Kategori: Eğitim

  • Okullar açılıyor mu? MEB’den son dakika açıklaması

    Okullar açılıyor mu? MEB’den son dakika açıklaması

    Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bir açıklama yaparak, Habertürk ekranlarında yer alan, ve yeni eğitim öğretim ezonu tarihlerinin belli olduğuna ilişkin yapılan haberin gerçeği yansıtmadığını kaydetti.

    “21 Eylül’de hangi sınıf düzeylerinin “aşamalı ve seyreltilmiş” olarak yüz yüze eğitime başlayacağı henüz netleşmemiştir” ifadelerine yer verilen açıklamada, “Bu konuda Bakanlığımız kaynakları tarafından herhangi bir resmi açıklama yapılmamıştır” denildi.

    MEB tarafından yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:

    “Değerli Arkadaşlar, Habertürk Televizyonu tarafından servis edilen “MEB’den yüz yüze eğitim duyurusu” şeklindeki son dakika haberi, gerçeği yansıtmamaktadır.

    21 Eylül’de hangi sınıf düzeylerinin “aşamalı ve seyreltilmiş” olarak yüz yüze eğitime başlayacağı henüz netleşmemiştir.

    Bu konuda Bakanlığımız kaynakları tarafından herhangi bir resmi açıklama yapılmamıştır. Bakanlığımız çalışma alanındaki konulara ilişkin resmî iletişim kaynaklarımız tarafından paylaşılmayan / teyit edilmeyen açıklamalara itibar edilmemesini önemle rica ediyoruz.”

     

     

  • UNİCEF’in pandemi dönemine ilişkin eğitim raporu! Tam 463 milyon çocuk

    UNİCEF’in pandemi dönemine ilişkin eğitim raporu! Tam 463 milyon çocuk

    Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), dünya genelinde en az 463 milyon çocuğun yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde uzaktan sanal eğitime erişimi olmadığını bildirdi.

    Okulların açılıp açılmayacağı tartışmaları sürerken UNICEF, Kovid-19 salgınının çocukların eğitimini nasıl etkilediğine ilişkin son raporunda dünyadaki çocukların en az üçte birinin uzaktan eğitim göremediğine dikkati çekti.

    UNICEF Direktörü Henrietta Fore, ”Okulları Kovid-19 nedeniyle kapanan en az 463 milyon çocuk için uzaktan eğitim söz konusu değildi.” değerlendirmesinde bulundu.

    Fore, çok sayıda çocuğun eğitiminin aylarca tamamen aksamasının küresel bir acil durum olduğunu belirterek, bunun yansımalarının ilerleyen yıllarda ekonomilerde ve toplumlarda hissedileceği uyarısını yaptı.

    Salgın nedeniyle okulların kapanmasının 1,5 milyar çocuğu olumsuz etkilediği ifade edilen raporda, 100 ülkeden toplanan veriler doğrultusunda her çocuğun uzaktan eğitim için gereken teknoloji ve araçlara erişimi bulunmadığı gibi aynı zamanda bazılarının çalışmaya zorlandığına da dikkat çekildi.

    Doğu ve Güney Afrika’da 67 milyon çocuğun uzaktan eğitime erişimi yokken, bu rakamlar Batı ve Orta Afrika’da 54 milyon, Doğu Asya ve Pasifik’te 80 milyon, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da 37 milyon, Güney Asya’da 147 milyon, Doğu Avrupa ve Orta Asya’da 25 milyon, Latin Amerika ve Karayipler’de ise 13 milyon olarak kaydedildi.

    Uzaktan eğitime en çok eğitim öğretimin ilk aşamasındaki çocuklar erişemiyor

    Uzaktan eğitime erişim sorunu çeken ya da kaçıranlar ise en kritik öğrenme ve gelişim dönemlerindeki çocuklar oldu.

    Uzaktan eğitime erişemeyen çocuk sayısı anaokulu seviyesinde 120 milyona çıkarken, bu rakam ilkokul seviyesinde 217 milyon, ortaokul seviyesinde 78, lise seviyesinde 48 milyon oldu.

    UNICEF, hükümetlere, okulları güvenli şekilde açmaya öncelik verme, açılmanın mümkün olmadığı durumlarda ise kaybedilen sürenin telafisi ile özellikle marjinal grupların uzaktan eğitime erişimine olanak sağlama çağrısında bulundu.

  • ÖSYM Başkanı Aygün’den DGS açıklaması

    ÖSYM Başkanı Aygün’den DGS açıklaması

    ÖLÇME, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Halis Aygün, Dikey Geçiş Sınavı (DGS) adaylarının, değerlendirme işlemlerinde kullanılmasını istedikleri eğitim bilgilerini ‘ÖSYM Aday İşlemleri Sistemi’nden seçerek onaylamaları gerektiğini açıkladı.

    ÖSYM Başkanı Aygün, Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Değerli DGS adaylarımız, 27 Ağustos-1 Eylül 2020 tarihleri arasında ön lisans seviyesindeki eğitim bilgilerinizi YÖKSİS’den kontrol etmeniz ve değerlendirme işlemlerinde kullanılmasını istediğiniz eğitim bilginizi ÖSYM Aday İşlemleri Sisteminden seçerek onaylamanız gerekmektedir” dedi.

  • YÖK, YKS yerleştirme sonuçları raporunu açıkladı

    YÖK, YKS yerleştirme sonuçları raporunu açıkladı

    Yükseköğretim Kurulunca (YÖK) hazırlanan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (2020-YKS) Yerleştirme Sonuçları Raporu’na göre, üniversitelerin tıp programlarındaki 16 bin 818 kontenjanın 16 bin 771’ine, hukuk programlarında 16 bin 580 kontenjanın 15 bin 71’ine, mimarlık programlarının 8 bin 132 kontenjanının 6 bin 412’sine öğrenci yerleştirildi.

    YÖK’ün raporunda, taban başarı sıralaması şartı aranan bazı programlarla ilgili bilgilere yer verildi. Buna göre, tıp programlarında geçen yıl toplam 15 bin 398 kontenjanın 15 bin 309’u doldu, dolmayan kontenjanların KKTC üniversitelerinde olduğu görüldü. 2020’de ise 16 bin 818 kontenjanın 16 bin 771’ine yerleştirme yapıldı.

    Hukuk programında 2019 yılında toplam 16 bin 340 kontenjanın 15 bin 721’i dolmuş, 619’u boş kalmıştı. Bu boş kontenjanlar, vakıf ve KKTC üniversitelerindeydi. Bu yıl ise 16 bin 580 olan kontenjanın 15 bin 71’ine yerleştirme yapıldı. Dolmayan 1509 kontenjanın 1051’i vakıf, 380’i KKTC, 78’i ise devlet üniversitelerinde bulunuyor.

    Raporda, bu duruma ilişkin, şu ifadelere yer verildi:

    “Bu sonuç bu sene hukuk programlarında başarı sıralaması şartının 190 binden 125 bine çekilmesinden kaynaklanmaktadır. Sistemin, kendi içine yedirilen başarı sıralaması şartı ile kontenjanları artık kendisinin ayarlamaya başladığının göstergesidir. Yargı Reformu çerçevesinde başta Adalet Bakanlığımız olmak üzere Barolar Birliği, hukuk fakülteleri ve konunun ilgili bütün taraflarınca başarı sıralaması şartının daha yukarı çekilmesi yönünde görüş ifade edilmiş ve Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından da Yükseköğretim Kurulundan bu yönde bir düzenleme yapması talep edilmişti. Kamuoyunun da desteklediği başarı sıralaması şartındaki iyileştirme, kalite açısından girdi esaslı olumlu sonuçlar üretecektir.”

    Mimarlık programında 2019’daki 8 bin 783 kontenjanın 6 bin 561’i doldu, dolmayan 2 bin 222 kontenjan, sırasıyla vakıf, KKTC ve devlet üniversitelerindeydi. 2020 yılında 8 bin 132 kontenjanın 6 bin 412’si doldu ve dolmayan kontenjanlar 2 bin 222’den 1720’ye geriledi. Boş kontenjanların, 827’si vakıf, 537’si devlet, 307’si KKTC üniversitelerinde yer aldı.

    Öğretmenlik programlarında ise 2019’da toplam 42 bin 838 kontenjanın 2 bin 177’si boş kalırken, 2020’de 43 bin 501 kontenjanın 42 bin 592’si doldu ve 909’una yerleştirme yapılamadı.

    Mühendislik bölümlerine meslek icra sınavı

    Raporda, 2019’da başarı sıralaması şartı dolayısıyla mühendislik programlarında 16 bin 930 boş kontenjan kaldığı ve böylece mühendislik eğitimi için yeterli temel bilgisi bulunmayan öğrencilerin buraya girmesinin mümkün olmadığı, 2020’de ise mühendislik programlarında belirlenen kontenjanın 11 bin 904’ünün boş kaldığı belirtilerek, şu değerlendirme yapıldı:

    “Geçen seneki durum üzerine, mühendislik programlarıyla ilgili yapılan analiz ve planlama sonucu bu sene boş kontenjanlarda ciddi oranda düşüş gerçekleşmiştir. Bu iyileşmenin önümüzdeki yıl daha güçlü şekilde gerçekleşmesi için çalışma ve düzenlemeler devam edecektir. Bu iyileşmenin bir plan çerçevesinde ve tedrici olarak gerçekleşmesinde yarar görülmektedir. Mühendislik programlarında 40 soru üzerinden bazı testlerde yüzde 10 ham başarı gösteremeyen öğrencilerin mühendislik fakültesine yerleşmesi ihtimali düşünüldüğünde başarı sıralama şartının ne denli önemli ve anlamlı bir işlevi olduğu da ortaya çıkmaktadır.”

    Başarı sıralaması şartının önemli ancak sadece bir girdi düzenlemesi olduğu ve bunun başkaca düzenlemelerle de desteklenmesinin gerektiğine işaret edilen raporda, bu yıl yeni nesil mühendislik programlarına da sistemde yer verilmeye başlanması, laboratuvarların değerlendirilmesi, mühendislik eğitimi için asgari şartların güncellenmesi gibi bazı düzenlemelerin devamının gelmesi ve bu programlara ilişkin öğrenci görüşleri ve memnuniyet düzeyinin de YÖK’ün öncelikli konuları arasında olduğu bildirildi.

    Raporda, bu programlara ilişkin, “Mühendislik programlarındaki bu durumu, yapılacak girişim ve düzenlemeler ile klasik mühendisliklerin dönüşümü/evrimi ve yeni nesil mühendislikler için bir fırsat olarak değerlendirmek de mümkündür. Bununla birlikte yetkin/yüksek mühendislik için meslek icra sınavının yapılmasının bu programların eğitim ve öğretim düzeyine ve kalitesine büyük katkı sağlayacağı düşünülmektedir.” ifadelerine yer verildi.

    Diğer başarı sıralaması şartı veren bölümler

    Bu sene başarı sıralaması şartı uygulanmaya başlayan diş hekimliği programında 7 bin 913 toplam kontenjanın 267’si boş kaldı. Dolmayan 267 kontenjanın 17’si vakıf, 95’i KKTC üniversitelerinde yer aldı.

    İk kez başarı sıralaması şartı uygulanmaya başlanılan eczacılıkta ise 3 bin 972 toplam kontenjanın 3 bin 925’i doldu. Boş kalan 47 kontenjanın KKTC üniversitelerinde olduğu görüldü.

    YÖK’ün raporunda, başarı sıralaması şartına ilişkin şunlar kaydedildi:

    “Yükseköğretimde kaliteyi önceleyen Yeni YÖK’ün katılımcı bir süreç sonucunda sisteme kazandırdığı değerlerden birisi olan başarı sıralaması şartı, amacına uygun işlemektedir. Toplumun bütün kesimlerince kabul gören YÖK’ün bu uygulamasının başarılı bir şekilde işlediğinin göstergesi, bu uygulamanın daha da genişletilmesinin Bakanlıklar, üniversiteler, meslek örgütleri ve diğer paydaşlar tarafından istenmesinden ve bu hususun Kalkınma Planı’na girmiş olmasından da anlaşılmaktadır.”

    Açık öğretim programları

    Örgün öğretimdeki doluluk oranlarına ilişkin olumlu ve parlak tablonun açık öğretim için de geçerli olduğu vurgulanan raporda, 2018’de açık öğretim programlarında doluluk oranının yüzde 73,83, 2019’da yüzde 85,41, bu yıl ise yüzde 91,42 olarak gerçekleştiği belirtildi.

    Bu yükselişte açıköğretim programlarına ilişkin uygulanan rasyonel planlamanın yanı sıra bu programlara ilişkin YÖK’ün kalite odaklı kararlarının etkisinin büyük olduğu anlatılan raporda, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

    “Açık öğretim programlarına giriş koşullarının aynı isimli örgün programlardakine benzer hale getirilmesi ve kontenjan sınırlaması şartının konulması, açık öğretim programlarının ölçme değerlendirme sistemine yönelik YÖK tarafından alınan birtakım iyileştirici kararlar, yükseköğretim sistemimizde özellikle kalite odaklı uyguladığımız politikalarla uyumlu bir tablo oluşturmuştur. Önümüzdeki yıllarda bu olumlu yükselişin devam etmesi beklenmektedir. Bu anlamlı iyileşme, 4 sene önce belirlenen plana uygun olarak sürmektedir.”

    Temel bilimler programlarına yerleşme sayılar

    Rapora göre, biyoloji programındaki 2 bin 79 kontenjana 2 bin 78 öğrenci yerleşti ve doluluk yüzde 99,3’ten yüzde 99,95’e yükseldi.

    Fizik programındaki1405 kontenjana 1404 öğrenci yerleşti ve doluluk yüzde 95,77’den yüzde 99,93’e ulaştı.

    Kimya programındaki 2 bin 254 kontenjana 2 bin 254 öğrenci yerleşti ve doluluk yüzde 99,68’den yüzde 100’ü buldu.

    Matematik programındaki 5 bin 298 kontenjana 5 bin 298 öğrenci yerleşti ve doluluk yüzde 99,70’den yüzde 100’e çıktı.

    Bu kapsamda, 2019’da temel bilimler programlarına toplam 10 bin 329 öğrenci yerleşirken, 2020’de sayı 11 bin 34 oldu. Programların dördünde de doluluk çok yüksek olmakla birlikte özellikle kimya ve matematik programlarındaki doluluk oranı, en fazla talep gören tıp programıyla yarışır duruma geldi.

    Temel bilimlerdeki doluluk oranlarına ilişkin YÖK raporunda, “Ülkemizin bilgi temelli gelişiminin zeminini oluşturan temel bilim programlarına öğrencilerimizin ilgi göstermesi ülkemizin iktisadi kalkınmasına önemli katkılar sunacaktır. Bu programlara ilişkin YÖK’ün başarı bursu uygulaması, bilim dünyası için bir ilk olan YÖK-TEBİP (Temel Bilimlerde Üstün Başarı Sınıfı) gibi projeler bu programların tercih edilme oranlarını artırmıştır. Bu Yeni YÖK’ün üstün değer atfettiği bu programlara yönelik gösterdiği hassas yaklaşımının bir sonucudur. Bu hassasiyet devam edecektir.” ifadelerine yer verildi.

    Felsefe programları

    YÖK Destek bursları kapsamında burs verilen programlar arasına bu yıl felsefe programı da dahil edilmişti.

    Felsefe programında 2019’da yerleşen sayısı 2 bin 248, boş kontenjan ise 501 iken, bu yıl yerleşen sayısı 2 bin 594, boş kontenjan ise 28 oldu. Bu kapsamda, 2019 doluluk oranı yüzde 81,69 iken, bu yıl yüzde 98,93 olarak gerçekleşti.

    YÖK raporunda bu duruma ilişkin, “Geçen yıla göre düşen kontenjanlara rağmen yerleşen aday sayılarının artması ve boş kontenjanların ciddi oranda azalması YÖK’ün başlattığı girişimin felsefe alanında bir farkındalığın oluştuğunu da göstermektedir. Sadece bilgiye sahip insanlar değil dünya ve hayatı yorumlayabilme kabiliyetine sahip insan gücünün yetiştirilmesi bakımından bu sonuç sevindiricidir. Yükseköğretim Kurulunun bu alanda alacağı tedbir ve vereceği destekler ilerleyen yıllarda da devam edecektir.” açıklaması yapıldı.

    YÖK Destek Bursları kapsamında desteklenen programlar arasında yer alan su ürünleri mühendisliği programına ise 2019’daki 347 olan kontenjana 201 aday yerleşti. 2020 yılı için ise toplam kontenjan 363, yerleşen aday sayısı 358, boş kontenjan sayısı ise 5 oldu. Artan kontenjana rağmen yerleşen aday sayılarında da artış yaşandığına ve doluluk oranının yüzde 100’e yaklaştığına işaret edilen raporda, “Yükseköğretim Kurulu ülkemizin öncelikli ve stratejik alanları olarak gördüğü ziraat ve su ürünlerine destek vermeye ve farkındalık oluşturmaya devam edecektir.” ifadesi kullanıldı.

    YKS’ye ilişkin değerlendirme

    Raporda, YKS’ye ilişkin şu değerlendirmeler yer aldı:

    “Küresel salgın döneminde yükseköğretim sistemleri çok güçlü ülkeler de dahil hemen her sistem çalkantı yaşarken ülkemizde sorunsuz olarak gerçekleştirilen 2020 YKS’nin verilerinin, istikrar içinde bir süreç ile gelişme ve iyileşmeyi göstermesi, YÖK’ün isabetli kararlarına, yükseköğretim sistemimizin sağlamlığına ve üniversitelerimize duyulan güvenin önemli bir göstergesidir. Bu sene olağanüstü şartlarda sınava giren öğrencilerimiz üzerindeki gerginliği azaltmaya yönelik olarak sınav süresini uzatmamızın sonuçlarının olumlu olduğunu düşünmekteyiz. Ayrıca AYT ile puan havuzlarını genişletmiştir. Bu her iki düzenleme sistemsel bir değişiklik olmayıp sadece bu sene sınava giren öğrenciler için geçerlidir.”

    Türkiye’de kimi zaman basına aksettiği şekilde üniversiteye giriş sisteminin sıklıkla değişmediğine işaret edilen raporda, “10 yıl sonunda, tekrar edilegelen ve doğruymuşçasına sunulan yanlışın aksine, bir defa değişmiştir. Üç yıl önceki bu değişiklik de tekamül yolunda olmuştur. Diğer bir ifadeyle 13 yıllık bir zaman zarfında bir defa sistem değişikliği olmuştur. Sınav sisteminin sık sık değiştiği şeklindeki gerçek dışı ifadelerin kimi sahiplerinin eğitim öğretim adına konuşması ve bir kısmının da akademik unvanlarının bulunması ayrıca düşündürücüdür.” ifadeleri kullanıldı.

    Raporda, bu sene üçüncü defa uygulanan YKS sisteminin, YÖK’ün kamuoyu önünde öğrencilere ve ilgili tüm paydaşlara yönelik verdiği taahhütlerine uygun şekilde, salgın döneminin en sıcak anlarında öğrenci lehine baraj puanında iyileştirme ve sınavda süreyi uzatma gibi sistemsel olmayan detaydaki iki farklı uygulama hariç, herhangi değişiklik bulunmaksızın gerçekleştiği ifade edildi.

    Raporda, ayrıca şu değerlendirmeler yapıldı:

    “Sosyal adalet ve fırsat eşitliğini sağlayan, başarıyı önceleyen, sözel ve sayısal okuryazarlığı sorgulayan, ezberciliği değil muhakeme ve analiz kabiliyetini öne çıkaran Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın kurgusundaki sağlamlık popülizmden uzak rasyonel planlamayla olumlu sonuç üretmeye devam etmektedir. Dolululuk oranları devlet üniversiteleri, vakıf üniversiteleri, KKTC’deki üniversitelerde, ayrıca lisans, ön lisans, örgün ve açık öğretim programlarında, yani bütün başlıklarda ve kategorilerde önemli kabul edilecek bir düzeyde artmıştır. Sonuçlar kamuoyu önünde beyan ettiğimiz hedeflere tam olarak uygunluk göstermektedir. YÖK’ün başarısının veya performansının sadece bir sınavla ölçülemeyeceği ve sınav sonuçlarının bu konunun en önemli kriteri olamayacağı açık olmakla birlikte bunun zaman zaman böyle sunulması dolayısıyla, YÖK olarak yaptığımız planlamaların başarılı sonuçlar ürettiğini büyük bir memnuniyetle ifade etmek isteriz.”

    Bu başarılı sonucun arkasında veriye dayalı bilimsel zeminde sürdürülen büyük gayret ve uzun soluklu çalışma kadar tecrübe birikiminin, liyakat ve ehliyet anlayışının da payının bulunduğu belirtilen raporda, “Yükseköğretimde tecrübenin hiçbir alternatifinin olamayacağı ve karar mekanizmalarında muhakkak yararlanılması icap ettiği bu vesileyle bir defa daha görülmüştür. Bu dönemde üniversitelerin boş kalacağı, başta vakıf üniversitelerinde olmak üzere çok büyük sayıda boş kontenjan oluşacağı yönündeki tahminlerin YÖK’ün tecrübe ve veriye dayalı planlamaları karşısında gerçekleşmediği ortadır.” ifadelerine yer verildi.

    Yeni YÖK’ün yükseköğretim sistemini bilimsel bir zeminde tecrübeye dayalı olarak tedrici şekilde yeniden yapılandırdığı bildirilen raporda, şunlar kaydedildi:

    “Sistemin pek çok alanındaki iyileştirmeler 5 yıl önce dediğimiz gibi, sistemin bütününde artık hissedilir bir değişimi de beraberinde getirmektedir. YÖK artık başlatmış olduğu yetki devirleri süreci ile günlük rutin işlerden ziyade üst düzey planlama ve projelere, yükseköğretim politikalarına yönelmekte, enerjisini bu istikamette harcamaktadır. Bu olumlu tablodan cesaret alarak Yükseköğretim Kurulu olarak önümüzdeki günlerde kalite ve liyakat odaklı önemli yeni adımlar atmayı planlamaktayız.”

  • MEB, uzaktan eğitim döneminin yol haritasını açıkladı

    MEB, uzaktan eğitim döneminin yol haritasını açıkladı

    Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 31 Ağustos’ta başlayacak üç haftalık uzaktan eğitim sürecinde, tüm öğretmenler tarafından canlı ders uygulamalarının gerçekleştirilebileceğini bildirdi.

    Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk imzasıyla 31 Ağustos 2020’de başlayacak eğitim programına ilişkin genelge yayımlandı.

    Buna göre, 31 Ağustos 2020 Pazartesi günü itibarıyla uzaktan eğitim yoluyla 2019-2020 eğitim öğretim yılının ikinci dönemine ait eksik konu ve kazanımlara yönelik eğitim programı uygulamasına başlanacak. 18 Eylül’e kadar sürdürülecek uzaktan eğitimde, 2019-2020 eğitim öğretim yılında yüz yüze işlenemeyen ve öğrencilerin bir üst sınıfta hazır bulunuşluk düzeylerini etkileyebilecek öğrenme eksikliklerinin giderilmesine öncelik verilecek.

    Geçen eğitim öğretim yılının ikinci dönemine ait derslerin üst sınıflardaki konu ve kazanımlarına temel teşkil eden “kritik konu ve kazanımlar” belirlenerek derslere ait programlar hazırlandı. İlgili kademe, sınıf ve ders adına göre bölümlenmiş programlara MEB’in “http://mufredat.meb.gov.tr/2019-20ikincidonem.html” internet adresinden ulaşılabilecek. Bakanlık, bu kapsamda, programlar ile öğretmenlere örnek olması için bu programlara yönelik elektronik ortamda 4 bin 25 sayfadan oluşan 1215 etkinlik örneği yayımladı.

    Gerek yüz yüze eğitimde gerekse uzaktan eğitimde de kullanılabilecek etkinlikleri öğretmenler, ilgili dersin programında yer alan kazanımları öğrencilerin ulaşmaları kaydıyla, okulun veya öğrencinin durumuna göre, doğrudan kullanabilecek, uyarlayabilecek veya kendi etkinliğini hazırlayıp uygulayabilecek.

    Geçen eğitim-öğretim yılının ikinci dönemine ait derslerin kritik konu ve kazanımlarına dair ders içerik videoları TRT EBA İlkokul TV, TRT EBA Ortaokul TV ve TRT EBA Lise TV kanallarında yayınlanacak.

    EBA üzerinden sunulacak alt yapıyla, açık kaynaklı diğer platformlar ve özel okulların kendi oluşturdukları platformlar üzerinden tüm öğretmenler tarafından canlı ders uygulamaları gerçekleştirilebilecek. Canlı ders uygulamaları, öğrencilerin 2020-2021 eğitim ve öğretim yılında devam edecekleri sınıfın öğretmenleri tarafından yapılacak. Uygulamanın hayata geçirilebilmesi için okullarda oluşacak şubelere 24-28 Ağustos tarihlerinde okul idareleri tarafından sınıf ve branş öğretmeni görevlendirilecek.

    Canlı dersler için etkinlik örnekleri hazırlandı

    Canlı ders uygulamaları yoluyla yapılacak eğitimlerde, öğretmenlere örnek olması için programlara yönelik  elektronik ortamda çok sayıda etkinlik örneği hazırlandı. Etkinlik örneklerine “http://mufredat.meb.gov.tr/2019-20ikincidonem.html” internet adresinden ulaşılabilecek.

    Yüz yüze eğitim başladığında 23 Mart tarihinden itibaren gerek TRT EBA TV kanalları gerekse EBA canlı ders uygulamaları veya özel okulların kendi oluşturdukları platformlar üzerinden sürdürülen eğitimlerin amacına ulaşıp ulaşmadığı sınıf öğretmenleri veya branş öğretmenleri tarafından değerlendirilecek.

    Üst sınıftaki kazanımlara temel teşkil eden alt sınıf kazanımlarının öğrencilere edindirilemediği ve öğrenme eksikliğinin devam ettiğinin tespit edilmesi durumunda önce alt sınıfa ait konu ve kazanımlar işlenecek, sonrasında yeni konu ve kazanım/kazanımlara devam edilecek. Bu amaçla MEB’in hazırladığı derslere ait program haritalarından yararlanılacak.

    Hayat boyu öğrenme kurumlarında görev yapan öğretmenler, 31 Ağustos itibarıyla ilgili mevzuat kapsamında görevlerine devam edecek.

  • LGS ikinci nakil sonuçları açıklandı

    LGS ikinci nakil sonuçları açıklandı

    Milli Eğitim Bakanlığı, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki yerleştirmeye esas ikinci nakil sonuçlarının internet adresinden açıklandığını duyurdu.

    LGS kapsamındaki yerleştirmeye esas ikinci nakil sonuçları, bakanlığın ‘http://meb.gov.tr‘ internet adresinden açıklandı. Buna göre adaylar, sonuçlarına T.C. kimlik numaraları ve doğum tarihleri ile ulaşabilecek.

  • YKS tercih sonuçları ÖSYM aday işlemleri sayfasından açıklanacak!

    YKS tercih sonuçları ÖSYM aday işlemleri sayfasından açıklanacak!

    YKS üniversite sınavına giren yüz binlerce öğrenci, tercih maratonunun ardından geri sayıma başladı. Üniversite adayı öğrenciler, 2020 YKS tercih sonuçları ne zaman, ayın kaçında açıklanacak sorusunun yanıtını araştırmaya başladı. ÖSYM tarafından yapılan duyuruya göre, YKS üniversite tercih sonuçları ne zaman, hangi tarihte açıklanacak? İşte, bu yıl gerçekleştirilen YKS üniversite tercih sonuçları açıklanma tarihi ve merak edilen tüm soruların yanıtı…

    YKS üniversite tercih sonuçları için heyecanlı geri sayım sona eriyor. Bir milyonu aşkın öğrenci, YKS 2020 üniversite sınavında, istedikleri üniversiteye gitmek için ter döktü. Peki, YKS üniversite tercih sonuçları ne zaman açıklanacak? Bu başlık altında, ÖSYM koordinesinde gerçekleştirilen, YKS tercih sonuçları 2020 açıklanma tarihi ve üniversite adayı öğrencileri için merak konusu olan tüm soruların yanıtı yer alıyor.

    ÜNİVERSİTE YERLEŞTİRME SONUÇLARI AÇIKLANDI MI?

    Uzun ve yorucu maratonun ardından bu yıl gerçekleşen sınava giren adayların heyecanlı bekleyişi sürüyor. Sınav sonuçlarının ardından yapılan tercihlerin ardından gözler ÖSYM’ye çevrildi. 2020 YKS tercih sonuçları için heyecan dorukta!

    2020 YKS TERCİH SONUÇLARI NE ZAMAN AÇIKLANACAK?

    ÖSYM tarafından 2020 YKS tercih takvimi duyurulurken üniversite yerleştirme sonuçlarının açıklanacağı tarih hakkında da bilgi verildi.

    İşte, 2020 YKS üniversite yerleştirme tercih sonuçlarının açıklanacağı tarih;

    YKS tercih sonuçları, en geç 31 Ağustos tarihine kadar erişime açılacak.
    Üniversite kayıtları ise 31 Ağustos-4 Eylül 2020 tarihleri arasında yapılacak.
    Elektronik kayıtlar ise 29 Ağustos-2 Eylül 2020 tarihleri arasında gerçekleşecek.

    Yerleştirme Sonuçları internet (https://sonuc.osym.gov.tr) aracılığıyla adaylara duyurulacaktır. Sonuç belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecektir. İnternet sayfasındaki duyurular, sonuç bilgileri adaylara tebliğ hükmündedir. Yurt dışındaki üniversitelere yerleştirilen adaylar için, gerekli olduğunda ve adayın müracaatı üzerine yerleştiği programı gösteren bir yazı verilecektir.

    YKS EK TERCİHLERİ NE ZAMAN YAPILACAK?

    YKS 2020 ek tercih işlemlerinin ne zaman yapılacağı ile ilgili henüz bir açıklanma bulunmuyor. Geçtiğimiz yıl YKS tercih sonuçları 6 Ağustos’ta açıklandı. YKS ek tercihleri ise 5-11 Eylül 2019 tarihleri arasında yapıldı. Ek yerleştirme ücreti 20,00 TL oldu.

    ÜNİVERSİTELER NE ZAMAN AÇILACAK?

    Yükseköğretim Kurulu (YÖK), üniversitelerin açılış tarihiyle ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada üniversitelerin eğitim öğretim takvimlerini 1 Ekim 2020 tarihi sonrasında başlayacak şekilde planlamaları istendiği belirtildi.

  • Öğrencilere müjde! Artık e-devletten alınacak

    Öğrencilere müjde! Artık e-devletten alınacak

    Yükseköğretim Kurulu’nca (YÖK), üniversiteler tarafından verilen öğrenci transkript belgelerinin (not dökümü belgesi) standart bir formda, Türkçe ve İngilizce olarak e-Devlet üzerinden dijital ortamda verilebilmesi için çalışma başlatıldığı açıklandı.

    YÖK’ten yapılan yazılı açıklamada, çalışma kapsamında bazı üniversitelerin transkript örnekleri incelenip üniversiteler ile istişareler yapılarak taslak bir transkript belgesinin oluşturulduğu belirtildi. Söz konusu taslak belgenin bütün üniversitelere gönderilerek, yetkililerinin görüş ve önerilerinin alındığı kaydedilerek, “YÖK’e iletilen bu öneriler doğrultusunda taslakta güncellemeler yapılarak belgeye son şekli verilerek bütün üniversitelere gönderildi. Bu çalışmaların ardından YÖK, kendi bilgi işlem sistemi ile üniversite bilgi sisteminin uyumunun sağlanarak YÖK’ün e-devlet sistemi üzerindeki alanından ‘e-transkript belgesi’nin verilebilmesi için gerekli bütün veri girişlerinin bir ay içerisinde tamamlanması hususunda üniversitelere yazı yolladı” denildi.

    ‘DİJİTAL ORTAMDA ÜCRETSİZ ALINABİLECEK’

    E-transkript belgesi çalışmalarının, ekim ayının sonuna doğru tamamlanarak kasım ayı içerisinde öğrencilerin hizmetine sunulmasının planlandığı belirtilerek, “Çalışma bittiğinde ülkemizdeki devlet ve vakıf, bütün üniversitelerde hali hazırda öğrenci olan ve mezun olacak öğrenciler, yurt içinde ve yurt dışında istedikleri her yerden dijital ortamda çok kolay ve hızlı erişim sağlayarak, e-devlet kapısı üzerinden e-transkript belgesini ücretsiz olarak alabilecekler. Önceki yıllarda mezun olan öğrencilerin transkript belgeleri ise üniversitelerin imkânları doğrultusunda yapılacak ek çalışmalar neticesinde bir müddet sonra e-devlet sistemine yüklenecek. Yabancı dilde transkripte ihtiyaç duyulması halinde çok sayıda üniversite bu hizmeti sunamadığı için öğrenci ve mezunlar, transkriptlerini tercüme bürolarında para karşılığı tercüme ettirmektelerdi. Bu durum özellikle il dışından veya ülke dışından başvuru yapan öğrenci ve mezunlar için zaman ve maddi kayba yol açmakta idi. YÖK tarafından sağlanacak bu hizmet sayesinde öğrenciler tercüme masraflarından kurtulacağı gibi yatay geçiş yapması halinde e-transkript belgesine çok kolay erişim sağlayabilecek. Üniversiteler de bu çalışma sayesinde kırtasiye giderlerinden tasarruf ederek, personel ve iş yükü masrafını azaltacak” ifadesine yer verildi.

    ‘OLASI SAHTE BELGELERİN ÖNÜNE GEÇİLEBİLECEK’

    E-Devlet üzerinden verilecek belgenin kişi ve kurumlar açısından daha güvenli olacağı belirtilerek, şöyle denildi:

    “Bu sayede sahte transkript belgelerinin çıkarılması neredeyse imkânsız hale gelecek. Çalışmanın tamamlanmasıyla öğrenciler internete erişim sağlayabildikleri her yerden e-devlet aralığıyla barkotlu ve kare kodlu transkript belgesi alabilecek. Belgenin ibraz edildiği kurumlar ve kişiler söz konusu transkripti e-devlet üzerinden barkod numarası ile veya YÖK Mobil uygulaması ile kare kod aracılığıyla doğrulayabilecek.”

  • MEB’den okul öncesi eğitiminde “yaz okulu” kararı

    MEB’den okul öncesi eğitiminde “yaz okulu” kararı

    Milli Eğitim Bakanlığı, başta sağlık alanındakiler olmak üzere, çalışan velilerin taleplerini gözeterek, okul öncesi eğitim kurumlarının yaz okulu ve yaz kulüpleri faaliyetlerini yüz yüze eğitimin başlayacağı tarihe kadar sürdürmesi kararı aldı

    Milli Eğitim Bakanlığı ( MEB) çalışan velilerin taleplerini gözeterek, okul öncesi eğitim kurumlarının yaz okulu ve yaz kulüpleri faaliyetlerini yüz yüze eğitimin başlayacağı tarihe kadar sürdürmesi kararı aldı.

    MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünce, okul öncesi eğitim hizmeti veren kurumlara, yaz okulu faaliyetlerine ilişkin yazı gönderildi.

    Yazıda, okul öncesi eğitimden yararlanamamış çocukların hazır bulunuşluk düzeyini artırmak ve ilkokula akranlarıyla eşit şartlarda başlamalarını sağlamak amacıyla “Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği ile Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Çocuk Kulüpleri Yönergesi” uyarınca yaz okulları ve yaz kulüplerinin açılabileceği anımsatıldı.

    Yazıda, başta sağlık alanındakiler olmak üzere çalışan velilerin, okul öncesi eğitim çağındaki çocuklarını, yaz okulları ve kulüplerinin sona ereceği 31 Ağustos’tan sonra mesai saati içinde bırakacak yer bulamayacaklarından, uygulamanın yüz yüze eğitimin başlayacağı tarihe kadar devam etmesi talebini Bakanlığa ilettikleri belirtildi.

    Yazıda, şu ifadelere yer verildi:

    “Yaşanabilecek mağduriyetlerin önlenmesi ve okul öncesi eğitim çağındaki çocukların güvenli ortamlarda bulunabilmesini sağlamak amacıyla 2020-2021 eğitim öğretim yılında 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında faaliyette bulunan okul öncesi eğitim hizmeti veren kurumlarda Bakanlıkça yüz yüze eğitimin başlatılacağı tarihe kadar kurumların kurucuları ve öğrenci velilerinin istemeleri halinde, Eğitim Kurumlarında Hijyen Şartlarının Geliştirilmesi ve Enfeksiyon Önleme Kontrol Kılavuzunda yer alan hususlara titizlikle uyulması kaydıyla yaz okulu ve yaz kulüpleri faaliyetleri yapılabilecektir.”

  • ‘AÖF’te Çocuk Gelişimi Bölümü olmalı mı?’ tartışması

    ‘AÖF’te Çocuk Gelişimi Bölümü olmalı mı?’ tartışması

    Açıköğretimde 80 binden fazla çocuk gelişimi okuyan öğrenci varken bu sayı örgün eğitimde 7 bin bile değil. Çocuk gelişiminde örgün eğitim okuyan ve mezun olanlar açıköğretimden bu bölümün kaldırılmasını istiyor. Eğitimciler ise bu bölümünün açıköğretime uygun olmadığını aktardı.

    Psikolojinin açıköğretim programının çıkarılmasının ardından sosyal medyada özellikle çocuk gelişimi bölümünde örgün okuyanlar tepki gösterdi. Sosyal medyada birkaç gün üst üste #çocugubileneSOR, #aofsuzçocukgelisimi gbi hastagler TT oldu. Örgün eğitim görenler ve mezunlar psikoloji gibi açıköğretim programından çocuk gelişiminin de kaldırılmasını istiyor. İlginç olan bir konu ise çocuk gelişiminde uzaktan eğitim gören öğrencilerin örgün eğitim görenlerden çok daha fazla olması. 80 bini aşkın öğrenci uzaktan eğitim görürken örgün eğitim görenlerin sayısı ise yalnızca 6 bin 954. 2019 yılında ise İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi (İÜ AUZEF) bin 538 kişi alırken örneğin Ankara Üniversitesi yalnızca 60 kişi aldı. Yani geçen yıl açıköğretim çocuk gelişimine girenlerin sayısı Ankara Üniversitesi’ne girenlerin sayısından 25,6 kat daha fazla oldu. 2020 yılı için ise İÜ AUZEF Çocuk Gelişimi Bölümü için 3 bin 160, Ankara Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü için ise 60 kişilik kontenjan açıldı.

    Tek bir kadrolu akademisyeni bulunmayan İÜ AUZEF’te bulunan bütün sıkıntılar bununla da ibaret değil. Ayrıca uzaktan bu bölümü okuyan öğrenciler örgün eğitimdekilerin aksine sağlık kurumlarında staj da görmüyorlar. Dolayısıyla hiçbir deneyimi olmadan mezun olduklarında bu alanda çalışabiliyorlar.

    ACİLEN KAPATILMALI

    Çocuk gelişimi bölümlerinde dört yıl boyunca çok yoğun bir teorik eğitimden geçildiğini aktaran Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysel Köksal Akyol şunları söyledi:

    “Sağlık bilimleri fakülteleri bünyesinde bulunan Çocuk Gelişimi bölümlerinde, dört yıllık lisans eğitimi boyunca geleceğin Çocuk Gelişimcilerine mesleğin gerektirdiği teorik bilgiler yoğun bir şekilde vermektedir. Ancak teorik bilgiler uygulamalar ile anlam kazanmaktadır. Bu nedenle lisans eğitim sürecinde, öğrencilerimiz farklı yaş gruplarından çocuklar ve aileleri ile yüz yüze iletişimde oldukları uygulama derslerini almaktadır. Dört yıl boyunca öğrencilerimize her fırsatta söylediğimiz “Her çocuğun biricik” ve “Her ailenin biricik” oluşunu yaptıkları uygulamalar ile deneyimlemektedirler. Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültelerinde olan bölümlerin lisans programları incelendiğinde uygulamaya yönelik derslerin yok denecek kadar az olduğu görülmektedir.