Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü, “LGS ve YKS sınav provası yapılabilir mi” sorusuna, “Bilim Kurulu’nun değerlendirmeleri çerçevesinde, haziranda deneme sınavı ya da sınav provası yapılmasının uygun olmayacağı değerlendirilmekte” yanıtını verdi.
Öğrenci ve velilerin tüm tem tepkilerine karşın pandemi koşullarında düzenlenmesi kararlaştırılan LGS’ye beş, YKS’ye ise 12 gün kaldı. İktidarın, vaka sayıları halen yükseklerde seyrederken karardan geri adım atmaması, “Öğrenciler değil, turizmciler dikkate alındı” iddiasını güçlendirdi. Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun da özel okulların haziranda sınav provası yapmasını uygun bulmadığı öğrenildi.
MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü, “Tereddüt edilen konular” ile ilgili sorulara yanıt verdi. 11 Haziran itibarıyla en çok merak edilen ve tereddüt yaşanan konulara ilişkin soruları toplayan genel müdürlük, Bilim Kurulu’nun alacağı kararlar doğrultusunda güncelleneceğini belirttiği yanıtları, internet sitesinden paylaştı. Müdürlüğe iletilen, “Özel okullar, sınavlara hazırlık amacıyla 8 ve 12’nci sınıf öğrencilerine yönelik deneme sınavı ile LGS ve YKS sınav provası yapabilirler mi?” sorusuna verilen yanıt, öğrencilerin kaygısının haklılığını bir kez daha gözler önüne serdi.
ÇELİŞKİLİ DURUM
Eğitim Sen Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Bozdoğan, MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nün, “Tereddüte düşülen konular” ile ilgili yazısının riskin bilindiğini ortaya koyduğunu söyledi. Bozdoğan, şöyle dedi: “Deneme sınavı veya sınav provası yapılmasını uygun görmeyen MEB’in, bu hafta sonu 1 milyon 600 bin öğrenci ve 400 bin öğretmenin katılacağı LGS’yi uygulamayı planlaması çelişkili bir durum yaratıyor.”
UYGUN DEĞİL
Haziran’da 8 ve 12’nci sınıf öğrencilerine yönelik yüz yüze ve bireysel etüt çalışması yapılmasının uygun olmayacağını açıklayan müdürlük, LGS ve YKS’ye ilişkin deneme sınavı ya da sınav provası yapılmasının da uygun olmadığını ifade etti. Özel okullardan MEB’e, bu konuda çok sayıda soru geldiği öğrenilirken MEB’in, “Uygun değildir” görüşünü Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu değerlendirmeleri ışığında aldığı belirtildi.
Bozdoğan, Bilim Kurulu’nun değerlendirmelerine dayanarak deneme sınavı yapılmasını uygun görmeyen MEB’in LGS’yi uygulama ısrarının anlaşılamaz olduğuna dikkat çekti: “MEB, bu yazıda ifade edilen Bilim Kurulu değerlendirmesini kamuoyu ile paylaşmalı ve sorularımızı yanıtlamalıdır. Önceliğimiz öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin sağlığıdır. Konuyu takip etmeye devam edeceğiz.”
Milli Savunma Üniversitesi Askeri Öğrenci Aday Belirleme Sınavı (2020-MSÜ) ÖSYM tarafından 81 ildeki 94 sınav merkezinde, 451 bin 272 adayın katılımıyla yapıldı. Korona virüs (Covid-19) ile mücadele kapsamında, binalar sınav öncesi detaylı olarak temizlenerek dezenfekte edildi. Sınav binalarının bahçelerine, adaylar ve görevliler dışında hiç kimse alınmazken, sınav binasının girişinde, bina içerisinde ve sınav binasından çıkışta adayların sosyal mesafeyi korumaları için görevliler tarafından yönlendirme yapıldı. Adayın, sınava girebilmesi için sınava giriş belgesine ek olarak nüfus cüzdanını, T.C. kimlik kartı veya geçerlilik süresi dolmamış pasaportunun aslını yanında bulundurması zorunlu tutuldu. Bina girişinde sınava girecek olan adaylara el dezenfektanı uygulanırken, maske ve el dezenfektanı dağıtıldı. Sınav evrakı dağıtan görevliler, lateks eldiven kullanırken adaylar, sınav salonlarına geçip sıralarına oturduktan sonra sınav süresince maskelerini çıkarabilecek. Sınava giren adaylara, 120 soru için 135 dakika süre verilirken sınavın sonuçları ise 7 Temmuz’da açıklanacak.
Saat 10.15’te başlayan sınavda, Görevliler tarafından okulun bahçesine güvenlik şeridi çekilerek adaylar saat 10.00’dan sonra sınav binalarına alınmadı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesinde sınava giren öğrencilerin yakınları ise okul bahçesinden çıkartılarak dışarıya alındı. Öte yandan bir adayın ise son dakikada sınava yetiştiği görüldü.
Önceki hafta haber sitelerinde yer alan ‘Uluslararası Derecelendirme Kuruluşu Türk Üniversitelerini Listeden Çıkardı’ başlıklı haberde adı geçen Bursa Uludağ Üniversitesi’nden konu hakkında açıklama geldi.
Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Webometrics firmasının ithamları üzerine yaptıkları araştırmalarda Bursa Uludağ Üniversitesi’nin konuya herhangi bir dahlinin olmadığını ve kişilerden kaynaklanan sorunlar yüzünden kuruluşun tüm Türk üniversitelerini listeden çıkardığını açıkladı. Rektör Prof. Dr. A. Saim Kılavuz, ayrıca yapılan görüşmeler neticesinde kuruluşun temmuz ayı itibariyle Türk üniversitelerini yeniden değerlendirmeye alacağını vurguladı.
Farklı ülkelerde kurulan, üniversite sıralama şirketleri arasında bulunan Times Higher Education (THE), QS World University Rankings, Academic Ranking of World Universities (ARWU) ve Webometrics gibi farklı kuruluşlar, dünyada yer alan tüm yükseköğretim kurumlarını çeşitli ölçütlere göre sıralandırıyor. İspanya merkezli Webometrics şirketi de bu kuruluşlar arasında yer alıyor. Kuruluş, 6 Şubat tarihinde resmi internet sitesi üzerinden yaptığı açıklamada Türk üniversitelerinin Webometrics dizininden çıkarıldığını belirtti.
Aynı açıklamada, Türkiye üniversiteleri ile bir ilgisi bulunmayan ‘heranking’ adlı bir web sitesi tarafından Webometrics’in verilerinin çalındığı iddiası ileri sürüldü. Webometrics, Türk üniversitelerini sıralamasından çıkarma gerekçesi olarak Heranking adlı sitenin Türkiye’nin Suriye sınırına yakın bir yerden yönetildiğini ve Bursa Uludağ Üniversitesi Kütüphane görevlilerinden birisinin de bu siteyle ilişkili olduğunu öne sürdü.
İddialar üzerine Bursa Uludağ Üniversitesi, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ile yazışmalar yaptı. Ayrıca bir akademisyenini de görevlendirerek konuyu inceletti ve hazırladığı raporu YÖK’e iletti. YÖK’e sunulan bu inceleme raporunda Webometrics’in verilerinin çalınması iddiası ile BUÜ personeli arasında bir ilişki olmadığı ortaya çıktı. Aynı zamanda, BUÜ tarafından Webometrics yönetiminden de “ileri sürülen gerekçenin BUÜ ile ilişkisine dair iddianın doğru bilgiye dayanmadığı, varsa iddia ile ilgili kanıt gönderilmesi” talep edildi.
YÖK, Bursa Uludağ Üniversitesi ve diğer Türk üniversitelerinin tepki ve girişimleri sonucunda, 11.06.2020 tarihi itibarıyla Webometrics web sitesinde “Türk Üniversitelerinin Temmuz ayı itibarıyla tekrar sıralamaya alınacağını” belirten bir açıklama yayımlandı.
ÖNCEKİ HAFTA HABER SİTELERİNDE YER ALAN ‘ULUSLARARASI DERECELENDİRME KURULUŞU TÜRK ÜNİVERSİTELERİNİ LİSTEDEN ÇIKARDI’ BAŞLIKLI HABERDE ADI GEÇEN BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ’NDEN KONU HAKKINDA AÇIKLAMA GELDİ. REKTÖR PROF. DR. AHMET SAİM KILAVUZ, WEBOMETRİCS FİRMASININ İTHAMLARI ÜZERİNE YAPTIKLARI ARAŞTIRMALARDA BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ’NİN KONUYA HERHANGİ BİR DAHLİNİN OLMADIĞINI VE KİŞİLERDEN KAYNAKLANAN SORUNLAR YÜZÜNDEN KURULUŞUN TÜM TÜRK ÜNİVERSİTELERİNİ LİSTEDEN ÇIKARDIĞINI AÇIKLADI. REKTÖR PROF. DR. A. SAİM KILAVUZ, AYRICA YAPILAN GÖRÜŞMELER NETİCESİNDE KURULUŞUN TEMMUZ AYI İTİBARİYLE TÜRK ÜNİVERSİTELERİNİ YENİDEN DEĞERLENDİRMEYE ALACAĞINI VURGULADI. (İHA/BURSA-İHA)
Önceki hafta haber sitelerinde yer alan ‘Uluslararası Derecelendirme Kuruluşu Türk Üniversitelerini Listeden Çıkardı’ başlıklı haberde adı geçen Bursa Uludağ Üniversitesi’nden konu hakkında açıklama geldi. Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Webometrics firmasının ithamları üzerine yaptıkları araştırmalarda Bursa Uludağ Üniversitesi’nin konuya herhangi bir dahlinin olmadığını ve kişilerden kaynaklanan sorunlar yüzünden kuruluşun tüm Türk üniversitelerini listeden çıkardığını açıkladı. Rektör Prof. Dr. A. Saim Kılavuz, ayrıca yapılan görüşmeler neticesinde kuruluşun temmuz ayı itibariyle Türk üniversitelerini yeniden değerlendirmeye alacağını vurguladı.
“Haklılığımız ortaya çıktı”
Yaşanan süreç hakkında açıklamalarda bulunan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, hiç ilgisi bulunmadığı halde Bursa Uludağ Üniversitesi’nin bu sürecin ana sebebi gibi gösterilmesinin Üniversitenin tüm mensuplarını üzdüğünü kaydetti.
Olayın ortaya çıkmasının ardından hassasiyetle konuyu araştırdıklarını ve vakit kaybetmeden gerekli tüm girişimlerde bulunduklarını vurgulayan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, araştırmaların sonunda tüm detayları içeren raporu YÖK’e ilettiklerini ve yaşanan olayın Üniversite ile kesinlikle ilgili bulunmadığını tespit ettiklerinin altını çizdi. YÖK Yönetiminin de olaylarda BUÜ’nün herhangi bir sorumsuzluğu bulunmadığına kanaat getirdiğini aktaran Prof. Dr. A. Saim Kılavuz; “Neticede; üniversitemizin veya herhangi bir üyesinin bu olayda dahlinin bulunmadığını ortaya çıkardık. Yaşanan süreç ve basına yansıma şekli maalesef bizleri üzdü. Ancak asıl üzüntümüz olayın sorumlusunun Üniversitemiz gibi gösterilmesidir. Üniversitemizin ve herhangi bir akademisyeninin bu tarz durumların içerisinde gösterilmesini asla kabul edemeyiz. Yaşanan sürecin sonunda Üniversitemizin adının temize çıkması ve kurumun Temmuz ayı itibariyle Türk üniversitelerini listeye dahil edeceğini açıklaması bizler adına teselli olmuştur. Tekrardan böylesi kötü bir olayın yaşanmamasını temenni ediyor, süreci, gelişmeleri ve sonuçlarını kamuoyunun bilgisine arz ediyoruz” diye konuştu.
Ege Üniversitesi (EÜ), Türkiye’nin Patent Haritası Raporunda değerlendirilen 15 teknoloji alanı içerisinde, 6 alanda ilk 5 üniversite arasında yer aldı. Ayrıca, 60 adet lisanslama-devir performansının üniversiteler arasındaki dağılımında ise 4 patent ile Türkiye’deki üniversiteler arasında üçüncülüğü paylaştı.
Türkiye’nin “Patent Haritası Raporu 2020” açıklandı. Patent Effect firması tarafından Türkiye’de faaliyet gösteren firmaların, kurumların, üniversitelerin ve kişilerin patent başvurularının analiz edildiği raporda, Türkiye’nin teknolojik yetkinlik haritası oluşturuldu.
Seçilen 15 teknoloji alanı için patent analizi yapılarak, her bir alan için farklı parametrelere göre Türkiye’nin yetkinlik haritası ortaya çıkarıldı. Ege Üniversitesi, 15 teknoloji alanı içerisinde 6 alanda Türkiye’deki ilk 5 üniversite içerisinde yer aldı. Ege Üniversitesi; mikro-organizmalar ve genetik alanında 6 patent ile beşinci, nanoteknoloji alanında 3 patent ile beşinci, ilaç teknolojileri alanında 16 patent ile üçüncü, gıda-içecek teknolojileri alanında 5 patent ile dördüncü, çevre-yeşil teknolojileri alanında 2 patent ile beşinci, biyoteknoloji alanında ise 7 patent ile beşinci sırada yer aldı. Raporda 60 adet lisanslama-devir performansının üniversiteler arasındaki dağılımında Ege Üniversitesi, 4 patent ile Türkiye’deki üniversiteler arasında Uludağ ve Düzce üniversiteleriyle üçüncülüğü paylaştı.
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Üniversitemizde göreve başladığımız günden bu yana hayata geçirdiğimiz yeni yönetim anlayışı ile üniversite- sanayi, Ar-Ge ve inovasyon ile yenilikçilik alanlarında önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Yükseköğretim kurumlarının temel amaçlarından olan bilgiyi üretme, bilgiyi ürüne, buluşa ve patente dönüştürme hedefi ile üniversitemiz ile sanayi kurum ve kuruluşları ile meslek birlikleri arasındaki iletişimi sürekli canlı tuttuk, tutmaya devam ediyoruz. Üniversitemizin bünyesinde bulanan Ege Teknopark ve EBİLTEM Teknoloji Transfer Ofisi ile üniversite sanayi arasında güçlü bir bağ kurarak, sanayicilerin akademideki bilgiye daha hızlı, kolay ve güvenilir şekilde ulaşmalarına imkân sağladık. Üniversitemiz akademik birimleri ve araştırmacıları tarafından yürütülen çalışmalardan elde edilen çıktıların ticarileştirilmesi ülke ve bölge ekonomisine katkı sağlayacak bir yapıya kavuşturulması ve bu felsefenin bir kültür haline getirilmesi için projeler geliştirdik” dedi.
Budak, şöyle devam etti:
“Ülkemizde faaliyet gösteren firmaların, kurumların, üniversitelerin ve kişilerin patent başvurularının analiz edildiği ve Türkiye’nin teknolojik yetkinlik haritası açıklandı. Seçilen 15 teknoloji alanı için patent analizinin yapıldığı ve her bir alan için farklı parametrelere göre Türkiye’nin yetkinlik haritasının ortaya çıkarıldığı değerlendirmede üniversitemiz 6 alanda ülkemizdeki ilk 5 üniversite içerisinde yer aldı. Mikro-organizmalar ve genetik, nanoteknoloji, ilaç teknolojileri, gıda-içecek teknolojileri, çevre-yeşil teknolojileri, biyoteknoloji alanlarında öne çıktığımızı görüyoruz. Ayrıca raporda 60 adet lisanslama-devir performansının üniversiteler arasındaki dağılımına bakıldığında üniversitemiz 4 patent ile Türkiye’deki üniversiteler arasında Uludağ ve Düzce üniversiteleriyle üçüncülüğü paylaştığını görüyoruz. Emeği geçenleri tebrik ediyorum.”
Ankara’dan Bursa’ya peş peşe müjdeli haberler geliyor. Bursa’nın ulaşım projelerinden sonra eğitim alanında da önemli adımlar atıldı. Bursa U.Ü Diş Hekimliği Fakültesi ile ilgili Sağlık Bakanlığı ve Uludağ Üniversitesi arasında imzalanan Afiliasyon protokolü ile süreç tamamlanmış oldu.
Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Halil Sağlam ve beraberindeki heyeti Ankara’da ağırlayan Bursa Milletvekilleri Mustafa Esgin, Refik Özen ve Zafer Işık, Sağlık Bakanlığı’nda Bakan Yardımcısı Halil Eldemir ve Muhammed Güven’i makamlarında ziyaret ettiler.
Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve Kamu Hastaneleri Genel Müdürü Prof. Dr. Hilmi Ataseven arasında imzalanan “Afiliasyon” protokolü ile Bursa Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi, Bursa Ağız ve Diş Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak kullanılacak. Hastane hem tedavi olarak vatandaşlara hizmet verecek, hem de öğrenci yetiştirecek.
Gelinen noktada Bursa’ya bir önemli hizmetin daha geldiğini ifade eden AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Esgin, “AK Parti ile bir rüya daha gerçekleşmiş oldu. Bursa’mızın ihtiyacı olan Diş Hekimliği Fakültesi’ni kente kazandırmak yine AK Parti iktidarına nasip oldu” dedi.
2020-2021 eğitim dönemine hazır
Sağlık Bakanlığı ile Uludağ Üniversitesi arasında yapılan protokol ile sürecin tamamlandığına işaret eden Esgin, şunları söyledi:
“Bursa Uludağ Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi 2020-2021 eğitim öğretim dönemine hazır hale geldi. Fakültede, Temel Bilimler ve Klinik Bilimler olarak 2 bölüm açılacak. Üniversitemiz öğretim üyeleri alımlarını yaptı. Ana bilim dalı başkanlarını atamaları da tamamlandı. Diş Hekimliği Fakültesi ile bölgemizin önemli bir ihtiyacı giderilmiş olacak. Bursa Ağız ve Diş Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile öğrencilerimiz nitelikli eğitim görürken hastalarımız da hizmet alacak. Bursa’mıza hayırlı olsun.”
Bölgedeki açığı kapatacak
Protokolün imza töreninden sonra açıklamalarda bulunan Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ise fakültenin açılması adına göreve gelir gelmez yoğun bir iletişim sürecine girdiklerini söyledi. Diş Hekimliği Fakültesi’nin Bursa, Güney Marmara ve Türkiye adına çok önemli hizmetlere vesile olacağına inandıklarını vurgulayan
Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “İlk etapta Bursa Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi ile afiliye bir şekilde öğretim çalışmalarını yürüteceğiz. 2020-2021 Eğitim Öğretim Dönemi ile birlikte fakültemiz öğretim faaliyetlerine başlayacak. Biz ilk dönemleri Bursa Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi ile birlikte yürüteceğiz. Öğretim üyelerimiz ve öğrencilerimiz eğitimlerini orada yürütecek. Burada hem bizim için hem de hastane yönetimi için bir kazan kazan durumu olacak” diye konuştu.
Bursa, Eskişehir ve Çanakkale arasında tek bir diş hekimliği fakültesinin bulunmadığına işaret eden Kılavuz; “Özellikle hizmet gerektiren hastalarımız mağduriyet yaşıyordu. Fakültemiz bu açığı kapatacaktır. Ayrıca kentimiz bir sanayi şehridir. Üniversitemizin bu dönemde ciddi bir Üniversite-Sanayi işbirliği atağı var. Fakültemiz bu konulara çok müsaittir. Mezuniyet sonrası ürüne dönüştürülebilecek araştırmalar konusunda öğretim üyelerimize çok güveniyorum. Bu ambiyans ve kümelenmeler oluşturulursa, esas görevimiz olan araştırma alanında da güzel çıktılar elde edebileceğimize inanıyorum” dedi.
İlkokul ve ortaokul öğrencilerinin puanlarının sınıf geçme puanının altında kalıp kalmamasına bakılmaksızın bir üst sınıfa geçmesine imkan sağlandı. İlkokula başlayacak çocuklar da yaz okuluna gidebilecek.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 81 ile 2019-2020 eğitim öğretim yılı sene sonu iş ve işlemlerine ilişkin yazı gönderdi.
Bu kapsamda eylül ayında ilkokula başlayacak ancak ana sınıfına devam etmemiş çocukların ilkokula hazırlanmaları amacıyla yaz okulları açılabilecek. Bunun yanında okul öncesi eğitime devam etmiş çocuklar için de yaz kulüpleri düzenlenecek.
2019-2020 eğitim ve öğretim yılının ikinci dönemi için ilkokul ve ortaokullarda karne, teşekkür ve takdir belgeleri elektronik ortamda erişime açılacak.
Puana bakılmaksızın bir üst sınıfa geçilecek MEB’in resmi yazısında corona virüsü salgını nedeniyle ikinci dönem yüz yüze eğitim öğretim faaliyetlerinin yapılamaması nedeniyle öğrencilerin sınıf geçme işlemlerine ilişkin bilgilere de yer verildi.
Bu kapsamda, mevzuat düzenlemesiyle birinci dönem puanı bulunan ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin puanlarının sınıf geçme puanının altında kalıp kalmamasına bakılmaksızın bir üst sınıfa geçmesine imkan sağlandı.
Ancak ilgili kanun gereği yurt dışında bulunan, sağlık durumu gibi nedenlerle birinci dönem notu bulunmayan öğrencilerin sınıf geçme durumlarına ilişkin de düzenleme yapıldı.
Buna göre, mazeretleri nedeniyle birinci dönem puanı bulunmayan öğrencilere devam edemedikleri eğitim ve öğretim yılına ait derslerden ikinci dönem sonunda sınav yapılamayacağından bu öğrenciler de sınıflarını geçmiş sayılacak.
Velilerin yazılı talepte bulunmaları halinde bu öğrencilerin de sınıf tekrarı yapabilmelerine imkan sağlanacak.
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından gerçekleştirilecek olan Dikey Geçiş Sınavı (DGS) başvuruları adayların işlemlerine açıldı.
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM), Meslek Yüksekokulları ile Açıköğretim Ön Lisans Programları Mezunlarının Lisans Öğrenimine Dikey Geçiş Sınavının 9 Ağustos’ta yapılacağı hatırlatıldı.
Adaylar, başvurularını 9-17 Haziran tarihleri arasında, ÖSYM Başvuru Merkezleri aracılığıyla elektronik ortamda veya bireysel olarak Başkanlığın “ais.osym.gov.tr” internet adresinden yapabilecek.
Sınava ilişkin ayrıntılı bilgi 2020-DGS Kılavuzu’nda yer alıyor.
2020 DGS NE ZAMAN?
ÖSYM’nin sayfasında yer alan bilgiye göre, 2020 DGS bu yıl 9 Ağustos’ta yapılacak.
Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Senatosu, 4 Haziran 2020 tarihli toplantısında yaz öğretimi uygulamasının Google-meet üzerinden eşzamanlı olarak yapılması ve planlanan eğitimlerin 28 Temmuz-04 Eylül 2020 tarihleri gerçekleştirilmesi kararı alındı.
BUÜ Senatosu, 2019-2020 Eğitim-Öğretim Yılı Yaz Öğretimi kapsamında yapılacak uygulamalara ilişkin Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı’nın 04.06.2020 gün ve E.16690 teklif yazılarını görüştü. Senatoda yapılan görüşmeler sonunda; Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı’nca güncellenen 2019-2020 Eğitim-Öğretim Yılı Yaz Öğretimi akademik takviminin uygun olduğuna ve eğitimlerin Google-meet üzerinden senkron (eşzamanlı) olarak online yapılmasına karar verildi. Toplantıda, 2019-2020 Eğitim-Öğretim Yılı Yaz Öğretiminde açılması öngörülen derslerin isteğe bağlı olarak birim yönetim kurullarınca karar verilmesine ve sadece bu dönemle sınırlı kalmak kaydıyla öğrencilerin almak istedikleri derslerin BUÜ’de açılıp açılmadığına bakılmaksızın, diğer Devlet ya da Vakıf Üniversitelerinden alabilmeleri kararlaştırıldı.
Ders programı için alt limit 10 öğrenci
Toplantıda, 2019-2020 Eğitim-Öğretim Yılı Yaz Öğretimi kapsamında diğer üniversitelerden BUÜ’ye gelecek öğrencilerin kayıt olacakları derslere kontenjan sınırı olmaksızın kayıt hakkı tanınması kararı alınırken, 2019-2020 Eğitim-Öğretim Yılında Hazırlık Sınıfındaki eğitimini tamamlayan öğrencilerin Yaz Öğretiminden ders alamayacağı kararlaştırıldı. Senato’da 2019-2020 Eğitim-Öğretim Yılı Yaz Öğretimi döneminde derslerin açılabilmesi için gerekli alt limit öğrenci sayısı en az 10 öğrenci olarak tespit edildi. Bireysel olarak yapılan, dersler ile mezuniyet durumuna gelmiş öğrencilerde Bitirme Ödevi, Proje, Bitirme Projesi, Araştırma Yöntemleri, Güncel Konular vb. derslerde en az sayı şartının aranmamasına da karar verilen toplantıda, yapılacak olan klasik sınavlarda maksimum üst sınırın 100, test sınavlarında ise maksimum üst sınırın 248 olarak belirlenmesi kararı alındı.
Öğrenci mezuniyet için ilave 2 ders alabilecek
Senato toplantıda 2019-2020 Eğitim-Öğretim Yılı Yaz Öğretimi kapsamında alabilecekleri en fazla ders yükü kadar (22 AKTS/4 Ders) derse yazılan, tabi oldukları müfredatlarında yer alan dersleri başarmalarına rağmen programdan mezun olabilmeleri için ders yükünü aşacak durumda sadece başarısız iki dersi kalan öğrencilerin AKTS/kredi limiti şartı aranmaksızın ilave 2 (iki) ders alabilmelerine de onay verdi. Yine bu dönemde bir öğretim elemanının en fazla 3 farklı ders açabileceğini karara bağlayan Senato, 2019-2020 Eğitim-Öğretim Yılı Yaz Öğretimi döneminde ara sınav ve yıl sonu sınavlarının UKEY üzerinden online olarak yapılmasına ve ara sınav tarihlerinin birim yönetim kurullarınca değerlendirilerek karara bağlanmasına onay verdi. Toplantıda son olarak, 2019-2020 Eğitim-Öğretim Yılı Yaz Öğretimi kapsamında tüm öğrenciler için staj/uygulama eğitimlerini; yaz dönemi de dahil uygun zamanda koruyucu önlemleri aldığını bildiren yerlerde (fabrika, işyeri, sağlık birimi vb.) yapabilecekleri gibi, dijital imkanlarla uzaktan öğretim yoluyla, simülasyon, proje, vaka analizi vb. faaliyetlerle de Akademik Birimlerde tamamlayabilmelerine ve staj yeri ile ilgili olarak akademik birimlerce karar verilmesine oybirliği ile karar verdi.
1 milyon 700 bin öğrencinin gireceği LGS’ye 11 gün kalsa da sınavın nasıl uygulanacağına ilişkin bir açıklama yapılmadı. Eğitim Sen, öğrenci ve eğitimcilerin arasındaki fiziksel mesafenin nasıl korunacağının açıklanmasını istedi.
Öğrenci ve velilerin ‘ertelensin’ talebine rağmen 20 Haziran’da yapılması kararlaştırılan Liselere Geçiş Sınavı’na (LGS) 11 gün kaldı. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), hâlâ 1 milyon 700 bin öğrencinin gireceği sınavın nasıl uygulanacağına ilişkin merak edilen sorulara açıklık getirmedi.
Öğrenci ve veliler, “Sınıfta kaç öğrenci olacak? Sosyal mesafe kuralına uyulması için ne gibi önlemler alınacak?” sorularının cevabını merak ediyor. Eğitim Sen konuya ilişkin yayımladığı açıklamada, LGS’ye bir sınıfta girecek öğrenci sayısının paylaşılması gerektiğinin altını çizdi.
Eğitim Sen’den yapılan açıklamada “LGS’de bir sınıfta 18-20 arası öğrenci olacak” iddiasının netliğe kavuşturulması istenirken önceliğin öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin sağlığı olduğu vurgulandı.
Fiziksel mesafenin nasıl sağlanacağının önemli bir sorun olduğuna dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Covid-19 tanısı konulanlar ile karantina döneminde olanların, ayrı bir salonda olsa dahi, aynı okulda sınava girmesi sağlık açısından risk oluşturur. Özellikle bu durumda bulunan öğrencilerin salonlarında görevli olacak öğretmenler ve aynı okulda sınava girecek öğrenciler açısından sağlık sorunu yaşanmasına neden olabilir.”
LGS’nin ertelenmeme nedenlerinin kamuoyuna açıklanması gerektiğinin altı çizilen açıklamada, “Sürecin sağlıklı devam etmesi ve kimsenin zihninde en ufak bir kuşku kalmaması için acil bir açıklama yapılması gereklidir. Tüm açıklamalarda, önlemlerde bilimsel veriler ve şeffaf bilgi esas alınmalıdır” denildi.
Bu yıl gerçekleşecek olan LGS, corona virüs önlemleri kapsamında 20 Haziran’da yapılacak. Liselere Geçiş Sınavı’nda (LGS) başarılı olan öğrenciler istedikleri okula yönelik tercihte bulunabilecekler.