Kategori: Ekonomi

  • Hayvan başına 2 bin TL destek

    Hayvan başına 2 bin TL destek

    Düzce Tarım ve Orman İl Müdürlüğü destek ödemeleriyle ilgili bilgilendirme yaptı. Yapılan açıklamada “Koç/Teke alımı yapan yetiştiricilerimiz desteklenecektir. Bakanlığımız ıslah programlarından halk elinde küçükbaş hayvan ıslahı ülkesel projeleri elit sürülerinden veya Bakanlıkça kurulan koç teke merkezlerinde yetiştirilen damızlık koç tekeleri satın alan yetiştiricilere hayvan başına 2 bin TL destekleme ödemesi yapılacaktır. Bu desteklemeyle, halk elinde küçükbaş hayvan ıslahı ülkesel projesinde yetiştirilen damızlık koç/tekelerin taban sürülere yayılmasının sağlanması, verim kayıtları tutulan, uzun çalışmalar sonucunda elde edilmiş damızlık vasıflı hayvanların erken kesime gitmesinin önlenmesi amaçlanmaktadır” denildi.

    Destek ödemesinden yararlanmak isteyenlerin sağlayacağı şartlar ise şu şekilde sıralandı: “Desteklemeden yararlanacak koç/tekelerin küpelenmiş ve TÜRKVET’te kayıtlı olması. Koç/teke alacak yetiştiricinin alacağı koç/teke ile aynı ırkta (saf-melez) en az 25 baş dişi hayvana sahip olması. Yetiştiricilerin talepte bulunacakları işletmenin 1/1/2023 tarihinden önce TÜRKVET’te kayıt altına alınmış ve aktif olması gerekmektedir. Yetiştiriciler, Damızlık Koç Teke Merkezlerinde ıslah programlarının elit sürülerinden alınarak yetiştirilen veya doğrudan elit sürü işletmelerinde yetiştirilen damızlık koç/tekelerden satın alabilecektir.
    Yetiştiriciler hayvan sayıları dikkate alınarak koç/teke sayısı 50 baş anaç hayvana 1 baş koç veya teke olacak şekilde, en fazla 5 baş koç veya teke desteklemesi için talepte bulunulabilecektir.”
    Destek başvurularının 31 Temmuz 2024 tarihine kadar İl/İlçe müdürlüklerine yapılacak.

  • Bakan Yumaklı, yerli buğday tohumlarının hasadına katıldı

    Bakan Yumaklı, yerli buğday tohumlarının hasadına katıldı

    Bakan Yumaklı, TAGEM’in Ankara’nın Gölbaşı ilçesindeki Tarla Bitkileri Üretme Çiftliği’ndeki hasat programına katıldı. Çiftlikte, ıslah çalışmaları uzun yıllar süren “Selami Bey” ve “Ayten Abla” ekmeklik buğday çeşitlerinin hasadı gerçekleştirildi.

    “Verimliliğin en önemli unsurlarından bir tanesi Ar-Ge”

    Hasadın ardından açıklama yapan Bakan Yumaklı, “Tarımsal üretimde verimlilik, kalite, sürdürülebilirlik, kayıtlılık, sektöre yatırım, konusunda bu beş başlıkta tarımsal üretim vizyonumuzu belirlediğimizi bir kez daha ifade edelim. Verimliliğin en önemli unsurlarından birisi de Ar-Ge çalışmaları” ifadesini kullandı.

    “Soğuğa ve kuraklığa dayanıklı buğday çeşitleri”

    TAGEM tarafından Türkiye’de üretilen ve kullanılan tohumların ıslahıyla ilgili Ar-Ge çalışmalarının bütün hızıyla devam ettiğini söyleyen Bakan Yumaklı, “Soğuğa ve kuraklığa dayanıklı, uyumlu, toleranslı iki tohumumuzun hasadı sebebiyle burada birlikteyiz. Tarla Bitkileri Enstitümüzün araştırma geliştirme çalışmalarının yansıması ve sonuç alabilme amacıyla yapmış olduğu ekimin hasadındayız. Bu enstitümüz çok köklü bir enstitü. 1926 yılında kuruldu. 150 tarla bitkisi çeşidi geliştirdi. Bunlardan 104’ü milli çeşit listesinde” diye konuştu.

    “Sertifikalı tohumun yarısı çiftçimizin hizmetine sunuldu”

    Türkiye’nin yerli tohumların ıslahı konusunda önemli aşamalar kaydettiğini ifade eden Yumaklı, “Tohumculuğun geneli için bunu söylüyoruz ama yerli ve milli tohum geliştirme konusunda çok ciddi aşamalar. Türkiye’deki sertifikalı tohumun yarısı TAGEM’in çalışmalarıyla çiftçimizin hizmetine sunulmuş oldu” dedi.

    İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı çalışmalar yapılıyor

    Kamu ve özel sektörün yanı sıra üniversiteler ile yapılan iş birliğinin Ar-Ge çalışmalarını sürdürülebilir hale getirdiğini aktaran Bakan Yumaklı, “Akdeniz havzasındayız ve iklim değişikliğinden en çok etkilenecek olan ülkelerin başında geliyoruz. Dolayısıyla bundan sonraki dönemde hem kuraklığın hem de diğer iklimsel etkenlerin tarımsal üretimi etkilememesi adına bu alanda yapılan çalışmalar var” şeklinde konuştu.

    “Tohumlardan kuru şartlarda 500, sulu şartlarda 725’e kilograma kadar verim alınabiliyor”

    “Selami Bey” tohumunun özelliklerini anlatan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, şunları kaydetti:
    “Bu çeşit kuru şartlarda 450 ila 500 kilogram arasında, sulu şartlarda ise 600 ila 725 kilogram arasında verim verebilen çok önemli bir tohum. Yine aynı şekilde buna benzer bir tohum çeşidi de “Ayten Abla” Netice itibariyle ıslah çalışmalarının çok uzun süren, sabır isteyen her seferinde bir adım daha ileriye gidebilmek için cesaret isteyen bir yönü var.”

    “Selami Bey”in 14 yıl “Ayten Hanım” buğday çeşidinin ıslahının ise 6 yıllık bir sürece tekabül ettiğine dikkati çeken Bakan Yumaklı, şöyle konuştu:
    “İkisinin arasındaki fark bu kullanılan yöntemlerin her seferinde gelişmesi, modern ıslah yöntemlerinin ıslah çalışmalarına katılması sebebiyle. Bu alanda ülkemizde gerçekten pırıl pırıl gençlerimiz var. Genç kardeşlerimiz var. Islahçı arkadaşlarımız var. Bütün amaçları Türkiye’deki tarımsal üretimin her türlü şartları göz önüne alarak hiç kesintisiz bir şekilde daha verimli ürünlerle, daha kaliteli ürünlerle yapılabilmesini sağlamak.”

  • BTSO’da Enerji Yöneticisi Eğitimleri devam ediyor

    BTSO’da Enerji Yöneticisi Eğitimleri devam ediyor

    Bursa’da kurulduğu günden bu yana yurt içi ve yurt dışında onlarca işletmede verimlilik etütleri yaparak milyonlarca lira değerinde enerji verimliliği sağlayan BTSO EVM, eğitim programlarıyla iş dünyasına hizmet sunmayı sürdürüyor. Enerji Yöneticisi Yetiştirme programı çerçevesinde 2 hafta boyunca eğitim alan katılımcılar, enerji verimliliği, enerji yönetim sistemleri, enerji tasarrufu ve çevre dostu uygulamalar gibi başlıklarda bilgi aldı. Eğitimi başarıyla tamamlayan katılımcılar, böylece Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı tarafından düzenlenecek olan Enerji Yöneticisi Sınavı’na girme hakkı kazandı. Sınavda başarılı oldukları takdirde, Bakanlık onaylı Enerji Yöneticisi Sertifikası sahibi olacaklar.

    Karbon emisyonlarının azaltılması enerji yöneticileri tarafından sağlanacak

    BTSO EVM Yöneticisi Canpolat Çakal, eğitim programının yoğun ilgiyle devam ettiğini söyledi. Enerji yönetiminin sürdürülebilir bir gelecek için kritik öneme sahip olduğunu kaydeden Canpolat Çakal, “Katılımcılarımızı enerji verimliliği ve yönetimi konularında donatarak, işletmelerinin enerji tüketimini optimize etmelerine ve çevre dostu uygulamaları hayata geçirmelerine yardımcı olmayı hedefliyoruz. Gelecek dönemde de eğitimlerimize devam edeceğiz. Ülkemizin 2053 yılı Karbon Nötr hedefine ulaşabilmesi için en aktif rol enerji yöneticilerine düşecektir. BTSO’nun vizyonu doğrultusunda hayata geçen merkezimizde önümüzdeki dönemde de eğitim faaliyetleri devam edecek” dedi.

    Kursiyerler eğitimlerden memnun

    Katılımcılardan Gülay Elitaş, BTSO EVM’den aldığı eğitimin verimli bir şekilde geçtiğini belirterek, “BTSO EVM ile enerji yönetimi konusunda önemli bilgiler edindim. Merkezden aldığım bilgi ve beceriler, şirketimizde enerji verimliliği sağlayarak maliyetleri düşürmemize yardımcı olacak” dedi. Katılımcılardan Bahadır Gençer, “Enerji Yöneticisi eğitimi, kariyerim için büyük bir adım oldu. Enerji ve karbon yönetimi alanında uzmanlaşmak istiyorum. BTSO EVM’deki eğitim sayesinde bu hedefime bir adım daha yaklaştım” ifadelerini kullandı.

    Eğitimler devam edecek

    BTSO EVM, önümüzdeki dönemde daha fazla katılımcıyı enerji yönetimi konusunda eğiterek, sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlamayı amaçlıyor. Gelecek dönem eğitim başvuruları www.btsoevm.com web sitesi üzerinden yapılabiliyor.

  • Ekonomik ilişkileri güçlendirecek adım

    Ekonomik ilişkileri güçlendirecek adım

    Sanayi ve Ticaret Konfederasyonu, Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilere katkı sağlamak amacıyla, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’ne resmi bir ziyaret gerçekleştirecek. SANKON Genel Sekreteri Av. Özkan Atalay, “İş insanları ve yönetim kurulu üyelerinden oluşan 20 kişilik heyet, Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki ekonomik, ticari, ithalat ve ihracat ilişkilerimize katkı sağlamak amacıyla, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne 3 günlük resmi ziyaret gerçekleştirecektir. SANKON Genel Başkanı Ferudun Cevahiroğlu, genel başkan seçildikten sonraki ilk resmi yurt dışı ziyaretini KKTC’ye yapacaktır. Heyet, devlet erkanı ve hükümet yetkilileri ile yapacağı resmi görüşmelerin ardından, ekonomik, ticari, ithalat ve ihracat ilişkilerimize önemli katkılar sağlayacak anlaşmalar yapacaktır. Heyeti Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunan ekonomik sivil toplum kuruluşlarıyla, sanayi ve ticaret odalarıyla ve şirketlerle ikili görüşmeler gerçekleştirerek, 2 ülke arasındaki ekonomik, ticari, ithalat ve ihracat ilişkilerinin güçlenmesi için fikir alışverişinde bulunacaklardır. Bu ziyarette, Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Aysun Baykarabulut, Ankara İthalat ve İhracat Federasyonu Başkanı Mahmut Tandoğan, bazı yönetim kurulu üyeleri ve iş adamları, SANKON Genel Başkanı Ferudun Cevahiroğlu’na eşlik edecektir” dedi.

  • Konya’da buğday rekoltesinde düşüş

    Konya’da buğday rekoltesinde düşüş

    Yüz ölçümünün yüzde 67’si tarım arazisi olarak kullanılan Konya’da 2 milyon 200 bin hektarlık ekim alanında üretim yapılıyor. Geçtiğimiz kış döneminde kar yağışının olmaması rekolte düşüşüne sebep oldu. Beklenen verimin olmadığı ovada arpa hasadı sona ererken, buğday hasadı yüzde 80 oranında tamamlandı.

    “Don ve soğuk havalar buğdaylarda uç boşluklarına, tane boşluklarına neden oldu”

    Hasat döneminde buğday rekoltesinde geçtiğimiz dönemlere göre verim kaybı olduğunu kaydeden Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, “Türkiye’nin tahıl ambarı Konya’da arpa hasadından sonra buğday hasadı da şu anda ovada devam ediyor. Hasadın yüzde 80’lik kısmı tamamlandı diyebiliriz. Havaların aşırı sıcak gitmesi, buğday hasadını da hızlandırdı. Hasadın süresinde normalde 15 günlük erkene gelme durumu var. Bu da tabii ki iklimsel kaynaklı nedenlerden dolayı oluyor. Bu yıl buğday hasadında maalesef arpadaki gibi beklediğimiz rekolteyi yakalayamayacağız gibi gözüküyor. Buğday hasadının sonucunda bu dönemlerde, buralarda çok güzel verimler aldığımız tarlalarda maalesef iklimsel kaynaklı nedenlerden dolayı verimde birtakım düşüşler gözlendi. Şu anda Konya yöresinde tabii hasat da devam ediyor ama rekolte beklentimiz 2 milyon ton civarında buğday hasadının olacağını tahmin ediyoruz. Geçen seneye oranla yüzde 5 oranında buğday ekiliş alanlarında artış vardı, biz ona oranla biraz daha rekoltemizde artış olacağını düşünüyorduk ama özellikle bahar yağışları arpadan ziyade buğdaya yaramıştı. Arkasından gelen çiçeklenme dönemindeki don ve soğuk havalar buğdaylarda uç boşluklarına, tane boşluklarına neden oldu. Bu da verimde çok ciddi anlamda düşüşe neden oldu. İnşallah bereketli bir yıl olur” dedi.

    “Kıraç alanlarda 200 kilodan 500 kiloya kadar ürün çıkıyor”

    Hasat sonu yeni dönem ekimi yapacak çiftçilere hatırlatmada bulunan Burak Kırkgöz, “Bu yıl da geçtiğimiz yıl gibi çiftçilerin çok erken ekimden kaçınmalarını öneriyoruz. Çünkü erken ekimlerde mahsulleri erken dönemde ekildiği zaman ciddi anlamda strese giriyor ve sulama maliyeti uzatmalarını sürekli meteorolojiden hava tahminlerini takip ederek ona göre ekilişlerini yapmalarını tavsiye ediyoruz. Bu yıl da geçtiğimiz yıl gibi bir önceki yıl gibi inşallah kurak bir yıl olmaz. İnşallah bu yıl bol yağışlı, bol kar yağışlı, özellikle kar yağışı hububatlar için çok önemli, bol kar yağışlı bir periyot geçiririz. Konya yöresinde tabii kıraç alanlarımız büyük bir alan. Kıraç alanlar bunun yanında sulu alanlarımız da var. Bin metrekarede, kıraç alanlarda 200 kilodan 500 kiloya kadar, sulak alanlarda da 450 – 500 kilodan 850 kiloya kadar verim aldığımız yerler oluyor” şeklinde konuştu.

    Çiftçiye sağlanan desteğin arttırılmasına dikkat çeken Kırkgöz, “Çiftçilerimiz desteklemenin biraz daha artmasını yani 75 kuruş olan arpa desteğinin 1 buçuk liraya, 1.25 lira olan buğday desteğinin 2 buçuk liralara kadar çıkmasını bekliyorlar. Tabii desteklemeler çok önemli. Girdi maliyetleri çok yüksek. Özellikle Konya Ovasında sulu tarım yapılan yerlerdeki maliyetlerin yüksek olması, verim alabilmek için çiftçilerin ekstra uyguladıkları gübre maliyetlerinin elektrik maliyetlerinin yüksek olduğu coğrafyada desteklemenin önemi çok yüksek. İnşallah önümüzdeki süreçte bu desteklemeyle ilgili yeniden bir revize etme durumu olur” diye konuştu.

  • En düşük emekli maaşı artacak

    En düşük emekli maaşı artacak

    Zamlı emekli maaşları, önümüzdeki hafta ödenmeye başlıyor.

    SSK ve Bağ-Kur emeklileri, temmuz ayında yüzde 24,73 oranında zam alacak. Ancak kök maaşı düşük olduğu için zamlı maaşı bile halen ödenen 10 bin liranın altında kalacak olan emekliler var.

    Yapılan hesaplamaya göre, 1 milyon 780 bin emeklinin kök maaşı yüzde 24,73’lük zamma rağmen 10 bin TL’nin altında kalacak. Yaklaşık 1,8 milyon emekli temmuz ayı zammına rağmen eğer ilave bir düzenleme yapılmazsa yılbaşından bu yana aldığı tutarda maaş almaya devam edecek.

    YENİ DÜZENLEME

    Bunların durumunun ne olacağı konusunda sorular gündemdeyken bir yeni düzenleme için hazırlık yapıldığı belli oldu.

    AK Parti kurmaylarının sadece en düşük emekli maaşı olarak uygulanan rakamda bir hazırlık yaptığı öğrenildi. Henüz kesinleşmiş bir tablo ya da rakam yok.

    AK Parti yönetiminin hazırlık çalışmasını Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de paylaşılacak. Bu adım için bir yasa gerekiyor. Bu yasa çalışması Meclis’te yürütülürken kesin rakam belli olacak.

    10 BİN TL’DEN 12 BİN TL’YE ÇIKABİLİR

    Kulislere yansıyan ilk bilgilere göre, en düşük emekli maaşının 10 bin liradan 12 bin liraya çıkarılması düşünülüyor.

    Bu rakam Meclis’teki çalışmalar sırasında netleşecek.

     

    NTV

  • En yüksek getiri mevduat faizinden

    En yüksek getiri mevduat faizinden

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Haziran ayı Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları’nı açıkladı. Buna göre aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 1,88, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 1,62 oranlarıyla mevduat faizinde (brüt) gerçekleşti.

    Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yüzde 0,87 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; dolar yüzde 0,37, Euro yüzde 0,77, BIST 100 endeksi yüzde 1,41 ve külçe altın yüzde 1,53 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde ise; DİBS yüzde 0,61 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; doları yüzde 0,63, Euro yüzde 1,02, BIST 100 endeksi yüzde 1,66 ve külçe altın yüzde 1,78 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

    BIST 100 endeksi, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 8,73, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 7,41 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde Euro, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 5,98, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 7,12 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.
    Altı aylık değerlendirmeye göre BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 13,35, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 8,59 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; aynı dönemde DİBS, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 10,89, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 14,63 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.
    Yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri BIST 100 endeksinde gerçekleşti

    Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde BIST 100 endeksi; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 28,18, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 12,12 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

    Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından külçe altın yüzde 11,42 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; doları yüzde 6,65, Euro yüzde 7,12, mevduat faizi (brüt) yüzde 19,55 ve DİBS yüzde 39,45 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde külçe altın yüzde 2,55, doları yüzde 18,35, Euro yüzde 18,76, mevduat faizi (brüt) yüzde 29,63 ve DİBS yüzde 47,04 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

  • Uludağ’ı Davos yapmak için çok önemli adım

    Uludağ’ı Davos yapmak için çok önemli adım

    Anıtkabir’in mimarı H. Emin Onat ve Türkiye’nin ilk kadın mimarlarından Prof. Dr. Leman C. Tomsu tarafından 1946 yılında Kirazlıyayla Sanatoryumu olarak tasarlanan kompleks, köklü tarihiyle dikkat çekiyor. Milli mimari akımı sürdüren tasarım anlayışını yansıtan yapısal referansları ve Uludağ’ın eşsiz doğasıyla kurduğu bağ ile Bursa’nın en değerli mirasları arasında yer alan Kirazlıyayla Sanatoryumu’nun restorasyonu BTSO tarafından yapıldı. İş dünyasına yönelik kurgulanan ‘yaşam boyu eğitim’ modeli ile yeniden hayat bulan merkez, çeşitli alanlarda eğitimler ve etkinliklere ev sahipliği yapıyor.

    Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı renovasyon projelerinden birisi

    Tarihi Sanatoryum binasının kullanıldığı dönemdeki özensiz müdahaleler ve kullanılmadığı dönemdeki tahribatlarla ciddi ölçüde zarar gören ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bir yapı olduğunu belirten Başkan Burkay, “BTSO’da göreve geldiğimiz 2013 yılında 16 makro proje hedefi ile yola çıkmıştık. Bugün 60’tan fazla projeye ulaştık. Bu projelerimizden biri de iş dünyamız için eğitim merkezi olarak hizmet veren ve dünyada INSEAD, Wilton Park, Harvard Business School gibi örnekleri olan bir yapıyı kentimize kazandırmaktı. Toplam 256 bin metrekarelik bir alanda, Cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı renovasyon projelerinden birini gerçekleştirerek bu eşsiz yapıyı ‘Bursa Business School’ konseptiyle iş dünyamızın ve ülkemizin hizmetine kazandırdık.” dedi.

    Uludağ Yeni Davos Olacak

    Projede mimari ve kültürel mirasa büyük bir hassasiyet gösterdiklerini ifade eden Başkan Burkay, doğal dokuya uygun şekilde projeyi tamamladıklarını aktardı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Uludağ’ı Davos yapalım” vizyonu doğrultusunda hayata geçirilen projenin Uludağ’ın marka değerini güçlendirecek çok önemli bir eser olduğunu belirten Başkan Burkay, “Bursa Business School, Bursa’nın en önemli değerlerinden olan Uludağ’ın sadece kış aylarında değil yılın 12 ayı boyunca nitelikli turist ağırlayan bir cazibe merkezi olmasını sağlayacak.” şeklinde konuştu.

    “İş Dünyasının Çekim Merkezi”

    Başkan Burkay, Bursa Business School’u uluslararası büyük bir etkinlik olan ve yaklaşık 70 astronot ve kozmonotun katılımıyla düzenledikleri ASE Planetary Congress ile hizmete açtıklarını söyledi. Merkezin, tüm şirketler, kurumlar ve iş dünyası kuruluşları tarafından kullanılabileceğini kaydeden Başkan Burkay, “Bursa Business School’da iş dünyamız için üst düzey eğitimler, şirket toplantıları, ulusal ve uluslararası düzeyde kongreler, yerli ve yabancı doruk toplantıları düzenleniyor. Merkezde otel ve kongre binası, toplantı ve konferans salonları, çalışma odaları, sanat galerileri ve kütüphane gibi imkanların yanı sıra klinik ve sağlık programları da yer alıyor. Türkiye’nin yanı sıra uluslararası şirketlerin de eğitim merkezi olma vizyonuna sahip Bursa Business School, çalışma hayatının önemli başlıklarını içeren eğitim-gelişim faaliyetleri yürütüyor. Bu tarz merkezler dünyada önemli bir yükseliş trendi içerisinde. Bursa Business School bu anlamda Türkiye’deki ilk ve tek merkez. Bu merkezin hayata geçmesi bulunduğumuz coğrafyanın en büyük ihtiyaçlarından birini karşılamış oldu.” dedi.
    BTSO’nun çatısı altında faaliyet gösteren sektörel konseylerin strateji arama çalıştaylarını BBS’te yaptığını ifade eden Başkan Burkay, Haziran ayında sanayide sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm konularındaki farkındalığı artırmak amacıyla alanında Türkiye’nin en kapsamlı buluşmalardan birisi olan ‘Uludağ Çevre Forumu’nun da merkezde yoğun katılımla gerçekleştiğini vurguladı.

    Konaklama Hizmetini Swissôtel Uludağ Gerçekleştiriyor

    Bursa’nın en değerli mirasları arasında yer alan Kirazlıyayla Sanatoryumu’nun konaklama hizmetini gerçekleştiren Swissôtel Uludağ Bursa, misafirlerini şehir hayatından uzaklaşıp yenilenmeye davet ediyor. Sağlık ve yaşam kalitesine odaklanan ‘vitality’ felsefesine sahip olan otel, spa&wellness ve spor imkanları, organik yemekleri ve doğa yürüyüş parkurları ile iş insanlarının fiziksel ve zihinsel formunu canlandırıyor.

    Mükemmel Bir Seyahat Destinasyonu

    Büyük etkinlikler için uygun kongre, balo ve toplantı salonları ile uluslararası zirve ve kongrelerin düzenlendiği önemli bir destinasyon olarak öne çıkan merkez, farklı kapasitelerdeki 5 toplantı odası ile iş insanlarını bir araya getiriyor. 4 mevsim hizmet veren merkez, tüm misafirlerine meditasyondan yoga ve detox programlarına kadar sağlıklı yaşama odaklanan özel deneyimler sağlıyor. Zihni dinginleştirmeye ve anda kalmaya önem veren Swissôtel Uludağ Bursa, bölgede yetişen, mevsiminde toplanan taze ürünlerle hazırlanan lezzetleri, sürdürülebilir mutfağında misafirlerine sunuyor. Swissôtel Uludağ Bursa, dağın yamaçlarında vakit geçirmek, yürüyüş yapmak, zihinsel olarak yenilenmek veya yaşam kalitesini yükseltmek isteyen herkes için yıl boyunca mükemmel bir seyahat destinasyonu olarak öne çıkıyor.

  • Manisa’da erkence üzümde hasat başladı

    Manisa’da erkence üzümde hasat başladı

    Manisa’da üzüm faaliyetlerinin en yoğun olduğu yerlerin başında gelen Sarıgöl’de erkence üzüm çeşitlerinden olan Superiol ve Trakya İlkeren’de hasat zamanı başladı. İlk hasadın Mustafa Çalık isimli üreticinin 4 dönümlük Superiol cinsi üzüm bağında yapıldığı öğrenilirken, Superiol cinsi üzümün 35-50 TL arasında Trakya İlkeren üzümün ise 35 TL’den satımına başlandığı öğrenildi.
    Sabahın erken saatlerinde kesimlere başlanan erkence üzüm türü olan Superiol üzümü iç piyasada satılmak üzere büyük illere gönderiliyor. Sarıgöl’de mevsimin ilk erkence üzümünü satan üretici Mustafa Çalık, “Bu yıl erkence üzüm hasadına başlandı. İlçede ilk hasat bana nasip oldu. Öğrendiğimiz kadarıyla da Denizli’nin Buldan ilçesinde de hasadın başladığı yönünde bilgiler aldık. Sezonun tüm üzüm üreticilerine hayırlı olmasını dilerim.” dedi.

    “Yaş üzümü peşin paraya satın”

    İlçede başta Çekirdeksiz Sultaniye olmak üzere 9 farklı tür üzüm yetiştirildiğini aktaran Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen hasadın başladığı şu günlerde geçmiş yıllarda bir çok üreticinin mağdur olmasına neden olan dolandırıcılık olaylarının tekrar yaşanmaması için yaş üzümlerin mutlak peşin paraya satılması gerektiğinin altını çizdi. Ülgen şunları söyledi: “Sarıgöl’de sezonun erkence üzüm türü olarak yetiştirilen Superiol ve Trakya İlkeren üzümlerinin kesimleri başladı. Üzüm üreticilerimize hayırlı olsun. Her yıl yaptığımız bir çağrı var yine tekrar etmekte fayda var. Yaş üzümlerinizi mutlaka peşin para ile satın. Her yıl birçok üreticimiz mağdur oluyor. Öte yandan Çekirdeksiz Sultaniye üzüm bağlarında örtme işlemleri devam ediyor. Çekirdeksiz Sultaniye üzümü hasadı Ağustos ayının 15’inden başlayacak ve aralık ayı sonuna kadar devam edecek. İlçemizde 120 bin dekarlık alanda üzüm yetiştirilmektedir. Sarıgöl’de ova ve Yayla bağcılığı sayesinde başta Çekirdeksiz Sultaniye üzüm olmak üzere dokuz tür sofralık üzüm yetiştirilir.”

  • Van otlu peyniri yaz aylarında hediyelik olarak alınıyor

    Van otlu peyniri yaz aylarında hediyelik olarak alınıyor

    Van’da endemik bitkilerin karışımıyla yapılan kentin tescilli ürünü olan otlu peynir, asırlardır değişmeyen lezzetiyle sofraların vazgeçilmezi olmaya devam ediyor. Kentin önemli değerlerinden olan ve mayıs ayında dağların yüksek kesimlerinde toplanan türlü türlü otlarla sütün buluşması sonucu yapılan otlu peynir temmuz ayı sonuna kadar taze olarak satışa sunuluyor. Yaz aylarında tatil için memleketine gelenler ise otlu peyniri hediyelik olarak şehir dışındaki akrabalarına götürmeyi tercih ediyor.

    “Hediyelik eşyamız Van otlu peynirdir”

    Rüstem Apaydın isimli esnaf, taze Van otlu peynirinin sezonun her yıl 15 Mayıs tarihinden itibaren başladığını ve 30 Temmuz tarihine kadar devam ettiğini belirtti. Her yörenin hediyelik sayılabilecek bir ürünü olduğunu ifade eden Apaydın, “Bizim de hediyelik eşyamız Van otlu peynirdir. Otlu peynirimizi çevre illere ve yurtdışına çok gönderiyoruz. Hâlihazırda Van otlu peyniri otellerdeki restoranlarda soğuk meze olarak tüketiliyor. Türkiye otlu peyniri en çok İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Bursa, Kayseri ve Trabzon’a çok gönderiyoruz. Van otlu peynirini de sadece Vanlı yemiyor. Özellikle doğu kökenli olup da batıda yaşayan insanlar daha fazla tüketiyor” dedi.
    Öte yandan, otlu peynirin koyun sütünden üretileni 170 ila 200, inek sütünden üretileni ise 130 il 150 lira arasında satışa sunuluyor.