Kategori: Ekonomi

  • Gıdada gizli zam-yalancı indirim uyarısı

    Gıdada gizli zam-yalancı indirim uyarısı

    Bir süre önce 5 litrelik iki teneke zeytinyağı aldığını anlatan Ağaoğlu, “Para verip aldım. O zeytinyağlarından birinin 5 litresi 700 liraydı. Bir diğeri 750 liraydı. Beş litrelik bir erken hasat taş baskı natürel zeytinyağı bu fiyata mümkün değil. Bunu biliyorum. İki tenekeyi para verip aldım. Aldıklarımdan birisi Tarım ve Orman Bakanlığının açıkladığı tağşişli ürünler listesinde yer aldı. Öbürünü de Bakanlığın İstanbul İl Laboratuvarına götürdüm. Oraya da para ödeyerek analize bıraktım. Sonuçlarını alınca konuşuruz” diye konuştu.

    Yalancı indirimin cezası 550 bin liraya kadar çıkıyor

    Tağşiş ve taklitle tüketiciler kandırıldığı gibi büyük markalı firmaların da başka yollarda aldattığını vurgulayan Ağaoğlu, şöyle devam etti: “Gramaj oyunlarıyla bir de gizli zamlar var. Paketli gıdalarda gramajı düşürüyorlar ama paket aynı paket fiyat aynı fiyat. Tüketici bunu aynı fiyat diye alıyor ancak zamlı aldığını bilmiyor. Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nde ‘Tüketicilere sunulan bir malda birim fiyatını farklılaştıracak şekilde adet, uzunluk, ağırlık, alan, hacim ölçüleri ve benzeri unsurlarından birinde değişiklik yapılmasına rağmen, değişiklik yapılmadığı düşüncesi uyandıran yanıltıcı ambalajlama uygulamaları’ maddesi bulunuyor. Bu maddeye göre gizli zamla tüketiciyi aldatanlara 550 bin liraya kadar ceza uygulanabiliyor.”

    Yalancı indirime de dikkati çeken Ağaoğlu, şunları kaydetti: “Hakikaten bunu insanlara yeterince anlatamadım. İndirim yapıyorum diyebilmesi için firmanın o ürünün son 30 günde satıldığı en düşük fiyatı baz alması lazım. Yani 100 liraya satmış, 120 ya da 150 liraya satmış. 150 lira üzerinden indirim uygulayamaz. 100 lira üzerinden indirim yapabilir. Bunu fark eden tüketiciler Ticaret Bakanlığına başvurmalı. Otuz gün geriye dönüp satıyorsunuz. 100 liradan satmış en düşük. Yüz liradan daha ucuza satıyorsa indirim diyebilir. Mesela 90 liraya satıyorsa ona indirim yaptın denebilir. Yalancı indirim olduğu takdirde bununla ilgili idari para cezasına muhatap olacaktır. Fiyatı yükseltip sonra indirim yaptık demek tüketiciyi yanıltıcı uygulamalardır ve cezayı gerektirir.”

    Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığının her ürünü takip etmesinin mümkün olmadığına dikkati çeken Ağaoğlu, denetimde tüketicilere büyük görev düştüğünü söyledi.
    Şikayetle ilgili büyük kolaylıklar sağlandığını dile getiren Ağaoğlu, “2025’te değerlenme oranı da artacaktır ancak bu yıl için 104 bin liraya kadar olan uyuşmazlıklarda Tüketici Hakem Heyetleri yetkili. Cep telefonları, çamaşır ve bulaşık makineleri, buzdolaplarında yaşanan sıkıntılarda bile fiyatları açısından mahkemeye gitmeden bu yolla çözüm yolu aranabilir” dedi.

  • Üreticiye 16 Milyon 55 Bin 205 TL tarımsal destekleme

    Üreticiye 16 Milyon 55 Bin 205 TL tarımsal destekleme

    Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından Hayvan Hastalıkları Tazminatı Desteği, Bireysel Sulama Sistemleri Desteği ve Kırsal Ekonomik Altyapı Yatırımları Desteği kapsamında toplamada 16 Milyon 55 Bin 205 TL destek üreticilerin hesabına yatılacağı açıklandı.
    Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğünce hayvan hastalıkları tazminatı desteği kapsamında 10 yetiştiriciye 2 milyon 809 bin 762 TL, bireysel sulama sistemleri desteği kapsamında 11 üreticiye 2 milyon 623 bin 718 TL, kırsal ekonomik altyapı yatırımları desteği kapsamında 13 yatırımcıya 10 milyon 621 bin 725 TL olmak üzere toplamda 16 milyon 055 bin 205 TL hibe ödemesini yapılacağı duyuruldu.

    Konuyla alakalı Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürü Ender Muhammed Gümüş şöyle konuştu;
    “Eskişehir’de 16 milyon 55 bin 205 TL tarımsal destekleme ödemesini üreticimizin hesabına aktarıyoruz. Hayvan hastalıkları tazminatı desteği kapsamında 10 yetiştiricimize 2 milyon 809 bin 762 TL, bireysel sulama sistemleri desteği kapsamında 11 üreticimize 2 milyon 623 bin 718 TL, kırsal ekonomik altyapı yatırımları desteği kapsamında 13 yatırımcımıza 10 milyon 621 bin 725 TL olmak üzere toplamda 16 milyon 055 bin 205 tl hibe ödemesini yapıyoruz.

    Kırsal kalkınma destekleri ekonomik yatırımlar ve altyapı yatırımları hibe desteği kapsamında Sarıcakaya ilçesinde 7 sera yapımına 6 milyon 402 bin 576 TL, Tepebaşı ilçesinde 4 sera yapımına 3 milyon 980 bin 699 TL, Mihalgazi ilçesinde 1 sera yapımına 153 bin 450 TL, Mahmudiye ilçesinde 1 makine ekipman alımına 85 bin TL olmak üzere 13 yatırımcıya 10 milyon 622 bin 340 TL, kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi programı bireysel sulama makine ve ekipman alımları desteklenmesi hibe desteği kapsamında Sivrihisar ilçesindeki 5 çiftçiye 1 milyon 318 bin 128 TL, Çifteler ilçesindeki 2 çiftçiye 220 bin 959 TL, Seyitgazi ilçesindeki 2 çiftçiye 485 bin 684 TL, Mahmudiye ilçesindeki 1 çiftçiye 101 bin 870 TL, Odunpazarı İlçesindeki 1 çiftçiye 497 bin 76 TL olmak üzere Bireysel Sulama Hibe Desteği kapsamında 11 çiftçiye 2 milyon 623 bin 718 TL, hayvan hastalıkları tazminatı desteği kapsamında 10 yetiştiricimize 2 milyon 809 bin 762 TL olmak üzere toplamda 16 milyon 55 bin 205 TL hibe ödemesini yapıyoruz.”

  • Bursa turizmi için yeni kararlar alındı

    Bursa turizmi için yeni kararlar alındı

    Bursa Kültür Turizm Tanıtma Birliği, Ekim ayı olağan meclis toplantısı gerçekleştirildi. Alev Alatlı Şehir Düşünce ve Sanat Merkezi’nde yapılan toplantıda Bursa’nın turizm stratejisini şekillendiren önemli kararlar alındı.

    Toplantıda, ‘I MeanIt’ firmasının kurucusu Emrah Yücel, Bursa Valiliği, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Kültür Turizm ve Tanıtma Birliği ve BEBKA marifetiyle yapılan Bursa Turizm Tanıtım ve Marka Stratejisi’ne ilişkin sunum gerçekleştirdi. Bununla birlikte Bursa’nın turizmdeki ana ve hedef pazarlarına yönelik yapılacak fuar katılımları ve tanıtım programları ile B2B görüşmelerin yapılacağı etkinliklerin takvimi belirlendi.

    Bursa- Almanya Stuttgart ve Düsseldorf uçuş seferlerinin çok yakında başlayacağın müjdesini veren Başkan Oktay Yılmaz, Bursa’nın termal kimliğini uluslararası platformlarda tanıtmak amacıyla EHTTA, Avrupa Tarihi Termal Şehirler Ağı’na üye olma kararı aldıklarını kaydetti.
    Bursa’nın tanıtım potansiyelini artırmaya yönelik çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirten Başkan Yılmaz, toplantının Bursa için hayırlı olmasını dileyerek, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde Bursa’nın turizmdeki kadim ve kültürel değerlerini tanıtmak için çalışmaların devam edeceğini vurguladı.

  • Yenişehir Hayvan Pazarı’nda revizyon

    Yenişehir Hayvan Pazarı’nda revizyon

    Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel, kuruluş aşamasında olan Yenişehir Celepler Derneği temsilcilerini Yenişehir Tarihi Bina’da ağırladı. Yenişehir’de bugüne kadar Celepler Derneği’nin kurulmamasının büyük bir eksiklik olduğunu ifade eden Başkan Ercan Özel, “Sizler bu girişiminizle ilçemizin büyük bir eksikliğini gideriyorsunuz. İlçemize yeni bir vizyon kazandıracağınıza inanıyorum” diyerek, desteğini sundu.

    ‘Hayvan pazarı geliştirilecek’
    Göreve başlar başlamaz ilçenin en acil çözüm bekleyen sorunlardan biri olan Hayvan Pazarı konusunda da açıklama yapan Başkan Özel, “Yıllardır, ruhsatsız çalıştırılan Hayvan Pazarı kapanmakla karşı karşıyaydı. Hayvan Pazarının kapanması, ilçemizdeki hayvancılığa ve ticarete olumsuz yansıyacaktı. Hızlı bir şekilde çalışmalarımızı tamamlayarak Hayvan Pazarını ruhsatlandırdık ve kapanmaktan kurtardık. Şimdi ise Yenişehir Hayvan Pazarı’nı daha da geliştirmeyi amaçlıyoruz. Halkımıza daha sağlıklı, hijyenik ortamda ve güvenilir bir ortam sağlanacak. Aynı zamanda hayvan satıcılarının da daha iyi bir ortamda işlerini yapabilmesi adına çalışmalara başladık” dedi.

    ‘Güvenilir ortam sağlayacağız’
    Göreve geldiğimizden bu yana sivil toplum kuruluşlarıyla iletişimi kesmeden Yenişehir’e yararlı olacak ne varsa yapmaya çalıştıklarını ifade eden Başkan Ercan Özel, “Celepler Derneği bu konuda önemli bir konumda. Kendilerinin de öneri ve taleplerini dinledik. Celepler Derneği, Küçükbaş hayvan padoklarındaki sıkıntı, mescit, tuvaletler ve hizmet binasının yenilenmesi ve büyütmekle ilgili taleplerini sıraladılar. Aldığımız taleplere göre yeni bir revizyon çalışması yapacağız. Alışverişi daha sağlıklı, hijyenik ve güvenilir olması için ortam sağlayacağız” dedi.

    Başkan Özel’e teşekkür
    Hayvan Pazarı’nı kapanmaktan kurtarıldığı için Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel’e Yenişehir Celepleri adına teşekkürlerini ileten Refai Battal ve Hüseyin Coşkun, “Yenişehir’in geçim kaynaklarından biri de hayvancılık. Bu nedenle ilçemizde Hayvan Pazarı’nın olması çok önemliydi. Hayvan Pazarı’nı kapanmaktan kurtardığınız için teşekkür ederiz. Sayın Başkanımız Ercan Özel, randevu taleplerimizi hiçbir zaman geri çevirmiyor. Kendisiyle her zaman görüşebiliyoruz. Ve bizi dinleyerek yardımcı oluyor. Bugün de Hayvan Pazarı’nda eksikliğini hissettiğimiz şeyleri Belediye Başkanımıza ilettik. Başkanımız da taleplerimizi olumlu karşılayarak talimatlarını verdi. Başkanımıza bizim yanımızda olduğu için Yenişehir Celepleri adına teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

  • Marmarabirlik ürün alım fiyatlarını açıkladı

    Marmarabirlik ürün alım fiyatlarını açıkladı

    Marmarabirlik, 2024/2025 iş yılı ürün alım kampanyası avans ürün alım fiyatlarını belirledi. Buna göre sofralık zeytinde tavan fiyat 180 dane 125 TL, 200 dane 105 TL, taban fiyat 380 dane için 47 TL, yağlık zeytin fiyatı da 45 TL olarak açıklandı.
    Marmara Zeytin Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Marmarabirlik), 2024-2025 iş yılı ürün alım fiyatlarını belirledi. Marmarabirlik’ten yapılan açıklamada, Kooperatif Başkanları ve Yönetim Kurulu Üyeleri’nin katılımıyla gerçekleştirilen koordinasyon toplantısında alınan ortak karar ile avans fiyat olarak ürün alınmasına karar verildi.

    Buna göre; tavan fiyat 180 dane 125 TL, 200 dane 105 TL, taban fiyat 380 dane için 47 TL, yağlık zeytin fiyatı ise 45 TL olarak belirlendiği bildirildi. Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, Marmarabirlik olarak 60 bin ton ürün alım planı yaptıklarını dile getirdi. Asa, ödeme takvimi ile ilgili olarak, “Alınan ürün bedelleri on beş günlük periyotlarda yüzde 50’si peşin, geri kalan kısmı ürün alımları sona erdikten sonra belirlenecek. Bu yıl ödemelerle ilgili üreticimizin bize destek olacağına inanıyorum” dedi.
    Başkan Hidamet Asa, “Tarihi bir rekolte artışının yaşandığı bu yılda, üretici ortaklarımızı piyasa şartlarından korumak için geçtiğimiz yılın fiyatları avans fiyat olarak belirlenmiştir” ifadelerini kullandı.

    Geçen yıl ürünün yok yılı olduğunu, bu ürün alım kampanyasında ise rekor seviyede rekolte beyanı geldiğini belirten Asa, “Tarım ürünlerinde fiyat, arz ve talebe göre oluşur. 2023’te yapılan ikinci fiyat artışı arzın yüksek olması ve ürün alımında yaşanan sıkıntı sebebi ile yapıldı” dedi. Asa, “Marmarabirlik’in ticari çarkını çevirebilmesi için en az 35 bin ton ürün alması gerekir. Geçtiğimiz yıl da 35 bin ton zeytin alınabilmiştir. Bunun altında bir miktar olursa faaliyetinden zarar eder. Bu yıl ise tam tersi bir tablo var. Bütün kooperatif bölgelerimizde tüm zamanların en yüksek rekoltesi yaşanıyor. Gelen rekolte beyanı 99 bin 300 ton” diye konuştu.

    Üreticiye her zaman destek olduk
    Bir kilogram zeytinin üretim maliyetinin 8 kooperatif ortalamasında 34,20 TL olarak belirlendiğini dile getiren Asa, bu yıl ağaç başına verimliliğin yüksek olduğu böyle bir yılda üreticimizin mağdur olmaması için destek olacaklarını ifade etti. Son iki yılda ürün alım fiyatları ile üreticiye büyük destek verdiklerini aktaran Asa şunları söyledi: “2021 yılında baş barem 20,10 TL, taban fiyat 7.40 TL, 2022 yılında baş barem 54 TL, taban fiyat 18 TL, 2023 yılında ise baş barem 125 TL, taban fiyat 47 TL olarak belirlenmiş ve yüzde 300 fiyat artışı yapılmıştır.

    Geçtiğimiz yıl alım fiyatlarımızı yüzde 150 artırmamıza rağmen, satış fiyatlarımıza aynı oranda artış yapılamadı. Marmarabirlik ortalama yüzde 10 fiyat artışı ile ürünlerini satabildi.”
    Başkan Hidamet Asa, “Ortaklarımızın gelen rekolte beyanlarının tamamının alınması ne fiziki olarak ne de mali olarak mümkün değildir. Marmarabirlik’e gelen rekolte beyanı 99 bin 300 ton olmasına rağmen 60 bin ton ürün alım planı yapıyoruz. Kooperatiflerin yıllar itibari ile aldığı ürün miktarı ve ortaklarımızın kooperatifine teslim ettiği ürün ortalaması baz alınarak azami teslimat miktarı belirlenecektir” dedi.

    Hasat zamana yayılmalı. Hasadın zamana yayılmasının hem üretici hem de kooperatifler açısından önemli olduğunun altını çizen Asa, “Sofralık ve yağlık zeytinin hasadında aceleci davranılırsa arz fazlalığı oluşabilir” dedi. Başkan Asa sözlerini şöyle sürdürdü: “Arz ve talep dengesini iyi yönetmek gerekir. Arz fazlalığı oluşmaması için üreticimizin hasadı zamana yayması gerekir.”

    Üreticimiz için risk alıyoruz
    Zeytin üreticisinin korunması gerektiğine vurgu yapan Hidamet Asa, sözlerini şöyle sürdürdü; “Üretimde devamlılığın sağlanabilmesi için üreticinin korunması gerekir. Piyasalardaki belirsizlik ve rekoltenin yüksek olmasını fırsata çevirmeye çalışanlar var. 50 bin ton alıp kenara çekilen ile 60 bin ton ürün alan Marmarabirlik, hiçbir şekilde mukayese edilmemeli. Bir sepet zeytini yüksek fiyata alıp, ürünün çoğunluğu olan ve Marmarabirlik’in 83 TL’ye aldığı 240 daneleri 60 liraya almaya çalışanları, üreticimiz çok iyi ayırt etmeli. Üretici kazanmalı ki üretimde devamlılık sağlansın. Marmarabirlik’in kapasite sınırını zorlayarak 60 bin ton ürün alımı planlıyoruz.”
    ‘Ya Marmarabirlik olmazsa’ sorusu sorulmalı
    Marmarabirlik’in bugüne kadar her zaman üreticinin yanında olduğunu belirten Başkan Asa, “Bunun en güzel örneği de 2022/23-23/24 yıllarındaki yüzde 300’lük fiyat artışıdır. Bütün ezberlerin bozulduğu bir yıl yaşıyoruz. Bu yıl da üretici kurumuna sahip çıkmalıdır; ‘Ya Marmarabirlik olmazsa’ sorusunu kendine sormalıdır. Bu zor yılı ortaklarımızla birlikte aşacağımıza inanıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

  • Sanayiciler arsa tahsisi istiyor

    Sanayiciler arsa tahsisi istiyor

    Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, sanayicilerin fabrika kurmak için yoğun bir şekilde arsa tahsisi istediklerini söyleyerek, “Arsa tahsisi yapılırsa istihdama, üretime ve ihracata büyük katkı sağlayacak” dedi.
    Kayseri OSB Başkanı Mehmet Yalçın, 22 milyon metrekare alan sahip olan Kayseri OSB’de doluluğun yüzde 93 olduğunu belirtti. Sanayicilerin sürekli olarak Kayseri OSB’de arsa tahsisi yapılmasını istediklerini dile getirdiklerimi kaydeden Yalçın, “Organize Sanayi Bölgemiz 1973 Bakanlar Kurulu kararıyla kurulmuş bir organize. 2003 yılında da hemen yanı başındaki Hacılar Organize Sanayi Bölgesi ile birleşerek Kayseri Organize Sanayi Bölgesi ismini almıştır.

    Günümüze baktığımız zaman 22 milyon metrekare gibi bir alana sahip bir organize sanayi bölgemiz. Bin 500’e yakın fabrikamız mevcut. Organize sanayi bölgemizin alan olarak yüzde 93’ü dolu durumdadır ve fabrika yapılmıştır. Çok az yapı yapılmayan bir alan vardır. İnanıyoruz ki çok kısa bir süre zarfında da bu alan dolacaktır. Şu anda organize sanayi bölgemizde 300’e yakın resmi kiracımız var. Kiracılarımız bizlere ‘enerji maliyetleri, işçilik maliyetleri fazla gelmekte, sizden fabrika yaptırmak için arsa tahsisi istiyoruz’ diyorlar. Biz de bu sanayicilerimize karşı duyarsız kalmak istemiyoruz. Özellikle de Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde üretim yapmak istiyorlar. Çünkü bütün ham madde üreticileri, tedarikçiler, malzemeciler, işçi piyasası, beyaz yakalılar ve mavi yakalılar burada. Burası özellikle mobilya ve çelik kapıda üretimin merkezi.

    Sanayicilerimizde kendilerine yer verilmesini, yer verildiği takdirde hemen fabrika yaptıracaklarını söylüyorlar. Bizler de bu durumun farkındayız. Bu iş insanlarımız bizlere bize katma değer oluşturuyor, istihdam yapıyorlar, üretim yapıyorlar, ihracat yapıyorlar. Böylesine değerli sanayicilerin ortada ve çaresiz kalması, maliyetlerin altında ezilmesini istemiyoruz. Biz de bunu ‘sanayicimiz arsa tahsisi istiyor’ diye sürekli dillendiriyoruz. Biz inanıyoruz ki burada arsa tahsisi yapıldığı zaman otomatik olarak bu üretime, istihdama, ihracata katkı sağlayacak ve ham maddenin tedarikinin ve malzemenin merkezi burası olduğu için de hiçbir sanayicimiz buradan gitmiyorlar. Başka alternatifleri kullanmıyorlar” ifadelerini kullandı.
    Yalçın, “Sanayicimize yardım edin, yardımcı olun. Toprak tahsisi imkanı sağlayın. Çünkü biz inanıyoruz ki ülkeler üretimleriyle, ihracatlarıyla ayakta kalacaklar, büyüyecekler. Artık yeni dünya düzeninde üretmek en önemli etken. İhraç etmek en önemli etken. Bunun farkındayız. Böylesine bir tahsis yapıldığında da bunun hemen istihdama, üretime ve ihracata büyük katkı sağlayacağına canı gönülden inanıyoruz” dedi.

  • Artık Türkiye’de üretiliyor

    Artık Türkiye’de üretiliyor

    Yeni nesil savunma teknolojileriyle SAHA EXPO’da boy gösteren Bursalı Ermaksan’ın dakikada 600 mermi atan Thunderbold Çift Namlulu Deniz Topu uluslararası arenada görücüye çıktı. Türkiye, Amerika ve İtalya’nın ardından fırkateyn ve karakol gemileri için dünyada deniz topu üreten 3. ülke konumuna gelirken 740 mermi kapasiteli 5.5 tonluk dev topların Deniz Kuvvetleri envanterine alınmasıyla birlikte dost ülkelere de ihracatının yapılacağı bildirildi.
    Savunma Sanayine ürettiği yerli ve milli silahlarla WikiLeaks’in yayınladığı Amerika’nın gizli belgelerinde adından söz ettiren Bursalı Sanayi Markası Ermaksan tamamen yerli ve milli kaynaklarla ürettiği Thunderbold Deniz Topunu SAHA EXPO Uluslararası Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı’nda sergiledi.
    Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarından olan firma 60 yıllık üretim tecrübesiyle savunma sanayiine yönelik geliştirdiği sistemleri, deniz ve kara platformları için geliştirdiği 40/70 mm’lik toplar, hava savunma platformları için yüksek güçlü lazer kaynakları, FBG lazer sensörleri ve dijital ikiz teknolojileriyle yapısal izleme çözümleri, ayrıca 3D metal yazıcılar ve parça üretim teknolojileri bir çok ülkenin dikkatini çekti.

    Dünya’da sadece 3 ülke üretiyor
    Dünyada sadece Amerikan ve İtalya tarafından üretilen deniz topları artık tamamen yerli ve milli imkanlarla Türkiye tarafından da üretiliyor. 12 bin 600 metre menzili ve çift namlusu ile dakikada 600 mermi atma kapasitesine sahip 40 milimetre çapındaki Thunderbold Deniz Topu hücumbotlar, sahil güvenlik gemileri, karakol gemileri ve fırkateynlere monte edilmek üzere tasarlandı. Tamamen yerli imkanlarla Bursa’daki fabrikada yapılan toplar güverte altı ve güverte üstü olmak üzere iki tipte yapılıyor. 5.5 ton ağırlığındaki güverte altı modelleri 740 mermi kapasitesine sahip. 2 ton ağırlığındaki güverte üstü modeli ise tek dolumda 80 mermi alabiliyor. Tamamen elektronik donanıma sahip toplar kara testi yapıldıktan sonra gemilere montajı yapılıp deniz testleri uygulanacak. Deniz testlerini de başarıp Deniz Kuvvetlerinin envanterine girecek olan toplar yeni tip karakol gemisi ve hücumbot projelerinde kullanılabilecek.

    Dost ve müttefik ülkelerden de çok büyük taleplerin oluştuğu Thunderbold, Deniz Kuvvetleri envanterine girer girmez ihracatı da başlayacak. Sipariş alımı için atış testleri ve envanter kaydının tamamlanması bekleniyor.
    40 milimetrelik deniz topları Mavi vatanın korumasında başarıları çalışmaları icra etmesi halinde Anavatan’ında koruması maksadıyla Kara Kuvvetleri envanterine de dahil edilecek. Thunderbolt 40/70 çift namlulu ve tek namlulu deniz toplarının ayrıca araç üstü model çalışmaları da yapılıyor.

    Ermaksan Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Ahmet Özkayan, “Son on yılda ülkemizin savunma sanayisindeki hızlı gelişmelerini yakından izleyerek, 60 yıllık makine üretim tecrübemiz ve altyapımızla geliştirdiğimiz, özellikle ihtiyaç duyulan alanlarda daha önce yapılmamış, özgün ve ürüne dönüşmüş sistemlerimizle bu fuara katıldık. Yüksek teknolojiyi odağımızda tutarak geliştirdiğimiz ve ürettiğimiz savunma sanayi ürünlerini, yurtiçi ve yurtdışından gelecek sektör temsilcileriyle buluşturduk” dedi.
    Son yıllarda Türkiye Savunma Sanayinde çok önemli gelişmeler olduğuna dikkat çeken Özkayan, “Savunma sanayi göz bebeği bir sektör oldu.

    Dolayısıyla yatırımlar üretim bununla birlikte teknolojik gelişmeler son hız ilerliyor. Biz de Ermaksan Grubu olarak savunma sanayinin hem ülkemiz için hem de gelecek için ne kadar önemli olduğunu biliyor ve yakından takip ediyoruz. Yatırımlarımızı bu yönde de yönlendiriyoruz. 60 yıllık üretim tecrübemizi de bu yöne çevirip ürüne aktarıyoruz. Dolayısıyla Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu savunma sanayinde yapılmamış bir çok ürünü hem millileştirmek anlamında hem de üretim anlamında somut olarak üretip artık kullanıcının önüne serip teknolojimizi sergiliyoruz” diye konuştu.

    Ürettikleri gemi toplarının tamamen yerli olduğunu da dikkat çeken Özkayan, “Yerlilik oranına biz önem veriyoruz. Bir çok parçayı kendi bünyemizde millileştirmeye çalışıyoruz. Ermaksan Makina olarak yüzde 90 ihracat yapan bir firmayız savunma sanayi alanında da ihracat hedeflerimiz var. Makina tarafında 100 ülkeye ihracatımız var. Bu pazar geçmişten gelen çalışmayla oluşan bir pazar savunma sanayinde de hedeflerimiz bu yönde önce kendi ülkemizde güçlenip ondan sonra ürettiğimiz bütün ürünleri ihraç etmek istiyoruz. Şu anki ihracat hacmimiz 100 milyon dolar” ifadelerini kullandı

  • ‘Mavi dil’ hastalığı nedeniyle Türkiye ithalatı durdurdu

    ‘Mavi dil’ hastalığı nedeniyle Türkiye ithalatı durdurdu

    Son haftalarda Avrupa’daki büyükbaş hayvanlarda mavi dil hastalığı görülmesi üzerine Türkiye ithalatı durdurdu.
    Yaklaşık bir ay içerisinde birçok Avrupa ülkesindeki hayvanlarda mavi dil hastalığı görüldü. Hastalığın kısa süre içerisinde yayılması üzerine bazı Avrupa ülkeleri ihracatı durdurdu. Sadece Polonya ve Macaristan’da ihracatın açık olduğunu söyleyen uzmanlar Türkiye’nin tedbir olarak hayvan ithalatını durdurduğunu söyledi. Ayrıca üreticilerin kendi çiftliklerinde biyogüvenlik tedbirlerini artırmaları gerektiğini söyleyen uzmanlar tedbirlerin en üst seviyede tutulması gerektiğini açıkladı.

    “Polonya ve Macaristan’da ihracat açılması yüksek görülüyor”
    Polonya ve Macaristan’da henüz vaka görülmediğini fakat orada da yoğun test süreci gerçekleştiğini söyleyen damızlık hayvan yetiştiricisi Tarkan Gani, “Mavi dil hastalığı şu anda Hollanda, Danimarka, Almanya ve İtalya gibi ülkelerde görüldü. Son bir ayda çok sık görüldüğünden dolayı bu ülkeler hayvan ihracatlarını yasakladılar. Şu anda hayvanları satışa sunmuyorlar ve dışarıya göndermiyorlar. Sadece Macaristan ve Polonya’da vaka görülmedi ama hükümetimiz tedbir olarak orayı da ithalata kapatmış durumda. Avrupa’dan şu an için hiçbir damızlık hayvan ithalatı söz konusu değil. Daha öncesinden izinlerini almış işletmecilerimiz ve yetiştiricilerimiz var. Hatta oralara kapora vermiş işletmeler var. Onlar da şu an bekliyorlar, yoğun bir test süreci geçiriyorlar. Test sürecinin ardından Macaristan ve Polonya’nın ithalata açılması yüksek görülüyor” şeklinde konuştu.

    Türkiye’de henüz resmi kaynaktan açıklanan bir vaka yok
    Türkiye’nin gerekli tedbirleri aldığını vurgulayan Gani, “Türkiye Cumhuriyeti dünyanın en ağır sağlık şartnamesini kullanıyor. Çok kolay bir şekilde hayvan getirilmiyor. Hayvanlar belirli testlere tabi tutuluyor. Türkiye’ye getirilmelerinin ardından tekrar kanları alınıyor. Olumsuz bir şey olduğunda hayvanlar kesime sevk ediliyor. Ülkemizde şu an için resmi kaynaklardan ben mavi dil açıklaması duymadım. Devletimizin tüm çabaları bu hastalığın ülkemize gelmemesi için” dedi.

    Tedbirlerin üst düzeyde tutulması şart
    Gani, “Dünyada çeşitli sığır hastalıkları var. Bu hastalıklardan biri de mavi dil. Şu ana kadar insana bir etkisi ortaya çıkmadı. Fakat mavi dil bulaşan hayvanda yüksek ateş yavru atımı yapıyor. Bu da bizim milli ekonomimize çok ciddi zararlar veriyor. Bu nedenle devletimizin aldığı tedbirler gayet doğru. Tüm çiftliklerde sadece mavi dil için değil biyogüvenlik tedbirleri alınması lazım. Sönmüş kireçleri çiftliklerde kullanabilirler. En bulunabilir ve masrafsız olanı bu yöntem. Çiftliklere galoşsuz kimseyi almamamız gerekiyor. Tek kullanımlık önlük kullanabilirler. Zaten dışarıdan misafir kabul etmiyoruz. Kabul ettiğimiz zamanlarda da bu biyogüvenlik şartlarını uyguluyoruz. Çiftliğimizde binlerce hayvan var. Burada birine hastalık bulaşması hepsinin hasta olması anlamına geliyor. Bu nedenle tedbirlerimizi en üst düzeyde tutmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

  • Hamsiyi denizde göremeyen balıkçı kaygılanıyor

    Hamsiyi denizde göremeyen balıkçı kaygılanıyor

    Karadeniz’de bu sezon son yılların en bereketli palamut avı sezonu yaşanırken aynı durum hamsi avında yaşanmıyor. Atalarından “Denizde palamudun bol olduğu yıl hamsi olmaz” tecrübesine sahip yöre balıkçıları, deniz suyunun soğuması ile hamsinin ortaya çıkacağını umudunu taşıyor.
    Konuyla ilgili konuşan Doğu Karadeniz Balıkçı Kooperatifleri Birliği Başkanı Ahmet Mutlu, palamudun hamsiyi yediği yönünde söylentilerin yaygın olduğunu belirterek hamsi için deniz suyunun soğumasını beklediklerini kaydetti. Mutlu, “Son yirmi yıla bakıldığında balıkçıların 5 gün üst üste denize çıkamadığı günleri yaşıyoruz.

    Hamsi konusunda deniz suyunun bir an önce soğuması yönünde düşüncelerimiz var. Şu anda genel olarak palamut hava açımından sonra Hopa, Tirebolu, Zonguldak taraflarında iyi olduğunu öğrendik. Tahminimiz palamut biraz daha sürecek gibi gözüküyor. Genelde halk arasında palamut hamsiyi yiyor diye bir söylenti var. Bunun bilimsel açıklamasını yetkililer yapar ama sonuçta plajik balıktır. Bu da denizde kaldığına göre demek ki bir şeyler yiyip besleniyor. İnşallah bu hamsi olmaz temennimiz o. Şu anda hamsinin de görülmeyişi bir yerde yavaş yavaş kaygılarımızı da ortaya koymaya başladı. İnşallah birkaç gün sonra hamsi de uç vereceğini umut ediyoruz” dedi.

    Belli bölgelerde görülüyor
    Hamsinin belli bölgelerde görüldüğüne dair bilgiler aldıklarını ifade eden Mutlu, “Sularda biraz soğuma var. Reis arkadaşlardan bilgi alıyoruz bazıları belli bölgelerde hamsinin kütlesel şekilde olduğunu söylüyorlar. Sonuçta palamut bir balığı yiyip beslenecek inşallah hamsi değildir. Hamsi de olacağını umut ediyorum. Çünkü hava soğudukça biraz daha geç, ne kadar geç olursa bizim için biraz daha iyi olur. Çünkü havalar biraz daha soğur. Umudumuz havaların bir an önce soğuyup hamsinin çıkması. Sonuçta palamudun da devam etmesi de bizim için ayrı bir fayda. Son iki yıldır yani geçen yılla bu yıl bakıyoruz palamut gelirdi göç ederdi bir dönüş yapardı. Şimdi sadece belli bölgelerde av veriyor. Geçen sene Ereğli, Zonguldak o bölgede av verdi.

    Bugün ağırlıklı olarak Doğu Karadeniz’de av veriyor. Yani balık ta bizi şaşırtıyor” diye konuştu.
    Bu sezon palamudun hamsinin boşluğunu doldurduğunu belirten Mutlu, “Kaygımız hamsinin son yıllarda 1-1,5 ay gibi bir zamanda göçünü tamamlıyordu. İnşallah bu 2-3 ay sürer güzel bir av sezonu geçirmiş oluruz. İstavrit palamutla başlardık, şu anda palamut o boşluğu doldurmuş durumda. İnşallah havanın soğumasıyla hamsinin ortaya çıkışı bizi memnun edecek, balıkçımız memnun olacak, vatandaşımız memnun olacak” ifadelerini kullandı.

  • Baba ve dede mesleğini yaşatıyor

    Baba ve dede mesleğini yaşatıyor

    Gaziantep’te yaşayan Ahmet Telefoncu, yarım asırdır dedesinden babasına, babasından da kendisine kalan tenekecilik mesleğini bir buçuk metrekarelik dükkanında sürdürüyor.
    Gaziantep’te bir zamanların en gözde meslekleri arasında yer alan ata mesleği tenekeciliği büyük bir aşkla sürdüren 58 yaşındaki Ahmet Telefoncu, yaklaşık yarım asırdır tenekeye çeşitli şekiller veriyor. Şahinbey ilçesindeki tarihi Almacı Pazarı’nın girişinde yer alan ve dedesinden babasına, babasından da kendisine kalan bir buçuk metrekarelik dükkanında müşterilerden aldığı siparişleri hazırlayan Ahmet Telefoncu, mesleğini üçüncü kuşak olarak devam ettiriyor. Gelişen teknolojiye direnmeye çalışan en eski el sanatlarından olan tenekecilik mesleğini dedesinden ve babasından öğrenen Telefoncu, mesleğin Gaziantep’teki son temsilcileri arasında yer alıyor. Telefoncu, küçük dükkanında tatlı tulumbası, mazot hunisi, çay semaveri ve kebap mangalı gibi pek çok ürün yapıyor.

    “Tenekecilik mesleği zaman içerisinde kaybolmaya yüz tuttu”
    Mesleğinde üçüncü kuşak olduğunu belirten Telefoncu, “Dükkanımın küçük olduğu için kimisi alay eder gibi gülüyor kimisi de gurur duyuyor. Ama benim için kimsenin gülmesi veya gurur duyması önemli değil. Dükkanımız küçük ama kalbimiz geniştir. Ben ilkokul 3’üncü sınıfa giderken babamın ve dedemin yanında tenekecilik mesleğine başladım. Tenekeci derken çöpe atılan bir teneke değildir. Teneke dediğimiz yumuşak malzemeden çeşitli ürünler yapıyoruz. Tatlı tulumbası, mazot hunisi, çay semaveri ve kebap mangalları yapıyorum. Tenekecilik bir sanattır. Günümüzde plastiğin hayatımıza girmesiyle tenekecilik mesleği zaman içerisinde kaybolmaya yüz tuttu” dedi.

    “Çıraklığını yapmadığınız işin ustalığını yapamazsınız”
    Mesleğini sürdürecek yeni çırakların olmadığını ve bu duruma üzüldüğü söyleyen Telefoncu, “Devlet tarafından mesleğimizin ilerletilmesi için bir şeylerin yapılması lazım. Fakat maalesef kendi çabamız ve imkanlarımızla son nesil olarak mesleğimizi devam ettiriyoruz. Mesleğimi severek yapıyorum ve yıllardır ailemin geçimini bu meslekle sağlıyorum. Şu anda herkes kolay kazancın peşinden koşuyor. Fakat emeksiz yemek olmaz. Emek çekmeden hiçbir yere gelemeyiz. Çıraklığını yapmadığınız işin ustalığını yapamazsınız” ifadelerini kullandı.

    “Bu dükkanda 3’üncü kuşak olarak mesleği sürdürüyorum”
    Telefoncu, ilkokul yıllarında babasının yanında çırak olarak başladığı mesleğini dedesinden ve daha sonra da babasından kalan bir buçuk metrekarelik dükkânında devam ettirmeye çalıştığını anlatarak, “Dükkanımızın küçüklüğünü göz önüne alırsak bir insanın zor dönüp oturabildiği bir yer. Fakat bu dükkan dedemin ve babamın yıllarca emek verdiği bir iş yeri olduğundan dolayı ve biz de son nesil olduğumuzdan dolayı kendi mesleğimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Bu iş yeri 1959 yılından beri tenekeci dükkanıdır. Ben de bu dükkanda 3’üncü kuşak olarak mesleği sürdürüyorum. Dükkanımın küçüklüğünden dolayı kimisi alay eder gibi gülüyor kimisi de gurur duyuyor. Benim için kimsenin gülmesi veya gurur duyması önemli değil. Benim için çalışmam ve kazancım önemlidir. Kimseye muhtaç olmamak için çalışmamız lazım” şeklinde konuştu.
    Gelişen teknolojinin etkisiyle teneke eşyalara talebin gün geçtikçe azaldığını kaydeden Telefoncu, eski yöntemlerle bazı eşyaları üretmeye devam edip ayakta kalmaya çalıştığını aktardı.
    Tenekeci Ahmet Telefoncu’nun bir buçuk metrekarelik dükkanını görünce şaşırdığını belirten Kerim Kıssa isimli vatandaş ise, “Ahmet ustamızı gördük ve bayağı da beğendik. Baba mesleğini bilfiil bize aktarıyor ama üzücü yanı da kendisinden başka bu mesleği yapacak kimsenin olmamasıdır. Ahmet ustamızı desteklememiz ve yanında elemanlar yetiştirmemiz lazım. Çocuklarımızı Ahmet ustamıza gönderelim” diye konuştu.