Kategori: Ekonomi

  • Finansal hizmetler güven endeksi Ekim ayında arttı

    Finansal hizmetler güven endeksi Ekim ayında arttı

    Ekim ayında finansal hizmetler güven endeksi, bir önceki aya göre 9,8 puan artarak 167,6 seviyesinde gerçekleşti.
    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ekim ayına ilişkin Finansal Hizmetler İstatistikleri ve Finansal Hizmetler Güven Endeksi (FHGE) verisini açıkladı. 2024 yılı Ekim ayında Finansal Hizmetler Anketi sonuçları, finansal sektörde faaliyet gösteren 148 kuruluşun yanıtlarının ağırlıklandırılıp toplulaştırılmasıyla elde edilerek değerlendirildi.

    2024 yılı Ekim ayında FHGE, bir önceki aya göre 9,8 puan artarak 167,6 seviyesinde gerçekleşti. Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, son üç aydaki iş durumu ile hizmetlere olan talebin FHGE’yi artış yönünde etkilediği, gelecek üç aydaki hizmetlere olan talep beklentisinin ise FHGE’yi bir miktar azalış yönünde etkilediği görüldü.
    İş durumu ve hizmetlere olan talebe ilişkin değerlendirmelere göre, son üç ayda iş durumunda iyileşme ve hizmetlere olan talepte artış olduğu yönündeki değerlendirmelerin bir önceki aya kıyasla güçlendiği gözlendi. Gelecek üç ayda hizmetlere olan talepte artış olacağı yönündeki beklentilerin ise bir miktar zayıfladığı görüldü.

    İstihdama ilişkin değerlendirmelere göre, son üç ayda istihdamda artış olduğunu bildirenler lehine olan seyrin zayıfladığı, gelecek üç ayda istihdamda artış olacağını bekleyenler lehine olan seyrin ise azalış olacağını bekleyenler lehine döndüğü gözlendi.
    Son üç aydaki kârlılığa ilişkin değerlendirmelere göre, bir önceki dönemde azalış bildirenler lehine olan seyrin artış bildirenler lehine döndüğü görüldü. Gelecek üç aydaki kârlılıkta artış olacağını bekleyenler lehine olan seyrin ise güçlendiği gözlendi.

    2024 yılı Ekim ayında, NACE Rev.2 sektör sınıflamasına göre ‘Finans ve Sigorta Faaliyetleri’ sektöründe güven endeksleri alt sektörler itibarıyla değerlendirildiğinde, ‘64-Finansal Hizmet Faaliyetleri (sigorta ve emeklilik fonları hariç)’ ve ‘65-Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Fonları (zorunlu sosyal güvenlik hizmetleri hariç)’ sektörlerinde bir önceki aya göre sırasıyla 10,7, ve 0,4 puanlık artış, ‘66-Finansal Hizmetler ile Sigorta Faaliyetleri için Yardımcı Faaliyetler’ sektöründe ise bir önceki aya göre 24,7 puanlık azalış olduğu gözlendi.

  • Zeytin hasadı öncesi sektör temsilcileri bilgilendirildi

    Zeytin hasadı öncesi sektör temsilcileri bilgilendirildi

    Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, zeytin hasat dönemi öncesinde zeytinyağı üreticilerine yönelik istişare toplantısı düzenledi. Muğla genelindeki zeytinyağı fabrika işletmeleri ile üreticiler ve sektör paydaşlarının katıldığı toplantıda konuşan İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, “Muğla, Bakanlığımızın sağladığı teşvik ve destekler sayesinde, kaliteli zeytin ve zeytinyağı üretimi ile dış ticarette önemli bir argümana daha kavuştu. Bugün, şehrimizin adıyla markalaşan zeytinyağlarını dünyanın pek çok ülkesine göndermenin gururunu yaşıyoruz” dedi.

    Muğla Tarım ve Orman Müdürlüğü konferans salonunda gerçekleşen ‘Zeytinyağı İstişare Toplantısı’na üreticiler ve işletmelerin yanı sıra, kurum müdürleri ve STK’ların temsilcileri katıldı. İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak’ın açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda, zeytinyağı üretim sürecinde uyulması gereken gıda hijyeni ve iyi uygulama kuralları hakkında bir sunum yapıldı.
    TÜİK-2023 verilerine göre Muğla’da yaklaşık 19.7 milyon adet zeytin ağacı bulunduğunu ve 175 bin ton dane zeytin üretimi yapıldığını belirten Tarım ve Orman İl Müdürü Barış Saylak, özellikle organik ve iyi tarım uygulamalarının zeytin üretiminde de yaygınlaşmasından büyük memnuniyet duyduklarını ifade etti.

    Tarım ve Orman İl Müdürü Saylak, Muğla genelinde 2023 verilerine göre 762 üreticinin 55 bin dekarlık alanda organik tarım yaptığını, 116 üreticinin ise yaklaşık 14 bin dekarda iyi tarım uygulaması ile üretime devam ettiğini kaydetti. Saylak, “Bakanlığımızın yol göstericiliğinde, İl ve İlçe Müdürlüklerimizin rehberliğinde başlatılan iyi tarım uygulamalarının yaygınlaşması, Muğla’nın her alanda kaliteli ürünü hedefleyen bir üretim modelini benimsediğini, üreticilerimizin de bu konuda giderek daha fazla bilinçlendiğini gösteriyor.” dedi.
    Zeytin üretimi ve yetiştiriciliğinin kadim bir kültür olduğu Muğla’da, kaliteli zeytinyağı üretiminin geliştirilmesi yönünde çok ciddi adımlar atıldığını anlatan Saylak, yağlık zeytin üretiminde 162 bin 282 ton üretim miktarı ile Türkiye 2’ncisi olan Muğla’nın, sofralık ve yağlık toplam zeytin üretiminde ise 174 bin 398 ton ile ülke sıralamasında dördüncülüğe yerleştiğini söyledi. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak son yıllarda Muğla coğrafyasındaki zeytin ağaçlarında yaşanan verimsizliklerin önüne geçmek ve üretimde kaliteyi artırmak amacıyla bir dizi çalışma başlattıklarını kaydeden Saylak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “İlk olarak, Menteşe, Yatağan, Milas, Bodrum ilçelerimizde ‘Zeytinlerde Verimsizliğin Nedenlerinin Tespiti ve Sorunlarının Giderilmesi Projesi’ hazırlayarak 54 çiftçimizle 455 dekar alanda bir çalışma gerçekleştirdik. Bu proje kapsamında 2 adet erken uyarı sistemi kurduk, akabinde bu sayıyı 5’e çıkardık. 2023 yılında sona eren projenin başarıya ulaştığını görmekten mutluyuz. Bunun yanı sıra; Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü İyi Tarım ve Organik Tarım Daire Başkanlığınca desteklenen ve Müdürlüğümüzce yürütülmekte olan ‘Zeytinde İyi Tarım Uygulamaları’ İle ‘Organik Zeytinyağının Öyküsü’ projeleri kapsamında zeytinlik alanlarında kuraklık etkilerinin azaltılması amacıyla İl geneli üreticimize 400 dekar alan için 2.350 kg kaolin kilinin dağıtımını yaptık.”

    Zeytin ve zeytinyağı üreticisine tam destek
    Muğla’da zeytinin kaliteli ve kayıpsız olarak zeytinyağına dönüşmesini sağlamak ve ‘marka’ ürün üretimini teşvik etmek amacıyla 2019 yılında bir ‘Zeytinyağı Kalite Yarışması’ başlattıklarını söyleyen Saylak, bu yıl 5’ncisi düzenlenen ve her yıl daha fazla üreticinin katılımıyla zenginleşen yarışma sayesinde, Muğla’da 2019-2024 yılları arasında 50 zeytinyağı markası oluştuğunu ifade etti.

  • Yaş üzümün kilosu 70 lirayı gördü

    Yaş üzümün kilosu 70 lirayı gördü

    Manisa’nın Sarıgöl ilçesinin dünyaca ünlü Sultani Çekirdeksiz Üzümünün yaş fiyatı ekim ayında 70 liraya dayandı.
    Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen, hava şartlarının iyi gitmesi ve üzüm bağlarının örtü altında olması sebebiyle yaş üzümün kilogram fiyatının 70 lirayı bulduğunu söyledi.

    Sarıgöl ve çevresinde 113 bin dekarlık alanda üzüm üretimi yapıldığını hatırlatan Ülgen, “Üzüm bağlarımız her yıl hasat öncesinde örtüyle üzeri kapatılır. Koruma amaçlı yapılan bu uygulama hasat bitene kadar devam ettirilir. Şu anda da bağlarımızın yüzde 90’ının üzeri kapalı. Emcelli, Baharlar, Bahadırlar, Yukarıkocaklar ve Yeşiltepe Mahallerimizde örtü altı üzümlerimiz satılmak üzere bekletiliyor.

    Bu yıl ekim ayında örtü altında bekleyen üzümler iyi para etmeye başladı. Şu an yaş üzümün kilosu yerinde 70 lirayı gördü. Bekleyen üreticilerimiz daha yüksek fiyatla üzümünü değerlendirecektir. Üreticilerimize bir kez daha hatırlatıyoruz. Sezonun sonuna gelinmesi nedeniyle üreticilerimiz üzümlerini mutlaka peşin satsınlar. Bir mağduriyet yaşanmasını istemiyoruz” dedi.

  • Trafik sigortasında ‘tek çekim’ dönemi

    Trafik sigortasında ‘tek çekim’ dönemi

    Sigortacı Yakup Göktaş, araçlarda zorunlu olan Motorlu Kara Taşıtları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasında artan maliyetlerden dolayı şirketlerin taksitlendirmeyi kaldırdığını söyleyerek, “Önlem alınarak yaklaşık 10 milyon sigortasız araç sisteme dahil edilirse eski haline dönebilir” dedi.
    Hasar belirlemelerinin ve parça fiyatlarının artışından dolayı şirketlerin taksitlendirmeyi öngörmediğini söyleyen Yakup Göktaş, “Trafik sigortaları zorunlu bir poliçe zaten adı üstünde; Motorlu Kara Taşıtları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası. Burada ülkemizdeki oluşan enflasyon ve yedek parçalarının yüksek olması sebebiyle ve hasarların da gerçekten çok yüksek olmasından kaynaklı bir fiyatlandırma yapılıyor ve her ay düzenli olarak da bu fiyatlandırma değiştirilebiliyor.

    Haliyle trafik sigortasında sigorta şirketleri taksit yapmayı öngörmüyor. Bazı şirketlerde hala devam ediyor ama genel itibariyle taksitlendirmeyi kaldırdılar. Parça fiyatlarının yüksek olması, hasar bedellerinin yüksek olması ve sigorta şirketlerinin de trafik sigortalarından zarar etmesi nedeniyle de zararı daha aşağı çekmek için taksitlendirmeyi kaldırdılar. Vatandaşımız zaten şu anda şöyle söyleyeyim. Türkiye’de ortalama 36 milyona yakın bir motorlu kara taşıtı var ve duyumlarımıza göre de yaklaşık 10 milyona yakın da trafik sigortasının olmadığını görüyoruz. Bunun her geçen günde çoğalmaması için gerekli önlemin Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından, SDDK tarafından alınması gerekiyor. Eğer bu önlem alınırsa eskiye dönerek yine taksitli bir şekilde işlem yapılabilir. Şikayetler alıyoruz.

    Yani sonuçta bizde bir vatandaşız. Biz de trafik sigortası yaptırıyoruz ama burada şöyle bir sıkıntımız var. Şirketlerde zaten şirket kartlarında trafik sigortası da dahil, diğer poliçeler de taksit imkanı sağlamıyor. Bunun bizle bir alakası yok. Tabi bankayla alakalı bir durum. Fakat günümüzde baktığımız zaman trafik sigortalarında gününü geçirmemelerine çok dikkat ediyoruz. Gününü geçirirlerse bu sefer yasal faizle beraber ödemek zorunda kalıyorlar ve çok büyük tazminatlarla karşı karşıya kalabiliyorlar. Trafik sigortalarını mutlaka elinden geldiği kadar da zamanında yaptırmalarını tavsiye ediyoruz” dedi.

    Göktaş, şirketlerin sistem üzerinden verdiği fiyatları acentede vermediğini ve bununla ilgili de vatandaşın mağduriyet yaşamaması açısından önlem alınması gerektiğini söyleyerek, “Trafik sigorta ruhsatı almış yaklaşık 40’a yakın bir sigorta şirketi var. Fakat bunların içerisinde yaklaşık 10 ya da 11-12 tanesi trafik sigortası yapıyor ve bunların içerisinde de teklif verip yapmayanlar var. En büyük sorun da bunlardan kaynaklanıyor. Biz sigorta acenteleri olarak en büyük sorunu da burada yaşıyoruz. Yani trafik sigortası ruhsatı almış, sigorta şirketlerinin SBM’de vermiş olduğu fiyatları aynı anda acentelere de vermesini istiyoruz.

    Çünkü vatandaş burada SBM’de fiyat alıyor. Geliyor fakat sistemden poliçeyi yaptıramıyor. Çünkü sadece fiyat vermiş oluyor. Ruhsat almış trafik sigortası yapacak sigorta şirketlerine hazinenin daha çok baskı yaparak bu işi çözmesini çok arzu ediyoruz. Gerçekten bizler de bu konuda çok yoruluyoruz. Zorunlu olan bir poliçede göstermiş olduğumuz o performansın inanın haddi hesabı yok. Felaket derecede sıkıntı yaşıyoruz ama trafik sigortasını mutlaka ama mutlaka hazineden ruhsatını almış şirketlerin sorgusuz sualsiz yapmasını arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Dünyaca ünlü karakovan balının hasadına devam ediliyor

    Dünyaca ünlü karakovan balının hasadına devam ediliyor

    Bitlis’in yüksek rakımlı dağlarında üretilen ve birkaç kez dünya çapında altın bal ödülü alan karakovan balının hasadına devam ediliyor.
    Bitlis’te karakovan balının hasadına başlanması, yerel üreticiler ve bal severler için önemli bir gelişme olarak değerlendirilen karakovan balı, doğal yöntemlerle üretilmesi ve benzersiz tadıyla da dikkat çekiyor. Söğüt dallarından yapılan, etrafı kil ve gübre ile sıvanan özel kovanlarda üretilen karakovan balında bu yıl beklenti yüksek. Türkiye’de en geç hasat yapılan illerin başından gelen Bitlis’te balın kalitesi bilimsel olarak biraz daha öne çıkıyor.

    Kilogramı bin 500 ile 2 bin liradan satışa sunulan karakovan balına hem il merkezinden hem de ülke genelinden talep oldukça fazla. Zengin florası bulunan ve yüksek rakımlı yaylalara ilkbahar aylarında bırakılan kovanlarda üretilen organik ballar hasat edilirken, elde edilen bal ise dünya çapında bir kaliteye sahip.
    Bitlis’in 2 bin 500 rakımlı yaylalarına bırakılan ve arıların binlerce bitki özünden ürettiği organik karakovan balı, birçok kesim tarafından da tercih ediliyor.

    Uzun ve yorucu uğraşlarla verilen emek, büyük sabırlarla beklenilen karakovan balında, bu yıl rekolte de kalitesi gibi yüksek.
    Dededen babadan kalma arıcılık mesleğine devam ettiklerini ifade eden Bitlisli balcı Güven Güngördü, “Şu ana havalar soğuduğu için karakovan balının hasadına başladık. 2 bin 300 rakımlı bu yaylada karakovanlarımızı kesiyoruz. Karakovan balları ekim ve kasım aylarında hasat edilir. Çünkü bu balların soğuk alması lazım. Bitlis balı endemik bitkilerin çokluğundan dolayı çok kaliteli bir bal. Bitlis genelinin yüzde 72’si kıraç araziden oluşur. Bu nedenle bu araziler arıcılığa çok uygundur. Balımızın kaliteli olmasının sebeplerinden bir tanesi de prolin değerlerinin çok yüksek olmasıdır. Bitlis’te hangi balcı ulusal ve uluslararası yarışmalara katıldıysa hep ödül almıştır. Bu da Bitlis balının reklamı için bizlere iyi şekilde yansıyor. Bu sene rekoltemiz güzel. Kovan başı ortalama 7-8 kilo bal alıyoruz. Önceki yıllarda 3 ile 5 kilo ile sınırlıydı. Bitlis bölgesinde bu sene karakovan balında güzel bir hasat alacağımıza inanıyorum” dedi.

  • Kaymakam Memiş OSB’de fabrikaları ziyaret etti

    Kaymakam Memiş OSB’de fabrikaları ziyaret etti

    Kaymakam İlyas Memiş, İlçe de faaliyette bulunan Mercan Natural Gıda Ürünleri İşletmesi ile OSB’de faaliyette bulunan Mesut Ağacık Zeytincilik İşletmesine ziyarette bulundu. Mercan Natural Gıda Ürünleri İşletmesi Sahibi Müjdat Bahadır ve Mesut Ağacık Zeytinyağı İşletmesi Sahibi Mesut Ağacık’dan işletmeler ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Kaymakam İlyas Memiş’e ziyarette Ticaret Odası Başkanı Hasan Varol eşlik etti.

  • Çiğdemlik köyünde bütün ağaçlar ‘sarı altın’: Kurusunun kilosu 250 TL

    Çiğdemlik köyünde bütün ağaçlar ‘sarı altın’: Kurusunun kilosu 250 TL

    Mikroklima iklime sahip köyde son yıllarda elma ve kiraz ağaçlarının yerini rengi ile değeri nedeniyle ‘sarı altın’ diye adlandırılıp zirai mücadelesi daha az olan cennet hurması aldı.

    Dalında 15 TL, kurusu 250 TL
    Köye, Amasya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile İl Özel idaresi desteğiyle cennet hurması fidanı desteği sağlandı. Böylece 110 haneli köydeki meyve ağaçlarının büyük çoğunluğu bu türden oldu. ‘Sarı altın’ olarak adlandırılan cennet hurmasının bu yıl başlanan hasadında kilosu dalında 10 TL ile 15 TL arasında fiyatlarla, kurusunun kilosu ise 250 TL’den alıcı buluyor. 957 dekar alanda cennet hurması yetiştiriciliği yapılan kentte bu yıl bin 800 tondan fazla rekolte bekleniyor.

    Kabuğu soyulan meyveler kurutuluyor
    Hurma hasadının başlamasıyla günün ilk ışıklarıyla bahçelerin yolunu üreticiler merdivenlere tırmanıp gün boyunca topladıkları hurmaları özenle seçiyor. Kabuğu soyulan meyveler ise kurutmalık için askılara asılıyor. Yaş ve kuru hurmalar yurdun dört bir yanına satılıyor.

    “Hurmadan başka meyve fidanı dikmiyoruz”
    Köylerinde 15-20 yıl öncesine kadar yetiştiriciliğinin az yapıldığı cennet hurmasının son yıllarda dikiminin giderek arttığını anlatan 64 yaşındaki Ahmet İnce, “Bir zamanlar bu bahçelerde elma, kiraz ağaçları vardı. Şimdi hurmaya döndü. Her yıl hurma dikiyoruz. Başka meyve fidanı dikmiyoruz. Çünkü en hesaplısı bu” dedi.
    Cennet hurmasının tam bir vitamin deposu olduğunu vurgulayan İnce, “Bu meyveyi yiyen kolay kolay hastalanmaz. Kurusunu yerken kahveyle birlikte tüketilmesini tavsiye ediyorum” diye konuştu.

    “Teknik kadrolarımızda kravatlar çıkacak, tulumlar giyilecek”
    Hasadına katıldığı cennet hurması üretiminin giderek artmasından duyduğu memnuniyeti belirten Amasya Valisi Önder Bakan, toplanan meyveleri tek tek soyup kurutan köy sakinleriyle de sohbet etti. Köy halkının gelirinin artması için meyvelerin işlenip kurutulmasına katkı sağlayıcı adımlar atılacağına değinen Vali Bakan, “Verimin, rekoltenin artırılması için tarım alanındaki bütün teknik kadrolarımızda kravatlar çıkacak tulumlar giyilecek. Çiftçilerimizle birlikte buluşacaklar” şeklinde konuştu.
    Bakan, programı takip eden gazetecilere de dilimlediği hurmalardan ikram etti.

    Cennet hurması gelir kaynağına dönüştü
    Amasya Ziraat Odası Başkanı Mustafa Cebeci ise Amasya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile İl Özel idaresi desteğiyle fidanları dağıtılan cennet hurmasının önemli bir gelir kaynağına dönüştüğünü söyledi.
    Çiğdemlik Köyü Muhtarı Mustafa Kurt da Vali Yardımcısı Atıf Çiçekli ile Amasya İl Tarım ve Orman Müdürü Gürol Çetin’in de katıldığı hasatta köylerine gelen konuklarına teşekkür etti.

  • Balıkçıların zorlu mesaisi

    Balıkçıların zorlu mesaisi

    1 Eylül itibariyle ‘Vira Bismillah’ diyerek denize açılan balıkçıların zorlu mesaisi sürüyor. 54 günlük mesaide Karadeniz sularında bol şekilde palamut avlayan balıkçılar hamsiden gelecek sevindirici haberi bekliyor.
    7 gün 24 saat boyunca radarları açık bir şekilde denizlerde seyir eden fırtınada en yakın limana sığınıp fırtınanın dinmesi ile yeniden denize açılarak balığın peşinden giden denizcilerin zorlu mesaisi 54 gündür sürüyor. Avlanma sezonunda ailelerinden uzak 7.5 ay geçirecek olan balıkçılar omuz omuza çalışarak ağlara takılan balıkları teknenin güvertesine çekiyor. Artvin ile Zonguldak arasında avlanan gırgır teknelerin ağlarına takılan palamut avı balıkçıların yüzlerini güldürürken, ilk geceden itibaren ekmek parası kazanmak için teknelerden bir an olsun ayrılamayan balıkçılar karadan onlarca mil uzaklıkta balığın peşinden gidiyor.

    Tekne sahibi Mustafa Şen, palamut sezonunun iyi geçtiğini belirterek “Vatandaşlar bol ve ucuz balık yiyor. Ama bize göre masraflarımız ağır olduğu için pek hoş değil. Karadeniz’de çok fazla balıkçı teknesi var. Bu yüzden fiyatlar düşük oluyor. Palamut iyi gidiyor ama hamsi için aynı umudu görmüyoruz. Ama deniz işi belli olmaz” dedi.

    “Hamsi olur ama bol olmaz diye tahmin ediyoruz”
    Ordu’nun Fatsa ilçesinden Trabzon’a gelen gırgır teknesinde balıkçılık yapan Eren Yurt ise “1 Eylül itibariyle ‘Vira Bismillah’ dedik denize çıktık. Sezon idare eder ama masraflar ağır. Bu teknede 33 kişi çalışıyor. Bu sene palamut var ama para etmiyor. Buradan İstanbul’a nakliye 100 bin lira. Bize pastanın en sonu geliyor. Hamsi olur ama bol olmaz diye tahmin ediyoruz. Hamsinin olması için havaların soğuması gerekiyor. Denizin suyu halen daha sıcak. Mevsimler bu işi çok etkiliyor” diye konuştu.

    “150 tekne içinde iğne iplik ararmış gibi balık arıyoruz”
    Balıkçılardan Cengiz Yüksel ise balık sezonunun bu sene hareketli geçtiğini kaydederek “Balık çok olduğu için para etmiyor. Maliyetler ağır. Bu sezon pek para kazanamadık. Çok fazla balıkçı teknesi var. Trabzon ve Giresun arasında avlanıyoruz. 150’ye yakın tekne var. 150 tekne içinde iğne iplik ararmış gibi balık arıyoruz. Sezon aslında umduğumuz gibi geçmiyor. Hamsi için beklentimiz yok. Palamut hamsiyi yediği için pek fazla hamsicilik olacağı düşünülmüyor. Olursa sürpriz olacak. Ağlarımıza bazen hamsi geliyor ama bunun devamlılığı olur mu olmaz mı bunu kimse bilemez. 7 gün 24 saat mesaideyiz. Gece farklı gündüz farklı. Buradan en fazla Zonguldak’a kadar gittik. Ereğli’den geri döndük. Şimdilik balıkçılık Trabzon ve Zonguldak arasında gidip geliyor. Aralık’tan sonra hamsicilik başlıyor. Ama ne kadar olup olmayacağını merak ediyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Ev alırken dikkat

    Ev alırken dikkat

    Kat irtifakı ile kat mülkiyeti arasındaki ince çizgiye dikkat çeken Gayrimenkul Uzmanı Yeliz Sakarya, “Kat irtifakı, bir inşaat projesinin onaylandığı anlamına gelir. İnşaat faaliyetleri devam etmekte olan bir arsa üzerinde hak sahiplerine ait payların belirlenmesi hedefiyle geçici olarak çıkarılan tapu çeşididir. Kat mülkiyeti ise, inşası tamamlanan gayrimenkulün yasal mevzuata uygun şekilde yapıldığını ortaya koyar. Kat mülkiyeti alınmış gayrimenkul; imar mevzuatına uygun yapılmış kusursuz bir yapı demektir. Kat irtifakında tapu cinsi ‘arsa’ olarak belirtilir ve mülkünüz doğrultusunda arsa üzerinden belirli bir alan size verilir. Kat mülkiyetine geçiş yapıldığında ise tapu cinsi ‘bina’ olarak değişir” dedi.

    Kat irtifakı tapulu bir mülk için yanlış bilinenlerin aksine bu tapu ile alım-satım, ipotek, teminat gösterme, şerh koydurma, kredi kullanma, elektrik, su ve doğalgaz abonelikleri alma gibi konularda bir sorun yaşanmadığını ifade eden Re/Max Leon Gayrimenkul Uzmanı Yeliz Sakarya, “Vatandaşların, ‘Kat irtifaklı tapumuz var ama iskanı alınmış’ dediğinde ise belediye, inşaatın projeye uygun yapıldığına karar vermiş olup iskan belgesi vermiş olabilir. Değerleme ve ekspertiz raporlarına bakıldığında ise kat mülkiyetli taşınmazların kat irtifaklılardan yüzde 20 oranında daha yüksek rakamlarla değerleme yapıldığı bilinmektedir” dedi.

    Kat irtifaklı veya kat mülkiyetli tapulu mülk alırken vatandaşlar nelere dikkat etmesi gerektiği konusunda da uyarıda bulunan Gayrimenkul Uzmanı Yeliz Sakarya, “Mülkün mevcut fiziki durumu ile projesinin uyumlu olup olmadığının ilgili belediyeden kontrol edilmesi gerekir. Sebebi ise kat mülkiyetine geçebilmenin şartlarından bir tanesidir. Mülkün kat mülkiyetli olamamasının sebeplerinden biri bu durum olabilir. Bireysel olarak kat mülkiyetine geçiş mümkün değildir. Kat mülkiyetini almak müteahhit firmanın görevidir. Ancak müteahhit firmanın görevini yapmaması durumunda apartman ve site maliklerinin tamamının müracaatı ve gerekli yasal prosedürleri ile ilgili belediyeden iskan raporu alındıktan sonra tapu müdürlüğünde cins değişikliği yaptırmaları mümkündür” şeklinde konuştu.

  • Yer fıstığı hasadına başlandı

    Yer fıstığı hasadına başlandı

    Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Dr. Ahmet Bağcı ile Şırnak Valisi Birol Ekici, Silopi ilçesinde traktöre binerek yer fıstığı hasadına katıldı.
    Türkiye’de yer fıstığı üretiminde 3’üncü sırada yer alan Şırnak’ın Silopi ilçesi Botaş mevkiinde bulunan bir arazide yer fıstığı hasat şenliği düzenlendi. Şırnak’ın yer fıstığı üretiminde daha da ilerlemesi için Tarım ve Orman Bakanlığı olarak destek verdiklerini ifade eden Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Dr. Ahmet Bağcı, 2006 yılında başlayan yer fıstığı üretimi serüveninde, Şırnak’ın Türkiye’de 3’üncü sırada olmasından fazlasıyla memnun olduklarını söyledi.

    Bakanlık olarak iki alanda yer fıstığına destek verdiklerine değinen Bağcı, “İlki yerel tohumumuz ismi Masal. Bunu üreticilerimize dağıtarak destek olmaya çalışıyoruz. Burada amacımız yer fıstığı üretiminin sürdürülebilirliğini sağlamak. İkinci olarak burada yer fıstığı işleme tesisi için destek olmaya çalışıyoruz. Şu an devam eden yaklaşık 2.7 milyon lirayı bulacak olan bir inşaat devam ediyor. Bu sene içerisinde de 5 milyona yakın bir hibe anlaşması imzalandı. İnşallah o tesisler de hizmete girince artık yer fıstığımız burada işlenecek” dedi.

    Vali Birol Ekici ise Şırnak’ın her geçen gün ilerlediğini ve bu ilerlemeyi kıskananlar olduğunu dile getirdi. Şırnak’ı daha ileriye götürmek için var güçleriyle çalışacaklarını belirten Ekici, “Bir hususa hassaten vurgu yapmak istiyorum. Şu yeşilliğe bakın ve daha sonra ilerideki kırsal alanlara bakın. Sulama ile birlikte 15 kat, 20 kat daha fazla ürün alacağımızı hepiniz görüyorsunuz. Ama bunları kıskananlar da var. Bu ilerlemeyi kıskananlar var. Gelin hep birlikte Şırnak’ı fıstık gibi yapalım” diye konuştu.
    Konuşmaların ardından Şırnak İl Müftüsü Orhan Örnek’in bereket duası ile birlikte Vali Ekici ile Bakan Yardımcısı Bağcı, traktöre binerek yer fıstığının hasadını gerçekleştirdi.

    Programa, Tarım Reformu Genel Müdürü Osman Yıldız, Hayvancılık Genel Müdür Yardımcısı Melikşah Taşkın, AK Parti Şırnak Milletvekili Arslan Tatar, Silopi Kaymakamı Cihat Koç, İl Tarım ve Orman Müdürü Oktay Sezgin ile çok sayıda çiftçi ve vatandaş katıldı.