TÜİK, 2024 yılı Eylül ayı Motorlu Kara Taşıtları istatistiklerini açıkladı. Eylül ayında Türkiye’de 212 bin 451 adet taşıtın trafiğe kaydı yapılmasının ardından motorlu kara taşıtları 30 milyon 678 bin 293 olarak gerçekleşti.
Karabük’te ise trafiğe kayıtlı araçların sayısı 45 bin 34’ü otomobil, 10 bin 318’i kamyonet, 3 bin 292’si kamyon, 10 bin 787’si motosiklet, bin 604’ü minibüs, 577’si otobüs, 6 bin 630’u traktör ve 330’u da özel gayeli araçlar olmak üzere toplamda 78 bin 572 oldu.
Bartın’da 33 bin 240’ı otomobil olmak üzere üzere motorlu kara taşıtları sayısı 63 bin 471 oldu.
Zonguldak’ta da 107 bin 571’i otomobil olmak üzere motorlu kara taşıtları sayısı 189 bin 391 oldu.
Kategori: Ekonomi
-
Karabük’te trafiğe kayıtlı araç sayısı 78 bin 572 oldu
-
Eskişehir’de kadınlar kooperatiflerle güçleniyor
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün faydalanıcı, Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı’nın ise eş faydalanıcı olduğu bu proje, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ortak finansmanı ile hayata geçirildi. Projenin amacı, kadınların istihdam edilebilirliklerini artırarak iş gücüne katılımlarını sağlamak ve kadın kooperatiflerinin gelişimi için elverişli bir ortam oluşturmaktı. Bu kapsamda, kadın kooperatiflerinin teşvik edilmesi ve desteklenmesi ile kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanması hedeflendi.
Eğitimin açılışı, Eskişehir Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Orhan Bayrak ve Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürü Ender Muhammed Gümüş tarafından yapıldı. Program kapsamında yaptıkları konuşmada Bayrak, kadınların kooperatifçilik yoluyla hem bireysel hem de toplumsal anlamda güçleneceğini vurgularken, Gümüş ise kooperatiflerin kırsal kalkınmadaki rolüne dikkat çekti.
Eğitimde, kooperatifçiliğin temel esasları, kooperatif işletmeciliği, gıda güvenilirliği, iletişim ve işbirliği ile kaynak oluşturma ve proje yazımı gibi konular işlendi. Katılımcılara, bu alanlarda hem teorik bilgi verildi hem de pratik uygulamalar yapıldı. Bu sayede kadınlar, kooperatiflerin etkin şekilde nasıl yönetileceğini öğrenirken aynı zamanda kendi projelerini hayata geçirme konusunda da beceriler kazandılar.
Programın sonunda, katılımcılara Eskişehir Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdür Yardımcısı Dilek Çamursoy ve Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Kırsal Kalkınma ve Örgütlenme Şube Müdürü Dr. Uğur Sağlam tarafından sertifika takdim edildi. Eğitim boyunca kazandıkları bilgi ve beceriler, kadınların gelecekte kendi kooperatiflerini daha etkin ve sürdürülebilir bir şekilde yönetmeleri adına önemli bir adım oldu.
Bu proje, Eskişehir’de kadın kooperatifçiliği alanında atılan önemli adımlardan biri olarak kayıtlara geçti. Proje, kadınların ekonomik hayatta daha aktif rol almasını sağlarken, Eskişehir’in yerel kalkınma sürecine de katkıda bulunmayı amaçladı.
-
“Asgari ücret tespit komisyonunun yapısına itirazımız var”
HAK-İŞ Konfederasyonu tarafından, 49’uncu yıldönümü kapsamında ‘Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantı’sı düzenlendi. HAK-İŞ’in 49’uncu yılını konu alan bir kısa film gösterimiyle başlayan toplantıda, HAK-İŞ’in 49’uncu yılı, Türkiye Gündemi, Sendikal Gündem ve Çalışma hayatı konuları ele alındı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da HAK-İŞ’in kuruluşunun 49’uncu yıldönümü nedeniyle yazılı bir mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajında şu ifadelere yer verildi:
“Ülkemizin sendikal hareketine ve çalışma hayatına olumlu katkıları, işçilerin sorunlarına getirdiği öneri ve tekliflerle çözüm odaklı sendikacılığın temsilcisi HAK-İŞ Konfederasyonu, ülkemizin köklü ve saygın sendikalarındandır. HAK-İŞ Konfederasyonu, dayanışmacı ve uzlaşmacı sendikacılık anlayışıyla, demokrasimize ve çalışma hayatına önemli katkılarda bulunmaktadır. Emek sahiplerinin haklarını korumak için çalışmalarını ilkeli bir şekilde sürdüren HAK-İŞ Konfederasyonu’nun 49’uncu kuruluş yıldönümünü içtenlikle tebrik ediyor, başarılarınızın devamını diliyorum. Sizleri, emeğiyle, alın teriyle, üretimiyle ülkemize değer katan tüm üyelerinizi en kalbi duygularımla selamlıyorum.”Burada bir açılış konuşması gerçekleştiren HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, HAK-İŞ’in başta 12 Eylül ve 28 Şubat dönemleri olmak üzere birçok alanda zorlu mücadeleler verdiğini belirterek, HAK-İŞ üzerinde her dönem gerçekleşen baskılara sendikalara yönelik sindirme hareketlerine ve benzeri sorunlarla hep yüzleştiklerini dile getirdi.
Arslan, HAK-İŞ’in 49 yaşında Türkiye’nin her ilinde faaliyet gösterdiğini belirterek, “81 ilde il başkanlıklarıyla bir tanesi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) olmak üzere 21 sendikasıyla 850 binden fazla üyesiyle 200 fazla şubesiyle Türkiye’nin en güçlü ama en etkin konfederasyonlarının başında gelmektedir. Ülkemizin pek çok bu konudaki kurumlarının tarafı olmuş, Ekonomik Sosyal Konsey, Karma İstişare Komitesi, Üçlü Danışma Kurulu, MYK, Çalışma Meclisi, SGK, İŞKUR, KÇP gibi pek çok platformda işçileri, emekçilerimizi temsil eden bir noktadayız” açıklamasında bulundu.
HAK-İŞ Konfederasyonu’nun büyümesi için bağlı sendikaların büyümesi gerektiğini aktaran Arslan, HAK-İŞ’e bağlı sendikaların iş kollarında bir numara olmasına rağmen temsil konusunda işçilerin yüzde 50’den fazlasını temsil etmediklerini kaydetti. Arslan, Üç konfederasyonun bağımsız sendikalar dahil Türk çalışma hayatında temsil gücünün yüzde 15 olduğunu dile getirdi.“Enflasyonun yükseldiği dönemler çalışanların kaybettiği ama işverenlerin kazandığı dönemler”
Çalışma hayatında mevcut sorunların olduğunu kaydeden Arslan bu sorunlardan birinin yüksek enflasyon olduğunu dikkati çekti. Arslan, son dönemdeki yüksek enflasyonun can yakan bir olgu olduğunu söyleyerek, şu ifadelere yer verdi:
“Bütün dünyada enflasyonun yükseldiği dönemler çalışanların kaybettiği ama işverenlerin, bir kısım çevreleri kazandığı bir olgu olarak karşımıza çıkıyor. O zaman enflasyonun kayıplarının giderilmesi konusunda HAK-İŞ’in üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye zorunluluğu var. Bu yüzden hem hükümetimizle başta Cumhurbaşkanımız, Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanımız, Hazine ve Maliye Bakanımız, Adalet Ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Vekilleri ve daha pek çok muhatapla bu konuları sürekli ama ısrarlı bir şekilde gündemde tutmaya devam ettik. Bu çalışmalarımızın sonuç vermesi için sadece itiraz etmedik. Çözümleri de beraberinde koyduk. 2023 yılında Genel Kurulumuzdan sonra oluşturduğumuz HAK-İŞ akademiyle bu sorunlara bilimsel çözümler bulma konusunda önemli bir adım attık.”“3 Konfederasyon ortak bir bildiri hazırlayarak kamuoyuyla paylaştık”
Arslan, çalışma hayatının ortak sorunlarını çözmek adına 3 işçi konfederasyonunun bir araya geldiğini hatırlatarak, “3 Konfederasyon ortak bir bildiri hazırlayarak kamuoyuyla paylaştık. Daha sonra bu çalışmalarımızı somut hale getirdik. Her konfederasyon üç ilde en az üç ilde bu konuları kendi üyeleriyle kamuoyuyla paylaşılması kararı aldı. Bu doğrultuda HAK-İŞ olarak Kocaeli, Gaziantep ve Kayseri’de gerçekten bizim için büyük bir gurur kaynağı olan çalışanlarımızın büyük desteği ve büyük coşkusuyla bu mitinglerimizi başarılı bir şekilde gerçekleştirdik. Diğer konfederasyonlarda geçtiğimiz hafta sonu son mitingler yapıldı. Bundan sonrası için de gelecekte neler yapılacağı konusunu tekrar görüşmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.“Doğrudan vergilerin çok kazanandan çok, az kazanandan az şeklinde düzenlenmesini istiyoruz”
Arslan, vergide adaletin sağlanması için yeni bir vergi reformuna ihtiyaç olduğunu kaydederek fakat son atılan adımların vergi vermeyenlerden yeni vergiler almak için önemli bir adım olduğunu kaydederek, “Bunu destekliyoruz ve bunu daha da ileriye götürmesini istiyoruz. Hiç vergi vermeyenler veya sembolik vergi verenler veya vergisi tahakkuk edip daha sonra bunu karşılıklı olarak ortadan kaldıran düzenlemelere yönelik yeni adımlar atıldı. Özel sektör, kamu işbirliği başta olmak üzere bir kısım sermaye kuruluşlarından, borsadan, benzeri yerlerde mevduattan vergiler alınmaya başlandı. Elbette ki önemli ama yeterli değil. Bakınız ben size bir rakam vereyim. Türkiye’nin vergi sisteminin tablosu şu; hepimiz yüzde 66 dolaylı vergi veriyoruz. Vergilerin nasıl toplandığının tipik bir göstergesi. Yüzde 32 doğrudan vergi, yüzde 66 ne yazık ki dolaylı vergi. Peki burada servetten alınan vergi ne kadar? Yüzde 2. Bu Türkiye’nin ayıbını gösteriyor. Dolayısıyla biz dolaylı vergilerin azaltılmasını doğrudan vergilerin de çok kazanandan çok az kazanandan az şeklinde düzenlenmesini istiyoruz” açıklamasında bulundu.“Enflasyonun düşünülmediği bir maaş bağlama sistemi 2024 ile 2025 arasında ciddi bir çelişkiyi önümüze koymaktadır”
Emeklilik sistemindeki aylık bağlama sisteminin enflasyon etkisinin düşünülmeden düzenlenen bir sistem olduğunu dikkati çeken Arslan, “Özellikle yüksek enflasyonun düşünülmediği bir maaş bağlama sistemi 2024 ile 2025 arasında ciddi bir çelişkiyi önümüze koymaktadır. Bu yıl emekli olacak kardeşlerimiz eğer emekliliğini önümüzdeki yıla bırakırsa emekli maaşlarında yüzde 30’a yakın bir düşüşü kabul etmek zorunda kalacak. Bu ülke için emekçiler için büyük bir kayıp ve büyük bir haksızlık. Daha fazla çalışıyorsunuz. Daha fazla prim ödüyorsunuz. Ama emekli maaşınız daha düşük. Neden? Enflasyonla çarpılan kat sayı 2023 enflasyonu ve o yılki ödenenler yüzde 86, bu yılki hedefler ise yüzde 42 ve üzerine ilave edilen rakamlarla arada 30 puanlık bir farkın sonucu önümüzdeki yıl emekli olanlar maaşlarını düşük alacaklar” diye konuştu.“Emeklilikle ilgili mağduriyeti giderecek çalışmadan vazgeçildiğini anladık”
Arslan, 2025 yılında emekli olacakların 2024 yılında emekli olanlara oranla daha az maaş almasına ilişkin ilgili bakanlıklarla endişelerini paylaştıklarını vurgulayarak, “Bunun nasıl bir yıkıma neden olacağını anlattık. Bu konuda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız bir çalışma başlattı. Ne yazık ki Bakan’ın açıklamalarından dün bu konudan vazgeçildiğini öğrendik. Açıkça vazgeçtiğini söylemedi ama sorulan sorulara verilen cevaplar maalesef emeklilerle ilgili yaşanacak sorunları önümüzdeki yıl emekli olacakların daha düşük maaş almasına sebep olacak düzenlemenin değişmeyeceği konusudur” ifadelerine yer verdi.“Türkiye’deki işe iade mekanizması son derece zayıf”
Arslan, iş güvencesi ve sendikal örgütlenmenin önünde engellerin bulunduğunu söyleyerek, “Türkiye’deki işe iade mekanizması son derece zayıf ve işe iade mekanizmasıyla çalışanlar daha fazla mağdur edilir. Gerçek bir iş güvencesinin olmaması var olan iş güvencesinin sembolik olması bunun hayata geçirilmesinde de çalışanlar daha büyük kayıplar yaşıyor. Bunun için eğer biz gerçekten sendikal örgütlenmeyi güçlü tutacaksak bunun en önemli ilk şartı iş güvencesidir. Çünkü işçiler asla sendikacılıktan uzak durmak istemiyorlar. Sendikalara en kötüsü olsa bile sendika üyeliğini istiyorlar. Ve bunlar çoğu zaman sendikal mücadeleye katılıp işsiz kalmayı da göze alacak kadar kahramanlar” diye konuştu.“Kıdem tazminatımızı arabuluculuk sistemiyle ortadan kaldırılan bir düzenlemenin durdurulmasını talep ediyoruz”
Kıdem Tazminatı hakkına ilişkin konuşan Arslan, bunun arabuluculuk sistemiyle kaldırılarak, işçilerin mağdur olacağını öne süren Arslan, “Kıdem tazminatımızı ne yazık ki ara buluculuk sistemiyle fiilen ortadan kaldırılan bir düzenlemenin de derhal durdurulmasını talep ediyoruz. Ara buluculuk sistemi çalışanların belirlenmiş haklarını gasp eden bir yöne dönüştü. Kıdem tazminatının asgarisi bellidir. 30 günlük bir ücrettir. Fazla mesai izin oranı bellidir. Yıllık ücretli izin yine yasada sınırları bellidir. Bu sınırları pazarlık konusu yapan bir ara buluculuk sistemini kabul etmek ve bunu onaylamak asla mümkün değil. Bu bizim dünyanın hiçbir demokrasisinde olmayan hakları asgari düzeyde belirtilmiş rakamların hakların asla pazarlık konusu yapılmaması gerekir” değerlendirmesinde bulundu.“Asgari ücret tespit komisyonun yapısına itirazımız var”
Asgari ücret konusuna da değinen Arslan, asgari ücretin en düşük ücret olduğunu fakat Türkiye’de bir genel ücret olarak değerlendirildiğini ifade ederek, “Asgari ücret tespit komisyonun yapısına itirazımız var. Komisyonun yapısı hakkaniyetli, adaletli, kapsayıcı ve katılımcı değil. İkincisi asgari ücret uygulamalarına da itirazımız var. Asgari ücret isminden de anlaşıldığı gibi en düşük ücret minimum ücret. Bu ücretin altında çalıştıramazsınız. Bugün geldiğimiz noktada asgari ücretle çalışanların oranı toplam çalışanlara yüzde 50’ye yaklaşmış durumda” açıklamasında bulundu.
“Yüzde 20 vergi dilimine 5 asgari ücrette ulaşılıyor”
Ücretlerden alınan vergi dilimi hakkında da konuşan Arslan, “2002 yılında asgari ücret 17 ay ödendikten sonra bir üst dilime gidiyordu. Yüzde 20 dilimine 17 asgari ücretten sonra ulaşıyordu. Bugün her ne kadar asgari ücretten vergi alınmasa da baktığımız zaman 5’inci ayda asgari ücret yüzde 20 dilime geliyor” dedi. -
Egeli iş insanlarına Hong Kong ticaret olanakları anlatıldı
HKTDC-Hong Kong Ticaret ve Geliştirme Konseyi Türkiye temsilcisi Perran Ersu ile iş dünyasını biraraya getiren EGİAD, ekonomik ilişkiler, yatırım ve ticaret olanakları üzerinde durdu.
Hong Kong, savunma ve dış ilişkiler alanında Çin Halk Cumhuriyeti’ne bağlı, “Tek Ülke, İki Sistem” anlayışı ile yönetilen, ekonomik açıdan serbest pazar ekonomisi kurallarının dünyada en etkin olarak uygulandığı Özel Yönetim Bölgesi niteliği taşımasıyla dikkat çekiyor. Serbest bölge konumundaki Hong Kong, dünyadaki önemli reeksport merkezlerinden biri olarak kabul edilmekte ve yabancı şirketler için anakara Çin’e açılan bir kapı olarak da görülebilmekte.
KOBİ’ler için iş fırsatları oluşturmak amacıyla uluslararası fuarlar, konferanslar, ticari heyet organizasyonları düzenleyen, Hong Kong ile ticareti teşvik etmek, desteklemek ve geliştirmek amacıyla kurulan ve 13’ü Çin’de olmak üzere dünya çapında 50 ofisi bulunan HKTDC ise, araştırma raporları ve dijital haber kanalları aracılığıyla güncel pazar bilgileri ve ürün bilgileri paylaşmasıyla dikkat çekiyor.
Hızlı ve sorunsuz sistemiyle şirketlerin entegre olabildiği, esnek bir yapıya sahip olan, operasyonel süreçlerinde minimum kesinti ile dijital çözümleri devreye alabilen Hong Kong, şirketlere rekabet avantajı sağlayabilmesiyle de önem kazanıyor.
Bu kapsamda gerçekleşen toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren EGİAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Erkan Karacar, küreselleşen dünyada, ülkeler arası sınırların uluslararası ticaret açısından her geçen gün biraz daha silikleştiğini hatırlattı. Karacar; “İşletmelerin yalnızca yerel pazarlara odaklanması, uzun vadede büyüme ve rekabet gücünü sınırlayan bir engel olarak karşımıza çıkıyor. Artık firmalar için uluslararası pazarlara açılmak, sürdürülebilir büyümenin ve küresel başarı hikâyelerinin en temel unsurlarından biri haline geldi. Küresel pazarlara açılmak, firmalara farklı rekabet dinamikleriyle başa çıkma fırsatı sunuyor. Bu süreç, şirketlerin daha esnek, yenilikçi ve hızlı karar alabilen yapılar geliştirmelerine yardımcı oluyor. Uluslararasılaşma sadece bir büyüme stratejisi değil, aynı zamanda şirketin uzun vadede hayatta kalma güvencesi olarak görülüyor. Firmaların yerel pazarda karşılaştıkları sınırları aşmasının en etkin yolu ihracat ve uluslararasılaşmadır. Ürününüz veya hizmetiniz bir ülkenin sınırlarını aştığında, potansiyel müşteri tabanınız da katlanarak büyümektedir. Bu durum, şirketlerin gelirlerinin artırması ve döviz girdisi elde etmesi anlamına da gelmekte ve gelişmekte olan ülkelerdeki şirketler için kritik bir avantaj sağlamaktadır” dedi.
Uluslararası pazarlarda rekabet etmenin, aynı zamanda şirketleri daha inovatif olmaya zorladığını vurgulayan Karacar, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Farklı kültürlerin, pazar dinamiklerinin ve tüketici beklentilerinin anlaşılması, yeni ürün ve hizmet geliştirme süreçlerini hızlandırır. Dış pazarlara açılan firmalar genellikle daha fazla Ar-Ge yatırımı yapar ve bu da hem kendi ülkelerine hem de dünya ekonomisine katkı sağlar. EGİAD olarak, üyelerimizin ve onların temsil ettiği şirketlerin gelişimine katkı sağlamak amacıyla geniş kapsamlı faaliyetler düzenliyoruz. Üyelerimizin uluslararasılaşması ve dış pazarlara açılması, bu sayede rekabet avantajı ve daha güçlü bir marka imajı yakalamaları, en büyük hedeflerimizden birisidir. Dış pazarlara açılmakta liderlik edecek üyelerimiz, aynı zamanda, şehrimizin ve ülkemizin ekonomik kalkınmasında da önemli katkılar sağlayacaktır. 2023 yılı itibariyle Hong Kong, dünyanın en büyük onuncu ihracatçı ve on birinci ithalatçı ekonomisi konumunda. Hong Kong’un, dünya toplam ithalatı içerisindeki payı %2,6 iken, toplam ihracattaki payı yüzde 2,4’tür.
Dünya coğrafyasında oldukça küçük bir yer kaplamasına rağmen, küresel ekonomide bu kadar önemli bir role sahip Hong Kong’u tanımanın ve buradaki iş fırsatları hakkında bilgi sahibi olmanın üyelerimiz için çok değerli olacağına inanıyoruz.”
Hong Kong Ticaret ve Geliştirme Konseyi Türkiye Temsilcisi Perran Ersu ise, EGİAD üyelerinin uluslararasılaşma kapsamında Hong Kong ile ticari ilişkilere verdiği önemden memnuniyet duyduğunu belirterek, Hong Kong’daki iş, yatırım fırsatları ve teşvikler hakkında detaylı bilgi verdi. -
Serbest piyasada döviz fiyatları
İstanbul Kapalıçarşı’da 34,2430 liradan alınan dolar 34,2450 liradan, 37,0870 liradan alınan euro ise 37,0890 liradan satılıyor. Son kapanışta dolar 34,26 liradan, euro ise 37,18 liradan satılmıştı.
-
Kuşadası Belediyesi’nin beslenme çantası desteği başladı
Sosyal belediyecilik alanında yürüttüğü çalışmalarla takdir toplayan Kuşadası Belediyesi, artan enflasyon ve art arda gelen zamlar nedeniyle alım gücü düşen dar gelirli kesimlerin çocukları için geçen yıl başlattığı beslenme çantası desteğine 2024-2025 eğitim öğretim döneminde de devam ediyor. Bu kapsamda her çocuk için ayrı ayrı hazırlanan paketler halinde yapılan beslenme desteğinin ilki, belirlenen dağıtım noktalarında Kuşadası Belediye Meclis üyelerinin de katılımıyla velilere ulaştırıldı. İçerisinde öğrencilerin okuldaki beslenme saatinde çantalarında bulunması gereken çiğ kuruyemiş, mevsim meyveleri, meyve suyu, su, süt ve sandviç ekmeğinin bulunduğu paketleri alan veliler Başkan Ömer Günel’e teşekkür etti.
Velilerin yüzünü güldüren proje, 2024-2025 eğitim öğretim yılı boyunca devam edecek. Aileler beslenme paketlerini her Pazartesi günü saat 14.00’ten itibaren Kuşadası Belediyesi Yeni Hizmet Binası, İkiçeşmelik Mahallesi Taziye Evi, Uğur İnan Spor Salonu, Ege ve Karaova mahalleleri muhtarlık binası, Davutlar Mahallesi Belediye Hizmet Binası ve Güzelçamlı Mahallesi eski belediye hizmet binasının karşısına kurulan dağıtım noktalarına giderek alabilecek. Beslenme paketleri, Uydukent Sitesi, Kirazlı, Soğucak ve Yeniköy mahallelerindeki ailelereyse Kuşadası Belediyesi’nin araçları tarafından ulaştırılacak.
“Öğrencilerimizin her zaman yanındayız”
Çocukları eğitim gören ailelerin ekonomik olarak zor günler geçirmeye devam ettiğini belirten Başkan Ömer Günel, “Öncelikle geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin ve çocuklarımızın sağlıklı gelişimi bizler için büyük önem taşıyor. Ekonomik krizin her geçen gün derinleştiği ülkemizde yetki ve imkanlarımız dahilinde öğrencilerimiz için bu yıl da elimizden geleni yapacağız. Eğitim öğretim yılının başında ilkokullar başta olmak üzere okullarımıza ücretsiz su sebillerimizi kurduk. Böylece öğrencilerimiz matara ve su şişelerine sağlıklı ve temiz sularını ücretsiz olarak doldurmaya başladı. Bu yıl da beslenme çantası desteğimize yine devam ederek öğrencilerimizin doğru ve dengeli beslenmesi için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu. -
Enderpen PVC ülkelerin iklimlerine göre üretim yapıyor
Soğuk ve sıcak iklimlerde kapı-pencere sistemlerinin seçimi önem arz ediyor. İklime göre seçimi yapılan kapı-pencere sistemleri, yalıtım ve dayanıklılık açısından öne çıkıyor. Enderpen PVC Yönetim Kurulu Başkanı M. Bülent Ercan, PVC kapı-pencere sistemleri alanında yaptıkları çalışmalar ve ihracata yönelik açıklamalarda bulundu.
Bülent Ercan, “Şirketimiz sektöründe geniş ürün seçenekleri ile ön plana çıkmaktadır. Ülkelerin iklimine, tüketici ihtiyaçlarına, zevklerine göre ürün çeşitliliği değişkenlik göstermektedir. Sıcak iklimlerde UV ışınlarına dayanıklı formülü ile 60’lık ve 70’lik ürün tercih edilirken soğuk iklimlerde 80’lik, yalıtım katsayısı yüksek ürünler tercih edilmektedir. Ar-Ge bölümümüz, iklimlere, pazar farklılıklarına, müşteri tercihlerine göre renk desen ve tasarım seçenekleriyle spesifik ürünler geliştirmeye devam etmektedir. İnsan kaynaklarımızı teknolojik gelişmelere, dijital dönüşümlere hazır hale getirmek, sürekli yenilenmek, değişmek ve gelişmek bununla beraber kaliteyi yükseltmek ve kalitede sınır tanımamak firma politikalarımız arasında. Bu politikamız büyüme hedeflerimize destek olup bizi yeni hedeflere yöneltiyor. Böylelikle kalitemizle beraber firmamız da sürekli üst noktalara taşınıyor” dedi.
“Türkiye’nin yedi bölgesinde bölge müdürlüğümüz, 237 noktada bayi ağımız bulunmakta”
Her türden tüketicinin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla 60’lık 70’lik 80’lik ve sürme PVC kapı pencere sistemleri profilleri ürettiklerini vurgulayan Ercan, “Türkiye’nin 7 bölgesinde bölge müdürlüklerimizle bayilerimize yapı sektörüne ürün pazarlama hizmeti sunuyoruz. Türkiye’de 237 noktada bayi ağımız bulunmakta yurt dışında ise 53 noktaya ihracat yapmaktayız” şeklinde konuştu.“Yıllık üretimimizin yüzde 70’ini yurt dışı pazarlarına ihraç ediyoruz”
İhracata değinen Ercan, “Yıllık 24 bin ton üretimimizin yüzde 30 yurt içi, yüzde 70’ini yurt dışı pazarlarına ihraç ediyoruz. Başta Ortadoğu olmak üzere Afrika, Hindistan, Balkan ülkeleri ihracat yaptığımız ülkeler arasındadır. Enderpen, Avrupa pazarlarında yapılanmasına hızla devam etmektedir. Hedefimiz yüzde 80 ihracat rakamlarına ulaşmak ve global pazarlara açılmaktır. Satış kapasitemizle yerel ve evrensel pazarlarda ilerleme ve büyümeyi sürdürüyoruz” diye konuştu. -
Erzurum konut satışında 27. sırada
Türkiye genelinde konut satışları Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %37,3 oranında artarak 140 bin 919 oldu. Konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 21 bin 314 ile İstanbul, 13 bin 205 ile Ankara ve 7 bin 612 ile İzmir olurken, en az olduğu iller sırasıyla 74 ile Hakkari, 82 ile Ardahan ve 106 ile Bayburt olarak gerçekleşti.
Erzurum, Eylül ayı konut satışında ülke sıralamasında 27. sırada yer aldı. Erzurum’da Eylül ayı içinde satışı yapılan bin 222 konuttan; 104’ü ipotekli ve bin 118’i diğer gruptan gerçekleşti. 801 konut ikinci el, 421’i ise ilk el satış oldu. Erzurum’da 2023 yılında aynı dönemde 935 konut satışı gerçekleşmişti. -
Eczacıbaşı Topluluğu CEO’su Atalay Gümrah görevinden ayrılıyor
2017 yılından bu yana Eczacıbaşı Topluluğu CEO’su olarak görev yapan Atalay Gümrah, kişisel tercihleri ve yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle 2024 sonu itibarıyla aktif görevlerinden ayrılma kararı aldığını duyurdu. Gümrah, yeni yıldan itibaren Holding Yönetim Kurulu Başkan Danışmanı olarak Topluluğa katkılarını sürdürecek. Geçiş döneminde Topluluk üst yönetimi doğrudan Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’na bağlı olarak çalışacak.
Atalay Gümrah kimdir?
Atalay Gümrah, Galatasaray Lisesi’nin ardından lisans ve yüksek lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde tamamladı. Kariyerine 1992 yılında Eczacıbaşı Topluluğu’nda başlayan ve Ekom Dış Ticaret Bölge Sorumlusu olan Gümrah, 1994-1997 arasında VitrA UK’de Ticaret Müdürü, 1997’de Rusya’daki EBM Jsc’nin Şirket Müdürü, 1999-2005 yılları arasında, sırasıyla İntema’nın Proje ve Toplu İşler Müdürü, Satış Operasyonları Müdürü ve Genel Müdür Yardımcısı, 2006-2011 arasında ise İntema Genel Müdürü olarak görev yaptı. Ocak 2011’de Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu’nun Banyodan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Eczacıbaşı Yapı Gereçleri Genel Müdürü olarak atanan Atalay Gümrah, 2013 yılının Ekim ayında, mevcut görevlerinin yanı sıra, Grup Başkanlığı görevini de üstlendi. Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu’nun çeşitli şirketlerinde yönetim kurulu üyesi olarak yer alan Gümrah, 1 Şubat 2017 itibarıyla Eczacıbaşı Topluluğu CEO’su oldu. Eczacıbaşı Topluluğu şirketlerinde yönetim kurulu üyelikleri bulunan ve 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren Eczacıbaşı Holding Genel Müdürlüğü görevini de yürüten Gümrah; aynı zamanda Toprak İşverenler Sendikası Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı ve 1 Ocak 2022 yılından beri Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye – Almanya İş Konseyi Başkanlığı’nı sürdürüyor. -
Başarısızlık Zirvesi 2024’te başarılı liderler gençlerle buluştu
Başarısızlığı, başarı yolculuğunun vazgeçilmez bir parçası olarak ele alan Başarısızlık Zirvesi, bu yıl yine dolu bir program ve gençlerin yoğun katılımıyla Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Türkiye’nin ilk ve sayılı 18 yaş altı derneklerinden birisi olan İstanbul Gençlik Platformu tarafından gerçekleştirilen Başarısızlık Zirvesi’nde; başarılarıyla ses getiren lider isimler, gençlerle bir araya geldi, başarıya giden yolda yaşadıkları deneyimleri paylaştı. Bu yılki zirvede, başarısızlıkların nasıl fırsata dönüştürülebileceği, kriz dönemlerinde alınan derslerin uzun vadeli başarılara nasıl evrildiği ve hata yapmanın yenilikçi düşünme üzerindeki etkileri gibi önemli konular masaya yatırıldı. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, Boğaziçi Ventures Yönetim Kurulu Başkanı Agah Uğur, LCW e-ticaret Genel Müdürü Ömer Barbaros Yiş ve Paris Olimpiyatları Gümüş Madalya Sahibi Olimpik Boksör Hatice Akbaş, başarıya giden yolda yaşadığı deneyimleri gençlerle paylaştı.
Başarısızlık Zirvesi 2024 sahnesinde gençlerle deneyimlerini paylaşan ünlü isimler şöyle:
“Dünyayı ve ülkeyi değiştirmek istiyorsak, sivil toplumu güçlendirmemiz gerektiğine inanıyorum’’
İşi ilk kurduğunda ciddi baskılarla karşılaştığını belirten TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, “Bana sürekli olarak ‘Doğru düzgün bir işe gir’ diyerek yönlendirmeye çalıştılar. Ancak ben inat ettim; kendime inandım ve direndim. Eğer direnmeseydim ve başarısızlığı kabul etseydim, bugün bu noktalara gelemezdim. Hata yapmaktan korkmamak gerektiğini öğrendim. Ayrıca, finansmanı olmayan hiçbir yatırıma girmemem gerektiğini anladım. Dünyayı ve ülkeyi değiştirmek istiyorsak, sivil toplumu güçlendirmemiz gerektiğine inanıyorum. Demokrasinin geliştiği toplumlarda sivil toplum güçlenir; sivil toplum güçlendikçe de demokrasi gelişir. Gençlerin ve kadınların Türkiye’yi değiştireceğine inancım tam’’ dedi.“Amaç; varmak değil, yolculuktan keyif almak’’
Boğaziçi Ventures Yönetim Kurulu Başkanı Agah Uğur şöyle konuştu: “Hayatta öyle şeyler karşınıza çıkıyor ki ve her şey göreceli. Amaç; varmak değil, yolculuktan keyif almak. Kendimi başarısız hissettiğim dönemler, en verimli öğrendiğim dönemler oldu. Makine mühendisliğinden endüstri mühendisliğine geçişim, hayatımın önemli bir dönüm noktası oldu. Bir diğer ise büyük bir devlet bankasında çalışmaya başladım ve maliyeden sorumlu grup başkanı oldum. Ancak, bankanın durumu çok kötüydü ve 18 ay boyunca çalışmama rağmen hiçbir başarı elde edemedim. Sadece boşa kürek çektim ve bu pozisyona kendi yanlış kararım nedeniyle girdim. Ancak şu anda geriye dönüp baktığımda, bu süreçte kariyerimin hiçbir noktasında deneyimleyemeyeceğim dersler aldığımı görüyorum. 30 yaşında, burada karşılaştığım tüm farklı sorunları çözmeyi ve yönetmeyi öğrendim. Kendimi başarısız hissettiğim bu dönem, aslında hayatımın en verimli şeylerini öğrendiğim dönemdi.’’Liyakata dikkat çeken LCW E-Ticaret Genel Müdürü Ömer Barbaros Yiş, “Benim için asıl başarı, insanların hayatına dokunabilmek ve iyiliği yayabilmektir. Ahlaklı davranışı hiçbir zaman kaybetmemek ve liyakati ön planda tutmak, iş hayatımda her zaman önceliğim oldu. Eğer iş arkadaşlarım eve huzurlu bir şekilde gidiyorsa, işimde başarılıyım demektir. Her başarısızlık, yeni bir öğreti ve gelişim fırsatıdır. Girişim dünyasında genelde, kaybetmekten korkmayanlar başarılı olur. Ancak ben, elimdekileri kaybetmekten korktuğum için girişim yapma cesaretini bulamadım. Bu, kendi yolculuğumda aldığım en büyük derslerden biri’’ şeklinde konuştu.
Başarılı olmak için hedef koymanın önemine vurgu yapan Paris Olimpiyatları Gümüş Madalya Sahibi Olimpik Boksör Hatice Akbaş, ‘’Başarılı olabilmek için her şeyin başında hedef koymak gerekiyor. Bu hedef için durmadan çalıştım ve çalışmaya devam ediyorum. Boks, zeka işi. Çalışmak önemli, ama zeka olmadan bu iş zor. Pes etmedim; bütün başarılarım, pes etmediğim dönemden sonra geldi. Umudu koruyabilmek için hayal etmek ve hedef koymak en önemlisi. Başarısızlık söz konusu olduğunda gençlere tavsiyem, pes etmemeleri. Sakatlandığım dönemlerde pes etme düşüncesi aklımda oldu, ama bunu bir başarısızlık olarak görmüyorum. Bu, pes ettiğim bir dönemdi’’ diye konuştu.