Kategori: Ekonomi

  • Limanların hızlı büyümesi sürüyor

    Limanların hızlı büyümesi sürüyor

    Türkiye’nin en önemli sanayi ve lojistik merkezlerinden biri olan Aliağa, stratejik öneme sahip petrokimya, enerji ve demir çelik sanayisinin yanı sıra son 15 yılda limancılık açısından son derece önemli yatırımlara ev sahipliği yaparak bu alanda Türkiye’nin en hızlı büyüyen bölgesi oldu.
    Geçtiğimiz yıl ülkemiz liman bölgeleri içinde birinci sıraya yükselerek en fazla yük elleçlemesini yapar konuma ulaşan Aliağa limanları, 2024 yılında da en fazla yük elleçlemesini yapan liman konumunu korurken, konteyner alanında beşinci sıradan üçüncü sıraya yükselerek gelişim ivmesini sürdürmeye devam etti.

    3. çeyrekte 26,6 milyar dolar dış ticaret hacmi gerçekleşti
    Ege İhracatçılar Birliklerinden (EİB) elde edilen verilere göre geçtiğimiz yılın 3. çeyreğinde Aliağa limanlarından gerçekleşen ihracat, 15 milyar 758 milyon dolar iken 2024’ün 3. çeyreğinde yüzde 1,1 artış göstererek 15 milyar 932 milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu’ndan (TÜİK) elde edilen verilere göre ithalat ise geçtiğimiz yılın 3. çeyreğinde 11 milyar 112 milyon dolar iken bu yılın 3. çeyreğinde yüzde 3,11 azalış yaşayarak 10 milyar 766 milyon dolar olarak gerçekleşti. Böylece yılın ilk 9 ayı itibariyle Aliağa limanlarından gerçekleşen toplam dış ticaret hacmi 26 milyar 698 milyon dolar oldu.

    En fazla ihracat ‘kimyevi maddeler’de
    2024’ün 3. çeyreğinde Aliağa limanlarından en fazla ihracat yapılan fasıl 5 milyar 144 milyon dolarla ‘kimyevi maddeler ve mamulleri’ oldu. Kimyevi maddeler ve mamulleri’ni 1 milyar 920 milyon dolarla ‘elektrik-elektronik’ ürünleri ve 1 milyar 764 milyon dolar ile ‘çelik’ ürünleri takip etti.

    Aliağa yük elleçlemede zirveyi bırakmadı
    Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan elde edilen verilere göre, Aliağa limanlarında 2024’ün 3. çeyreğinde gerçekleşen toplam yük elleçlemesi bir önceki döneme yüzde 6,3 artışla 64 milyon 37 bin ton olarak gerçekleşerek yük elleçlemesinde zirveyi bırakmadı. Aliağa limanları konteyner elleçlemesi bakımında geçtiğimiz senenin aynı dönemine göre dikkat çekici bir oranla yüzde 35,5 artarak 1 milyon 594 bin TEU olup, Tekirdağ’ı geçerek Ambarlı ve Kocaeli’nin ardından 3. sırada yer aldı. Aynı dönemde limanlara gelen gemi sayısı yüzde 4,51 azalışla 4565 olarak gerçekleşirken bu alanda Kocaeli’nin ardından 2. sıradaki konumunu korudu.

    Aliağa limanları yalnızca bölgenin değil, ülkenin dış ticaret merkezi
    Aliağa limanlarının 2024 yılı 3. çeyrek dış ticaret ve yük verilerini değerlendiren Aliağa Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Ertürk, Aliağa limanlarının yalnızca bölgenin değil, ülkenin dış ticaret merkezi olma rolünde başarısını artırdığını ifade ederek, “Ege Bölgesi’nin toplam ihracatının yüzde 58’i, Türkiye’nin ihracatının ise yüzde 8,5’i Aliağa limanlarından gerçekleşiyor. Ege Bölgesi’nin toplam ithalatının yüzde 51’i, Türkiye’nin ithalatının ise yüzde 4,2’si Aliağa’dan gerçekleşiyor. Ege Bölgesi’nin toplam dış ticaretinin yüzde 55’i, Türkiye’nin dış ticaretinin de yüzde 6’sı yine Aliağa’dan gerçekleşiyor.

    Aliağa olarak 7 yıldır dış ticaret fazlası vermeye devam ediyoruz. Bölgemizde ihracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 152 olarak gerçekleşti. İleriye dönük projeksiyonlar Aliağa bölgesinin limancılıkta 2050 yılına kadar Türkiye ve dünya ortalamasının üzerinde büyümeye devam edeceğine işaret ediyor. Aliağa üretim, ticaret ve ihracatın en aktif olduğu çevre iller başta olmak üzere tüm Batı Anadolu ve İç Anadolu illerinde bulunan sanayicilerin dünya ile bağlantı kurduğu bir hub haline geldi. Otoritelerin de ön gördüğü gibi Aliağa’nın Türkiye ekonomisine sanayi, üretim, istihdam ve ihracata olarak katkısı her yıl hızla artıyor, artmaya da devam edecek” dedi.

    Aliağa’daki potansiyel yatırımcıların dikkatini bölgeye çekmiş durumda
    Aliağa’nın mevcut ekonomik ve jeostratejik potansiyeli ile istihdamın, üretimin ve ticaretin merkezi konumunda ilerlediğini belirten Başkan Ertürk, “Aliağa, ülkenin demir çelik ihtiyacının yüzde 25’ini tek başına karşılıyor. Yine ülkemizin işlenmiş petrol ürünleri ihtiyacının yaklaşık yüzde 30’u Aliağa’daki rafinerilerden karşılanıyor. Aliağa enerji alanında da büyük bir güç konumunda. Konvansiyonel enerji üretiminde güçlü olduğu kadar, yenilenebilir enerji üretiminde de gerek rüzgar gerekse de güneş santralleri ile önemli bir üretim kapasitesine sahip.

    Aynı zamanda limanlar bölgesinde lojistik hareketlerin bir parçası olan hububat depolaması ve antrepo hizmetleri noktasında bölgedeki lojistik süreçlere destek sağlayan işletmeler bölge ticaretinde büyük önem taşıyor. Bölgenin limancılık, hammadde ve üretim kapasitesi açısından taşıdığı potansiyel yatırımcıların da dikkatini bölgeye çekmiş durumda. Tüm bu gelişmeler neticesinde yatırımların da rotası Aliağa ve çevre bölgesine odaklandı” diye konuştu.

    Bölge sorunları UAB Lojistik Koordinasyon İcra Kurulu’nda Konuşuldu
    Aliağa’nın sanayi ve ticaret anlamında hızla artan potansiyelinin yanı sıra hızlı büyümenin getirdiği birtakım sorunları olduğunu da vurgulayan Ertürk, “Aliağa artan yatırımlarla hızlı bir şekilde büyüyor. Hızlı büyümenin akabinde bölgemizde çeşitli alanlarda bazı sıkıntılarımız da bulunuyor. Aliağa limanlarının ve sanayi bölgesinin gelişiminde ulaşım altyapısının liman fonksiyonlarına ve fabrikalardaki üretim kapasitesine uygun hale getirilmesi kritik öneme sahip. Demiryolu ve karayolu altyapısının güçlendirilmesi, lojistik altyapısının ve hizmet tesislerinin geliştirilmesi ile depolama imkanlarının artırılması bölgenin planlı gelişimi için olmazsa olmaz.

    Bu noktada bölgemizdeki beklentilerin karşılanması adına güzel gelişmelerde yaşanıyor. Bölgemizdeki gelişimi sürdürülebilir hale getirebilmek için gelişime giden yoldaki sorunların kurumlar arası birliktelik içerisinde iyi irdelenmesi ve bu sorunlara birlikte çözümler üretilmesi amacıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Sayın Enver İskurt başkanlığında “Lojistik Koordinasyon İcra Kurulu” toplantısını gerçekleştirdik. Bölgemizle ilgili derlediğimiz sorunları toplantıda aktardık ve sorunların çözümü noktasında sayın kurul üyelerimizden beklentilerimizi dile getirdik. İcra Kurulu olarak toplantının hemen ardından ilettiğimiz sorun ve talepler ile ilgili çalışmalarda bulunulmak üzere, Lojistik Koordinasyon İcra Kurulu’nun Alt Komitesince yürütülmesi kararı alındı” dedi.

    Bölgedeki sorunlar yerinde görülecek
    ALTO Başkanı Ömer Ertürk, Lojistik Koordinasyon İcra Kurulu’nun Alt Komitesi ile gerçekleştirilen toplantıda yaşanan sorunların yerinde görülmesi amacıyla komisyonda bulunan bakanlık ve diğer kurum yetkililerinin de katılımıyla Aliağa limanlar ve sanayi bölgesinde saha ziyareti gerçekleştirme kararı alındığını ifade ederek, “Aliağa’nın, bölgemizin ve ülkemizin en önemli sanayi ve lojistik merkezlerinden biri konumunda olduğu herkes tarafından biliniyor. Önümüzdeki süreçte de bünyesinde barındırdığı sektörlerde gücünü daha da artırarak ülkemizde ve dünyada hak ettiği yere ulaşacaktır. Hızlı büyümenin akabinde bölgemizde çeşitli alanlarda sıkıntılarımız da bulunuyor.

    Özellikle limanlar ve sanayi bölgemizdeki ulaşım altyapısının liman fonksiyonlarına ve fabrikalardaki üretim kapasitesine tam anlamıyla cevap verememesinden dolayı yatırımcılar zaman, emek ve maliyet açısından oldukça zorlanıyorlar. Bugüne kadar palyatif çözümler ve bütüncül olmayan parçacıl çözümlerle süreç ilerledi. Söz konusu sorunların parçacıl çözümlerle sonuçlanmayacağı aşikar ve ülke kaynaklarının etkin kullanımı açısından da efektif değil. Bu konu ile ilgili uzun zamandır yapılan görüşmeler sonucunda çok güzel bir sürece girdiğimiz için oldukça mutluyum. Çünkü bu toplantılar sonucunda bütüncül çözüme ulaşacağımıza ve ülkemize büyük katkı sağlayacağımıza inancım tam. Yaşanılan sorunların yerinde görülmesi ve hızlı aksiyon alınması açısından bu ziyareti çok önemsiyoruz. Ülkemiz ve bölgemiz adına verecekleri katkılar için tüm devlet yetkililerimize teşekkür ederim” diye konuştu.

  • Hizmet Üretici Fiyat Endeksi arttı

    Hizmet Üretici Fiyat Endeksi arttı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Eylül ayı Hizmet Üretici Fiyat Endeksi verilerini paylaştı. Buna göre, H-ÜFE 2024 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 1,14 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 48,91 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 56,85 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 74,23 artış gösterdi.

    H-ÜFE ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yıllık yüzde 52,75 arttı

    Bir önceki yılın aynı ayına göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 52,75 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 61,14 artış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 62,38 artış, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 55,78 artış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 62,37 artış, idari ve destek hizmetlerde yüzde 57,17 artış gerçekleşti.

    H-ÜFE ulaştırma ve depolama hizmetlerinde aylık yüzde 1,79 arttı

    Bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 1,79 artış, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 1,07 azalış, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 3,13 artış, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 1,58 azalış, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 4,03 artış, idari ve destek hizmetlerde yüzde 0,67 azalış gerçekleşti.

  • SSK ve Bağ-Kur emeklilerin beklediği zam oranı geldi

    SSK ve Bağ-Kur emeklilerin beklediği zam oranı geldi

    Milyonlarca emekliyi doğrudan ilgilendiren yeni yıldaki zam oranları, ocak ayında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanacak aralık ayı enflasyon oranının ardından kesinleşecek ve emekli aylıkları 6 aylık enflasyon farkı oranında artacak. TÜİK’in açıkladığı 3 aylık enflasyon oranlarına bakıldığında temmuz ayında aylık enflasyon yüzde 3,23, ağustosta yüzde 2,47 ve eylülde yüzde 2,97 olarak kaydedildi. 3 aylık toplam enflasyon ise 8,93 olarak kayıtlara geçti. Yeni yılda güncellenecek olan emekli aylıklarına ilişkin konuşan Türkiye Gazetesi Yazarı ve Sosyal Güvenlik Başuzmanı İsa Karakaş, yılsonu enflasyon tahminleri çerçevesinde oluşabilecek emekli ücretlerini değerlendirdi. Karakaş, Orta Vadeli Plan (OVP) ve beklenti anketleri çerçevesinde emekli aylıklarının değerlendirilebileceğini belirterek, “3 aylık enflasyon farkı şu anda temmuz, ağustos ve eylül aylarına ait 3 aylık enflasyon rakamlarını kesin olarak biliyoruz. Bugün itibarıyla SSK ve Bağ-Kur emeklilerimize yüzde 8,93 oranında zam verilmesi kesin. Kök maaşı 11 bin 500 lira olan SSK ve Bağ-Kur emeklisinin bugün itibarıyla yüzde 8,93’lük enflasyon farkını göz önünde bulundurduğumuz zaman 12 bin 527 lira zamlı maaş alacak” açıklamasında bulundu.

    “Yüzde 41,5’lik enflasyon rakamı gerçekleşirse SSK ve Bağ-Kur emeklileri yüzde 13,46 oranında zam alacak”

    OVP’nin güncellendiğini ve yıl sonu enflasyon beklentisinin yüzde 41,5 olduğunu hatırlatan Karakaş, “Yüzde 41,5’lik enflasyona göre 6 aylık enflasyon farkını hesapladığımız zaman yüzde 13,46 gibi bir rakam ortaya çıkıyor. Hükümetin OVP’de öngörmüş olduğu yüzde 41,5’lik enflasyon rakamı gerçekleşirse SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin yüzde 13,46 oranında zam almaları söz konusu olacak. Buna göre bir hesaplama yaptığımız zaman kök ücreti 11 bin lira olan emekliye yüzde 13,46 zam yapıldığı takdirde maaşı 12 bin 500 liranın altında kalmakta. Özetle OVP’de öngörülen yüzde 41,5’lik enflasyon farkı gerçekleşirse kök maaşı 11 bin liranın altında olanlara sıfır zam söz konusu. Bu durumda bu emeklilerimiz mevcut 12 bin 500 lirayı almaya devam edecekler” ifadelerine yer verdi.

    “Enflasyon yüzde 43’ün üzerinde olursa SSK ve Bağ-Kur emeklileri yüzde 15 zam alacak”

    Enflasyon beklenti anketlerinin değerlendirmelerini de paylaşan Karakaş, bu çerçevede yılsonu enflasyonunun yüzde 41,5’ten daha fazla olacağını dile getirerek, “Beklenti anketlerine ve uluslararası kuruluşların tahminlerine baktığımız zaman yılsonu enflasyonunun yüzde 41,5 olmayacağı görülmekte. Bunun da yüzde 43 ve üzerinde olması öngörülmektedir. Bu senaryoya göre hesaplama yapıldığı zaman en az yüzde 15’lik zam yapılması söz konusu. Bu durumda enflasyon yılsonunda yüzde 43’ün üzerinde olursa SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yüzde 15 oranında bir zam söz konusu olacak. Bu yüzdeye göre hesaplama yaptığımız zaman bugün itibarıyla kök maaşı 10 bin 870 liranın altında olan emeklilerin maaşları 12 bin 500 lirada kalacak. Yani yüzde 15 oranında bir zam olsa bile kök maaşı 10 bin 870 lira olan emekliler sıfır zam alma riskiyle karşı karşıya kalacaklar” diye konuştu.

    “11 bin liranın altında olan emeklilerin maaşlarına sıfır zam alması söz konusu”

    En düşük emekli ücretinin 12 bin 500 lira olduğunu da hatırlatan Karakaş, “Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yapacağı hesaplamada ortaya çıkan 6 aylık fark neyse sadece o oranda zam yapılması öngörülmekte. Bu durumda 11 bin liranın altında olan emeklilerin maaşlarına sıfır zam alması söz konusu. Fakat 2023 yılının temmuz ayında kök maaşı düşük olanlara zam yapılmadığı için zam almayan 4 milyona yakın emekli ortaya çıktı. Bu durumda da taban maaş 12 bin 500 lirayla sabit kalırsa 10 bin 870 liranın altında maaş alan 4 milyona yakın emekli sıfır zam riskiyle karşı karşıya kalacak. Ancak biz bu 12 bin 500 liralık taban maaşının katı tutumuna karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devreye girip en az 15 bin liraya çıkarmasını beklemekteyiz” değerlendirmesinde bulundu.

    “Hükümetin bir yasal düzenleme yapması gerekmekte”

    Enflasyonun beklentilerde olduğu gibi yüzde 43 olması durumunda ise maaşı 12 bin 500 lira altında olan tüm emeklilerin yüzde 15’lik zam alacağını kaydeden Karakaş, “Bunlara herhangi bir sosyal yardım ya da hazine yardımı olmayacak. En düşük emekli maaşı 12 bin 500 liradan 15 bin liraya çıkarıldığı takdirde en geç aralık ayında hükümetin bir yasal düzenleme yapması gerekmektedir. Yasal düzenleme yapılmadan bunun arttırılması mümkün değildir. Dolayısıyla aradaki farkın tamamının SGK’nın değil hazinenin kasasından çıkması söz konusu olacaktır” şeklinde konuştu.

  • Üçüncü çeyrek turizm verileri açıklandı

    Üçüncü çeyrek turizm verileri açıklandı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 üçüncü çeyrek Turizm İstatistikleri’ni açıkladı.

    Buna göre, turizm geliri Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarından oluşan üçüncü çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,9 artarak 23 milyar 219 milyon 751 bin dolar oldu. Turizm gelirinin yüzde 14,7’si ülkemizi ziyaret eden yurt dışı ikametli vatandaşlardan elde edildi.
    Ziyaretçiler, seyahatlerini kişisel veya paket tur ile organize etmektedirler. Bu çeyrekte yapılan harcamaların 15 milyar 77 milyon 957 bin dolarını kişisel harcamalar, 8 milyar 141 milyon 794 bin dolarını ise paket tur harcamaları oluşturdu.

    Ziyaretçi sayısı geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,5 arttı

    Ülkemizden çıkış yapan ziyaretçi sayısı 2024 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,5 artarak 23 milyon 206 bin 579 kişi oldu. Ziyaretçilerin yüzde 12,2’sini 2 milyon 835 bin 74 kişi ile yurt dışında ikamet eden vatandaşlar oluşturdu.

    Bu çeyrekte ülkemizden çıkış yapan ziyaretçilerin gecelik ortalama harcaması 95 dolar oldu. Yurt dışında ikamet eden vatandaşların gecelik ortalama harcaması ise 62 dolar oldu.

    Bu çeyrekte turizm geliri içerisindeki paket tur harcamalarının payı yüzde 35,1, yeme içme harcamalarının payı yüzde 17,9, uluslararası ulaştırma harcamalarının payı ise yüzde 10,9 oldu. Bir önceki yılın aynı dönemine göre paket tur harcamaları yüzde 18 artarken, yeme içme harcamaları ve uluslararası ulaştırma harcamaları sırasıyla yüzde 2,2 ve yüzde 7,6 azaldı.
    Ziyaretçiler yüzde 71,6 ile en çok “gezi, eğlence, sportif ve kültürel faaliyetler” amacıyla geldi

    İkinci sırada yüzde 19,4 ile “akraba ve arkadaş ziyareti”, üçüncü sırada ise yüzde 4 ile “alışveriş” yer aldı. Yurt dışı ikametli vatandaşlar ise ülkemize yüzde 69,6 ile en çok “akraba ve arkadaş ziyareti” amacıyla geldi.

    Turizm gideri geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 22,5 azaldı

    Yurt içinde ikamet edip başka ülkeleri ziyaret eden vatandaşlarımızın harcamalarından oluşan turizm gideri, geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 22,5 azalarak 1 milyar 874 milyon 216 bin dolar oldu. Bunun 1 milyar 517 milyon 780 bin dolarını kişisel harcamalar, 356 milyon 436 bin dolarını ise paket tur harcamaları oluşturdu.

    Yurt dışını ziyaret eden vatandaşlar 2023 yılı üçüncü çeyreğine göre yüzde 10,3 arttı

    Bu çeyrekte yurt dışını ziyaret eden vatandaş sayısı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 10,3 artarak 3 milyon 286 bin 105 kişi oldu. Bunların kişi başı ortalama harcaması 570 dolar olarak gerçekleşti.

  • Dolar 34,26 seviyesinde

    Dolar 34,26 seviyesinde

    İstanbul Kapalıçarşı’da 34,2660 liradan alınan dolar 34,2680 liradan, 37,2900 liradan alınan euro ise 37,2920 liradan satılıyor. Son kapanışta dolar 34,26 liradan, euro ise 37,20 liradan satılmıştı.

  • Emeklilik şartları değişecek mi?

    Emeklilik şartları değişecek mi?

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Beyaz TV’de yayımlanan “Akılda Kalsın” programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

    “Emeklilik şartları değişecek mi? Emekli aylıklarının hesaplanmasında yeni bir düzenleme olacak mı?” şeklindeki soru üzerine Bakan Işıkhan, şu yanıtı verdi:

    “Emeklilik sistemiyle ilgili ya da emekli aylıklarının hesaplanmasıyla ilgili bir konu gündemimizde yok ancak biz dışarıdan gelebilecek, Ekonomi Koordinasyon Kurulu başta olmak üzere, Orta Vadeli Plan doğrultusunda çizdiğimiz hedefler, 12. Kalkınma Planımız doğrultusunda emeklilik sistemimizin iyileştirilmesi, daha iyi noktaya gelmesi noktasında gelebilecek her türlü oluşuma hazırız.”

    Emeklilere bayram ikramiyesi uygulamasının 2018’de başladığını anımsatan Işıkhan, “Bu geleneğimizi 2025 yılında da sürdürmeyi arzu ediyoruz. Biz, her zaman emeklilerimizin yanında olduk.” dedi.

    Işıkhan, bir soru üzerine asgari ücretin, milyonlarca vatandaşı ilgilendiren ve çalışma hayatının temel taşlarından biri olduğunu belirtti.

    Asgari ücretin, hükümet veya Bakanlığın tek başına belirlediği bir süreç olmadığını dile getiren Işıkhan, “İnşallah 2025 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirlemek amacıyla Asgari Ücret Tespit Komisyonumuzu aralık ayının başında toplamaya başlayacağız.” ifadesini kullandı.

    BELEDİYELERİN SGK PRİM BORÇLARI

    Belediyelerin SGK prim borçlarına değinen Işıkhan, belediyelerden son birkaç haftada 7,9 milyar lira nakit ödeme aldıklarını söyledi.

    Işıkhan, bunun kat kat fazlasını da taksitlendirdiklerini dile getirerek, şöyle devam etti:

    “Belediyelerin araçlarına ya da bankadaki hesaplarına hemen ipotek koymuyoruz. Bizimle iletişime geçen çok sayıda belediye oldu. Parti ayrımı gözetmeksizin tüm belediyelerimizle iletişim kalıplarını kurduk. Bir belediye bize bir adım attığında, biz Bakanlık olarak 10 adım atıyoruz. 31 Mart’ta 96 milyar lira olan tüm belediyelerimizin borçları, şu an 140 milyara ulaşmış durumda çünkü her gün faiz ekleniyor. Bunlardan vazgeçmemiz mümkün değil. Belediye başkanlarımıza buradan duyuru yapmak istiyorum: Bunları faiziyle de eninde sonunda tahsil edeceğiz.”

    “Yeni nesil çalışma neyi kapsıyor? Mesela haftada bir gün izni var diyelim, o izin iki güne mi çıkartılacak? Nasıl bir esnek çalışmadan bahsediliyor?” şeklindeki soru üzerine Bakan Işıkhan, şu cevabı verdi:

    “Bizim ifade etmek istediğimiz yeni nesil çalışma modelleri bunun ötesinde bir şey. Biz, Çalışma Bakanlığı olarak çalışmadan, üretmeden ve katma değer yaratmadan yanayız. Çalışma saatiyle ilgili herhangi bir konu gündeme geldiği zaman da bizim sosyal paydaşlarımızla yaptığımız tüm toplantılarda ifade ettiğimiz konu bu; bizim güçlü bir Türkiye oluşturabilmek, güçlü bir ekonomiye sahip olabilmek için bırakın çalışma saatlerini, daha fazla çalışmamız gerek, daha fazla üretimde bulunmamız gerek.

    İstihdamı artırmamızın en önemli araçlarından bir tanesi, yeni nesil çalışma modelleri olacak. Part-time çalışma, saat başı çalışma, en önemli şeylerden bir tanesi kısmi çalışma…”

     

    NTV

  • “Yeni iş birlikleri daha iyi yaşam sunmamızda yardımcı olacak”

    “Yeni iş birlikleri daha iyi yaşam sunmamızda yardımcı olacak”

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca düzenlenecek, “Türk Devletlerinde Çalışma Hayatı ve Sosyal Koruma Uluslararası Konferansı” çerçevesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan başkanlığında, “Sosyal Koruma, Çalışma Hayatı ve Sosyal Hizmetler” başlıklı Yuvarlak Masa Toplantısı düzenlendi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Bakan Işıkhan, Türk devletlerinin çalışma yaşamı ve sosyal koruma alanlarında işbirliğini güçlendirmek için görüş alışverişinde bulunmak üzere bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türk Devletleri Teşkilatı’nın bölgesel ve küresel işbirliği açısından stratejik bir yapı olduğunu ifade ettiğini hatırlatan Işıkhan, “Sayın Cumhurbaşkanımız ve diğer üye ve gözlemci ülkelerimizin liderleri, müşterek bir akılla, teşkilatın yalnızca bir işbirliği platformu değil, aynı zamanda Türk milletlerinin kaynaşmasını ve ortak idealler etrafında kenetlenmesini sağlayacak bir yapı haline gelmesi için kararlılıkla çalışmaktadır. Bizler de yapacağımız her çalışmayı, bu bilinç ve şuurla gerçekleştiriyor ve daha güçlü bir yapı oluşturmak için elimizden geleni yapıyoruz” diye konuştu.

    Bakan Işıkhan, toplantıyı, ülkeler arasındaki mevcut işbirliğini daha ileriye taşımak ve karşılıklı fayda sağlayacak ortak projeler geliştirme yolunda bir adım olarak gördüklerine vurgu yaparak, şunları kaydetti:

    “Özellikle sosyal koruma sistemlerinin güçlendirilmesi, Türk devletleri arasında işgücü hareketliliğinin düzenlenmesine yönelik stratejiler, çalışan haklarının korunması ve sosyal hizmetlerin daha erişilebilir hale getirilmesi gibi konularda işbirliğimizi derinleştirme arzusundayız. Sosyal koruma ve çalışma yaşamı alanında geliştireceğimiz yeni iş birlikleri, sadece ülkelerimizin refahını artırmakla kalmayacak, aynı zamanda vatandaşlarımıza daha iyi bir yaşam sunmamızda bizlere yardımcı olacaktır.”

  • “2025 sonu yüzde 20’nin altında enflasyon hedefliyoruz”

    “2025 sonu yüzde 20’nin altında enflasyon hedefliyoruz”

    TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bütçe görüşmeleri AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş’un başkanlığında başladı. Komisyondaki görüşmelere katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, milletvekillerinin bütçeye dair görüşlerinin ardından vekillerden gelen soruları yanıtladı. 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’nin sürdürebilir olduğunu ifade eden Yılmaz, “2025 yılı merkezi yönetim bütçesinin teklifimizin kazanımları sürdürülebilir hale getirecek, ekonomik kalkınma ve sosyal refahı önceleyen bir perspektifle hazırlandığını, geçen hafta sunuş konuşmamda ifade etmiştim. Türkiye olarak önemli bir dönemden geçiyoruz. Tarihi fırsatla karşı karşıyayız O da şudur. Uzunca bir süredir yaşamadığınız, seçimsiz bir dönem yaşıyoruz. Seçimlerin yoğun yapıldığı dönemler ister istemez kısa vadeli meselelerin daha fazla gündemi işgal ettiği dönemler oldu. Bugün Türkiye seçimsiz bir dönem yaşıyor. Genel seçimleri, yerel Seçimleri geride bırakmış olarak yoluna devam ediyoruz. Ve kritik bir aşamadır. Dünyanın da son derece zorlu bir aşamasındayız, dönemindeyiz, ortamındayız. Bu ortamda, bu seçimsiz dönemi iktidarıyla, muhalefetiyle hep birlikte çok iyi değerlendirip, ülkemiz sadece nicelikte değil, nitelikte, farklı bir seviyeye taşıma imkanına sahibiz. Uzun vadeli bir takım değişimlere, dönüşümlere bu dönemde imza atabiliriz. Bu fırsatı hep birlikte değerlendirmeliyiz. Türkiye’yi orta gelirden kurtarıp yüksek gelirli ülkeler ligine taşımak bu anlamda en temel önceliklerden bir tanesidir” diye konuştu.

    Bütçenin genel çerçeve içinde yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen sosyal vefa arttırıcı bir yaklaşıma sahip olduğunu belirten Yılmaz, “İşçisi, esnafı, emekçisi, genci ve yaşlısıyla toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçları gözetilerek hazırlanmış doğu, batı, kuzey güney ayrımı yapmadan 81 ilimizin gereksinimleri düşünülmüştür. Sosyal yardım ve destekler için ayırdığımız kaynaklar bunun en açık göstergelerinden bir tanesidir. Bütçemizin en hayırlı başlıklarından biri bütçemizin yeniden imar bütçesi olması. Tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Onun yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Bugünkü fiyatlara geçen yılı çekersek ve toplarsak iki yıllık harcamamızı 2.6 trilyon lira civarında bir yükten bahsediyoruz. Gelecek yılda bu devam edecek” ifadelerini kullandı.

    Faiz giderleri hakkındaki eleştiriler üzerine Yılmaz, “Borç ve cari açık arttı. En önemli gerekçelerinden biri bu. Bütçe açığımızı geçici olarak deprem harcamaları oldukça yüksek düzeye çıkarmış durumda. Bu açıkları finanse etmek için de maliyemiz borçlanmak durumunda. Dolayısıyla bazı arkadaşlarımız da söylediler. Ödediğinden daha fazla borçlanarak bu geçici dönemde deprem bağlantılı harcamalar başta olmak üzere harcamalarımızı finanse etmek durumundayız. Ama bu yapısal bir problem değil. Bir süre sonra bu harcamalar bütçemizden düşmüş olacak. Daha rahat birkaç dakika sahip olmuş olacağız. Zaten orta vadeli programımızda da bunu öngörüyoruz. Bu rahatlamayla birlikte hem maliyemizin borçlanması hem de faiz giderleri anlamında orta vadede daha olumlu bir perspektif olduğunu olduğunu ifade edebiliriz” dedi.

    Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ilişkin Yılmaz, “Çok iyi başkanlık sistemleri de var. Çok iyi parlamenter sistemler de var. Yarı başkanlık sistemleri var. Her bir sistemin kendi içinde alt versiyonları var. Dolayısıyla ikisi de demokratik sistemlerdir. Bu sistemlerin yerleşmesi tam anlamıyla kurumsallaşması elbette biraz zaman alacaktır. Bu süreçte mutlaka tecrübelerden dersler çıkarılması varsa eksikler onları toplumsal olarak tespit edip giderme yönünde çalışmalar yapılmasına her zaman açık olduğumuzu belirtmek isterim. Topyekun bir sistemi her türlü sorunun kaynağı gibi gösterme çabasının da son derece anlamsız olduğunu ifade etmek isterim. Parlamenter sistem dönemindeyken de Türkiye ekonomik, sosyal, siyasal, uluslararası ilişkiler bağlamında birçok meseleyle karşı karşıya kaldık. Bugün de birçok meseleyle uğraşıyoruz” şeklinde konuştu

    Orta Vadeli Plan (OVP) hakkındaki soruya ilişkin ise Yılmaz, “Planlarda önemli olan politika çerçevesidir. Esas verdiği istikamet temel politikalarda çizdiği çerçevedir. Plan yaptığınız zaman varsayımlarla yaparsınız. O günkü varsayımlarınızla dünyadaki ve bölgedeki durumu dikkate alarak bir ekonominin gelişimine bakarak varsayımlarla bir perspektif çizersiniz. Planlardaki rakamlardan daha önemli olan planların çizdiği politika çerçevesi ve istikametidir OVP ile plan arasında ben bir politika tutarsızlığı görmüyoruz. Rakamsal farklılıklar olabilir. OVP çünkü her yıl yenilenen bir doküman. Ve on yıl içinde gerçekleşen gelişmeleri rakamlara yansıtma imkanımız var. Dolayısıyla doğal olarak bir farklılık çıkabiliyor rakamsal olarak. Ama politika çerçevemiz farklı değil. Planımızın ve OVP’nin odağında da yeşil ve dijital dönüşüm, istikrar, ekonomiyi büyütmek var. Büyüyen ekonominin nimetlerini kalıcı sosyal refaha dönüştürmek var. Dolayısıyla o anlamda bir tutarsızlık söz konusu değil” diye konuştu.

    Enflasyon hakkında konuşan Yılmaz, “Başından beri şunu söyledim. Bu mücadelemizde 3 dönem vardır. Bir geçiş süreci, dezenflasyon dönemi daha sonra da kalıcı fiyat istikrarı dönemidir. Geçiş dönemini Haziran ayı itibariyle tamamladık. Dezenflasyon sürecine girdik. Son dört ayda yirmi altı puandan fazla enflasyon oranında bir düşüş oldu. Bunun da önümüzdeki süreçlerde devam etmesini bekliyoruz. Gelecek yıl sonu itibariyle yüzde 20’nin altında bir enflasyonu hedefliyoruz. Mallarda ise oran yüzde 40’lara yakın bir seviyeye geldi. Temel mallarda yüzde 30’un altına düşen bir enflasyon söz konusu. Ama özellikle hizmet sektörlerinde bir katılık var. Bu katılık da zaman içinde kırılacak ve daha güçlü bir şekilde vatandaşımız bunu hissedecek” dedi.
    Vergilerle ilgili sorulara ilişkin Yılmaz, “2019’da vergi adaleti açısından gelir vergisi yükünü azalttık. Alt dilimin vergi oranını yüzde 22’den 15’e, üst gelir grubunu yüzde 35’ten 40’a yükselttik. İkincisi asgari ücrette kadar tüm gelirleri vergi dışı bıraktık. Bu tarihi bir karar oldu. Diğer taraftan basit usule tabi esnafa vergi istisnası getirdik 850 bin civarında esnafımıza vergi istisnası getirdik. Genel KDV oranı yüzde 20 iken temel gıda da bunu yüzde bir olarak uyguluyoruz. Sağlık, eğitim, yeme içme, turizm, giyim, mesken elektriğinde yüzde 10 uyguluyoruz. Yem ve gübre de KDV’yi kaldırdık. Çiftçilere destek ödemelerinde gelir vergisi kesintisini kaldırdık. Kurumlar vergisini 5 puan arttırdık. Yirmiyken genel oranı 25’e çıkardık” ifadelerini kullandı.

  • Söke’de Yenilikçi İncir Ürünleri Geliştirme Projesi tanıtım etkinliği

    Söke’de Yenilikçi İncir Ürünleri Geliştirme Projesi tanıtım etkinliği

    Etkinliğe, Söke Kaymakamı Ali Akça, Söke Belediye Başkan Yardımcısı Vural Tosun, Yayım ve Eğitim Dairesi Başkanı Şaban Özakın, Aydın İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Altıntaş, Söke TAYEM Müdürü Lütfi Özenç, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, küçük ve orta ölçekli işletme sahipleri ile çiftçiler katıldı. Projede Söke Zirai Üretim İşletmesi Tarımsal Yayım ve Hizmetiçi Eğitim Merkezi, Erbeyli İncir Araştırma Enstitüsü ve İtalyan ortak yer alıyor.

    İncir ürünlerinin çeşitliliğini artırarak pazarda daha fazla söz sahibi olmasını sağlamayı amaçlayan proje, üretici ve girişimcilerin pazarlama becerilerini de geliştirecek. Proje kapsamında, incir işleme yöntemleri, pazarlama stratejileri ve marka yönetimi eğitimleri verilecek. İlk eğitim programının 21-22 Kasım 2024 tarihlerinde gerçekleştirilmesi planlanıyor.

    Söke TAYEM, bugüne dek sahada uygulamalı olarak düzenlediği çiftçi eğitimleriyle tarımsal bilinci artırma çalışmalarına öncülük etti. 2024 yılı itibarıyla 3 bin 221 çiftçi eğitimi tamamlanmış durumda ve bu sayının yıl sonunda 4 bine ulaşması bekleniyor.

    “Kırsalda ekonomik güçlenmeye destek”
    Eğitim merkezinin bu projeyle birlikte küçük ölçekli fabrikalar, kooperatifler, girişimci gençler ve kırsal kesimdeki kadınlara yönelik eğitimlerle gelir düzeyini artırmayı hedeflediğini belirten proje yetkilileri, etkin bir pazarlama ağı oluşturulmasının önemine vurgu yaptı. Eğitimlerin, kırsal işsizliği azaltması ve göçü önlemesi öngörülüyor.

    Müdürlük yetkilileri, tarımsal üretime yönelik tüm konularda çiftçilere destek vermeye devam edeceklerini belirterek, eğitim ve danışmanlık faaliyetlerinde kapılarının tüm üreticilere açık olduğunu ifade etti.

  • Altın rekor tazeledi

    Altın rekor tazeledi

    Orta Doğu’daki gerilim ve ABD seçimlerinin yaklaşmasıyla altın yeni rekor seviyelerini gördü. 2 bin 782 doları aşan ons altın, gram altına yükseliş olarak yansıdı. Gram altın 3 bin 180 liraya yükselerek tüm zamanların rekorunu kırdı. Kapalıçarşı kuyumcuları yükselişin devam edeceğini söyleyerek, yıl sonunda gram altının TL bazında 3 bin 300 TL’ye ulaşabileceğini belirtti. Kapalıçarşı’da gram altın 3 bin 180 TL, çeyrek altın 5 bin 150 TL, yarım altın 10 bin 300 TL, tam altın ise 20 bin 600 TL’den satılıyor.

    “Sene sonu gram altın fiyatının 3 bin 300 TL olacağını öngörüyorum”

    Altının yükselmesindeki en büyük sebebin İsrail’in saldırıları olduğunu vurgulayan Kapalıçarşı esnafı Engin Baş, “Savaş olduğu sürece yatırımcılar güvenli liman olarak gördüğü altına talep gösteriyor. Dolayısıyla rekor görmeye devam edeceğiz. TL bazında gram altın 3 bin 180 TL civarında. Altının ons fiyatı dün akşamdan itibaren yükselişe geçti. Şu sıralar altının ons fiyatı 2 bin 782 dolar. İnşallah altın fiyatı düşer, vatandaş rahatça alışveriş yapabilir. Sene sonu gram altın fiyatının 3 bin 300 TL olacağını öngörüyorum. Vatandaş en çok gram altın ve çeyrek altına yöneliyor” dedi.

    “Altın her zaman güvenli limandır”

    Altının güne yeni rekorla başladığını ifade eden Kapalıçarşı esnafı Tunahan Sarı, “Altın güne 3 bin 180 TL ile başladı. Şu anda talep çok fazla var, satan hiç yok diyebiliriz. Altın fiyatının artacağını düşünüyorum. Altının artış sebeplerinden en önemlisi, savaşın olması. Ayrıca ABD seçimi de büyük etki oluşturuyor. İlerleyen zamanlarda altının ons bazında yükseleceğini düşünüyorum. Olumsuzluğun olduğu ortamda altın her zaman güvenli limandır. Gram altın 3 bin 180 TL, çeyrek altın 5 bin 150 TL, yarım altın 10 bin 300 TL, tam altın ise 20 bin 600 TL’den satılıyor. Vatandaş en çok ata lira ve gram altına talep gösteriyor” dedi.