Kategori: Eğitim

  • Bilimsel işbirliği için imzalar atıldı

    Bilimsel işbirliği için imzalar atıldı

    Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ), imalat sektörlerine yüzey işlemleri yapan üretici ve tedarikçilerin oluşturduğu Tüm Yüzey İşlemler Derneği (TÜYİDER) ile protokol imzaladı. Protokol ile kurumlar arasındaki bağların güçlendirilmesinin yanı sıra akademik ve bilimsel çalışmalarda iş birliği yürütülmesi hedefleniyor.

    Protokol metni BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ile TÜYİDER Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Doğangün arasında imzalandı. İmza töreninde konuşan Kılavuz, her alanda eğitimler veren ve Türkiye’nin köklü üniversitelerinden birisi olduklarını söyledi. Akademik ve bilimsel anlamda gerekli tüm potansiyele sahip olduklarının altını çizen Kılavuz, “Biz bu potansiyelimizin farkındayız. Türkiye’nin önemli araştırma üniversiteleri ile bir yarış halindeyiz. Toplumsal katkı meselesine üniversitelerin temel işlevlerinden birisi olarak bakıyoruz. Eğitim-öğretim yoluyla yetiştirdiğimiz gençleri ülkemize kazandırıyoruz. Ar-Ge faaliyetleri ile bilimsel ve teknolojik gelişmelere katkı sunuyoruz. Bunu yaparken de her zaman insan odaklı düşünüyoruz. Bütün sivil toplum örgütleri ve kent dinamikleri ile işbirliği halindeyiz. Önceliğimiz insan, toplum ve yaşadığımız çevreye katkı sunmaktır. Bu anlayışla görev yapıyoruz. Her konuda her kurum ve kuruluş ile işbirliğine hazırız. Toplumun ortak aklı olduğumuzu düşünüyoruz. Bu aklı ve birikimi insanımız ile buluşturmaya çalışıyoruz. Bu işbirliği protokolü ile de asli görevimizi yerine getirmiş olduğumuza inanıyoruz. TÜYİDER ile bundan sonraki süreçte çok farklı alanlarda da işbirliğimizi genişleteceğimizi düşünüyoruz. Hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum” diye konuştu.

    İbrahim Doğangün ise, derneğin Bursa kaynaklı olduğuna işaret etti. Bursa’nın her konuda önemli ve potansiyel sahibi bir şehir olduğunu vurgulayan Dernek Başkanı İbrahim Doğangün, “Savunma sanayiinden tutun da otomotiv sektörüne kadar her konuda öncü kentlerden birisindeyiz. Bursa Uludağ Üniversitesi de ülkemizin en büyük ve en iyi üniversitelerinden birisi oldu. Dernek olarak stratejik bir konumdayız. Her sektöre hitap ediyoruz. Bursa’da kurulan bu derneğin Türkiye’de çok önemli projelere imza atacağına inanıyoruz. İnşallah üniversitemiz ile altını doldurabileceğimiz ve ülkemizin menfaatlerine olacak projeleri hayata geçirebileceğiz. Yönetim kurulumuzda ve üyelerimiz arasında çok kıymetli insanlar var. İşbirliğimizin hayırlı olmasını diliyoruz” şeklinde konuştu.

  • Bursa Uludağ Üniversitesi’ne 9 yeni kontenjan

    Bursa Uludağ Üniversitesi’ne 9 yeni kontenjan

    Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi maksadıyla Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından uygulamaya konulan ‘100 alanda 2000 doktora bursu programı’, yeni alanların eklenmesiyle büyümesini sürdürüyor.

    Son yıllarda üniversite-sanayi iş irliğine büyük bir önem veren Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) de bu alanda yeni kontenjanlar oluşturmak için yaptığı çalışmaların semeresini almaya devam ediyor. BUÜ yönetiminin 2021-2022 bahar dönemi için yaptığı 5 alan başvurusundan üçü kabul edildi.

    YÖK Başkanlığı, BUÜ Fen Bilimleri Enstitüsü’nden mimarlık 3, deprem çalışmaları 3, sağlık bilimleri enstitüsünden kök hücre çalışmaları alanına yapılan başvurulara 3 olmak üzere toplam 9 doktora öğrencisi için kontenjan verdi.

    Alınan yeni kontenjanlarla birlikte BUÜ’de eğitim gören 100/2000 doktora burslu öğrenci sayısı 192’ye ulaştı. Yeni dönem kontenjanları için başvuruların 15 Mart tarihinde başladığını açıklayan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “Ülkemizin geleceği adına çok özel bir yeri olduğuna inandığımız 100/2000 doktora bursu programında mümkün olan en yüksek oranda yararlanmaya gayret ediyoruz. Öğrenci sayımızı 192’ye çıkarttık. Daha iyi bir gelecek veya daha nitelikli çalışma ortamı hedefleyen öğrencilerimizin bu programlardan faydalanmaları gerektiğine inanıyoruz. Mimarlık, deprem ve kök hücre çalışmaları alanlarında akademik çalışma yapmak isteyen öğrencilerimizi de burslara başvurmaya davet ediyoruz” diye konuştu.

  • 20 yıllık laboratuvarlar bağışlarla yenilendi

    20 yıllık laboratuvarlar bağışlarla yenilendi

    Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Tıp Fakültesi bünyesinde akademik ve bilimsel çalışmalar maksadıyla kullanılan Deney Hayvanları Yetiştirme ve Araştırma Birimi’nin laboratuvarları hayırseverlerden gelen bağışlarla tamamen yenilendi.

    BUÜ Tıp Fakültesi’nde görev yapan akademisyenlerin bilimsel çalışmalar için kullandıkları Deney Hayvanları Yetiştirme ve Araştırma Birimi laboratuvarları, hayırsever iş adamı Bekir Akyıldız tarafından yapılan bağışlar sayesinde baştan sona yenilendi. İç tefrişatı değiştirilen ve modern cihazlara kavuşan merkez için açılış töreni düzenlendi. Törene BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Kaya, Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörü Prof. Dr. Mehmet Cansev, işadamı Bekir Akyıldız ve oğlu Erdoğan Akyıldız, akademisyenler, asistanlar ile personel katıldı.

    Programda konuşan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, göreve ilk geldikleri zaman merkezi ziyaret ettiklerini ve gördükleri manzaranın kendilerini hayli üzdüğünü dile getirdi. Buranın yenilenmesi için Tıp Fakültesi yönetimi ile bir arayış içerisine girdiklerini söyleyen Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Sağ olsun Bekir Akyıldız Bey’in gayretleri ve bağışları ile böyle bir imkân doğdu. Bu laboratuvar Tıp Fakültemizin özellikle bilimsel araştırmaları noktasında klinik dışı araştırma yapacak akademisyenlerimiz için önemli bir imkân oluşturdu. Dolayısıyla bu laboratuvarların yenilenmesine müteakip ortaya çıkacak yayınlar ve bu yayınlara yapılacak atıflar sayesinde inşallah 2 yıl sonra biz bu yatırımların geri dönüşünü alacağız. Çok kaliteli akademisyenlerimizin olduğu bir fakülteye sahibiz. Bu fakültemize yapılan her bir hizmet, neticede Bursa ve Türkiye halkına bir hizmet olarak geri dönecektir. Dolayısıyla bu bağışlar toplumsal katkıyı da beraberinde getirmektedir” dedi.

    Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekrem Kayada Deney Hayvanları Yetiştirme ve Araştırma Birimi’nin 20 yıldır farklı nedenlerle yenilenemediğini açıkladı. İş adamı Bekir Akyıldız ile görüşmelerinde bu konuyu dile getirdiklerini aktaran Dekan Prof. Dr. Ekrem Kaya, “Kendisine ameliyathanenin durumunu aktardık. Buranın yenilenmesi için anlaştık. Bekir Bey, oğlu Erdoğan Akyıldız’ı gönderdi. Ameliyathanenin durumunu gördü. Yenilenmesi için çalışmalar başladık. Fakat sağ olsunlar, bununla yetinmeyip tüm katı donattılar. Bizim için mükemmel bir ivme oldu. Bağışlar, yeni bağışları da getirdi. Dolayısıyla tüm merkezimizi donatmış olduk. Bundan sonra merkezimizde ve laboratuvarlarımızda büyük bir çalışmanın başlayacağına inanıyoruz. Multidisipliner çalışmalar olacağına inanıyoruz. Tüm fakültelerimizde görev yapan akademisyenlerimizi buraya davet ediyoruz. Bizim 700’e yakın araştırma görevlimiz var. Onların da burada çok önemli çalışmalara imza atacaklarına inanıyoruz. Sayın Bekir Akyıldız’ın Bursa’ya ve fakültemize geçmişte de bağışları olmuştur. Genel Cerrahi Polikliniğimizi kendisi yaptırmıştır. En kaliteli ve en güzel polikliniklerimizden birisini yaptırmıştır. Kendisine sonsuz teşekkür ediyoruz. Bizler de çalışmalarımızla inşallah bu hayırların karşılığını vereceğiz” diye konuştu.

    İş adamı Bekir Akyıldız ise Bursa Uludağ Üniversitesi’nin kalkınması ve gelişmesinde yaptığı bağışlarla katkı sunmuş olmaktan dolayı kendisini mutlu hissettiğini söyledi.

  • Üniversite-sanayi iş birliğine bir imza daha

    Üniversite-sanayi iş birliğine bir imza daha

    Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ), TÜBİTAK 2244 Sanayi Doktora Programı iş birliği anlaşmalarına devam ediyor.

    BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve Isışah Ar-Ge Makina Elektrik Elektronik Danışmanlık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şahin arasında imzalanan protokol ile 3 doktora öğrencisi firma bünyesinde yürütülecek projelerde görev alabilecek. Anlaşmanın içeriğine göre; doktora eğitimleri boyunca aylık 4 bin 500 TL maaş alacak olan öğrenciler, mezuniyetlerinin ardından 3 yıl daha firma bünyesinde çalışma imkânına sahip olacak.

    Protokol imza töreninde konuşan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, TÜBİTAK’ın hayata geçirdiği 2244 Sanayi Doktora Programı’na üniversite olarak büyük bir önem verdiklerinin altını çizdi. Projenin ülke ve kent ekonomisine katkılar sağlayacağına inandıklarını aktaran Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “Doktora seviyesine gelmiş, araştırma-geliştirme ve inovasyon konusunda birikime sahip olmuş genç arkadaşlarımız firmalardaki üretime çok ciddi katkılar sağlayacaktır. Bundan da ülkemiz, firmalarımız ve üniversitelerimiz kazançlı çıkıyor. 2021 yılında yeni bir çağrının açılacağını ve doktora öğrencilerinin iş dünyasının içerisine girerek proje üretmeye başlayacaklarını düşünüyoruz. Öte yandan program sayesinde oluşturulan işbirlikleri diğer konularda da üniversite ve iş dünyasını yakınlaştıracaktır. Fikir alışverişlerimiz artacaktır. Nihayetinde hepimiz kazançlı çıkacağız. Destekleri ve işbirlikleri için tüm sanayicilerimize teşekkür ediyoruz. Hayırlı ve uğurlu olmasını diliyoruz” diye konuştu.

  • Akademisyen alımlarında ‘kişiye özel’ ilana son veren düzenleme

    Akademisyen alımlarında ‘kişiye özel’ ilana son veren düzenleme

    Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, yükseköğretim kurumlarında akademik kadro istihdamında liyakat ve fırsat eşitliğini artırmak amacıyla ‘Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği’nde yaptıkları düzenlemenin Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini açıkladı.

    YÖK Başkanı Saraç, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, ‘YÖK Akademik Kariyer Liyakat’ projesinin tanıtım toplantısında bazı akademik kadro alımlarında yaşanan durumlardan rahatsız olduğunu belirterek bunları engellemeye yönelik düzenlemeler yapacağını söylediğini anımsattı.

    Saraç, “Bu kapsamda yükseköğretim kurumlarımızın akademik kadro istihdamında liyakat ve fırsat eşitliğini artırmak amacıyla ‘Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği’nde yaptığımız düzenleme bugün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yaptığımız bu çalışma neticesinde; Profesör, Doçent ve Doktor Öğretim Üyesi kadrolarının özel şartlarında adaylara ait tez/uzmanlık tezi adlarının bir kısmı veya tamamı yazılamayacak. Ayrıca, ilanın özel koşulunda belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara da yer verilemeyecek. Belirli bir adayı tanımlayan özel şartların öğretim üyesi alımlarındaki atama ilanlarında yazılmasını engellemeyi hedefleyen ve ‘fırsat eşitliğini, rekabet ve kaliteyi önceleyen’ bu düzenlememizin yükseköğretimimiz ve akademisyen adaylarımız açısından hayırlı olmasını dilerim” dedi.

  • Bakan Selçuk’tan yüz yüze eğitim değerlendirmesi

    Bakan Selçuk’tan yüz yüze eğitim değerlendirmesi

    Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk çocukların okulların açılmasını sevinçle karşıladığını belirterek, “Çalışmalar ilk ve ortaokullarda yüzde 80’in, liselerde ise yüzde 70’in üzerinde katılım olduğunu gösteriyor. Tüm bunlar bize çocuklarımızda ve velilerimizde çok yüksek bir katılımla okulların açılmasının desteklendiğini gösteriyor” dedi.

    Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Sakarya’nın Ferizli ilçesinde bulunan Hatice Aslan İlk ve Ortaokulu’nu ziyaret etti. Burada açıklama yapan Bakanı Selçuk, “Öncelikle Bitlis’te kırıma uğrayan helikopterimizdeki şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ailelerine başsağlığı diliyor ve milletimizin başı sağ olsun diyorum. Bu duygular içerisinde elbette vazifemizi yapmaya devam ediyoruz. Okullarımızın açıldığı bu hafta bizim özellikle veriye dayalı olarak yaptığımız çalışmalar ilk ve ortaokullarda yüzde 80’in, liselerde ise yüzde 70’in üzerinde katılım olduğunu gösteriyor. Tüm bunlar bize çocuklarımızda ve velilerimizde çok yüksek bir katılımla okulların açılmasının desteklendiğini gösteriyor. Bu bizi elbette mutlu ediyor ama tedbirlerimizi güçlendirmek ve ortaya çıkacak muhtemel problemlerle ilgili önlemler almak öncelikli vazifemiz. Bize CİMER ve başka kaynaklardan gelen veli ve çocuk mesajları büyük bir mutluluk ve beklenti içerisinde. Bu süreci öğrenci, öğretmen ve velilerimiz için daha kolay kılmamız ve sorun yaşanmaması için daha yüksek önlemler almamız gerekiyor. Şu anda yaptığımız şey de o zaten” dedi.

    ‘TAKİBİNİ YAPIYORUZ’

    Bakanlık olarak okulların şehir şehir takibinin yapıldığını söyleyen Bakan Selçuk, “Bugün Sakarya’daki okullarımızda birtakım incelemeler yapıyor ve öğretmenlerimizle görüşüyoruz. Tüm Türkiye’yi gezerek okul okul neler yapılması gerekiyor, neler yapılıyor, takibini yapıyoruz. Bu süreci el birliğiyle götüreceğimizi düşünüyorum. Velilerimiz ve öğretmenlerimizin desteğine ihtiyacımız var. Bu renklere ayrılmış şehirlerimizin aslında bu dönemde daha da dikkatli olarak maviye dönen bir çalışmanın, çabanın içinde olmalarını bekliyoruz. Bunu da görüyoruz, bundan da büyük bir mutluluk duyuyoruz. Burada çocuklarımız okul bahçesinde temassız oyun oynuyorlar. Bunlarla ilgili çalışmalarımız var. Elbette bazı eksikliklerimiz olabilir, istisnai durumlar olabilir. Bunları da derhal düzelterek, gereken tedbiri alarak elimizden geleni yapıyoruz. Ben bütün öğretmenlerimize saygılarımı sunuyorum, onların desteğiyle bu güzel günleri beraberce oluşturacağız” diye konuştu.

    ‘ÇOCUKLAR OLAĞAN DIŞI SEVİNÇ YAŞIYOR’

    Okulların açılmasını çocukların büyük bir sevinçle karşıladığını ifade eden Bakan Selçuk, şöyle konuştu:

    “Çocuklar bir bayram yeri gibi bakıyorlar. Sınıfların heyecanı, atmosferi çok farklılaşmış. Olağandışında başka bir sevinci yaşıyor çocuklarımız. Elbette şehitlerimizin olduğu bir günde çok daha büyük bir sevinç göstermemizi yüreğimizdeki burukluk bunu engelliyor. Ben okullardaki sevincin hep hatırlanması gereken bir şey olduğunu düşünüyorum. Zaten şehir bazlı, yerinden yönetim yaklaşımının gayesi bu. Çocuklarımızın okullara gelişi; şehirlerin kırmızıdan maviye doğru hareket ederken alacağı mesafeye göre okullar durumunda değişkenlik olacak. Sayın valilerimizin yönetiminde bu konular ele alınıyor ve yürütülüyor.”

    Bakan Selçuk daha sonra çocukların oynadığı temassız oyunu izleyerek, oyuna katıldı.

  • Hayırseverlerden BUÜ’ye laboratuvar binası

    Hayırseverlerden BUÜ’ye laboratuvar binası

    Bursa’nın hayırsever işadamlarından Dr. Ahmet Ağaoğlu’nun adı çocukları tarafından Bursa Uludağ Üniversitesi’nde (BUÜ) yapılacak laboratuvarda yaşatılacak.

    Ahmet ve Hasan Ağaoğlu, önceki yıl hayatını kaybeden babaları Arif Ağaoğlu’nun adını taşıyacak özel bir protokole imza attı. İki kardeş, BUÜ Mühendislik Fakültesi’nde makine ve otomotiv bölümlerinde eğitim gören öğrencilerin ve akademisyenlerin faydalanacağı bir laboratuvar binası inşa ederek üniversiteye bağışlamayı taahhüt etti. Bina ve bağış protokolü BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz’un da katıldığı törende imzalandı.

    Kılavuz, merhum iş adamı Arif Ağaoğlu’nun üniversitelere ve eğitime büyük bir önem verdiğini aktardı. Ağaoğlu’nun BUÜ bünyesinde kurulan Üniversite-Sanayi İşbirliği Geliştirme Merkezi’nin en aktif üyeleri arasında yer aldığını hatırlatan Kılavuz; “Rahmetli Arif ağabeyimiz, her zaman için eli malzeme tutan öğrenciler hayâl ederdi. Uygulamaya ısrarla vurgu yapardı. İşin mutfağından gelen bir ağabeyimizdi. Üniversite-Sanayi İşbirliği Geliştirme Merkezi’mizin de en faal üyelerinden birisiydi. Takdir-i ilâhî böyle oldu. Gönül daha fazla birlikte olmayı arzu ediyordu. Ancak bayrağı devrettiği iki evladının da eğitime -öğretime önem verdiğini görmek bizleri çok mutlu etti. Çocuklarının da üniversite-sanayi işbirliğini geliştirmek için ellerinden gelen gayreti göstereceklerini anlıyoruz. Bu çok önemli bir hadisedir. Sizleri tebrik ediyorum. Babanıza da Allah’tan tekrar rahmet diliyorum. Yapacağınız yardım ve destek bizler için büyük bir önem arz ediyor. Laboratuvarımızın üniversitemize, öğrencilerimize, akademisyenlerimize, şehrimize ve ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum” diye konuştu.

    Ahmet Ağaoğlu ise babalarının çok zor şartlarda bile eğitim-öğretime önem ve destek verdiğini kaydetti. Arif Ağaoğlu’nun bilgiye ulaşmanın yanı sıra bu bilgiyi uygulamaya dökmeye de önem verdiğinin altını çizen Ahmet Ağaoğlu, “Bizler de güzide Bursa’mızda ve üniversitemizde öğrencilerimizin bilgiye ulaşacakları ve daha sonra bu bilgiyi pratiğe dökecekleri, babamın adını yaşatacağımız bu binayı ve laboratuvarı sizlere sağlayacak olmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz. Bizlere bu imkânı tanıyan herkese teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

    Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hasan Ağaoğlu da, “Bizler onun adını yaşatacak, genç dimağlara öğrendiklerini uygulama fırsatı verecek hem üniversiteyi hem de ülkemizi geliştirecek bu laboratuvar fırsatını iyi değerlendirmek istedik. Babamızın adını da böyle bir binada yaşatacak olmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz. Bina içerisinde 5 laboratuvar, 244 kişilik konferans salonu ve 30’a yakın öğretim üyesinin odası olacak. Tam anlamıyla özel bir eğitim kompleksi yapılacak. Ülkemize, şehrimize, üniversitemize, öğrencilerimize ve hocalarımıza hayırlı olmasını diliyoruz” dedi.
    Konuşmaların ardından hazırlanan işbirliği protokolü imzalandı.

  • ‘Tütünsüz Kampüs’ uygulaması hayata geçiyor

    ‘Tütünsüz Kampüs’ uygulaması hayata geçiyor

    Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ), sağlıklı hayat davranışlarının yaygınlaştırılması ve öğrencilere doğru örnek olabilmek hedefiyle ‘Tütünsüz Kampüs’ uygulamasını hayata geçiriyor.

    BUÜ Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Karadağ, her yıl 1-7 Mart arasında kutlanan Yeşilay Haftası dolayısıyla açıklamalarda bulundu. BUÜ Görükle Kampüsü’nün ‘Tütünsüz Kampüs’e çevrilmesi için çalışmalara başladıklarını kaydeden Prof. Dr. Mehmet Karadağ, “Tütünsüz Kampüs projemiz çerçevesinde yüzde 100 dumansız ve tütün içermeyen bir eğitim alanı oluşturuyoruz. Çağın ihtiyaçlarını karşılayabilmek için üniversitelerin gelişmesi ve değişmesi gerekiyor. Üniversitelerde sağlıklı yaşam davranışlarının yaygınlaştırılması da önemli bir ihtiyaçtır. Üniversite mensupları, öğretim üyesi, öğrenci, çalışan ve diğer bireyler, aslında tüm toplum için rol model olmalıdır. Kişi ve toplum sağlığı üzerinde zararlı etkileri olan tütün bağımlılığının önlenmesi konusunda öncü rolün üstlenilmesi ve gelecek nesillerin tütünsüz bir yaşam sürebilmesinin yolunun açılması görevi de bu sebeple üniversitelere düşmektedir. Bu hedefle dünyada ‘Tütünsüz Üniversite’ yaklaşımı benimsenmiş ve gelişmiş ülkelerde hızla yaygınlaşmış bir uygulamadır” şeklinde konuştu.

    Üniversitelerde tütün kontrolü çalışmalarının sistematik ve sürekli bir biçimde sürdürülmesine ihtiyaç olduğunun altını çizen Prof. Dr. Mehmet Karadağ, uygulamaların nihai hedefleri arasında ise kapalı ve açık alanlarda tütün kullanılmaması, tütün satışının kampüs içerisinde olmaması ve tütünü bırakmak isteyenlere yardım imkanı sağlanmasının yer aldığını aktardı. ‘Tütünsüz Üniversite’ projesinin, tütün kullanan ve kullanmayan herkesin sağlık hakkının korunması için önemli bir uygulama olduğuna işaret eden Karadağ, “Herhangi bir üniversitenin Tütünsüz Üniversite olarak değerlendirilebilmesi için, öncelikle tütün kontrolü ile ilgili plan ve programın yapılması ve bu süreçten üniversitenin bütün bileşenlerinin haberdar edilmesi gerekiyor. Kampüs içerisinde tütün kullanılan alanların bütünüyle kaldırılması ve bunun için önceden tarih belirlenerek ilan edilmesi de büyük bir önem taşıyor. Tütün kontrolü çalışmalarının üniversite bünyesinde bir birim tarafından sürdürülmesi gerekiyor. Tüm bunların yanı sıra bu politikanın öğrenim gören, çalışan ve diğer bütün bileşenler tarafından içselleştirilmesi için eğitim ve farkındalık çalışmalarının yapılması ve sürdürülmesi de büyük bir önem taşıyor. Ayrıca tütünü bırakmak isteyenlere yönelik olarak bırakma hizmetlerinin herkes tarafından ulaşılabilir olmasının sağlanması gerekmektedir” açıklamasında bulundu.

    Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz’un tavsiye ve yönlendirmesiyle çalışmalara başladıklarını açıklayan Prof. Dr. Mehmet Karadağ, projenin sağlıklı ilerleyebilmesi için öncelikle öğrencilere yönelik detaylı bir anket çalışması yaptıklarını söyledi. Karadağ, “Ankette 40 soru bulunuyordu ve online olarak internet aracılığıyla gerçekleştirildi. Üniversitemiz web sitesinde öğrenci otomasyonunu kullanarak tüm öğrencilerimize ulaştık. Anket soru sayısının fazla olmasına rağmen ankete büyük bir katılım sağlandı, Anketi, 15 fakülte, 3 yüksekokul ve 15 meslek yüksek okulundan toplam 10 bin 383 katılımcı tam olarak cevapladı. Bu tür anketler için beklenenden çok yüksek bir katılım sağlanmış oldu. Anket sonuçları, istatistik değerlendirmeleri yapıldığında ilginç sonuçlara ulaştık. Toplam 4 bin 922 kız ve 5 bin 461 erkek öğrenci ankete katılmıştı. Bu öğrencilerden aktif sigara içenlerin oranı yüzde 38,4 olarak bulundu. Bu oran toplum genelindeki sigara içme oranından daha yüksekti” şeklinde konuştu.

    Aynı anket çalışmasında öğrencilerden yüzde 10,4’ünün de daha önce sigara içtiğini ancak bırakmış olduğunu tespit ettiklerini belirten Prof. Dr. Mehmet Karadağ; “Hiç sigara içmeyenlerin oranı yüzde 51,1 olarak bulundu. Öğrencilerin çoğunluğu üniversiteye başlamadan önce sigaraya başlamışlardı. Sigara içmeye başlama yaşları ortalaması 16,5 olarak hesaplandı. Sigaraya başlama nedenleri ve sigara içmelerine engel olabilecek şartlar birbirlerinden çok farklıydı. Sigaraya ve tütünsüz kampüs projesine bakış açıları da çok farklıydı. Yine de ankete katılan öğrencilerimizin yüzde 50’si tütünsüz kampüs projesini kesinlikle desteklerim, yüzde 13,9’u olabilir diyerek olumlu görüş bildirmiştir. Öğrencilerin yüzde 22,6’sı gereksiz bulduğunu söylerken, sadece yüzde 13,6’sı karşı çıkacağını kabul edilemez bulduğunu bildirmiştir” dedi.

    Prof. Dr. Mehmet Karadağ, Tütünsüz Üniversite Kampüsü projesinde bir sonraki aşamaya geçerek bilgilendirme çalışmalarına başladıklarını ve sigaradan kurtulmak isteyenler için sigara bıraktırma polikliniği kurduklarına işaret etti. Karadağ, “Yeni polikliniğimize Türkiye’nin ilk sigara bıraktırma polikliniğini 1992 yılında yine Üniversitemiz Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’nda kuran Merhum Prof. Dr. Nihat Özyardımcı hocamızın adını verdik. Tıp Fakültemizde Göğüs Hastalıkları ve Aile Hekimliği Anabilim Dallarının ortak çalışmasıyla kuruldu ve faaliyete başladı. Çalışmalarımız salgın sürecinde de devam etti. Üniversitemizin tüm birimlerinden seçilen 102 temsilciye online olarak 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkındaki kanunla ilgili eğitim verdik ve her birimde temsilciler belirlendi” diye konuştu.

    Gerekli tüm alt yapıyı hazırladıklarını ve en uygun tarihte projeyi hayata geçireceklerini açıklayan Prof. Dr. Mehmet Karadağ, “Bursa Uludağ Üniversitesi kampüsünün tütünsüz bir kampüs olması için artık gün sayıyoruz. Projenin gerçekleşmesinin Bursa’mız ve ülkemiz için çok önemli bir kazanç olacağına inanıyoruz” açıklamasında bulundu.

  • BUÜ, Uludağ’daki polen üretim potansiyelini araştıracak

    BUÜ, Uludağ’daki polen üretim potansiyelini araştıracak

    Bursa Uludağ Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (BİTUAM), Uludağ çevresinde bulunan endemik bitkilerin arı poleni üretim potansiyelini araştıracak. 2 yıl boyunca devam edecek proje ile Uludağ’a özgü polen üretim miktarları incelenecek ve yeterli potansiyelin tespit edilmesi durumunda coğrafi işaretleme yapılacak.

    BİTUAM ve Civan Arıcılık A.Ş. iş birliğinde yürütülecek projenin ilk toplantısı Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörlük Binası’nda gerçekleştirildi. Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adem Doğangün, BİTUAM Müdürü Prof. Dr. Utku Çopur, Bursa Arı Yetiştiriciliği Birliği üyeleri ve akademisyenlerin katıldığı toplantıda BİTUAM tarafından yürütülecek iki farklı projenin içeriği ve işleyiş esasları hakkındaki detaylar ele alındı.

    Programda kısa bir konuşma yapan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, üniversitelerin öğrenci yetiştirmek, araştırma ve geliştirme faaliyetlerini yürütmek ve toplumsal katkıda bulunmak gibi görevleri olduğunu hatırlattı. Üniversitelerin içerisinde bulundukları toplulukların hem ortak aklını hem de yol gösterici unsurunu oluşturduklarının altını çizen Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “Toplumsal katkı çerçevesinde kendisini geliştirmiş personel yetiştiriyoruz. Bu yetkin personelleri kamuya ve özel sektöre sunuyoruz. Bilimsel ve teknolojik gelişmelerde bulunuyoruz, inovasyon yapıyoruz ve bunları patente dönüştürüyoruz. Ticarî bir çıktı elde ediyoruz. Bunlardan hem iş dünyası hem paydaşlarımız hem de ülkemiz kazanıyor. Bu anlamda üniversitelerin üçüncü görevi yani toplumsal katkı görevi çok büyük bir önem taşıyor” diye konuştu.
    BİTUAM’ın göreve geldikleri günlerde bir nebze atıl durumda kaldığına işaret eden Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, böyle bir merkezin yeniden oluşturulması için en az 30 milyon TL gerektiğinin altını çizdi. Merkezde çok gelişmiş cihazların bulunduğunu açıklayan Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “Burada çok önemli bir yatırım var. Bizim burayı fonksiyonel hale getirmemiz gerekiyor. Bunu da elbette ki bir takım paydaşlarla yürütebilmemiz gerekiyor. Tecrübeli ve çalışkan bir ekip oluşturduk. İnşallah daha iyi hizmet veren, üretim yapan ve patentler elde eden çalışmalar yapacaklar. Bugün arı ürünleri konusunda yürütülecek iki projenin detaylarını konuşuyoruz. Türkiye’de bu işin ciddi bir potansiyeli olduğunu gördük. O potansiyelin geliştirilmesi ve sınaileştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bursa’ya ve ülkemize kim katkı koymak istiyorsa, üniversite olarak onlara kucağımızı açtık. Bu anlayışla çalışıyoruz. Hayırlı olmasını diliyorum” açıklamasında bulundu.

    Toplantıda konuşan BİTUAM Müdürü Prof. Dr. Utku Çopur ise Türkiye’nin arı kovanı sayısında dünyada 3. sırada yer aldığını açıkladı. Arıcılık sektörünün sadece bal üreterek büyüyemeyeceğinin altını çizen Prof. Dr. Utku Çopur, “Arıcılık, ülkemizde geniş bir alana yayılan ve dünyada ön planda olduğumuz sektörlerden birisi. Ancak sadece bal üretimi ile sektörün büyümesi ve kazançlı hale gelmesi maalesef mümkün görünmüyor. Aynı zamanda sektörde çok farklı iş kollarının olduğunu biliyoruz. Bu bağlamda hayata geçireceğimiz iki proje ile Bursa’ya özgü arı polenlerinin coğrafi orijinine göre karakterize edecek ve bu şekilde sınıflandırmasını yapacağız. Projemizin en önemli tarafı da Bursa ilinin Uludağ çevresinde olan endemik bitkilerin arı poleni üretim potansiyelini tespit edeceğiz. Elde edeceğimiz sonuçlar ile Bursa’daki arıcılık sektörüne olduğu kadar ülke ekonomisine de ciddi katkılar sağlayacağımıza inanıyoruz” diye konuştu.

    Arıcılardan projeye tam destek

    Proje ortaklarından Civan Arıcılık A.Ş. Genel Müdürü ve Bursa Arı Yetiştiriciliği Birliği üyesi Mustafa Civan da Bursa’da böyle bir projenin daha önce yürütülmediğini söyledi. Araştırma ve geliştirme noktasında projenin içerisinde yer almaktan mutluluk duyduklarını aktaran Mustafa Civan, firma olarak her türlü desteği vereceklerini ve projenin sonunda çok önemli çıktılara ulaşacaklarına inandıklarını belirtti.

    Toplantının sonunda projeye destek verecek olan Civan Arıcılık A.Ş. firması ile iş birliği protokolü imzalandı.

  • Bakan Selçuk’tan ‘1 günlük erteleme’ özrü

    Bakan Selçuk’tan ‘1 günlük erteleme’ özrü

    Yüz yüze eğitimde ikinci aşamaya geçiş 1 gün ertelenmişti. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, bu durum için özür diledi.

    İlkokulda tüm kademeler ile 8. ve 12. sınıfların yüz yüze eğitime 1 Mart’ta başlayacağı açıklanmıştı.

    Ancak, yarın yapılacak Kabine Toplantısı’ndan çıkacak kararlara göre hareket edileceği için yüz yüze eğitimde 2. aşamaya geçişin 1 gün ertelendiği bildirildi.

    Konuya ilişkin Twitter’dan açıklamada bulunan Selçuk, “Okulların açılma takviminde yaşanan 1 günlük erteleme için tüm vatandaşlarımızdan özür dilerim” dedi.

    Önceliklerinin sağlık olduğunu da vurgulayan Milli Eğitim Bakanı, “Bazı illerimizde son birkaç günde tespit edilen hızlı vaka artışı yeniden değerlendirme zorunluluğunu doğurmuştur. Sabrınız ve anlayışınız için teşekkür ederim” ifadelerini de kullandı.