Kategori: Eğitim

  • BTÜ, 21 takımla TEKNOFEST’e katılacak

    BTÜ, 21 takımla TEKNOFEST’e katılacak

    Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ), 21 öğrenci takımıyla bu yıl gerçekleştirilecek TEKNOFEST yarışmalarında mücadele edecek.

    Mimar Sinan Yerleşkesi’nde düzenlenen törende, üniversiteden TEKNOFEST yarışmalarına hak kazanan model uydu ve insansız hava aracı öğrenci takımları, final için yola çıktı.

    Öğrenciler tarafından tasarlanıp üretilen iki insansız uçak ve üç drone, Gaziantep’te gerçekleştirilecek TÜBİTAK İnsansız Hava Araçları Yarışması’na, bir model uydu ise Tuz Gölü’nde yapılacak TÜRKSAT Model Uydu Yarışması’na katılacak.

    BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, törende yaptığı konuşmada, bu yıl TEKNOFEST’e üniversiteden 52 öğrenci takımının başvurduğunu söyledi.

    Bu takımlardan 21’inin finale kaldığını belirten Karademir, “Gençlerimiz, Tuz Gölü’nde ve Gaziantep’te dronelar, uçaklar, sabit kanatlı, uydu, su altı araçları gibi farklı kategorilerde yarışlara katılacaklar. Öğrencilerimiz kazasız, belasız gidip çok güzel tecrübeler kazanarak, Bursa’yı temsil edecekler. Öğrencilerimiz inşallah güzel sonuçlarla gelecektir.” diye konuştu.

    Karademir, öğrencilerimizi yarışlara yolcu etme konusunda bir gelenek oluşturmak istediklerini de sözlerine ekledi.

    Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz ve Yıldırım Kaymakamı Adem Yazıcı’nın da katıldığı törende, drone takımları, gösteri uçuşu yaptı.

    Daha sonra otobüse binen öğrenciler, yarışmalara gitmek üzere yolcu edildi.

  • KPSS maratonunda ikinci hafta

    KPSS maratonunda ikinci hafta

    Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezince (ÖSYM) Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) kapsamında lisans düzeyinde alan bilgisi oturumları hafta sonu yapılacak.

    ÖSYM tarafından 31 il merkezi ve 35 sınav merkezinde yapılacak KPSS Alan Bilgisinin kamu yönetimi, uluslararası ilişkiler, çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri testlerinden oluşan 1’inci oturumu yarın saat 10.15’te başlayacak. KPSS alan bilgisi sınavlarının hukuk, iktisat, maliye testlerinin yer aldığı 2’inci oturumu ise aynı gün saat 14.45’te başlayacak. Adaylara bu oturumlarda 120 soru için 150 dakika süre verilecek.

    KPSS Alan Bilgisinin 3’üncü oturumu pazar günü saat 10.15’te başlayacak. Adaylara, işletme, muhasebe, istatistik testlerindeki 120 soruyu yanıtlamaları için 160 dakika süre tanınacak.

    Adaylar, sınavın sabah oturumlarında saat 10.00’dan sonra, öğleden sonraki oturumlarında ise saat 14.30’dan sonra sınav binalarına alınmayacak.

    Sınavlardaki koronavirüs salgını önlemleri

    ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Halis Aygün, sınavlarda yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı alınan tedbirler hakkında şu bilgileri vermişti:

    “Sınav binaları ve salonlarının sınavdan önce detaylı temizliği yapılacak ve dezenfekte edilecek. Koronavirüs önlemleri kapsamında adaylara sınav binası girişlerinde görevliler tarafından maske ve dezenfektan dağıtılacak. İsteyen adaylar kendileri de dezenfektanlarını yanlarında getirebilecekler. Sınav görevlilerimize maske ve dezenfektanla birlikte lateks eldiven de dağıtılacak. Adaylar ve görevliler, kendi maskeleri ve siperlikleriyle de girebilecekler. Sınav görevlilerimizin Kovid-19 durumları HES kodları aracılığıyla takip edilecek. Kovid-19 durumu belirlenen sınav görevlilerinin görevleri iptal edilerek yerlerine yeni görevlendirmeler yapılacak. Kovid-19 ile ilgili durumu olan adaylar, HES kodlarından belirlenecek ve Bilim Kurulunun önerisi doğrultusunda Kovid-19 durumlarına göre gruplara ayrılacak ve sınav merkezlerimizde hazırlanan ayrı salonlarda sınava alınacaklar. Bu durumda olan adaylar, Başkanlığımız tarafından SMS ile sınavdan önce bilgilendirilecek.”

    Okul bahçelerindeki yığılmayı önlemek ve sosyal mesafeyi korumak için adaylar ve sınav görevlileri dışında hiç kimsenin okul bahçelerine alınmayacağını dile getiren Aygün, adayların sınav binalarına girişte ve sınav bitiminde binadan çıkışta, sosyal mesafenin korunması için sınav görevlilerince yönlendirileceğini belirtmişti.

  • KPSS ÖABT’ye giriş belgeleri erişime açıldı

    KPSS ÖABT’ye giriş belgeleri erişime açıldı

    Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), 2020- Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi’ne (ÖABT) giriş belgelerini erişime açtı.

    ÖSYM’den yapılan açıklamada, “20 Eylül 2020 tarihinde uygulanacak olan 2020-KPSS Öğretmenlik Alan Bilgisi Testine (ÖABT) katılacak adayların, sınava girecekleri bina/salonlarına atanma işlemleri tamamlanmıştır. Adaylar sınava girecekleri yer bilgisini gösteren Sınava Giriş Belgesini ÖSYM’nin ‘https://ais.osym.gov.tr’ adresinden 10 Eylül 2020 tarihinde T.C. Kimlik numaraları ve aday şifreleri ile edinebileceklerdir” denildi.

  • “YÖK-Gelecek Projesi” ile ilk kez öncelikli alanlarda akademisyen alımı yapılacak

    “YÖK-Gelecek Projesi” ile ilk kez öncelikli alanlarda akademisyen alımı yapılacak

    Yükseköğretim Kurulunca (YÖK), geleceğin bilim insanlarının yetiştirilmesi amacıyla başlatılan “YÖK-Gelecek Projesi” ile ilk kez öncelikli alanlarda akademisyen alımı yapılacak.

    YÖK’ün internet sitesinden “Geleceğin Bilim İnsanları İçin YÖK-Gelecek Projesi”ne ilişkin yapılan açıklamada, özellikle gelişmesini büyük ölçüde tamamlayan üniversitelerde, daha özel alanlarda uzman insan gücüne ihtiyaç duyulduğuna işaret edildi.

    Bu ihtiyacın karşılanmasının hakkaniyet ve fırsat eşitliği çerçevesinde olması gerektiği vurgulanan açıklamada, meselenin diğer yönünün de üniversitelerin bilimsel faaliyetleri ve misyonlarının, Türkiye’nin kalkınma yolundaki tercihleri ve öncelikleriyle uygun şekilde ilişkilendirilmesi olduğu aktarıldı.

    Bütün üniversitelerin ve özellikle kadro rejimi itibarıyla farklı statüdeki devlet üniversitelerinin, kadro kullanımı konusunda Türkiye’nin kalkınma yolundaki yürüyüşüne uygun merkezi bir planlamaya ihtiyacı bulunduğuna işaret edilen açıklamada, üniversitelerde öğretim üyesi ve öğretim elemanı istihdamının YÖK tarihi boyunca merkezi sistemin, yükseköğretim kurumlarına toplam kadro sayısı belirleyerek tahsis etmesi, unvan bazında belirlenen kadroların kurumlarda kullanım izninin kamu yararı gözetilerek YÖK tarafından izne bağlanması, üniversitelerin bunlar için aradıkları özel şartları belirleyip ilana çıkarak atama süreçlerini kendi kararlarıyla sonlandırmaları şeklinde sürdüğü anımsatıldı.

    İlk kez uygulanacak proje üç aşamada gerçekleştirilecek

    Açıklamada, “Bu sene yükseköğretim tarihimizde akademik kadro kullanımında yeni bir yöntem hayata geçirilecektir. Bu yöntem, ‘yeni YÖK’ tarafından bir proje mantığı içinde kurgulanmıştır. Projenin adı YÖK-Gelecek Projesi’dir. İlk kez uygulanacak proje üç aşamada gerçekleştirilecek. Birinci aşama öncelikli alan araştırma görevlisi istihdamı, ikinci aşama öncelikli alan öğretim üyesi istihdamı, üçüncü aşama akademik liyakat-kariyer platformu.” bilgisi paylaşıldı.

    “Bugün yeni bir projenin haberi değil, hayata geçirilen ilk adımının kamuoyuyla paylaşıldığı” vurgulanan açıklamada, “Yeni YÖK olarak, koyduğumuz hedef doğrultusunda yeni bir kurguyu hayata geçiriyoruz. İnşallah diğer projelerimiz gibi bunda da kısa zamanda önemli mesafeler katedeceğiz. Bu projenin bir çıktısı da sistem içinde ülkenin öncelikli alanlarında nitelikli bilgi üretmeye aday olan gençlere imkan tanıma, onlara sahip çıkma ve onların başarının ödüllendirileceğine dair inançlarını pekiştirmek olacaktır.” değerlendirmesinde bulunuldu.

    Açıklamada, yeni YÖK tarafından öncelikli alanlar, ihtisaslaşma, açık bilim, üniversitelerde çeşitlilik, araştırma üniversiteleri, bölgesel kalkınma odaklı, mesleki uygulama ağırlıklı ve tematik üniversiteler, temel bilimlerde üstün başarı sınıfları, YÖK 100/2000- öncelikli alanlarda doktora, dijital dönüşüm, geleceğin meslekleri gibi kavramların da daha önce Türk yükseköğretim sistemine kazandırıldığı anımsatıldı.

    İlk kez “öncelikli alanlarda” araştırma görevlisi ilanına çıkılacak

    Açıklamada, projeyle ilk kez öncelikli alanlarda araştırma görevlisi ilanına çıkılacağı bildirildi.

    Uzun yıllardır var olan sistemin genel ve cari uygulama olarak yine süreceği, 2020’de merkezi olarak belirlenen toplam atama izin sayılarının üniversitelere tahsis edildiği belirtilen açıklamada, projenin birinci aşamasına ilişkin, “Fakat bunun yanı sıra, yani devam etmekte olan bu ana yola ilave olarak, hacim itibarıyla daha küçük/daha az sayıda kadronun tahsis edileceği farklı bir yol daha uygulamaya sokulmaktadır. İlk defa uygulanacak bu sistem diğer projelerimizde olduğu gibi YÖK tarafından basit, sade ve yalın bir şekilde kurgulanmıştır.” ifadelerine yer verildi.

    Açıklamada, bu yöntemin özelliklerine ilişkin şunlar kaydedildi:

    “Ülkemizin öncelikli alanlarının belirlenmesi ve bu alanlarda doktora programlarına açılması. İlave kadro tahsisi yapılacak (ilave atama izni verilecek) üniversitelerin, YÖK tarafından belirlenen, ülkemizin öncelikli alanlarında doktora eğitimi verebilme yetkinliğine sahip olması. Tarif edilen kadro için belli bir kişinin değil, ihtiyaç duyulan profilin tanımlanması. Hak ve adalet duygusunu zedelemeyecek, fırsat eşitliğini gözetmek üzere ilan edilen kadro için başvuru yapabilecek yeterince adayın sistemde bulunuyor olmasına dikkat edilmesi. Adayların değerlendirilmesi ve seçiminin cari usule göre üniversitelerimiz tarafından yapılması.”

    Açıklamada, “Türk yükseköğretim sisteminin ‘liyakat ve ehliyet’ çerçevesinde şekillendirilmesine ve üniversitelerimizin ihtisaslaşmasına katkı sağlayacak ‘Öncelikli Alan Araştırma Görevlisi’ atamalarıyla, iki üç sene zarfında yükseköğretimde hissedilebilir iyileşme hedeflenmektedir.” değerlendirmesine yer verildi.

    YÖK tarafından belirlenen koşulların dışında özel şart koşulamayacak

    “Proje kapsamında, Türkiye’nin öncelikli alanları belirlenmiş ve ‘adrese teslim’ olmamak kaydıyla bu alanlarda doktora eğitimi yapan öğrencilere araştırma görevlisi kadrolarına atanma imkanı tanınmıştır.” bilgisi paylaşılan açıklamada, genel kadro kullanımı üniversitelerce sürdürülürken, bu daha az sayıdaki araştırma görevlisinin atanmasında Türkiye’nin önceliklerine odaklanıldığı ancak YÖK tarafından belirlenen koşulların dışında şart koşmamak kaydıyla süreçlerin yürütülmesinin yine üniversitelere bırakıldığı belirtildi.

    Açıklamada, “Öncelikli alanlara araştırma görevlisi atanmasını hedefleyen ve ‘yeni YÖK’ tarafından sade ve yalın şekilde kurgulanan bu proje, diğer pek çok projemiz gibi Türk yükseköğretimi için bir ilktir.” ifadeleri kullanıldı.

     “Öncelikli Alanlar Araştırma Görevlisi” kadrosu için ek atama izinleri verildi

    2020’de “yeni YÖK” anlayışı çerçevesinde Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu alanlardaki nitelikli insan gücünü karşılayabilmek için “Öncelikli Alanlar Araştırma Görevlisi” kadrosu için “ek” atama izinlerinin de verildiği bildirilen açıklamada, izin verilen öncelikli alanlardan bazıları şu şekilde sıralandı:

    “Yapay Zeka, Veri Bilimi, Mikro ve Nanoteknoloji, Akıllı ve Yenilikçi Malzemeler, Gıda Üretimi, İşleme ve Teknolojisi, Gıda Biyoteknolojisi, Sürdürülebilir Tarım, Zootekni ve Hayvan Besleme, Moleküler Farmakoloji, İlaç Araştırmaları ve Aşı, Biyoteknoloji, Uluslararası Güvenlik ve Terör, Eğitimde Dijitalleşme, İnsan Beyni ve Nörobilim.”

    “Öncelenen ‘kişiler’ değil, ‘öncelikli alanlar’dır”

    Açıklamada, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

    “Yükseköğretim sisteminde 2 bin 200 öğrencimiz, çeşitli üniversitelerde, öncelikli alan olarak belirlenen bu alanlarda doktora eğitimlerine devam etmektedir. Diğer bir ifadeyle hiçbir pozisyon/kadro ilanı belirlenmiş kişiler için olmayıp, belirlenmiş alanlar içindir. Burada öncelenen ‘kişiler’ değil, ‘öncelikli alanlar’dır.

    Bu projeyle ülkemizin öncelikli alanlarında nitelikli insan gücü ihtiyacını ve öğretim üyesi eksikliğini gidermek için önemli bir adım atılmaktadır. Bu kadrolara yapılacak atamaların tamamıyla ‘liyakat’ çerçevesinde olması için, belli bir üniversitenin havuzundan değil, Türkiye’nin havuzundan yararlanılarak gerçekleştirilecek olması, bu önemli adımı daha da değerli kılmaktadır.”

    Açıklamada, ayrıca yeni YÖK’ün girişimleri sonucunda temel bilimler, ziraat, orman, veterinerlik, su ürünleri, astronomi ve uzay bilimleri, yer bilimleri ve felsefe alanlarında lisans bursları ve “YÖK 100/2000 Doktora Projesi” ile de doktora bursu verildiği anımsatıldı.

    “Öncelikli alan öğretim üyesi istihdamı” da yakında açıklanacak

    YÖK-Gelecek Projesi’nin ikinci aşamasına ilişkin de açıklamada şu bilgilere yer verildi:

    “Projenin ikinci ayağı ise ülkemizin kalkınma yolundaki öncelikli ve özellikli alanlarında öğretim üyesi atamaları için verilecek olan ‘ek’ izinlerden oluşacaktır. Üniversitelerimizin bu alanlarda temayüz eden ilgili bölümlerine tahsis edilecek olan ‘ek’ öğretim üyesi kadro ilanları ile ‘başarılı bölümler’ daha da güçlendirilmek suretiyle ödüllendirilecektir.

    Projenin ‘Öncelikli Alan Öğretim Üyesi’ ayağı önümüzdeki günlerde akademi camiası ve kamuoyuyla paylaşılacaktır. Bu paylaşımda üniversitelerin ve alanların nasıl seçildiğine dair bilgilendirme de yapılacaktır. Böylelikle bu ay içinde YÖK-Gelecek Projesi’nin üç aşaması da hayata geçirilerek sisteme kazandırılmış olacaktır. “

  • Yeminli ve serbest muhasebeci mali müşavirlik sınav tarihleri belli oldu

    Yeminli ve serbest muhasebeci mali müşavirlik sınav tarihleri belli oldu

    Yeminli Mali Müşavirlik Sınavı 5-14 Aralık’ta, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Sınavı da 19-20 Aralık’ta yapılacak.

    Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğinin (TÜRMOB) konuya ilişkin ilanı Resmi Gazete’de yayımlandı.

    İlana göre, 2020/3. Dönem Yeminli Mali Müşavirlik Sınavı 5-14 Aralık’ta, 2020/3. Dönem Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Sınavı da 19-20 Aralık’ta yapılacak.

    Sınav başvuruları ön başvuru şeklinde TESMER Otomasyon Sistemi (TEOS) üzerinden alınacak.

  • Acı tablo: Her iki gençten biri mutlu değil

    Acı tablo: Her iki gençten biri mutlu değil

    18-29 yaş grubu arasında yapılan bir araştırmaya göre, gençlerin yüzde 76’sı daha iyi bir gelecek için yurt dışında yaşamak istiyor. Her iki gençten biri mutlu olmadığını ifade ederken, yüzde 77’si torpilin yetenekten daha etkili olduğuna inanıyor.

    Yeditepe Üniversitesi ve MAK Danışmanlık iş birliği ile gerçekleştirilen en kapsamlı ‘Gençlik Araştırması’nda sonuçları açıklandı.

    13 Temmuz-20 Ağustos tarihleri arasında 18-29 yaş grubu gençlerle gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları, TV5’de yayınlanan Kulis Ankara programında ilk kez kamuoyuyla paylaşıldı.

    Gençlerin, din, siyaset, aile, toplum ile ilişkilerinin yanı sıra internet alışkanlıklarının sorulduğu araştırmada gençlerin borçlu, mutsuz ve gelecek kaygısı içinde oldukları görüldü.

    Araştırmanın saha çalışmasını yürüten MAK Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat, yapılan çalışmanın sadece bugünü anlama noktasında değil geleceğe ışık tutma konusunda da çarpıcı veriler ortaya koyduğunu vurguladı.

    Gençlerin yüzde 50,5’i mutlu değil

    Yapılan araştırmaya göre, “Hayatınızı bir bütün olarak düşündüğünüzde ne kadar mutlu ya da mutsuz olduğunuzu söyler misiniz?” şeklinde soruya gençlerin yalnızca yüzde 18,2’si ‘mutluyum’ cevabını verirken, yüzde 23’ü ‘hiç mutlu değilim’, yüzde 27,5’i ise ‘mutlu değilim’ cevabını verdi.

    Araştırmaya katılan gençlerin yüzde 23,5’i ‘ne mutlu ne mutsuz sayılırım’ cevabını verirken, yüzde 7,8’i ise ‘çok mutluyum’ cevabını verdi.

    Gençlerin yüzde 26,2’si mutluluğu parada arıyor

    Araştırmanın dikkat çeken sonuçlarından diğeri ise gençlerin ‘Mutlu olmak için öncelikli neye sahip olmak gerekir?’ sorusuna verilen cevaplar oldu.

    Gençlerin yüzde 26,2’si mutlu olmak için öncelikle paraya sahip olunması gerektiğini belirtirken, yüzde 16,6’sı statü/kariyer cevabını verdi. Gençlerin sadece yüzde 12,4’ü maneviyat ve yüzde 11,3’ünün ise aile yanıtını vermesi dikkat çekti.

    Gençlerin yüzde 90’nına yakını büyüklerin kendilerini anlamadığını düşünüyor

    Yetişkinlerin kendilerini anlayıp anlamadığı konusunda düşüncesi sorulan gençlerin yüze 42,5’i anlamıyorlar cevabını verirken, yüzde 38,8’i ise az anlıyorlar cevabını verdi. Gençlerin sadece yüzde 9,4’ü yetişkinlerin kendilerini anladığını söylüyor.

    Arkadaş ortamı kötü alışkanlığa sevk ediyor

    “Size göre gençler arasında sigara, alkol ve uyuşturucu vb. alışkanlıkların artmasında en önemli etkenler nelerdir?” şeklindeki soruya araştırmaya katılan gençlerin yüzde 62,3’ü ‘arkadaş ortamı’ cevabını verirken, yüzde 13,9’u ‘merak’ yüzde 10,4’ü ise ‘aile ortamı’ cevabını verdi.

    Yüzde 82’si kendini bir dini inanca sahip olarak tanımlıyor

    Araştırmada 18-29 yaş grubundaki gençlerin yüzde 82’lik kısmı kendini bir dini inanca sahip olduğunu söylerken, yüzde 7,7’si ise hiçbir dine mensup olmadığını ifade ediyor.

    “Sahip olduğunuz dini inancınız; Davranış/tutumlarınızı etkiliyor mu?” şeklinde soruya ise gençlerin yüzde 69,5’i ‘bazen/ara sıra’ cevabını verirken, yüzde 15,4’ü ise ‘her zaman’ yanıtı verdi.

    Sahip olduğu dini inancın davranış ve tutumları üzerinde etkili olmadığını belirten gençlerin oranı ise yüzde 15,1 olarak öne çıkıyor.

    Arkadaş tercihinde din ya da mezhebin etkili olup olmadığı ile ilgili soruya gençlerin yüzde 88,7’si ‘Hayır, arkadaş tercihimde bunlar asla önemli değil’ cevabını verirken, tercihlerinde etkili olduğunu söyleyenlerin oranı ise sadece yüzde 5,2 oldu.

    Yüzde 11,7’sinde Ahiret inancı yok

    Araştırmada, ahiretin varlığına ve yapılan her şeyden hesaba çekileceğine inanan gençlerin oranı yüzde 72,2 olarak karşımıza çıkarken, yüzde 11,7’lik bir kısım ise ahiretin varlığına inanmıyor.

    “Namaz kılıyor musunuz?” sorusuna gençlerin yüzde 39’u ‘haftada bir kere Cuma Namazı’ cevabını verirken, yüzde 26,7’si ise ‘Bayram Namazı veya başka çok özel günlerde yılda birkaç kere’ cevabını verdi.

    ‘Hayır, hiç namaz kılmıyorum’ cevabını verenlerin oranı yüzde 17,8 olurken, ‘5 Vakit namaz kılıyorum’ diyenlerin oranı ise yüzde 14’de kaldı.

    Gençlerin yüzde 74’ü siyasetle ilgili

    “Türkiye’deki siyasi partilerden herhangi birinin gençlerin sorunlarını çözme konusunda yeterli politikalar üretebildiğini düşünüyor musunuz?” sorusuna gençlerin yüzde 77,9’u’Hayır hiçbir parti yeterli politika üretmiyor sadece üretiyormuş gibi görünüyor’ cevabını verdi.

    Siyasetle ilgisi sorulan gençlerin sadece yüzde 19’u ilgisiz olduğunu belirtirken, yüzde 60,6’sı ara sıra yüzde 14,1’i ise her zaman ilgili olduğunu ifade ediyor.

    Gençlerin yüzde 76’sı ‘başka ülkede yaşarım’ diyor

    “Bu ülkeyi yönetiyor olsanız öncelikle çözeceğiniz sorun ne olurdu?” sorusuna gençlerin 46,7’si gibi büyük bir oran işsizlik/istihdam sorunu cevabını verirken, yüzde 8,8 hayat pahalılığı yüzde 7,6’sı ise adalet cevabını verdi.

    “Eğitim veya iş amaçlı bir başka ülkede geçici süreli yaşama fırsatı tanınsa yurt dışına gitmek ister misiniz?” sorusuna gençlerin yüzde 76,2’si ‘evet kesinlikle giderim’ cevabını verirken, yüzde 14’ü ise ‘Evet ama ülkemde aynı şartları bulursam gitmem’ cevabını verdi.

    Kalıcı olarak bir başka ülkenin vatandaşlığı verildiğinde ‘evet terk eder giderim’ diyenlerin oranı yüzde 64 olurken, sadece yüzde 14’ü ‘ülkemde kalırım’ cevabını verdi.

    Daha iyi bir gelecek için yurtdışını istiyorlar

    “Hangi ülkede yaşamak istersiniz?” sorusuna yüzde 43 ile Avrupa ülkeleri başı çekerken, yüzde 39,8 ile ABD/Kanada yüzde 14,8 ile de İskandinav ülkeleri takip ediyor.

    “Neden başka bir ülkede yaşarsınız” sorusuna ise gençlerin yüzde 59’ü ‘daha iyi bir gelecek’ cevabını verirken, yüzde 14,6’sı ‘Daha huzurlu hayat’ yüzde 6’sı ‘adalet/eşitlik’ ve yüzde 20,4’ü ise ‘diğerleri’ cevabını verdi.

    En çok İnstagram kullanıyorlar

    Yapılan araştırmaya göre gençler yüzde 34 ile en çok instagram kullanıyor. İnstagramı yüzde 30 ile twitter, yüzde 15 ile facebook takip ediyor.

    Gençlerin yüzde 58.6’sı haberi sosyal medyadan takip ederken, bunu yüzde 21 ile TV kanalları, yüzde 15 ile basılı gazeteler takip ediyor.

    Yüzde 77.6’sı torpilin yetenekten daha etkili olduğunu düşünüyor

    Araştırma kapsamında sorulan “sizce Türkiye’de işe girebilmek için liyakat mi daha etkili yoksa torpil mi?” sorusuna yüzde 77.6’sı torpilin liyakatten daha etkili olduğu yönünde cevap verdi.

    Gençliğin yüzde 86’sı borçlu

    En çarpıcı sonuçlardan birisi de, “şu an itibariyle borcunuz var mı?” sorusu oldu. Gençlerin yüzde 86’sı bu soruya ‘evet, var’ cevabı verdi. 5 bin ile 10 bin TL arası borçlu olanların oranı yüzde 27 ile ilk sırada yer aldı.

  • Liselerde yeni dönem

    Liselerde yeni dönem

    Resmi ve özel örgün ortaöğretim kurumlarında eğitim, öğretim, yönetim ve işleyişe ilişkin usul ve esasların düzenlendiği yönetmelikte değişikliğe gidildi. Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı.

    Buna göre, öğrencinin iki dönem puanı alabilecek durumda olmasına rağmen öğretmenin raporlu veya izinli olması, göreve geç başlaması, dönem bitmeden ayrılması ile öğretmensizlik, doğal afet, salgın hastalık, olağanüstü hal ve benzeri sebeplerle işlenemeyen ders programları tamamlanacak.

    Sosyal bilimler liselerinde hazırlık sınıfı açılması zorunluluğuna yönelik düzenlemeye son verilerek, Bakanlıkça uygun görülen liselerde hazırlık sınıfı açılmasına yönelik düzenleme yapıldı.

    Ders seçimleri okullar tarafından sisteme girilen kitap taleplerinin daha önceden belirlenebilmesi amacıyla şubat ayı yerine aralık ve ocak aylarına alındı.

    Beden eğitimi, görsel sanatlar, müzik gibi yeteneğe bağlı olarak seçilen derslerde, 10 öğrenci talebi şartı aranmayacak.

    Bakanlığın düzenlemesiyle okullarda öğrencilere, resmi tatil günlerinde puanla değerlendirilecek şekilde ödev verilmeyecek.

    Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliğinde yer alan eğitim, öğretim, yönetim ve diğer işleyiş ile ilgili bölümler Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’ne aktarıldı.

    MESLEK LİSELERİNE İLİŞKİN ÖNEMLİ DÜZENLEME

    Anadolu teknik programlarında 12’nci sınıfta alan ayırımı yapılmaksızın akademik destek şubeleri oluşturulacak. Bu öğrenciler, seçtikleri akademik destek paketine göre gruplara ayrılacak. Bir gruptaki öğrenci sayısı 10’dan az olmayacak. Ancak ders yılı içerisinde öğrenci sayısının azalması durumunda mevcut öğrencilerle eğitime devam edilecek. Anadolu teknik programına merkezi sınavla yerleşen öğrenciler ile Anadolu meslek programından Anadolu teknik programına geçiş yapan öğrencilerin eğitimleri ayrı şubelerde gerçekleştirilecek.

    Anadolu teknik programlarına merkezi sınav puanıyla, tercihleri doğrultusunda, doğrudan alana öğrenci yerleştirilecek. Yerleştirme işlemlerinden sonra boş kontenjanı bulunan alanlara merkezi sınav puanıyla öğrenci alan diğer ortaöğretim kurumlarından 9’uncu sınıf birinci dönem sonuna kadar, nakil ve geçiş yapılabilecek. Ancak yetenek, mülakat ve beden yeterliliği sınavı ile öğrenci alınan alanlarda bu sınavlara girerek başarılı olunması gerekecek.

    Anadolu meslek programı öğrencilerinden 11’inci sınıfı doğrudan geçen ve 9, 10 ve 11’inci sınıf ortak derslerinin ağırlıklı yıl sonu başarı puanlarının aritmetik ortalaması en az 70 olanlar Anadolu teknik programına geçiş için başvurabilecek. Başvuru ve yerleştirme işlemleri, Bakanlıkça belirlenen esaslar ve kayıt takvimi çerçevesinde, e-Okul sistemi üzerinden yapılacak.
    Ayrıca ustalık yeterliliğini kazanmış olanların iş pedagojisi kurslarına uzaktan eğitim yoluyla da katılabilmeleri ve sınavlarını e-Sınav şeklinde yapılabilmesi yönünde düzenlemede bulunuldu.

    ALANA YERLEŞTİRME 10’UNCU SINIFTAN 9’UNCU SINIFA ALINDI

    Anadolu teknik programlarına ve proje okulu kapsamındaki mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarının Bakanlıkça belirlenen Anadolu meslek programlarının proje kapsamındaki alanlarına merkezi sınav puanıyla tercihleri doğrultusunda doğrudan alana öğrenci yerleştirilecek.

    Diğer Anadolu meslek programlarında alana yerleştirme işlemi ise 10’uncu sınıf yerine 9’uncu sınıfta yapılacak. Böylece 9’uncu sınıfta alın ders yılının başladığı ilk 2 hafta içerisinde okullarında yapılacak alan tanıtımları ve yönlendirmeler sonucunda öğrencilerin tercihleri alınmak suretiyle ortaokul başarı puanı esas alınarak e-Okul sistemi üzerinden gerçekleştirilecek. Anadolu teknik ve Anadolu meslek programlarında dala yerleştirme işlemi 9’uncu sınıfın sonunda e-Okul sistemi üzerinden yapılacak.

    Anadolu meslek ve Anadolu teknik programlarında öğrencilerin 9’uncu sınıf sonunda meslek eğitimindeki yetenek ve başarıları, sektörün ihtiyacı, öğrenci ile velilerin talepleri ve grup oluşturma sayıları dikkate alınarak dala geçiş işlemleri ilgili okul müdürlüğünce yapılacak. Tercihlerin belli dallarda yoğunlaşması halinde 9’uncu sınıf yıl sonu başarı puanı yüksek olanlara öncelik verilecek.

    Mesleki eğitim merkezi programına kayıtlı 11’inci ve 12’nci sınıf öğrencilerinin beceri sınavı, Bakanlıkça hazırlanan, kalfalık ustalık beceri sınavı değerlendirme kriterleri doğrultusunda, uygulamalı olarak yapılacak ve kamera kaydına alınacak.

    Hazırlık sınıfı bulunmayan okulların 9’uncu sınıflarından hazırlık sınıfı bulunan okulların 9’uncu sınıflarına yeterlilik sınavına bağlı olarak nakil yoluyla geçmek isteyen öğrenciler için getirilen “ekim ayı sonuna kadar” sınırlaması kaldırıldı.

    Bakanlığın yeni yönetmeliğine, yabancı dil derslerinin sınavlarında yaşanan farklı anlama ve uygulamaların önüne geçilmesi, uygulamada birlikteliğin sağlanması için yeni hükümler getirildi. Buna göre, yabancı dil derslerinin her bir sınavı, dinleme, konuşma, okuma ve yazma becerilerini ölçecek şekilde yazılı ve uygulamalı olacak.

    Sorumluluk sınavlarında 50 puan şartı

    Yeni yönetmelikle bir dersten sorumlu geçen öğrenciler için sorumluluk sınavından en az 50 puan alınması şartı getirildi.

    Öğrenim süresi içinde ikinci defa sınıf tekrarı durumuna düşen öğrencilerin ders yılı sonunda okulla ilişiği kesilerek mesleki eğitim merkezine, açık öğretim lisesine, mesleki açık öğretim lisesine veya açık öğretim imam hatip lisesine kayıtları yapılacak.

    Mesleki eğitim merkezi programlarına kayıtlı öğrencilerden aynı alanda/dalda ikinci defa sınıf tekrarı durumuna düşen öğrenciler, ders yılı sonunda farklı bir alandan tekrar kayıt yaptırabilecek. Mesleki eğitim merkezinde okuma hakkı bulunmayan öğrencilerin ders yılı sonunda okulla ilişiği kesilerek açık öğretim lisesi, mesleki açık öğretim lisesi veya açık öğretim imam hatip lisesine yönlendirilerek kayıtları sağlanacak. Kayıt olmak istemeyen öğrencilerin kayıtlarının açık öğretim lisesi, mesleki açık öğretim lisesi veya açık öğretim imam hatip lisesine yapılması olanağı getirilecek.

    ÖĞRETMENLERİN MESLEKİ ÇALIŞMA TAKVİMİ

    Liselerde görevli yönetici ve öğretmenler, eylül ayının ilk iş gününden derslerin başlangıç tarihine, derslerin kesimi tarihinden temmuz ayının ilk iş gününe kadar geçen süreler ile kasım ve nisan aylarında yapılacak ara tatillerde, Bakanlıkça hazırlanan program dahilinde kendi okullarında mesleki çalışmada bulunacak.

    Ancak ilçe, il veya ülke genelinde genel hayatı etkileyen salgın hastalık, doğal afet, elverişsiz hava koşulları gibi nedenlerle eğitim ve öğretim faaliyetinin iki haftadan fazla süreyle yapılamaması ve uygulanacak telafi programlarının ders yılı içerisinde tamamlanamaması durumunda yaz tatilinde yapılacak eğitim ve öğretim faaliyetleri nedeniyle Bakanlıkça mesleki çalışma takviminde değişiklik yapılabilecek. Mesleki çalışma programı, okul müdürlüğünce yönetici ve öğretmenlere bir hafta önceden duyurulacak.

    Hamile öğretmenlere, hamileliğin 24’üncü haftasından itibaren doğum sonrası analık izni süresinin bitimini takip eden bir yıllık sürenin sonuna kadar istememesi halinde nöbet görevi verilmeyecek.

    Engelli, engelli çocuğu veya bakmakla yükümlü olduğu engelli bireyi olanlar ile süt izni kullanan öğretmenlerin haftalık ders programı, gün ve saatleri okulun genel işleyişini bozmayacak şekilde ilgili öğretmenlerin tercihleri dikkate alınarak hazırlanacak.

    OLAĞANÜSTÜ DURUMLARDAKİ EĞİTİM ÖĞRETİME DÜZENLEME

    Bakanlık, daha önce ilköğretim kurumlarında olduğu gibi liselerde de olağanüstü durumlarda eğitim, öğretim, yönetim ve işleyişe ilişkin alınması gereken tedbirlere ilişkin de yeni düzenleme yaptı. Buna göre, İlçe, il veya ülke genelinde genel hayatı etkileyen salgın hastalık, doğal afet, elverişsiz hava koşulları gibi durumlarda yönetmelikle düzenlenen eğitim, öğretim, yönetim ve işleyişe ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça ayrıca belirlenebilecek.

  • MEB: Yaklaşık 20 bin öğretmenin ataması yapıldı

    MEB: Yaklaşık 20 bin öğretmenin ataması yapıldı

    Son Dakika Gelişmesi: MEB, yaklaşık 20 bin sözleşmeli öğretmenin atamasını yaptı. Adaylar sonuçları “e-Devlet” sistemi üzerinden öğrenebilecek.

    Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB) Türkiye genelinde 60 alanda 20 bin sözleşmeli öğretmen ataması kapsamında 19 bin 910 öğretmenin ataması gerçekleştirildi. Atama sonuçları Bakanlığın “e-devlet” ve “personel.meb.gov.tr” internet adresinden öğrenilebilecek.

    Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, sözleşmeli öğretmen ataması için Bakanlığın Başöğretmen Salonu’nda düzenlenen törene katıldı.

    Bakan Selçuk, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında adayların katılmadığı atama töreninde yaptığı konuşmada, eğitim öğretim yılının açılışını dün yaptıklarını hatırlattı.

    Bir an önce okullarının açılmasını temenni ettiklerini dile getiren Selçuk, bugün 20 bin öğretmenin daha eğitim ailesine dahil olduğunu söyledi.

    Göreve başladıkları günden bu yana ekip arkadaşlarıyla her zaman öğretmeni merkeze alan bir bakış açısıyla hareket ettiklerine işaret eden Selçuk, şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Öğretmenlerimizin çocuklarıyla buluşması için yeni bir dönemi başlatmış oluyoruz. Salgın döneminde gördük ki kendisine imkan, fırsat, değer verilen tüm arkadaşlarımız ellerinden gelenin çok çok fazlasını büyük bir gayret ve sorumlulukla yaptılar ve yapmaya devam ediyorlar. Öğretmenlik, akademik bilgi kadar aynı zamanda bir vicdan işi. Bizler aldığımız sorumlulukla kendi gelişimimizle beraber çocuklarımızın, öğrencilerimizin gelişimini de büyük bir vazife olarak görüyoruz. Göreve yeni başlayacak arkadaşlarımıza da seslenmek isterim. Hepiniz hem zihninizi hem de bedeninizi etkin şekilde çalıştıracağınız, vicdanınızı pusula olarak göreceğiniz, fedakarlıkla dolu bir mesleğe başlıyorsunuz. İçinde bulunduğumuz bugünlerde görüyoruz ki her zaman şartlar değişebilir, milletimizin zor zamanında, milletimizin yanında olmak bizim asli vazifemizdir.”

    Selçuk, her şartta mesleklerini hakkıyla yerine getirmek için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi.

    Öğretmenlerin en değerli varlık olan insan için, çocuk için çalıştıklarını vurgulayan Selçuk, çocukların hakkını, hukukunu korumanın peşinde olduklarını vurguladı.

    Bu mesleğin öğretmenler tarafından fedakarca yürütüleceğinden hiçbir endişesi bulunmadığının altını çizen Selçuk, “Ziya Öğretmen olarak her zaman sizin yanınızdayım, sizin itibarınız benim itibarımdır, bizim itibarımızdır. Sizlerle beraber Türkiye’de öğretmen ihtiyacımızı daha fazla gidermiş bulunuyoruz, büyük oranda karşılamış oluyoruz. Türkiye genelinde öğretmen doluluk oranı bugün yüzde 93’e ulaşmış oldu. Bu, güzel bir haber.” diye konuştu.

    Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk ve ebediyete intikal eden tüm öğretmenleri rahmetle anan Selçuk, yeni atanan öğretmenlere başarılar diledi.

    MEB Personel Genel Müdürü Ömer İnan da bu atama ile öğretmen sayısının 977 bine, ülke genelinde doluluk oranının ise yüzde 93’e ulaşacağını belirtti.

    Konuşmaların ardından Bakan Selçuk, salonda bulunan gazetecilerden kura için rakam istedi. Kura numarasının “379658012” olarak belirlenmesinin ardından Ziya Selçuk butonuna bastı ve atama başladı.

    Salondaki ekranda adayların atandığı iller ve okulları paylaşıldı. Bakanlık kadrolarında görev yapmak üzere 19 bin 910 sözleşmeli öğretmen atandı. 20 bin sözleşmeli öğretmen ataması kapsamında, milli sporculardan beden eğitimi alanına 90 öğretmen ataması daha önce yapılmıştı.

  • Özel okullarda KDV indirimi yapıldı

    Özel okullarda KDV indirimi yapıldı

    Özel okullarda KDV indirimi yapıldı. Yüzde 8 olan KDV yüzde 1’e çekildi. İndirim kararı 1 Eylül 2020 ile 30 Haziran 2021 tarihleri arasında geçerli olacak. Karar özel universiteler için de geçerli olacak.

    Resmi Gazete’de yer alan düzenlemeyle halihazırda yüzde 8 KDV oranına tabi eğitim ve öğretim hizmetindeki KDV oranı yüzde 1’e indirildi.

    Böylece salgın döneminde genel anlamda özel sektöre verilen desteklerin devamı mahiyetinde üniversiteler de dahil olmak üzere eğitim-öğretim dönemi başlamadan önce bu alanda faaliyette bulunan mükelleflerin KDV oranları indirilerek, aradaki farkın velilere olumlu yansıması amaçlandı.

  • “Okulların açılması feci sonuçlar doğurabilir”

    “Okulların açılması feci sonuçlar doğurabilir”

    Gazeteduvar’dan İrfan Aktan’a konuşan Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim dalı Öğretim Üyesi ve Türk Tabipleri Birliği Covid-19 İzleme Grubu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, okulların açılmasının çok kötü sonuçlar doğurabileceğini belirtti.

    “Yüz yüze eğitimin yerini hiçbir şey tutamaz. Okulların açılabilmesi için salgının kontrol altına alınması başta olmak üzere, gerekli koşullar sağlanmalıdır. Bu konuda karar verirken eğitim sistemindeki özel-kamu okulları ve bölgesel eşitsizlikleri derinleştirmeyecek kararlar alınmalı. Okullar, salgın kontrol altına alınarak açılmalı. Aksi halde 18 milyon öğrenci, bunların velileri, öğretmenler, eğitim çalışanları, servis çalışanları ve toplum açısından ciddi bir risk oluşur. Çocukların kolay hasta olmamasına güvenerek, ciddi tedbirler alınmadan, örneğin şu anki koşullarda okulların açılması feci sonuçlar yaratabilir.”

    “BÖLGESEL FARKLILIKLAR DİKKATE ALINMALI”

    Güneydoğu’da hastalığın görülme sıklığı Batı Marmara’ya göre 10 ila 17 kat daha fazla. Dolayısıyla okulların açılması konusunda merkezi bir karar aldığınızda, bölgesel farklılıkları da dikkate almanız gerekiyor. Okulları açıp da sorun yaşamayan ülkelerden biri olan Hollanda’da salgının kontrol altına alınmış olmasıyla birlikte, çocuklar ve eğitim emekçileri arasında risk değerlendirmesi yaptıklarını görüyoruz. Yüksek riskli çocuklar ve eğitim emekçileri veya evlerinde risk grubundan insanlar olan çocuklar için ayrı düzenleme yapmışlar. Bu gruptakiler diğerleriyle birlikte okula hemen başlamıyorlar. Üstelik Hollanda’da sınıf başına düşen öğrenci sayısı, bizdekine kıyasla çok az. Keza orada çocuklar evlerine yakın okullara, çoğunlukla bisikletle veya yürüyerek gidiyor. Bizde ise okullar arasındaki eşitsizlikler nedeniyle toplu ulaşım, servis yöntemi çok yaygın.

    “DEVLET OKULLARINDAKİ ÖĞRENCİ SAYISININ YARI YARIYA DÜŞMESİ GEREKİR”

    Eğitim-Sen’le yaptığımız değerlendirmede, kamu okullarındaki sınıfların ortalama büyüklükleri düşünüldüğünde bir sınıftaki öğrenci sayısının 16-17’yi geçmemesi gerektiği sonucuna ulaştık. Bu da kamu okullarında öğrenci sayılarının yarı yarıya düşmesi gerektiğini gösteriyor. Ayrıca okul servislerinin de güçlük oluşturacağını aklımızdan çıkarmamamız lazım.

    “BUGÜNKÜ KOŞULLARDA ÇOCUKLARI OKULA GÖNDERMEK UYGUN DEĞİL”

    Bugünkü koşullarda çocukların okula gönderilmesinin uygun olmadığını düşünüyorum. 21 Eylül’e bir hafta kala duruma bakıp tekrar değerlendirmemiz gerekiyor.

    “İNSANLARA HAYAT NORMAL AKIŞINDA DEVAM EDİYOR MESAJI VERİLDİ”

    İnsanların erken ölümüne, sağlık kuruluşlarının tıkanmasına yol açan ciddi bir süreç yaşıyoruz. İşin kontrolden çıktığını söylemeniz için, daha önce kontrol altına alınmış olması gerekiyordu. Bizde öyle bir süreç hiç yaşanmadı. Geçtiğimiz günlerde kamu personelinin çalışma koşullarıyla ilgili salgının başlarında olduğu gibi bir düzenleme yapıldı. Aynı düzenlemeyi özel sektör çalışanları için yapmıyorsanız, bu olmaz. Salgınla mücadelede samimi isek, yapmamız gerekenler çok belli. Bunları birçok kez söyledik ve yazdık. İlk olarak hastalığı bulaştırmamak için uğraş vereceksiniz, temaslıları çok iyi şekilde karantinada tutacaksınız ve bulaşı engellemek için alabileceğiniz tüm kamusal önlemleri alıp, toplumun da önlemlerinize uymasını sağlayacaksınız. Oysa dediğim gibi, örneğin ucuz tatil kredileri verilerek insanlara hayat doğal akışında devam ediyor mesajı verildi. Tedbirler basamaklandırma olmaksızın birden bire kontrolsüz biçimde kaldırıldı. Ne kamu sorumluluğu yerine getirildi ne de toplumun tedbirlere yönlendirilmesi söz konusu oldu. Haziran ayının ilk haftasından itibaren sürecin kontrol altına alınması gayreti ortaya konmadı.

    Yazının tamamını okumak için tıklayın.