Kategori: Eğitim

  • “Soruların çözüme kavuştuğu bir yıl diliyoruz”

    “Soruların çözüme kavuştuğu bir yıl diliyoruz”

    2022-2023 eğitim-öğretim yılının zorlu şartlar altında başladığını ifade eden Eğitim-Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Acar, “Yeni eğitim-öğretim yılı, alım gücünün düştüğü, masraflarının arttığı, iyileştirmelere ve yeni gelişmelere rağmen istenilen seviyeye gelinemediği bir zeminde, sorunların gölgesinde başlıyor. Millî Eğitim Bakanlığı’nın sürekli olarak eğitimde fırsat eşitliğinden, mesleki eğitimin niteliğinin artırılmasından, okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması çabalarından bahsetmesine karşın, alandaki tecrübeleri görmezden gelen, eğitimin paydaşlarıyla yeteri derecede istişare etmeden hareket mantalitesi neticesinde bir türlü istenilen seviyeye ulaşılamıyor ve hedefler akamete uğruyor. Bu tür süreçlerin başarıya ulaşabilmesi için bakanlığın sürdürülebilir politikalar benimsemesi gerekir. Köklü sorunlara kalıcı çözümler ancak kararlı bir iradeyle mümkündür.” dedi. Eğitimde yaşanan birçok sorunla ilgili hâlâ somut adımların atılmadığını dile getiren Acar, “Bakanlığın, eğitim çalışanlarının sorunlarına kayıtsız kalmaması, sahadan yükselen sese kulak vermesi, eğitim paydaşlarının tekliflerini göz ardı etmeden kararları alması, eğitimin niteliğini ve verimliliğini artıracaktır. Beklentiler doğrultusunda atılacak hızlı adımlar, eğitim çalışanlarının yüksek motivasyonla işe başlamalarını sağlayacaktır.”

    “ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNUN KAPSAMI GENİŞLETİLMELİ”

    Öğretmenlik meslek kanununun kapsamı genişletilmesi gerektiğine dikkat çeken Acar, “Başta kariyer basamakları olmak üzere sorunlu tarafları giderilmelidir. 5 ve 6. Dönem Toplu sözleşmelerde masaya taşıdığımız, “Millî Eğitim Bakanlığı kadrolarında, eğitim-öğretim hizmetleri sınıfına dâhil kadrolarda bulunanlardan en az 8 yıl süreyle fiilen öğretmenlik yapmış olanlara uzman öğretmenler; en az 4 yıl süreyle fiilen uzman öğretmenlik yapmış olanlara ise başöğretmenler için öngörülen özel hizmet tazminatı ödenir” teklifi uyarınca, 8 yılını dolduran öğretmenlere uzman öğretmen, 12 yılını tamamlayanlara da başöğretmen unvanı verilmelidir. Bu çerçevede, toplu sözleşme teklifimiz esas olmalı, sınav tartışması da son bulmalıdır.” İfadelerini kullandı.

    “EĞİTİM ÇALIŞANLARININ, MALİ VE ÖZLÜK HAKLARI İYİLEŞTİRİLMELİDİR”

    “Eğitim çalışanlarının mali ve özlük hakları iyileştirilmelidir” diyen Başkan Acar sözlerini şöyle sürdürdü, “Enflasyonun yukarı yönlü hareketinin arttığı, temel tüketim maddelerinin ve emtia fiyatlarının yoksunluk eşiğini yükseltip yoksulluk oranını artırdığı bir eşikteyiz. Günlük hayatı zorlaştıran, güven azaltıcı etkisini yoğunlaştıran ekonomik sarsıntı, etkisini en çok kamu görevlileri başta olmak üzere sabit gelirliler üzerinde hissettirmektedir. Bu çerçevede, eğitim çalışanlarının ve kamu görevlilerinin ücretlerinde oluşan kayıpları ve enflasyona yenilme riskini giderecek mahiyette mali ve özlük haklarında iyileştirmeler yapılmalıdır.”

    “SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK DAYATMASI HUKİKİ DEĞİLDİR”

    Sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılması kadrolu istihdamın esas olması gerektiğini vurgulayan Başkan Acar, “Kamu personel sisteminin temel yaklaşımı, insan onurunu öncelemek, insan haklarına saygılı olmak, saygın iş ilkesine dayanan mali, sosyal ve özlük hakları ile çalışma şartları olmalıdır. Bu eksende, öğretmen istihdamında sözleşmeli öğretmenlik dayatması, hukuki olmadığı gibi çalışma ilişkileri yönünden de kabulü ve tahammülü mümkün değildir. Öğretmenlerin anayasal haklarını sınırlayan, aile bütünlüğünü bozan, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından ayrı bırakan, öğretmeni eşi ile işi arasında tercihte bulunmaya zorlayan, öğretmenler odasında ayrımcılık oluşturan, mesleği ve öğretmenin itibarını zedeleyen sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verilmeli, sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmelidir.” diye konuştu.

    “ÖĞRETİM YILINA HAZIRLIK ÖDENEĞİ TÜM EĞİTİM ÇALIŞANLARINA ÖDENMELİDİR”

    GİHS, THS ve YHS ve diğer hizmet sınıflarına tabi eğitim çalışanlarının haklarının iyileştirilmesi gerektiğini belirten Acar, “Eğitimin kalitesi için ter döken memur ve hizmetli çalışanlarımızın özlük hakları iyileştirilmelidir. Millî Eğitim Bakanlığı kadrolarında genel idare hizmetleri sınıfı, teknik hizmetler sınıfı, yardımcı hizmetler sınıfı ve diğer hizmet sınıflarında çalışanların eğitim-öğretim hizmetinin aksamadan etkin şekilde yürütülmesi için emek harcadığı gerçeği görülmelidir. Öğretim yılına hazırlık ödeneği, öğretmenlerle birlikte eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde emek sarf eden Millî Eğitim Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında görevli tüm hizmet sınıflarındaki eğitim çalışanlarına da ödenmelidir. Memur ve hizmetliler başta olmak üzere, genel idare hizmetleri sınıfı, teknik hizmetler sınıfı, yardımcı hizmetler sınıfı ve diğer hizmet sınıflarında yer alan eğitim çalışanlarının liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde mesleki ilerlemelerini sağlayan en önemli araçlardan biri olan unvan değişikliği sınavları konusunda somut adım atılmalı; sınav ve atama takvimi, Bakanlık çalışma takvimine alınarak belirsizlik giderilmelidir.” ifadelerini kullandı.

    “ÖĞRETMENLERİN YER DEĞİŞİKLİĞİ TALEBİ KARŞILANMALI”

    Öğretmenlerin yer değişikliği sürecinin yeniden kurgulanması gerektiğini ifade eden Acar, “Öğretmen atama ve yer değiştirme iş ve işlemlerinde eğitim-öğretim faaliyetlerini sekteye uğratacak düzeydeki tasarım eksiklikleri, öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin karşılanamamasına, mağduriyetlerin yanı sıra çalışma barışının bozulmasına ve motivasyon kaybına neden olmaktadır. Dezavantajlı ve elverişsiz şartların hüküm sürdüğü yerleşim yerlerinde görev yapan eğitim çalışanlarına yönelik gönüllülüğü esas alacak tedbirlerin alınması, rasyonel atama ve yer değiştirme sistemlerinin kurulması, eğitimcilerin en büyük beklentilerindendir.” dedi.

    “EĞİTİM YÖNETİCİLİĞİ PROFESYONEL BİR MESLEK OLARAK TANIMLANMALI”

    Yönetici görevlendirme sürecinin yeniden ele alınmasına vurgu yapan Acar, “Eğitim yöneticiliği alanında sürdürülebilir ve kabul edilebilir bir sistem inşa edilmelidir. Eğitim kurumu yöneticiliğinin eğitim liderliğine dönüştürülmesi, yöneticiliğin profesyonel bir meslek olarak ele alınarak ‘ikincil görev’ ve ‘görevlendirme’ kapsamından çıkarılarak kadro unvanlı bir uzmanlık mesleği hâline dönüştürülmesiyle mümkündür. Eğitim kurumu yöneticilerinin bir eğitim ve okul lideri olarak inisiyatif alanları genişletilmeli, mevzuat kuşatmasından kurtarılmalı, bürokratik rolleri azaltılmalı, yetkilendirilip güçlendirilerek eğitim-öğretimle ilgili rolleri öne çıkarılmalıdır. Eğitim kurumu yöneticiliği profesyonel bir meslek olarak tanımlanıp, münhasır kadrolar üzerinden kazanılmış hakların korunduğu bir düzlemde liyakat ve mesleki ilerleme ekseninde yeniden kurgulanmalıdır. Eğitim kurumu yöneticilerinin iş sağlığı ve güvenliği ile sosyal güvenlik mevzuatı çerçevesinde işveren vekili statüsünde olmasından kaynaklı idari para cezalarının yükümlüsü olmaları hakkaniyete ve adalete aykırıdır. Bu yükümlülük kişisel olmaktan çıkarılmalı, kurumsal hâle getirilmelidir. Okulların yardımcı personel ve donanım ihtiyacı karşılanmalı, okullara doğrudan ödenek tahsis edilmelidir. Okullar arasındaki nitelik farkının sebeplerinden biri de fiziki altyapı ve donanım eksikliğidir. Okulların laboratuvar, yabancı dil sınıfı, bilgisayar sınıfı ve ders kitabı haricindeki öğretim materyali ihtiyacı had safhadadır. Hâlihazırda eğitim kurumu yönetimlerinin kullanımına tahsis edilmiş ödenekler yeterli değildir. Özellikle mal ve hizmet fiyatlarının, etkisi her geçen gün hissedilen enflasyonist bir ortamda sürekli arttığı göz önüne alındığında, okullara tahsis edilen ödeneklerin de artırılması gereklidir. Eğitim-öğretim yılı başlamadan, sınıf ve öğrenci sayısı, personel sayısı gibi kıstaslar esas alınarak her okula ihtiyaçları karşılayacak ölçüde münhasır bir ödenek tahsis edilmelidir.” şeklinde konuştu.

    “EĞİTİMCİLERE ŞİDDETE KARŞI YASAL DÜZENLEME YAPILMALI”

    Acar, “Eğitim-öğretim hizmeti esnasında veya verilen eğitim-öğretim hizmetinden kaynaklanan nedenlerle eğitim çalışanlarına karşı cebir, şiddet veya tehdit kullanan kişilere karşı yasal düzenleme yapılması; hapis cezası verilmesi, eğitim kurumlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçunun tutuklama nedeni varsayılan suçlardan sayılması ve eğitim çalışanlarına karşı işlenen suçlar sebebiyle ceza hukuku kapsamında yürütülmekte olan işlemlerde ve davalarda personelin talebi üzerine bakanlığın hukukî yardımda bulunması noktasında düzenleme yapılmalıdır.” dedi.

    “ÖĞRETMEN ATAMALARINDA MÜLAKAT KALDIRILMALI”

    Öğretmen atamalarında mülakatların kaldırılması gerektiğini söyleyen Acar, “Öğretmen atamaları için uygulanan seçme, değerlendirme ve atama yöntemi işlevini yerine getirememektedir. Öğretmen atamaları için mevcut durumda uygulanan, KPSS ve sözlü sınavdan oluşan atama yöntemi uzun yıllardır devam eden, toplumsal maliyet üreten, mağduriyetler oluşturan kronik sorunlar ve soru işaretleri barındırmaktadır. Öğretmen adaylarının istihdamındaki mülakat uygulaması, adaylar arasında eşit, adil ve hakkaniyete uygun bir sonuç vermemekte, mağduriyete yol açmaktadır. Bu nedenle, öğretmen atamalarıyla ilgili karar verme süreçlerinde mülakat yöntemi kaldırılmalıdır.” diye konuştu.

    “SORUNLARIN ÇÖZÜME KAVUŞTUĞU BİR YIL DİLİYORUZ”

    Başkan Acar, son olarak şunları söyledi, “İstihdamda güçlük çekilen yerlerde teşvik sistemi hayata geçirilmeli. Değişen şartlar göz önüne alınarak banka promosyon sözleşmeleri güncellenmeli. Ek gösterge artışındaki eksiklikler giderilmelidir. Eğitim-Bir-Sen olarak, Türkiye’nin daha müreffeh olma yolundaki uzun vadeli hedeflerine ancak sorunlarını aşmış bir eğitim sistemiyle erişebileceğine inanıyor; eğitimcilerin beklentilerinin yerine getirilmesinin önemini ifade ediyor, sorunların çözüme kavuşturulacağı bir eğitim-öğretim yılı temenni ederek, bütün eğitim çalışanlarına ve öğrencilerimize başarı dolu bir yıl diliyoruz.”

  • BUÜ’nün patent sayısı 60’ı buldu

    BUÜ’nün patent sayısı 60’ı buldu

    BUÜ Yönetimi, görev süresi içerisinde akademisyenlerin projelerine odaklanarak patentleştirilmesi mümkün olan çalışmaları mercek altına aldı. 12 Mart 2020 yılında çalışmalarına başlayan Fikri Sınai Mülkiyet Hakları Değerlendirme Komisyonu ile birlikte Teknoloji Transfer Ofisi vasıtasıyla yapılan araştırmalar neticesinde 3 yıl içinde Üniversitenin hak sahibi olduğu patent sayısı 60’a çıkarıldı. Ulusal ve uluslararası patentleri alınan projelerin hak sahipliğini üstlenen Üniversite, iş dünyasından gelen talepler üzerine bazı patentlerin hak sahipliğini satarak hem akademisyenlere hem de öz gelirine katkı sağlamayı başardı.

    Üniversitenin akademik ve bilimsel değerinin arttırılması hedefiyle bu çalışmaya odaklandıklarını vurgulayan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “50 yıla yaklaşan bir akademik bilgi birikimine sahibiz. Elimizdeki bilimsel çalışmaların katma değere dönüştürülmesi ülkemiz ve üniversitemiz açısından büyük bir önem taşıyor. Son derece kıymetli çalışmalar yürüten akademisyenlerimiz var. Bu akademisyenlerimizin çalışmaları bir süre sonra kendilerine sıradan gibi geliyor. Teknoloji Transfer Ofisimiz vasıtasıyla hocalarımızın projelerini inceleyince anladık ki son derece kıymetli çalışmalar yapılmış. Bunların patentini almak istediğimizi belirtiyoruz. Onların da izin ve desteği ile üniversitemizin hak sahibi olduğu patent sayımızı 3 yılda 60’a çıkardık. Üniversite tarihi boyunca da başvurulan ulusal ve uluslararası patentlerin sayısı 346 iken, bunların 143 adeti tescil edilerek belge almıştır. Bu verileri de büyük yatırımlar yaparak devreye aldığımız AVESİS veri tabanı sayesinde ortaya çıkardık. Yakın zamandaki hedefimiz de 1 yıl içerisinde üniversitemizin hak sahibi olduğu patent sayısını 100’e ulaştırmak ve hatta mümkünse geçmek” dedi.

    Patenti alınan projeleri iş dünyası ile paylaştıklarını ve ilgilenen olduğu takdirde hak sahipliğini belli bir ücret karşılığında devrettiklerini de açıklayan Rektör Kılavuz, “Sürekli gelişen ve yenilenen dijital bir çağda yaşıyoruz. Sektör fark etmeksizin teknolojiyi en iyi şekilde kullanmaya gayret eden bir iş dünyası var. İşte burada bizim patentlerimiz devreye giriyor. Akademisyenlerimizin patentli projelerini sanayicilerimiz ve iş dünyası temsilcilerine iletiyoruz. Uygun görülen olursa hak sahipliğini alıyorlar. Buradan üniversitemiz kazanıyor, akademisyenimiz kazanıyor, iş dünyası kazanıyor. Büyük resme baktığınız zaman ülke ekonomisi ve bilim dünyasının kazançlı çıktığını da görebilirsiniz. 3,5 yıllık görev süresi içinde 5 patentimizin hak sahipliğini devrederek ticarileştirdik. Yeni patentler almaya devam edeceğiz. Çok büyük bir akademik birikime sahibiz. Bu birikimin değerlendirilmesi için çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

  • KPSS giriş belgeleri erişime açıldı

    KPSS giriş belgeleri erişime açıldı

    ÖSYM’nin internet sitesinde yer alan duyuruya göre, 18 Eylül 2022 tarihinde uygulanacak olan 2022-KPSS Lisans genel yetenek-genel kültür ile eğitim bilimleri oturumuna katılacak adayların, sınava girecekleri bina ve salonlara atanma işlemleri tamamlandı.

    Adaylar, sınava girecekleri yer bilgisini gösteren sınava giriş belgesini, ÖSYM’nin https://ais.osym.gov.tr internet adresinden edinebilecek.
    Adaylar, 2022-KPSS Lisans, genel yetenek-genel kültür oturumu için saat 10.00, eğitim bilimleri oturumu için saat 14.30’dan sonra sınav binalarına alınmayacak.

  • Tercih uzmanından ek kontenjan hatırlatması

    Tercih uzmanından ek kontenjan hatırlatması

    2022 YKS ek yerleştirme süreci üniversite birinci yerleştirme işlemleri sırasında herhangi bir üniversiteye yerleşemeyen veya herhangi bir tercihte bulunmayan adayların başvurabildiği ek yerleştirme süreci hakkında Tercih Uzmanı Ergin Saran bilgilendirmede bulundu.

    Merkezi yerleştirmede kontenjanı dolmayan bölümlere ilgili YKS puan türünde puanı olan adayların tercih yapabileceğini ifade eden Saran, “Merkezi yerleştirmede kontenjanı dolan ve en küçük puanı oluşan ancak yerleştirilen adaylardan birkaçının kayıt yaptırmaması nedeniyle kontenjan açığı oluşan programları tercih etmek isteyen öğrencilerin ilgili puan türüne eşit veya yüksek puana sahip olan öğrenciler tercih yapabilecekler” dedi.

    “Başarı sıralaması şartı devam ediyor”

    Başarı sıralaması şartı olan bölümlerin ek kontenjan tercih işlemlerinde yine başarı şartı arandığına vurgu yapan Saran, “Örneğin; Yazılım mühendisliğini ek kontenjanda tercih etmek isteyen aday ilk 300 binde olması ve oluşan en küçük puana sahip olması gerekiyor” dedi.

    “Rehber öğretmenlerle tercihlerinizi yapın”

    İlk yerleştirmede bir üniversiteyi kazanan ve kaydını yaptırmayan öğrencilerin ek kontenjanda tercih işlemi yapamayacağını belirten Doğuş Üniversitesi Tercih Uzmanı Ergin Saran, “Adayların Ek kontenjan döneminde 24 tercih hakkı bulunuyor. Aday öğrencilerin tercihlerini yaparken rehber öğretmenlerle birlikte tercihlerini yapmalarında fayda var”

  • MEB’den valiliklere taşımalı eğitim hakkında yazı

    MEB’den valiliklere taşımalı eğitim hakkında yazı

    MEB tarafından valiliklere; güçlendirme ve yık-yap gibi nedenlerle eğitim yapılamayan okullardaki öğrencilerin mağdur edilmemesi için taşımalı eğitim dahiline alınabileceğine dair yazı gönderildi.

    Yazıda,

    “2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı’nın başlayacağı 12 Eylül 2022 Pazartesi günü itibarıyla öğrenci taşıma uygulaması kapsamında yer alan öğrencilerimizin taşıma ve yemek hizmetlerinin herhangi bir olumsuzluğa meydan verilmeden başlatılması önem arz etmekte olup, valiliklerimizin konuyu hassasiyetle takip etmeleri ve çeşitli nedenlerle güçlendirmeye alınan ve inşaatı devam eden okullarımızda eğitim gören öğrencilerimizin de, ilgili (a)’da kayıtlı yönetmeliğin olağanüstü durumlarda alınacak tedbirler başlıklı 22. maddesinde yer alan ‘Öğrencileri taşıma kapsamında olmayan yerleşim birimlerindeki okulların; güçlendirmeye alınması, yıkılıp yeniden yapılması, yangın, sel, deprem gibi doğal afete uğraması halinde çözüm bulununcaya kadar öğrenciler, öğrenci taşıma uygulaması kapsamına alınabilir’ hükmü doğrultusunda taşıma kapsamına alınabileceğinin bilinerek, bu durumdaki öğrencilerimizin mağdur edilmemesi ve konu hakkında hassasiyet gösterilmesi hususunda, bilgilerini ve gereğini rica ederim” ifadelerine yer verildi.

  • BUÜ’lü akademisyene Altın Kalem ödülü

    BUÜ’lü akademisyene Altın Kalem ödülü

    Çeşitli kategorilerde başarılı bulunan isimlere altın kalem ödüllerinin dağıtıldığı törende Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dr. Naim Derebaşı, yazdığı “Manyetik Algılayıcılar” kitabı ile Bilim Dalında “Altın Kalem” ödülüne layık görüldü. Derebaşı, ödülünü Show TV Genel Yayın Yönetmeni Rıdvan Bıyık’ın elinden aldı.

    Book Culture Art Time’s tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Altın Kalem ödülleri töreninde bilim dalındaki yılın en iyi çalışmaları ödüllendirildi. BUÜ Fizik Bölümü’nün çift doktoralı öğretim üyesi Prof. Dr. Dr. Naim Derebaşı’nın 35 yılı aşan akademik bilgi birikimini aktardığı “Manyetik Algılayıcılar” kitabı ile Bilim Dalında “Altın Kalem” ödülünü kazandı. Prof. Derebaşı yaptığı teşekkür konuşmasında; “Manyetik algılayıcılar; tüm endüstri alanlarında veri toplamada, otomasyonda, uzaktan denetlenen otonom taşıtlarda, manyetik kartlarda, haberleşme ve iletişim sistemlerinde, tahribatsız inceleme uygulamalarında, havacılık ve uzay alanında, laboratuvar araştırmalarında, otomotiv sanayinde, yön bulma sistemlerinde, biyomedikal uygulamalarda, savunma sanayinde, mayın gibi askeri mühimmat aramada, hedef izleme, işaretlemede ve etiketlemede, maden araştırmalarında, jeolojik yapı taramalarında vazgeçilemez bir algılayıcı olarak kullanılmaktadır” dedi.

    35 yıllık deneyim

    Hızla gelişen otonom sistemler ve yapay zeka uygulamalarının temeli veri bankası oluşturma, çevre tanıma ve ortam özelliklerini algılama sistemlerinde algılayıcıların çok önemli bir konumda olduğuna işaret eden Derebaşı; “Manyetik algılayıcılar ise bunların en önemli bölümünü oluşturmaktadır. Diğer algılayıcılar ile karşılaştırıldığında manyetik algılayıcıların daha üstün özellikleri vardır, bunun yanında çoğu daha ekonomiktir. Otomotiv sanayinde kullanılan algılayıcıların neredeyse tamamı manyetik algılayıcılardır. Yaklaşık dört yıl gibi süre içinde otuz beş yılı aşan mesleki deneyimimi kapsayan ve yaygın kullanılan çok sayıda yabancı kitap ve içerikteki konularla ilgili araştırmalardan, tezlerden ve projelerden yararlanarak hazırladığım bu kitabın, konu ile ilgili tüm öğrencilere, araştırmacılara, mühendislere, meslektaşlarıma ve bu konuda bilgi sahibi olmak isteyen herkese faydalı ve yararlı bir kaynak kitap olmasını temenni ediyorum.” diye konuştu.

    Prof. Dr. Dr. Naim Derebaşı’yı ağırlayan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ise aldığı ödülden dolayı tebrik etti. Deneyimli ve yüksek bilgi birikimine sahip bir akademisyen olarak kendisi ile gurur duyduklarını belirten Rektör Prof. Dr. A. Saim Kılavuz; “Hocamız, bilim ve akademik camianın değer verdiği önemli bir akademisyendir. Üniversitemiz bünyesinde kendisi ile çalışmaktan onur duyuyoruz. Disiplini ve çalışma aşkı ile genç akademisyenlere örnek olmaya devam ediyor. Hocamızı aldığı ödül nedeniyle bir kez daha tebrik ediyor, sağlık ve başarı dolu uzun ömürler diliyoruz” açıklamasında bulundu.

  • Anadolu Üniversitesi’nden pedagojik formasyon müjdesi

    Anadolu Üniversitesi’nden pedagojik formasyon müjdesi

    2022-2023 Eğitim Öğretim yılı Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programı’na yapılacak başvurular çevrim içi olarak gerçekleştirilecek. Başvuru yapmak isteyen adaylar Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi tarafından 09-11 Eylül 2022 tarihleri arasında saat 23.59’a kadar çevrim içi olarak pedagoji.anadolu.edu.tr adresinde ilan edilen linkten yararlanarak başvurularını çevrim içi şekilde yapabilecekler.

    Tek bir öğretmenlik alanından başvuru yapılacak

    09-11 Eylül 2022 tarihleri arasında yapılacak başvuruların ardından dersler 3 Ekim 2022 tarihinde başlayacak. Ön kayıt başvurularını sadece Anadolu Üniversitesi ve diğer üniversitelerin belirtilen bölümlerinden mezun adaylar yapabilecekler. Adaylar zorunlu olarak tek bir öğretmenlik alanından başvuru yapabilecekler.

    Adaylar, Anadolu Üniversitesi Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programı hakkında detaylı bilgi ve tarihlere pedagoji.anadolu.edu.tr web adresinden ulaşabiliyor.

  • YDS başvuruları başladı

    YDS başvuruları başladı

    ÖSYM’nin internet sitesinde konuya ilişkin yer alan duyuruya göre, 2022 Yükseköğretim Kurumları Yabancı Dil Sınavı (2022-YDS/2), 23 Ekim 2022 tarihinde Almanca, Arapça, Fransızca, İngilizce ve Rusça dillerinden uygulanacak.

    Sınava başvurular, 15 Eylül’e kadar yapılacak.

    Adaylar, başvurularını elektronik ortamda, ÖSYM Başvuru Merkezleri aracılığıyla veya bireysel olarak ÖSYM’nin “https://ais.osym.gov.tr” internet adresinden ya da ÖSYM Aday İşlemleri Mobil uygulamasından yapabilecek.

  • KYK yurt sonuçları açıklandı

    KYK yurt sonuçları açıklandı

    Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından 24-28 Ağustos tarihleri arasında tamamlanan KYK yurt başvurularının ardından gözler sonuçların açıklanacağı güne çevrildi. Üniversite kayıtlarını yaptıran öğrenciler barınma ihtiyacını karşılamak için KYK yurt sonuçlarını bekliyordu.

    Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, birinci faz yerleştirme sonuçlarının açıklandığını duyurdu. Kasapoğlu, yüzde 80’lik karşılama oranına imza attıklarını söyledi.

    YURT BAŞVURU SONUCU SORGULAMA E-DEVLET

    KYK BURS BAŞVURUSU NE ZAMAN?

    2022 KYK burs başvuru tarihleri binlerce öğrenci tarafından bekleniyor. KYK burs ve kredi başvuru tarihleri ile ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Geçtiğimiz yıl başvurular 5 Kasım’da başlayıp 8 Kasım’da sona ermişti.

    BAŞVURU SAYISI 415 BİN 305 OLDU

    Gençlik ve Spor Bakanı Muharrem Kasapoğlu açıklamalarda bulundu. Bakan Kasapoğlu açıklamalarında;

    “Bildiğiniz gibi bu yıl 1 milyon 5 bin 490 gencimiz üniversitelerine yerleşti. Üniversiteye yerleşen gençlerin 154 bin 859’u açık öğretimde, 850 bin 631’i ise örgün öğretimde eğitimlerini sürdürecekler.

    Örgün eğitimde üniversite hayatlarını sürdürecek öğrencilerin ise 502 bin 295’i bulundukları şehirden başka bir şehirde üniversiteye yerleşti. Bu sayıya bir kez daha dikkatinizi çekmek istiyorum. Çünkü bu sayı önemli. 502 bin 295 sayısı, bu yıl üniversite okumak için başka şehirlere giden yeni öğrencileri ifade ediyor. İşte GSB yurtlarımız için başvurmaya hak kazanan kitlenin büyüklüğü tam olarak budur.

    Üniversiteye ilk defa başlayacak 316 bin 460 öğrencimiz yurt için başvurusunu tamamladı. Ara sınıflarda ise 98 bin 845 öğrencimiz yurtlarımıza başvuru yaptı. Yani 2022- 2023 eğitim öğretim dönemi için birinci sınıf ve ara sınıflar olmak üzere toplamda 415 bin 305 gencimiz GSB yurtlarına başvuru yapmış bulunuyor.

    Başvuran öğrencilerimizin 169 bin 899’u erkek, 245 bin 406’sı kızlardan oluşuyor. Bu sayılar, yurtlarımızın hem gençler hem de aileleri nezdinde ne kadar büyük bir güven kazandığını gösteriyor.”

  • Sınavsız ikinci üniversite kayıtları sürüyor

    Sınavsız ikinci üniversite kayıtları sürüyor

    İkinci üniversite çerçevesinde herhangi bir ön lisans programına kayıtlı veya mezun olanlar bu durumdaki ön lisans programlarından birine, herhangi bir lisans programına kayıtlı veya mezun olanlar ise yine ikinci üniversite kapsamında yer alan ön lisans veya lisans programlarından birine giriş sınavı olmaksızın kayıt yaptırabiliyor.

    Basılı kitaplarını dijitale taşıyan Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sistemi, Anadolum e-Kampüs Öğrenme Yönetim Sistemiyle öğrencilerine diledikleri yerde, zamanda ve cihazla öğrenmelerini sürdürme olanağı tanıyor. Öğrenciler, cep telefonu, tablet ya da bilgisayar ile e-kampüs platformunda video, örnek soru, PDF, canlı ders gibi farklı öğrenme malzemeleri ile kendi öğrenme tarzıyla ve hızında derslerine hazırlanabiliyor.

    İkinci Üniversite programlarına online başvuru ve kayıt işlemleri ile ilgili bilgilere üniversitenin internet sitesinden ulaşılabileceği kaydedildi.