Kategori: Ekonomi

  • Gai̇b Onli̇ne Eği̇ti̇mleri̇ Hazi̇randa Da Devam Edi̇yor

    Gai̇b Onli̇ne Eği̇ti̇mleri̇ Hazi̇randa Da Devam Edi̇yor

    Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri bünyesinde sürdürülen online eğitimlerin Haziran ayında da devam edeceğini ifade eden Koordinatör Başkan Ahmet Fikret Kileci, bu değişim sürecinde ihtiyaç duyulan alanlarda verilecek eğitimi çok önemsediklerini ifade etti.

    Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri, ilgililerine yönelik olarak gerçekleştirdiği online eğitimlerinin Haziran ayı programını açıkladı. İhracatçıların, pandemi sürecinde değişen ticaret ve ihracat modellerine, sürdürülen eğitim çalışmaları ile daha hızlı adaptasyon sağlayacağına inandıklarını ifade eden GAİB Koordinatör Başkanı Ahmet Fikret Kileci; “Dış ticarette yeni oluşumların meydana geldiğini, e-ihracatın dünya ticaretinde giderek daha fazla pay almaya başladığını görüyoruz. Pandemi sürecinde yapılan araştırmalar bize gösteriyor ki, insanlar tüketim ve alışveriş alışkanlıklarını eskisinden de hızlı değiştiriyor. Dolayısıyla bizim de pazarlama ve satış tekniklerimizi değiştirmemiz, ticaretimizi dijitalleştirmemiz gerekiyor. İhracatçılarımızı, bu gelişmelere hazırlamak amacıyla gerçekleştirdiğimiz online eğitimler, birçok konu başlığı ile Haziran ayında da devam edecek. Online platformlar aracılılığıyla ücretsiz olarak gerçekleştirdiğimiz eğitimlerimizde bu ayın konuları; “Dış Ticaret ve E-Ticaret Farkındalık Platformu, 3D Planı: Dayanıklılık, Değişim, Dönüşüm, İşyerinde Güç Bende-İşyerinde NLP, Topluluk Önünde Konuşma ve Sunum Becerileri” olacak. Eğitimlere katılmak isteyenler, Birliklerimizin internet sitesi üzerinden müracaat edebilirler” dedi.

    Söz konusu eğitimlerin ilki 3 Haziran 2020 Çarşamba günü başlıyor. İlgililer, Haziran ayı online eğitim takvimi hakkında detaylı bilgiyi https://www.gaib.org.tr/tr/haberler/gaib-haziran-2020-online-egitim-programlari-hk-112.html linkinden alabilecek ve eğitime kayıt yaptırabilecekler. Online platform üzerinden gerçekleştirilecek eğitimin toplantı davet linki ise eğitim günü e-posta ile gönderilecek.

    Dış ticaret alanında Bölgedeki kalifiye eleman ihtiyacını karşılamak amacıyla düzenledikleri Online Dış Ticaret Uzmanlığı programlarına da değinen Kileci, “13 Mayıs 2020 tarihinde başlayan sertifikalı ve ücretsiz Online Dış Ticaret Uzmanlığı Eğitimimiz halen devam ediyor. Bu eğitime tam 725 başvuru aldık. Bu da bize bu alanda duyulan eğitim ihtiyacını gösterdi ve bizi aynı eğitimin bir dönem daha düzenlenmesine teşvik etti. Söz konusu dış ticaret eğitimi, Haziran ortasında, yine ücretsiz ve online olarak daha önce başvurusu alınmış 700 kişi arasından seçilecek kursiyerlere verilecek. Ayrıca, görüyoruz ki hafta içi tam zamanlı çalışanlar, mesai saatlerinde gerçekleştirdiğimiz eğitimlere katılmakta zorlanıyor. Bizler de ilgisi ve ihtiyacı olan herkesin, sağladığımız ücretsiz eğitim imkanlarından en yüksek seviyede yararlanabilmeleri için, mesai saatleri dışında, haftada 4 gün olacak şekilde bir Dış Ticaret Uzmanlığı Eğitimi daha düzenliyoruz. Bu eğitim de daha önce başvuran çok sayıda ilgili arasından seçilerek verilecek. 3 Haziran 2020 Çarşamba günü başlayacak eğitimde; mesai saatleri dışında, özveriyle çalışacak olan ilgili Birlik personelimize ve eğitmenlerimize şimdiden teşekkür ediyorum” diye konuştu.

  • Egei̇d Üyeleri̇ Üreti̇mleri̇ne Tam Kapasi̇te Başladı

    Egei̇d Üyeleri̇ Üreti̇mleri̇ne Tam Kapasi̇te Başladı

    Bir çok faaliyet alanında üretim yapan Ege İhracatçılar Derneği (EGEİD) üyeleri 1 Haziran yeni normalleşme sürecinin başlamasıyla üretimlerini tam kapasiteye çıkardı.

    Yeni tip korona virüs (Covid-19) salgını sonrası tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de normalleşme adımları atılmaya başladı. Kademeli olarak başlayan normalleşme süreciyle birlikte ihracatçı firmalar da tam kapasite üretime başladı. Konuyla ilgili bir açıklama yapan EGEİD Yönetim Kurulu Başkanı Ayberk Aloğlu, “Yaklaşık 3 aydır dünyamızı saran malum hastalık Covid-19 ile girdiğimiz mücadelenin gerekli tedbirler alındıktan sonra sonuna gelmeye hazırlandığımız bugünlerde bizde tedbirlerimizi alarak üretimlerimize hız kazandırdık. Bu hastalık boyunca kimi meslek üyelerimiz üretimlerini durdurmuştu. Üretimi durduran meslek gruplarımız 1 Haziran yeni normalleşme süreciyle birlikte üretimlerine başlamış bulunmaktadır. İç ve dış piyasa için her türlü ürün tedariki sağlamak için yine tezgahlarımızın başına geçtik. Halkımızın bu süreçte de sağduyulu ve sorumluluk bilinci dahilinde davranacağından şüphemiz yok. Doğru ve yerinde tedbirler alarak bu süreci diğer ülkelere göre daha sıkıntısız atlatmamıza vesile olan başta temizlik görevlisinden, doktoruna kadar tüm sağlık personelimize ve ayrıca tüm devlet görevlilerimize şükranlarımızı sunarız.” dedi.

  • Borsa Güne Yükseli̇şle Başladı

    Borsa Güne Yükseli̇şle Başladı

    Borsa, haftanın ilk işlem gününe yüzde 0,91’lik yükselişle başladı.

    Borsa İstanbul 100 (BIST) endeksi güne 0,91’lik yükselişle başladı. Endeks, 960,54 puan puanlık artışla 106 bin 481,02 puan oldu. Açılışta bankacılık endeksi yüzde 1,03, holding endeksi de yüzde 0,95 değer kazandı.

  • Setbi̇r Başkanı Tezel, “Koronavi̇rüse Karşı En Önemli̇ Si̇lahlardan Bi̇ri̇ Süt Ve Süt Ürünleri̇”

    Setbi̇r Başkanı Tezel, “Koronavi̇rüse Karşı En Önemli̇ Si̇lahlardan Bi̇ri̇ Süt Ve Süt Ürünleri̇”

    İSTANBUL (İHA) – Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Tezel, 1 Haziran Dünya Süt Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin süt üretimi bakımından 23 milyon tonluk çiğ süt üretimiyle dünyada sekizinci, Avrupa Birliği’nde (AB) ise üçüncü sırada olduğunu belirterek, “Türkiye’nin hayvan kaynağı, vefakar çiftçisi ve SETBİR üyelerinin işletme büyüklükleri, teknolojik yeterlilik ve yetkinlikleri, bilgi birikimi ve her türlü koşulda kesintisiz süt ürünü üretebilecek kapasitesi sayesinde, çiğ süt üretimi azalmadı, süt ürünü üretimi gerilemedi, tüketicimiz sütsüz, yoğurtsuz, peynirsiz kalmadı. dedi.

    Türkiye’nin de üyesi olduğu Birleşmiş Milletler Gıda Tarım Örgütü’nün (FAO) 2001 yılında aldığı karar uyarınca, Dünya Süt Günü her yıl 1 Haziran’da kutlanıyor. Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Tezel, 1 Haziran Dünya Süt Günü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı.

    Türkiye süt ve süt ürünleri sektöründe kamu otoritesince onaylı, kayıtlı ve denetimli 2 bin 321 işletme faaliyet gösterdiğini kaydeden Tezel, “Sektörümüz her gün yüz binlerce çiftçi-üreticiden temin ettiği çiğ sütü, sağlıklı, ambalajlı, hijyenik içme sütü ve süt ürününe dönüştürüyor. Bunun yanı sıra süt ve süt ürünleri sektörü, gerek sağladığı doğrudan istihdam ve gerekse tedarikçilerinden aldığı mal ve hizmet ile 100 binlerce insanımıza da geçim kapısı oluyor. Sektörümüzün ürünleri, yurtiçinde 600 bin satış noktasında, yurtdışında da 88 ülkede tüketici ile buluşuyor. Türkiye’de 2019 yılında 22 milyon 960 bin 379 ton çiğ süt üretildi. Bu sütün 20,8 milyon tonu (yüzde 90,5) inek sütü, 1,5 milyon tonu (yüzde 6,6) koyun sütü, 577 bin tonu (yüzde 2,5) keçi sütü ve 79 bin tonu (yüzde 0,3) manda sütü. Ancak bu miktarın içinde sanayi tarafından toplanan inek sütü, 2019 yılında 9 milyon 506 bin 26 ton oldu. Yani 2019 yılında üretilen ve büyük çoğunluğu inek sütü olan toplam çiğ sütün yaklaşık yüzde 45’i, izinli sanayi işletmeleri tarafından denetiml, bir şekilde işlenerek, sağlıklı bir tedarik zinciri ile ambalajlı olarak tüketicilerimize ulaşabildi.” dedi.

    “Türkiye süt üretimi bakımından dünyada sekizinci, Avrupa Birliği’nde üçüncü sıradayız”

    Süt sanayicisi 2019 yılında 1 milyon 468 bin 616 ton içme sütü, 1 milyon 136 bin 43 ton yoğurt, 698 bin 330 ton ayran, 671 bin 497 ton inek peyniri, 73 bin 656 ton tereyağı, 66 bin513 ton yağsız süttozu ve 34 bin 508 ton tam yağlı süttozu ürettiği bilgisini veren Tezel, ” Sektörümüz 2019 yılında değeri 356 milyon 850 bin 975 dolar olan 208 bin 151 ton süt ve süt ürünü ihraç etti. Aynı yıl ithalatımız 19 bin 479 ton olurken, bu ithalata 80 milyon 339 bin 409 dolar ödedik. İhraç ettiğimiz başlıca ürünler süttozu, peyniraltı suyu tozu, peynir ve dondurma, ithal ettiğimiz başlıca ürünler ise tereyağı ve peynir oldu. Türkiye süt üretimi bakımından dünyanın önde gelen ülkelerinden. 23 milyon tonluk çiğ süt üretimiyle dünyada sekizinci, Avrupa Birliği’nde (AB) ise üçüncü sıradayız. Mevcut 17 milyon 870 bin büyükbaş hayvanımız içindeki 6 milyon 580 bin baş sağılır süt ineği ile 48 milyon 481 bin baş küçükbaş hayvanımız içindeki 25 milyon 308 bin sağılır koyun-keçi, her gün sağılıyor, bu süt toplanıyor ve işleniyor.

    SETBİR üyesi süt ürünü firmaları, Türkiye’de her gün üretilen 62 bin 900 ton sütün 26 bin tonunu, HACCP (Kritik Kontrol Noktalarının Tespiti ile Tehlike Analizleri) süreçleri altında hijyen koşullarında her gün alıyor, işliyor, süt ürününe dönüştürüyor ve satış noktaları aracılığı ile tüketiciye ulaştırıyor. Ama işlediğimiz süt maalesef üretilen sütün ancak yüzde 45’i. Türkiye ürettiği çiğ süt miktarı ile dünya ve AB sıralamalarında yukarılarda yer alırken, sağlıklı koşullarda üretilen süt ve süt ürünü miktarı ile dünya ve AB sıralamalarında yer almaktan çok uzakta.” ifadelerini kullandı.

    “Koronavisürs salgını sürecinde tüketicimiz sütsüz, yoğurtsuz, peynirsiz kalmadı”

    Tezel sözlerine şöyle devam etti: “Koronavirüs salgını koşullarında da her tülü tedbir alınarak bu faaliyet sürdürülüyor. Türkiye’nin hayvan kaynağı, vefakar çiftçisi ve SETBİR üyelerinin işletme büyüklükleri, teknolojik yeterlilik ve yetkinlikleri, bilgi birikimi ve her türlü koşulda kesintisiz süt ürünü üretebilecek kapasitesi sayesinde, çiğ süt üretimi azalmadı, süt ürünü üretimi gerilemedi, tüketicimiz sütsüz, yoğurtsuz, peynirsiz kalmadı. Koronavirüs salgını sektörümüz için elbette sıkıntı oluşturdu, elbette sorunlarımız oldu. Ama süt bardağının dolu tarafına bakacak olursak, bu salgın bize birkaç şeyi de apaçık gösterdi. Bunlardan ilki, salgınla mücadele ederken alınması gereken kişisel tedbirlerin başında bağışıklık sistemimizi destekleyecek şekilde beslenme gerekliliği. Bu tarz beslenmenin en önemli ögesi, hayvansal protein tüketimi. Hayvansal proteinin en faydalı ve en hesaplı kaynağı ise süt ve süt ürünleri. Bir diğer kişisel tedbir de temizlik, özellikle el temizliği ve sosyal mesafe. SETBİR üyesi süt sanayicisi, çiğ sütü fabrikasına sokmadan önce kamu otoritesinin zorunlu kıldığı her türlü incelemeye tabi tutuyor, işletmeye ancak hastalık yapıcı unsurlar içermediğinden emin olunan çiğ süt kabul ediliyor. Bu çiğ süt, yine kamu otoritesinin koyduğu kurallar ve kamu otoritesinin denetimi altında, bilimsel yöntemler ile hijyenik koşullarda işlenip, ambalajlı süt ve süt ürünlerine dönüştürülüyor.”

    Süt, mutlaka canlı mikroorganizma veya gelişim kabiliyetine sahip sporların bertaraf edilmesini sağlayan en uygun iki teknikten biri ile ısıl işleme tabi tutulduğunu belirten SETBİR Başkanı, “Bu tekniklerden biri, 72 derecede en az 15 saniye boyunca uygulanan ısıl işlem, yani pastörizasyon. Diğeri ise çok yüksek sıcaklıkta en az 135 derecede iki-dört saniye boyunca uygulanan ısıl işlem, yani UHT tekniği. Her iki teknik de Türk Gıda Kodeksi İçme Sütleri Tebliği’ne ve AB düzenlemeleri ile ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) yönetmeliklerine uygun olarak tüm dünyada kabul görmüş üretim standartları. Her ikisi de sağlıklı ve faydalı. Birbirlerine göre beslenme değeri açısından avantaj veya dezavantajları yok. Sadece üretim teknikleri nedeni ile birinin hızlı tüketilmesi gerekirken diğeri ambalajı açılmamak kaydı ile dört aylık stoklama ömrüne sahip. Koronavirüs salgını bir kez daha gösterdi ki ambalajsız ve açıkta satılan süt ve süt ürünleri, ciddi sağlık riskleri taşıyor. SETBİR yıllardan beri açıkta satılan süt ve süt ürünlerinin halk sağlığı açısından taşıdığı risklere dikkat çekiyor. Dünya Süt Günü vesilesiyle bir kez daha belirtmek isteriz ki kimi satış noktaları ve semt pazarlarında, denetimsiz koşullarda halka arz edilen ‘sokak sütü’, ‘market sütü’, ‘sütmatik sütü’, ‘ari süt’ ve ‘sözde organik’ yoğurt, peynir ve tereyağı, tüketicinin sağlığı açısından çok ciddi risk taşımaktadır ve bu nedenle satışları engellenmelidir.” dedi.

    Halk sağlığını korumanın topyekun mücadele gerektirdiğinin açıkça anlaşıldığı bu salgın döneminde, artık her kesimin halk sağlığını koruma sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğinın ortada olduğunu vurgulayan Tezel, “Bu sorumluluğu duyan her kişi ve kurum, halkın doğru bilgiye en çok ihtiyacı olduğu bu dönemde, bilgi kirliliği oluşturan, korku taciri reyting ve rant avcılarının yolunu kesmek için çaba göstermeli. Halkımızın koronavirüs salgınına karşı besleyici, hesaplı, doğru ambalajda süt ve süt ürünü tüketerek hem sağlığını hem bütçesini koruyacağına inanıyor, başta çocuklarımız olmak üzere herkesin Dünya Süt Günü’nü kutluyoruz.” ifadelerini kullandı.

  • İSO Türkiye İmalat PMI Mayıs’ta 40.9’a yükseldi

    İSO Türkiye İmalat PMI Mayıs’ta 40.9’a yükseldi

    İstanbul, 1 Haziran (DHA) – Ekonomik büyümenin öncü göstergelerinden İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) Nisan ayında gördüğü 33.4’lük dip düzeyden yükselerek, Mayıs’ta 40.9’a yükseldi
    Türkiye İMalat PMI, eşik değer 50.0’nin altında kalarak Covid-19 salgını nedeniyle sektördeki faaliyet koşullarının yavaşlamaya devam ettiğini gösterdi. 
    Hem üretim hem de yeni siparişler mayısta da sert yavaşlama kaydederken, buna karşılık bazı firmaların operasyonlarını mayısta yeniden başlatmasıyla düşüşler daha sınırlı gerçekleşti.
    IHS Markit Ekonomi Direktörü Andrew Harker, İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI verilerini şöyle değerlendirdi:
    “Son PMI verilerine göre Türk imalat sektörü mayıs ayında Covid-19 salgınının etkileri ile mücadele etmeyi sürdürdü. Bu etkiler, aktivitenin nisan ayındaki sert yavaşlamadan sonra mayısta güçlü bir geri dönüş yapmasına engel oldu. Yine de yavaşlamanın daha ılımlı gerçekleşmesi, sektörün toparlanma yolunda olduğuna işaret etti. Virüsün kontrol altına alınma sürecinin devam etmesi halinde, aktivite önümüzdeki aylarda büyüme bölgesine geçebilecektir.”
    İSO’dan yapılan açılamada, “Covid-19 salgınının faaliyetleri aksatmaya ve talebi sınırlamaya devam etmesi sonucu hem üretim hem de yeni siparişler Mayıs ayında da sert yavaşlama kaydetti” denildi ve şu konuların altı çizildi:
    “Ancak, bazı firmalar operasyonlarını mayıs ayında yeniden başlattıklarını bildirdi ve böylece düşüşler daha sınırlı gerçekleşti. İmalatçılar istihdamı üst üste ikinci ay azalttı. 
    “Ancak şirketlerin çoğunluğunun personel sayılarını değiştirmemesi nedeniyle düşüş önceki aya göre hız kesti, üretim ve yeni siparişlere göre çok daha ılımlı düzeyde gerçekleşti. 
    “Yeni siparişlerdeki yetersizlik, firmaların satın alma faaliyetlerini yavaşlatmasına ve hem girdi hem de nihai ürün stoklarını azaltmasına sebep oldu.
    “Covid-19 kısıtlamalarına bağlı olarak taşımacılıkta yaşanan aksamalar, tedarikçilerin teslimat sürelerinde sert artışa yol açtı. Özellikle yurt dışından yapılan ürün alımlarında güçlükler yaşandığı belirtildi. 
    “Türk lirasının dolar karşısındaki değer kaybı, girdi maliyetlerinde keskin ve hızlanan bir artışa yol açtı. 
    “Girdi maliyetleri enflasyonu son bir yılın en yüksek oranında kaydedildi. Bunun yansıması olarak, imalatçılar satış fiyatlarını nisan ayına ve seri ortalamasına göre daha yüksek bir hızda artırdı.”

  • Koronavi̇rüs Hakkında Çıkan Haber Sayısı 21 Mi̇lyonu Aştı

    Koronavi̇rüs Hakkında Çıkan Haber Sayısı 21 Mi̇lyonu Aştı

    Tüm dünyayı etkisi altına alarak küresel bir salgın haline dönüşen COVID-19, konuşulma oranıyla da rekora koşuyor. Türkiye’de salgın azalışa geçip normalleşme süreci başlamış olsa dahi salgının konuşulma oranı aksine artıyor. Türkiye’de salgının görüldüğü günden bu yana 21 milyonun üzerinde haber çıkışı tespit edildi.

    Medya takip kurumu Ajans Press, koronavirüsün medya karnesini çıkardı. Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü tarih olan 10 Mart’tan günümüze kadar tüm medya verileri üzerinden elde edilen bilgilere göre, COVID-19 tüm zamanların en çok konuşulan başlığı olmayı sürdürüyor. Ajans Press ve PRNet dijital arşivinden yapılan araştırmaya göre, 10 Mart’tan bugüne kadar Koronavirüs hakkında yazılı basında 546 bin 34 haber çıktığı tespit edildi. Online mecralarda 19 milyon 394 bin 61 haber yansıması tespit edilirken, TV kanallarında ise 1 milyon 99 bin 762 haber çıkışı görüldü.

    Dünyadaki vaka sayısı 6 milyonun üzerinde

    Ajans Press’in, gisanddata ’COVİD-19 Sistem Bilimi ve Mühendislik Merkezi (CSSE) Küresel Durumları’ verilerinden elde ettiği bilgilere göre, dünyada koronavirüse yakalanan kişi sayısının 6 milyon 170 bin 474 olduğu görüldü. Bu rakam geçmiş aylarla kıyaslandığında da 22 Nisan tarihinde 2 milyon 565 bin 59 vakanın olduğu tespit edildi. Veriler anlık olarak artabilirken, Şu an Türkiye’deki güncel vaka sayısının 163 bin 942 olduğu saptandı. Böylelikle Türkiye COVID-19’lu kişi sayısı ile dünyada 11’inci sırada yer alırken, ilk üçte yer alan ülkeler; 1 milyon 790 bin 191 ile ABD, 514 bin 849 ile Brezilya, 405 bin 843 ile de Rusya olarak saptandı. Dünyadaki toplam ölüm sayısı ise 372 bin 99 olarak kayıtlara geçti.

  • Prof. Dr. Akbay: “Ab, Salgın Süreci̇nde Ekonomi̇k Gücüyle Bi̇r Adım Öne Çıktı

    Prof. Dr. Akbay: “Ab, Salgın Süreci̇nde Ekonomi̇k Gücüyle Bi̇r Adım Öne Çıktı

    AB, salgınla mücadelede üye ülkelerin ekipman ihtiyaçlarının yüzde 90’nını finanse ederken, Avrupa Yatırım Bankası ise üye ülkelere destek kapsamında 350 milyar euro dağıttı. Avrupa Birliği uzmanı Prof. Dr. Ayşegül Akbay konu hakkında değerlendirmelerde bulundu.

    COVID-19 salgını dünya ekonomilerini derinden etkiledi. 2020 yılı için resesyon sinyalleri verilirken üretimdeki aksamalar Gayri Safi Yurtiçi Hasıla rakamlarında da düşüşe neden oldu. Salgının etkilerini azaltmak için her ülke harekete geçerken yeterli finansal büyüklüğe sahip olmayan ülkeler özellikle FED ve IMF desteklerine başvuruda bulundu. Özellikle Avrupa Birliği (AB) gibi ulus üstü yapıların kriz süreçlerinde üyelerine güç kattığını belirten Ankara Özel Natomed Hastanesi Başhekimi ve Avrupa Birliği uzmanı Prof. Dr. Ayşegül Akbay, ’’COVID-19 salgın sürecinde Avrupa Birliği liderleri ve kurumlarına yönelik eleştiriler daha çok ön plana çıkmış gibi görünse de, salgın ile mücadelede bir kere daha ekonomik gücünü ve başarısını kanıtladı’’ dedi.

    ’’Türkiye için Avrupa Birliği ideali devam etmeli’’

    COVID-19 sürecinde Avrupa Birliği’nin oynadığı role ilişkin açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Ayşegül Akbay, ’’Salgın sürecinin AB ülkelerine başlıca etkileri bireysel özgürlükler ve ekonomi alanında oldu. Bilindiği üzere Avrupa Birliği’nin ‘yerindelik’ prensibine göre, birlik sağlık yönetimi ve politikaları konusunda yani okul kapatma, karantina vb. eylemlerde, üye ülkelerin içişlerine karışmıyor. Ancak, süreç boyunca epidemiye hazırlık, ekipman temini ve ekonomik fonlar ile aşı çabaları doğrultusunda bilimsel işbirliği için Avrupa Birliği aktif rol aldı. Coronabondları ve sınır kapatma süreçlerinde demokratik mekanizmalar gereği çeşitli önerme ve tartışmalar çıkmış olsa da, Avrupa Birliği, üye ülkelere ekipman finansmanının yüzde 90’ını ve Avrupa Yatırım Bankası üzerinden 350 milyar euronun üye ülkelere dağıtılmasını başardı’’ dedi.

    Türkiye’nin AB idealinin devam etmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Akbay, ’’COVID-19 salgın süreci bize bir kere daha gösterdi ki, Avrupa konusunda kritik ve karamsar olanlar birliğin işleyişini daha iyi anlamaya çalışmalıyız. Ülkemizin durma noktasındaki tam üyelik sürecine yeniden boyut kazandırılmalı ve AB’ye üye olmaktan asla vazgeçmemeliyiz. Bugün, Türkiye, Avrupa Birliği’ne üye ülkeler arasında olmuş olsaydı, bu ekonomik avantajlardan payını almakla kalmayacak, salgınla uluslararası mücadelede de daha etkin bir rol alabilecekti’’ şeklinde konuştu.

  • Elazığa Özgü Organi̇k Çi̇lekte Hasat Başladı

    Elazığa Özgü Organi̇k Çi̇lekte Hasat Başladı

    Elazığ’a özgü tadı ve kokusu ile meşhur olan organik ‘Kuyulu Çileği’nde hasat başladı, mevsimlik çalışan kadınlara da ekmek kapısı oldu.

    Geçtiğimiz yıl Elazığ TSO ve Fırat Kalkınma Ajansı tarafından markalaştırma projesi başlatılan kentin yerli meşhur ‘Kuyulu Çileği’nde hasat başladı.Bu yıl geçtiğimiz yıllara oranla daha verimli olan organik çilek tarlaları, aynı zamanda mevsimlik çalışan kadın işçilere ekmek kapısı oldu. Sabah erken saatlerde hasat için gelen işçiler, günlük olarak topladıkları çilekleri alıcılara ulaştırarak pazarda yerini almasını sağlıyor. Tarlada kilogram fiyatı 7 TL olan çileklerin verimi yüz güldürdü ancak Korona Virüs salgını nedeniyle vatandaşın talebinin eskiye oranla az olması ise üzdü.Üretici Orhan Altundal, ise çileğin sağlık açısından çok faydalı olduğunu belirterek, vatandaşın tüketmesini önerdi.

    Verim iyi, hastalık nedeniyle satış azaldı

    Çiftçi bir ailenin çocuğu olduğunu belirten üretici Orhan Altundal, “56 yaşındayım baba mesleğini küçüklükten beri devam ettiriyorum. Çilek üretim işini, yıllarıdır yapıyoruz. Bu sene verim iyi ancak bu hastalıktan dolayı satış yapamıyoruz. Satış yapamayınca da mal elimizde kalıyor. Halbuki bu ürün, gribe, enfeksiyona karşı çok iyidir ve hormonu bile kabul etmeyen bir meyvedir. Karşı köyden de 15-20 tane işçi tutuyoruz. Onların öğrencileri var, evlerine destek oluyorlar. Çilekte yıllık 15 ile 20 ton arasında ürün alıyoruz”dedi.

    Eşine 25 yıldır yardım ettiğini belirten Meryem Altundal, Ekim ayında dikimini gerçekleştirdikleri çileğin Mayıs ayı sonuna doğru hasadını yaptıklarını aktardı.

    Tarlada çalışanlardan Fikriye Yıldırım,ise 15 yıldır çilek toplamaya gelip gittiğini ve yaptıkları işten memnun olduklarını kaydetti.

  • Kamu bankalarından yeni kredi paketi

    Kamu bankalarından yeni kredi paketi

    Kamu bankaları konut, taşıt, tatil ve mobilya için yeni kredi paketleri hazırladı.

    KONUT KREDİSİNDE FAİZ YÜZDE 0,64’E İNİYOR

    Birinci el/sıfır veya ikinci el konut alımlarında düşük faiz oranı ve 12 aya kadar ödemesiz dönemi olan 15 yıla varan vade ile finansman imkanı sunulacak.

    Bankalardan yapılan açıklamada şöyle denildi: “Bu tarihi imkandan daha geniş kesimlerin istifade edebilmesi için müşteri başına verilebilecek kredi miktarı sınırlandırılmış olup; üç büyük ilimizde (İstanbul, Ankara ve İzmir) krediye konu olacak konutlar için 750 bin TL, diğer şehirlerimiz için ise en fazla 500 bin TL’ye kadar kredi kullandırılabilecektir. Kredi kullanımında %10’dan başlayan, düşük özkaynak/peşinat oranı uygulanacaktır.

    Bu kapsamda birinci el/sıfır konutlar için azami 12 ay ödemesiz dönemli, 15 yıla kadar vade ve aylık %0,64 faiz oranı ile finansman imkanı sunulacaktır.

    İkinci el konutlar için azami 12 ay ödemesiz dönemli, azami 15 yıl vade ve aylık %0,74 faiz oranı ile finansman imkanı sunulacaktır.”

    Konut kredisi başvuruları yarından itibaren şubelere yapılabilecek.

    TAŞIT KREDİSİ PAKETİ

    Yerli üretim yapan anlaşmalı firmalardan sıfır km binek araç (motosiklet dahil) veya ticari araç satın alacak bireysel/kurumsal müşterilere firmalar ile yapılan anlaşmalar bazında değişmek üzere aylık yüzde 0,49 – yüzde 0,69 faiz oranı ile taşıt kredisi imkanı sunulacak.

    İkinci el binek araç (motosiklet dahil) veya ticari araç satın alacak bireysel/kurumsal müşterilere yüzde 0,82 faiz oranı ile taşıt kredisi imkanı sunulacak. Azami 6 Ay Ödemesiz toplam azami 60 Ay Vadeli 2. El Binek Otomobil ve Ticari Taşıt Kredilerinde azami limit 150 Bin TL olacak.

    Kredi tutarı kasko değeri üzerinden özkaynak/yabancı kaynak üzerinden hesaplanacak olup, 7 yaşa kadar olan taşıtlar kredilendirilecek.

    Taşıt kredisi paketi için başvurular 5 Haziran’dan itibaren yapılacak.

    SOSYAL HAYATI DESTEK PAKETİ

    Bireysel müşterilerin sosyal ihtiyaçlarının finansmanının uygun şartlarda sağlanmasının yanı sıra yerli üretim yapan mobilya, elektronik, beyaz eşya, ev boya-seramik-kapı ve pencere sistemleri, ev tekstil, çeyiz ve bisiklet sektörlerini desteklemek amacıyla; yerli üretim yapan firmalar ile anlaşmalar yapılacak ve asgari 3.000 TL, azami 30.000 TL kredi tutarı ile 6 ay ödemesiz azami 60 ay vade, aylık yüzde 0,55 faiz oranı ile finansman imkanı sunulacak.

    Bireysel müşterilerin, anlaşmalı firmalar dışındaki yerli üretim yapan firmalardan satın alacağı mobilya, kahverengi küçük ev aletleri, ev boya-seramik-kapı ve pencere sistemleri ev tekstil, çeyiz ve bisiklet ihtiyaçlarının uygun şartlarda sağlanması amacıyla; asgari 3.000 TL, azami 30.000 TL kredi tutarı fatura karşılığı 6 ay ödemesiz azami 60 ay vade ile aylık %0,82 faiz oranı ile finansman imkanı sunulacak.

    Sosyal Hayatı Destek Kredisi Paketi başvuruları 5 Haziran’dan itibaren yapılacak.

  • Serbest Pi̇yasada Dövi̇z Fi̇yatları

    Serbest Pi̇yasada Dövi̇z Fi̇yatları

    Dolar 6,8120 liradan, euro ise 7,5900 liradan haftaya başladı.

    İstanbul Kapalıçarışı’da 6,8100 liradan alınan dolar, 6,8120 liradan, 7,5880 alınan euro ise 7,5900 liradan satılıyor. Son kapanışta dolar 6,83 liradan, euro ise 7,61 liradan satılmıştı.