami Kütüphanesi’nin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Rami Kütüphanesi’nin ülkemize, milletimize, İstanbullumuza özellikle de gençlerimize hayırlı olmasını diliyorum.

    Sözlerimin hemen başında dün ebediye intikal eden kıymetli sanatçımız Burhan Çaçan’a Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Burhan Çaçan yürek tellerimizi titreten güçlü sesi ve kendine özgü yorumu ve her zaman koruduğu vakur duruşuyla hem halkımızın gönlünde taht kurmuş hem de Türk halk müziğine sayısız katkılar yapmış bir sanatçımızdı. Merhum sanatçımız bizim de ilk gençlik yıllarımızdan itibaren severek dinlediğimiz ve şahsiyetini hep beraber takdir ettiğimiz müstesna bir insandı. 45 yıllık sanat hayatı boyunca birbirinden değerli albümlere imza atan Burhan Çaçan vefatıyla geride doldurulması zor bir boşluk bırakmıştır. Başta ailesi olmak üzere ailesine yakınlarına ve tüm sevenlerine rabbim sabır versin diliyorum” dedi.

    “Bu abide eseri İstanbul’un en büyük kütüphanesi olarak düzenlemek için yürüttüğümüz çalışmalar nihayet bitti”

    Kütüphaneye dönüştürülen Rami Kışlası’nın kendisinde çok önemli bir yeri olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kütüphaneye dönüştürülen Rami Kışlasının ülkemizin son 2,5 asırlık tarihinde çok önemli bir yeri var bende. Burası gıda çarşısına dönüştüğünde burada uzunca bir zaman peynir, sucuk, pastırma satışı yaptık. Burada bir geçmişim var, bu geçmişimizi bir kenara koymak mümkün değil. Aynı zamanda burası ne haldeydi, hep söyleriz ya nereden nereye. Rami top sahası olarak burada top da oynadım. Buralara yabancı değiliz.

    Bizim Süleyman Efendi de burada epeyce zaman geçirdi. Hepsinden öte Sultan 2. Mahmut 1828 – 1829 yılındaki Osmanlı Rus savaşının askeri ve idari yönetimini bu kışladan yürütmüştür. Cumhuriyet döneminde de aynı amaçla uzunca bir süre kullanılan kışla daha sonra gıda toptancıları sitesi de dahil farklı biçimlerde değerlendirilmiştir. Zaman içerisinde ciddi bir tahribata uğrayan bu abide eseri İstanbul’un en büyük kütüphanesi olarak düzenlemek için yürüttüğümüz çalışmalar nihayet bitti. Rami’yi sadece kütüphane değil pek çok faaliyetin yapılabileceği bir kültür merkezi olarak planladık” şeklinde konuştu.

    “Rami bünyesindeki yazma eserler kütüphanesi de buraya ayrı bir derinlik katacak”

    Buradaki kütüphanenin haftanın her günü günün 24 saati gençler başta olmak üzere kitapseverlere hizmet vereceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kullanım alanı 36 bin metrekareyi geçen peyzaj alanı 51 bin metrekareyi bulan ve diğer ilaveleriyle birlikte yaklaşık 110 bin metrekarelik bir alanda şu andaki yapıya kavuşmuş bulunuyoruz. Kütüphanemizde ilk etapta 2 milyonu aşkın kitap ve 4 bin 200 kişilik kapasite ile hizmete başlamasından memnuniyet duyuyorum. Kitap sayımız elbette zaman içinde daha da artacak. Kütüphane bünyesindeki Atatürk İhtisas Kütüphanesi de 25 bin ciltlik külliyatıyla kendi alanında önemli bir ihtiyacı karşılayacaktır.

    Yine Rami bünyesindeki yazma eserler kütüphanesi de buraya ayrı bir derinlik katacak. Günümüzün olmazsa olmazı dijital kaynaklar da burada meraklılarıyla buluşacaktır. Bünyesindeki pek çok farklı birimle İstanbul’a kazandırdığımız bu güzel kültür merkezinin restorasyonun da emeği geçen başta Bakanımız olmak üzere tüm ekibini özellikle tebrik ediyorum. Gerçekten bu eser her türlü takdirin üzerinde bir eser” dedi.

    “Cumhuriyetimizin 100. yılını 100 yeni kütüphane ile karşılama hedefimize adım adım yaklaşıyoruz”

    “Ülkemizin, özellikle de İstanbul’un tarihi ve kültürel mirasına sahip çıkmayı ecdada karşı sorumluluğumuz olarak görüyoruz” diyen Erdoğan, “Üstelik sadece bununla kalmıyoruz. Modern sanatların ülkemizde yaygınlaşmasını sağlayacak projeleri de hayata geçiriyoruz. Bu anlayış ile Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde ülkemizin en iyi altyapısına sahip bir kongre ve kültür merkezi ve kütüphaneyi milletimizin hizmetine sunduk. Cumhurbaşkanlığımızın Çankaya Köşkündeki, Tarabya’daki, Dolmabahçe’deki Yıldız Sarayı’ndaki tarihi eserleri restore ederek Vahdettin Köşkünü o yanmış halinden sonra bugünkü haline getirerek yeni baştan yaparak tarihimize sahip çıktık.

    Milli Saraylar Başkanlığını Cumhurbaşkanlığı’na bağlayarak ecdat yadigarı pek çok eserin ihyasını sağladık. Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi’ni yürütülen tüm olumsuz kampanyalara rağmen yeniden ve çok daha güzel bir şekilde İstanbul’un kültür sanat hayatına kazandırdık. Cumhuriyetimizin 100. yılını 100 yeni kütüphane ile karşılama hedefimize adım adım yaklaşıyoruz. Bir taraftan Kültür ve Turizm Bakanlığımız, diğer taraftan Millet Bahçeleri bünyesindeki kütüphane çalışmaları ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, belediyelerimiz ülkemizi ve gençlerimizi kitapla buluşturmak için canla başla çalışıyor. Yeni bir anlayış ile dönüştürdüğümüz ve inşa ettiğimiz kütüphanelerimizin gençliğimiz üzerinde gördüğü kabule gittiğimiz her yerde şahit oluyorum. Bu mana, bu söz en iyi vücut bulduğu yerlerin bence kütüphaneler olduğuna inanıyorum. İşte burası böyle bir eserdir” ifadelerini kullandı.

    “Kütüphanelerimiz ne kadar zengin, yaygın, hareketli ise medeniyetimiz o derece güçlü, milletimiz o derece müreffeh olmuştur”

    Gençlerle bir arada olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “’Cumhurbaşkanım 5 dakikada okuldan buraya geliyoruz’ dediler. Burada ‘çayınızı, kahvenizi, çorbanızı içecek misiniz’ İçeceksiniz, para yok. Yarın sabahtan itibaren bu uygulama da başlıyor. Şöyle geriye doğru baktığımızda kütüphanelerimiz ne kadar zengin, ne kadar yaygın, ne kadar hareketli ise medeniyetimiz o derece güçlü milletimiz o derece müreffeh olmuştur. Bizim medeniyetimiz kitapla, defterle, kalemle, mürekkeple, okumakla, anlamakla, sormakla, anlatmakla yoğrulmuş, ilimle, irfanla, hikmetle kıvamını bulmuştur. Duvarları kitaplarla dolu bir kütüphaneyi en kıymetli hazinelerden daha üstün tutan ecdadımız her kütüphaneyi cennetten bir köşke benzetmiştir. Ecdat onların eserlerini de bu ağaçların meyveleri olarak görmüştür. İnşallah biz de onlara layık oluruz” dedi.

    “Hükümete geldiğimiz günden beri adalet, hak, hakkaniyet ve fırsat eşitliği temelinde hiçbir ayrım gözetmeksizin ülkemizin her köşesini kuşatacak şekilde bu anlayış ile çalıştık”

    “Kütüphanelerimizin sembolü olduğu bereketli medeniyet iklimimiz yerini fikri ve manevi kuraklığa bıraktıkça bu tablonun yerini yenileme, rehavet, sefalet almıştır” ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
    “Kimi dönemlerde bu kuraklık iklimi özellikle tesis edilmiş, özellikle başımıza bir kara bulut gibi çöktürülmüştür. Ülkemizde yıllarca eğitim ve öğretimi ve entelektüel faaliyetleri tek yönlü formatlama aracı hem de belirli kesimlere mahsus bir ayrıcalık olarak tutmaya çalışan zihniyetin yol açtığı kısırlığı yaşadık. Çocuklarımızı ya okullara hiç almıyorlardı, ya da faşizan baskılarla kendi ideolojik saplantılarla biçimlendirmeye çalışıyorlardı.

    Rahmetli Menderes’in başlattığı rahmetli Özal’ın sürdürdüğü bu ülkenin aslı unsuru olan milletin evlatlarının akademiden bürokrasiye, medyadan iş dünyasına her alanda önlerini açma çabalarını hayırla yad ediyoruz. Biz de hükümete geldiğimiz günden beri adalet, hak, hakkaniyet ve fırsat eşitliği temelinde hiçbir ayrım gözetmeksizin ülkemizin her köşesini ve milletimizin tamamını kuşatacak şekilde bu anlayış ile çalıştık, çabaladık. Kalkınmanın bir bütün olduğuna, en başında da eğitimin kültür ve sanatın geldiğine inanıyoruz. Bunun için önceliklerimizin ilk sırasına eğitimi aldık. Hem geçmişin yanlışlarını düzeltecek hem de mağduriyetlerini giderecek hem de günümüz ihtiyaçlarına cevap verecek bir eğitim alt yapısı ve sistemi kurmak için kolları sıvadık.

    Okul öncesinden üniversitenin en üst basamaklarına kadar tüm kademelerde köklü reformlar gerçekleştirdik. Tüm sistemi yeniden yapılandırdık. Üniversitelerimizi 81 vilayetimize yaygınlaştırdık. Çocuklarımızı ve gençlerimizi her alanda destekledik. Aynı şekilde kültür sanat altyapımızı tahkim ettik. Düşüncesine, yüreğine, becerisine, emeğine dayalı üretim yaparak ülkemize değer katan herkesin yanında olduk. Yaptığı işe, gerçekleştirdiği üretime, verdiği hizmete kendi damgasını vuran kültür sanat insanlarımızı özellikle teşvik ettik. Bunları yaparken asırlardır yolumuzu aydınlatan medeniyet güneşimizi tekrar en yükseğe taşıma peşinde koşuyorduk. Demokrasi ve kalkınma atılımlarımızın tüm başlıklarına kaydettiğimiz gelişmelerin de bu mücadeleyi destekleyen bir yönü vardı. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemizin asırlık altyapı eksiklerini, demokrasi ve alt yapı güvenlik ihtiyaçlarını gidermekte büyük bir başarı yakaladığımızı kimse inkar edemez.”

    “Asırlara bedel eserler ve hizmetler ortaya koyduğumuzdan asla şüphemiz yoktur”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğitimde kültür ve sanatta geldiğimiz yeri de çok önemli görüyoruz. Henüz bu alanlarda arzu ettiğimiz seviyeye ulaşamadığımızın da farkındayız. Bizimki ancak hayalleri ve hedefleri büyük olanların yaşayabileceği bir hayıflanmadır. Asırlara bedel eserler ve hizmetler ortaya koyduğumuzdan asla şüphemiz yoktur. Dünya değişirken ülkemizin yerinde kalması demek gerileme işaretidir. Takip eden değil öncülük yapan diğer alanlardaki gibi kültürde de kendisine sunulanları tüketen değil, üreten bir Türkiye için gece gündüz çalışıyoruz.

    Önümüzdeki dönem Türkiye’nin 100 yılı vizyonumuzla eğitim ve kültür başta olmak üzere ülkemizi küresel düzeyde marka haline getirecek başlıkların tamamında da milletimizi hayallerine kavuşturacağız. Rami Kütüphanemizi işte bu yürüyüşümüzde yeni bir halka yeni bir safha olarak görüyoruz. Rami Kütüphanemizi gezerken bütün mücellitlerimizi gördüm. Gerekse adeta bir ameliyathane gibi kitapların restorasyonlarının yapıldığı birimlere girdik. Oradaki arkadaşlarımızın nasıl bir hassasiyetle çalıştıklarını adeta organ nakli yapar gibi o kitapların bütün tahrip olmuş o yaprakları tek tek bir yerden bir yere naklettiklerini görmek onlara şükran borcu olduğumuzu söylememek mümkün değil.

    Bu eserlerle birlikte inşallah Rami Kütüphanemiz çok çok farklı geleceğe bir yatırımın eseri olacak. Ülkemize ve İstanbul’umuza hayırlı olmasını diliyorum. Kültür Turizm Bakanlığımızın bütçesine ayrıca bir destek vererek yurtiçi ve yurtdışından buraya her türlü kitapları alacağız. Kitap ithali yapacağız dünyanın dört bir yanından ve Rami Kütüphanemizin uluslararası özelliğini de ortaya çıkaracağız. Herkese şimdiden şükranlarımı sunuyorum, hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum” açıklamasını yaptı.

  • Askeri Öğrenci Aday Belirleme Sınavı’nın tarihi belirlendi

    Askeri Öğrenci Aday Belirleme Sınavı’nın tarihi belirlendi

    ÖSYM’nin internet sitesinde yer alan duyuruya göre, 19 Mart’ta uygulanacağı bildirilen 2023-MSÜ için başvurular, 13 Ocak-7 Şubat tarihleri arasında yapılacak.

    Adaylar, başvurularını bugünden itibaren ÖSYM Başvuru Merkezleri aracılığıyla veya ÖSYM’nin https://ais.osym.gov.tr adresinden bireysel olarak ya da ÖSYM Aday İşlemleri Mobil uygulamasından yapabilecek.

    Öte yandan sınava ilişkin ayrıntılı bilgi 2023-MSÜ Kılavuzu’nda yer alıyorken, adaylar kılavuza ÖSYM’nin internet sitesinden erişebilecek.

    Ayrıca ÖSYM tarafından, sınava başvuracak adaylara yönelik şu uyarılar yapıldı:

    “Sınava başvuracak adayların kılavuzu dikkatle incelemeleri gerekmektedir. 2023-MSÜ’ye başvuran adayların, Harp Okulları ve Astsubay Meslek Yüksekokulları 2’nci Seçim Aşamalarına katılabilmeleri için ayrıca başkanlığımızca uygulanacak olan 2023 Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (2023-YKS) başvurularını yapmaları ve Harp Okulları için 2023-YKS’nin 1’inci oturumu olan Temel Yeterlilik Testi (TYT) ile 2’nci oturumu olan Alan Yeterlilik Testlerine (AYT), Astsubay Meslek Yüksekokulları için 2023-YKS’nin 1’inci oturumu olan Temel Yeterlilik Testine (TYT) girmeleri gerekmektedir.”

  • BUÜ’ye ikinci TEKNOFEST desteği

    BUÜ’ye ikinci TEKNOFEST desteği

    TEKNOFEST 2023’te yarışacak BUÜ öğrenci takımları, projelerini tamamlamak için sıkı bir hazırlık sürecinden geçiyor.

    Üniversite yönetimi de öğrencilerin yarışlarda en iyi dereceleri alması adına büyük bir seferberlik hareketi başlattı. Önceki ay topluluklarda görev alan öğrencilerle iş dünyası temsilcileri ve akademik danışmanları bir araya getiren yönetim, bir yandan da ihtiyaçların giderilmesi için sponsorluk görüşmelerini sürdürüyor. 2022 yarışlarında topluluklara destek veren Vemus firması, bu yıl da aynı katkıyı sağlama sözü verdi. Hazırlanan işbirliği protokolüne Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ile Firma Kurucu Ortağı Murat Dayanıklı imza attı.

    BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, ülkenin geleceğine düşünen ve üreten gençlerin yön vereceğini söyledi. Fikri olan, planlayan ve proje üreten gençlere daha fazla destek verilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “Onlar bizim geleceğimiz. Ülkemizin ve milletimizin geleceğini aydınlatacak olanlar da onlar. Ülkemizin müreffeh yarınlara ulaşabilmesinin tek yolu gençlerimizin azmi ve çalışkanlığından geçiyor. Bizlere de bu gençlerimize destek vermek, onların her zaman yanında olmak düşüyor. TEKNOFEST yarışlarına hazırlanan öğrencilerimiz ile yakından alakadar oluyoruz. Bu doğrultuda önceki yıl başlattığımız sponsorluk görüşmelerini yeniden yaptık. Bizlere daha önce destek veren Vemus firması, bu yıl da aynı desteği tekrarladı. Kendilerine, Üniversitemiz ve öğrencilerimiz adına gönülden teşekkür ediyoruz” dedi.

    Firma Kurucu Ortağı Mustafa Dayanıklı ise Bursa Uludağ Üniversitesi’nden mezun olduğunu ve gençlerle aynı süreçlerden geçtiğini vurguladı. Gençlerin düşüncelerine ve projelerine çok inandığını kaydeden Mustafa Dayanıklı, “Yakın gelecekte bilim insanları ve iş dünyası temsilcileri onlar olacaklar. Bizler şimdiden onlara destek olmalı ve yol göstermeliyiz. Yakın gelecekte gençlerimizin ülkemiz ve milletimiz için çok kıymetli projeler üreteceklerine gönülden inanıyorum. Önceki yıl birlikte çok keyifli bir proje süreci geçirdik. Onlara mentörlük desteği vermek bizleri ayrıca mutlu ediyor. Genç zihinlerin düşünmesi ve üretmesi bizim için son derece kıymetli. Ülkemize ve milletimize de yararlı olacaklarını düşündüğümüz bu gençlerimize verdiğimiz destekten dolayı büyük bir memnuniyet duyuyoruz. İnşallah bir kez daha güzel işlerin ortaya çıkmasına vesile oluruz. Bizlere bu imkânı tanıyan Üniversite yöneticilerimize de tekrar teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

  • BUÜ’den EPDK başarısı

    BUÜ’den EPDK başarısı

    EPDK, BUÜ, Samsun Üniversitesi, Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Bursa Uludağ Teknoloji Transfer Ofisi ve Enerji Dağıtım Şirketi’nin (EDAŞ) partner olarak yer aldığı ‘Optik Tabanlı Elektrik Enerjisi Güç Ölçümü’ isimli Ar-Ge projesine onay verdi. Başlangıç olarak 2 milyon 249 lira başlangıç desteği alan proje, 24 ay sürecek ve toplamda 5 milyon liralık bütçeden faydalanacak.

    Geliştirilecek aygıtların saha uygulamaları ile tamamlanması hedeflenen projenin akademik danışmanlığını BUÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şekip Esat Hayber üstlenirken, Doç. Dr. Umut Aydemir ve Doç. Dr. Enes Yiğit de Optik-Fotonik ve Radar Sistemleri laboratuvarlarında çalışmalara destek verecek.

    Rektör Kılavuz’dan akademisyenlere tebrik

    BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, projeleri EPDK tarafından kabul edilen akademisyen ve yöneticileri ağırladı. Araştırma Üniversitesi statüsünde çalışmalarını sürdüren Bursa Uludağ Üniversitesi’nin bu tarz bilimsel ve akademik anlamda üst düzeyde getirisi olarak projelere ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, üst yönetim olarak kendileri ile gurur duyduklarını ve ellerinden gelen tüm desteği vereceklerinin altını çizdi.

  • ULUKOZA, hayalleri gerçeğe dönüştürüyor

    ULUKOZA, hayalleri gerçeğe dönüştürüyor

    TÜBİTAK’ın iklim değişikliği ile mücadele çerçevesinde, Türkiye ekonomisi ve sanayisinin yeşil dönüşümüne katkı sağlamak amacıyla açtığı BiGG 2022-2 Yeşil Büyüme Çağrısı doğrultusunda yapılan başvuruların değerlendirme süreçleri tamamlandı. Türkiye genelinde 63 uygulayıcı kuruluş aracılığı ile 457 girişimci iş fikri başvurusunun yapıldığı çağrıda, iş planına onay verilen 217 girişimciden 68’inin 2. aşama desteği alması kararlaştırıldı.

    3 girişimci daha 450 bin lira hibe almaya hak kazandı

    BİGG4tech konsorsiyumu girişimcilere yenilikçi iş modelleri üretimi aşamasında önemli destekler sağlayan Bursa Uludağ Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi’nin hayata geçirdiği ULUKOZA programından gönderilen 5 girişimciden 3’ü 450 bin lira hibe almaya hak kazandı. BİGG4tech konsorsiyumu çerçevesinde ise toplamda 4 girişimci destek almayı başardı.

    “Destek devam edecek”

    Akademik çalışmaların yanı sıra Teknoloji Transfer Ofisi bünyesinde devam eden girişimci faaliyetlerinin de Üniversiteye bilimsel anlamda katkı sağladığına işaret eden Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “ULUKOZA programı çerçevesinde destek almaya hak kazanan tüm girişimcilerimizi tebrik ediyorum. Düşünen, araştıran, üreten ve projelendiren herkesin yanında olmaya devam edeceğiz. Araştırma Üniversitesi misyonu doğrultusunda gerçek anlamda bilimsel çalışmanın yapıldığı, fikirlerin projeye dönüştürüldüğü bir Bursa Uludağ Üniversitesi oluşturmayı hedefliyoruz. Bu hedeflerimize katkı sağlayan herkese minnettarız” diye konuştu.

    Parlak fikirlere kapı açık

    Bursa Uludağ TTO Genel Müdürü Prof. Dr. Recep Eren de kurum olarak girişimcilere ve firmalara yol göstermeyi sürdürdüklerini kaydetti. Bugüne kadar onlarca firmayı TÜBİTAK destekleri ile buluşturduklarının altını çizen Eren, Teknoloji Transfer Ofisi’nin bu anlamda büyük bir başarı oranı yakaladığını, parlak fikri olan ve bu konuda destek almak isteyenlerle iletişime geçmeye her zaman hazır olduklarını belirtti.

    Enerji odaklı projeler desteği kaptı!

    Teknoloji Transfer Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre; “Mobil Ağa Bağlı Ergonomik Modüler Yüksek Torklu Şehir İçi Elektrikli Ulaşım Aracı” projesi ile Mehmet Onur Genç, “Elektrikli Bisikletler İçin Otomatik Şanzıman Geliştirilmesi ve İmalatı” projesi ile Murat Avcı ile “Rüzgar Türbinleri İçin Tasarım, Yazılım ve Algoritma Geliştirilmesi” projesi ile Nuray Kayakol isimli girişimciler ULUKOZA programı desteği ile 450 bin lira hibe almaya hak kazandı.

  • Özel öğrencilerden ‘Engelsiz Kütüphane’ye ziyaret

    Özel öğrencilerden ‘Engelsiz Kütüphane’ye ziyaret

    Yapılan etkinlikte BUÜ’de eğitimine devam eden görme engelli öğrenciler, Prof. Dr. Fuat Sezgin Merkez Kütüphanesi’nde oluşturulan engelli alanları ile özel donanımlı bilgisayar ve diğer materyaller hakkında bilgi aldı.

    Etkinlikte Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Hasan Arslan, Kütüphane Müdürü Kazım Şentürk, BUÜ Engelli Öğrenci Birimi Koordinatörü Dr. Öğr. Ü. Mustafa Kurt, Koordinatör Yardımcısı Özlem Aydoğan ve kütüphane çalışanları da hazır bulundu. Öğrencilerin yanı sıra etkinliğe Bursa Görme Engelliler Spor Kulübü (BUGES) Başkanı Ali Genç ve kulübe üye olan görme engelli sporcular da katıldı.

    Ziyarette kütüphane hizmetlerinin yanı sıra, Bursa Görme Engelliler Spor Kulübü’nün işleyişi ve elektronik baston kullanımı gibi konularda da bilgilendirme yapıldı.