Kategori: Eğitim

  • “Türkiye Yüzyılı’nın ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmek için çalışacağız”

    “Türkiye Yüzyılı’nın ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmek için çalışacağız”

    Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde TOKİ Çağatay İlkokulu açılış törenine katıldı. Burada yaptığı konuşmada eğitim sisteminin son 20 yılda geldiği noktaya değinen Özer, eğitime erişimin tüm kademelerde ücretsiz bir şekilde sağlandığını ifade etti.

    Mevcut 1,2 milyon öğretmenin 750 bininin son 20 yılda eğitim sistemine dahil olduğuna dikkati çeken Özer, “Artık Türkiye yeni yüzyıla, ‘Türkiye Yüzyılı’na girerken eğitimdeki o yetmiş yıllık gecikmenin tamamını son yirmi yılda telafi etti. Artık el ele vererek bu ülkeyi çok daha güçlü kılmak için mücadelede eksikliklerini son yirmi yılda tamamlamış oldu. Biz de Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu kutlu yürüyüşün çok hızlı bir şekilde olması için tüm çalışma arkadaşlarımızla gece gündüz demeden çalışıyoruz” değerlendirmesini yaptı.

    “6 Şubat itibarıyla okul öncesindeki tüm çocuklarımıza ücretsiz yemek vereceğiz”

    Özer, şunları söyledi:
    “Allah’a hamd ederim ki 2022 yılında Milli Eğitim Bakanlığı olarak önümüze koyduğumuz tüm hedefleri geçtik. Bir hedefimizde geride kalmadık. 2022 bitti, 6 bin 4 anaokulu kapasitesi oluşturduk. Beş yaştaki okullaşma oranlarını bir yılda yüzde 65’ten yüzde 99’a çıkardık. Şimdi de 6 Şubat itibarıyla okul öncesindeki tüm çocuklarımıza hiçbir ayrım yapmadan ücretsiz yemek vereceğiz”.

    “60 yıllık özlem olan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu çıkardık”

    Yirmi yılın sonunda mesleki eğitimin bir anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğunu söyleyen Özer, 25 Aralık 2021’de mesleki eğitim merkezlerine yönelik yapılan kanun değişikliğinden önce 159 bin olan çırak ve kalfa sayısının bugün 1 milyon 200 bine ulaştığını hatırlatarak, 2022 yılı hedeflerine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
    “Mesleki eğitimde döner sermaye çerçevesinde 1 buçuk milyar liralık üretimi hedefledik. 2022 yılını 2 milyarla kapattık. 60 yıllık özlem olan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu çıkardık. Tüm tartışmalara, tüm müdahalelere, manipülasyona rağmen başarılı bir şekilde sürece dahil olan öğretmenlerin yüzde 97’sinin bu haktan yararlandığı Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu tamamına erdirdik. Öğretmenlerin kişisel ve mesleki gelişimleriyle ilgili öğretmen başına ortalama 120 saatlik eğitim hedefiyle yola çıktık. 2022 yılını öğretmen başına 250 saatle tamamladık. Yıllardan beri atıl duran köy okullarını vatandaşımızın hizmetine tekrar açalım dedik. 2 bin köy okulunu tekrar açalım diye yola çıktık. 2 bin 200 köy okulunu açtık. Yardımcı kaynak problemini çözelim dedik ve 100 milyonluk yardımcı kaynağı tüm öğrencilerimize 2022-2023 eğitim öğretim yılında ücretsiz bir şekilde eriştirmek üzere yola çıktık. 2022 yılında 160 milyon yardımcı kaynağı öğrencilerimize ücretsiz olarak ulaştırdık. Ücretsiz dağıttığımız ders kitabı, 153 milyon. Ondan 7 milyon fazla yardımcı kaynağı öğrencilerimize gönderdik.”
    Bağış konusunu sorun olmaktan çıkarmak için tüm okullara temizlik, kırtasiye, küçük onarım ve donatım ihtiyaçlarına yönelik 7 milyar lira bütçe gönderildiğini belirten Bakan Özer, Milli Eğitim Bakanlığının yıllık dört beş milyon vatandaşa eğitim verdiğini, her ay 1 milyon vatandaşa ulaşmanın hedeflendiğini anlattı.

    “1 milyon 110 bin vatandaşımıza ulaştık”

    Bakan Özer, “Yılı 13 milyon 400 bin vatandaşa erişerek kapattık. Aile içi iletişim, madde bağımlılıkları çevre bilinci, trafik bilgisi, ilk yardım bilgisi gibi farklı konularda ailelerimizi daha güçlü kılmak için Aile Okulu projesini başlattık. Ağustos ayının sonunda Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayesiyle tanıtım töreninde 1 milyon hedefini koymuştuk. 1 milyon 110 bin vatandaşımıza ulaştık” diye konuştu.

    “Türkiye Yüzyılı’nın ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmek için çalışacağız”

    Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “2023 yılında çok daha hızlı koşarak özellikle Türkiye Yüzyılı’nın ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmek, sadece akademik becerileriyle donatılmış değil; dilini, tarihini, coğrafyasını bilen ve tarihin kendisine yüklemiş olduğu sorumlulukları da taşıyarak yol yürüyecek nesli yetiştirmek için tüm arkadaşlarımızla gece gündüz demeden çalışmaya azimliyiz.”

    2023 yılında, 2022 yılında yapılanların çok daha ötesinde projelere imza atacaklarını belirten Özer, 2023 yılında eğitime yapılan yatırımların artarak devam edeceğini kaydetti. Açılışı yapılan okulun hayırlı olmasını dileyen Bakan Özer, tüm öğretmen ve öğrencilere başarılar diledi.

     

  • BUÜ Rektörü Kılavuz, UMİMAG Laboratuvarlarını ziyaret etti

    BUÜ Rektörü Kılavuz, UMİMAG Laboratuvarlarını ziyaret etti

    Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Adem Doğangün ve Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ile ULUTEK Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Karagöz’ün eşlik ettiği ziyarette, UMİMAG Laboratuvarları Yöneticisi Prof. Dr. Murat Yazıcı ve araştırma ekibi tarafından heyete çalışmalar hakkında bilgi aktarıldı.

    Yüksek lisans öğrencileri de faydalanıyor

    UMİMAG Laboratuvarlarının Ar-Ge, bilimsel araştırma ve proje odaklı çok sayıda çalışmayı aynı anda yürütebilecek kapasitede kurulduğunu kaydeden Prof. Dr. Murat Yazıcı, ekip olarak otomotiv ve savunma sanayiinde geçerliliği bulunan çok sayıda araştırma projesini başarı ile sürdürdüklerini aktardı. Laboratuvarlardan hali hazırda 20’den fazla yüksek lisans ve doktora öğrencisinin yararlandığı bilgisini de paylaşan Yazıcı, kapasite artırımı ve yeni projelerin faaliyete geçirilmesi yönünde kendilerine destek veren üniversite yöneticilerine teşekkür etti.

    “Gurur duyuyoruz”

    BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ise ziyaret ettikleri UMİMAG Laboratuvarlarının üniversite ve akademik camia açısından tam bir gurur tablosu olduğunu vurguladı. Yürütülen araştırma projelerinin ve elde edilen bilimsel verilerin sektörlerin gelişimi adına da son derece kıymetli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “Prof. Dr. Murat Yazıcı hocamız ve ekibini gönülden tebrik ediyoruz. Bugüne kadar sürdürülen projeler gerek üniversitemiz gerek akademik literatür gerekse de sektörel gelişim anlamında önem arz etmektedir. Dünya genelinde uygulamada olan teknolojilerin üniversitemizde mevcut olması ve bu sayede üst düzey bilimsel çalışmaların yürütülebiliyor olması bizleri son derece mutlu etmektedir. Murat hocamızı ve ekibini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz” şeklinde konuştu.

    UMİMAG Laboratuvarlarının Yöneticisi Prof. Dr. Murat Yazıcı ve ekibin, üniversite heyetine tüm üniteleri ve laboratuvarları gezdirerek, sürdürülen çalışmalar hakkında bilgi aktardı.

  • Şikayetler tüketici derneklerinin gündeminde

    Şikayetler tüketici derneklerinin gündeminde

    BTD Genel Başkanı Sıtkı Yılmaz, özel okulların velilerden talep ettiği ek ücretlere dikkat çekti. “Son aylarda özel okul ücretleri ile ilgili velilerimizin başvuruları bulunuyor” diyen Yılmaz, “Özel okullar eğitim-öğretim yılının 10 ay öncesinden kayıt açar. Öğrenci velileri de artan maliyetlerden etkilenmemek için indirimli fiyatlardan yararlanmak için çocuklarını özel okullara kaydeder. Ancak kayıttan 10 ay sonra peşin eğitim-öğretim ücretlerini ödemelerine rağmen okul yöneticileri gerek eğitim öğretim ücreti adı altında, okul kıyafetleri, servis ücretleri, yemek masrafları üzerinden ek ücret talep ediyor. Sözleşmeye aykırı yapılan bu taleplerin hukuka uygun olmadığını ve tüketicinin hakkının korunması hakkındaki kanunun 4’üncü maddesinin 2’nci fıkrasına da aykırı olduğunu bilhassa belirtmek istiyoruz. Taraflar sözleşmenin gerekliliğini yerine getirmek zorundadır” dedi.

    Yüzde 36’dan fazla zam yapılamayacağını ifade eden Yılmaz, “Eğer veliler o ücreti 10 ay önceden ödemeselerdi, bugün özel okulların talep ettiği 5-10 bin lira arasında artan farkı zaten ödedikleri ücretten sağlayabilirlerdi. Bu nedenle tahsil edilen haksız ücreti gerek derneğimize, gerek Tüketici Hakem Heyetine başvurarak geri isteme haklarının olduğunu tüketicilerimiz bilmeli. 2022-2023 yılında uygulanan zam bir önceki yılın fiyatının yüzde 36’sının üzerindeyse buna itiraz edebilirler. Ya da ön kayıt olarak ödedikleri sözleşme fiyatı üzerinden fark talep edilmesi halinde velilerimiz bize ve hakem heyetlerine başvurarak mağduriyetlerini engelleyebilirler. Tüketicilerimiz bilsin ki sahipsiz değiller. Tüketici dernekleri olarak biz her türlü yardımı yapıyoruz. Haksızlığın, hukuksuzluğun Bağdat’tan değil yargıdan döneceğini umuyoruz” diye konuştu.

    Velilerin hakkını arama noktasında çocuklarını mağdur etmemek için geri adım attığını söyleyen Yılmaz, “Özellikle karşılaştığımız bir durum daha var. Veliler, bu mağduriyetleri çocukları zarar görmesin diye dile getirmeyebilirler. Ama sonuçta burada bir haksızlık varsa dile getirilmeli. Velilerin ön kayıt sırasında bütün ihtimaller üzerinde görüş bildirmelerini, ek ücret alınmayacağına dair garanti istemelerini istiyoruz” dedi.

  • “Vergi dilimi beklentiler karşılamamıştır”

    “Vergi dilimi beklentiler karşılamamıştır”

    Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, gelecek yıla ilişkin ücret gelirlerinde uygulanacak gelir vergisi tarifesine ilişkin detayları paylaşmasının ardından Eğitim Bir Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Acar açıklanan matrahların düşük kaldığı ifade ederek çağrıda bulundu.

    EBS Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Acar yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi, “Vergi dilimi artışı açık ve net bir şekilde beklentiyi karşılamamıştır. Hazine ve Maliye Bakanlığı gelir vergi tarifesinin ilk dilimini 32 bin liradan 70 bin liraya, ikinci dilimini 70 bin liradan 150 bin liraya, üçüncü dilimini 250 bin liradan 550 bin liraya çıkardı. Oysaki açıklanan bu rakamlar, 2022’de uygulanması gereken rakamlardır. Bakanlık şu ana kadar vergi dilimi belirlemesini yeniden değerleme oranında yapmamıştır. Halbuki ilk dilim ve diğer dilimler için açıklanan rakamın en az iki katı olması gerektiği ortadadır.Bu düzenleme ile kamu çalışanları maalesef yine yüksek vergi ödeyecektir.” ifadelerini kullandı.

    “Yapılacak zam asgari ücrete yapılan oranda olmalıdır”

    Bu konuda taleplerini yineleyen Başkan Acar, “Bu konudaki talebimizi yineliyoruz; kamu çalışanına vergi yüzde 15’e sabitlenmelidir. Diğer kesimlerden, beyana dayalı olduğu için, toplanmakta zorlanılan gelir vergisi, kamu çalışanlarından yüzde 27 ‘lere varan oranlarda ikinci altı ayda yüzde 12’lere varan oranda fazla alabilecek şekildeki düzenlemelerle alınması ve kaşıkla verip kepçeyle alma uygulamasından da vazgeçilmelidir. Diğer yandan Ocak ayında kamu çalışanına yapılacak zam da, en az asgari ücrete yapılan zam oranında olmalı, seyyanen zam ve refah payı da muhakkak verilmelidir.” diye konuştu.

  • TEKNOFEST hazırlıkları hız kesmiyor

    TEKNOFEST hazırlıkları hız kesmiyor

    BUÜ Görükle Kampüsü içerisindeki Çamlık Yemekhanesi’nde gerçekleştirilen organizasyona BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Akın Burak Etemoğlu, Makine Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fatih Karpat, TEKNOFEST Bursa Temsilcisi Nurkan Karabulut, İğrek Makina Yönetim Kurulu Bakanı Orhan İğrek, Erdem Kaya Patent Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Kaya, Vemus Endüstriyel Elektronik Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Dayanıklı, topluluklara danışmanlık yapan akademisyenler ve öğrenciler hazır bulundu.

    Yerli ve milli teknoloji hamlesinin yüz akı

    Toplantıya katılan herkese teşekkürlerini ileten Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Üniversite olarak son iki yıl içerisinde önemli bir mesafe kat ettiklerini kaydetti. Türkiye’nin bilimsel ve teknolojik gelişiminde TEKNOFEST’in kıymetli bir yeri olduğuna işaret eden Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “Ülkemizin sadece son 10-15 yıldır devam eden yerli ve milli teknoloji anlayışı sayesinde nerelere geldiği tüm dünyanın malumudur. Bu hedefler doğrultusunda atılan adımlar ve ortaya koyulan vizyonun Türkiye’ye kazandırdığı saygınlık hepimizin gurur kaynağı olmuştur. Bu çalışmaların bir ayağı da TEKNOFEST’te ortaya konulan zihniyettir. Ülkemizin uluslararası arenada var olması, kendi savunma sanayisini oluşturması ve dünyaya teknoloji ihraç eder hale gelmesinde TEKNOFEST’i başlatan genç dehaların vatan sevdası yatmaktadır. Selçuk ve Haluk Bayraktar kardeşlere bir kez daha minnet duygularımızı iletiyor, bu işin asıl mimarı olan Özdemir Bayraktar’ı da rahmetle anıyoruz” diye konuştu.

    Desteklerin karşılığı alınıyor

    Bursa Uludağ Üniversitesi olarak TEKNOFEST Yarışları’na son iki senede büyük bir ağırlık verdiklerini, pandemi sürecinde işlerin bir nebze sekteye uğramasına rağmen yeniden hızlandırıldığını açıklayan Rektör Kılavuz, “Öğrencilerimizin içinde yatan teknoloji, buluş ve proje aşkını görüyoruz. Onların bu isteğine destek vermek, en azından çalışma ortamlarını oluşturmak adına çeşitli çalışmalar yaptık. Laboratuvarlarımızı ve oluşturduğumuz atölyeleri kullanımlarına sunduk. İş dünyasından destek verebilecek firmalar ile takımlarımızı bir araya getirdik. Maddi ve manevi ihtiyaçların giderilmesine vesile olduk. Tüm bu girişimler sayesinde önceki yıl başvuru ve yarışlarda son derece önemli seviyelere geldik. Bu yıl Türkiye’nin en fazla başvuru yapan Üniversiteleri arasında ilk sıralarda yer aldık. İnşallah yarışlarda da hepimizi tatmin edecek dereceler elde edeceğiz. Bizlere destek veren tüm paydaşlarımıza gönülden teşekkür ediyorum” açıklamasında bulundu.

    Asla yalnız bırakmayacağız

    BUÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı ve TEKNOFEST Kurum Koordinatörü Prof. Dr. Akın Burak Etemoğlu ise ilk günden itibaren tüm öğrenci toplulukları ve paydaşlar ile sıkı bir iletişim ağı kurduklarının altını çizdi. Topluluklardan gelen talepler doğrultusunda gerek maddi destek, gerekse de mentörlük görevini en iyi şekilde yerine getirmeye gayret eden iş dünyası temsilcilerine teşekkür eden Prof. Dr. Akın Burak Etemoğlu, öğrencilerin de bu süreçte hazırlıklarını en iyi şekilde tamamladıklarını ve başvuru rekorunun bu sayede kazanıldığını söyledi. Yarışlar sırasında da öğrencileri kesinlikle yalnız bırakmayacaklarının altını çizen Etemoğlu, “Organizasyon hazırlıklarımızı günler öncesinden gözden geçirdik. Öğrencilerimizin konsantrasyonunun bozulmaması ve tamamen projelerine odaklanmaları için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Önceki yıl da aynı titizlikle çalışmalarımızı yürüttük. 2023’te Ankara, İzmir ve İstanbul’da devam edecek yarışlarda, öğrencilerimizi yalnız bırakmayacağız. Düşünen, projelendiren ve çalışmaları ile ülkemizin yarınlarına katkı sağlamayı hedefleyen gençlerimizle gurur duyuyoruz” şeklinde konuştu.

    Bursa, TEKNOFEST’te Türkiye lideri

    Toplantıda hazır bulunan TEKNOFEST Bursa Temsilcisi Nurkan Karabulut da organizasyona böylesine önem veren kurum ve kuruluşlarla bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyduklarının altını çizdi. TEKNOFEST sürecinin bu yıl için biraz daha öne çekildiğine ve öğrencileri yoğun bir hazırlık temposunun beklediğine vurgu yapan Nurkan Karabulut; “Geçtiğimiz yıl Bursa’dan TEKNOFEST’e başvuru sayısı 4478’di. Bu yıl ise başvuru sayısı 62 bin seviyelerine çıktı. Yapılan bu başvurular Bursa’yı başvurular arasında Türkiye birinciliğine çıkardı. Ciddi ve yoğun bir çalışma sürecinden geçiyoruz. Hedefimiz, Bursa’nın en yukarılarda kalmasını sağlamak. Bu şehirde ciddi bir potansiyel var. Bursa Uludağ Üniversitesi ve diğer üniversitelerimizin de katkıları ile her zaman yüksek başarıların geleceğine inanıyoruz” dedi.
    Program, iş dünyası temsilcilerinin konuşmaları, akademisyenlerin görüşlerini aktarması ve öğrencilerden gelen soruların cevaplanmasının ardından sonra erdi.

  • Dijital Dönüşüm Teknolojileri Fuarı açıldı

    Dijital Dönüşüm Teknolojileri Fuarı açıldı

    BUÜ Dijital Dönüşüm, Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Fuarda 30’a yakın firma doğrudan ürettiği, iş süreçlerinde kullandığı veya tedarik ettiği teknolojik ürünleri ziyaretçilerle paylaşacak. Fuarın açılış törenine BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, BUÜ Meslek Yüksekokulları Koordinatörü Prof. Dr. Çağatan Taşkın, akademik ve idari personel, iş dünyası temsilcileri ile öğrenciler katıldı.

    “Gençler dijital dünyaya herkesten önce girdi”

    Programın açılış töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, ilk kez böylesine bir fuarı düzenledikleri için mutluluk duyduklarını kaydetti. Organizasyonun gelenekselleşmesini hedeflediklerini vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “Burada sektörün öncü kuruluşları yer alıyor. Geliştirdikleri teknolojileri bizlerle ve Bursa kamuoyu ile paylaşıyorlar. Üniversitemiz bünyesinde de dijital teknolojiler alanında yürütülen çalışmalar ve topluluklarımızın geliştirdiği projeler katılımcıların beğenisine sunuluyor.

    Dijital dönüşüm konusu yaklaşık 5-6 yıl önce Türkiye gündemine girmeye başladı. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’nin kurulması da bu işlere öncülük etti. Üniversite olarak 1,5 yıldır bu kurum ile ciddi ilişkiler kurduk. 2 kez üst düzey buluşma gerçekleştirdik. Gazi Üniversitesi ile yürüttükleri Türk Beyin projesine bizi de dahil ettiler. Dünya artık yavaş yavaş dijitalleşmeye devam ediyor. Özellikle gençler zaten çoktan dijital dünyanın içerisine girdi. Bizler de geç kalmamak adına bir sorumluluk üstlenerek Dijimer’i kurduk. Henüz 1 yıl olmasına rağmen çok güzel projelere imza atıldı. Hizmet veren herkese teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

    Dijital Dönüşüm, Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kurtuluş Kaymaz ise, fuar çerçevesinde önemli sektör temsilcilerini ağırladıklarını ve burada sergilenen teknolojilerin özellikle öğrenciler açısından kıymetli bir gelişim alanı sunacağının altını çizdi. Karşılıklı bilgi ve proje alışverişlerinin gerçekleştirileceğine işaret eden Prof. Dr. Kurtuluş Kaymaz, “Bu anlamda son derece verimli bir fuarı geçeceğini düşünüyorum. Stantları ziyaret edecek öğrenciler, kendi projelerini firma yetkililerine sunma imkanı bulacak. Firmalar da kendi projeleri ile ilgilenen öğrencilerle birebir diyalog kurabilecek. Bu fuar adına belki de en büyük kazanım olacak. Gerek iş dünyası temsilcilerinden gerekse de katılımcılardan son derece güzel bir geri dönüş alıyoruz. Bizlere destek veren herkese gönülden teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

  • Diyarbakır’da değerli taşlara değerli dokunuş

    Diyarbakır’da değerli taşlara değerli dokunuş

    Yer altı kaynaklarıyla zengin olan Türkiye’de yarı değerli taşlara ilgi artmaya devam ediyor. Ülke genelinde en çok yarı değerli taşa sahip olan Diyarbakır’da Ergani ilçesinde Yeşil Kalsedon, Çermik ve Ergani ilçelerinde Agat, yine Ergani ve Çüngüş ilçelerinde Opal gibi yarı değerli süs taşları çıkarılmakta ve kente bunları işleyecek atölye bulunmadığından kaynaklı İl Milli Eğitim Müdürlüğü kolları sıvadı.

    Öte yandan Diyarbakır’da, Gemoloji “süs taşı bilimi” alanında mesleki eğitim sağlayan bir eğitim kurumu da bulunmamasıyla ülkede bulunan çok sayıda ve zengin içerikteki süs taşı ve değerli taşlar ham olarak ihraç edilmekte olup önemli bir katma değer fırsatını kaçırmaktaydı. Bu açığı kapatmak adına önayak olması açısından, Diyarbakır Valiliği ve Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla, toplumun dezavantajlı kesimlerinin mesleki eğitim alarak istihdamının sağlanması açısından, Yarı Değerli Taş atölyesini Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bünyesinde Diyarbakır Olgunlaşma Enstitüsü bünyesinde açılışı yapıldı.

    “Dezavantajlı kadınların istihdamına büyük katkı sunacak”

    Böylece 2015 yılında hiçbir meslek sahibi olmayan terör mağduru kadınların istihdamını desteklemek için SODES Projesi çerçevesinde açılan kuyumculuk atölyesi bu yıl yeni bir halka eklenerek atölyede eğitim alacak dezavantajlı kadınların ustalık belgesi alarak meslek sahibi olacakları alan oluşturuldu. Böylece sektörde iş imkanı bulacak ya da kendi iş yerlerini açabilecekleri fırsatı bulan kadınlar taşları işleyerek yeniden hayat buldurttu.

    “Katma değer sağlayacak ve ülke geneli üretimi teşvik edecek”

    Yarı Değerli Taş atölyesi sayesinde bölgede çıkarılan yarı değerli taşlar kolye, yüzük, bilezik gibi pahada ağır birçok süs eşyasında kullanılarak kente ve ülkeye katma değer sağlayacak ve üretimi teşvik edileceğini söyleyen İl Milli Eğitim Müdürü Murat Küçükali, ülke genelinde taşları ham olarak alıp işlediklerini vurguladı.
    Küçükali, “Atölyemizde 20 hanımefendi bu işi öğrenmek için çalışıyor, 3’de usta öğreticimiz mevcut. Atölyemiz Türkiye’deki en detaylı taş işleme atölyesi. Diyarbakır’ımızda yarı değerli taşlarda keşfedilmemiş bir hazine. Farklı farklı çok zengin kaynaklara sahip. Biz burada hem kaynakların işlenerek ekonomiye kazandırılması hem de hanımefendilerin istihdam dahil etmek istiyoruz. Milli Eğitim Bakanı Özer’in talimatlarıyla ve destekleriyle bu atölyeyi açtık. Sadece Diyarbakır’da çıkan değerli taşlat değil diğer gölgelerden de çıkan değerli taşları da ham halde alarak işleyip ekonomiye kazandırılıyor. Hedefimiz inşallah Türkiye’de mü cevreler ihraççılarıyla bir proje yaparak dünyadaki tüm yarı Diyarbakır’da işleyerek yurt dışı piyasasına satmayı hedefliyoruz. Ama esas önemi dezavantajlı hanımefendilere istihdam sağlayacak” dedi.

    “Kadın eli değince daha da güzel oldu”

    Taş kesimi ve tasarımı kursiyer Feray Akbaş, taşlara kadın eli değince daha güzel olduğunu vurguladı. Akbaş, “Değişik taşlar görmek ve çıkartmak çok güzel, iyi ki gelmişim. Bu konuda ilerlemek istiyorum, kısa bir sürede birçok şey öğrendik ama devamı gelecek. Terapi gibi oluyor pozitif eve gidiyorum ve çok keyifli. Takı tasarım olarak yüzük, kolye, küpe, tarihi mekanları üzerine işleyerek güzel şeyler çıkıyor. Kadın eli değince daha da güzel oldu. Burası için çok iyi oldu il milli eğitim müdürüne teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

  • “Asım’ın nesli bizlerin inancı ve gayretiyle yaşayacak”

    “Asım’ın nesli bizlerin inancı ve gayretiyle yaşayacak”

    EBS Bursa 1 No’lu Şube Başkanı Ramazan Acar, “İnsanlar ait oldukları toplumun zihin ve ruh dünyalarını şekillendirmede etkin rol üstlenir. Vefatının 86. yılında yenilenen bir bilinçle anlayıp andığımız İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy, millî benlik ve kimliğimizin inşasında tarihî önemde olağanüstü gayret göstermiş bir fikir ve hareket adamıdır. Mehmet Akif, yediden yetmişe bütün milletin seferber olduğu İstiklal Harbi’nde başından sonuna kadar şiirleriyle, konuşmalarıyla millî ruhu canlı, diri tutarak başta askerlerimiz olmak üzere bütün millete umut, cesaret, heyecan, inanç aşılamıştır. O en karanlık zamanlarda milletimize yönünü gösteren kutup yıldızı, çalkantılı dönemlerde bize yol gösteren deniz feneri olmuştur. Şiirleri, inancını, acısını, heyecanını ruhunda duyduğu milletimizin hissiyatını yüksek düzeyli estetik ve coşkulu söyleyişle muhteşem bir şekilde yansıtmıştır. Büyük bir edebi ustalıkla millî duyguları millet ruhumuzun kalbine yerleştirme hususiyetiyle sadece bizde değil, bütün dünya edebiyat ve düşünce hayatında benzeri ender görülebilecek müstesna şahsiyettir. İstiklal ve vatan şairi olmasının yanı sıra, dinî ilimler ve modern bilimler alanında da kendisini çok iyi yetiştirmiş bir entelektüeldir. Sağlam karakteri, olgun şahsiyetiyle milletimizin gönlünde taht kurmuş; ahlakı, mücadelesi, fedakârlığı ile örnek bir hayat sergilemiştir. İnanmanın, azmin, güzel ahlakın, çalışmanın timsali olarak müşahhaslaştırıp modelleştirdiği Asım üzerinden, insanımıza geleceğin ufuklarına maddi ve manevi kalkınmayla ulaşmamız gerektiğini öğütlemiştir” diye konuştu.

    Acar mesajında son olarak şunları söyledi;

    “Dönemin ideolojik, siyasi konjonktürünün zorlamasıyla bir süre Mısır’da yaşayan Mehmet Akif Ersoy, hastalığının ilerlemesi üzerine tekrar döndüğü İstanbul’da 27 Aralık 1936’da vefat etmiştir. Kimsesizliğin sessizliğinde vefat eden iman ve istiklal şairini, kükremiş sel gibi bendini yıkıp geçen millet omuzlayarak, ucu bucağı görülmeyen muazzam bir merasimle defnetmiştir. Esasen o gün millet Akif’i kalbine gömmüştür. O gün Akif’le edebi ifadesini bulan değerlerin veraset ve emanetini millet ebediyen omuzlarına almıştır. İman, ilim, azim, istiklâl, eğitim, çalışma gibi, bizi biz yapan birçok erdem ve kavram, Akif’in gerçek mirası olarak, ‘Asım’ın Nesli’ olarak ifade ettiği bizlerin inancı ve gayretiyle yaşayacak, yaşamaya devam edecektir. Eğitim-Bir-Sen olarak, İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u, vefatının 86. yılında, ondan tevarüs edip güncelleyerek canlı kıldığımız şuurla, şükranla, rahmetle anıyoruz.”

  • BUÜ’den Dünya Coğrafi Bilgi Sistemleri Günü’ne özel etkinlik

    BUÜ’den Dünya Coğrafi Bilgi Sistemleri Günü’ne özel etkinlik

    BUÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Binası’nda gerçekleştirilen etkinliğe BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Coğrafya Bölümünde görev yapan akademisyenler, uzman konuklar ve çok sayıda öğrenci katıldı.

    Programda kısa bir açılış konuşması yapan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, öğrenci mevcudiyeti itibariyle Türkiye’nin en kalabalık üniversitesi olduklarını söyledi. Bu çerçevede daha fazla büyümek yerine, kaliteye önem veren ve tercih edilen bir kurum haline gelmesi için çalışmalar yaptıklarını kaydeden Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Önceki hafta YÖK Akreditasyon Kurulu tarafından bir denetim geçirdik. İnşallah başarılı olacak ve akredite edilen üniversiteler arasında yer alacağız. Program akreditasyonu konusunda da çalışmalarımız devam ediyor. Kendisini ispatlayan fakülte, bölüm ve programlarımızın sayısı her geçen gün artmaya devam ediyor. Nihayetinde üniversitemizin kalite, eğitim-öğretim, bilimsel ve akademik anlamda niteliğinin yükseltilmesi yönünde projeler üretiyoruz. Ağırlığımızı bu konulara verdik. Araştırma Üniversiteleri arasında yer alıyoruz. Tarihimizde ilk defa 1004 Projesi doğrultusunda Mükemmeliyet Merkezi kurulması yönünde destek almayı başardık. Ciddi bir atılım içerisindeyiz. Çok daha başarılı projeler için enerjimizi yüksek tutmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

    “Güçlü bir coğrafya bölümüne sahibiz”

    Coğrafya Bölümü’nün henüz yeni kurulduğuna işaret eden Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, 6 yıldır faaliyet gösteren bölümün 2 dönem mezun verdiğini açıkladı. Kısa süre içerisinde bölümdeki akademisyen kadrosunun tamamlandığını ve eğitim-öğretim faaliyetlerinin başlatıldığını vurgulayan Kılavuz; “Bölümümüzde doktora ve yüksek lisans çalışmalarının da önünü açtık. İnşallah bu gelişmeler doğrultusunda gerek fakültemiz, gerek bölümlerimiz gerekse de tüm programlarımız istenilen ivmeyi yakalayacak ve Türkiye genelinde örnek gösterilecek projelere imza atacaktır. Bugün yapılan Coğrafi Bilgi Sistemleri programı da bu faaliyetler çerçevesinde örnek gösterilecek bir çalışma olmuştur. Emeği geçen herkese tebrik ediyor, katılımcılara ve kıymetli konuklarımıza teşekkür ediyorum” dedi.

    İlk CBS Günü programına önemli katılımcılar

    Etkinliğin Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hasan Özdemir ise bölüm olarak 2 dönem lisans mezunu verdiklerini, yüksek lisans ve doktora programları açarak bilimsel araştırmanın yanı sıra akademik anlamda da coğrafyanın öğretilmesine katkılar sunduklarını belirtti. Bölüm bünyesindeki eğitim-öğretim faaliyetlerinde yoğun coğrafi bilgi sistemleri ve ilişkili derslerin verildiğini aktaran Prof. Dr. Hasan Özdemir; “Bu anlamda Dünya CBS Günü etkinliklerine bir katkımız olması adına böyle bir programı organize etmeye karar verdik. İlk etkinliğimiz olması sebebiyle çağrılı konuşmacılara yer vermeyi uygun gördük. Programa katılan ve bizlere destek veren herkese teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

    Açılış konuşmalarının ardından oturumlara geçildi. Oturumlarda Türkiye’nin farklı üniversitelerinde görev yapan alanında uzman akademisyenler yer aldı. Konuklar, Coğrafi Bilgi Sistemleri’ne ait dünyada ve Türkiye’de yürütülen çalışmalar hakkında bilgi paylaşımında bulundu.

  • Bursa’da okul kütüphanelerindeki kitap sayısı artıyor

    Bursa’da okul kütüphanelerindeki kitap sayısı artıyor

    Millî Eğitim Bakanlığının okullar arası imkân farklılıklarını azaltmak amacıyla Ekim 2021 tarihinde başlattığı “Kütüphanesiz Okul Kalmayacak” projesi doğrultusunda yapılan yeni kütüphanelerle mevcut kütüphanelerin zenginleştirilmesi sonrasında Bursa’daki kitap sayısıyaklaşık 3,5 kat aratarak 3 milyon 367 bin 60 oldu.

    Kütüphanelerin artık kitap müzeleri değil, birer yaşam alanı olduğunu ifade eden Bursa İl Milli Eğitim Müdürü Serkan Gür, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ve Millî Eğitim Bakanımız Sayın Mahmut Özer’in başlattığı, özellikle eğitimde fırsat eşitliğine önemli bir gösterge olan ve önemli katkı sağlayan bu çalışma çerçevesinde Bursa’da okullarımız kütüphanelerine kavuştu. Kütüphanelerin okullarımıza kazandırılmasında eğitimin üreten yüzü meslek liselerimiz önemli rol oynadı. Meslek liselerimiz adeta bir fabrika gibi çalışıyor.Kütüphanelerimizin malzemeleri liselerimizin atölyelerinde hazırlandı ve okullarımıza gönderildi. Öğrencilerimiz, okullarımızın atölyelerinde hummalı birer çalışmayla kütüphanelerimiz için masa ve kitaplık üretti. Okullarımıza ve öğrencilerimize de bu konudaki çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Okul kütüphanelerimizde kitap sayısı 3,5 milyona yaklaşırken, öğrenci başına düşen kitap sayımız ise 5 oldu. Her şey çocuklarımız için ve onların gelişimi için” dedi.

    Okullar kütüphanesiz kalmasın projesinin, okullar arası imkân farklılıklarını azalmak ve eğitimde fırsat eşitliğini artırmak amacıyla uygulamaya konulduğunu belirten Bursa İl Milli Eğitim Müdürü Serkan Gür, “Projeyi hayata geçiren ve desteklerini esirgemeyen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ve Millî Eğitim Bakanımız Mahmut Özer’e şükranlarımızı sunuyoruz. Ülkelerin kalkınmasında ve refah seviyesinin artmasında beşeri sermaye kritik rol oynuyor. Bugün biliyoruz ki; beşeri sermayenin niteliğinin artmasında ana unsur eğitimdir. Bizler de geleceğimizin teminatı olan öğrencilerimize okuma kültürünü kazandırarak öğrencilerimizin sorgulayan, araştıran, analitik düşünen ve bilgi üreten bireyler olarak yetişmelerini sağlamak, onları hayata ve geleceğe hazırlamak için var gücümüzle çalışıyoruz” diye konuştu.