Kategori: Ekonomi

  • Oto lastikçilerde hareketlilik başladı

    Oto lastikçilerde hareketlilik başladı

    Van’ın yüksek kesimlerinde etkili olan soğuk hava ve don olayları, oto lastikçilerde hareketliliği artırdı. 1 Aralık’ta başlayacak zorunlu kış lastiği uygulaması öncesinde sürücüler, araçlarını kış şartlarına hazırlamak için lastikçilerde yoğunluk oluşturmaya başladı. Kış lastiklerinin, zorlu hava şartlarında yola tutunma kapasitesi, güvenli sürüş ve kazaları önleme avantajlarıyla sürücüler için hayati öneme sahip olduğu belirtiliyor. Kasım ayıyla birlikte havaların soğuması ve don olaylarının başlaması, lastikçilerdeki hareketliliği de artırdı. Lastik ustaları, sürücülere 1 Aralık tarihini beklemeden kış lastiklerini taktırmaları çağrısında bulundu.

    “Lastiklerini şimdiden değiştirsinler”
    Konuya ilişkin konuşan oto lastik ustası Yusuf Sancak, bölgedeki araç sürücülerinin kış lastiği için 1 Aralık tarihini beklememesi gerektiğini belirtti. Don olayının başlamasıyla yazlık lastiklerin yol tutuş performansının düştüğünü ifade eden Sancak, “Vatandaşımızın kışlık lastiklerini şimdiden değiştirmesini istiyoruz. En azından 20 gün daha erken değiştirmeleri gerekiyor. Tabii genellikle vatandaşımız son güne bırakıyor. Van da karlı ve don olayının sürekli yaşandığı bir bölgedir. Kışlık lastiklerde kauçuk oranı düşük olduğu için daha iyi yolu tutar” dedi.

  • Bakan Şimşek açıkladı

    Bakan Şimşek açıkladı

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek,”Ekim ayında yüzde 48,6 olan yıllık enflasyonun piyasa katılımcıları anketine göre 12 ay sonra yüzde 27,2’ye gerilemesi bekleniyor.” dedi.
    Bakan Şimşek sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Ekim ayında yüzde 48,6 olan yıllık enflasyonun piyasa katılımcıları anketine göre 12 ay sonra yüzde 27,2’ye gerilemesi beklendiğini vurgulayarak, “Enflasyon beklentisi 12 ay sonrası için iyileşmeye devam ederken diğer vadelerde sınırlı artış gerçekleşti.

    Beklentilerdeki artışta son iki aylık enflasyon verisi etkili oldu. Uzun süredir önemli ölçüde iyileşse de beklentilerin belirli bir seviyenin altına inmesi zaman alıyor. Fiyat istikrarına giden yol sabır ve kararlılık gerektiriyor. Dezenflasyonu sağlamaya yönelik programımızı titizlikle uygulamaya devam ediyoruz” ifadesini kullandı.

  • Kuşadası Avrupa’da liste başında

    Kuşadası Avrupa’da liste başında

    Kuşadası Belediyesi, Avrupa’nın en büyük seyahat acentesi zinciri olan RTK Reiseland tarafından düzenlenen ‘Türk-Alman Dostluk Gecesi’ etkinliğine ev sahipliği yaptı. Kuşadası’nın sahip olduğu doğal ve tarihi güzellikler ile konaklama imkanlarının etkili şekilde tanıtıldığı geceye katılan Başkan Ömer Günel, “Kentimizin turizm potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmek için çalışıyoruz. Önümüzdeki turizm sezonunda çok daha fazla yabancı turist ağırlayacağız” dedi.

    Türkiye’nin turizm başkentlerinden olan Kuşadası, Avrupa’da yaklaşık 4 bin seyahat acentesinin üye olduğu RTK Reiseland firmasının, Almanya’dan gelen ve aralarında üst düzey yöneticilerinin de bulunduğu 500 temsilciyi ağırladı. “Türk-Alman 1001 Dostluk Gecesi” adı altında düzenlenen etkinliğe Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, belediye başkan yardımcıları, Kuşadası’nın turizm paydaşları, Almanya RTK Reiseland CEO’su Hanke Moll, Dünya Kardeş Kentler Turizm Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Baraner ve çok sayıda davetli katıldı.

    Kırmızı beyaz giyinerek geldiler, “Erik Dalı” ile coştular
    RTK Reiseland firmasına Almanya’dan üye seyahat acentelerinin üst düzey yöneticileri ve temsilcileri geceye kırmızı ve beyaz renkte elbiseler giyerek geldi. Kuşadası Kent Orkestrası’nın çaldığı müziklerle karşılanan yabancı turizmciler, daha sonra keşkek, gözleme, yaprak sarma, çiğ köfte, tantuni kebabı ve baklava gibi Türkiye’ye özgü yöresel lezzetlerin tadına baktı. Halk oyunları gösterilerinin renk kattığı etkinlikte tam bir dostluk havası esti. Gecenin sonunda ise Türk ve Alman turizmciler karşılıklı Erik Dalı oynadı.

    Kuşadası’nın tanıtımı yapıldı
    Kuşadası’na Avrupa ve Almanya’dan gelecek yabancı turist sayısını artırmak açısından büyük öneme sahip programda, Alman seyahat acentelerinin temsilcilerine, tüm yönleriyle kentin sahip olduğu doğal ve tarihi güzellikler ile konaklama imkanları anlatıldı. Kuşadası’ndaki turizmcilerle bir araya gelen RTK Reiseland firmasına üye acentelerin yetkilileri, kenti daha fazla yabancı turistin ziyaret etmesi için yapılması gerekenler hakkında da fikir alış verişinde bulundu.

    “Rezervasyonlarda artış olacak”
    Gecede bir konuşma yapan Almanya RTK Reiseland CEO’su Hanke Moll, “Öncelikle Kuşadası bizim için turizm lokasyonları içerisinde liste başında geliyor. Türkiye’nin hem Avrupa hem de Almanya için çok önemli bir turizm destinasyonu olduğunu belirtmek istiyorum. Gelecek sene Almanya’dan Kuşadası’na yapılan tatil rezervasyonlarında önemli bir artış olacak. Kuşadası’nda çok samimi bir tatil ortamı var. Bizi Kuşadası’nda dostça misafir eden Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’e çok teşekkür ederim” dedi.

    “Kuşadası’na gelen turist sayısı her geçen gün yükseliyor”
    Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel ise, “Göreve geldiğimiz günden bu yana geçen sürede gerek yurt içi gerekse de yurt dışında katıldığımız birçok fuarda Kuşadası’na daha fazla yabancı turist çekmek için etkili bir şekilde tanıtım faaliyetlerimizi gerçekleştirdik. Bunun sonucunda Kuşadası ilk defa Avrupa’nın en büyük turizm acentelerini kentimizde ağırlıyor.

    Kuşadası’nda Alman turistleri yeniden görmenin heyecanı içerisindeyiz. Her geçen yıl Kuşadası’na gelen yabancı turist sayısında artış yaşanıyor. 2025 turizm sezonu her açıdan esnafımız ve bizim için çok olumlu geçecek. Almanya ve diğer ülkelerden kentimize gelen turist sayısında önemli bir yükseliş yaşanacak. Kentimizin turizm potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmek için çalışıyor, Kuşadası’nı daha geniş kitlelere tanıtmak adına projeler üretiyoruz” diye konuştu.

  • Kent konseylerinin geleceği görüşüldü

    Kent konseylerinin geleceği görüşüldü

    Düzce Belediyesi bünyesinde bulunan Kent Konseyi’nin geleceği Kocaeli’de düzenlenen çalıştayda görüşüldü. Türkiye’de ki kent konseylerinin geleceği ve mevzuat düzenlemeleri ile ilgili Kocaeli’de çalıştay düzenlendi. Düzce Belediyesi bünyesinde bulunan Kent Konseyide çalıştaya katılım sağladı. Kent Konseyi’ni temsilen genel sekreterin katıldığı çalıştay 3 gün boyunca Kocaeli’de gerçekleştirilirken, çalıştayda Kent konseylerinin yapacağı çalışmalar ile ilgili bilgilendirmelerde bulunuldu.

  • Son güz panayırı kapılarını açtı

    Son güz panayırı kapılarını açtı

    Düzce Belediyesi iştirak şirketlerinden birisi olan Bel-Tem bünyesinde Düzce’de son güz panayırı kapılarını açtı. Düzce Belediyesi iştirak şirketi Bel-Tem, Düzcelilerin yoğun ilgi gösterdiği son güz panayırını Hamidiye kapalı pazaryerinde hizmete açtı. Bir çok sürpriz konuğun yer alacağı son güz panayırında antika ürünlerin satışları da yapılacak. 3 gün boyunca açık kalacak olan son güz panayırında çeşitli ürünlerin de vatandaşlara ücretsiz dağıtılması planlanıyor.

  • Kahve kategorisindeki ürünlerini kullanıcılara sundu

    Kahve kategorisindeki ürünlerini kullanıcılara sundu

    Kahve makineleri, çekirdek kahveler ve demleme ekipmanları ile evde barista deneyimini sağlayan Trendyol, geniş ürün yelpazesi kullanıcılara sundu.

    Kış aylarının gelmesiyle birlikte, soğuk havalarda sıcak içeceklere olan ilgi artıyor. Özellikle evde geçirilen zamanların keyfini artırmak isteyenler, kaliteli kahve deneyimi için kahve makinelerine, çekirdek kahvelere ve kahve demleme ekipmanlarına yöneliyor. E-ticaret platformu Trendyol, kış aylarına özel olarak hazırladığı kahve kategorisi ile kahve tutkunlarına geniş seçenekler sunduğunu duyurdu.

    Yapılan açıklamaya göre, kendi kahvesini demlemekten keyif alanlar için Trendyol, en çok tercih edilen kahve makineleri ve demleme ekipmanlarını öne çıkarıyor. Filtre kahve makinelerinden espresso makinelerine, French press’lerden moka potlara kadar geniş ürün yelpazesi sunuluyor. Platform kullanıcıları, ünlü markaların Türk kahvesi, filtre kahve, espresso ve kapsül kahve makineleri arasından seçim yapabiliyor. Kahve çekirdeklerini taze olarak öğütmek isteyenler için kahve değirmenleri ve otomatik kahve makineleri de platformda yer alıyor.

    Kahve kategorisinde, dünya çapında popüler kahve markalarının yanı sıra yerel üreticilerin çekirdek ve filtre kahve çeşitleri de bulunuyor. Kolombiya, Etiyopya ve Brezilya gibi kahve bölgelerinden gelen farklı aroma profillerine sahip kahveler kullanıcılara sunuluyor. Espresso, filtre kahve, Türk kahvesi ve soğuk demleme (coldbrew) gibi farklı demleme yöntemlerine uygun çekirdek ve filtre kahve seçeneklerine ulaşabiliyorlar.

    Ekipmanlar ve aksesuarlar
    E-ticaret platformunda, French press, moka pot, Chemex gibi farklı demleme ekipmanları ve aksesuarlar da öne çıkıyor. Ayrıca, özel tasarım kupa setleri, kahve saklama kutuları ve termos seçenekleri de platformda kahveseverlerle buluşuyor.

  • Kozan’da yetişen şeker mandalinada hasat başladı

    Kozan’da yetişen şeker mandalinada hasat başladı

    Adana’nın Kozan ilçesinde yetişen mandalinada hasat başladı. Bu yıl kuraklık nedeni tam dolgunluğa ulaşamayan mandalina lezzetini korurken fiyatı da üreticinin yüzünü güldürdü. Bahçede 20 TL’den satılan mandalina aroması ve lezzeti ile yoğun ilgi görüyor.

    Lezzeti ve aroması ile yoğun ilgi görüyor
    Adana’nın Kozan ilçesinde yetişen ‘şeker mandalina’da hasat başladı. Üreticiler, bahçede 15-20 TL arasında satılan mandalina bu yıl kuraklık nedeni ile beklenen iriliğe ulaşmadığını fakat mandalinanın lezzeti ve aroması ile bölgede yoğun ilgi gördüğünü kaydetti.

    “Bahçede 15-20 TL arasında satılıyor”
    Mandalina üreticisi Faruk Yiğenoğlu, 7 dönüm arazide üretim yaptığını ifade ederek, “Bu yıl geçtiğimiz yıllara oranla fiyatı bizleri memnun etti. Bahçede 15-20 TL arasında satılıyor. Kayseri, Sivas bölgesinden talep oldu bu yıl. Yağmurlar yağmadığı için beklediğimiz iriliğe ulaşmadı. Kabuğunun kabarması, su oranının artması gerekti ama pek ulaşmadı fakat lezzeti aroması nedeni ile talep görüyor. Şu an bahçede 15-20 TL pazarda 25 TL’den alıcı buluyor” diye konuştu.

  • Safran 450 bin TL’den satılacak

    Safran 450 bin TL’den satılacak

    UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesiyle özdeşleşen ve “dünyanın en pahalı baharatı” olarak adlandırılan safranın hasadı sona ererken yeni ürün 450 bin TL’den satılacak. Safranbolu’da 3 bin 500 yıllık geçmişe sahip, Bizans döneminde Batı Anadolu’da ticareti yapılan, Osmanlı döneminde de önemini koruyan safran hasadı sona erdi.

    Boya, yemek, kozmetik, ilaç ve gıda gibi birçok alanda kullanılmasının yanı sıra; hücre yenileme, hafızayı güçlendirme, astım ve solunum yolu hastalıkları, sindirim ve diş eti güçlendirme gibi birçok etkisi bulunan safran bitkisinin, geçen yıl Avrupa Birliği Komisyonu tarafından coğrafi işareti tescillenmişti.

    Geçen yıl 320 bin TL’den satılan safranda yeni ürün 450 bin TL’den alıcı bulacak
    Yukarıçiftlik köyünde safran üreticiliği yapan İsmail Yılmaz, bu hafta sonu itibariyle sezonun sonuna geldiklerini belirterek tarlayı ziyaretçilere kapatacaklarını söyledi.

    Safrandan bekledikleri üretimi elde ettiklerini ifade eden Yılmaz, “Beklediğimiz ürünü aldık. Çiçeklenme süresi bayağı uzun sürdü. Sezonda iyi gitti. Zaten yağmurlar da güzeldi. Muhtemelen köklenme de inşallah önümüzdeki sene daha güzel olur” diye konuştu.
    Yılmaz, bu yıl 20 kilogram ürün elde ettiklerini aktardı. Hasat süresinin 45 gün sürmesinin ziyaretçiler açısından da güzel olduğunu kaydeden Yılmaz, 2024 yılı ürününün 450 bin liradan satılacağını belirtti.

  • Bakan Şimşek’ten açıklama

    Bakan Şimşek’ten açıklama

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Asgari ücreti bir komisyon erbabıyla belirliyoruz. Benim bu aşamada bir değerlendirmede bulunmam doğru olmaz. Ben bunu daha önce de söyledim. Gönül ister ki katma değeri yüksek ürünler üretelim, verimliliğimiz çok yüksek olsun, teknolojik boyutu çok yüksek olsun, asgari ücretimiz bunun çok çok üstünde olsun” dedi.

    AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Gelir İdaresi Başkanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve Kamu İhale Kurumu’nun Sayıştay raporları ve bütçeleri görüşüldü. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütçe görüşülmeleri çerçevesinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

    Bakan Şimşek, en çok tartışılan konulardan bir tanesinin gelir dağılımı ve enflasyon tahminleri olduğunu belirtti. Son 22 yılda yoksulluğun azaltılması ve gelir dağılımının iyileşmesi için önemli adımlar atıldığını kaydeden Şimşek, uygulanan politikalar sayesinde gelir dağılımı göstergelerinde yakın döneme kadar önemli iyileşmeler olduğunu ifade etti. Şimşek, “Mesela en yüksek gelire sahip yüzde 10’luk grubun harcanabilir gelirden aldığı payın en düşük gelire sahip yüzde 10’luk grubun payına oranı yüzde 17,7 iken 2023’de 13,8’e kadar düştü.

    Son dönemde enflasyon kaynaklı bir miktar bozulma var. Rakamlara önümüzdeki dönemde yansımaya devam edecek” açıklamasında bulundu.
    Yüksek enflasyonun gelir dağılımını bozduğunu, alım gücünü düşürdüğünü ve büyümenin kapsayıcılığını azalttığını söyleyen Şimşek, programı tasarlarken en önemli hedeflerinin fiyat istikrarı olduğunu kaydetti.

    “Amacımız enflasyonu tek haneye düşürmek”
    Enflasyonun düşmesi için gerekli politika çerçevesinin şekillenmesinin ve para politikasının yeniden inşası zaman aldığını aktaran Şimşek, “Bugün geldiğimiz noktada koşullar artık kalıcı bir şekilde dezenflasyona elverişli. Biz bu süreci üç aşamalı olarak planladık. İlk yıl dezenflasyona geçiş dönemiydi yani işte politika inşa süreci.

    Şu anda biz bir dezenflasyon dönemindeyiz. Son dönem özellikle 2026 ve sonrası istikrar dönemi olacak. Yani artık tek haneye doğru evrildiği ve kalıcı bir şekilde enflasyonun kontrol altına aldığı dönemi olacak. Amacımız enflasyonu tek haneye düşürmek. Kalıcı olarak düşük tek haneye düşürmek. Çünkü fiyat istikrarın tanımı da budur” ifadelerine yer verdi.

    “Enflasyon tahmininde yetkin kurumlarımıza güveniyoruz ve inanıyoruz”
    Şimşek, uluslararası kuruluşlarda olduğu gibi kendi tahminlerinde de değişiklikler olduğunu belirterek, Merkez Bankamız yüzde 70 olasılıkla enflasyon şu olacak diyor. Orada bir olasılık durumu söz konusu. Çünkü küresel ve yurt içi konjonktüre ilişkin bir takım varsayımlar yapmak zorundasınız ve bu varsayımlar zamanla da değişebiliyor.

    Şartlar değişebiliyor. Uluslararası kuruluşlarda tahminlerini örneğin IMF’e yılda en az iki kez ana değişikliğe gidiyor, ara dönemde de değişikliğe gidiyor yani yılda dört kez tahmin değişikliğine gidiyor. Bizde de ilgili kurumlarımız iç ve dış konjonktüre yönelik tüm gelişmeleri titizlikle takip ediyor ve düzenli olarak toplanarak değerlendiriyor. Bakan olarak benim tahmin yapma imkanım yok. Son OVP’de Merkez Bankamız yıl sonu enflasyon tahminini söyledi. Strateji Bütçe Başkanlığı ise başka bir tahmin söyledi.

    Biz de kurumlarımızın tahminlerimizin ortalamasını aldık. Dolayısıyla biz bu konuda yetkin kurumlarımıza güveniyoruz ve inanıyoruz” şeklinde konuştu.

    Kur Korumalı Mevduatın (KKM) TCMB’ye devredilmesine ilişkin konuşan Şimşek, KKM’nin Merkez Bankası’nın para politikası, döviz politikası ve rezerv yönetimiyle ilişkili bir konu olduğunu belirterek, uygulamaya ilişkin usul ve esasların TCMB tarafından belirlenmesi ve yönetilmesinin daha uygun olacağını dile getirdi.

    “Milli gelirin yüzde 6’sı kadar bir kaynağı bir felakete harcarsanız orada alan sınırlıdır”
    Kamu harcamalarına ilişkin kendisine yöneltilen sorulara da yanıt veren Şimşek, “Doğrusu deprem harcamalarına ilişkin zaten bizim bir tasarrufta bulunmamız söz konusu değil. Tamamen ne kadar harcanabiliyorsa harcanıyor. Ortalama dolar kuru üzerinden muhtemelen son iki yılda yaklaşık neredeyse 70 milyar dolar civarında bir kaynak depreme harcanmış olacak.

    Hiçbir sorunu olmayan bir ülkede dahi siz eğer yani milli gelirin yüzde 6’sı kadar bir kaynağı bir felakete harcarsanız orada alan sınırlıdır. Dolayısıyla bizim bütçe esnekliğimiz çok yüksek değil. Bunları bilmenizde fayda var. Bütçe harcamalarımızın yüzde 41.6’sı personel ve bu personelin sosyal güvenlikle ilgili prim transferlerine gidiyor. 2025 yılında bütçe açığını azaltacağız ve bunun sayesinde de biz mutlaka Merkez Bankası’nın dezenflasyon sürecini çok daha güçlü bir şekilde destekleyeceğiz” diye konuştu.

    “Kamuda muazzam bir harcama disiplini ve tasarruf var”
    Kamuda tasarruf tedbirleri konusunda önemli boyutta harcama disiplini sağladıklarını açıklayan Şimşek, “makro açıdan ne kadar ne kadar tasarruf yaptığımıza bakarsak, 10 yıllık bir dönemi alalım. Faiz dışı harcamalar, deprem de hariç, çünkü depremi de öngöremezsiniz. Faiz de piyasa koşullarında bilinir.

    Faiz dışı harcamalarda 10 yıllık meclisimizin onayladığı bütçeyle gerçekleşen bütçe arasındaki faiz dışı harcamalardaki yukarı yönü sapma yıllık ortalama yüzde 9,1’di. Biz 2024 yılında bu sapmanın yüzde 0,8′ düşeceğini düşürdük. Bir tasarruf felsefesi olmasaydı sapma yüzde 9,1’den yüzde 0,8’e düşürülebilir miydi? Sapma son 10 yılın ortalaması bağlamında gitseydi, 814 milyar liraya denk gelecekti. Dolayısıyla muazzam bir harcama disiplini ve tasarruf var” değerlendirmesinde bulundu.

    “Kamuda makam aracı olarak TOGG’u veriyoruz”
    Kamudaki taşıt sayısına ilişkin de konuşan Şimşek, 2023 yılına göre kamuda taşıt sayısı bu sene net olarak 3 bin 848 adet arttığını söyledi. Şimşek, “Artan taşıtların bunun yüzde 90’ı güvenlik, sağlık ve afet yönetimi için edilen taşıtlardır. 2 bin 910 adet yani yüzde 76’sı Emniyet Genel Müdürlüğü Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakıfı’nca hibe edilen taşıtlardır.

    Yani biz bütçeden bir para ödemedik. Şimdi İçişleri Bakanlığımız, Emniyet Genel Müdürlüğümüz taşıtlarını yenilemesin, taşıtı almasın diyorsanız takdir sizin. 252 tanesi Sağlık Bakanlığı’nın ambulansıdır. Acil müdahale hizmetleri için siz bunu istemiyor musunuz? 151 adeti yine Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’na yine asayiş için alınan taşıtlardır. 168 adeti Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na aittir. Makam aracı anlamında yenilenme taleplerinin tamamını mevcudun tasfiyesi kararıyla onay veriyoruz. Makam anlamında Biz TOG’u veriyoruz” şeklinde konuştu.

    “OECD’de gelişmekte olan ülkelerde 40’lı 50’li yaşlarda emeklilik yok”
    EYT’nin maliyetini Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) sorduklarını ve rakamların SGK’nın hesapladığını belirten Şimşek, “Bu tutarı Hazine Maliye Bakanlığı teknik ekipleri alıyorlar bu tutarı finansman maliyetini ekliyorlar. Çünkü bu öngörülmüş bir şey değil. Dolayısıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız diyor ki ‘2024 yılı için 592,6 milyar lira’. Ama bu finansman maliyetini içermiyor.

    Biz buna finansman maliyetini hazine olarak hesaplayıp ekliyoruz ve 752 milyar liraya oradan ulaşıyoruz. Burada önemli olan şey şu arkadaşlar. Aktöriyel dengeyi bozan bir uygulama mı? Evet. Şu anda OECD’de 38 tane ülke var. Aralarında az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler var. Aralarında gelişmekte olan ülkeler var. Ve bu ülkelerin bana bir tanesini gösterin ki 30’lu, 40’lı hatta 50’li yaşlarda emekli olan ülke neredeyse kalmadı. Birçok ülke 65’in üzerine çıktı” dedi.

    “Gönül ister ki asgari ücretimiz bunun çok çok üstünde olsun”
    Asgari ücrete ilişkin birçok değerlendirmelerin yapıldığını ifade eden Şimşek, “Asgari ücreti bir komisyon erbabıyla belirliyoruz. Benim bu aşamada bir değerlendirmede bulunmam doğru olmaz. Ben bunu daha önce de söyledim. Gönül ister ki katma değeri yüksek ürünler üretelim, verimliliğimiz çok yüksek olsun, teknolojik boyutu çok yüksek olsun, asgari ücretimiz bunun çok çok üstünde olsun. Biz oraya ulaşmak için zaten yapısal reform gündeminde en büyük başlığı ARGE’ye, teknolojik dönüşme, yeşil dönüşme, dijital dönüşme ayırdık” dedi.

    “Çalışanlarımızı hiçbir şekilde enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz”
    En düşük memur maaşında reel artışın son 22 yılda dolar bazında yüzde 238’ten yüzde bin 139 dolara çıktığını söyleyen Şimşek, “En düşük emekli maaşındaki reel artış yüzde 543 ve dolar bazlı artış yüzde 812, yani 40 dolardan 363 dolara. Asgari ücrette reel artış yüzde 212. Dolar bazlı artış yüzde 343. 112 dolardan 494 dolara çıkmış bugün itibariyle. Özetle, çalışanlarımızı hiçbir şekilde enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz” diye kaydetti.
    Vergi harcamalarının 853 milyar lirasının asgari ücretin vergi dışı bırakılmasından kaynaklandığının altını çizen Şimşek, yatırım teşviklerinin 536 milyar lira olduğunu söyledi.

    Son 22 yılda gelir belgesi tarifesinin en alt dilimini biz yüzde 22’den yüzde 15’e düşürdüklerini dile getiren Şimşek, En üst dilimini yüzde 35’den yüzde 40’a çıkarttıklarını hatırlattı.
    2002 yılında dolaysız vergilerin toplam vergiler içerisindeki payı yüzde 53,1 olduğunu aktaran Şimşek, bugün ise oranın yüzde 56,1’e çıktığını söyledi.
    Türk vergi hukukunda hiçbir bakanın veya idarenin vergi borcunu silme yetkisinin olmadığının altını çizen Şimşek, vergi silme yetkisinin sadece Meclis’e ait olduğunu söyledi.

    “Hiçbir şekilde ne bireylerin ne de şirketlerin vergilerini silme yetkim yok”
    Vergi borçlarının silindiği yönünde yapılan eleştirilere de yanıt veren Şimşek, “Türk vergi hukukunda hiçbir bakanın veya idarenin vergi borcunu silme yetkisi yok. Bakanın vergi silme yetkisi yok. Vergileri silme yetkisi sadece ve sadece Yüce Meclisi’ndir. Hiçbir şekilde ne bireylerin ne de şirketlerin vergilerini silme yetkim yok benim.

    İyi ki yok. Eğer söylediğiniz husus uzlaşma müessesesi kapsamında yanlış olduğu değerlendirilen raporlar kapsamında bir takım düzeltmeler ise o 1963’de getirilmiş. Ben bakan olduktan sonra, 1963’den beri yürürlükte olan bu kanunun aksine, ‘bundan sonra uzlaşmalarda ana parada hiçbir şekilde indirim yapılamaz’ diye kanunu getirdik. Dolayısıyla ben nasıl vergi borcunu asla silmedim. Çünkü ben hiçbir şekilde böyle bir sorumluluk üstlenmem” diye konuştu.

    Ziraat Bankası eleştirileri yapıldığını da söyleyen Şimşek, “Ben hemen arkadaşlara söyledim, ‘Genel müdürü arayın, söyleyeceği bir şey varsa iletin hızlı bir şekilde.’ Şimdi bankanın tüm şubelerinin tabelaları asla değişmiyor diyor. Sadece deprem bölgesindeki tadilat ihtiyacı olan tadilatları sırasında tabelalar değişiyor. Tadilat ihtiyacı olan ve deprem bölgesinde. ‘Demirören grubu taksitlerini ödüyor ve vadesi geçen borcu yok diyor’. Ben size genel müdürüm bana söylediklerini söylüyorum.

    Tüm bankaların yaptığı gibi Ziraat Bankası da son 13 yıldır düzenli olarak yılın sonunda bir sonraki yılın hedeflerini tartışmak üzere istişarede bulmak üzere toplanıyor yapılan toplantıda bu bağlamda” ifadelerine yer verdi.
    Tip-1 diyabet hastaları için ilgili bakanların konuyu ele alacaklarını ifade eden Şimşek, en kısa süre içerisinde imkanlar çerçevesinde bu sorunu çözmeye çalışacaklarını söyledi.

    Vergi borcunu ödeyenlere ödemeyenlere doğrudan elektronik haciz uygulanıyor şeklindeki değerlendirmelerin söz konusu olmadığını aktaran Şimşek ilgili kişiye haber verilmeden asla doğrudan doğruya e-haciz uygulanmadığını belirtti.

  • “Efsane pazarlama taktiği”

    “Efsane pazarlama taktiği”

    Kasım ayının başlamasıyla birlikte yanıltıcı indirim kampanyalarının hızla çoğaldığına dikkati çeken TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Bu durum aslında ‘Efsane Kasım’ değil, efsane bir pazarlama taktiği oldu. İlgili meslek odalarının izni olmadan yapılan indirimlere itibar edilmemeli” dedi.
    Firmaların yüzde 80’e varan oranlarda indirim yapmasının gerçeği yansıtmadığını dile getiren Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Böylesine yüksek kar marjları gerçekçi değil. Yüzde 80-100 gibi indirim oranları sürdürülebilir bir kazanç modeli olamaz. Bu nedenle, bu kampanyaların Bakanlık tarafından denetlenmesi gerekiyor.

    Aynı şekilde, güvenilir olmayan sitelerden alışveriş yapılmasının sakıncalarına da dikkat edilmeli. 3D güvenlik doğrulaması olmayan yerlerden alışveriş yapan vatandaşlar, mağduriyetlerini sıkça dile getiriyor. İnsanlar, dokunup görmedikleri ürünleri cazip fiyatlarla sipariş ederken, sonunda hayal kırıklığı yaşayabiliyorlar.

    Tabii ki çağdaşlıktan geri kalmamamız gerekiyor. Ancak bu durumda yapılacak şey, güvenli sitelerden alışveriş yapmak. Ayrıca, fiyatlardaki anormalliklerin oturması, istikrar sağlanması ve vatandaşların bütçelerine uygun alışveriş yapmaları için bu tür aldatıcı kampanyaların önüne geçilmesi şart. İnsan sağlığına zarar veren veya kalitesiz ürünlerin satışını engellemek, tüketicinin korunması adına önemli bir adım olacaktır” şeklinde konuştu.

    “Bu dönemde fırsatçılara da gün doğuyor”
    Öte yandan, indirim dönemlerinde fırsatçıların da iş başında olduğunu hatırlatan Palandöken, “Vatandaşlar, görmeden aldıkları birçok ürünle ilgili hataların arttığını fark ediyor. Bu nedenle, meslek odalarının ve esnaf birliklerinin izinleriyle gerçek indirimlerin yapılması, bu kampanyaların görünür bir yerde ilan edilmesi ve ürünlerin kalitesinin değerlendirilmesi gerekiyor. Ürünlerin gerçek değerinin anlaşılması için, fiyatların önceden şişirilip şişirilmediğinin iyi analiz edilmesi şart.

    Aksi takdirde, paranız boşa giderken sizi mutlu etmesi gereken alışverişler mutsuzluk oluşturabilir. Bu durumun bütün sektörlere yayıldığını görmek mümkün. İnsanlar geçim derdinde ve bütçeleri sınırlı olsa da, temel ihtiyaçlarını karşılamak zorunda. Ancak, bu tür “efsane günler” adı altında yapılan kampanyaların denetlenmesi ve doğru yönlendirilmesi gerekiyor. Bakanlıklar, yerel yönetimler ve bu konuda tecrübeli, güvenilir kişilerin analizleri ile fiyatların ve ürünlerin kalitesinin kontrol edilmesi şart. Aksi takdirde, sonuç genellikle hüsran oluyor” diye konuştu.