Kategori: Eğitim

  • Ambulans sürüş eğitimcilerine güvenli sürüş eğitimi verildi

    Ambulans sürüş eğitimcilerine güvenli sürüş eğitimi verildi

    Bursa İl Sağlık Müdürlüğü koordinasyonunda ambulans kazalarının önlenmesi, daha etkin ve verimli bir hizmet sunumunun sağlanması için iki tur halinde gerçekleştirilen eğitime Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Yalova illerinin ambulans servisinde görevli 35 eğitmen katıldı. Teorik ve uygulamalı 4 günlük eğitimde katılımcılara güvenli sürücü davranışları geliştirme, ambulans kazaları ve kabin güvenliği, ambulans yangınları ve yangına güvenli müdahale teknikleri, ışık ve siren protokolleri, ambulansta iletişim ve yön bulma cihazlarının kullanımı gibi çeşitli konularda eğitim verildi.

    Yunuseli Havaalanı’nda gerçekleştirilen eğitimi yerinde izleyen Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, Bursa öncülüğünde yürütülen ambulans güvenli sürüş eğitimlerinin yenisini tamamladıklarını belirtti. Bursa başta olmak üzere Balıkesir, Çanakkale ve Yalova illerinden eğiticilerin katıldığına dikkat çeken Dr. Yavuzyılmaz, “Farklı illerden gelen arkadaşlarımız da kendi illerinde güvenli ambulans sürme konusunda sürücü arkadaşlarımıza eğitim verecekler. Biz, hastaların taşınmasını, onları sağlığına kavuşturmak için zamanla yarışırken aynı zamanda da güvenli sürüş tekniklerini de sürücülerimize anlatarak göstererek onları uygulamalı olarak eğiterek kendi güvenliklerini ve karşılarındaki insanların güvenliklerini sağlamaya çalışıyoruz. Bazen acil hastalarda ileri sürüş güvenliği şartlarını zorlamak durumunda kalıyoruz. Bunun için de yetkin donanımlı bu eğitimi almış bu bilince ve pratiğe ulaşmış arkadaşlarımız olsun istiyoruz” dedi.

    Hız değil güvenlik ön planda

    Hem teorik hem de pratik eğitimlerin bulunduğunu vurgulayan Dr. Yavuzyılmaz, “Burada hem teorik hem pratik eğitimlerimiz var. Parkurumuzda çeşitli manevralarla arkadaşlara güvenli sürüş nasıl yapılacak, nelere dikkat edilecek, bunlar anlatılmaya çalışılıyor. Biz, sürekli eğitime, gelişime ve yenilenmeye odaklı bir şekilde bu hizmetlerimizi sürdürmeye çalışıyoruz. Bölge sorumlusu il olarak da sorumluluk alanımızdaki diğer illere de lojistiğini, eğitimini tamamlamaya gayret ediyoruz. Halkımıza sunulan hizmetin kalitesinin arttırılması noktasında da bütün çalışmamızı devam ettiriyoruz” şeklinde konuştu.

  • Uzay Kaşifleri Akademisi başladı

    Uzay Kaşifleri Akademisi başladı

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) öncülüğünde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın destekleri, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve TÜBİTAK işbirliğinde hayata geçirilen Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi (GUHEM), önemli bir etkinliğe daha ev sahipliği yapıyor. Türki Cumhuriyetler Uzay Kaşifleri Akademisi açılış töreni BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cüneyt Şener, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Büyükelçi Kubanıçbek Ömüraliyev, Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım ve kent protokolünün katılımıyla GUHEM’de gerçekleşti.

    Türk devletleri arasındaki işbirliğine bilimsel destek

    Etkinliğin açılında konuşan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cüneyt Şener, Türk dünyasında son dönemde giderek gelişen sosyal ve kültürel etkileşimden büyük bir memnuniyet duyduklarını söyledi. GUHEM ev sahipliğinde düzenlenen Türki Cumhuriyetler Uzay Kaşifleri Akademisi’nin de Türk devletleri arasındaki birlik ve beraberliği bilimsel temelde destekleyen öncü etkinliklerden biri olduğunu kaydeden Şener, “Burada düzenlenen uygulamalı eğitimler, uzay çalışmalarına ilgiyi artıracak ve yarınımızın teminatı olan gençlerimiz arasındaki bağların daha da güçlenmesine imkan sağlayacaktır.” dedi.

    “GUHEM gençlerimize yeni ufuklar kazandıracak”

    Cüneyt Şener, küresel rekabetin yeryüzünden gökyüzüne taşındığı bir dönemde bulunduklarını belirterek, GUHEM’in vizyonu ve yapılan çalışmaları anlattı. Şener, “Ülkemizin Milli Uzay Programı’nda yer alan GUHEM, 13 bin metrekarelik alanda uçuş okulu, mekatronik laboratuvarı ve simülatörler gibi pek çok düzenekle alanında Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ilk 5 merkezi arasında yer alıyor. Merkezimiz havacılık tarihimizde iz bırakan isimlerin izinden giden gencecik tohumların filizlenmesini sağlıyor. Ülkemizin uzay yolculuğunda yeni bir kilometre taşı olan GUHEM’de sadece geçen sene yarım milyona yakın ziyaretçiyi ağırlamış olmamız da bu konuda doğru yolda olduğumuzun işaretidir. Bugün dünyanın sayılı merkezlerinden biri olarak kentimizde faaliyete geçirdiğimiz GUHEM’i ziyaret eden çocuklarımız buradan yepyeni bir bakış açısı ve büyük bir heyecanla ayrılmaktadır. Bu çerçevede akademiye katılan öğrencilerimizin de zihinlerinde yeni ufuklarla buradan ayrılacağına inanıyorum. Bakanlığımız, Türkiye Uzay Ajansı ve Türk Devletleri Teşkilatı destekleriyle bu projenin devamlılığının ülkelerimiz arasındaki işbirliğine uzun vadede önemli katkı sağlayacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

    “Türk dünyası için uzay alanında işbirliği vazgeçilmez bir adım”

    Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil GUHEM’de geleceğin bilim insanları, uzay mühendisleri ve kaşifleri ile bir arada bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu söyledi. Türk dünyasını uzay sahnesinde temsil edecek gençlere güvenlerinin tam olduğunu vurgulayan Bakan Yardımcısı Yozgatlıgil, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türk dünyası için uzay alanında iş birliği yapmanın ortak mirasımızı geleceğe taşımak adına vazgeçilmez bir adım olduğunu vurgulamak istiyorum. Uzay projelerindeki iş birliği sadece teknik ve bilimsel değil aynı zamanda insanlar arasındaki bağların da güçlenmesine yardımcı olacaktır. Nisan 2023’te Özbekistan’da gerçekleştirilen toplantı Türk Devletleri Teşkilatı üye ve gözlemci ülkeleri olarak uzay alanında iş birliği yapmak bir dönüm noktasıydı. Ortak uydu projeleri geliştirmek, çalıştaylar düzenlemek, gençlik uzay kapları ile geleceği aydınlatmak gibi hedefler belirledik. Bugün ilk gençlik uzay kampını başlatmaktan büyük bir onur ve mutluluk duyuyoruz. 9-15 yaş arasındaki gençlerimize sunacağımız eğitim Türk dünyası ülkelere uzay farkındalığı oluşturarak genç nesillerin bu alana ilgisini artıracaktır. Siz hevesli ve dinamik gençlerimiz gelecekteki uzay projeleri için ilham kaynağı olacaksınız. Bu eğitim programı bu hedefe ulaşmamıza katkı sağlayacak”

    “Türk devletleri arasındaki bağları güçlendirecek”

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, düzenlenen etkinliğin Türk devletleri arasındaki etkileşimi artıracağını belirterek, “BTSO ve Bursa Büyükşehir Belediyemizin destekleri ile Türkiye Uzay Ajansı, Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi ve Türk Devletleri Teşkilatı iş birliğinde gerçekleştirdiğimiz Uzay Kaşifleri Akademisi için bir aradayız. Türk Devletleri Teşkilatı mensubu Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan, Macaristan ve Türkiye’den toplam 82 öğrenciyi ağırlıyoruz. Burada çok faydalı bir eğitim süreci geçirecekler. Türk dünyasının her alanda çok ciddi bir potansiyeli var. Uzay havacılık alanında da hep birlikte bu gücü ortaya çıkaracağımıza inanıyorum.” şeklinde konuştu.

    “İşbirliğimizi çok daha ileriye taşıyacağız”

    Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, Türki Cumhuriyetler Uzay Kaşifleri Akademisi’nin bir ilk adım olduğunu ve ilerleyen zamanda birçok projeye öncülük edeceğini söyledi. TUA Başkanı Yıldırım, “Gençlerimizin buraya gelmeleri, birlikte eğitim almaları ve ortak çalışmalara imza atmaları önemli bir ilk adımdır. Bunun devamının da geleceğine, bu işbirliğini çok daha ileriye taşıyacağımıza inanıyorum. TUA olarak biz bir proje daha geliştirdik. Hep beraber küçük bir uydu yapalım dedik. Bu konuyla alakalı çalışmalarımız devam ediyor. Böylece hep beraber elle tutulur adımlar atarak uydu yapmak, uyduyu fırlatmak ve uyduyu işletmek noktasında da buradaki gençlerin ileride yapacağı işlerin zeminini oluşturma yolunda çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.” ifadelerini kullandı.

    “Geleceğin uzay kaşifleri yetişiyor”

    Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Büyükelçi Kubanıçbek Ömüraliyev, Teşkilat olarak Türk dünyasındaki işbirliğini derinleştirmek için çaba gösterdiklerini aktardı. Uzay alanındaki işbirliklerinin de bu çabalar neticesinde her geçen gün geliştiğini belirten Büyükelçi Aliyev, “İstikbalin uzay kâşiflerini yetiştirmek üzere GUHEM’in ev sahipliğinde bu kampı düzenliyor olmamız yarınlara yönelik önemli bir yatırım niteliği taşıyor.” dedi. Konuşmasında etkinliğe katılan gençlere seslenen Ömüraliyev şunları söyledi: “Uzay alanında Türk devletlerinden gençlerimizi kapsayacak şekilde düzenlenen ilk programda yer almanız sizler için hem bir şans hem de bir sorumluluktur. Burada edineceğiniz tecrübe, birçoğunuzun gelecek planlarında ve kararlarında etkili olacaktır. Sizler, Uluğ Bey, Ali Kuşçu, El-Fergani, Al-Sufi, Al-Jazari, Al-Biruni gibi astronomi alanında iz bırakmış eserler veren büyük Türk âlimlerinin, bununla birlikte Musa Manarov, Toktar Aubakirov, Vladimir Canibekov, Salican Şaripov gibi cesur Türk uzay öncülerin torunlarısınız. Bu bilinçle, bu kampın zihinlerinizde bir kıvılcım çakmasını ve ileride de yapacağınız her işte Türk dünyasını gözetir bir bilinçle hareket etmenizi temenni ediyorum.”

    Eğitimler 2 Eylül’e kadar devam edecek

    Türkiye, Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Macaristan’dan 80’den fazla öğrencinin katıldığı projede eğitimler 2 Eylül’e kadar devam edecek. Gerçekleştirilecek program sayesinde katılımcıların uzay alanına olan ilgilerinin uygulamalı eğitimlerle artırılması, aynı zamanda kültürlerarası öğrenmenin teşvik edilmesi hedefleniyor.

  • “En iyisi olabilmek için seçin”

    “En iyisi olabilmek için seçin”

    Bakan Özhaseki, “İlham Veren İsimler Genç Yeteneklerle Buluşuyor” programında Kayseri’de gençlerle buluştu. Özhaseki, Erciyes Anadolu Holding ve TV Kayseri iş birliği ile düzenlenen ve TV Kayseri ekranlarından Ömer Faruk Hamurcu’nun moderatörlüğünde gerçekleştirilen söyleşide eğitim başta olmak üzere önemli değerlendirmeler ve tavsiyelerde bulundu. Özhaseki, gençlere kendi hayatından örnekler vererek tecrübelerini de aktardı ve yöneltilen soruları cevapladı.

    “Hangi mesleği seçersen seç en iyisi olabilmek için seç”

    Bakan Özhaseki burada yaptığı konuşmada, bir araya geldiği gençlere kendilerini yetiştirmeyi, dünyayı takip etmeyi ve doğru yoldan ayrılmamayı tavsiye ederek, “Hangi mesleği seçersen seç en iyisi olabilmek için seç. Mesele para kazanmaksa, sevdiğiniz ve başarılı olabileceğiniz mesleği seçmeniz gerekiyor” dedi.

    “Kayseri’yi bugün Avrupa ile yarışacak bir şehir haline getirdik”

    Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde başlatılan ve bugüne kadar devam çalışmalarla Kayseri’yi Avrupa ile yarışan bir şehir haline getirdiklerini ifade eden Özhaseki, “Borçlu aldığımız, 3-5 tane parkın olduğu, kurtarılmış mahallelerin olduğu Kayseri’yi bugün Avrupa ile yarışacak bir şehir haline getirdik. Şehrin altyapısı tüm bitti, üstyapısında gayet güzel işler yapıldı. Dolmuşlar, el arabaları, at arabaları falan tamamı bitti. Şimdi raylı sistemler çalışıyor. Modern tesisler yapıldı. Sonra dünyanın hiçbir yerinde hiçbir yerel yönetimin yapamayacağı kadar büyük işler başardık; Erciyes Kayak Merkezi, Yamula Barajı, serbest bölgenin kurulması, stadyumun yapılması gibi. Çok şükür bunların hepsine de imza attık ve 2014 seçimleri bittiğinde Cumhurbaşkanımız Ankara’ya davet etti. Milletvekili olarak, seçilerek gittim. Ankara’daki hayatımda, biraz Genel Başkan Yardımcısı olarak Belediyelerden sorumlu, birazda Bakanlık göreviyle devam etti. O ilk dönem iki hükümette bulundum. Bu son dönemde de yeniden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olarak Cumhurbaşkanımız uygun gördüler ve göreve başladık” dedi.

    “Başarılı olabileceğiniz mesleği mutlaka seçmeniz gerekiyor”

    Günümüzde milletlerin geleceğinin gençlerin eğitimiyle ölçüldüğüne işaret eden Bakan Özhaseki, eğitimin önemine değinerek gençlere şu tavsiyelerde bulundu:
    “Eğer bir milletin gençleri donanımlı, kendini iyi yetiştirmiş, geleceğini hazırlarsa, değişimi yakalamış ve kariyerini en iyi şekilde tamamlıyor ise emin olun korkmanıza gerek yok. İyi eğitimli kimseden korkmayın. Eğitim bileşik kaplarda dökülen su gibidir. Bir yerden eğitimi dökersiniz öbür tarafa refah olarak, iyilik olarak, nezaket olarak devam eder gider bu. Eğer cehaleti dökerseniz kötülük, pislik, pasaklılık, anlayışsızlık, gerilik, ilkellik arka arkasına gelir. O yüzden gençlerimizin iyi yetişmesi lazım. Hangi mesleği seçersen seç en iyisi olabilmek için seç. Genelde bizim yetiştiğimiz dönemde en yüksek puanla tıp fakültesi yazılır. Altına mühendislikler, siyasallar ondan sonra bir şey bölümleri yazılır. Daha çok para edecek bölümler. Öyle değil arkadaşlar. Şimdi hiç ummadığınız bölümler; doktorlardan, mühendislerden, müteahhitlerden de çok para kazandırır. Mesele para kazanmaksa, sevdiğiniz ve başarılı olabileceğiniz mesleği mutlaka seçmeniz gerekiyor.”

    “Doğruluktan ayrılmayın”

    Bakan Özhaseki, öğrencilere sevdiği mesleği yapmayı ve çalıştıkları alanda cesaretli olması gerektiğini söyledi. Öğrencilerin dünyayı yakından takip etmesi gerektiği kaydeden Özhaseki, yabancı dil öğrenmekten vazgeçilmemesi gerektiğini vurgulayarak, “Ben hala yabancı dil çalışıyorum. Emin olun çalışıyorum yani. Çalışacağız, çalışmadan olmuyor. Bir de hobileriniz olsun arkadaşlar. Hayata renk katın. Vazgeçmeyin. Kendinizi yetiştirdiğiniz yerde birkaç prensip var ki onlardan vazgeçmeyin. Birincisi vicdan arkadaşlar. Şunu hiç ihmal etmeyin; kanun bir şey söyler, amirler bir şey söyler, insanlar bir şey söyler. Toplum baskısı başka bir şey söyler, el alem başka bir şey söyler. Ama şu var arkadaşlar, bundan hiç vazgeçmeyin; vicdan. Her zaman yanı başımızda dursun. Ve doğruluktan ayrılmayın. Aleyhimize bile olsa doğru şeyi söyleyelim” ifadelerini kullandı.

    “Sakın ola ki pes etmeyin”

    Bakan Özhaseki, öğrencilere yerleştikleri bölümlerden mezun olmalarının ardından yüksek lisans yapmayı tavsiye etti. Öğrencilerin fırsatını bulduğunda yurt dışına gitmesi gerektiğini ve dünyayı tanımaları gerektiğine dikkati çeken Özhaseki, şunları kaydetti:
    “O meslekte ne oluyor, onlardan bir haberiniz olsun. Sonra da ‘ya olmadı, beceremedim’ diye ümitsizliğe asla düşmeyin. Bir kitap okumuştum, içinde Türkiye’de en başarılı 50 kadar iş adamı vardı. Onlar demiş ki o kitapta, ‘başarılarınızı anlatmayın, başarısızlıklarınızı anlatın.’ Yola çıktıktan sonra başlarına gelen ne kadar büyük felaket varsa, sıkıntı varsa, yere düşmüş kalkamamışlarsa, kurtaramamışlarsa, batmışlarsa, hepsini anlatmışlar içtenlikle. Şimdi siz düştüğünüzde kalkmayı bilmezseniz işiniz zor. Sizin kıymetinizi anlayamayabilir karşınızdaki. İş yeri sahibi de, ortağınız da, çevreniz de. Siz kendinize güveninizi yitirmeyin. Azimle devam edin. Kararlılıkla devam edin. Hayat böyle bir şey arkadaşlar. Çünkü hayatta her şey var, düşeceğiz, kalkacağız, yorulacağız dinlenip yine devam edeceğiz, zarar edeceğiz. Sakın ola ki pes etmeyin. Kur’an’da, ‘Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır’ ayetine inanıp yola devam edin arkadaşlar.”

  • Tarihi taş mektep canlanıyor

    Tarihi taş mektep canlanıyor

    2010 yılında restorasyonu tamamlanan ardından Uludağ Üniversitesine tahsisi yapılan tarihi Taş Mektep binası Orhaneli Kaymakamlığı’nın başlattığı proje ile her iki kurum arasında yapılan ve imzalanan protokolle Aile Destek Merkezi (ADEM) olarak hizmet verecek.

    İmza törenine Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof Ferudun Yılmaz, Rektör yardımcıları Prof. Dr. Zekeriya Arı, Prof. Dr. İrfan Karıştıoğlu, Orhaneli Kaymakamı Mehmet Naim Akgül, Vakıf Müdürü Ertuğrul Tunca ve diğer protokol üyeleri katıldı. Uludağ Üniversitesi Rektörü Feridun Yılmaz, “Üniversiteler araştırma, geliştirme, eğitim öğretim ve topluma katkı diye üç tane ana fonksiyon icra ediyorlar. Bu ikinci ve üçüncü fonksiyonu burada bir araya getirmiş oluyoruz. Eğitim öğretimin standart öğrencilerimizle yürüttüğümüz bir yönü var. Malum aynı zamanda topluma katkı çerçevesinde de burada özellikle bu tarz projelerde doğrudan doğruya kıymetli mukimlerin katılabileceği, içeriğinin bir miktar üniversite desteği, marifeti ile tasarlandığı bir proje hayata geçmiş durumda. Gerçekten özgün işlevine bir anlamda yeniden kavuşma yönünde bir adım atmış bu kıymetli bina. Zaten ilçenin önemli bir binası bir tür yeniden bu proje ile hayat bulmuş oluyor. Hayata geçen bu proje için kaymakamımız ve okul müdürümüze teşekkür ediyorum” dedi.

    Orhaneli Kaymakamı Mehmet Naim Akgül, “Protokolümüz ADEM ( Aile Destek Merkezi) Aile ve Sosyal Çalışma Bakanlığımızın bünyesinde 3294 sayılı kanun çerçevesinde geliştirilmiş bir proje. Biz ilçeye ilk geldiğimizde bu projeyi nasıl ve nerede hayata geçirebiliriz diye düşünüyorduk. İlk aklımıza yüksekokul bünyesinde bulunan Taş Mektep geldi. Bunu nasıl değerlendirebiliriz diye Meslek Yüksek Okulu Müdürümüz ve Rektör hocamızla görüştüğümüzde, “içeriğinin öğrencilere ve vatandaşlara yönelik olması konusunda adımlar atalım ve içeriğini dolduralım” dedik. Birinci aşamada Halk Eğitim Merkezi bünyesinde toparlanan köylerimizdeki eski ve tarihi eşyaların sergilendiği bir bölüm olacak. İkinci aşamada Aile Destek Merkezi (ADEM) olarak eğitimler düzenledik. Eğitim içeriğini yine üniversitemiz ve yüksek okulumuzla birlikte belirledik. Bu eğitimlerin içeriğinde aileleri destek gayesiyle ilk yardım eğitimleri, aile ilişkileri, kadına yönelik şiddet ve benzeri başlıklar belirledik.

    Üçüncü aşamada Kültür Merkezi olarak bir çatı altında tamamını toparlayıp bu mahiyette bir protokola bağlayarak Tarihi Taş Mektebimizde bunları canlandırmak istedik. Biz bir küçük adım attık, küçük bir patika oluşturduk bunu büyütmek saygıdeğer hemşerilerimize ve saygıdeğer öğrencilerimize düşmektedir ” dedi.

    ADEM projesi çerçevesinde ilk sınıflarda kadınlar Halk Eğitim Merkezi usta öğretici hocalar tarafından çeşitli branşlarda eğitim almaya başladılar. İlk branş olarak kadınlar flografi öğrenirken, el emeği göz nuru ürünler meydana çıkmaya başladı. Her üç ayda bir değişik branşlarda kadınlar hem meslek öğrenecek, hem yeni eserler üretecek, hem de ailelerine katkıda bulunacaklar.

  • Depremde hayat kurtaracak ürüne, uluslararası patent

    Depremde hayat kurtaracak ürüne, uluslararası patent

    BTÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eyübhan Avcı, depremde binaların hasar almasına, yıkılmasına ve binaların yan yatmasına neden olan zemin sıvılaşmasının önlenmesine karşı yaklaşık 15 yıldan beri yürüttüğü çalışmaların sonuna ulaştı. Avcı, uzun süredir yürüttüğü araştırma ve geliştirme faaliyetleri çerçevesinde zemin sıvılaşmasını çözüme kavuşturacak bir ürün geliştirdi. TÜBİTAK tarafından de çeşitli projeler aracılığı ile desteklenen bor kökenli zemin iyileştirme malzemesi ile ilgili olarak inşaat sektörünün kullanımına sunulmadan önceki tüm laboratuvar testleri tamamlandı. Arazi uygulanasına ait denemeler fay hattının geçtiği Gemlik Kurşunlu Bölgesinde yapılacaktır. Gemlik’te yapılacak arazi çalışmasının ardından ürünün sahada uygulanmasına ilk olarak Deprem Bölgelerinden başlanması planlanmaktadır. Arazide yapılacak zemin iyileştirme uygulaması ile deprem nedeniyle oluşabilecek can ve mal kayıplarının önüne geçilebilecektir.
    Geliştirilen bor kökenli zemin iyileştirilmesi için Türk Patent ve Marka Kurumundan (TÜRKPATENT) patent tescilini de gerçekleştirdi. BTÜ’lü bilim insanı Avcı, geliştirdiği bu önemli ürün için sadece Türkiye’de patent almakla kalmadı. Avcı, zemin direncini arttırarak muhtemel bir depremde pek çok hayatı kurtaracak olan bu yeni malzemenin uluslararası alanda da haklarını koruma altına alındı. BTÜ’nün modern laboratuvarlarında geliştirilen bor kökenli zemin iyileştirme malzemesi için uluslararası patent alma başarısına ulaştı.

    Uluslararası patent tescili

    Doç. Dr. Eyübhan Avcı’nın çalışmaları sonucunda elde edilen bor kökenli zemin iyileştirme malzemesi, BTÜ için de bir ilki ifade ediyor. BTÜ’lü bilim insanları tarafından geliştirilen pek çok alandaki ürünler ulusal alada patente konu olurken, Avcı’nın başarılı çalışmaları sonucu geliştirilen bor kökenli zemin enjeksiyon malzemesi ‘United States Patent and Trademark Office’ tarafından da tescillenerek üniversitemizin uluslararası alandaki ilk tescilli patenti oldu.

    BTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Eyübhan Avcı, hem ulusal hem de uluslararası kuruluşlarca patent tescilleri gerçekleşen ürün hakkında açıklamada bulundu. Avcı açıklamasında ürünün Türkiye’nin doğal zenginliklerinden bir olan bor madeni kaynaklı olduğunu bildirdi. Bor mineralinin çeşitli metotlar ile işlenmesi sonucunda elde edilen zemin iyileştirici malzemenin ulusal ve uluslararası patent haklarının tescil edilmesinin çok önemli olduğunu kaydeden Avcı, Türkiye’nin doğal kaynaklarından biri olan bor madenin katma değerli bir ürün olarak değer kazanmasına imkan sağlayacağını söyledi. Ürün diğer zemin iyileştirme yöntemleri ile kıyaslandığında oldukça ekonomik olduğunu belirtti, Ancak, ekonomik olmasının dışında kurtaracağı canların değerinin herhangi bir bedel ile ölçülemeyeceğini de sözlerine ekledi. Doç. Dr. Avcı açıklamasının devamında malzemenin kullanımı hakkında bilgi verdi. Avcı, “Yapıların temellerden açacağımız küçük deliklerle çok rahat bir şekilde zemine enjekte edebileceğiz” diye aktardı.

    Ürünün en büyük avantajının, mevcut yapıların zemininde de uygulanabilmesi olduğunu söyleyen Avcı; “Bordan ürettiğimiz malzemeyi enjekte ederek zemini tamamen katı bir forma getirmek istiyoruz ki depremlerdeki direnci arttırsın. Bir yapınız var ve deprem performansı iyi fakat zemin sıvılaşma riskinin bulunmasından dolayı yapıyı yıkmanıza gerek kalmayacak şekilde zeminin depreme dirençli hale getirebileceğini” ifadelerine yer verdi.

    ABD’li ve Japon bilim insanlarının da dikkatini çekti

    Uluslararası patent alan bor kökenli zemin enjeksiyon malzemesi ilk olarak önümüzdeki ay Gemlik’te seçilen seçkin pilot bölgesinde uygulanacağını söyleyen Avcı, malzemenin yurt dışından bilim insanlarının da dikkatini çektiğini belirtti. Avcı; “Bilim insanları ile görüşüyoruz onlarda kendi bölgelerinde uygulamak istiyorlar” şeklinde konuştu.

  • BUÜ’nün meslek yüksekokulları, Türkiye’nin zirvesinde

    BUÜ’nün meslek yüksekokulları, Türkiye’nin zirvesinde

    YKS 2023 öğrenci tercihlerine göre BUÜ MYO programlarının 18’i kendi segmentinde Türkiye’de taban puan açısından 1. sırada yer almayı başardı. Farklı 12 programda ise Türkiye 2.si olan BUÜ, toplam 13 programda da kendi segmentinde Türkiye 3.lüğüne ulaştı. Açıklanan sonuçlara göre BUÜ Meslek Yüksekokulları bünyesindeki toplam 43 program, YKS 2023’de öğrencilerin ilk 3 tercihi arasına girmeyi başardı. Genel sıralamada ise BUÜ’nün 83 eğitim programı, Türkiye’deki ilk 10 tercih arasında yer aldı.

    Elde edilen verilere göre üniversite genelinde yüzde 100’e yakın oranda bir doluluğa ulaştıklarını açıklayan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, fakülteler ve meslek yüksekokulları bazında tercih edilme yüzdelerinin kendilerini mutlu ettiğini kaydetti. Meslek Yüksekokulları özelinde ise çok daha üst seviye bir başarıya ulaştıklarını vurgulayan Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, “Türkiye genelinde en çok tercih edilen ve taban puan anlamında özel bir seviyeye ulaşan üniversitelerin başında geliyoruz. 2023 YKS verilerine baktığımızda en yüksek taban puan ile öğrenci alan 18 meslek yüksekokulu programımız var. Bu alanda 18 programda Türkiye birincisi olduk. 12 programımız 2. sırada, 13 programımız ise 3. sırada en yüksek puanla öğrenci aldı. Bu başarının altında verdiğimiz nitelikli eğitim, staj ve uygulama derslerindeki çeşitliliğin yanı sıra mezuniyet sonrasında öğrencilerimize sektörde gösterilen teveccühün yattığını söyleyebiliriz. Meslek yüksekokullarımızın kalitesinin daha da yükseltilmesi için çalışmaya devam edeceğiz. Bu başarıda emeği bulunan tüm akademik ve idari personelimizi kutluyor. Üniversitemizi tercih eden tüm öğrencilerimize ve ailelerine de teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

    BUÜ Meslek Yüksekokulları (MEYOK) Koordinatörü Prof. Dr. Çağatan Taşkın ise istatiksel olarak her geçen gün çok daha üst seviyelere ulaşan bir başarı yüzdesi yakaladıklarını söyledi. Toplam programların yaklaşık yüzde32’sinde Türkiye genelinde ilk 3 arasında girdiklerinin altını çizen Prof. Dr. Çağatan Taşkın, “Meslek Yüksekokullarımızda Türkiye YKS 2023 sıralamasında ilk 10’a 83 programımız girdi. Toplam programlarımızın yaklaşık yüzde 62’si ise en çok tercih edilenler arasında yer aldı. Çok daha iyisi için çalışmayı sürdüreceğiz” dedi.

  • Uluslararası hareketlikte BTÜ farkı

    Uluslararası hareketlikte BTÜ farkı

    Yükseköğretimde Hareketlilik Projeleri, (KA171) 2023 dönemi başvuru sonuçları açıklandı. Bireylerin Öğrenme Hareketliliği, programla ilişkili olmayan üçüncü ülkeler ile Yükseköğretim Öğrenci ve Personel Hareketliliği faaliyeti çerçevesinde Bursa Teknik Üniversitesi, Erasmus Koordinatörlüğü tarafından sunulan projelerle 10 farklı bölgede, 18 ülke çerçevesinde yeni hibe almaya hak kazandı.

    Hali hazırda, BTÜ öğrencileri ve personeli28 ülkeden 99 üniversite ile yapılmış anlaşmalar çerçevesinde Erasmus ve Mevlana programları başta olmak üzere uluslararası hareketlilikten faydalanabiliyor. Yeni açıklanan proje destekleri ile BTÜ’lü öğrencilerin yurtdışındaki üniversitelerde eğitim hareketliliği imkanlarına yenileri eklenirken gidilebilecek ülke ve bölge sayılarında da önemli artış sağlandı.BTÜ Dış İlişkiler Ofisi tarafından yürütülen faaliyetler sonucunda öğrencilere sunulan uluslararası hareketlilik ve yurtdışında eğitim imkanları nicelik ve nitelik olarak her yıl artıyor. Önceki günlerde Ulusal Ajans tarafından açıklanan Yükseköğretimde Hareketlilik Projeleri (KA171) başvuru sonuçları çerçevesinde BTÜ, 18 ayrı ülkeyi içeren proje destekleri almaya hak kazanarak uluslararası hareketlilik alanını genişletti.

    BTÜ destek almaya hak kazandığı yeni projeler ile 2023-2024 eğitim öğretim yılında ABD, Azerbaycan, Bosna Hersek, Fas, Gana, Güney Afrika, Kanada, Karadağ, Katar, Kenya, Lübnan, Mauritius, Mısır, Nikaragua, Rusya, Singapur, Ürdün, Yeni Zelanda gibi 18 farklı ülkeye öğrenci göndermek üzere Ulusal Ajans’tan 93.770 Avro tutarında hibe almayı başardı.BTÜ, 2022-2023 eğitim öğretim yılında da Ukrayna, Gürcistan, Kosova, Fas, Tunus, Malezya ve ABD gibi ülkelerle yapmış olduğu anlaşmalar istikametinde 72.425 Avro hibe almaya hak kazanmıştı.

    BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, yaptığı açıklamada, eğitim ve öğretimin evrenselliğini öncelediklerinin altını çizdi. Rektör Çağlar, öğrencilerin yurtdışındaki üniversitelerde eğitim deneyimi kazanmalarını önemsediklerini vurgulayarak başta lisans olmak üzere lisansüstü öğrencilerinin de uluslararası hareketlilikten yararlanmalarını teşvik ettiklerini söyledi. Çağlar, öğrencilerin eğitim hayatlarının bir kısmını yurtdışında geçirmeleri yönünde yaptıkları yönlendirmeyi de uluslararası hareketlikte BTÜ’nün farkı olarak tanımladı.

    Rektör Çağlar “Ulusal Ajansın hibe desteğinden faydalanmak üzere sunulan projeler ile BTÜ öğrencileri dünyanın 10 farklı bölgesinde 18 ülkedeki üniversitelerden Öğrenme Hareketliliği çerçevesinde yararlanabilecekler. Dış İlişkiler Ofisimizin gayretli çalışmaları sonucunda Ulusal Ajans aracılığı ile aldığımız hibe miktarında önemli artış oldu. Bu artış ile öğrencilerimizin hareketlilik çerçevesinde gidebilecekleri ülkelere yenileri eklendi. Öğrencilerimiz ve personelimiz 31 Temmuz 2026 tarihine kadar alınan proje destek hibeleri çerçevesinde hareketlilikten faydalanabilecek.” dedi.

  • Merküt roketi TEKNOFEST’te birincilik için yarışacak

    Merküt roketi TEKNOFEST’te birincilik için yarışacak

    Özel Şahinkaya Koleji Academy ve Hexagon Kampüs öğrencileri, kendilerinin tasarladığı ve ürettiği Merküt adlı roketle büyük bir başarıya imza attı. TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivalinde finale kalan ekip, 20 Ağustos’ta Tuz Gölü’nde düzenlenecek olan final yarışında Merküt’ü birincilik için havalandıracak. Danışman öğretmenleri Hakan Özkaynak moderatörlüğünde gece gündüz çalışarak hazırlanan ekibin 10 üyesi bulunuyor: Takım Kaptanı ve Mekanik Sorumlusu Berkant Karasoy, Aviyonik Sorumlusu Sarp Demir Yalçınkaya, Aviyonik Kaptanı Efe Kopan, Aviyonik Bölüm Geliştirme Çağan Sina Göktaş, Test Sorumlusu Nehir Sanlı, Test Sorumlusu Ozan Yılmaz, Tasarım ve Üretim Sorumlusu Mustafa Oğuz Kayhan, Aviyonik Yazılımcı Gani Eren Aksoy, Mekanik Sorumlusu Ethem Güney ve Donanım Sorumlusu Aknil Özdemir.

    “Atmosferi geçmenin tek yolu roketti”

    TÜBİTAK’a roket projesi hazırlamak için bir araya gelen liseli Şahinkayalılar, TEKNOFEST’in roket yarışması düzenlediğini öğrenince rotasını yarışmaya çeviriyor ve finale kadar yükseliyor. Takım Kaptanı Berkant Karasoy, “Aklımızda en başından beri roket vardı. Bizim için atmosferi geçmenin tek yolu roketten geçiyordu. Roket yarışmasını görünce hemen takımımızı oluşturduk ve çalışmalarımıza başladık” diyerek Merküt’ün yolculuğunu özetliyor.

    Süreç boyunca ön kısım, kritik tasarım ve atış hazırlık olarak üç önemli raporu sunan ve başarı ile geçen Merküt ekibi, finale yükselmenin haklı gururunu yaşıyor. Finale yükselme hedefi ile yol aldıklarını söyleyen Gani Eren Aksoy, “Yarışma süresince önümüze çıkabilecek sorunları tespit ederek ve bu sorunları aşarak ilerledik” şeklinde konuştu.

    “Çok çalıştık, çok emek verdik ve başarılı olduk”

    Nehir Sanlı, ilerleme göstermenin kendilerini her aşamada motive ettiğini ve finale kalmanın bambaşka bir duygu olduğunu dile getirirken, Aknil Özdemir de kendilerinden emin olduklarını, ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştıklarını belirterek, “Bu nedenle içimiz rahattı” dedi.

    Merküt projesinde yer almanın çok güzel bir duygu olduğunu dile getiren Sarp Demir Yalçınkaya, “Şu ana kadar gösterdiğimiz ve atış gününde göstereceğimiz performans bizim için çok önemli” ifadelerini kullandı. Finale yükselmenin ilk amaçları olduğunu belirten Ethem Güney ise “Çok çalıştık, çok emek harcadık ve başarılı olduk” şeklinde duygularını ifade etti. Çağan Sina Göktaş, “Ana hedefimiz olan birincilik konusunda umutluyuz” derken, Mustafa Oğuz Kayhan, Efe Kopan ve Ozan Yılmaz ise “Sonunda gökyüzüne çıkacağız” şekline konuşuyorlar.

    Hayallerini gerçekleştirmek için gece gündüz çalışan ekip hem Özel Şahinkaya Koleji hem de danışman öğretmenleri Hakan Özkaynak’a hayatlarına dokundukları için teşekkür ediyor.

    İsmini Türk mitolojisinden alıyor

    Şahinkayalı ekibin ürettiği roket, ismini Türk mitolojisinden alıyor. Ürettikleri rokete kendi kültürlerinden bir isim koymayı tercih ettiklerini belirten Takım Kaptanı Berkant Karasoy, “Roketimize vereceğimiz isim kendi dilimizde ve gökyüzü ile alakalı olmalıydı. Araştırmalarımız sonucunda ‘efsanevi kartal’ anlamına gelen Merküt’te karar kıldık” dedi.

    Oğuzhan Şahinkaya: “Hedefimiz Türkiye’yi geleceğe taşıyacak gençler yetiştirmek”

    Özel Şahinkaya Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Üyesi Oğuzhan Şahinkaya da yaptığı değerlendirmede “Okullarımızda gelişmiş bir müfredatın yanı sıra bilim, sanat, spor gibi pek çok alanda özel kurulmuş atölyeler ile hem öğrencilerin vizyonuna katkı sağlamayı hem de Türkiye’yi geleceğe taşıyacak gençler yetiştirmeyi hedefliyoruz. Türkiye’nin dünyada söz sahibi olması ve ilk 10 ekonomi arasına yer alabilmesi için uzay, havacılık, savunma sanayi, bilişim ve yazılım gibi alanlarda başarılı gençler yetiştirmenin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Bu bakımdan da TEKNOFEST’i son derece yerinde ve önemli bir organizasyon olarak Türkiye’nin geleceği için önemli bir yatırım olarak görüyor ve destekliyoruz. Şahinkaya’nın Merküt Roket Takımı elde ettikleri başarı ile aileleri başta olmak üzere bizi ve tüm Bursa’yı gururlandırmışlardır. Dileğimiz, finale kadar yükseldikleri bu yarışmadan Bursa’ya birincilik ile dönmeleridir. Kalbimiz ve dualarımız onlarla birlikte olacaktır” şeklinde duygularını ifade etti.

    Türkiye’nin bilim ve mühendislik alanlarında yetişmiş insan kaynağını artırmayı hedefleyen TEKNOFEST kapsamında düzenlenen Roket Yarışması’na Bursa’yı temsilen katılan Şahinkaya Merküt roket takımının hedefi birincilik kupasını Bursa’ya taşımak.

  • 2023 DGS kontenjanlarında rekor düşüş

    2023 DGS kontenjanlarında rekor düşüş

    DGS tercih kılavuzu yayınlandı. Kılavuza göre toplam 112.505 kontenjan sayısının 90.351’e gerilediği görüldü. DGS için 464.241 kişinin sınava başvurduğunu söyleyen Öğrenci Dekanı Serhat Butur, “Bir önceki yıl sınava başvuran sayısının 289.208 olduğunu düşünüldüğünde artan fark 175.073 oldu. Önlisans mezunları için bu yıl lisansın öneminin arttığını söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

    “Kontenjanı en çok azalan açıköğretim fakülteleri”

    Kontenjan kılavuzunun açıklanması ile adayların hayal kırıklığına uğradığını belirten Beykent Üniversitesi Öğrenci Dekanı Serhat Butur, “Her yıl toplam kontenjandan 3 ila 4 bin arasında azalan bir fark oluşurken, 2023 DGS kılavuzunda 22 bin üzerinde rekor bir kontenjan düşüşü yaşandı. Bu yıl açıklanan kontenjan kılavuzunu incelediğimizde 67.000 kontenjanın Açıköğretim Fakültelerinde olduğu, 6.054 kontenjanın devlet üniversitelerinde ve 4.535 kontenjanın vakıf üniversiteleri örgün eğitimlerine ayrıldığını görüyoruz. Kontenjanı en çok azalan 19.200 kontenjan ile açıköğretim fakülteleri oldu” dedi.

    “Talepler arttı, kontenjanlar azaldı”

    Butur konuşmasını şöyle sürdürdü:“2017 yılında 1.050 olan Hukuk Fakültesi kontenjanı, 2022-DGS Kılavuzunda 504 iken bu yıl 278 kontenjana düşürüldü. Mühendislik alanında ise en dikkat çeken bölüm İnşaat Mühendisliği oldu. 2019 yılında 1011 olan kontenjan 2022 DGS kılavuzunda 447 olurken, bu yıl 269’a düşürüldü. Diğer bölümlerde de ortalama aynı sonuçlara ulaştığımız kontenjanlarda taleplerin arttığı fakat kontenjanların azaldığını görüyoruz. Her yıl kontenjanlardaki bu azalma, gelecek yıllarda DGS sınavını ve dolayısıyla önlisanstan lisansa geçişler kalkacak mı sorusunu haklı olarak akla getiriyor.”

  • BTÜ’den “Yara Örtüsü’ projesi

    BTÜ’den “Yara Örtüsü’ projesi

    Projede travmatik ve cerrahi ciddi doku hasarlarının tedavisi için hücre kültüründen hücresizleştirme yoluyla elde edilen hücre dışı matriks (ECM) katkılı, hemostatik (kanama durudurucu) özellikli multifonksiyonel katmanlı biyoaktif yara örtülerinin geliştirilmesinin planlanmakta olduğunu söyleyen Doç. Dr. Gökçe Taner yara bakımı için bugüne dek çok çeşitli malzemeler geliştirildiğini ancak gazlı bez, pamuk ve polimer bandajları içeren geleneksel yara örtülerinin etkili hemostatik etkiye sahip olmadığını dile getirdi. Klinikte ciddi yaralarda öncelikle kan kaybının önlenmesi için kanamanın olabildiğince hızlı bir şekilde durdurulması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Taner klasik yara örtülerinin yara yüzeyinde nemli bir ortam sağlayamadığına, çıkarılmaları sırasında yeni oluşan dokuya zarar verebildiklerine ve bakteriyel enfeksiyonu önleyemediklerine vurgu yaptı.

    Yaralanmalar, kopmalar, parçalanmalar, kesikler, cerrahi veya spontan girişimler neticesinde oluşan majör ve minör kanamaların durdurulmasında ve vücudun kendi başına yetersiz kaldığı durumlarda hemostatik ajanların kullanılması gerekmektedir diyen Doç. Dr. Taner “Bu aşamada uygun yara örtüleri de kan pıhtılaşmasına yardımcı olabilir. Ancak, bu yapıların tasarımları hem farklı biyolojik süreçleri hedeflemektedir hem de içerdikleri aşırı bileşenlere rağmen yetersiz aktiviteleri, yüksek maliyet ve potansiyel toksisiteleri gibi dezavantajları kliniğe yönelik dönüşümlerini sınırlandırıyor. Kronik ve ciddi yaraların iyileşmesi için, öncelikle kanamayı hızlı durdurabilen, hücre davranışını, inflamasyon ve damarların yeniden oluşumu dâhil olmak üzere yara mikroçevresindeki biyolojik aktiviteleri güçlü bir şekilde modüle edebilen ve ciltteki karmaşık ancak düzenli süreci devam ettirmek için bakteriyel enfeksiyonu ortadan kaldırabilen çok yönlü bir pansuman malzemesini hassas bir şekilde tasarlamak çok önemli. Bu projede hedefimiz özgün bir yaklaşımla mevcut hemostatik malzemelerin ve yara örtülerinin üstün özelliklerini birleştiren, klinikteki tüm ihtiyacı ele alacak iki katmanlı biyoaktifbiyopolimerlerin geliştirilmesidir” şeklinde konuştu.

    “Projemiz ilk yerli çalışmamız olacak”

    Proje çerçevesinde geliştirilecek olan çok fonksiyonlu biyoaktif ürünün de özellikle büyük cerrahi vakalarda hem kanama problemlerine yenilikçi bir bakış açısı getiren hem de etkili doku rejenerasyonu sağlayan bir ürün niteliğinde olacağını ifade eden Taner konuşmasına şöyle devam etti; “Literatürde bu tasarımda, farklılaşmış hücre kaynaklı, doğal hücre dışı matriksi içeren, hibrithidrojel üretimi bulunmuyor. Ülkemizde yapılmış olan başka bir çalışmaya da rastlanmadığımızdan çalışmamız bu alanda ilk yerli çalışma olacak. Projenin başarı ile sonuçlanması ile ortaya çıkacak prototip ürünümüzün ticarileşme potansiyeli yüksek. Biyoteknolojik medikal ürün geliştirme süreci zor bir süreç olmakla birlikte, uygun yöntem ve ekipmanlarla ülkemizde de geliştirilebileceği, uluslararası nitelikte ürün ve eser çıkarma noktasında farklı araştırmacılara da örnek teşkil edeceğini düşünüyoruz. Ülkemizin bu alanda dışa bağımlılığını azaltmak için maliyeti yüksek ancak yapılabilir niteliği yüksek ürün tasarımlarına yönelme oranı da artacak.”

    Bursiyer öğrencilerin akademik gelişimlerine önemli katkı sağlanacak

    Projede yer alacak yüksek lisans ve doktora öğrencisi bursiyerlerin, planlanan deneysel metodları uygulamaları sayesinde akademik gelişimlerine önemli katkı sağlanacaktır diyen Doç. Dr. Gökçe Taner proje ile ülkemizde özellikle eksikliği bulunan disiplinlerarası alanlarındaki akademisyenlerin sayısının arttırılmasının öngörüldüğünü de sözlerine ekledi. 11. Kalkınma Planı hedefleri ve politikalarında belirtildiği şekilde sağlık alanında yüksek katma değerli ürün ve hizmetleri destekleyecek nitelikte Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinin artırılması projemizin de temel amacıdır diyen Taner “Sağlık bilimlerinin gelişimiyle biyoteknolojik ürün kullanımının yaygınlaştırılmasını ayrıca hedefliyoruz. Projemiz Biyoteknoloji ve ileri malzeme teknolojisi gibi genel maksatlı teknolojilerin kullanımıyla ortaya çıkacak yeniliklerin, üretim yapısı ve değer zincirlerindeki dönüşüm ile üretkenlik artışlarının ana kaynaklarından olması ayrıca ana hedefimizdir” şeklinde konuştu