Kategori: Ekonomi

  • İSO Türkiye İhracat İklimi Endeksi Nisan’da 19.1’e geriledi

    İSO Türkiye İhracat İklimi Endeksi Nisan’da 19.1’e geriledi

    İstanbul, 8 Mayıs (DHA) – Türkiye imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi, dünyada ekonomik aktiviteyi olumsuz etkileyen Covid-19 salgını nedeniyle Nisan ayında 19.1’e geriledi. 
    Nisan’da PMI verilerinin toplandığı 44 ülkenin tamamında ekonomik aktivite geriledi. Endekste eşik değer olan 50.0’nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50’nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor.
    İstanbul Sanayi Odası Türkiye İhracat İklimi Endeksi hakkında değerlendirmede bulunan IHS Markit Direktör Yardımcısı Andrew Harker, şunları söyledi: 
    “Nisan ayında Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklim Endeksi, Covid-19 salgınının yayılımını engellemek için uygulanan sokağa çıkma yasaklarının küresel ekonomi üzerindeki ağır etkisini ortaya koydu. Endekste yer alan 44 ülkenin tamamında ekonomik aktivite düşüş kaydetti. Birçok pazarda, geçmişte benzeri görülmemiş oranlarda üretim kayıpları yaşandı. Türk imalatçıları, nisan ayı ile birlikte krizin en kötü döneminin geride kaldığını ve koşulların önümüzdeki aylarda kademeli olarak iyileşeceğini umut ediyor.”
    Türk imalat sektörü ihracatının yaklaşık yüzde 30’unu oluşturan Almanya, Birleşik Krallık, İtalya, Fransa ve İspanya’nın ekonomik aktivitelerinde, PMI anketlerinin başladığı 1990’lardan bu yana benzeri görülmemiş oranlarda sert küçülmeler yaşandı. ABD’deki üretim de küresel finans krizinin zirvesinde kaydedilenden bile daha yüksek oranda rekor düşüş sergiledi.
    Türkiye imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi’nin Nisan 2020 dönemi sonuçları açıklandı. 
    Mevsimsel etkilerden arındırılmış olarak açıklanan verilere göre, İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi nisan ayında üst üste ikinci ay rekor düşük seviyede gerçekleşti. 
    Mart’ta 35.7 olarak ölçülen endeks, Nisan’da 19.1’e düşerek ihracat ikliminin bir önceki aya göre çok daha fazla bozulduğuna işaret etti. Covid-19 pandemisinin dünya genelinde ekonomik aktiviteyi etkilemesine bağlı olarak Türk imalat sektörü ihracatçılarının talep koşulları nisanda bozulmaya devam etti. 
    PMI verilerinin toplandığı 44 ülkenin tamamında ekonomik aktivite gerileyerek salgının küresel etkisini ortaya koydu. 
    Avrupa’nın birçok ülkesi büyük Covid-19 salgınlarına maruz kaldı ve daha fazla yayılmayı önlemek için sokağa çıkma yasakları geniş çapta uygulandı. Bunun sonucu olarak, üretimde en yüksek oranlı düşüşlerin bazıları Avrupa ekonomilerinde gerçekleşti. Türk imalat sektörü ihracatının yaklaşık yüzde 30’unu oluşturan Almanya, Birleşik Krallık, İtalya, Fransa ve İspanya’nın ekonomik aktivitelerinde sert düşüşler kaydedildi ve ilgili PMI anketlerinin başladığı 1990’lardan beri benzeri görülmemiş oranlarda küçülmeler yaşandı. 
    Nisan ayında ABD’deki üretim de rekor düşüş sergiledi. Daralma, küresel finans krizinin zirvesinde kaydedilenden bile daha yüksek oranda gerçekleşti. Ekonomik aktivitedeki en sert düşüşlerden bazıları, Covid-19 salgınının güçlenmesini engellemek için sokağa çıkma yasaklarının katı bir şekilde uygulandığı gelişen piyasa ekonomilerinde yaşandı. Bu durumun bir örneği, ekonomik aktivitesi mart ayındaki ılımlı büyümenin ardından nisanda sert bir şekilde daralan Hindistan oldu. Takip edilen tüm ülkeler içerisinde en keskin daralma ise Uganda’da gerçekleşti. 
    Ekonomik aktivitede en düşük oranlı daralmalardan bazıları Orta Doğu’da görüldü. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar’da göreli olarak ılımlı düzeyde daralmalar kaydedildi. Ancak bu ülkelerin tamamında üretim ikinci çeyreğin başında rekor düşüş göstermişti. 
    Türk imalat sektörü ihracatındaki payı yüzde 1.0 civarında olan Çin ise Nisan’da üretimin en düşük oranda küçüldüğü ülke oldu. Ekonomik aktivite üst üste üçüncü ay azalmış olsa da sokağa çıkma yasaklarının kısmen gevşetilmesine bağlı olarak daralma, söz konusu üç ayın en düşük seviyesinde gerçekleşti. 
     

  • Piyasalarda Bugün-Borsa İstanbul Endeksi yüzde 0.18 düştü

    Piyasalarda Bugün-Borsa İstanbul Endeksi yüzde 0.18 düştü

    Borsa İstanbul Endeksi (BIST100) 97 bin 799 puan ve 99 bin 273 puan arasında dalgalandığı günü yüzde 0.18 düşüşle 98 bin 398 puanda kapandı. Perşembe gününün işlemlerini BIST Sanayi Endeksi yüzde 0.24 artıda, BIST Mali Endeks yüzde 0.08 ve BIST Hizmetler Endeksi yüzde 0.26 ekside kapattı.

    Uluslararası kredi derecelendirme şirketi Standart and Poors (S&P), Türkiye’nin yabancı ve yerel para cinsinden kredi notlarını teyit etti, kredi notu görünümünü durağan olarak bıraktı. S&P, Türkiye’nin yabancı para cinsinden kredi notunu “B+”, görünümü ise “durağan” olarak teyit etti.
    Türkiye’nin beş yıllık kredi iflas takası (CDS) primi bu sabah 620/640 düzeyinde tutunurken, gösterge 2 yıllık tahvilde bileşik getiri geçen hafta yüzde 8.71’e kadar geriledi. Gösterge 10 yıllık tahvilde bileşik getiri dün son işlemde yüzde 12.43 oldu.

    Döviz piyasalarındaki işlemlerde;
    – dolar en düşük 7.0706 lira ve en yüksek 7.2700 lirayı gördükten sonra, 7.15 – 7.16 lira aralığında,
    – euro en düşük 7.6310 lira ve en yüksek 7.8587 lirayı gördükten sonra, 7.71 – 7.72 lira aralığında,
    – sterlin en düşük 8.7350 lira ve en yüksek 9.0198 lirayı gördükten sonra 8.80 – 8.81 lira aralığında hareket ediyor.

    Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) BNP Paribas SA, Citibank NA, UBS AG ile bir bacağı Türk Lirası olan yeni bir döviz işleminin yapılmamasına ve bu mahiyetteki vadesi gelen işlemlerin yenilenmemesine karar verdiğini açıkladı.

    BDDK’dan yapılan açıklamada, “Bilindiği üzere, Kurumumuz, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca, tasarruf sahiplerinin haklarını ve bankaların düzenli ve emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye sokabilecek ve ekonomide önemli zararlar doğurabilecek her türlü işlem ve uygulamaları önlemek, kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışmasını sağlamak üzere gerekli karar ve tedbirleri almak ve uygulamakla yükümlü ve yetkilidir” diye anımsatıldı ve karar ile ilgili şu bilgiler verildi:
    “Bu amaçla, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 07.05.2020 tarihli ve 9016 sayılı Kararı ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 93 üncü maddesi uyarınca, Kurumumuz tarafından yapılacak ikinci bir duyuruya kadar,

    “Yurt dışında kurulu BNP Paribas SA, Citibank NA, UBS AG’nin Ülkemiz bankalarına karşı olan Türk Lirası yükümlülüklerini vadesinde yerine getirmediği tespit edildiğinden, tasarruf sahiplerinin haklarını ve bankaların düzenli ve emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye sokabilecek işlem ve uygulamaları önlenmesini ve kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışmasını teminen, söz konusu bankalar dahil Türk Lirası yükümlülüğünü yerine getirme konusunda gecikmeye düşen yabancı bankalar ve söz konusu bankaların yurt dışında kurulu grup bankaları ile bir bacağı Türk Lirası olan yeni bir döviz işleminin yapılmamasına ve bu mahiyetteki vadesi gelen işlemlerin yenilenmemesine,
    “Söz konusu yurt dışı bankalar ile herhangi bir işlem yapan bankaların konu hakkında bahse konu yurt dışı bankalara bilgi vermesine,
    “Konunun Kuruluş Birlikleri vasıtasıyla bankalara duyurulmasına karar verilmiştir.”

  • “Türk sanayisinin zayıflamasına müsaade etmeyeceğiz”

    “Türk sanayisinin zayıflamasına müsaade etmeyeceğiz”

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) üyeleri ile video konferans yöntemiyle toplantı yaptı. Salgınının otomotiv sektöründeki etkileri üzerine konuşan Varank, bakanlık olarak salgın boyunca vites yükselttiklerini ve tüm paydaşlarla yakın istişare içinde olduklarını belirterek, “Dijital toplantılarla üreticilerin, sanayicilerin nabzını yakından tutuyor, yol haritamızı birlikte şekillendiriyoruz. Malumunuz, henüz kimsenin bağışıklık kazanamadığı bir pandemiyle mücadele ediyoruz. Bir yandan vatandaşlarımızın canını korumaya çalışırken, diğer yandan bu musibetin ekonomik, sosyal ve psikolojik etkileriyle savaşıyoruz. Dünya ekonomisi, çifte şok dediğimiz ve hiç alışık olmadığımız arz-talep şokuyla aynı anda karşılaştı. Küresel ticaret, sermaye akımları ve turizm durdu. Finansal piyasalarda ve emtia fiyatlarında sert dalgalanmalar var. Yaşadığımız bu şokun daha ne kadar süreceğini hiç kimse öngöremiyor. Belki toparlanma çok kısa sürecek ve eski düzenimize hemen geri döneceğiz. Belki de dünya daha uzun vadeli, yıllarca sürecek bir küresel krizle boğuşmaya davam edecek” diye konuştu.

    ‘REKABET GÜCÜMÜZÜ ARTIRACAK POLİTİKALAR UYGULAYACAĞIZ’

    Her iki senaryoya da hazırlıklı olmak gerektiğini belirten Bakan Varank, Türkiye’nin, virüsün ekonomik etkilerini nisan ayından itibaren yoğun olarak hissetmeye başladığını kaydetti. Avrupa Birliği başta olmak üzere neredeyse tüm büyük pazarlarda üretim kayıplarının derinleştiğini hatırlatan Varank, “Doğal olarak bu gidişat bizi de etkiledi. İç talebi ele aldığımızda, orası da tabi ki halkımızın sağlığını korumak için aldığımız tedbirler sebebiyle etkilendi. Ama bu resme bir bütün olarak bakınca şunu çok net bir biçimde görmek gerekiyor. Türkiye, bu küresel krizde başarılı bir sınav veriyor, inşallah vermeye de devam edecek” dedi.

    Bakan Varank, Türkiye’nin sağlam üretim altyapısına sahip olduğunu ve tüm dünyanın ihtiyaç duyduğu yoğun bakım solunum cihazı gibi kritik bir ürünü rekor sürede üretebildiğini dile getirdi. Bu durumun tesadüf olmadığını, 18 yılda sıfırdan Ar-Ge ekosisteminin inşa edildiğini, sanayi altyapısının güçlendirildiğini ve yetişmiş iş gücüne yatırım yapıldığını anlatan Varank, “Türk sanayisinin zayıflamasına müsaade etmeyeceğiz. Üretimi ayakta tutacak ve rekabet gücümüzü daha da artıracak politikaları tereddütsüz uygulayacağız” mesajını verdi.

    ‘HÜKÜMET OLARAK SANAYİCİNİN YANINDAYIZ’

    Finansal dalgalanmalara bağlı kazanç ya da kayba dayanan iş modeline bel bağlanmaması ve rekabet gücünün temelinde üretim olması gerektiğini belirten Varank, şunları söyledi:
    “Muhtemelen önümüzdeki dönemde ekonomide, özellikle üretimde, tek kutuplu dünya düzeninden, çok kutuplu dünya düzenine doğru geçiş olacak. Ekonomik faaliyetlerin ağırlık merkezi, dünya geneline daha dengeli yayılacak. Yeni merkezler ortaya çıkacak, güç dengeleri değişecek. Yani küresel pasta yeniden ve umuyorum ki daha adil bir şekilde bölüşülecek. İşte bu bölüşümden payımızı en iyi şekilde almalıyız. Biz hükümet olarak sanayicinin yanındayız. Faaliyetini büyütmek isteyen, yatırımlara odaklanan ve istihdam oluşturan herkesin yanında olmaya da devam edeceğiz. Uyguladığımız politikalar, yaşadığımız yeni dönemin ruhuna uygun olacak. Geleneksel sektörlerimize sahip çıkacağız. Bununla birlikte, yarını şekillendirecek yenilikçi sektörleri daha güçlü destekleyeceğiz.”

    ‘TOGG İÇİN 100’ÜN ÜZERİNDE TEDARİKÇİ GÖRÜŞÜYOR’

    Haziran ortasından itibaren otomotiv sektöründe canlanma bekleyebileceklerini belirten Bakan Varank, sektör temsilcilerinden dinamik olmalarını, tedarikçilerine sahip çıkmalarını, yerlileşme oranını artırmalarını ve dijital teknolojilere yatırım yapmalarını tavsiye etti. Salgının, kendi kendine yetmenin önemini tekrar ortaya koyduğunu vurgulayan Varank, “Üretimde dışarıya bağımlılık azaldıkça, dış şoklara karşı da dirençli oluyorsunuz. Yerli yoğun bakım solunum cihazıyla da gördük ki, isteyince her şeyi başarabiliriz. Sadece zor zamanlarda değil, hayatın normal akışında da alışılmışın dışında davranmak, kalıpları kırmak, icat çıkarmak gerekiyor. Üretimde yeni yöntemler denemekten çekinmeyin. Salgın bize şunu da öğretti. Meğer gözümüzde büyüttüğümüz dijital dönüşüme çok hızlı adapte olabiliyormuşuz” dedi. Konuşmasında Türkiye’nin yerli otomobil projesine de değinen Bakan Varank, “TOGG’un 100’ün üzerinde TAYSAD üyesiyle gizlilik anlaşması imzaladığını ve tedarikçi görüşmeleri yaptığını biliyorum. Hatta önemli bir kısmının seçiminin tamamlandığından haberim var. Buradaki işbirliği hem yerlileşme politikalarımız hem de sektöre kazandıracağı ivme açısından kritik öneme sahip” diye konuştu.

  • Pegasus’un kargo uçuşları yeniden başladı

    Pegasus’un kargo uçuşları yeniden başladı

    Koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında uçuşlarını geçici süreyle durduran Pegasus Hava Yolları, kargo uçuşlarının başladığını duyurdu.Yapılan yazılı açıklamada, salgından önce dar gövde yolcu uçaklarıyla kargo taşıma hizmeti veren Pegasus, yerel ve uluslararası regülasyonlar doğrultusunda yolcu uçaklarında yolcu kabininde kargo taşınması için gerekli düzenlemeleri yaparak, ağırlık ve kapasitenin daha fazla kullanılabildiği A321 neo tipi uçaklarını kargo taşıma amaçlı hizmete sunduğunu aktardı.

    İlk aşamada ana istasyonu olan İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı, İzmir ve Antalya merkezli olarak uçuş ağı dahilindeki yurt içi ve yurt dışı noktalarına kabin içi kargo yüklemesi de yaparak kargo taşıması gerçekleştirilecek. İhracat ve ithalatçı firmaların talepleri doğrultusunda, uçuş ağında yer alan yurt içi ve yurt dışı noktalarına kargo uçuşlarını yaparak ülke ekonomisine katma değer sağlamayı hedefliyor.

  • Dolar tarihi zirvesinde: 7.25

    Dolar tarihi zirvesinde: 7.25

    Hafta başından bu yana sert bir şekilde yükselişe geçen dolar/TL kuru, bu sabah 7,24’ü aşarak tarihi zirvesini yeniledi.

    Haftaya 7 liranın hemen üzerinde başladıktan sonra Merkez Bankası’nın swap düzenlemesinin ardından yukarı yönlü hareketini güçlendiren dolar/TL kuru, gece yarısı 7,20 liraya kadar tırmandı.

    Dolar/TL’de, 13 Ağustos 2018’de de 7,24 seviyesi görülmüştü.

    Euro/TL ise 7,81’den işlem görüyor.

    Piyasada dış veri gündemi ve TCMB’nin haftalık verileri takip edilirken yeni bir dış kaynak sağlanıp sağlanamayacağı sorusu ise piyasanın ana gündemini oluşturmaya devam ediyor.

    Dolar-TL’de 22 ay önce de bu seviyeler görülmüştü.

  • Bursa’da su sıkıntısı yok

    Bursa’da su sıkıntısı yok

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, son yağışlarla birlikte Nilüfer ve Doğancı barajlarındaki doluluk oranlarının arttığını belirterek, ‘normal şartlarda’ Bursa’da 2020 yılının sonuna kadar su sıkıntısının yaşanmasını beklemediklerini açıkladı.

    Bursa’da son 1 haftada devam eden yağışlar, barajlardaki su seviyesini artırdı. Yağan yağmurlarla birlikte; şehrin içme ve kullanma suyunu karşılayan Doğancı Barajı yüzde 59, Nilüfer Barajı ise yüzde 71 doluluk düzeyine ulaştı.

    Başkan Alinur Aktaş, yaptığı açıklamada, barajlara hiç su girişi olmaması durumunda bile bu yılın sonuna kadar yetecek kapasitede su rezervine sahip bulunduklarını söyledi. Bursa’nın içme suyu ihtiyacını sağlayan Doğancı ve Nilüfer barajlarındaki doluluk oranları hakkında bilgiler veren Başkan Aktaş, ’’Son yağışlarla birlikte; Doğancı Barajı’ndaki doluluk oranı yüzde 59, Nilüfer Barajı’ndaki doluluk oranı ise yüzde 71 seviyesine ulaştı” dedi.

    Başkan Aktaş’tan tasarruf çağrısı

    Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, son 100 yılın en kurak beşinci mevsimini, son 15 yılın ise en kurak mevsimini yaşadıklarını hatırlatarak, Bursalılardan suyun tasarruflu kullanılması noktasında destek beklediklerini ifade etti. Barajlardaki doluluk oranlarının insanları yanıltmaması gerektiğini kaydeden Başkan Aktaş, “Son yağmurlar biraz rahatlattı fakat su çok değerli. Bu nedenle tasarrufa azami derecede dikkat etmeliyiz. Sıkıntımız yok fakat zorda kalmamak için geleceği düşünmek zorundayız” diye konuştu.

  • Tarlada 1, tezgahta 6 lira

    Tarlada 1, tezgahta 6 lira

    Üretici ile market fiyatlarında soğan ve patateste makas durmadan açılıyor.

    Yeni hasatların başlaması da bu artışa çare olmadı. Öyle ki, nisan ayı enflasyonunda tüketici bazında fiyatı en çok artan ürünler patates ve soğan olurken geçen hafta itibariyle İstanbul’da markette soğan 6.5 liraya kadar, patates ise 7.5 liraya kadar çıktı. İlerleyen günlerde fiyatlarda bir gevşeme beklense de üreticiler, büyükşehirlerde fiyatın soğanda en fazla 3, patateste ise 4 lira bandında olması gerektiğini belirtiyor.

    Fiyatların belli bir seviyede tutulması için çiftçiden direkt tüketiciye ulaşacak, nakliye sorununu da çözecek bir yapılanma oluşturulması öneriliyor.

    “DÜŞECEĞİNE YÜKSELDİ”

    Bir ay öncesine giderek, 2 Nisan tarihli market fiyatına bakıldığında soğanın kilosunun 5.99 liraya, patatesin ise 6.65 liraya satıldığı görülüyor.

    Nisanın üçüncü haftasında Adana ve Reyhanlı’da başlayan hasatla fiyatların düşmesi öngörülüyordu. Ancak beklenildiği gibi olmadı ve ambalajın da etkisiyle fiyat soğanda fiyat 6.5 liraya, patateste ise 7.5 liraya çıktı. Zincir marketlerde ise kuru soğan 4-7 lira, patates 4.5-8.75 lira aralığında satılıyor.

    Soğan ve patateste iki sezondur yaşanan yüksek fiyat sorununa ‘fazla ürünün’ de çare olmadığını belirten Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “İki hafta önce hasat başladı. Hatta hasadı erken yaptılar çünkü restoran, otel gibi alanlar kapalı olduğu için büyük gubaş soğan alımı daha az olacaktı. Tam büyümeden erken söküldü. Piyasaya 2.5-3 liradan girdi. Şimdi 1 liradan satılıyor. Şu anda hava yağmurlu olduğu için toplanmıyor. Biraz daha toplasak 1 liranın da altına düşecek” diye konuştu.

    “3 LİRAYI GEÇMEMELİ”

    Çiftçinin ürününü direkt satabileceğini ve aradakilerin devre dışı bırakılması gerektiğini vurgulayan Doğan, şunları söyledi:

    “Toptan kilosuna tüccar 1 lira veriyor. Toplama, işçilik 40 kuruş, tüccara maliyeti 60 kuruş. Üzerine kilo başına 30 kuruş nakliye koyarsak 1.30 liraya İstanbul’a geliyor. Sonra hale inecek. Hale satınca komisyonu var. Semt pazarına nakliye ve kâr konuluyor. Bu süreçte de 1-.1.5 lira eklenmesi lazım. Yani kuru soğan İstanbul’da satış fiyatı 3 lirayı geçmemeli. Üretici kazanamıyor, tüketici pahalıya yiyor.”

  • Piyasalarda Bugün – Petrol ve altın fiyatları düştü

    Piyasalarda Bugün – Petrol ve altın fiyatları düştü

    ABD stoklarının beklentilerin üzerinde artmasıyla petrol fiyatlarının yönü yeniden aşağıya döndü ve Bent petrol yeniden 30 doların altına çekildi. Birçok ülkede ekonomik önlemlerin gevşetileceğine ilişkin beklentilerle artan risk iştahı nedeniyle ons altın da 1,700 doların altına geriledi.

    Ünlü Menkul Değerlerin “Ons altın destek bulmakta zorlanıyor” başlıklı değerlendirmesinde, “Küresel risk iştahının ivme kaybetmiş olmasına karşın ekonomileri yeniden açma çabaları ile birlikte dirençli kalması ons altının 1700 doların üzerinde momentum kazanmasına izin vermiyor. Kaldı ki dolar endeksinin geri çekilmeleri önemli bir baskı hissetmeden karşılaması ve 100 seviyesinden çok fazla uzaklaşmaması da ons altının destek bulmasını zorlaştıran konu başlıklarından biri olarak öne çıkıyor. Teknik olarak baktığımızda ise görünümün çok fazla değiştiğini düşünmüyoruz. Öyle ki, 1,715 dolar aşılmadan kısa vadede altın üzerindeki baskı devam edebilir. 1,700 doların altındaki rakamlar ise bu baskının daha fazla hissedilmesine neden olacaktır” denildi.

    Gelişmelerle, küresel düzeyde gösterge olarak bilinen Brent hampetrolün varil fiyatı yüzde 0.44 düşüşle 29.92 dolara, Batı Teksas hafif hampetrolünün varil fiyatı da yüzde 7.56 düşüşle 25.31 dolara geriledi.

    Küresel emtia piyasalarında;
    – gümüş, yüzde 0.24 artışla 14.99 dolar,
    – altın, yüzde 0.68 düşüşle 1,693.89 dolar,
    – bakır, yüzde 0.92 artışla 5,176.00 dolar,
    – platin, yüzde 0.56 düşüşle 764.88 dolar,
    – paladyum yüzde 0.80 düşüşle 1,800.14 dolar düzeyindeydi.
    İç piyasada ise, altının ons fiyatı düşmesine karşın doların 7.15 liraya kadar yükselmesiyle, gram altın 391 liraya, çeyrek altın 641 liraya, Cumhuriyet altını da 2,557 liraya yükseldi.

  • Dolar durmuyor… 7.16’yı geçti!

    Dolar durmuyor… 7.16’yı geçti!

    Dolar yeni güne 7.08’in üzerinde başladı. Öğlen saatlerinde ise 7.15’in üzerini gördü.

    7.15’in üzerini gören dolar saat 15:34 itibariyle de 7.16’dan işlem görmeye devam ediyor.

    Analistler 7.20 ve 7.23’ün önemli direnç seviyeleri olduğunu belirtti.

    Dolar Ağutos 2018’de anlık olarak da olsa 7.24’ü görmüştü.

    Dünkü yükselişte Merkez Bankası döviz karşılığı TL swaplarında limiti yüzde 30’dan yüzde 40’a yükseltmesinin kısmi bir etkisi oldu ancak asıl olarak kuru yükselten koronavirüs olmaya devam ediyor.

    Ülkelerin yavaş yavaş ‘normalleşme’ adımları atması ekonomiler için olumlu görülse de ABD ile Çin arasında yükselen tansiyon bu olumlu gelişmeleri gölgelemeye başladı.

  • Küresel ekonomi 2020’de yüzde 3.3 küçülecek

    Küresel ekonomi 2020’de yüzde 3.3 küçülecek

    Alacak sigortası şirketi Euler Hermes’in raporuna göre, küresel ekonominin 2020’de yüzde 3.3 küçülmesi bekleniyor.

    Euler Hermes’in Covid–19 salgınının yarattığı riskleri değerlendirdiği yeni raporunda küresel nüfusun ve üretimin yarısından fazlasını kilit altında tutan bu krizin dünyayı 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana görülen en kötü resesyona sürüklediği belirtiliyor.

    Bu kapsamda dünya ekonomisinin tekrar faaliyet geçmesi ile sermaye piyasalarındaki durumun iyileşmeden önce kötüye gidebileceği tahmin ediliyor.

    Raporda U şeklinde bir toparlanma yerine krizin uzamasına neden olacak 7 risk faktörünün hükümetler ve şirketler tarafından takip edilmesinin gerekliliğine dikkat çekiliyor.

    Raporda mal ve hizmet ticaretinde iki çeyrek boyunca sürecek bir resesyon beklendiği ifade ediliyor. Ticaret hacminde yaşanması beklenen yüzde 15’lik bir daralmanın sonucunda dünya ticaretinde 3.5 trilyon dolara varan kayıplar yaşanacağının altı çiziliyor.

    Bir diğer büyük risk olan iflasların ise hükümetlerin bu zamana kadar göstermediği desteklere rağmen yüzde 20 oranında artacağı tahmin ediliyor.

    Dünya ekonomisinin 2020’de yüzde 3.3 küçülmesinin beklendiği raporda yaklaşık 9 trilyon dolarlık bir kaybın yaşanacağı ifade ediliyor.

    Raporda, “Bu kayıp Almanya ve Japonya ekonomilerinin toplam GSYH büyüklüklerine eşit. Kısmi işsizlik kategorisine giren işlerde çalışanların üçte biri işsiz kalabileceğinin altının çizildiği raporda Euro Bölgesi’nde toplamda 70 milyondan fazla insanın kısmi işsizlik programlarından faydalanacağı tahmin ediliyor” deniliyor.

    Raporda ekonomilerin yavaş bir seyirde yeniden faaliyete geçmesi ile şirketler için sabit maliyetlerin düşürülmesinin gerekeceği ve bu durumun en çok karantina önlemlerinin çok yavaş hızla kaldırılacağı otel ve konaklama, seyahat ve perakende sektörlerini etkileyeceği söyleniyor.

    Belçika, İngiltere, İspanya, Fransa ve Portekiz gibi işsizlik programlarının yaklaşık 6 ayla sınırlı olduğu ülkelerde kısmi işsizlik kategorisine giren işlerde çalışanların üçte birinin yılsonuna kadar işsiz kalabileceği öngörülüyor.

    Raporda çift haneli bütçe açıklarının ve merkez bankalarının balon gibi şişen bilançolarının krizin finansal ekonomik ve sosyal maliyetlerini hafifletmeye yardımcı olduğu belirtiliyor.

    Fransa’da 10 milyondan fazla insan kısmi işsizlik programı altında.

    Almanya’da ise 725 bin şirket destek programından yararlanıyor.

    İstihdamı korumanın maliyetinin her ülkede GSYH’nin yüzde 1.5’ini aşacağı tahmin ediliyor.

    ABD Merkez Bankası’nın (Fed) bilançosunun 4.13 trilyon dolardan 6.34 trilyona çıkmasının ardından Fed’den bir ay içinde 2.0 trilyon dolarlık bir bilanço artışı daha bekleniyor.

    Yılın  sonunda ise Fed’in bilanço toplamının 11.5 trilyon dolara yani GSYH’nin yaklaşık yarısına ulaşabileceği tahmin ediliyor.